|
Mitoloji kategorisinde açılmış olan Tanrıların ve kahramanların doğal tarihi konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
07.08.2014, 11:52 | #1 (permalink) |
Bağımlı Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Tanrıların ve kahramanların doğal tarihi Tanrıların ve kahramanların doğal tarihi YENİ BİR BİLİMİN ÇİZGİLERİ Bütün dünya mitolojilerinin karşılaştırmalı incelemesi, insanlığın kültürel tarihini bir bütün olarak ele almaya bizi zorlamaktadır. Ateşin çalmışı, tufan, ölüler ülkesi, ******nin doğurması ve dinlen kahraman gibi temalar bütün dünyaya yayılmıştır ve her yerde yeni yeni bileşimler içinde görünürler; oysa ki kaleydoskop içindeki parçalar gibi, yalnızca belli sayıda ve hep aynıdırlar. Kendi geleneksel tapmaklarında gözleri kapalı secde edenler, başkalarının ayinlerine ince eleyip sık dokuyarak ve küçümseyerek yaklaşırlar. Dürüst bir karşılaştırma hepsinin aynı mitolojik motiflerle örüldüğünü hemen ortaya koyar. Bu motifler, yerel gereksinimlere göre değişen biçimlerde seçilmiş, örgütlenmiş, yorumlanmış ve ritleşmiştir; ama dünyadaki her toplum tararından da saygıyla karşılanırlar. Burada, tarihsel olduğu kadar etkileyici bir psikolojik sorun da ortaya çıkıyor. İnsan, görüldüğü gibi, genel mitsel kalıtımların düzenlemesi olmadan evrendeki yaşamını sürdüremiyor. Aslında, insanın kendi yaşamının doluluğunun, mantıklı düşüncesiyle değil kendi yerel mitolojisinin derinliği ve genişliğiyle doğrudan orantılı olarak oluştuğu görülüyor. SÜMERLER Gelecekteki uygarlıkların tarihi için müjdeleyici ve anlamlı bir gelişim aynı dönemin (tö y. 4000) son bölümünde yaşandı. Köylü yerleşimleri pazar şehri ölçeğini ve işlevini kazanmaya başladı ve kültür güneye Mezopotamya ırmaklarının çamurlu düzlüklerine doğru yayıldı. Gizemli Sümer ırkının tarih sahnesinde göründüğü dönem de budur. Kızgın Dicle ve Fırat deltalarında Ur, Kiş, Lagaş, Eridu, Sippar, Şuruppak, Nippur ve Ereç kral kentleri kurulmaya başlandı. Tek doğal kaynak çamur ve kamıştı. Ağaç ve taşırı kuzeyden getirilmesi gerekiyordu. Çok geçmeden küçük bakır boncuklar da ithalat içinde yer almaya başladı, metal çağı başlamak üzereydi. Fakat çamur verimliydi, verimlilik yıllık olarak tazeleniyordu. Aynca çamura güneşte kurutup tuğla biçimi verilebiliyordu, tarihte tuğlanın ilk kez ortaya çıkışıydı bu ve gene dünya tarihinde ilk kez tuğladan tapınaklar inşa ediliyordu. Tapınakların tipik formu gayet iyi bilinmektedir, en eski şekliyle zigguratlar –yüksekçe yapay tepeler-. Tepede toprak ananın göğün efendisiyle dünyayı yaratan birleşmesi ritüeli için hazırlanan kutsal oda vardı. Ve izleyen yüzyıllardan elde ettiğimiz kanıtlardan bir yargıya varabilirsek, her kentin kraliçe veya prensesi bu en eski dönemde tanrıçayla özdeşleştirildiğinden eşi kral da tanrıydı.
__________________ . |
07.08.2014, 15:29 | #2 (permalink) |
| Cevap: Tanrıların ve kahramanların doğal tarihi Kısa ve öz bir değerlendirme olmuş. Konuyu Sümerler ile birlikte ele almak da hem yerinde bir değerlendirme hem de konunun tabiatı gereği,olmazsa olmazlardandır. Mitoloji kültürünün temellerini Sümerler'de görürüz,üstelik disipline edilmiş bir bilim olarak.Roma'nın Venüs'ü ve Eski Yunan'ın Afrodit'i,aslında Sümerler'in İnanna'sının batıya uyarlanışıdır.Yine Homeros'un İlyada ve Odessa'sı,Sümerler'in Gılgamış destanının türevinden başka bir şey değildir. İnsanlık,var olduğu günden beri tanrılar yaratmayı kendisine bir borç bilmiştir.Tüm güzellikleri,güçleri,duyguları,iyiyi ve kötüyü hep resmetmek ve bu resmin içine kendi inancını yerleştirmek ihtiyacı duymuştur.Mitoloji,mitoloji olarak kaldığı sürece hiç bir dine,inanca veya zümreye zararlı değil aksine faydalıdır.İnsanın değişik eğilimlerinin analizini yapmak için bize fırsatlar sunar.Her daim değerini bilmek icap eder. Ufkumuzu açtınız..teşekkürler
__________________ ''Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek'' |
07.08.2014, 16:09 | #3 (permalink) |
-Waiting for a train | Cevap: Tanrıların ve kahramanların doğal tarihi Nekadarda efsane mitoloji ve olağanüstü hikayelere dayalı yazıtlar ve inançlarda olsa tarihi değerler bakımından elbetteki herzaman bilinmesi ve değerlendirilmesi şart olduğu gibi bu mitoloji ve efsanelerin kendi gerçeklerini herzaman olduğu şekliyle bilmek ve bunların inancınada saygı duymak gerekir. Ve bunları insanlara aktarmada ne onların inancıyla bağdaştırmak nede inançlarla alakalı olmadığını düşünmek elbetteki bu tarihi gerçeklerin reddedilmesiyle aynı oranda olduğunu düşünüyorum. Yeterki tarihi belgelere uygun ve kaynağının gerçekliğinden hiçbir şüphe duymadığımız her bir mit, kendi başına bizlere aktarmak istediğini aktaracaktır. Teşekkür ediyorum paylaşımınız için... You're waiting for a train...
__________________ |
07.08.2014, 16:11 | #4 (permalink) |
Tecrübeli Üye | Cevap: Tanrıların ve kahramanların doğal tarihi Yunan mitolojisi tek favorim olmakla birlikte "Herodot tarihi " kitabının okunmasını öneririm Paylaşım için teşekkürler
__________________ Ben olmuşum defterde boş bırakılan ilk sayfa |
07.08.2014, 16:29 | #5 (permalink) |
Bağımlı Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Tanrıların ve kahramanların doğal tarihi ŞAMANİZM 1. ŞAMAN VE RAHÎP Kuzey Amerika Kızılderilileri arasında, kabilelerin avcı veya bitki yetiştiricisi olmasına göre iki zıt mitoloji görünmektedir. Öncelikle avcı olanların dinsel yaşamlarında bireyin hayaller görebilmek için oruç tutması üstünde durulur. On iki, on üç yaşlarındaki erkek çocuk babası tarafından ıssız bir yere bırakılır. Hayvanları uzak tutması için küçük bir ateş vardır ve çocuk orda oruç tutarak dua eder. Oruç ruhsal ziyaretçi gelene kadar üç veya daha fazla gün sürer ve insan veya hayvan biçiminde görünen ziyaretçi onunla konuşarak ona güç verir. Çocuğun, daha sonraki yaşamı bu hayalle belirlenecektir; ona gelen ruh şaman olarak insanları sağaltma gücü verebilir, hayvanları yakalayıp avlama gücü verebilir veya savaşçılık yeteneği vermişolabilir. Eğer kazanılan yetenekler gencin arzularını tatmin etmezse, tekrar, istediği kadar, oruç tutabilir. İki dünya arasındaki zıtlık rahip ve şamanın karşılaştırılmasıyla daha da açık görülebilir. Rahip, kabul edilmiş dinsel bir örgütün toplumsal biçimde törenle üyeliğine aldığı, belirli mevkiler kazanan ve kendisinden öncekiler tarafından da kullanılan bir büronun kiracısıymış gibi davranan biriyken, şaman kişisel psikolojik bir bunalım sonucu kendi başına güçler kazanan biridir. Düşünde ona görünen ruhsal ziyaretçiler daha önce kimse tarafından görülmemiştir; onlar onun ruhları ve koruyucusudurlar. Oysa Püeblolann maskeli tanrıları, katı biçimde örgütlenmiş ve düzenlenmiş rahipler tarafından tapınılan 'mısır-tannları, bulut-tanrıları, bütün köyün bilinen efendileridir ve bilinmedik zamanlardan beri onlara dua edilmekte ve törensel danslarda temsil edilmektedirler.
__________________ . |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |