Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu

Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu (https://www.forumaski.com/)
-   Kişisel Gelişim (https://www.forumaski.com/kisisel-gelisim/)
-   -   Ne kadar başarılı olduğunuzu nasıl anlarsınız? (https://www.forumaski.com/kisisel-gelisim/83708-ne-kadar-basarili-oldugunuzu-nasil-anlarsiniz.html)

Şafak 07.01.2014 19:17

Ne kadar başarılı olduğunuzu nasıl anlarsınız?
 
Ne kadar başarılı olduğunuzu nasıl anlarsınız?

Yılbaşlarında hayatımızın muhasebesini yaparız. Tıpkı şirketlerin yaptığı gibi kendimize hedefler koyup bu hedeflere ulaşmak için kararlar alırız. Aslında iş hayatında öğrendiğimiz teknikleri özel hayatımızda da uygulamak yabana atılacak bir fikir değildir. Bence iş hayatımızla özel hayatımızın birçok benzerlikleri var. Harvard Üniversitesi’nin ünlü profesörü Clayton Christensen , işletme fakültelerinde öğrenilen bilgilerin şirketlerle sınırlı kalmaması gerektiğini söyler. Christensen, her sene bitiminde öğrencilerine okulda öğrendikleri bilgileri kendi hayatlarında nasıl uygulayacaklarını sorar.

Genelde birçoğumuz iyi bir hayatı, sahip olduklarımızla ve elde ettiklerimizle ölçme eğilimindeyiz. Bu anlamda hayatlarımızı ölçtüğümüz “tartı” aslında sadece maddi kazançları ölçen bir tartıdır.

Maddi kazançlar elbette önemlidir ama hayattaki başarının tek ölçütü maddiyat değildir herhalde. Eğer öyle olsaydı hayat son derece sığ ve yaşamaya değmeyecek olurdu kuşkusuz. Her zaman söylediğim gibi belirli bir gelirin altında olmak sefalet getirir ama bu gelirin üzerine çıkıldığında mutluluk garanti değildir. Mutluluk gelirden başka “şeylere” bağlıdır.

Christensen’e göre insana mutluluk veren şeyler, öğrenmek, sorumluluk almak, üretmek, başkalarının yaşamına katkıda bulunmak ve bu yaptıklarından ötürü takdir görmektir.

1-Bunun için ilk adım olarak “hayatımızda gerçekten önemli olan şeylerin” bilincine varmamızı söylüyor. Bunun için de değerlerimizin ve ilkelerimizin farkına varmamızın şart olduğunun altını çiziyor.

Eğer değerlerimizin neler olduğunu bilir ve tercihlerimizi bu değerlere göre yapabilirsek sadece zamanımızı değil, bütün hayatımızı daha anlamlı yönetebiliriz. Pek çoğumuz başkalarının ya da koşulların bir zorunluluk olarak karşımıza çıkardığı acil işlerle uğraşmaktan kendi “önemsediğimiz” işlere zaman ayıramıyorsak neyin önemli olduğuna karar veremediğimiz içindir.

Bizim için hayatta nelerin değerli olduğunu saptamak başlangıç noktasıdır. Değerlerimizi ve önceliklerimizi ne kadar iyi belirlersek attığımız her adım, aldığımız her karar bizi hedefimize yaklaştırır.

2-Christensen’in dikkat etmemizi önerdiği ikinci konu ise “kaynaklarımızı anlamlı bir şekilde yönetmeyi öğrenmemiz.” Hedeflerimize varmak için belirlediğimiz stratejiler kaynaklarımıza bağlıdır. Sahip olduğumuz kaynakları verimli kullanmazsak hedefimize ulaşamayız.

Sahip olduğumuz kaynaklar sadece parasal değildir. Belki paradan bile daha önemli olan sağlığımız, enerjimiz, zamanımız, yeteneklerimiz, deneyimlerimiz, cesaretimiz, bilgimiz, düş gücümüz, dostlarımız ve sosyal ilişkilerimiz gibi kaynaklarımız vardır.

Bu kaynakları hedefimize uygun olarak kullanıp kullanmadığımız konusunda ne derece bilinçliyiz? Çoğu insan ailesini birinci önemli varlığı olarak görür ama bunların pek azı gerçekten ailelerine ve çocuklarına yeterli vakti ayırırlar.

Para da dahil olmak üzere sahip olduğumuz bütün kaynakları kullanırken daha bilinçli olmamız gerektiğine inanıyorum. Özellikle yılbaşı dönemlerinde kaynaklarımızı nasıl kullandığımızı yeni bir gözle değerlendirmemiz gerektiğine inanıyorum. Böyle bir değerlendirmenin farkında bile olmadan yaptığımız para ve zaman israfını ortadan kaldıracağına inanıyorum.

3-Christensen’in değindiği üçüncü önemli nokta, bir “kültür yaratmanın önemidir.” Christensen hayatımıza hâkim olan kültürün nasıl olduğuna dikkatimizi çekiyor ve bu kültürün bizi hedeflerimize ne kadar yakınlaştırıp ne kadar uzaklaştırdığını düşünmemizi söylüyor.

Aslına bakarsanız hepimizin hayatı, aldığımız kararların ve yaptığımız tercihlerin toplamından ibarettir. Nasıl insan olduğumuz, nasıl hayat yaşadığımız bugüne kadar yaptığımız tercihlerden başka bir şey değildir.

Yönetim konularından çok iyi bildiğimiz üzere, bir şirkette insan davranışları o şirketin kültürünün yansımasıdır.

Bu durum aileler için de geçerlidir. Doğan Cüceloğlu, “Bir ailede çocukların yüzü gülüyorsa bilin ki o aile sağlıklı bir ailedir.” der. Bir anne-baba çocuklarının doğru davranmadığından şikâyetçiyse önce aile içi ilişkilerin nasıl olduğuna bakmalıdır.

4-Christensen yaşamımızı yönetirken dördüncü adım olarak “değerlerimizle uyum içinde yaşamanın”, en az değerlerimizi belirlemek kadar önemli olduğunu söylüyor. Hepimiz hayatımızı yaşarken kendimiz için değerler belirliyoruz. Fakat pek azımız gerçekten değerlerimizden ve ilkelerimizden taviz vermeden davranmayı başarabiliyoruz.

Maslow’a göre mutluluğun sırrı, kişinin kendi doğasına sadık kalmasıdır. “Bir kereden bir şey olmaz.” mantığıyla değerler yolundan sapan her adım, zaman içinde insanı yozlaşmaya ve mutsuzluğa götürür. Bu sebeple kendi vicdanına ve değerlerine uyumlu yaşamayan insanlar sadece güvenilmez olmakla kalmazlar, aynı zamanda kendileriyle barışık da olamazlar.

Aldığı kararları sürekli ihlal edenler önce kendilerine olan saygılarını ve güvenlerini yitirirler.

5-Christensen’e göre hayatımızı yönetirken dikkatimizi çeken önemli bir konu da “alçak gönüllü olmaktır.” Birçoğumuz farkında olmadan şişik bir egoyla dolaşıyoruz. Bu sadece kendimizi beğenme ya da yaptıklarımızı abartma gibi dışarıya yansımıyor, belki de daha kötüsü başka insanları değersiz görmemize ve onları hafife almamıza da yol açıyor.

Christensen, eğer alçakgönüllü olursak herkesten bir şey öğrenebileceğimize dikkat çekiyor. Aslında sadece okuldan ya da bizden daha bilgili kişilerden değil hayatın kendisinden de öğreniriz. Hayat bize sürekli yeni öğrenme fırsatları sunar. Bizler hayatın öğrenme fırsatlarınını kullanabildiğimiz ölçüde gelişir ve olgunlaşırız. Eğer öğrenmeyi bırakırsak bir süre sonra hayata ayak uyduramaz oluruz.

Özgüveni yüksek insanlar hangi yaşta, hangi konumda olurlarsa olsunlar öğrenmeye açıktırlar. Özgüveni düşük insanlar da başkalarına üstünlük taslama kaygısıyla maalesef öğrenme ve gelişme fırsatını kaçırırlar.

6-Christensen’in hayatımızı yönetirken önerdiği ilkelerden sonuncusu “başarımızın ölçütünü doğru koymamızdır.”

Nasıl bir şirketi yönetirken elde edeceğimiz sonuçların, ne derece başarılı olabileceğini daha işin başında saptıyorsak hayatımızı yönetirken de aynısını yapmalıyız.

Sizin hayatınızın başarı kriteri (ölçütü) nedir? Ne yapar ya da hangi hedefe ulaşırsanız kendinizi başarılı addedersiniz?

Christensen kendisi için gerçek başarı ölçütünün sahip olduğu para değil, etkileyebildiği diğer yaşamlar olduğunu söylüyor. Christensen’e göre bir insanın gelişmesine katkıda bulunmak en önemli başarı ölçütlerinden biridir.

Charles Handy, “İnsanlar paralarını nasıl kazandıklarıyla değil nasıl harcadıklarıyla hatırlanırlar. Toprak altındaki bir insanın kaç milyon dolar kazandığını gösteren bir mezar taşı yoldan geçenlerin hiçbirini etkilemez. Önemli olan o milyonlarla ne yaptığıdır.“ der.

Hakikaten de insan hayatta ailesine, çocuklarına, değerli bulduğu bir amaca ya da ihtiyacı olan insanlara bir katkıda bulunmuyorsa ne kadar para kazanırsa kazansın tatmin olması mümkün değildir.

Clayton Christensen’in dediği gibi hayatımızda gerçekten neyin önemli olduğunu işin başında belirlersek vardığımız her noktada, girdiğimiz her yeni yılda başarımızı ölçerken nasıl bir tartı kullanacağımızı da çok iyi bilebiliriz.

Peter Marshal’ın da söylediği gibi “Yapılmış küçük işler, planlanıp da yapılmamış büyük işlerden çok daha önemlidir.”

Yeni bir seneye başlarken sadece yeni kararlar almamız yeterli değildir, asıl önemlisi hayatımızın anlamını, hedeflerini, bu hedeflere gidecek yolları (strateji) saptamamız gerekir.

Eğer kendi değerlerimizi belirleyebilirsek karar almak çok kolaylaşır hatta kararlar kendiliğinden alınır.

Hiçbirimizin unutmaması gereken en önemli nokta, gerçek zenginliğin başkalarının hayatlarında yarattığımız olumlu farklar olduğudur.

FeCr 08.01.2014 14:35

Cevap: Ne kadar başarılı olduğunuzu nasıl anlarsınız?
 
Güzel bir konu..başlığı görüp bende düşünmeye başladım,böyle bir konuda adıl ölçeğin ne olduğunu.
Klasik anlamda başkalarının hakkımızda ki dedikodusu bile bizim başarı grafiğimizin yükseldiğimizi gösterebilir ancak bu yeterince sağlam bir ölçek olamaz.Başkaları hakkında edindiğim kişisel tespitim şudur ki;sizin için söylenen sözler,onların sizin hakkınızdaki tespitlerinden ziyade temennileridir.Sizi olduğunuz gibi değil,olmanızı istedikleri gibi görürler ve bu yüzden hakkınızda söyledikleri ciddiye alınacak türde ifadeler değillerdir.Üstelik burada konunun öznesi idealizm sahibi bir insan ise kimse onu gerektiği gibi değerlendiremez..o yüzden geçiyorum bunu

Hangi adımların sizi gayenize ulaştıracağını kesin olarak bilmeniz çok zordur..hiç beklemediğiniz bir sonuç,size herşeyin bittiği hissiyatını verirken belki de asıl değerlendirilmesi gereken ve kendisiyle istenen sonuca ulaşılacak olan basamak,o sunucun kendisi olabilir.Ya da herşeyin yolunda gittiğini düşündüğünüzde,hiç umursamadığınız bir durum bütün sistemi alt üst edebilir.Sadece kendi hayat tecrübelerim dahi bunları defalarca ispat etmiştir,buradaki arkadaşların da hayatlarında bu tür olaylar kendini çokça tekrar etmiştir.
Bize düşen tedbir üzerinde yoğunlaşmaktır.Başarı,istenen sonucun bir şekilde elde edilmesi değildir.O bir kazanımdır.Başarı;sizin kendi tedbirinizin doğurduğu kazanımlardır.Şahsi görüşüm budur.Ne kadar başarılı olduğunuz da tedbirnizde ki sağlamlık ile ölçülmüş olunur ve başarı isminin ortaya çıkması için tedbir mekanizmasının yerinde işlemiş olması gerekir.Lakin hayat bir yol olduğundan ve her bir eylem bir sonraki eylemi doğurduğundan,yapılanların tüm hayat göz önüne alınarak düşünülmesi gerekir.Var olan hayatlar için başarıdan söz etmek doğru bir düşünce olamaz.Sonunun ne olduğunu bilmediklerimiz hakkında başarı kelimesini kullanmamız sağlam bir aklın ameli olamaz.
Başarı,ancak somut istekler söz konusu olduğunda istenen tanımıyla karşımıza çıkar.İstediğiniz bir ev,araba ise elde etmeniz başarılı olduğunuzu gösterir.Genel anlamda hayatta ki başarı ise asla kimsenin kendisine atfedemeyeceği bir sıfattır.Bizler tarafından başarılı görülenler,kendilerine göre yollarının başında bile sayılmazlar.
Neyi ne kadar elde ettiğiniz de amacınıza ne kadar yaklaştığınız da yukarıdaki sorunun cevabı değillerdir..çünkü gözünüzün gördüğü,kulağınızın duyduğu,aklınızın idrak edip teninizin dokunduğu her bir zerre sizin için bir soru niteliğindedir ve hepsi büyükçe bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır..
Başarı kişiye özel olduğu için ne kadar başarı konusu da kişiseldir..ve sözlerim ancak kendim için mutlak bağlayıcıdır.
İnsanı,sahip olduğu insafı ile değerlendiren biri olduğum için başarı basamağını da yine insaf üzerinden değerlendiren biriyim.İnsafı ise,her durumda kendinden zayıf olanlara karşı sergilenen tavır olarak tanımlayan biriyim..ve bu benim şaşmaz ölçeğimdir.
Sahip olunan sıfat ne olursa olsun,kendinden altta olanlara hak ettikleri değeri veriyorsan,o konumda o kadar başarılısındır vesselam.
Güzel bir konu

Teşekkürler paylaşım için

XxX 08.01.2014 15:12

Cevap: Ne kadar başarılı olduğunuzu nasıl anlarsınız?
 
Eğer beni çekemiyolarsa anlıyorum ki başarılıyım çatlıyolar ki çekemiyolar..:gulumse:


Saat: 11:36

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.