Yuşa Tepesi İstanbul‘un en yüksek tepeleri arasında yer almaktadır. Çamlıca Tepesi’nden sonra gelen bu tepeden İstanbul’un pek çok farklı noktası görülebilir. Doğal güzelliklerin içinde, tarih ve kültürün beşiğinde kent manzarası izlemek isteyenler için bu tepe idealdir.

Yuşa Tepesitarihin eski dönemlerinden beri kutsal kabul edilen bir yerdir. Çok tanrılı inançlarda bile bu tepenin kutsal sayıldığı bilinmektedir. Tarihçiler burada eski bir Zeus tapınağı olduğunu belirtmektedirler. Günümüzde tepede İslami ritüellere uygun peygamber mezarı bulunmakta, ziyaretçiler burada dini inançlarına uygun bir biçimde dua etmektedir. Bu gün İslam inancına göre şekillenmiş olması bölgenin diğer dinler açısından önemini ortadan kaldırmamaktadır. Üç büyük din açısından da bu tepe kutsal olup, burada bir aziz veya peygamberin yattığı belirtilmektedir.

Yuşa Tepesi’nde Kuran’da ismi geçen Yuşa Peygamberin bulunduğu belirtilmektedir. Tarihçiler ve din bilimciler tarafından Yuşa Peygamber, Hz. Musa ile birlikte buraya gelmiş, hayatını yitirince de buraya defnedilmiştir. Hristiyanlıkta Yuşa isminin karşılığı Yeşu şeklindedir. Yahudi inancında da bu kişi kutsal sayılmış, mezarının burada olduğu ifade edilmiştir. Bu gün burada 17 metre uzunluğunda bir mezar bulunmaktadır. Eski çağlarda büyük şahsiyetlerin mezarı da büyük yapılır, kişiye duyulan saygı bu biçimde ifade edilirdi. İstanbul ve Türkiye’nin çeşitli yerlerinde uzun kabirler bulunmaktadır. Ancak bu kabir hepsinden çok daha büyük olmasıyla ziyaretçilerini şaşırtmaktadır.

Yuşa Tepesi kuşkusuz sadece kutsal bir mekan olmasıyla ün kazanmamıştır. Dini turizmle birlikte doğa turizmi tutkunlarının da bu tepeyi sıkça ziyaret ettiği bilinmektedir. Tepeden İstanbul ve Boğaz ayrı bir güzellikte görünmektedir. Perspektifte önce yemyeşil bir manzara, arkasından boğazın masmavi suları bulunur. Bu suların iki yanında ise İstanbul’un hakim tepeleri sıralanmıştır. Yeşil İstanbul görmek isteyenler mutlaka burayı ziyaret etmelidir.

Yuşa Tepesi’nde bulunan tekke ve mescidin yapılış tarihi bilinmemekle birlikte III. Selim öncesine ait olduğu belirtilmektedir. Restorasyon tarihi ise Sultan Abdulaziz dönemine rastlamaktadır. Bu gün bulunduğu formuna bu padişah döneminde kavuştuğu bilinmektedir. İnanç turizmi dolayısıyla tepeye giden yollarda çeşitli inançlar gereği bezler asılırken geçmişte, III. Selim döneminde buradaki dini ritüellerin çoğunun yasaklandığı ifade edilmektedir. Bu yasaklamanın sebebi ise bir süre sonra halkın burayı bir tapınak olarak görmesiyle ibadethane ve türbe haricinde çeşitli anlamlar yüklemeye başlamasıdır.

Yuşa Tepesi bu gün Beykoz Müftülüğü ve Büyükşehir Belediyesi’nin çalışmalarıyla restore edilmiş, burada bir mesire alanı oluşturulmuştur. Şu anda burada gezilecek yerler bir mesire alanı, türbe ve cami olarak sıralanabilir. Kuşkusuz hepsinden görülen büyük İstanbul manzarası buraya ziyaretçi akınının asıl nedenlerinden biridir.