Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Beylerin Dünyası > Motorlu Taşıt Araçları
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Arabalar hakkında Herkesin İşine Yarayacak Bilgiler (Çok Geniş Bir İçerik)

Motorlu Taşıt Araçları kategorisinde açılmış olan Arabalar hakkında Herkesin İşine Yarayacak Bilgiler (Çok Geniş Bir İçerik) konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 21.05.2013, 12:02   #1 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Arabalar hakkında Herkesin İşine Yarayacak Bilgiler (Çok Geniş Bir İçerik)

OTOMOBİLDEYKEN BAŞINIZA GELEBİLECEK ACİL DURUMLARDA NE YAPMALI?

KAYMANIN KONTROLÜ

Araçlarda kayma lastiklerin yeri tutmamasından dolayı meydana gelir.

Kaymanın önlenebilmesi çeşitli faktörlere bağlıdır: Aracın önden veya arkadan çekişli olması; kaymaya neden olan yol yüzeyinin kaplı olduğu malzeme veya üzerine yayılmış olan materyalin cinsi (kum, yağ, kar, çiğ, vs.) kaymanın şiddetini ve yönünü etkiler. Bunlar araçta başlayan kaymayı önleme açısından önemlidir.

Arkadan çekişlilerde: Arkadan çekişli araçlarda kayma aracın arka kısmının sağa veya sola savrulmasıyla meydana gelir. Aracın arka kısmı, ön kısma doğru hareket ederek bazı hallerde tamamen dönmesine ve kontrolün tümüyle kaybolmasına yol açar. Bu gibi durumlar, virajlara, aracın yeri tutma limitlerinin çok üstünde girildiğinde veya viraj içinde kuvvetli fren yapıldığında meydana gelir.

Araçtaki kaymayı kontrol altına almak için: Ayağınızı gaz pedalından çekin. Kesinlikle frene dokunmayın. Kayma anı frenden dolayı meydana gelmiş ise Ayağınızı fren pedalından çekin. Debriyaja basmayın ve direksiyonu çok hafif bir şekilde tutun.

Direksiyonu aracın arka kısmının kaydığı yöne doğru çevirin. Aracın arkası sağa doğru savrulmuş ise direksiyonu sağa doğru çevirin. Direksiyonu çok fazla turda kaymanın olduğu tarafa doğru çevirmekte iyi değildir. Araç bu kez ters yöne savrulabilir. Bu yüzden direksiyondaki hareketler kontrollü ve yumuşak olmalıdır.

Önden çekişlilerde: Önden çekişli araçlarda kaymaya aracın çok hızlı ve ani gazlamalarla -sert hız artırmakla- veya virajlarda ani sürat yükseltilmesiyle meydana gelir.

Bu durumda: Debriyaj ve fren pedallarından uzak durun (Dokunmayın). Aracın direksiyonunu dönmek istediğiniz yöne doğru yavaşça çevirin ve sert hareketlerden sakının. Aracı durdurmaya çalışmayın, gaz pedalına yavasça basıp çekerek aracın öne olan ivmesini kontrol altına alın.

Dört tekerlek çekişlilerde: Dört tekerde kayma genel olarak ani fren yapımı esasında meydana gelir. Kaygan zemin üzerinde ani fren aracın tekerleklerinin kilitlenmesine ve aracın kilitlenmesine neden olur.

Kontrol altına alabilmek için: Fren pedalından ayağınızı çekin, aracın tekerleklerinin dönmesini sağlayın. Debriyaj pedalına dokunmayın.
Direksiyon hakimiyetini tekrar ele aldığınızda, direksiyonu düz tutarak aracı normal konumuna getirin. Frenleri yavaş bir biçimde pompala¤¤¤¤¤ aracın durmasını sağlayın.

HAREKET HALİNDEKİ ARACIN ÖN CAMININ KIRILMASI

Hareket halindeki araçlarda, özellikle süratli hareket eden araçlarda ön camın kırılması kazaya neden olabilir: Cam kırıldıktan sonra öne doğru kaybettiğiniz görüs açısını tekrar kazanmaya çalışın. Elinizle camı kırıp görüşü sağlamaya çalışmayın. Aynalardan yararlanarak aracınızı yolun sağ tarafına park etmeye çalışın. Sağ tarafa aracı park ettikten sonra, flaşörleri açın ve dikkatlice aracın dışına çıkın. Aracın cama yakın olan kalorifer ve havalandırma deliklerine gazete kağıdı ko¤¤¤¤¤ cam parçacıklarının bu kısımlara düşmelerini önleyin. Gazete kağıdı yoksa bez parçası da kullanabilirsiniz. Sonra krikonun arka kısmı ile camı içerden dışarı doğru kırın. Bu işlem üst köşelerden ortaya doğru yavaşça yapılmalıdır. Cam lastiğini dikkatlice çıkarıp temizledikten sonra, yeniden kullanılabileceği için bagaja koyun. Gazete kağıdına birikmiş cam parçalarını bir naylon torba içine koyun ve en yakın çöp bidonuna atın. Bu durumda takabileceğiniz bir gözlük varsa ne iyi. Öylece en yakın cam tamircisine kadar gidin. Bu arada ihmal edilmemesi gereken bir husus, kalorifer deliklerinin elektrikli bir süpürgeyle temizlenmesidir. Ne kadar dikkat edilirse edilsin, deliklere cam parçacıkları düşmüş olabilir.

YÜKSEK HIZLA LASTİK PATLATMASI

Patlayan, arka lastiklerden biriyse, arabanın arkası sağa veya sola doğru kaymaya başlar. Ön lastiklerden biri patlamışsa, mümkün olduğu kadar fren yapmamaya çalışın. Ön lastiklerden biri patladığı zaman araç lastiğin patladığı yöne doğru kuvvetlice çekilir. Bu durumda direksiyonla, aracı düz bir doğrultuda tutmaya çalışın ve yavaş frenleme ile durmasını sağlayın.

DERİN SUDAN GEÇMEK

Taşmış dereler, nehirler veya büyük su birikintilerinin içinden geçerken aracınızın hızını kesin. Aracın geçtiği kısımdaki suyun derinliği önemlidir. Genel olarak araçlar, radyatör pervanelerinin alt kısmına kadar suya girebilirler. Normal olarak radyatör pervanesinin yerden yüksekliği 25-30 santimetre arasındadır. Bu mesafe aracın tekerleklerinin orta noktası ile lastiklerin yere değdiği nokta kadardır. Bu ölçümlerden de anlaşılacağı gibi mütevazi bir aile otomobili 25-30 santimlik bir su birikintisinden geçebilecek yetenektedir. Bu noktanın üstüne su geldiği takdirde, su damlacıklarını kuvvetli bir sprey gibi motorun üstüne püskürtür. Bu su bombardımanı bujilerin ve distribitörün ıslanmasına neden olur ve araç stop eder. Tam su birikintisinin ortasında da kalır. Suya 1 veya 2. vitesle girin. Böyle yapıldığında su lüzumsuz olarak sağa sola sıçramaz. Sürat yavaş fakat aracın devri yüksek olmalı. Sudan geçiş sırasında vites değiştirmeyin. Geçtikten sonrada frenleri kontrol edin. Frenler sık ve kesik basılarak kontrol edilebilir.

ARAÇLARDA YANGIN

Araçlardaki yangının önüne geçilmezse, büyük bir trajedi meydana gelebilir. Buharlaşmış benzin tutuşarak deponun alev almasına neden olur. Bir süre sonrada araç infilak edebilir. Araçta duman tespit edildiği an durdurulmalı. Sonra anahtar üzerinde kontak kapatılmalı. Direksiyonun kilitlenmemesine dikkat edilmeli. Aksi halde, gerektiği takdirde aracın itilmesi mümkün olmaz. Bütün yolcular dikkatlice dışarı alınmalı. Motor kaputu kısmı olarak açılmalı. Böylece alevlerin büyümesi önlenmiş olur. İmkan varsa akü kutup başı sökülmeli. Yangın söndürücü varsa kullanılmalı; yoksa, battaniye veya oto kılıfından yaralanılmalı. Bu örtüler alevlerin oksijen alıp büyümesini önleyecektir. Hava almayan alev söner. Olay kum zemin üzerinde meydana gelmişse, alevin üzerine kum atılarak söndürülebilir.

HEMZEMİN GEÇİTLERDEN GEÇERKEN

Tren yollarının kara yoluyla kesiştiği geçitlerde çok dikkatli olmak gerekir. Sağa sola bakıp oyalanmadan karşıya geçin. Büyük bir hızla üzerinize gelen trenin durabilmesi için oldukça uzun bir mesafeye ihtiyaç vardır. Araç geçit içinde stop edip kalmışsa hemen yolcuları indirin ve emin bir noktaya geçmelerini sağlayın. Aracı iterek karşıya geçmek mümkün değilse, birinci vitese takın ve kontağı açıp kapayın. Bu şekilde aracın ileri doğru hareketini sağlarsınız. Bu şekilde de hareket ettirmek mümkün değilse, en yakın aracın halatla sizi çekmesini sağlayın.

OTOMOBİL KULLANIRKEN

Genelde sürücüler otomobillerine gereken önemi göstermezler. Bu nedenle uzun vadede araçta meydana gelen tahribat, daha önemli boyutlara ulaştığı için, hem emniyet açısından hem de ekonomik açıdan daha büyük masraflar yaratarak tehlike oluşturur. Bazı konularda dikkat edilmesi gereken hususları saymak gerekirse ;Otomobilin periyodik kontrolü sırasında göstergelerin (benzin, yağ, hararet göstergesi gibi) doğruluk payı saptanmalı ve eksilen sıvılar yenilenmelidir.Otomobili uzun süre kızgın güneşin altında bırakmak son derece tehlikelidir çünkü camların kapalı olması iç sıcaklığı arttırıp ön paneli deforme eder. Aynı zamanda bu sıcaklık kapı ve cam kenarlarındaki lastiklerde deformasyon ve çatlamalar meydana getirerek suyun otomobile sızmasına neden olur. Bunu en aza indirmek için sıcak günlerde camları biraz açık bırakmak, lastikleri vazelinlemek gerekir.Otomobili sıcaktan korumak için bilinenin aksine ağaçlıklı bir yere parketmek son derece sakıncalıdır. Çünkü bitkilerden dökülen polen ve benzeri maddeler otomobilin boyasına zarar verir.

ANİ SİS BASKINI

İlk sis tabakasına rastlar rastlamaz alınacak önlem ayağı gazdan çekip mutlaka vitesi küçültmektir. Bunu başka hiçbir alternatifi yoktur, aksi takdirde kendinizi çok büyük bir tehlikenin içine atmış olursunuz. Hızınızı azaltıp görüş mesafesinde yolunuza devam edebilirsiniz.Klimalar ufak bir kompresör yardımı ile işler ve motor gücü kaybına sebep olur. Ani akselerasyon gerektiren durumlarda kapatılırsa, güç kaybı önlenmiş olur.

KAZA ANINDA

Otomobilden çıkmadan önce kendinizin güvende olduğundan emin olun.Kaza yerinden sonra değil önce ve diğer araçların sizi görebileceği bir yerde durulmalıdır.Diğer araçları uyarmak için dörtlü flaşörler yakılmalı ve kaza eğer gece meydana gelmiş ise farlar da yakılarak kaza yeri aydınlatılmalıdır.

Eğer yaralı varsa ilk önce ambulans daha sonra da polis çağırılmalıdır.Kontak kapatılmalı ve kaza geçiren araç etrafında sigara ve benzeri mamuller içilmemelidir.Eğer bir yangın durumu söz konusu ise müdahaleye önce yolcuların bulunduğu bölgeden başlanmalıdır. Daha sonra yangının başladığı yere ve en son da yakıt deposuna müdahalede bulunulmalıdır.

GECE YOLCULUĞU SIRASINDA

Takip mesafesi 3 saniyeye çıkarılmalıdır. Kesinlikle uykulu ve alkollü halde yola çıkılmamalı eğer gerekiyorsa araç güvenli bir yer park edilip dinlenilmelidir. Eğer karşıdan uzunlarını yakmış bir araç geliyorsa kesinlikle cevaben uzunlar yakılmamalı, kısa aralıklarla selektör yaparak yavaşlayın ve farlara bakmak yerine yolun orta sağına bakın.

YAĞMURLU HAVADA

Silecekleri çalıştırmaktan kaçınılmamalı, eskimesini engellemek için ön cam tamamen kapandıktan sonra çalıştırılmamalıdır çünkü bilinen görüşün aksine sileceklerin lastikleri çalışarak eskimez. Görüşünüzün kapandığı bir, iki saniye bile son derece vahim sonuçlar doğurabilirSilecekler sollama esnasında son hızda çalıştırılmalıdır.Kalorifer sistemi ve arka cam rezistansları çalıştırılmalı gerekirse bir bez ile ön cam silinerek görüş alanı yaratılmalıdır.

Gündüz dahi olsa kısa farlar yakılmalıdır.Kısa aralıklarla araç güvenli bir yerde durdurularak ön, arka farlar, stoplar, sinyaller ve fren lambaları silinmelidir.Su birikintilerine girildikten sonra ıslanan fren balatalarını kurutmak için kısa bir süre frene hafifçe basılmalıdır.Araca binmeden önce ıslanan ayakkabıların acil bir durumda fren pedalından kaymasını engellemek için bir bezle taban kısmı silinmelidir.Yağmurlu havalarda gaza gereğinden fazla basmak, sert bir şekilde frene basmak, ani bir şekilde direksiyonu çevirmek ve debriyajdan ayağın hızlıca çekilmesi kayma hareketini daha kolay başlatacağından bu hareketlerden özellikle kaçınılmalıdır.Yağmurun ilk yağdığı an yol yüzeyinde birikmiş olan toz ve yağlar yolu daha da kayganlaştıracağı için bu dakikalarda hız yavaşlatılmalı ve ani hareketlerden kaçınılmalıdır.Sağanak yağmur esnasında oluşan su birikintilerine girerken aquaplaning (su yastığı üstünde kayma) olayı oluşur. Bu durumlarda direksiyon sıkıca tutulmalı ve hız kesmek için ayak gazdan çekilmeli, frene çok yavaş basılmalı (eğer ABS varsa sonuna kadar basılmalıdır) ve ani haraketlerden kaçınılmalıdır.Özellikle lastiklerinizin dış derinliği 3 mm'den az ise öndeki aracın lastik izleri takip edilerek kayma riski azaltılabilir.

KAYMA ESNASINDA

Eğer yokuş çıkarken geriye doğru kaymaya başlarsanız ayağınızı yavaş yavaş gaz pedalından çekin ve zemine tutunma sağlanınca yavaş yavaş tekrar basın.Kayarken savrulmayı engellemek için direksiyonunuzu kayma yönüne doğru çevirin, kesinlikle tekerleklerin kızaklamasına sebep olacak şekilde frene basmayın, unutmayın dönmeyen ön tekerleklere yön verilemez. Eğer kızakladıysanız hemen fren basıncını azaltın ve tekerleklerin dönmesini sağlayın ama sakin ayağınızı frenden tam olarak çekmeyin (ABS varsa sonuna kadar basmak gereklidir)Unutmayın sizi probleme sokan neyse problemden çıkaracak da odur. Gaza gereğinden fazla basmışsanız ayağınızı gazdan çekin, frene çok bastıysanız frendeki basıncı azaltın, direksiyonu sert bir şekilde çevirmişseniz direksiyonu yumuşatın, ayağınızı debriyajdan sert çekmişseniz tekrar debriyaja basın.

YOLA ÇIKMADAN ÖNCE

Lastik havalarının tam ve dış derinliklerinin en az 3mm olup olmadığı kontrol edilmelidir.Ön ve arka emniyet kemerlerinin çalışıp çalışmadığı kontrol edilmelidir.Sinyallerin ve farların çalışıp çalışmadıkları kontrol edilmeli eğer aralarında çalışmayan varsa kesinlikle tamir edilmeden yola çıkılmamalıdır.Camlar, sinyaller ve farlar temiz olmalı, görüş tam sağlanmadan yola çıkılmamalıdır.Araçta boşta eşya olmamalıdır. Bunlar ani bir fren esnasında ciddi yaralanmalara sebep olabilir ya da meşguliyet vererek tek başlarına birer kaza sebebi olabilirler.Araçta yangın söndürücü ve ilkyardım çantası bulundurmadan yola çıkılmamalıdır.Kalorifer sisteminin çalıştığından ve hava kanallarının (özellikle ön) açık olduğundan emin olmadan yola çıkılmamalıdır. Özellikle yağmurlu havalarda kalorifer sistemi ve rezistanslar görüşü sağlamada önemli bir etkendir.Silecek suyu, yağ seviyesi, akü su seviyesi kontrol edilmeli eğer eksikse tamamlanmalıdır.
__________________________________________________ _____________

YENİ ARAÇ SATIN ALMA KARARINI VERİRKEN

Yeni araç alimi her ne kadar kolay gözükse de zor bir karar. Alacak kisi, daha önce hiç otomobil sahibi olmamissa, verilecek karar daha da zor. Alici, tipe ve cinse göre degisik alternatiflerle karsi karsiya kalir.

Saticilarin sunduklari seçenekleri içeren paket çok cazip ve ekonomik gelebilir. Bu arada ihtiyaç duyulmayacak özellikler de satin alinmis olur. Yani paket ekonomik olabilir, ama istemedigimiz özellikler için bosuna para vermis oluruz.

Araç alirken ilk seçenek; standart ve temel özelliklerin bulundugu pakettir. Ihtiyaç duyulacak kisimlar ise daha sonra tek tek satin alinabilir. Tabii ileride arabaniza uyum ve ilave fiyat farki sizi sikintiya sokabilir.

Alinacak araba için ödeme gücünüzü ve bütçenizi en bastan tespit edin. Saticilar ile görüsülmeden önce fiyatlari ve arabalari arastirin. Bu arastirmada standart paket ve ilave özelliklere dikkat edin. Bütün bu konular size pazarlik asamasinda yardimci olacaktir.

Içinden isitmali deri koltuklu bir otomobil almak istiyorsaniz bunun kararini önceden verin, aksi takdirde ikna kabiliyeti yüksek saticilarin ve çarpici plazalarin etkisi altinda kalabilirsiniz.

Almayi düsündügünüz otomobilin ikinci el piyasasini arastirin. Bir ay sonra satmak isterseniz satabilecek misiniz? Degeri nedir? Air conditioning ve daha kuvvetli motor için ödenen paralar sizi pisman ettirmez, ama lüks kisimlar, yani pahali müzik ve isitmali koltuk gibi bölümler ikinci el piyasasinda degerlerinin çok altinda islem görürler.

1. Ne tür bir araç alacaksınız
2. Kullanılmış araç alımında dikkat edilecek diğer hususlar
3. Almayı düşündüğünüz otomobile bakmaya gitmeden önce
4. Alacağınız araca karar verip almaya gittiğinizde yapabileceğiniz kontroller
- Püf noktaları
- İç - Dış - Kaporta
- Motor (Çalışmazken)
- Motor (Çalışırken)
- Sürüş testi
5. Otomobil kredisi alınırken dikkat !
- Kredi tutarı
- Faiz
- Taksit
- Vade
- Kredi sözleşmesi

1. NE TÜR BİR ARAÇ ALACAKSINIZ?

Kullanilmis araç alan kisiler, yapabilecekleri ödemenin miktarini önceden hesaplar ve ona göre seçim yaparlar. Uygun fiyatin yaninda emniyet, güvenilirlik, konfor da birinci planda olacaktir.

Aracinizi almadan önce isteklerinizi ve kararlarinizi belirlemeniz, seçiminizi kolaylastiracaktir.

* Otomobili ne amaçla kullanacaksiniz?,
* Kaç yil süreyle kullanacaksiniz?
* Sigorta, bakim, onarim ve kullanma masraflari da dahil olmak üzere ayiracaginiz para ne kadar olacaktir?

Çevrenizde almak istediginiz otomobili kullanan tanidiklariniz varsa onlarin bu araba hakkindaki görüslerini alin ve su soruyu sorun:

* Bugün yine tercihiniz bu mu olur?

Alacaginiz araca yapacaginiz sigortanin yillik giderini ögrenin. Ayrıca, her sigorta sirketinin hizmeti farkli oldugu için özelliklerini inceleyin.
Alacaginiz aracin fiyatini, Web sitelerinden yaklasik olarak ögrenebilirsiniz.

2. KULLANILMIŞ ARAÇ ALIMINDA DİKKAT EDİLECEK DİĞER HUSUSLAR

1. Krediye ihtiyaciniz varsa, kosullari önce kendi kaynaklarinizla arastirin. Saticinin size önerdigi kosullarla karsilastirin. Pesin vereceginiz kisim ile faiz oranini., aylik ödemeleri ve kefil gibi diger kredi geri ödeme kosullari ile ilgili bilgileri belirleyerek satin alma görüsmesine gidin. Aylik ödeme hesabi konusunda bu sitenin finansman bölümünden destek alabilirsiniz.
2. Arabanin size son maliyetinin ne olacagini belirleyin. Bu maliyetin içine arabanin satis fiyatini, vergi, sigorta ve faizi de ekleyin.
3. Görüsüne, tecrübesine güvendiginiz bir tanidiginiza almak istediginiz tür arabayi gösterin ve onun fikrini alin.
4. Çok iyi okuyup anlamadan hiçbir belgeyi imzalamayin. Imzalayabileceginiz belgeler arasinda ileride dogabilecek tarzda bir bosluk olmamalidir. Size söylenen, garanti vs özelliklerin imzalayacaginiz dokümanin içinde olup olmadigini arastirin.
5. Pesin ödemeniz gereken kaparo veya depozit gibi tutarlarin, vazgeçmeniz durumundaki kosullarini yazili bir anlasma haline getirin.
6. Almaya karar verdiginizde, en son teknik kontrol için güvendiginiz bir tamirciye arabayi gösterin. Basta vereceginiz expertiz ücreti sizi problemli araç almaktan koruyabilir.
7. Bazi otomobillerin parçalari zor bulundugundan bunun size uzun vadedeki maliyeti her zaman daha fazla olur. Bu tür giderlere hazir olmalisiniz.

3. ALMAYI DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ OTOMOBİLE BAKMAYA GİTMEDEN ÖNCE:

Eski elbiselerinizi giyin: Yeni elbiselerinizi kirletmekten çekindiğiniz için onlardan çok daha pahalıya malolacak arızaları göremeyebilirsiniz. yanınızda ellerinizi silecek bez ya da kağıt havlu alın

Diğer gerekli malzemeler:

* Cep feneri
* Bulabilirseniz küçük bir mıknatıs
* Küçük bir not defteri
* Kalem Ekteki çeklist'in (kontrol listesi) fotokopileri
* Bulabilirseniz bir "Buji Anahtarı"

4. ALACAĞINIZ ARACA KARAR VERİP ALMAYA GİTTİĞİNİZDE YAPABİLECEĞİNİZ KONTROLLER

Otomobilin motorundan şanzımanına, kaportadan döşemesine kadar dikkatle inceleyin. Mümkünse satın almaya bir otomobil tamircisi ile gidin.
Otomobilin çalıntı olup olmadığını anlamak için motor ve şase numaralarını, ruhsattaki motor ve şase numaraları ile karşılaştırın. Çalıntı otomobil aldıysanız ödediğiniz paradan olacağınız gibi, çalmadığınızı ispatlayana kadar uğraşmanız gerekecektir.

Otomobili mutlaka deneyin. Tanıdığınız bir tamirci veya kaportacıya götürüp kontrol ettirin. Kaza geçirip sonradan toplanmış olabilir.
Vergi numarası uygulaması sayesinde artık ruhsatı üzerinize almamak gibi bir durum söz konusu değildir. Yine de aykırı uygulamalar olabilmekte. Bunun için mutlaka Ruhsat sahibi ile anlaşmaya çalışın.

Otomobil sahibi ile anlaştığınızda, otoyu ücretini ortaklaşa ödeyeceğiniz bir otoparka teslim edin. Trafik Şube Müdürlüğü'nden otomobilin hilesiz olup olmadığını öğrendikten sonra, otomobilin sahibi ile birlikte otomobili çözün.

Son zamanlarda rent a car şirketlerinden kiralananlar oto pazarında satılmakta. Bu otomobilleri alan kişiler ise mağdur durumda kalabiliyorlar.Bu nedenle otomobilin sicilini araştırmadan asla kaparo vermeyin.

4.1. PÜF NOKTALARI

* Her zaman otomobile bakmaya gündüz gidin!
* Yağmursuz bir hava işinizi daha da kolaylaştıracaktır.
* Eğer mümkünse otomobilin geceyi geçirdiği yere gitmeyi tercicih edin, bu size ilk çalışmadaki sorunları gösterecektir.
* Satıcıya otomobil hakkında hiçbir şey sormaktan kaçınmayın.
* Kontrol için yeterli zaman ayırın, aceleci davranmayın
* Deneme sürüşünü mümkünse 20-50 kilometre hızla bir duvar boyunca yapın, Duvardan yankkılanan ses alışılmamış gürültüleri duymanıza yardımcıı olacaktır. Eğer bir aracınız varsa bu kontrolü daha önceden kendi arabanızla test edip kulağınızı eğitebilirsiniz.
* Satıcıyla randevulaşmışsanız 15 dakika önce gidin, otomobil için yapılan hazırlığı görmüş olursunuz. Mümkünse size yardımcı olacak bir arkadaşınızı yanınıza alın

4.2. İÇ - DIŞ GÖRÜNÜŞ - KAPORTA

1. Otomobilin etrafında gezerek pas çürük ve boya hatalarını görmeye çalışın, ağır hasar görmüş bir arabayı dahi onarmak mümkündür. Ancak mükemmel onarım her zaman mümkün değildir.
2. Otomobile her iki tarafından boylu boyunca bakın otomobilin üstündeki yansımalar bozuk olmayan kesintisiz bir hat izlemelidir. Onarım görmemiş bir otomobil, çıtaları düz bir hat izliyor ve boya üzerindeki yansımalar düzgün değildir.
3. Onarım görmüş bir otomobil; kaporta üzerindeki yansımalar düzgün değil. Otomobilin kapı ile çamurluk aralarında üst ve alt aralıklarına dikkat edin üst ve alt aralıklar arasında fark olmamalıdır.
4. Arabanin kaportasinin üzerindeki her hangi bir bölümde pas olup olmadigini arastirin.
5. Cam kenarını ve kapı açma kollarını/kilitlerini gözden geçirin; buralardaki boya hatalarını ya da kauçuk/=)=)=)=)l aksam üzerindeki boya kalıntılarını bulmaya çalışın, bu tür izler otomobilin tekrar boyandığını gösterir.
6. Otomobilin üzerinde bulunun sticker'lara (sitikır) dikkat edin, altında çürümüş bir bölümü kamufle etmek için kullanılmış olabilir.
7. Sızıntıları kontrol edin. Test sürüşü esnasında mümkünse otomobili yıkatın. Ya da hortum tutun. Böylelikle otomobilin camlardan ve bagajdan su alıp almadığını kontrol edebilirsiniz. Camların su alması camların değiştirilmiş olması dışında büyük bir kazanın da işaretçisi olabilir.
8. Camlar ve farlar üzerindeki çizgi ve çatlaklari arastirin. İleride daha büyüyecek hasarlar var mi?
9. Kapıları açıp kapı iç kenarlarında kilit aksamı, elektrik kablo tesisatı kapı fitili gibi yerlerde boya izleri arayın.
10. Kapilarin standart açilis ve kapanislarini inceleyin. Her hangi bir sürtünme olup olmadigini inceleyin. Aksakliklar önceki bir hasarin uzantisi olabilir.
11. Kaputu açıp kaput bağlantı menteşelerindeki cıvata kenarında boya sıyrılma veya yer değiştirme izlerine bakın.
12. Çamurluk ağızlarına, marşpiye altına paslar için bakın.
13. Kontagi kapatip vites kutusundaki yagi inceleyin. Koyu renkte ve kokulu olmamalidir.
14. Arabanin altina bakin, motorun bulundugu yerde her hangi bir akinti veya leke olmamalidir.
15. IsItma sistemi, havalandirma ve radyoyu deneyerek kontrol edin.
16. Iç dösemeyi kontrol edin.
17. Kilometre saatini inceleyin. Asiri yipranmis koltuklara ragmen, kilometre saati az bir kilometreyi gösteriyorsa, saatle oynanmis demektir.
18. Mıknatısınızı otomobilin değişik yerlerine (özellikle köşelerine ve tavanına) yapıştırın; mıknatısın değişik çekim gücü gösteriyorsa, bu boyanın altında macun tabakası olduğunu ve aracın onarıma girdiğini gösterir.
19. Otomobilin dört köşesine gidip yukarıdan aşağıya sallamaya çalışın ve bırakın sağlıklı bir süspansiyon (amortisörler) 1-2 kez yukarı aşağıya hareket ettikten sonra duracaktır.
20. Aynı akstaki lastiklerin hepsi (ön arka çiftler) aynı marka ve model olmalıdır.
21. Otomobile dışardan bakın düz bir zeminde öne-arkaya veya sağa sola yatık duruyorsa yine süspansiyon sisteminde sorun vardır.
22. Lastiklerin üzerindeki asinmayi inceleyin. Bazi bölümlerdeki daha fazla asinma, ön süspansiyonlardaki bozukluktan da kaynaklanabilir.

4.3. MOTOR (ÇALIŞMAZKEN)

1. Kaputu, motor çalıştırmadan açıp motora ve kablo demetlerine dikkatlice bakın yağ sızıntılarını ve sonradan bantlanmış kabloları tespit etmeye çalışın, sonradan bantlanmış kablolar gelişi güzel yapılmış onarımları işaret eder.
2. Yağ kapağını açın ve fenerinizle içeriyi görmeye çalışın içerideki parçalar yağlı fakat kurumsuz, temiz olmalıdır.
3. Yağ çubuğunu çekip ucundaki yağın rengini kontrol edin yağ eğer yeni ise koyu sarı olması çok önemli değildir. Çubuğun ucundaki yağı parmaklarınızın arasında ezip içinde çok küçük =)=)=)=)l parçalar olup olmadığını hissetmeye çalışın; eğer =)=)=)=)l parçalar hissederseniz motorun durumu sağlıklı değildir.
4. Motor kayışlarını ve su seviyesini kontrol edin. Bunu yapmak için radyatör kapağını açmanız gerekecektir. Bu koşullarda motorun soğuk olduğundan emin olun; sıcak su yanıklara yol açabilir.

4.4. MOTOR (ÇALIŞIRKEN)

1. Motoru çalıştırın; kolay çalışıp çalışmadığını kontrol edin, 3-5 dakika gaza basmadan çalıştırın bu sırada olağandışı sesleri dinleyin.
2. Arabanin motoru kolay ve gürültüsüz çalismalidir. Kullanim sırasinda motor Isındıktan sonra, sesini dinleyin ve anormal bir ses olup olmadigina bakin.
3. Daha sonra 1 dakika yarım gaz verip egzozdan çıkan gazın rengine bakın;
- Mavi renkli gaz motorun yağ yaktığını ve onarıma girmesi gerektiğini gösterir (bu durum satıcı tarafından daha yoğun bir motor yağı 30 numara-konarak veya bir motor katkısı konarak berteraf edilebilir ancak bu durumda da buji kontrolü size gerçeği söyleyecektir.)
- Siyah renkli duman motorun gereğinden fazla yakıt tükettiğini gösterir; motor ve yakıt sistemi bakımsızdır.
- Yoğun beyaz duman silindirlere su karıştığını gösterir, motorun açılması gerekmektedir.
4. Beyazimsi renkteki veya beyaz köpüklü motor yagi önemli bir motor probleminin sinyali olabilir.
5. Motor eğer soğuksa az miktarda beyaz duman ve bir miktar su damlaması normaldir. Çünkü zaten benzinin yanmasıyla bir miktar su oluşur.
6. Motor ısındığında rolantide motorun normalin üstünde sarsılıp sarsılmadığını kontrol edin Eğer sarsılıyorsa düzensiz ateşleme veya yakıt kesintisi olmaktadır. Ateşleme sistemi veya yakıt sistemi bakımı gerektirir.
7. Motora gaz verdiğinizde egzozdan gelen sesi dinletin patlat susturucu veya egzoz sızıntılarını belirlemeye çalışın.

4.5. SÜRÜŞ TESTİ

1. 1.vitesi takın ve el frenini bırakmadan otomobili yavaşça hareket ettirmeye çalışın otomobil hareket ederse el freni çalışmıyordur buna dikkat edin. Hareket etmezse el frenini indirip hareket edin. Olağan dışı bir sarsılma olursa debriyajınızda bir sorun var demektir.
2. Otomobili hareket ettirdikten sonra hızlanmadan önce henüz 1. vitesteyken yavaşça frene basıp frenlerin çalışıp çalışmadığına bakın. Çalışmıyorsa el freni ile durmaya çalışın.
3. Motor ısındıktan sonra, otomobili durdurun ve fren pedalını olabildiğince aşağı itin. Pedalın 4 cm'den daha fazla alçalmaması gerekiyor. En az 1 dakika ayağınızı pedalda tutun. Eğer bu esnada pedal daha fazla alçalacak gibi görünüyorsa, otomobilin çok ciddi bir fren problemi olabilir.
4. Otomobilin gaz pedalı aşınmışsa; bu otomobilin uzun yolda sık kullanıldığına işaret eder. Aşınma fren pedalındaysa şehir içi kullanımın ağırlıklı olduğu anlaşılır.
5. Düz ve emniyetli bir yolda arabayi kullanirken, degisik hiz seviyesinde fren yapin ve tekrar hareket edin. Araba kolay bir sekilde süratlenmeli ve titresimsiz bir sekilde sürüklenmeden ve savrulmadan durmalidir.
6. Otomobili sürün ve sesini başta belirtildiği gibi dinlemeye çalışın, olağan dışı vuruntu, gıcırtı, tıkırtı gibi sesleri tespit etmeye çalışın.
7. Tek seferde 180 derecede dönüş yapabileceğiniz bir yer bulun ve dönerken akslardan gelen sesi dinleyin aks uçları aşınmışsa dönerken tıkırtılar gelecek, otomobil düzeldiğinde bu tıkırtılar kesilecektir.
8. Degisik hizlarla dönüs yapmayi deneyin. Asiri yatma veya tutukluk, amortisörlerde veya ön takimlardaki bozukluktan kaynaklanabilir.
9. Düz bir hatta giderken kontrollü bir şekilde direksiyonu bırakın otomobil sağa sola çekerse rot ayarında bir sorun vardır. Düz bir hatta seyrederken direksiyon düz değilse rot ayarı gerekmektedir. Düzgün bir yolda hızlandığınızda otomobil ve direksiyon titriyorsa lastiklerin balansı bozulmuştur, balans ayarı gerekmektedir. Aynı şekilde hızlandığınızda otomobil sağa sola sapıyor ve direksiyonu kontrol etmekte güçlük çekiyorsanız arka lastiklerden biri inik olabilir ya da ön takımda (rot ve rotiller, akslar, salıncak burçları) sorun vardır. Rot ve balans ayarları bozuk bir otomobili bu ayarları yaptırmadan almayın birçok durumda ayar bozukluklarına bozuk bir parça neden olmaktadır.

5. OTOMOBİL KREDİSİ ALIRKEN DİKKAT !

Hiç otomobil kredisi almadiysaniz veya daha önce almis olsaniz bile bu konuda önemli ipuçlarindan birkaçina sahip olmak istiyorsaniz, bu bölüme göz atmanizi tavsiye ederiz.

Bazi teknik faktörlerin bilinmesi ve hatirlatilmasi, finansman kararina nasil ulasacaginiz ve finansman maliyetini nasil düsüreceginiz konusunda size yardimci olacaktir. Faiz tutarinin olusumunda etken olan bu temel unsurlarin bilinmesi ve hatirlanmasi, sizin kararlarinizi kolaylastiracak ve finansman maliyetinizi bütçenizin elverdigi seviyelere getirecektir.

5.1. KREDİ TUTARI

Ihtiyaciniz olan kredi tutarini, kredi görüsmesinden önce belirleyin. Alacaginiz araç, bu aracin size maliyeti, mevcut aracinizin satisindan elde edeceginiz gelir ve ödeyebileceginiz en yüksek pesinat tutari vs. bütün unsurlarin basta bilinmis olmasi size büyük avantaj saglayacaktir.

Araci alirken, sizden istenen minimum pesinat kismini mümkün oldugu kadar yüksek tutmaya ve bunu da kendi öz kaynaklarinizdan karsilamaya çalisin. Bu size, düsük kredi tutari nedeniyle daha az bir finansman maliyeti yükleyecektir. Alim maliyetinin %100'ünü borç alarak karsilamaniz, genelde tavsiye edilen ve tercih edilen bir yöntem degildir. Araç alim maliyetinin kendi sahsi kaynaklarinizdan karsilamaya çalisacaginiz kisminin, en azindan araci satin aldiginizda size teklif edilen pesinat tutari kadar olmasina dikkat etmekte fayda vardir.

Ayrica, aldiginiz kredinin para cinsi ( ABD dolari, Alman Marki, Japon Yeni vs. olmasi halinde ) ve bunun geri ödenmesi sirasindaki özel ve genel ekonomik sartlar ile kredinin erken ödemesi konusundaki size sunulan ilave maliyetler de ayrica dikkat edilmesi gereken önemli unsurlar arasindadir.

5.2. FAİZ

Piyasadaki kredi alabileceginiz kuruluslarin size teklif ettikleri faiz oranlarini ve kredi ile ilgili diger sartlari birbirleri ile mukayese edin. Mümkün oldugunca çok bankayi arastirin. Böylece piyasada geçerli faiz orani ve sartlar konusunda genel bir görüs elde edersiniz. Eger kullanilan finansal terimlere yakin degilseniz, bu sayede yakinlasmis da olursunuz.

Araci satin aldiginiz satici da size kredi olanaklari sunabilir. Bu sebeple otomobil saticisi ile görüsmeden önce sizin bankaya ödemeniz gereken en düsük yillik nihai faiz oranini belirlemis olmaniz yarariniza olacaktir.

Faiz oranlari hakkindaki diger bazi ipuçlari da sunlardir:

Birkaç bankanin faiz oranlarini karsilastirdiginizda, oranlar ayni temelde olmalidir. Bazen ilan edilen faiz oranlari masraf ve zorunlu giderleri içermeyerek sadece basit faiz oranini gösterir. Masraf ve diger kanuni ilaveleri (mesela KKDF, BSMV vs.) eklediginizde ortaya çikan gerçek ve nihai faiz orani, ilan edilen oranlardan bir hayli yüksek seviyelere çikabilir. Bu bakimdan en iyi karsilastirma yöntemi, bu oranlari yillik nihai faiz orani haline dönüstürüp mukayese etmektir.

Oranlari yillik nihai oran haline dönüstürmek için de;

Size teklif edilen basit oranlarin üzerine, ilave edilebilecek her çesit masraf ve zorunlu giderleri ekleyerek nihai faiz oranini bulun.

Buldugunuz nihai faiz oranini da yillik hale dönüstürün. Sadece yillik bazdaki nihai rakamlari karsilastirmaya tabi tutun.

Ayrica, vadenin degismesi de faiz oranlarini dogrudan etkileyen unsurlardan biridir. Karsilastirma yaptiginiz faiz oranlari, kredi teklif eden kuruluslarin ayni vadedeki faiz oranlari olmalidir.

5.3. TAKSİT

Aylik taksit tutarini, bütçenizin elverdigi en yüksek seviyeye getirin. Bu size, daha kisa zamanda kredi geri ödemesi nedeniyle daha az faiz ödeme imkani saglayacak ve finansman giderlerinizi azaltacaktir.

Aylik kredi geri ödeme taksitlerinin seviyesi asagidaki faktörlere baglidir:

* Faiz oranlari ne kadar yüksek olursa, aylik ödemeler de o oranda yükselecektir.
* Borç tutarinin yüksekligi aylik ödemeyi yükseltecektir.
* Geri ödeme süresi ne kadar kisalirsa aylik taksit tutari da o kadar yükselecektir.
* Unutmayin, aylik taksit tutarinizi düsük tutmanin bir çok yolu olmasina ragmen, ödemeniz gereken faiz tutarini düsürmenin tek yolu, düsük faiz orani ve düsük borç tutaridir.

5.4. VADE

Kredinin vadesini olabildigince kisa tutun ve uzun vadeli araç kredisinden sakinin. Bu da gene vadenin kisaligi sebebiyle size daha az toplam faiz tutari ödeme sansi yaratacaktir. Diger bir deyisle, aylik taksitler vadenin uzunlugu sebebiyle daha düsük görünebilir, fakat nihai finansman maliyeti tutar olarak size daha fazlaya gelecektir.

5.5. KREDİ SÖZLEŞMESİ

Kredi sözlesmesini imza asamasina geldiginizde, sözlesmedeki her maddeyi çok iyi okuyun. Sözlesmedeki anlamadiginiz maddeleri ise bankaciniza veya size kredi imkani sunan kisiye çekinmeden mutlaka sorun.

Kredi sözlesmesini imzaladiginiz andan itibaren sözlesme süresi içinde kredi kurulusuna karsi kanuni bir taahhüt altina girmis oluyorsunuz. Kredi geri ödemesi tamamlanana kadar taahhüdünüzü yerine getirmek zorundasiniz. Getiremez durumuna düsmemeniz için, tüm geri ödeme kosullarini iyi anlamis olmaniz sizin yarariniza olacaktir.

__________________________________________________ ______________

İKİNCİ EL SATARKEN BUNLARA DİKKAT

Araç alım satımları internetin yaygınlaşması ile beraber oldukça kolay ve maliyeti düşük hale geldi. Gazete gazete ilan arama, galeri pazar dolaşıp araç inceleme günlerinden sonra internet ortamında oluşan araç havuzlarıyla ne istediğini bilen bilinçli geniş kitleler araç alımı ve satımı yapmaktalar. Peki en kısa yoldan en doğru sonuca nasıl ulaşabilirsiniz? İkinciel araç alımından sonra ikinciel araç satmanın püf noktalarınıda sizin için derledik:

1. Pazarı inceleyin
2. Aracınıza fiyat biçmek
3. Aracınızı hazırlayın
4. Aracınızı pazarlayabilmeniz
5. Güven ortamı
6. Alıcıyla anlaşmak
7. Satışı sonuçlandırmak

1. PAZARI İNCELEYİN

* Aracınız ikincielde değeri olan bir araç mı?
* Bu araçlara talepler nasıl?
* Aracınız çok mu değerli?
* Veya aracınızın kinciel piyasası yok denecek kadar az mı?
* Aracınızı satabilmeniz için fiyatmı kırmanız gerekiyor?

Önce bilinmesi gerekenlerle başlayalım;

* Vagon araçlar genellikle küçük boyutlarda mal taşıması yapan çiçekçiler, tamirciler gibi meslek gurupları tarafından tercih edilmektedir.
* 4 Çekişli ve performans açısından güçlü araçlar gençler tarafından tercih edilmektedir. Araçların kullanım durumları ve yıpranmaları araçlar arası fiyat farkını doğurmaktadır.
* Üstü açık araçlar ve motosikletler yaz aylarına doğru değerini kazanırken, kışla birlikte pazardaki sirkülasyonu yavaşlar.
* Pick-up, kamnyonet, panelvan gibi araçlar mal taşıması yapılan şirketler tarafından tercih edildiğinden pazarda devamlı alıcı bulabilen, rekabet açısındanda çok uygun fiyatlara inebilen araçlardır. Araçların kullanım oranları ve amaçları fiyatları etkileyen en önemli unsurdur.
* Koleksiyon araçları satışı en zor araçların başında gelir, genellikle bu araçları fiyatlandırmak zordur, araç sahipleri araçlarına çok değer verdiğinden fazla fiyata satmak isteyebilirler ayrıca alıcı seçme durumu söz konusu olabilir. Kimi koleksiyoncular ise araca değer vereceğini, iyi bakacağını düşündüğü doğru insanlara arçları çok uygun fiyatlarla satmaktadırlar.Aracınızı satmadan evvel ilk yapmanız gereken internette ilan verilen otomobil ilanlarını inceleyerek kafanızda bir fiyat belirlemeniz olacaktır. Aracınızın model yılına sahip diğer aynı model araçların satış fiyatlarından, verilmiş ilan sayısına aracınızın pazardaki ikinciel değerini anlayabilirsiniz.

2. ARACINIZA FİYAT BİÇMEK

Aracınıza fiyat biçerken ilk dikkat etmeniz gereken aracınızın fiyatının diğer araç fiyatlarıyla rekabet edebilecek düzeyde olmasıdır. İlk vereceğiniz fiyat satmak isteiğiniz fiyatın pazarlık payı kadar üzerinde olmalıdır, eğer aracınızı satmak istediğiniz fiyattan satışa verirseniz yapılan pazarlık sonucu aracınızı düşük bir fiyata satmanız muhtemel olabilir. Fiyatlandırmada bir diğer önemli nokta büyük firmaların, marketlerin vb. Ticari şirketlerin ürünlerini pazarlamada uyguladığı psikolojik politikadır. Aracınızın fiyatı 20 milyar ise ve siz fiyata 19 milyar 950 milyon yazarsanız aracınızın talebi 20 milyarlık fiyata gelecek talepten daha fazla olacaktır.

3. ARACINIZI HAZIRLAYIN

Aracınızı satışa çıkarmadan önce aracınızın görünümünü olabildiğince iyileştirmeniz gerekmektedir.

Aracınızın görünümünü iyileştirmek için yapabilecekleriniz;

* Aracınızı yıkayın ve cilalayın, dış görünüş her zaman için ilk dikkati çeken olgudur,
* Aracınızı inceleyin, araçda vuruk, çizik motorda kulak tırmalayan ses olmamasına dikkat edin.
* Aracın bakımlarını elinizden geldiğinde kendiniz yapın, aracın bakımı için ne kadar az para harcarsanız aracı satmak için fiyatınızı istediğiniz oranda düşük tutabilirsiniz.
* Aracın kompartımanını temiz ve mümkün olduğunca ilk halindeymiş gibi tutun, alıcı araca bindiğinde ve test için aracı sürmeye başladığında sizin evinizdeymiş yada kişisel bir mekanınızdaymış gibi hissetmesin, bırakın araç kendininmiş gibi aracı sürsün.
* Fren balataları, çamur birikintileri dahil tekerlek bölümünlerini çok iyi temizleyin, lastikleri parlatın.
* Camları içten dıştan, aynaları temizleyin.
* Gösterge panelinde toz dahi olmayacak şekilde temizleyin, küllükler boş ve temiz olmasına özen gösterin.
* Aracınızın yapılmış tüm servis bakımlarını alıcıya gösterin, değişen onarılan bakım yapılan parçaların hepsini bildirin, araç alım satımında en önemli konulardan biri dürüstlük ve güvendir.
* Aracın bakıma, yağ değiştirmeye ihtiyacı varsa alıcı gelmeden önce bunları halledin, araç lımı yapacak kişiler alacakları aracın sorunsuz, uğraştırmayacak olmasına özen gösterirler.

4. ARACINIZI PAZARLAYABİLMENİZ

Artık aracınız çok iyi görünüyor ve hiç bir mekanik sorunu yok, şimdi sıra aracınızı satabilmek için pazarlama kısmına geçmek. Genelde araç satış ilanı için gazete ilanları kullanılır, pahalı ama sonuç getiren bir yoldur. İnternetten ilan vermek masrafsız olduğu kadar verdiğiniz gazete kadar sonuç verebilecek bir yoldur. İnternet üzerinden ilan verirken bilgilerin düzenine ve doğruluğuna dikkat etmeniz alacağınız sonuçta etkili olacaktır.

Aracınızı satmakta kullanabileceğiniz bazı yollar:

* Online otomobil ilanı siteleri,
* Günlük gazeteler,
* Otomobil pazarları,
* Dergiler, Haftalık çıkan tüketici ve ilan gazeteleri,
* Eş, dost, arkadaş yardımıyla
* Araç c¤¤¤¤¤ "Satılık" yazmak,
* Aracınızı satmak üzere bir galeriye bırakmakBu yolların hepsinde yaratıcılığınızı kullanmanız en önemli unsur, önemli olan en doğru ve ucuz yoldan sonuca gidebilmeniz.

5. GÜVEN ORTAMI

Araç alım satımında alıcılar her zaman için satıcıların güvenilir, dürüst olmasına özen gösterir. Karşılıklı güven yapacağınız alım - satım anlaşması için olmazsa olmaz bir şarttır. Alıcının bütün sorularını eksiksiz yanıtlamak güvenort¤¤¤¤¤ zemin yaratabilecek durumların başında gelir. Gerçek alıcılar araçla test sürüşü yapmak isteyebilir, eğer alıcının ehliyeti varsa araca beraber binebilir, alıcı aracı sürerken sizde araçla ilgili sorulara daha rahat yanıt verebilir aracın performansını alıcıya gösterebilirsiniz.Bazı alıcılar araçları almadan evvel kendi ustasına gösterirken bazıları aracın servis raporlarını yeterli bulmaktadır. Eğer alıcı aracı kendi ustasına göstermek isterse ustasını araca baktırmak için getirmesinde veya sizin araçla ustaya gitmenizde hiçbir sakınca yoktur.

6. ALICIYLA ANLAŞMAK

Araca bakmaya geldiler, test sürüşü yaptılar her şey tamam sıra fiyatta anlaşmaya geldi. Bazıları pazarlık sevmesede illaki başına gelecek bir durumdur.

"Aracı beğendim, ama..." Aracın fiyatından hoşnut olmamanın en belirgin tanımlaması olan bu cümleyi alıcı size söylüyorsa eğer aracın fiyatını yüksek bulmuş demektir.

"Aracı beğendim, ama..." bir süre sessizlik olur eğer aracı satmak istiyorsanız "Ne kadar fiyat düşünüyorsunuz?" gibi cümlelerle alıcıya satış yörüngesine geri çekebilirsiniz.

"Oluru Nedir?" Aracın fiyatını yüksek bulmanın daha keskin bir tanımlaması olan bu cümleyi alıcı sarfettikten sonrası size kalmış. Eğer aracı satmaya ihtiyacınız varsa son teklifinizi yapın.

"Teklifim budur, Kabul mü?" Alıcı sizden daha atik çıktı ve pazarlığa ağırlığını ko¤¤¤¤¤ kendi fiyatını sundu, pazarlığın bundan sonraki akibeti sizin pazarlık kabiliyetinize kalmış.

"Tamam mı? Devam mı?" İşte sert kayaya çarptınız, çok kesin bir teklifle karşı karşıyasınız, alıcı blöf yapıyor olabilir ama son fiyatını size bildirerek fazla bir artış yapmayacağının sinyallerini veriyor. Blöf olduğunu düşünürseniz yapmanız gereken teşekkür edip fiyatı kabul edemeyeceğinizi bildirmektir, eğer gerçek alıcı ise yarın sizi gene arayacaktır..

7. SATIŞI SONUÇLANDIRMAK

Trafik belgesinde fenni muayenesi tamam, trafik sigortası ödenmiş TR plakalı aracınızı sattığınız zaman aracın devri için gerekli evraklar;

* Noter satış senedinin aslı
* Trafik ve tescil belgelerinin aslı
* Zorunlu Trafik Sigorta Poliçesi aslı
* Devir Zeyilnamesi aslı
* Egzost Muayene belgesi aslı
* Alıcı şirket ise Oda sicil kayıt sureti aslıdır.Unutmayınız ki doğru alıcı ile araç satış işlemleriniz basit ve hızlı olacaktır.

__________________________________________________ ___________

BİLİNÇLİ İLK YARDIM HAYAT KURTARIR

Kaza yada hayati tehlike durumunda olay yerine sağlık ekipleri gelene kadar mevcut imkanlarla yapılan tıbbi olmayan ilaçsız müdahaleye ilkyardım denir.

1. İlk yardımın amacı nedir?
2. Solunum yolunun açılması nasıl olur?
3. Kanamayı Durdurmak
4. Kalp masajı nasıl yapılır?
5. Bayılmalarda ilk yardım nasıl yapılmalıdır?
6. Burkulmada İlkyardım
7. Çıkıklarda İlkyardım
8. Organ Kopması
9. Şok Durumuna Müdahale
10. Trafikte Öfke Boyutunun Tespiti
11. Kırığı olan, ya da kırık şüpheli kazazedeye ilkyardım uygularken, aşağıdaki ilkelere uymak gerekir

1. İLK YARDIMIN AMACI NEDİR?

İlk yardımın amacı kişinin;

* Hayatta kalmasını sağlamak
* Sağlık durumunun kötüye gitmesini engellemek
* Kaza sonucu oluşabilecek sakatlıkları önlemektir.

İlk yardımı yapan kişi en iyi sonucu alabilmek için sakin olmalı ve panic yapmamalı, hastayı sakinleştirmeli, en kısa zamanda sağlık kuruluşları, itfaiye ve güvenliğe haber vermek için çevresindeki kişilerden yardım istemeli.

İlk yardımın temel esasları nelerdir?

* Solunum yolunun açılması
* Yapay solunum
* Kalp masajıdır.

2. SOLUNUM YOLUNUN AÇILMASI NASIL OLUR?

* Ağızdaki yabancı maddeler çıkartılmalıdır.
* Bazı durumlarda kişinin bilinci kapalı olabilir. Kişinin bilincinin kapalı olduğu durumlarda dil arkaya doğru düşüp havayolunu tıkayabilir. Bu durumda baş geriye itilir ve çene yukarı kaldırılır ve böylece soluk yolu açılmış olur.

Yapay solunum nasıl yapılır?

Yapay solunum solunumu duran kişiye uygulanan acil ilk yardım yöntemidir.

* İlk olarak hasta sırt üstü biçimde sert bir zemine yatırılır.
* Ağız içindeki yabancı maddeler çıkartılır.
* Çene yukarı kaldırılarak baş hafifçe arkaya itilir.
* Ağızdan ağıza solunum yapma durumunda burun kapatılır. Burundan solunum yapma durumunda ise ağız kapatılır.
* Sunni solunumu yapacak olan kişi derin bir soluk alarak, solunum yapacağı kişinin ağzına yada burnuna ağzını yerleştirerek hastanın göğsünün şişmesine yetecek şiddette soluk verilir.

3. KANAMAYI DURDURMAK

Kanamayı durdurmak için kullanılan ilkyardım yöntemleri sırayla;

1. Kanayan yer üzerine doğrudan baskı yapmak,
2. Kanayan damarın kalpten geliş yolu üzerindeki özel noktalara baskı yapmak,
3. İlk iki yöntemle kontrol edilemeyen özel durumlarda, turnike-boğucu sargı yapmaktır.

İç Kanamalarda İlkyardım

İç kanamada ilkyardımcı kanamanın varlığını dışarıdan göremez. Büyük kemik kırıkları, kafaya gelen darbeler, tüm vücudu etkileyen kazalarda, dıştan izlenebilen kanama olsun ya da olmasın, iç kanamadan şüphe edilmelidir.

* Huzursuz kazazede, görme
* İşitme sorunları, uyuklama hali
* Soğuk, soluk, nemli cilt
* Karında sertlik ve bastırmakla ağrı
* Vücutta yaygın sıyrık, morluk, şişlikler
* Halsizlik
* Susuzluk hissi
* Sayısı artmış ancak zayıf solunum ve nabız varsa iç kanama düşünülmelidir.

İç Kanama Düşünülen Kazazede İçin Yapılacaklar:

1. Şok ile mücadele et (ayakları yüksek olarak yatır, ısıt)
2. Hızlı naklet

Not: Bu yayın Ankara Tabip Odası İlkyardım Eğitimi Komisyonu İlkyardım Eğitimi Kursu Ders Notlarından Alınmışır

4. KALP MASAJI NASIL YAPILIR?

* Kalbin durmuş olduğu durumlarda hemen kalp masajı yapılmalıdır.
* İlk olarak hasta sert bir zemine yatırılıp bir yanına diz çökülmelidir.
* Hastanın yarası içindeki yabancı cisimlere kesinlikle dokunulmamalıdır.
* Daha sonra göğüs kemiğinin üçte bir alt ucuna bir el yerleştirilir, diğer el bunun üstüne konulur.
* Parmaklar kesinlikle hastaya temas etmemelidir.
* Kollar dik tutularak sabit ve düzenli bir biçimde göğüse 4-5 cm bastırılır.
* Dolaşım başlayana kadar arada nabız control edilir ve dakikada 60 kez tekrarlanır.

5. BAYILMALARDA İLK YARDIM NASIL YAPILMALIDIR?

* Hastanın elbiseleri gevşetilir.
* Sırtüstü yatırılarak ayakları yukarı kaldırılan hastanın beynine kan gitmesini sağlamak için hasta şok pozisyonunda bekletilir.
* Hastaya uyarıcı kokular koklatılmalıdır.
* Hastanın kendisine gelmesi beklenir.
* Hasta kendine geldiği zaman su veya çay gibi sıvı gıdalar hasta zorlanmayacak şekilde az miktarda içirilmelidir.

6. BURKULMALARDA İLKYARDIM

Eklem bağlarının kopması, ya da kısmen zedelenmesine burkulma denir. Ağrı, hassasiyet, şişlik ve morluk görülebilir. Zorlanan eklem buz torbası ve benzer uygulamalarla soğutulur. Varsa, elastik bandaj uygulanarak şişlik önlenmeye çalışılır. Zedeli eklem kullanılmadan ve hareket ettirilmeden, mümkünse yukarıda tutularak taşınır.

7. ÇIKIKLARDA İLKYARDIM

Bir eklemi meydana getiren kemiklerden birinin, bir dış etki sonucu normalde bulunduğu yerden ayrılmasına çıkık denir. Eklem bağlarının normalde izin vermeyeceği bir harekete zorlanan kemik bağları, arala¤¤¤¤¤ ya da yırtarak yerinden uzaklaşır.

* Eklemin ve vücut uzantısının görünümünde bozukluk
* Ağrı nedeniyle kısıtlanmış ya da tamamen ortadan kalkmış hareket
* Hassasiyet ve şişlik görülmesi çıkık düşündürmelidir.

Çıkmış bir kemiği, eklem boşluğuna ancak yetkili ve deneyimli bir kişi yeniden yerleştirebilir. Yetkisiz kişilerce yapılan denemeler ise damar-sinir sıkışmalarına, eklem bağlarının düzelemeyecek ölçüde tahrip olmasına, sık sık çıkığın tekrar etmesine (alışkanlık çıkığı) neden olabilir. İlkyardımcın görevi, yetkili ve deneyimli bir sağlıkçıya ulaşana kadar çıkık eklem bölgesini hareketsiz hale getirmektir. Bu amaçla askı, atel ve sargı uygulamaları yapılır.

8. ORGAN KOPMASI

Kasıt, ya da kaza sonucu ortaya çıkacak organ kopmasına ilkyardımcının müdahalesi iki yönlü ve hızlı olmalıdır. Kanama kortrolü kadar, nakil ve ulaşılacak merkezin bilgilendirilmesi de önemlidir. Diğer ilkyardım uygulamalarından farklı olarak, organ kopmasında, kazazede ve kopmuş organın ulaştırılacağı sağlık merkezinin damar- sinir cerrahisi yapılabilecek nitelikte olması gerekmektedir. Soğuk ortamda taşınan kopmuş organ canlılığını daha uzun süre koruyacak, birleştirme sonrası, işlev de daha iyi korunacaktır.

Organ kopmasında ilkyardım uygulalamalrı öncelikle ABC kontrolü ile başlar. Daha sonra kazazede yatar pozisyona getirilir., bilinci açıksa sırtüstü, kapalı ise yan güvenli pozisyonda tutulur.

Kopma, eğer tek tek kemikli bölgelerin uzağında meydana gelmiş ise kolun ve bacağın vücuda yakın kısımlarından turnike uygulanır. Daha sonra kopan organ temiz, su geçirmez plastik bir torba ya da kaba konulup ağzı kapatılır. Daha sonra bu torba veya kap buzdolu bir kap ya da torbaya konur. Kazazede ve kopan organ aynı araçla nakledilir.

9. ŞOK DURUMUNDA MÜDAHALE

Aşırı kanamalar, ishal, yanıklar, kusma, kalp krizi, aşırı korku ve heyecan, allerjik olaylar, aşırı ağrılı olaylar şok nedeni olabilir.

Şok belirtileri:

* Soğuk, soluk, nemli deri
* Eller ve ayaklarda soğuma, his kaybı
* Nabız sayısında artma, nabızın zayıflaması
* Solunumun sayıca artması, ancak yüzeyselleşmesi
* Göz kararması, halsizlik
* Bulantı, kusma
* Huzursuzluk
* Aşırı susuzluk hissi, ağızın kurumasıdır.

Başlangıçta açık ya da bulanık olabilen bilinç, zamanla kapanabilir. Şokla mücadelede temel ilke, kan kaybı varsa daha fazla kaybın önlenmesi, mevcut kanın daha hayati organlarca kullanılması için uygun pozisyon verilmesidir.

Şok pozisyonu için kazazede, bilinci açıksa sırtüstü, bilinci kapalı ise, yan güvenli pozisyonda yatırılır. Daha sonra ayakları 30 cm yukarı kaldırılır. Üzeri battaniye ile örtülür ve 112'ye haber verilir.

10. TRAFİKTE ÖFKE BOYUTUNUN TESPİTİ

Trafikte insan davranışı ile ilgili çalışmacılar tarafından kullanılan ve Trafikte Öfke Boyutu diye isimlendirilen muayenede sürücünün,

1.
Trafikte sürekli öfkelenme hali
2. Trafikte engellendiğinde öfkelenme: (önündeki araç yeşil ışıkta hareket etmez ise,park etmek için hazırlanır iken başka biri park ederse,Öndeki araç egsozundan kötü duman çıkarırsa, ,öndeki geniş araç görüşünüzü engelliyor ise...gibi)
3. Tehlikeli araç kullanma: (Yol koşullarına göre çok hızlı araba kullanma,Arkadaki araçın tampona değecek kadar yakın sürme,sürekli şerit değiştirme,çapraz aradan öne geçme,kırmızı ışıkta geçme,hız sınırının üstünde gitme,sağdan geçme....gibi)

4. Trafikte saygısız davranma: (Araç kullanma biçimine bağırma kızma,küfür etme,korna çalma,sıkıştırma,inatlaşma,hata yapmaya zorlama,silah çekme,gece farlarını kısmama, sürekli uzun farlarını yakma....gibi)
5. Yol koşullarına veya olumsuz fiziki koşullarda öfkelenme: (Araç derin çukura girdiğinde,yol yapımı esnasında,öndeki araç çakıl fırlatdığında,araç birden trafikte sıkıştığında,yolda sürekli olarak tümsekler varsa...gibi)
6. Trafikte yavaşlamak zorunda kalındığında öfkelenme

11. KIRIĞI OLAN, YA DA KIRIK ŞÜPHELİ KAZAZEDEYE İLKYARDIM UYGULARKEN, AŞAĞIDAKİ İLKELERE UYMAK GEREKİR

* Kazazedenin oturması ya da sağa sola kımıldamasına izin verilmez, kırık şüpheli bölge hareketsizleştirilmeden taşıma yapılmaz.
* Kaza ortamında hayatı tehdit eden bir zararlı etkenin bulunmadığı her durumda kırığa müdahale bulunduğu ortamda yapılır.
* Açık kırıklarda görünen kemik parçasını içeri sokmaya, kemik uçlarım birleştirmeye, kol ya da bacakta bozulmuş şekli düzeltmeye çalışmamak gerekir.
* Boyun kırıklarında hatalı taşıma ve gereksiz hareketler omurilik zedelenmesi sonucu tüm vücutta felçle sonuçlanabilir. Boynun desteklenmesi ve hareketsizleştirme hayati önem taşır.
* Tespit işlemi, kırık kemikleri ilgilendiren iki eklemin sert-uzun bir cismin yardımıyla hareketsiz hale getirilmesidir. Bu amaçla kullanılacak standart malzemenin bulunmadığı yerlerde ilkyardımcı pratik çözümler aramalıdır. Bir dal parçası, katlanmış gazeteler, karton kutular, baston ya da şemsiye atelle tespitte, kazak-ceket gömlek vb. eşyalar askı ile tespitte, kemer, kravat, gömlek kolu gibi eşyalar sargı olarak kullanılabilir. Hiçbir malzeme bulunamaz ise kazazedenin sağlam bacağı kırık bacağa atel olabilir
__________________________________________________ _________


JANTLARIN PERFORMANS YAKIT TÜKETİMİNE ETKİLERİ

Türkiye jant pazarının önde gelen firmalarından CMS Jant ve Makine Sanayii A.Ş. Kalite Kontrol Şefi Bülent Kantar, jantların performans, yol tutuşu ve yakıt tüketimine etkilerini değerlendirdi, jantlarla ilgili en çok merak edilen soruları cevapladı.

1. Jant alırken öncelikle neye dikkat edilmesi gerekir?
2. Jantların otomobilin performansına ve yol tutuşuna katkısı nedir?
3. Hafif =)=)=)=)l jantların araç hakimiyetini artırırken, yakıt tüketimini düşürdüğü doğru mu?
4. Kalitesiz jant kullanmanın zararları nelerdir?
5. Kaç çeşit jant vardır?
6. Tek parçalı ve çok parçalı jantlar arasındaki farklar nelerdir?
7. Hasar gören jant kullanılabilir mi?
8. Jant üzerinde herhangi bir onarım yapılabilir mi?
9. Doğru jant ölçüsü hangi parametrelere göre belirlenir?
10. Jant montajı kime yaptırılır?
11. Yeni jantta, eski bijon somunları kullanılabilir mi?
12. Jantın üzerindeki ET harfi neyi simgeler?
13. Jantın temizliği nasıl yapılmalıdır?

1. JANT ALIRKEN ÖNCELİKLE NEYE DİKKAT EDİLMESİ GEREKİR?

Jant alırken dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, üreticilerin belirlediği değerlerin dışına çıkılmamasıdır. Beğendiğiniz jantın aracınıza uyumlu olup olmadığını aracınızın üretici firmasına sorarak ya da jant servislerinde bulunan jant uygulama tablolarına bakarak bulabilirsiniz. Türkiye'de hem yerli, hem de ithal birçok jant markası var. Bunlar arasında seçim yaparken, jantların TSE standartlarına uygunluk belgesini dikkate almalısınız. Avrupa'da geçerli olan standart normlar DIN ile ifade edilir.

2. JANTLARIN OTOMOBİLİN PERFORMANSINA VE YOL TUTUŞUNA KATKISI NEDİR?

Çoğumuz jantları otomobilin çekiciliğini arttıran dış görünüm unsurlarından biri olarak biliriz. Ancak jantlar, sadece otomobilin görünümüne değil, performansına ve yol tutuşuna önemli katkıda bulunur. Otomobil teknolojisinde kısa sürede yaşanan baş döndürücü gelişmeler, motor ve karoser kadar jantların tasarımında da kendini gösteriyor.

Özellikle jantın ağırlığı, ölçüleri, konstrüksiyonu ve dizaynında yapılan değişiklikler, otomobillerin performansını ve yol tutuşunu önemli ölçüde arttırıyor.

Bununla birlikte, son yıllarda yapılan araştırmalar jantın, fren sisteminin soğutulmasında da etkili olduğunu gösteriyor. Bu nedenle jant hazırlanırken, mümkün olduğunca dayanıklı ve aynı zamanda kollu tasarım olmasına dikkat ediliyor. Otomobil yol alırken, jantın rotasyonuyla sirküle edilen hava, kolların arasından fren diskine iletiliyor ve böylece frenlerin daha verimli olması sağlanıyor.

3. HAFİF =)=)=)=)L JANTLARIN ARAÇ HAKİMİYETİNİ ARTIRIRKEN, YAKIT TÜKETİMİNİ DÜŞÜRDÜĞÜ DOĞRU MU?

Hafif =)=)=)=)l jantlar, yapısal özellikleri ve tubeless lastiklerle uyumları neticesinde, araç denge ve direksiyon hakimiyetine olumlu yönde katkıda bulunur. Alüminyum ve titanyum gibi =)=)=)=)llerden üretildikleri içinse, saçtan üretilen jantlara göre daha hafiftirler. Bu nedenle alüminyum jantlar, araç toplam ağırlığını azaltır ve yakıt ekonomisine katkıda bulunur.

4. KALİTESİZ JANT KULLANMANIN ZARARLARI NELERDİR?

Kalitesiz bir jant, darbelere dayanıklı olmadığı taktirde ölümcül kazalara neden olabilir.

5. KAÇ ÇEŞİT JANT VARDIR?

Çelik ve hafif =)=)=)=)l alaşımlı olmak üzere iki gruba ayrılan jantlar, motor sporlarından elde edilen tecrübelerle geliştiriliyor. Böylece daha sağlam ve uzun ömürlü olması sağlanıyor. Jantlar, alüminyum, çelik, titanyum, magnezyum ve son alarak da karbon fiber malzemesinin de katılımıyla farklı ağırlık ve dayanıklılıkta üretiliyor. Jantlar, tek ya da çok parçalı olabiliyor.

6. TEK PARÇALI VE ÇOK PARÇALI JANTLAR ARASINDAKİ FARKLAR NELERDİR?

İki veya üç parçadan oluşan çok parçalı jantlar, her türlü otomobilde kullanılabilir. Ayrıca tamir edilebiliyor olması nedeniyle tek parçalıya göre çok daha avantajlıdır. Herhangi bir darbe nedeniyle çok parçalı jantın kenarı hasar gördüğünde, sadece o parçanın değiştirilmesi mümkün. Ancak tek parçalı bir jant zarar gördüğünde yapılabilecek tek şey, yenisiyle değiştirmek!

7. HASAR GÖREN JANT KULLANILABİLİR Mİ?

Uluslararası Lastik ve Jant Teknik Kurumu'nun (ETRTO) tavsiyesine göre, hasar görmüş bir jant kullanılamaz.

8. JANT ÜZERİNDE HERHANGİ BİR ONARIM YAPILABİLİR Mİ?

Jant üzerinde kaynak, doğrultma, talaş kaldırma, boyama, bijon somunu veya göbek deliğini büyütme ve eksen kaydırma işlemleri kesinlikle yapılamaz.

9. DOĞRU JANT ÖLÇÜSÜ HANGİ PARAMETRELERE GÖRE BELİRLENİR?

Otomobilin motor gücü, ağırlığı ve büyüklüğü gibi unsurlar, jant ölçülerinin belirlenmesinde büyük rol oynuyor. Yüksek güç üreten bir motorun gücünü yola aktarabilmesi için çekişinin iyi olması, bunun için de lastik yüzeyinin uygun genişlikte olması gerekiyor. Dolayısıyla lastikle jant genişliği uyumlu olmalı. Küçük sınıftaki otomobiller için 12 inçten başlayan jant çapı, büyük ve yüksek performanslı otomobillerde 20 inçe kadar çıkıyor.

10. JANT MONTAJI KİME YAPTIRILIR?

Jantın montajı, uygun makine ve ekipmanlara sahip servislere yaptırılmalıdır.

11. YENİ JANTTA, ESKİ BİJON SOMUNLARI KULLANILABİLİR Mİ?

Bijon, havsa açıları her jantta farklı olacağından jantla birlikte verilen orijinal bijon somunları kullanılmalıdır.

12. JANTIN ÜZERİNDEKİ ET HARFİ NEYİ SİMGELER?

Uluslararası olarak ET harfleriyle simgelenen ofset değeri, jant dikey ekseninin ofset yüzeyine olan uzaklığını ifade ediyor.

13. JANTIN TEMİZLİĞİ NASIL YAPILMALIDIR?

Jantın temizliği, su ve normal deterjan kullanılarak yapılır. Sert olmayan bir fırça veya süngerle jant üzerindeki yağ ve benzeri izleri çıkarabilirsiniz. =)=)=)=)l, çözücü (solvent) katkılı temizleyiciler ve aşındırıcı malzemeler ile jantınızın kaplamasına zarar verebilirsiniz. Jantları, sert cisimlerin darbelerinden koruyunuz ve kaldırım kenarlarına çarpmaktan kaçınınız.

__________________________________________________ ___________

KARLI GÜNLER İÇİN ÖNLEMLER

HAVA ŞARTLARI HAKKINDA ÖNCEDEN HAZIRLIK YAPIN

* Radyatör suyuna mutlaka antifriz koydurun ya da var olan antifrizin değerini ölçtürüp ilave yaptırın.
* Meteorolojiden alınan hava tahmin raporlarını kış aylarında daha çok dikkate alın.
* Don tehlikesi veya kar yağma ihtimali varsa silecek suyuna donmayı önleyici kimyasal maddelerden ilave edin. Böylece silecek suyu depolandığı yerin dışında borularda da donmaz.
* Silecekleri yukarı kaldırarak cama yapışmasını önleyin.
* Mümkünse aracınızı kapalı garaja alın.
* Yoğun kar yağışı veya don ihtimali varsa patinaj zincirini bir an önce alın, yoksa zinciri karaborsadan almak zorunda kalırsınız.
* GSM telefonunuzun araç şarj cihazını yanınıza almayı ihmal etmeyin. Ya da yedek bataryanız varsa yanınıza alın.

KARLI VE BUZLU YOLLARDA YAPMANIZ GEREKENLER

* Mecbur kalmadıkça aracınızla bu tür hava şartlarında yola çıkmayın. Siz ne kadar tedbir alırsanız alın, sizden başka sürücüler aynı duyarlılığı göstermeyebilir.
* Eğer aracınızla çıkmanız şartsa geceden uygun bir yere park edin. Park ettiğiniz yer bir rampanın bitimi olmasın, sabah rampa buz tutmuş olabilir ve zorlanabilirsiniz.
* Aracınızın camlarını ve dış dikiz aynalarını mutlaka kardan ve buzdan arındırın. Kar ve buz görüşünüzü engelleyeceği gibi özellikle ön camda sileceğin hareketlerini engeller ve dikkatinizin dağılmasına neden olur.
* Motoru çalıştırdıktan sonra tam olarak ısınmasını bekleyin. Kış şartlarında soğuk motor problem yaratabilir.
* Aracın kaloriferini açarak iç mekanın ısınmasını sağlayın. Aracın iç ısısı uygun sıcaklığa gelince aracınızı hareket ettirin. Yeterli sıcaklık sağlanmadan yola çıktığınızda mont, manto benzeri kalın giysilerinizi çıkartmak istmeyebilirsiniz. Kalın kıyafetler manevra kabiliyetinizi azaltacağından, tehlike yaratabilir.
* Camları da kalorifer yardımı ile ısıtarak buğu yapmasını engelleyin.
__________________________________________________ ___________

MOTORUNUZ SU KAYNATIRSA

Otomobillerin can damarı olan soğutma sistemleri hakkında bilinmeyenleri ve acil durumlarda yapılması gerekenleri Ford Otosan Yetkili Servisi Doğan Otomotiv'den Servis Atölye Şefi Mustafa Eroğlu'na sorduk.

1. Motor niçin hararet yapar?
2. Su kaynatma nedir?
3. Araçlar neden özellikle yaz aylarında su kaynatır?
4. Motor hararet yaptığında ya da su kaynattığında ne yapılması gerekir?
5. Hararete rağmen yola devam etmek sakıncalı mıdır?
6. Soğutma sistemini ilk günkü performansında tutabilmek için kullanıcıların nelere dikkat etmesi gerekir?
7. Soğutma sisteminin bakımı hangi sıklıkla yapılmalıdır?
8. "Daha fazla antifriz, daha iyi soğutma sağlar" yargısı doğru mudur?
9. Kaç tip soğutma sistemi vardır?

1. MOTOR NİÇİN HARARET YAPAR?

Motorun hararet yapması sorunu, soğutma sistemindeki arızalardan kaynaklanır. Soğutma sistemi, ideal motor sıcaklık değerlerini sağlamak için motor soğukken motoru ısıtma, sıcakken de motordaki fazla sıcaklığı almak üzere soğutma işlemini yerine getiren sistemdir.

Bu sistemin görevini yerini getirmesini engelleyen pek çok faktör vardır: Soğutma sıvısının azalması, radyatör peteklerinin kireçten veya dış pislikten dolayı tıkanması, termostatın veya fanın bozulması, fan müşirinin arızalanması, motor bloğu üzerindeki su tıpasının delinmesi, vantilatör kayışında ve devirdaim pompasındaki sorunlar.

2. SU KAYNATMA NEDİR?

Soğutma sıvısının eksikliğinden dolayı yeteri kadar soğuyamayan motor aşırı ısınarak hararet yapar ve su kaynatır. Motorun su kaynatması, motor soğutma sıvısının azaldığını gösterir. Soğutma sıvısının azalması, buharlaşma ya da sızıntıdan olabileceği gibi motorun soğutma sıvısının tüketmesi de söz konusu olabilir. Soğutma sıvısının azalmasının başlıca nedenleri arasında sıvı iletim borularındaki çatlamaları, hortumların eklem yerlerindeki kelepçelerden ve devirdaim pompasından sızıntıları sayabiliriz. Radyatör hortumları ve radyatör kapağı da sızıntıların sık görüldüğü bölgelerdir. Motorun soğutma sıvısını tüketmesi ise bozuk bir ana conta ya da motor bloğundaki bir çatlaktan veya silindir kapağı contasının yanmasından meydana gelebilir.

3. ARAÇLAR NEDEN ÖZELLİKLE YAZ AYLARINDA SU KAYNATIR?

Soğutma sisteminde arıza olan araçlar yaz-kış su kaynatır. Ancak su kaynatma sorununun yaz aylarında kış aylarına oranla daha sık yaşandığı da bir gerçek. Bunun sebebi, yazın sıcakların etkisiyle artan buharlaşma. Yazın soğutma sıvısı buharlaşarak, azalır ve motor su kaynatmasına neden olur. Yaz aylarında yüksek sıcaklıklarla birlikte ısınan hava, radyatördeki sıvının soğumasını sağlamakta yetersiz kalmaya başlar. Sıkışık trafik ve "dur-kalk"larla birlikte radyatöre hava alımı azalır ve motor sıcaklığı yükselmeye başlar. Bu sırada soğutma işlemini yerine getirmek için fan daha fazla çalışarak radyatörde bulunan sıvıyı soğutmaya çalışır. Aracınızdaki soğutma sıvısının seviyesinde bir eksiklik ya da daha başka bir problem yoksa soğutma sistemi görevini aynen yerine getirmeye devam eder. Aksi takdirde ise, motorun su kaynatması kaçınılmazdır.

4. MOTOR HARARET YAPTIĞINDA YA DA SU KAYNATTIĞINDA NE YAPMASI GEREKİR?

Aracınızın hararet göstergesinde ibre, kırmızı ya da "hot" olarak gösterilen bölgeye yaklaşıyorsa, derhal klimayı kapatmalısınız. Klima çalışırken motora giden havayı ısıtır. Bu nedenle klimanın kapatılması motorun soğumasına yardımcı olur. İbre ilerlemeye devam ediyorsa veya kaputunun üstünde su buharı görürseniz, aracınızı hemen uygun bir yere çekip, motoru durdurmalı ve aracı soğumaya bırakmalısınız. Kaputu açarak, motorun soğumasına yardımcı olabilirsiniz. Motor soğutma sıvısı seviyesi kontrol edilmeli eğer eksikse tamamlanmalıdır.

Sıvı tamamlama işlemi mutlaka motor soğuduktan sonra yapılmalı. Motor sıcakken yapılacak bir sıvı eklemesi basınçlı sudan ve buhardan oluşabilecek yaralanmalara neden olabileceği gibi, sıcak bir motora yapılacak sıvı eklemesi motor bloğunda çatlamaya kadar varan kalıcı zararlar oluşturabilir.

Ancak böyle bir sorunla karşılaştığınızda herhangi bir müdahalede bulunmadan önce firmanızın yol yardım ya da acil servis telefonlarını aramanızı öneririz.

Bunun mümkün olmadığı durumlarda ise motor soğuduktan sonra en yakın servise ulaşılıncaya kadar düşük devirde ve hızda gitmelisiniz.

5. HARARETE RAĞMEN YOLA DEVAM ETMEK SAKINCALI MIDIR?

Hararet yapan bir motor eğer aynı şartlarda kullanılmaya devam edilirse avans vuruntusu yapmaya başlar.Avans vuruntusu, soğutma sisteminin çalışmadığını gösterir. Buna rağmen hâlâ yola devam edilmeye çalışıldığında ise motor kilitlenmesine yani piston sıkışmalarına neden olunabilir. Avans vuruntusunu duymaya başladığınızda yapmanız gereken, otomobili durdurup, teknik servisle irtibata geçerek profesyonel bir yardım almak.

6. SOĞUTMA SİSTEMİNİ İLK GÜNKÜ PERFORMANSINDA TUTABİLMEK İÇİN KULLANICILARIN NELERE DİKKAT ETMESİ GEREKİR?

Aracınızın soğutma sisteminin ilk günkü performansını koruyabilmesi için soğutma sıvısının düzeyi, hortum ve borularda çatlak olup olmadığı devamlı kontrol edilmeli. Radyatör hortumlarının üzerindeki çatlakları çıplak gözle görmek zor olduğu için radyatör hortumlarını elle kontrol etmelerini tavsiye ederim. Hortumlar aşırı yumuşak ya da aşırı sertse aracınızı derhal bir yetkili servise götürmelisiniz. Hortum kelepçelerinde ve eklem yerlerinde oluşan pas veya beyaz lekelere de dikkat etmekte fayda var. Çünkü bu bölgelerdeki sorunlar sistemde sızıntı olduğuna işaret eder.

7. SOĞUTMA SİSTEMİNİN BAKIMI HANGİ SIKLIKLA YAPILMALIDIR?

Soğutma sistemi her bakım periyodunda mutlaka kontrol edilmelidir. Soğutma sistemindeki antifriz aynı zamanda pas önleyici özelliğe sahip olduğundan soğutma sistemindeki antifriz yaz ve kış kullanılmalıdır. Antifriz içerisindeki korozyon (pas) önleyici katkı maddeleri zamanla etkilerini kaybeder. Bu nedenle soğutma sistemindeki antifriz mavi antifriz ise 6 yılda, turuncu antifriz ise 10 yılda bir değiştirilmelidir. Antifriz değişimi esnasında kullanılan suyun "saf su" olmasına özellikle dikkat edilmeli.

8. "DAHA FAZLA ANTİFRİZ, DAHA İYİ SOĞUTMA SAĞLAR" YARGISI DOĞRU MUDUR?

Kesinlikle hayır. Antifriz, motor soğutma suyunun normalde izin vermeyeceği sıcaklık derecelerinde motorun güvenle çalışabilmesi için motor soğutma suyuna eklenen, suyun kaynama noktasını yükselten, donma noktasını ise düşüren kimyasal bir katkıdır. Normalde aracın bulunduğu bölgenin iklim ve coğrafi şartlarına bağlı olarak; yüzde 20 ila yüzde 60 arasında değişen oranlarda motor soğutma suyuna eklenir. Bu oranın üzerine çıkılması, suyun soğutma kabiliyetini düşürür ve kayıplara neden olur.

9. KAÇ TİP SOĞUTMA SİSTEMİ VARDIR?

Motorlarda hava soğutmalı ve sıvı soğutmalı olmak üzere iki farklı sistem kullanılır. Hava soğutmalı motorlarda ısınan motor hava ve soğutma yağı tarafından soğutulur. Sıvı soğutmalı motorlarda ise, soğutma işlemi motorun içindeki kanallarda dolaşan sıvı (su, antifiriz karışımı) tarafından sağlanır. Günümüzün modern motorlarında hava soğutmalı sistemler sıkışık trafik ortamlarında yetersiz kaldığı için artık yerini daha modern bir sistem olan su soğutmalı sistemlere bıraktı.
__________________________________________________ _______________

OTO MÜZİK SİSTEMLERİ

Oto müzik sistemlerinin seçiminde ve montajında dikkat edilmesi gerekenleri, 38 yıllık deneyimi ve pekçok uluslararası ödülü olan Oto Müzik Merkezi Ticaret A.Ş. yetkililerine sorduk. Merkezin kurucusu Şükrü Okçu'nun oğlu Savni Okçu'ya göre, alınan sistemin kalitesinden çok, doğru montajı önemli.

1. İyi bir oto müzik sisteminin olmazsa olmazları nelerdir?
2. Müzik sistemi alınırken nelere dikkat etmeli?
3. Daha kaliteli ses için otomobilin orijinal radyo-teybini değiştirmek zorunlu mu?
4. Araç sahibinin dinlediği müzik türü, oto müzik sistemi seçiminde ne derece etkili?
5. Hangi tür müziğe hangi hoparlör kullanılmalı?
6. Araçların arka cam içi panellerine hoparlör yerleştirmek doğru mu?
7. Otomobilin orijinalliği bozulmadan müzik sistemi nasıl yenilenebilir?
8. Yenilenen müzik sistemini başka bir araca aktarmak mümkün mü?
9. Direksiyondan kumanda sonradan taktırılabilir mi?
10. Sonradan çoklu CD çalar taktırırken dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
11. Eski otomobillere CD çalar taktırmak mümkün mü?
12. Otomobilde mp3 dinlemek için neler yapılabilir?
13. Müzik sistemleri için verilen garantiler nelerdir?
14. Yeni jenerasyon otomobillerde karşılaşılan en büyük güçlükler neler?
15. Distribütörlüğünü yaptığınız markalar nelerdir?
16. Oto Müzik Sistemleri ile ilgili bazı terimler

1. İYİ BİR OTO MÜZİK SİSTEMİNİN OLMAZSA OLMAZLARI NELERDİR?

İyi bir sisteme sahip olmak için ilk olarak belirli niteliklere sahip bir radyo-teyp almak gerekiyor. Herşeyden önce, ön ve arka hoparlörlere bağımsız kumanda edilebilmeli (Fader yapılabilmeli).

Bass ve Treble (kalın ve ince) seslerine de bağımsız olarak kumanda edilebilmeli. Kendi içinde en az 4x30 Watt gücünde bir amfi çıkışı (Hipower) olmalı. İlave bir amfi ile sistemin her zaman kuvvetlendirebileceği düşünülerek, ekstra amfi çıkışının olmasına dikkat edilmeli.

Otomobilde kaliteli müzik dinlemek için, kesinlikle CD player'a sahip olmak gerekiyor. Bu nedenle alınacak radyo-teybin bagaj disk çalar çıkışı da olmalı. Bu sayede bagaja monte edilecek bir CD player'ı teybin üzerinde bulunan bir düğmeden kontrol ederek, istenilen diski rahatlıkla dinlemek mümkün oluyor. Kullanılan bagaj diskleri, genellikle 6, 10 ya da 12 adet disk çalma kapasitesine sahiptir.

Bu sistem tamamlandıktan sonra, sıra hoparlörlerin seçimine geliyor. Eğer bütçe kısıtlıysa, orjinal hoparlörler kullanılarak sistem tamamlanabiliyor. Hoparlörler monte edilirken, otomobilin kendi yuvalarını kullanmak yeterli.

2. MÜZİK SİSTEMİ ALINIRKEN NELERE DİKKAT ETMELİ?

Sistemi kurmaya başlarken üç önemli faktörü göz önünde bulundurmak gerekir:

* İstenilen performans
* Otomobildeki elverişli alan
* Bu iş için ayrılan bütçe

Kuracağınız sisteme en uygun ürünü seçmelisiniz. Kurduğunuz sistemin basit olmasına önem göstermeli, gereksiz ekstra ürün kullanmamalısınız.

Bir müzik sistemi kurarken ilk önce plan yapmalı ve her zaman kurmuş olduğunuz sisteme daha sonra ilaveler yapabileceğinizi unutmamalısınız.

Unutmayın, hiçbir zaman daha çok ilave, daha çok kaliteli ve yüksek ses elde etmeniz anl¤¤¤¤¤ gelmez.

3. DAHA KALİTELİ SES İÇİN OTOMOBİLİN ORJİNAL RADYO-TEYBİNİ DEĞİŞTİRMEK ZORUNLU MU?

Günümüzde fabrika çıkışında bir dizi standart ve sökülmesi güç parçalarla teslim edilen otomobillere farklı aksesuar ve donanımların ilave edilmesi gittikçe zorlaşıyor.

Örneğin SRS Hava Yastığı Sistemi bulunan bir otomobile satış sonrası, performans direksiyon sistemi ilave etmek hemen hemen olanaksız. Benzer bir sorun da OEM (Orjinal Equipment Manufacturer), otomobil ses sistemlerinde yaşanıyor. OEM otomobil ses sistemlerinin sorunu zannedildiği gibi radyoların değiştirilmesi değildir. Bu çok kolay bir iştir ve radyo/teyp/CD kombinasyonunda, bu değişikliğin getirdiği görüntü bozukluğu haricinde bir sorun yaşanmaz.

Burada karşılaşılan asıl zorluk hoparlörlerde ve bunları çalıştırmak için gerekli olan gücün sağlanamamasından karşımıza çıkar. Aracınıza, fabrika çıkışında monte edilmiş mevcut AM/FM/kaset/CD sisteminiz, dışarıdan ortalama bir fiyatla satın alabileceğiniz piyasa ürünleri kadar iyidir.

4. ARAÇ SAHİBİNİN DİNLEDİĞİ MÜZİK TÜRÜ, OTO MÜZİK SİSTEMİ SEÇİMİNDE NE DERECE ETKİLİ?

Kaliteli müzik sisteminin anahtarı; hoparlördür! Araç sahibinin dinlediği müzik, hoparlör seçiminde son derece etkili. Çünkü her hoparlörün kendi karakterine uygun olarak iyi çaldığı bir müzik türü vardır.

Bazı hoparlörler mekanik ses verirler, bazısı çok fazla echo yapar, bazısı ise çok donuk ve baslı ses verir. Müşteri sevdiği müzik türünü en kaliteli dinleten hoparlörü seçmesi için montajcıya müzik tercihleri hakkında detaylı bilgi vermeli ve mutlaka önerilen hoparlörü almadan önce bir şekilde dinlemelidir.

5. HANGİ TÜR MÜZİĞE HANGİ HOPARLÖR KULLANILMALI?

Dünyada yüzlerce marka değişik hoparlör var. Çoğu hoparlör markası tek veya iki farklı müziğe odaklanmıştır. Mesela klasik ve slow müziği iyi çalar. Ama techno müziği çaldığı zaman ses bozulmaya başlar.

Techno müzik çalan hoparlör ise, slow müzik çaldığında çok sert bir ses verdiği için rahatsız olursunuz.

Bununla birlikte distribütörlüğünü yaptığımız MB Quart marka hoparlörlerin en büyük özelliği ise her türlü müziğe uyumlu olması. Zira bu marka Amerika'da bütün otomobil müzik sistemleri ile ilgili profesyonel yarışmalarda en yüksek dereceyi elde eden markadır.

6. ARAÇLARIN ARKA CAM İÇİ PANELLERİNE HOPARLÖRLER YERLEŞTİRMEK DOĞRU MU?

Eskiden bu uygulama çok yaygındı. Ancak bu bölümler artık hoparlör takmaya elverişli değil. Çünkü bu bölümlerin iç taraflarında darbe emici sac kafesler var. Görevleri, arkadan vurma esnasında süspansiyon vazifesi görerek aracın katlanmasını önlemek. Eskiden Doğan, Şahin tarzı arabalarda o paneller kesilip oralara hoparlör takılıyordu.

Bugünkü otomobillerde o paneli kesmek, cinayet! O sacı kesip aynı yerlere 25-30 cm'lik hoparlör koyarsanız, otomobil arka veya yan darbe aldığında arka kapıları buruşacak ve açılmayacaktır. Yani otomobildeki mukavemet yok olacaktır. Ayrıca müzik açısından arkadan gelen ses, makbul değil. Önemli olan sesin önden gelmesi. Bir konsere gittiğiniz zaman ya da evinizde müzik dinlediğinizde müzik hep önden gelir. Öne yerleştirilen hoparlörler daima daha iyi performans verir.

7. OTOMOBİLİN ORJİNALLİĞİ BOZULMADAN MÜZİK SİSTEMİ NASIL YENİLENEBİLİR?

Müzik sistemleri, oldukça pahalı uğraşlar. Bu nedenle kısıtlı bütçeler için de çok aşamalı sistemler bulunuyor. Kısacası ucuz bir sistemle başlayıp, eklemelerle bu sistemi kusursuz hale getirebilmek mümkün. Bu noktada en önemli konu, montaj. İyi bir montajcı müzik sistemini otomobili kesip biçmeden, otomobili tahrip etmeden kurmak zorunda. Burada devreye bilgi, beceri, deneyim ve ustalık giriyor. İyi bir müzik seti yaratmak adına araçlarının tahrip olmaması için otomobil sahiplerinin araçlarını ustalık ve becerilerine güvenmedikleri montaj atölyelerine teslim etmemeleri gerekiyor.

Distribütörlüğünü yaptığımız bir American firması olan Rockford Fosgate, dünyada üretilen tüm orjinal otoların radyo-teyplerine birebir uyan bir amfi sistemi geliştirdi. Geliştirilen bu amfi sistemi sayesinde, hoparlörlere yapılan küçük bir müdahale ile eşsiz kalitede ses elde etmek mümkün oluyor.

8. YENİLENEN MÜZİK SİSTEMİNİ BAŞKA BİR ARACA AKTARMAK MÜMKÜN MÜ?

Aynı taşınırken evdeki müzik setini alıp başka bir eve götürmek gibi, müşteri bizim taktığımız müzik setini alıp başka bir araca takabiliyor. Araç sahibi, otomobilini satmaya karar verdiyse taktığımız sistemi söküp, otonun orijinal sistemini yerine sıfır hasarla takıyoruz. Böylece araç eski haline geldiği için satılırken değer kaybetmiyor.

9. DİREKSİYONDAN KUMANDA SONRADAN TAKTIRILABİLİR Mİ?

Direksiyondan kumanda, arabanın orijinal sistemiyle beraber satılan bir donanım. Sonradan yaptırma imkanı yok. Bu kumanda sayesinde arabanın radyo-teybini direksiyondan açıp kısabiliyor ve radyo kanalı değiştirebiliyorsunuz. Bu konuda önemli bir nokta, otomobilin orijinal teybinin değiştirilmesi halinde direksiyondan kumandanın kullanılamaz hale gelmesi. Piyasada "interface" denilen adaptörler sayesinde bazı marka teypleri direksiyondan kumanda ile kullanma imkanı var ama çok kısıtlı.

10. SONRADAN ÇOKLU CD ÇALAR TAKTIRIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER NELERDİR?

Otomobilin orijinal CD çalarını taktırmak gerekiyor. CD çaları herhangi bir yerden değil, mutlaka otomobili üreten firmadan alınması gerekiyor. Çünkü aynı marka ve model bile olsa, üretici firmadan almadığınız CD otomobile birebir uymuyor. Bunun nedeni firmanın CD üzerinde kendine özel değişiklikler yapması. Firmalar otomobil sahiplerini, CD çaları sadece kendilerinden almaya mecbur bırakıyor. Bu yüzden de fiyatları normal CD'lere oranla iki misli oluyor.

11. ESKİ OTOMOBİLLERE CD ÇALAR TAKTIRMAK MÜMKÜN MÜ?

Eski otomobillerde teybin CDçıkışı yoksa "FM modülatörlü" diye tanımlanan CD çalarlar var. Bagaj CD'si ama, öne gelen ve kibrit kutusundan biraz daha büyük bir görüntü ünitesi var. Onun üzerinden şarkı ve CD değiştiriyorsunuz. Sesini de FM frekansından 88.3 veya 88.9'a ayarlayıp oradan dinliyorsunuz. Yani sanki arabanın içinde bir radyo istasyonu varmış gibi bagajdan size yayın yapıyor. Bu CD çalarlarda ses, CDdeğil radyo kalitesinde oluyor. Ama başka bir çözüm yok. Bugün Doğan'a da, Renault 12'ye de, bu şekilde CD çalar takabilirsiniz.

12. OTOMOBİLDE MP3 DİNLEMEK İÇİN NELER YAPILABİLİR?

Walkman tarzı portatif mp3'leri özel adaptörler sayesinde otomobilinizin teybine takabilirsiniz. Ayrıca sadece otomobiller için üretilmiş mp3'ler de var. Oto Müzik Merkezi olarak ithal ettiğimiz M-Station marka oto mp3, 3000 şarkı kapasiteli. Aynı oto radyo-teybi gibi altı kızaklı olduğu için istendiğinde çıkarıp, yanınıza almak mümkün. Evinizdeki bilgisayardan download ettiğiniz şarkıları mp3'ün hafızasına kaydederek arabanızda dinleyebiliyorsunuz. Bu mp3'ün fiyatı 1.000 ile 1.250 Dolar arasında değişiyor.

13. MÜZİK SİSTEMLERİ İÇİN VERİLEN GARANTİLER NELERDİR?

Oto Müzik Merkezi olarak yaptığımız montajlarda ömürboyu garanti veriyoruz. Bir sertifika ile müzik tesisatını yaparken arabaya hiçbir şekilde zarar vermediğimizi ve herhangi bir arıza halinde ömürboyu montaj garantisi verdiğimizi beyan ediyoruz. Garanti kapsamında arızalar ücretsiz olarak tamir ediliyor.

14. YENİ JENERASYON OTOMOBİLLERDE KARŞILAŞILAN EN BÜYÜK GÜÇLÜKLER NELERDİR?

Müzik sistemleri artık arabalara çok entegre olmuş durumda. Sisteme ilave bir amfi eklemek inanılmaz güç. Bunu yaparken arabanın en ufak bir kablosuna zarar verseniz, araba bir daha çalışmayabilir. Böyle bir arıza garanti kapsamı dışına çıkacağı için otomobil sahibi çok güç durumda kalacaktır. Dolayısıyla teknolojiyi çok yakından takip etmek gerekiyor.

Bu nedenle günümüzde müzik tesisatı yapan montajcı sayısı hızla azalıyor. Amerika'da her yıl 300-500 montaj dükkanı kapanıyor. Türkiye'de birkaç sene öncesine kadar çok fazla montaj atölyesi vardı. Şimdi montajcı sayısı bakımından on sene öncesinin rakamlarına döndük. Sadece bu işi en iyi bilenler ayakta kalabiliyor.

15. DİSTRİBÜTÖRLÜĞÜNÜ YAPTIĞINIZ MARKALAR NELERDİR?

Dünyanın en ünlü markalarıyla çalışan Oto Müzik Merkezinin, distribütörlüğünü yaptığı firmalar arasında Rockford Fosgate, MB Quart, Dynaudio, Lightning Audio, Necvox, Lanzar, Pyle, Xtant, Scosche, bulunmaktadır.

16. OTO MÜZİK SİSTEMLERİ İLE İLGİLİ BAZI TERİMLER

HOPARLÖR: Kaliteli bir oto müzik sisteminin temeli iyi bir hoparlörden geçer. Monte esnasında dikkat edilmesi gereken husus, otomobilinizdeki hoparlör yerlerine uygun ebatlarda hoparlör takılmasıdır. Montajcı mutlaka otomobilin kendi hoparlör yuvalarını kullanmalı, bu yuvalar içine olabilecek en büyük ebatta hoparlör monte etmelidir.

SUBWOOFER: 20-100 hz arasındaki frekans bandındaki sesler, bas sesler olarak tanımlanır. Bu frekans bandındaki sesleri veren hoparlöre subwoofer adı verilir.

Subwoofer müziğin içinde olan alt basları verir. Arabanıza subwoofer takmazsanız, arabanızın kapılarına takılı olan hoparlörlerden gerekli olan dip bas sesleri istediğiniz gibi duyamazsınız. Kaliteli müzik dinlemek için bagaja küçük dahi olsa mutlaka bir subwoofer taktırmak gerekir. Müziğin içindeki kontrabası, bas gitarı duyabilmeniz için subwoofer'a ihtiyaç vardır. Müzik dinlerken subwooferı duymakla kalmaz aynı zamanda hissedersiniz de.

MID BAS: 100 Hz ile 300 Hz arasındaki sesleri verebilen hoparlörlere mid bas hoparlörler denir.

MIDRANGE: 300 hz ile yaklaşık 3 Khz arasındaki sesleri veren hoparlörlere midrange hoparlörler denir.

TWEETER: Yaklaşık 3 Khz ve üstündeki sesleri veren hoparlörlere tweeter denir.

AMFİ: Amfi ses gücünü ve kalitesini artırmaya yarar. Eğer otomobilin Orijinal radyo/teybine bağlanmak isteniyorsa bu çıkışa uyumlu olması gerekir.

Anfi gücüne karar verirken dikkat etmeniz gereken en önemli şey, anfinin gerçek watt değeridir. Bunun için amfinin üzerindeki değil, kataloğunda yazılı olan değerler esas alınmalıdır. Bazı marka amfilerin üzerinde 2x100 Watt yazar ama gerçekte 2x25 Watt'tır. İkisi aslında aynı. Ancak aynı otomobilde SAE ile HP beygiri gibi ikisinin hesaplanış şekli farklıdır. Otomobilin normalde voltajı araç giderken 12 Volt seviyesindedir. Ama genellikle amfilerin üzerinde 14.4 Volt'taki değeri yazılır.

Amfiler iki, dört veya beş kanal çıkışına sahiptir. İleride doğabilecek ihtiyaçlarınızı göz önünde bulundurarak bazı ekstra özelliklere uyumlu bir amfi tercih etmenizde fayda var. Bu ekstra özellikler arasında crossover, bas ve tiz ayarı, mono çıkış yer alıyor.
CROSSOVER: Crossover amfiden çıkıp hoparlöre giden frekansları düzenleyen bir cihaz. Dünyada her şeyi çok iyi çalabilen bir hoparlör olsaydı, crossover'a ihtiyaç duyulmayacaktı. İyi bir müzik sistemi için insan kulağının duyduğu frekansları düz (flat) bir şekilde kulağa vermek gerekiyor. Bunu gerçekleştirebilmek için 2 veya daha fazla hoparlöre ihtiyaç duyulur. Hoparlörlerle beraber crossover kullanırsak, crossover her hoparlöre ihtiyacı olduğu frekansı yolla¤¤¤¤¤ kulağımızın bütün frekansları doğru almasına yardımcı olur. Crossover sayesinde her hoparlöre doğru sinyal gider. Böylece hoparlörler de doğru frekans bandında daha kaliteli, temiz, güçlü çalar. Üst düzey kalitede bir ses sisteminde mutlaka crossover bulunması gerekir.

Aktif ve pasif olmak üzere iki çeşit crossover vardır. Aktif crossover radyo-teyp veya cd çalar ile amfi arasına bağlanır. Pasif crossover ise amfi ile haporlör arasına bağlanır. Genelde aktif crossover daha çok tercih edilir. Amfiden önce bağlandığı için amfinin çıkarmış olduğu gücü hoparlörün daha iyi almasını sağlar.

Hi-Fi (High Fidelity): Hi-Fi İngilizce "yüksek sadakat" anl¤¤¤¤¤ gelen High Fidelity kelimesinin kısaltmasıdır. Müziği doğal ve kaliteli dinlemek anlamında kullanılır. Bazı hoparlörler müziğe kendi karakterlerine göre yorum yaparlar. Bazısı biraz daha tizli çalar, bazısı daha midli. Gerçek Hi-Fi'ciler müziği olabildiğince doğal dinlemeye çalışır.
__________________________________________________ __________


OTOMOBİL TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ

Otomotiv sektörünün son teknolojiyi kullanmasıyla ortaya çıkan birbirinden donanımlı araçlar, daha fazla konfor ve güvenlik sunmanın yanı sıra sürücülerin bilmek zorunda oldugu bazı elektronik kısaltmaları da beraberinde getiriyor.

Türkiye'de bundan 10 yıl önce genellikle sade donanımlı otomobiller kullanan sürücülere, özellikle son 5 yıldır adeta teknoloji harikasına dönen araçlar daha büyük sürüs keyfi yasatırken, bir yandan da otomobillerin elektronik donanımlarını en iyi sekilde ögrenmenin zorunlulugunu getiriyor. Sürüs güvenligini en üst seviyeye çıkaran ve daha önceleri genellikle üst sınıf otomobillerde görülmesine alısık olunan elektronik donanımların, alt sınıftaki modellerde de yaygınlasmaya baslaması sonucu, bir süre öncesine kadar ''AC (Air Condition)'', ''ABS (Antiblock Brake System), ''EBD (Electronic Brake Distributor)'' gibi terimlere asina olan sürücüler, artık ''ESP'', ''BAS'', ''MSR'', ''ASC+T'' gibi kısaltmalarla da sıklıkla karsılasıyor.

Otomobil modellerinde kullanılan ve sürücülerin ögrenmek için neredeyse sözlük yardımına ihtiyaç duyacagı bazı elektronik donanımların kısaltmalarının anlamları şöyle:

1.A-Stunu, 2.Abat vent, 3.Abaxial, 4.ABC (Active Body Control), 5.ABS (Anti Block System), 6.AC (Air Conditioner), 7.ADB (Automatische Differantial Bremse), 8.Adezyon, 9.Aerodinamik, 10.AFS (Active Fahrwerks Stabilierung), 11.Akıcılık Derecesi (Vizkozite), 12.Aks, 13.Akselerasyon, 14.Aktarma Organları, 15.Aktif Güvenlik Sistemleri, 16.Akümülatör, 17.ALB (Anti Lock Brakes), 18.Alternatör, 19.Alt Ölü Nokta (A.Ö.N), 20.Ampermetre, 21.Amortisör, 22.Ana Yataklar, 23.Antifriz, 24.Aquaplanning, 25.ASC+T (Automatische Stabilitäts Control+Traktion), 26.ASR (Anti Schlupf Regelung), 27.Atalet, 28.Ateşleme Avansı, 29.Ateşleme Bobini, 30.Ateşleme Noktası, 31.Ateşleme Sıçraması, 32.Ateşleme Sırası, 33.Ateşleme Sistemi, 34.Atmosferik Basınç, 35.AWD (All Wheel Drive), 36.AWS (All Wheel Steering), 37.Autodimming, 38.Ayarlama, 39.Bakır Kurşun Yataklar, 40.Balanst Rezistör Değerleri, 41.Balata (Fren Pabuçları), 42.BAS (Brake Assist System), 43.Basınçlı Kapak, 44.Baskı Yatağı, 45.Batarya, 46.Benzin, 47.Benzin Motorları, 48.Benzin Yanması, 49.Beraber Çalışma, 50.Beygir Gücü, 51.Bileşik Yağlar, 52.Bi-Xenon, 53.Biyel Civataları, 54.Biyel Kepi, 55.Biyel Muylusu, 56.Biyel Yatağı, 57.Biyeller, 58.Boğazlı Karter, 59.Boxer Motor, 60.Buhar Tamponu, 61.Buji, 62.Buji Arızaları, 63.Buji Sıcaklığı, 64.Buji Tırnak Aralığı, 65.Burç, 66.Burç Açıcı Zımba, 67.Cabriolet (Cabrio), 68.CBC (Cornering Brake Control), 69.CD, 70.CDI (Common-rail Direkt Injection), 71.Command, 72.Combi, 73.Common Rail, 74.Compact, 75.Conta, 76.Conta Yapıştırıcısı, 77.Coupe, 78.Cruise Control (Otomatik Hız Kontrol), 79.CVT (Continuosly Varible Transmission), 80.CVVT, 81.Çamur Perdeleri (Tozluklar), 82.Çamurlu Tortu, 83.Çan Ağzı, 84.Çap Kumpası, 85.Çapak, 86.Çapraz Kuşaklı Lastik, 87.Çapraz Tip Kardan Mafsalı, 88.Çarpmalı Yağlama Sistemi, 89.Çekiş Mili, 90.Çektirme, 91.Çevrim, 92.Çıkış Mili, 93.Çivili Lastik, 94.Çizilmiş Yüzey, 95.Çok Amaçlı Gresler, 96.Çok Levhalı Kavrama, 97.DBC (Dynamische Bremsen Control), 98.Debriyaj, 99.Değişken Supap Zamanlaması, 100.Deselerasyon, 101.Deterjan Katıklar, 102.Detonasyon, 103.Devir Göstergesi, 104.DIN (Deutsches Institut für Normung), 105.Dıştan Yanmalı Motorlar, 106.Diferansiyel, 107.Diferansiyel Dişlisi, 108.Dinamo, 109.Dinamometre, 110.Dingil, 111.Dingil Uzaklığı, 112.Diod, 113.Direksiyon, 114.Direksiyon Dişlileri, 115.Direksiyon Simidi, 116.Diskli Fren, 117.Dispersan Katıklar, 118.Distribütör, 119.Distribütör Kapağı, 120.Distribütör Tablası, 121.Distronic, 122.Dişli Çarklar (Dişli), 123.Dişli Oranı, 124.Dişli Yağları, 125.Diyagram Verimi, 126.Dizel Çevrimi, 127.Dizel Motoru, 128.DOHC (Double Over Head Camshaft), 129.Donma Noktası (Yakıt), 130.Döner Pistonlu Motor (Rotary-Wankel Motor), 131.Dönüş Dairesi Çapı, 132.Dörtlü Karbüratör, 133.Dört Zamanlı Motorlar, 134.Düz Silindir Kapaklı Motor, 135.DRIVE-BY-WIRE, 136.DSC (Dynamic Stability Control), 137.DSP (Dynamic Shift Program), 138.EAS (Elektronik Active Steering), 139.EBD (Electronic Brake Distributor), 140.EBV, 141.ECE (Economic Commission for Europe), 142.ECOTEC, 143.EDLS, 144.Egzoz Gazı Çevrimi (EGR), 145.Egzoz Borusu, 146.Egzoz Manifoldu, 147.Egzoz Patlaması, 148.Egzoz Supapı, 149.Egzoz Zamanı, 150.Eğrilik Açısı, 151.Eksenel Gezinti, 152.Elastisite, 153.Elcode, 154.Elektrik Sistemi, 155.Elektrik Yakıt Pompası, 156.Elektrolit, 157.Elektronik Ateşleme Sistemi, 158.Elektronik Yakıt Enjektörü, 159.Elektrot Aralığı Karbon İle Kısa Devre, 160.Elektrot Göbeğinde Kısa Devre, 161.El Freni, 162.Emme Manifoldu, 163.Emme Manifoldu Ayarı, 164.Emme Stroku, 165.Emme Subabı, 166.Emme Zamanı, 167.Emniyet Kemeri, 168.Emniyet Kemeri Çeşitleri, 169.Emniyet Kemeri Yükseklik Ayarı, 170.Endüksiyon Bobini, 171.EPS (Elektro Power Steering), 172.Erken Ateşleme, 173.ESP (Electronic Stability Program), 174.Ezilebilir Bölüm, 175.ETC, 176.Fakir Karışım, 177.Filtre, 178.Filtre Yağ Dolaşım Sistemleri, 179.Fosil Yakıtlar, 180.FPS, 181.Fren, 182. Fren Ayarı, 183.Fren Balataları, 184.Fren Boşalması, 185.Fren Diski, 186.Fren Kampanası, 187.Fren Pabuçları (Balata), 188.FSI, 189.F Tipi Motor, 190.Gaz Basınçlı Isı Göstergeleri, 191.Gaz Kelebeği, 192.Gaz Pedalı, 193.Gaz Türbünü, 194.GDI (Gasoline Direkt Injektion), 195.Geç Enjeksiyon, 196.Genleşme Tapası, 197.Geri Tepme, 198.Geri Vites Dişlisi, 199.Gerilim Regülatörü, 200.Gres Yağı, 201.Grip, 202.Grup Dişlisi, 203.Güç, 204.Güç Stroku, 205.Hacimsel (Volümetrik) Verim, 206.Hareket Nakil Sistemi, 207.Hava Basıncı, 208.Hava Boğazı, 209.Hava Filtresi, 210.Hava Soğutmalı Motor, 211.Havalı Süspansiyon, 212.Havasını Alma, 213.HB (HatchBack), 214.HDI, 215.Head-Up-Display, 216.Helezon Yay, 217.Hesselman Motoru, 218.Hibrit Motor, 219.Hidrolik, 220.Hidrolik Basınç, 221.Hidrolik Fren, 222.Hidrolik Supap İticisi, 223.Isı Göstergeleri, 224.Isı Kontrol Supabı, 225.Isı Transferi, 226.İçten Yanmalı Motor, 227.İçten Kısa Devre, 228.İki Devreli Fren, 229.İki Silindirli Motorlar, 230.İki Zamanlı Çevrim, 231.İki Zamanlı Motorlar, 232.Immobiliser, 233.İntegral (Monokok Gövde), 234.Intercooler, 235.İrtifa Etkisi, 236.İstikamet Çubuğu, 237.İş Zamanı, 238.İvmelenme, 239.Jet Memesi, 240.Jikle, 241.JIS (Japanese Industrial Standart), 242.Kam Mili, 243.Kapalı Tip Havalandırma sistemi, 244.Kapı Emniyet Kilidi, 245.Kapı Emniyet Mandalı, 246.Kapı İçi Güvenlik Çubukları, 247.Kapış Pompası, 248.Karbüratör, 249.Kardan Mafsalları, 250.Kardan Mili, 251.Kare Motor, 252.Karoser, 253.Karter, 254.Katalitik Çevirici, 255.Katalitik Konvertor, 256.Katalizör, 257.Katalizör ve Katalizatör Arasındaki Fark, 258.Katık, 259.Kavrama, 260.Kavrama Mili, 261.Kitlesel Güç (Güç Ağırlığı), 262.Kokpit, 263.Kompresör (Turbo), 264.Kompresyon Kaçağı, 265.Kompresyon Freni, 266.Kompresyon Segmanları, 267.Kontak Anahtarı, 268.Kontrol Paneli, 269.Kontrol Rölesi, 270.Koruyucu Kılavuz, 271.Köpük Filtre, 272.Krank Mili, 273.Krank Muhafazası, 274.Kurs (Piston Yolu), 275.Kurs Hacmi, 276.Kurşun Tetra-Etil, 277.Kuru Gömlek, 278.Kutup Başları, 279.Kuşak, 280.Külbütör Manivelası, 281.Külbütör Mili, 282.KW, 283.Lamine Cam 284.Layer, 285.Lastik, 286.Lastik Yanağı, 287.Lenz Kanunu (Transformatör), 288.Liftback, 289.LPG, 290.L Tipi Supap Mekanizması, 291.L Tipi Motor, 292.Malafa, 293.Manifold, 294.Mantar Tipi Supap, 295.Mayi Kavrama, 296.Marş Motoru, 297.Mekanik Avans Sistemi, 298.Mekanik Verim, 299.Merkez Pompası, 300.Meksefe, 301.=)=)=)=)l Yorulması, 302.Mikrometre, 303.Minivan, 304.Monokok (İntegral) Gövde, 305.Motor, 306.Motor Ayarı, 307.Motor Çeşitleri, 308.Motor Durdurulduktan Sonra Ateşleme, 309.Motor Yağı, 310.Motor Yağının Görevleri, 311.Motor Yatağı, 312.Motor Güçleri, 313.Motor İç Gücü, 314.Motor Faydalı Gücü, 315.Motor Supapları, 316.Motor Yağı SAE Sınıflandırılması, 317.Motor Vuruntusu, 318.Motorin, 319.MPV (Multi Purpose Vechile), 320.Navigasyon, 321.Nightvision, 322.OHC, 323.Oktan, 324.Otomatik Vites (Transmission), 325.Oto Termik Piston, 326.Oval Piston, 327.Oval Taşlanmış Piston, 328.Overdrive (Ekonomi Vitesi), 329.Panelvan, 330.Panhard Kolu, 331.Pasif Güvenlik, 332.Patinaj, 333.Pats, 334.PDC (Parktronic; Park Distance Control), 335.Pinyon, 336.Piston Kolu Yatağı, 337.Piston Pimi, 338.Piston Segmanı, 339.Piston Vuruntusu, 340.Pitman Kolu, 341.Platinler, 342.Pnömatik, 343.Port, 344.Prem-Air, 345.PSM (Porsche Stability Management), 346.Quattro, 347.Radyatör, 348.Radyal Lastik, 349.Real-Time Çekiş Sistemi, 350.Regülatör, 351.Roadster, 352.Roll-Over-Bar, 353.Rölanti Devri, 354.Rot, 355.RPM, 356.Rulman, 357.Rüzgar Tüneli, 358.SAE, 359.SAV (Sports Activity Vehicle), 360.SDI (Saugdiesel Direct Injection), 361.Sedan, 362.Segman, 363.Segman Ağız Aralığı, 364.SeleSpeed, 365.Senkromeç, 366.Servo, 367.Setan Sayısı, 368.SIA Hacmi, 369.SideBag, 370.SIPS, 371.Sıkıştırma Oranı, 372.Sıkıştırma Zamanı, 373.Silindir, 374.Silindir Bloğu, 375.Silindir Çapı, 376.Silindir Hacmi (CC), 377.Silindir Kapağı, 378.Silindir Gömlekleri, 379.Silkeleme, 380.Sinyal Lambası, 381.Sis Lambası, 382.SLS, 383.SOHC, 384.Solenoid, 385.Space Frame, 386.Speedster, 387.Sports Wagon, 388.SRS, 389.Station Wagon, 390.Steptronic, 391.Stop Lambası, 392.Strok, 393.Su Dağıtım Borusu, 394.Su Gömleği, 395.Su Pompası, 396.Su Yastığı, 397.Supap, 398.Supap İticileri, 399.Supap Kılavuzu, 400.Sunroof, 401.Superselect, 402.Susturucu, 403.SUV (Sport Utulity Vehicle), 404.SuperSharged, 405.Süspansiyon, 406.Şamandıra Kabı, 407.Şasi, 408.Şarj, 409.Taban Diş Deseni, 410.Taokmetre (Motor Devir Göstergesi), 411.Tamburlu Frenler, 412.Targa, 413.TAS (Travel Assist System), 414.Tekleme, 415.Termostat, 416.Tozluklar (Çamur Perdeleri), 417.TC (Traction Control), 418.TCS, 419.TDI, 420.Tiptronic, 421.Titreşim Damperi, 422.Tork, 423.TPC, 424.Transistör, 425.TS (Twin Spark), 426.Turbo, 427.Türbülans, 428.Twinspark, 429.V Motor, 430.V-8 Motor, 431.Valf, 432.VANOS (Variable Nockenwellen Steuerung), 433.Vario-Dach, 434.Venturi, 435.Vites Kutusu, 436.Viskozite, 437.Volan, 438.VTEC, 439.VVT-I (Varible Valve Timing-Intelligent), 440.Wankel (Rotary), 441.Wankel Motor, 442.Whips, 443.Xenon,

A-SÜTUNU: Otomobilin orta gövdesinin önünde yükselen, tavanı taşıyan sağ ve sol köşede bulunan ve içinde pasif güvenlik unsuru destekleri olan sütun.

ABAT-VENT: Speedster otomobillerde kullanılan alçak ön cam veya rüzgar kesici çıkıntı.

ABAXIAL: Dingil harici yapı.

ABC (Active Body Control): Otomobilin yanlara, öne ve geriye doğru kasılmasını engelleyen Mercedes patentli hidro-elektronik sistem.

ABS (Anti Block System): Sert frenajda veya kaygan zemin üzerinde tekerleklerin kilitlendiğini sensörler yardımı ile algılayan, milisaniyeler içinde fren disklerinin tekerleklerin tutunma işlemi başlayıncaya kadar sıkılıp boşaltılmalarını ve bu sayede sürücünün en zorlu şartlarda bile direksiyon hakimiyetini korumasını sağlayan elektronik sistem. Ani frenajlarda cisimden kurtulmaya olanak sağlayan ABS birçok otomobil markası tarafından standart ve isteğe bağlı olarak kullanılıyor.

AC (Air Conditioner): Klima sisteminin kısaltmasıdır.

ADB (Automatische Differantial Bremse): Standart kilitli diferansiyellerin elektronik devreli bir versiyonu.

ADEZYON: Sıvıların veya madenlerin birbirlerine yapışmasını sağlayan kuvvete adezyon denir.

AERODİNAMİK: Hareketli bir cismin hava akımı içindeki davranışının incelenmesine aerodinamik denir. İlk olarak uçakları incelemek için geliştirilmiştir. Modern otomobillerin şekilleri yuvarlaklaştırılarak hava otomobilin çevresinden kolayca geçebilmektedir. Bu da havadan kaynaklanan sürtünmeyi azaltır. Bu sayede otomobilin dengeli yol alması ve yakıt tüketiminin azalması sağlanır.

AFS (Active Fahrwerks Stabilierung): Temel olarak ABC ile aynı işlevi görür. Sistem Citroen Xantia Activa'da kullanılmaktadır.

AKICILIK DERECESİ (Vizkozite): Bir sıvının dar bir boğazdan akabilmesine o sıvının akıcılık derecesi denir. Bu, belli bir hacimdeki sıvının belli bir çaptaki delikten akma zamanıdır.

AKS: Otomobil eksenine dik, tekerleri taşıyan bir veya birden fazla tekerleği barındıran bir mildir.

AKSELERASYON: Otomobilin hızlanması.

AKTARMA ORGANLARI: Motor gücünü tekerleklere aktaran organlardır. Pek çok parçadan oluşur ve motor gücünü tekerleklere şanzıman üzerinden aktarır.

AKTİF GÜVENLİK: Otomobilin kaza pozisyonuna girmesini engellemeye çalışan ve güvenliği arttıran elemanların tümü. ABS ve BAS sistemlerine sahip frenler, yol tutuşu maksimize eden ESP, gelişmiş süspansiyon sistemi, iyi durumdaki lastikler gibi faktörler.

AKÜMÜLATÖR: Akümülatörler elektrik enerjisini kimyasal enerji halinde depo eder, devrelerine elektrikli alıcılar bağlandığı zaman bu kimyasal enerjiyi tekrar elektrik enerjisine dönüştüren araçlardır. Motorun hareketinden elektrik üreten parça olan alternatör, motor çalışmazken elektrik üretemez. Bu nedenle akümülatöre ihtiyaç duyulur. Motor çalışmadığı zamanlar kullanılmak üzere elektrik enerjisi depolar.

ALB (Anti Lock Brakes): ABS'nin ilk ve basit şekli. Kızaklayan tekerlekleri hızlı ritimde bırakıp tekrar tutan fren sistemi.

ALTERNATÖR: Alternatif akım üreten ve düşük motor hızlarında bir dinamodan daha yüksek enerji üreten jeneratör. Şarj dinamolarının aksine dalgalı (alternatif) akım meydana getir. Bisiklet dinamolarına benzer bir biçimde çalışarak elektrik üretir.

ALT ÖLÜ NOKTA (A.Ö.N): Pistonun silindir içinde inebildiği en alt noktada, yön değiştirmek için bir an durakladığı yerdir. Kısaca A.Ö.N. olarak belirtilir.

AMPERMETRE: Aküye girip çıkan akım miktarını ölçen ve gösterge tablosunda bulunan bir ölçü aleti.

AMORTİSÖR: Otomobilde yayları frenleyerek ani yaylanmaları önleyen ve sarsıntıları azaltan düzenek.

ANA YATAKLAR: Ana yataklar, motorda krank milini taşıyan yataklardır.

ANTİFRİZ: 0 derece ve altında radyatör suyuna katılarak suyun donmasını önleyen kimyasal madde. Antifriz ayrıca radyatörü ve soğutma sistemini pas ve korozyondan korumak amacıyla da kullanılır.

AQUAPLANING: Su birikintilerinden geçerken lastiklerin profilinden suyun kenara çıkamamasından kaynaklanan aracın lastiklerinin yerle ile temasının kalmaması sonucunda suya girdiği yönde veya tam olarak savrularak hareket etmesi.

ASC+T (Automatische Stabilitäts Control+Traktion): BMW'de kullanılan elektronik çekiş kontrol sistemi olup, sürekli arka tekerleklerin durumunu gözlemleyerek bir kayma olup olmadığını denetler. Arka tekerleklerde bir kayma olursa ASC+T devreye girip frenleri ve motoru kontrol ederek otomobilin yolda kalmasını sağlar.

ASR (Anti Schlupf Regelung): Kaygan yol koşullarında özellikle kalkış anında otomobilin patinaj yapmasını engelleyen sistem.

ATALET: Bir cismin herhangi bir hareket yönüne veya hız değişikliğine karşı gösterdiği dirençtir.

ATEŞLEME AVANSI: Silindirde sıkıştırılan yakıt-hava karışımının ateşlendikten sonra tamamen tutuşabilmesi için gereken süredir.

ATEŞLEME BOBİNİ: Ateşleme sisteminde transformatör gibi görev yaparak batarya voltajını binlerce voltaja yükseltir. Bu yüksek voltaj bujinin tırnakları arasında kıvılcım meydana getirir.

ATEŞLEME NOKTASI: Motorinin sıkıştırılma sonucunda silindir kafasındaki sıcak gazların içine püskürtüldüğü anda kendiliğinden ve hemen ateş alma sıcaklık noktasına ateşleme noktası denir.

ATEŞLEME SIÇRAMASI: Yanlış bujinin karışımı tutuşturmasına ateşleme sıçraması denir. Ateşleme sıçraması genellikle buji veya distribütör kapağının ya da tevzi makarasının hatalı oluşundan meydana gelir.

ATEŞLEME SIRASI: Motor silindirlerinin ateşlenme sırası veya silindirlerde güç zamanının meydana geliş sırasıdır.

ATEŞLEME SİSTEMİ: Silindirlerde sıkışan hava-yakıt karışımının yakılabilmesi için bujilere yüksek voltajlı kıvılcım sağlayan sistem. Batarya, ateşleme bobini, distribütör, kontak anahtarı, kablolar ve bujiler bu sistemin parçalarıdır.

ATMOSFERİK BASINÇ: Dış hava ağırlığının aşağıya doğru basma kuvvetine atmosferik basınç denir.

AWD (All Wheel Drive): 4 tekerlekten çekiş sistemi. Bu tip otomobillerde motor gücü dört tekerleğe birden aktarılır.

AWS (All Wheel Steering): Direksiyonun dört tekerleği birden yönlendirebildiği sistem.

AUTODIMMING: Dikiz aynalarında kullanılan duyarlı aynanın ışığı daha yoğun kırarak, kararması.

AYARLAMA: Motorun en iyi şekilde çalışabilmesi için yapılan motor ayarları.

BAKIR KURŞUN YATAKLAR: Genellikle dizel motorlarında yaygın bir şekilde kullanılan yatak çeşididir.

BALANST REZİSTÖR DEĞERLERİ: Elektronik ateşleme sistemi iki rezistör ile korunur. Bunlar, 0,55 ohm olan normal devre direnci ile 5.ohm olan yardımcı devre direncidir.

BALATA (FREN PABUÇLARI): Yarım daire şeklinde kavis verilmiş =)=)=)=)l bir parça. Üzerine ısıya karşı oldukça dayanıklı olan balata perçinlenmiştir. Frene basıldığı zaman bu balata kampanaya sürterek frenleme etkisi gösterir.

BAS (Brake Assist System): Panik frenlemede fren hidroliği içindeki basıncı arttıran ve her tekerde eşit fren gücünün oluşmasını sağlayan sistem.

BASINÇLI KAPAK: Suyun kaynamasını ve kaybını önleyen, soğutma sistemini basınç altında çalıştıran supaplı bir kapaktır.

BASKI YATAĞI: Debriyaj pedalına basıldığında, baskı parmaklarını bastırarak motor ile güç aktarma organlarını birbirinden ayıran mekanizmadır.

BATARYA: Elektrik enerjisini kimyasal enerji olarak depo eden ve akım kaynağı olarak kullanan düzenek.

BENZİN: Ham petrolden elde edilen ve otomobillerde yakıt olarak kullanılan bir hidrokarbondur.

BENZİN MOTORLARI: Buji ile ateşlenen, benzin veya benzin türevi yakıt kullanan motorlara benzin motorları denir.

BENZİN YANMASI: Benzin-hava karışımı silindir içinde sıkıştırma zamanı sonunda, bujinin meydana getirdiği kıvılcım neticesinde düzenli olarak yanmaya başlar. Hiçbir zaman patlamaz. Normal yanma bujide başlar ve sonra bir alev dalgası halinde ateşleme odasını kat eder.

BERABER ÇALIŞMA: Çok silindirli motorlarda genellikle silindirlerin ikişer ikişer beraber çalışmasıdır. Örnek olarak dört silindirli bir motorda, birinci silindir ile dördüncü silindir pistonları ikisi beraber ve üçüncü silindir ile ikinci silindir de beraber çalışır.

BEYGİRGÜCÜ: Motor tarafından üretilen gücün birimi. 0, 7457 kw'a eş değerdir.

BİLEŞİK YAĞLAR: Bu tip yağlar genellikle ince yağlar olup, SAE numarası yüksek yağların özelliklerini karşılamak için içlerine bazı kalınlaştırıcı katıklar katılmış yağlardır.

BI-XENON: Bi-Xenon farlar, günümüzün en gelişmiş ve en güçlü far teknolojilerinden biridir. B-xenon ismi, uzun ve kısa farlar için iki ayrı xenon ampul kullanılmasından gelmektedir. Xenon farın dalgaboyu ve dolayısıyla maviye yakın olan rengi güneş ışığına çok yakın olduğu için, gece sürüşünde karşıdan gelen sürücünün gözünü almaz ve yansımayı en aza indirir. enon gazının içinden geçen ışık, 70 mm çapındaki hareketli lensten yansı¤¤¤¤¤ geniş ve uzun mesafeli "uzun far" etkisini yaratır. Bu farlar günümüzde bir çok otomobilde standart ve isteğe bağlı olarak sunulur.

BİYEL CIVATALARI: Biyel cıvataları, biyel kepini biyel başına bağlayan cıvatalardır.

BİYEL KEPİ: Biyel ile biyel muylusu arasındaki bağlantıyı sağlayan parçadır.

BİYEL MUYLUSU: Biyelin krankta bağlandığı yüzeydir.

BİYEL YATAĞI: Biyel başında bulunan, içinde krank mili biyel muylusunun döndüğü yataktır.

BİYELLER: Piston ile krank mili biyel muylularını birleştiren parçalardır.

BOĞAZLI KARTEL: Yanlardan üst kartele, önden ve arkadan kavis biçiminde, ön ve arka ana yatak kepine oturan kartellere boğazlı kartel denir.

BOXER MOTOR: Silindirlerin aynı, genellikle tam yatay, düzlemde (180 derece) karşılıklı olarak çalıştığı, otomobile ekstra denge sağlayan motor.

BUHAR TAMPONU: Karbüratöre doğru olan benzin akışının, yakıt sistemindeki benzinin buharlaşması nedeniyle gecikmesi veya durmasıdır.

BUJİ: İki elektrod ve porselenden oluşan parça. Silindir içindeki sıkışmış hava-yakıt karışımı, bujinin elektrotları arasında oluşan yüksek voltajla ateşlenir.

BUJİ ARIZALARI: Buji arızaları genellikle motora göre uygun sıcaklıkta buji kullanmamaktan, bujinin yanlış yerleştirilmesinden veya motordaki ateşleme sistemi ya da yakıt sistemi arızasından meydana gelir. Genellikle görülen buji arızaları, üst porselenin çatlamış veya kırılmış olması ve burun porseleninin çatlak veya kırık olmasıdır.

BUJİ SICAKLIĞI: Silindir içine emilen benzin-hava karışımının yanma zamanında meydana getirdiği ısı enerjisi yaklaşık olarak 2000 - 2500 derece arasındadır.

BUJİ TIRNAK ARALIĞI: Bataryalı ateşleme sisteminde buji tırnak aralığı genellikle 0,6 - 0,8 mm arasındadır.

BURÇ: Yatak görevi gören silindir bir parçadır.

BURÇ AÇICI ZIMBA: Burçları bulundukları yerde sıkıştırmak için kullanılan alettir.

CABRIOLET (Cabrio): Normal dört kişilik binek otomobillerin üstü tümüyle açılabilen karoser tipi.

CBC (Cornering Brake Control): Arka akstaki frenlerin optimal kullanımını sağlayan yardımcı fren sistemi. Fren sisteminin içinde hidroliğin en doğru şekilde dağılımını sağlar.

CD: Hava direnci katsayısı. Bir otomobilin ne kadar hava direnciyle karşılaşacağını gösterir. Hava sürtünmesi azaldıkça otomobilin yakıt tüketimi de azalır. Otomobil firmaları bu katsayıyı azaltmak için yeni tasarımlar geliştiriyor.

CDI (Common-rail Direkt Injection): Bosch tarafından geliştirilen dizel yakıtın yaklaşık 1350 bar basınç ile yanma odasına püskürtülmesini sağlayan sistem. Mercedes'in kullandığı bu sistem diğer markalar tarafından TDI (Audi, VW, Seat, Skoda), JTD (Fiat), veya DTI (Opel) olarak adlandırılır.

COMAND: Yeni nesil otomobillerde navigasyon sistemi, telefon, saat, TV alıcısı, radyo, kaset ve CD çalardan oluşan müzik sisteminin hepsine kumanda eden sistem.

COMBİ: İnsan taşımacılığında kullanılan ticari araçlara verilen ad.

COMMON RAIL: Dizel motorlarda daha yüksek basınç sağlayan ve performans/ekonomi oranını ideale yaklaştıran enjeksiyon sistemi. Common-rail sisteminde "kütük" adı altındaki bir dağıtıcıdan silindirlere yakıt gönderiliyor. Common-rail sisteminde her enjektörden silindirin o anlık ihtiyacı kadar motorin geçiyor. Böylece yakıt tüketimi azalıyor ve performans artıyor.

COMPACT: Orta sınıf otomobillerin karoser biçimi için kullanılır.

CONTA: Motorda, birleştirilen parçaların arasına sızdırmazlık sağlaması için konulan, çeşitli malzemelerden yapılan plakalar.

CONTA YAPIŞTIRICISI: Contalara sürülen yapıştırıcı bir maddedir.

COUPE: Yanında tek kapısı olan otomobil tipi.

CRUISE CONTROL (Otomatik hız kontrol): Sürücünün ayağını gazdan çekmesine olanak tanı¤¤¤¤¤, otomobili belli bir hızda tutabilen bir sistemdir. Bu sistemde, araç ayarlanmak istenilen hıza ulaştığında ilgili sistem ile ilgili bir düğmeye basılır ve ayak gaz pedalından çekilir. Sistem devreden çıkarılmak istendiğinde tekrar gaza basmak ya da ilgili düğmeye tekrar basmak yeterlidir.

CVT (Continuosly Varible Transmission): Sürekli değişken şanzıman olarak adlandırılan bu sistemde dişli çemberleri birbirlerine bir çelik bantla bağlı bulunur. Böylece kademesiz bir vites kontrolü sağlanır.

CVVT: Elektronik olarak değişken supap zamanlaması ile çalışan motor.

ÇAMUR PERDELERİ (TOZLUKLAR): Oynak parçalara toz ve pislik girmesini önleyen, kauçuktan yapılmış koruyucular.

ÇAMURLU TORTU: Karterin içinde zamanla biriken toz, pislik, yağ ve su karışımı olan oldukça yapışkan bir tortudur.

ÇAN AĞZI: Aşınmış olan silindirik bir parçanın daha fazla aşınmış olan tarafıdır.

ÇAP KUMPASI: Mil çapını, delik iç çaplarını ve parça kalınlıklarını ölçebilen bir ölçü aletidir.

ÇAPAK: Madeni bir yüzeyden kesici aletle kesilen küçük =)=)=)=)l zerreciklerdir.

ÇAPRAZ KUŞAKLI LASTİK: Katlardaki iplikler diyagonal olarak yerleştirilmiş lastik.

ÇAPRAZ TİP KARDAN MAFSALI: Bu mafsallar esas olarak birbirleri ile 90 derecelik açı yapacak şekilde bir istavrozla tutturulmuş olan ve ana şafta bitişik olan iki kelepçeden meydana gelmiştir. Çapraz tip mafsalın yağlama işlemi mafsalın yapımına bağlıdır.

ÇARPMALI YAĞLAMA SİSTEMİ: Çarpmalı yağlama sistemi, yağ pompasının karterdeki motor yağını yağ çanağına basarak, çanağı daima dolu bulundurması şeklinde çalışır.

ÇEKİŞ MİLİ: Gücü doğrudan tekerleklere aktarır.

ÇEKTİRME: Bir paçanın diğerinden hasar yapmadan çıkarılmasında kullanılan bir tamir takımıdır.

ÇEVRİM: Bir motorda iş elde etmek için tekrarlanmadan meydana gelen olayların topl¤¤¤¤¤ bir çevrim denir. Dört zamanlı motorlarda bir çevrimin tamamlanabilmesi için pistonun dört hareketine (krank milinin iki tam devir yapmasına) gerek vardır. Dört zamanlı motorlarda bir çevrim, Krank milinin 720 derecelik dönüşü ile tamamlanır.

ÇIKIŞ MİLİ: Gücü tekerleklere aktarır. En büyük viteste giriş miliyle çıkış mili aynı hızda döner, böylece otomobil hızlı gider.

ÇİVİLİ LASTİK: Karlı ve buzlu yolda kullanım içindir. Ayrıca yarış otomobillerinde kullanılır.

ÇİZİLMİŞ YÜZEY: Çizilmiş ya da kanal açılmış yüzey. Silindir yüzeylerinin pistonla beraber aşağı yukarı hareket eden atıklarla veya zımpara taneleri yardımıyla çizilmesi gibi.

ÇOK AMAÇLI GRESLER: Lityum sabunlu greslerdir. Orta kıvamda, suya dayanıklı olduğundan aracın her yerinde kullanılabilir özelliğe sahiptir.

ÇOK LEVHALI KAVRAMA: Bir tür debriyaj kavrama şeklidir. Bu tür debriyajda, değişik işleten ve işleyen diskler kullanılmaktadır. Önemli olan her işleten diskin uygun yük miktarını işleyen disklere aktarması ve bütün işleyen disklerin dönüşlerine aksettirilmesidir. Bu tür debriyaj, binek otomobilleri mekanik vites mekanizmalarında görülmemekle beraber otomatik vites mekanizmalarında ana unsuru oluştururlar.d/d

DBC (Dynamische Bremsen Control): BAS'ın (Brake Assist System) -yani panik frenlemede fren hidroliği içindeki basıncı arttıran ve her tekerde eşit fren gücünün oluşmasını sağlayan sistemin- BMW'de kullanılan versiyonu.

DEBRİYAJ: Pedalla harekete geçirilen ve motorla vites kutusunun bağlantısını keserek vites değiştirilmesini sağlayan sistem.

DEĞİŞKEN SUPAP ZAMANLAMASI: Değişken supap zamanlaması, motor işletim sisteminin hangi devire göre hangi supap zamanlamasının kullanılacağını belirlenmesi ve her devirde en verimli çalışmayı sağlamasıdır. Böylece motor düşük devirlerde az yakıt tüketirken yüksek devirlerde de iyi bir performans sunuyor.

DESELERASYON: Araçların duruncaya kadar yavaşlaması.

DETERJAN KATIKLAR: Bu katıklar yağın yıkayıcı ve temizleyici özelliğini sağlar. Motor içindeki pislikler genellikle yakıt ve yağların bıraktıkları kül, karbon, kurum ve is gibi kalıntıları içerir. Deterjan katıkları gerek soğukta, gerek sıcakta bu kurumların ve birikintilerin oluşumuna engel olarak motoru temiz tutar.

DETONASYON: Karışımın buji tarafından ateşlenmesinden sonra yanmanın düzensiz olarak gerçekleşmesine detenasyon denir. Karışımın ani yanması sonucu yükselen basıncın oluşturduğu vuruntu çok şiddetli olursa, motor parçaları yıpranır.

DEVİR GÖSTERGESİ: Sürücüye motorun krank milinin dakikada kaç devir yaptığını bildirir.

DIN (Deutsches Institut für Normung): Tüm ölçümlerde kullanılan Alman endüstri normu, 1 DIN= 1.12 SAE

DIŞTAN YANMALI MOTORLAR: Dıştan yanmalı motorlar otomobillerde kullanılmayan bir motor çeşidi olup, yakıtın dışarıda bir yerde yakılması ile üretilen ısı enerjisini mekanik enerjiye dönüştüren makinalardır.

DİFERANSİYEL: Otomobil viraj alırken iç ve dış tekerleklerin farklı hızlarda dönmesini sağlayan dişli çark sistemi.

DİFERANSİYEL DİŞLİSİ: Tekerleklerin değişik hızlarda dönüşünü sağlayan diferansiyel kutusundaki dişli düzeneği.

DİNAMO: Mekanik enerjiyi elektrik enerjisine çevirerek bataryayı şarj eden elektrik sisteminin bir parçası.

DİNAMOMETRE: Motorun çıkış gücünü ölçen cihaz.

DİNGİL: Tekerleklerin üzerinde döndüğü çubuk.

DİNGİL UZAKLIĞI: Direksiyonun düz tutulduğu durumda, ön ve arka aks arasındaki uzaklık.

DİOD: Transistörlü ateşleme sisteminde kullanılan parçalardır. Diodlar, bir voltaj rölesi gibi görev yaparak, transistörü aşırı voltajın etkisinden korur.

DİREKSİYON: Bir aracı istenilen tarafa yöneltmek için ön tekerleklerin sağa veya sola istikametlerini değiştiren mekanizmaya direksiyon sistemi denir.

DİREKSİYON DİŞLİLERİ: Direksiyon dişlileri, direksiyon simidinin dönme hareketini doğrusal harekete çevirerek aracın ön tekerleklerine ileten, direksiyon milinin ucuna yerleştirilmiş olan dişlilerdir.

DİREKSİYON SİMİDİ: Aracı istenilen yöne çevirmeye yarayan, direksiyon milinin ucunda bulunan yuvarlak bir parçadır. Güvenli bir sürüş için direksiyonu iki elle ve saat 9:15 pozisyonunda tutunuz.

DİSKLİ FREN: Bisiklet frenine benzer. Frene basılınca pistonun hareketiyle bataryalar tekerleğe bağlı diske sürtünür ve tekerlek yavaşlar.

DİSPERSAN KATIKLAR: Bu katıklar, deterjan sayesinde motorun içinden çözülen pisliklerin etrafını sararak ateşleme odasına, supap odalarına, yağ kanallarına, filtre elemanlarına ve motor çeperine yapışmasını önler. Çok küçük parçalar halindeki pisliğin yağ bünyesinde askıda kalması özelliği dispersan katığı sayesinde sağlanır.

DİSTRİBÜTÖR: Bujilerin doğru zamanda ateşlemelerini sağlamak için onlara elektrik dağıtımı yapan sistem.

DİSTRİBÜTÖR KAPAĞI: Genellikle bakalitten imal edilen bir kapaktır. Kapak içinde, ateşleme bobininden gelen yüksek voltajın bujilere iletilebilmesi için motor silindir sayısı kadar eşit aralıklı madeni uçlar bulunmaktadır.

DİSTRİBÜTÖR TABLASI: Platin takımı ve kondansatörü üzerinde taşır. Mekanik avanslı distribütörde sabit olarak gövdeye bağlanmıştır.

DISTRONIC: Radar destekli bilgisayarlı cruise control sistemi. Önde yaklaşılan aracın hızının kendi hızından az olduğunu belli bir mesafede algılayan sistem, motoru sıkıştırarak veya fren yaparak otomobili yavaşlatıyor. Önü boşalınca da otomobili programlı hızına tekrar çıkarıyor.

DİŞLİ ÇARKLAR (DİŞLİ): Dişleri olan ve birbirini harekete geçiren, yuvarlak makine parçaları.

DİŞLİ ORANI: Birbirlerinin dönmesini sağlayan iki di? şlinin veya milin dönme oranlarıdır.

DİŞLİ YAĞLARI: Hassas olarak işlenmiş dişli yüzeylerinde kullanılan yağlardır. Bu tür diş yüzeylerinde korozyona ve yağın kalınlaşmasına neden olacak maddelerin meydana gelmemesi için dişli yağlarının kimyasal stabiliteye sahip olmaları gerekmektedir.

DİYAGRAM VERİMİ: Endikatör diyagramından ölçülen işin, teorik çevrim diyagramından ölçülen iş oranına diyagram verimi denir.

DİZEL ÇEVRİMİ: Dizel motorlarda motorin, silindire emilerek sıkıştırılmasının ardından püskürtülür ve daha sonra sıkıştırılan havanın sıcaklığı ile tutuşur. Dizel motorlarda bu şekilde gerçekleşen çalışma düzenine dizel çevrimi denir.

DİZEL MOTORU: Dizel motoru, dizel çevrimine göre çalışan bir motordur.

DOHC (Double Over Head Camshaft): Her silindir sırasının üstünde bulunan çift eksantrik mili.

DONMA NOKTASI (YAKIT): Yakıtın katılaştığı veya donduğu ısı derecesine donma noktası denir. Bu ise yakıtın soğuk havada kullanılabilme oranını gösterir. Özellikle motorin soğuk havalarda kristalleşerek donabilir.

DÖNER PİSTONLU MOTOR (ROTARY-WANKEL MOTOR): 1954 senesinde Felix Wankel tarafından geliştirilmiş bir motor türüdür. Bu motorda silindir geometrik elips biçimi şeklindedir. Bu motorun çalışma prensibi kısaca, yakıt odasına sahip blok içinde üçgen şeklinde bir döner pistonun dönerek, silindir içinde değişik yakıt hacimleri ve sıkıştırma oranları meydana getirmesidir.

DÖNÜŞ DAİRESİ ÇAPI: Aracın dönebileceği en küçük dairenin dış çapıdır. Küçük otomobiller için bu çap daha küçük olur.

DÖRTLÜ KARBÜRATÖR: Dört boğazlı karbüratöre dörtlü karbüratör denir.

DÖRT ZAMANLI MOTORLAR: Dört zamanlı Otto motoru prensiplerine göre geliştirilmiş olan dört zamanlı çalışma sistemi olan motorlardır. Bu dört çalışma zamanı emme, sıkıştırma, iş (güç, yanma, genişleme) ve egzoz olarak sıralanır.

DÜZ SİLİNDİR KAPAKLI MOTOR: L tipindeki motor, düz silindir kapaklı motordur.

DRIVE-BY-WIRE: Otomobildeki direksiyon simidi ile fren ve gaz pedalları hareketlerini bilgisayar kontrollü elektronik sistem üzerinden inanılmaz bir hızda mekaniğe ve hidroliğe aktaran sistem.

DSC (Dynamic Stability Control): ESP ile aynı prensipte, dört tekerleğin yola en güvenli şekilde basmasını sağlayan sistem. Elektronik stabilite sistemi ağırlıklı olarak BMW'de kullanılır.

DSP (Dynamic Shift Program): Şanzıman ayarlarını sürücünün kullanım tarzına göre değiştiren gelişmiş otomatik şanzıman.EAS (Elektronik Active Steering): Ön tekerleklerin ani direksiyon hareketleri sebebiyle yol tutuşu bozmasını engellemeye çalışan aktif direksiyon sistemi.

EAS (Elektronik Active Steering): Ön tekerleklerin ani direksiyon hareketleri sebebiyle yol tutuşu bozmasını engellemeye çalışan aktif direksiyon sistemi.

EBD (Electronic Brake Distributor): Fren gücünün dört tekerlekte eşit olmasını sağlayan hidrolik dağılım destek sistemi.

EBV: Fren hidroliğinin basıncını ve dağılımını kontrol eden supap sistemi.

ECE (Economic Commission for Europe): Avrupa Birliği ülkelerinde kullanılan yeni norm.

ECOTEC: GM'in geliştirdiği çevreci ve ekonomik özelliklerde teknoloji sağlayan motor.

EDLS: Özellikle arkadan itişli otomobillerde, tekerleklerin eşit güçte dönmesini sağlayan elektro-mekanik diferansiyel kilit sistemi.

EGZOZ GAZI DEVİRDAİMİ SİSTEMİ (EGR): Dizel araçlarda bulunan ve egzoz gazındaki is parçacıklarını yakalamak için ek bir sistemdir.

EGZOZ BORUSU: Motordan çıkan yanmış gazları dışarı atar.

EGZOZ MANİFOLDU: Motor silindirlerinde yanmış olan gazların dışarıya atılmasını sağlayan, bir seri borudan yapılmış motor parçası.

EGZOZ PATLAMASI: Sistemdeki bir kaçak, ateşlemenin rötarda olması ya da düşük oktanlı yakıt nedeniyle egzozdan gazların patla¤¤¤¤¤ çıkması.

EGZOZ SUBABI: Egzoz zamanında açılarak yanmış egzoz gazlarının silindirden dışarı atılmasını sağlayan supap.

EGZOZ ZAMANI: Egzoz supabının pistonun alt ölü noktadan üst ölü noktaya doğru yaptığı strok sırasında açılarak, yanmış gazların silindirlerden dışarıya atılmasıdır.

EĞRİLİK AÇISI: Oto tekerleğinin yerden yükseliş açısı.

EKSENEL GEZİNTİ: Bir milin iki ucuna doğru yapmış olduğu harekete eksenel gezinti denir.

ELASTİSİTE: Araçların ara hızlanması, performanslarındaki esneklik.

ELCODE: Otomobile binerken veya indikten sonra, çok değişken formüllerle uzaktan kumanda şifresi (data-check) yaratan "kontak anahtarı", aynı zamanda motoru da "kilitleyebiliyor".

ELEKTRİK SİSTEMİ: Otomobillerin elektrik sistemlerinde ateşleme bobini, distribütör, regülatör, batarya, şarj dinamosu, marş motoru ve kablolar yer alır.

ELEKTRİKLİ YAKIT POMPASI: Kamyon, otobüs gibi genellikle ağır hizmet tipi araçlarda bulunan elektrikli yakıt pompası, aracın bataryasından veya şarj dinamosundan aldığı akımla çalışarak, yakıt deposundan karbüratöre yakıt aktarır.

ELEKTROLİT: Bataryadaki asit ve saf su karışımı.

ELEKTRONİK ATEŞLEME SİSTEMİ: Bataryalı ateşleme sistemi parçalarına ek olarak, distribütörde manyetik ünite ve kontrol ünitesi ile donatılmış sistemdir. Elektronik ateşleme sistemi, manyetik alandaki değişmelerin meydana getirdiği elektrik akımı prensibine dayanır. Bu sistemde birbirine temas eden hiçbir parça yoktur. Klasik ateşleme sisteminde görülen platin ve meksefe, ateşleme sisteminde yer almaz. Bu sistemde motor ateşleme zamanı fabrikada ayarlanır ve bu ayar hiçbir şekilde aracın yaptığı kilometre arttıkça değişmez, sabit kalır.

ELEKTRONİK YAKIT ENJEKTÖRÜ: Emme borularına, motorun devrine, ısısına ve gaz verme durumlarına göre yakıt iletimini kontrol eden aygıt.

ELEKTROT ARALIĞI KARBON İLE KISA DEVRE: Ateşleme odasında meydana gelen karbon depozitlerinin, buji elektrotları arasında kısa devre meydana getirmesidir.

ELEKTROT GÖBEĞİNDE KISA DEVRE: Ateşleme odasında meydana gelen depozitlerin, porselen göbek ile bujinin madeni kısmı arasında kısa devreye neden olmasıdır.

EL FRENİ: El ile çalıştırılan, otomobil park edildiğinde hareket etmesini önleyen, genellikle arka frenlere bağlı fren sistemi.

EMME MANİFOLDU: Karbüratörden motorun silindirlerine yakıt-hava karışımının akışını sağlayan, bir seri borudan yapılmış motor parçası.

EMME MANİFOLDU AYARI: Emme manifoldunun iyi bir performans gösterebilmesi için gerekli olan ayardır. Emme manifoldu belli bir hacim ve uzunlukta yapılmalıdır.

EMME STROKU: Emme zamanında, üst ölü noktadan alt ölü noktaya doğru olan piston stroku sırasında silindire hava-yakıt karışımının girmesidir.

EMME SUBABI: Emme zamanında açılarak silindirlere hava-yakıt karışımının girmesini sağlayan supap.

EMME ZAMANI: Pistonun üst ölü noktaya yaklaşmasıyla birlikte emme supabının açılmasına, emme zamanı denir.

EMNİYET KEMERİ: Araçlarda sürüş anında sürücü ve yolcuların güvenliklerini sağlamaya yönelik bir sistemdir. Emniyet kemerinin görevini en iyi şekilde yapabilmesi için, alt bölümünün iki tarafta leğen kemiğinin üzerinden ve üstte de omuzun üzerinden geçmelidir.

EMNİYET KEMERİ ÇEŞİTLERİ: Aktif gergili emniyet kemeri sistemlerinde Emniyet kemerindeki boşluğu almak için (özellikle kışın kalın giysiler giyildiğinde) bir algılayıcıya bağlı bir gergi sistemi, devreye girerek yolcu emniyet kemeri üzerine yüklenmeden önce kemeri gerer. Böylece yolcunun hareketi en aza indirgenir. İki tip gergi sistemi vardır; yaylı ve ateşlemeli. Yaylı tip; algılayıcıdan gelen uyarı sonucunda bir yay tetiklenir ve emniyet kemeri gerilir. İkinci tipte ise hava yastığında olduğu gibi bir ateşleme mekanizması kullanılır. Darbe uyarısı geldiğinde bir gaz ateşlenerek emniyet kemeri gerilir. Bu sisteme "piroteknik" de deniliyor.

EMNİYET KEMERİ YÜKSEKLİK AYARI: Emniyet kemerinin farklı boylardaki insanlara göre ayarlanabilmesini sağlar.

ENDÜKSİYON BOBİNİ: Endüksiyon bobini, 6-12 voltluk batarya voltajını bujide tırnak aralığını atlayacak kadar yüksek voltaja çıkaran oto transformatörüdür.

EPS (Elektro Power Steering): Hidrolik destekli ve hıza duyarlı elektrik motorlu direksiyon sistemi.

ERKEN ATEŞLEME: Yanma odasına sıkıştırılmış olan karşımın buji kıvılcımı ile yakılmadan, kendi kendine yanmaya başlamasına erken ateşleme denir. Erken ateşlemenin başlıca nedeni, yanma odalarında fazla karbon birikintilerinin oluşmuş olmasıdır.

ESP (Electronic Stability Program): Otomobilin savrulma ihtimaline karşı dört tekerleğin dönüşünü sürekli kontrol eden sensörler ile gerektiğinde tek bir tekerleğe bile fren yaptıran ve amortisörlerin hareketini de kontrol eden sistem.

EZİLEBİLİR BÖLÜM: Aracın kaza anında ezilebilecek bölümlerine verilen ad. Bu bölümler kaza anında açığa çıkan enerjinin büyük bölümünü yutar, kalan enerjiyi ise otomobilin gövdesinde yolculara zarar vermeyecek biçimde yönlendirir.

ETC: Elektronik çekiş kontrol ve düzeltme sistemi.

FAKİR KARIŞIM: Motorların çeşitli yük ve hızlarındaki yakıt-hava karışımının fakir karışım halinde bulunmasıdır. Fakir karışım, benzinin birim ağırlığının havaya nazaran daha az oranlarda olması ve yanma işlemi için gerekli oranda oksijen ile birleşememesidir.

FİLTRE: Hava filtresi, motora giren havayı süzerek toz ve pisliklerden arındırır. Yağ filtresi genellikle motor karterinin altında olan ve motor yağını süzerek toz, pislik ve artıkların yağlama sistemine karışmasını önleyici bir filtredir.

FİLTRE YAĞ DOLAŞIM SİSTEMLERİ: Basınç ayar supabı ile düzenlenen yağ dolaşım sistemleri, kısa devreli sistem ve tam akışlı sistem olarak ikiye ayrılır.

FOSİL YAKITLAR: Milyonlarca yıl önce ölen hayvan ve bitkilerin çürümesiyle oluşan kömür, petrol gibi yakıtlara genel olarak verilen ad.

FPS: Birçok otomobilde sadece küçük bir yangın tüpü şeklinde, yarış otomobillerinde ise çeşitli noktalara çelik borular içinden söndürücü gaz püskürten yangın önleme sistemi.

FREN: Hareketli aracın hızını azaltan veya tamamen durduran düzenek.

FREN AYARI: Periyodik olarak fren balatalarına ve genel fren sistemine yapılan ayarlardır.

FREN BALATALARI: Fren pedalına basıldığı anda fren kampanasına sürterek yavaşlama ve durma etkisi yaratan parçalardır. Fren balataları yarım daire şeklinde kavis verilmiş =)=)=)=)l parçalarıdır.

FREN BOŞALMASI: Balataların aşırı ısınmasından dolayı frenlerin tutmaması.

FREN DİSKİ: Hidrolik fren sistemlerinde tekerlerdeki fren tablasına takılır. Merkez pompasından gelen hidrolik basınç, fren diskindeki pistonları etkileyerek fren pabuçlarını açar ve frenleme için kampana iç yüzeyine temas ettirir.

FREN KAMPANASI: Araç tekerlerine takılan madeni parça. Dönen tekerleri frenlemek için fren pabuçları kampana iç yüzeylerine etki yaparak kampanaları yavaşlatır veya durdurur.

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 21.05.2013, 12:02   #2 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Arabalar hakkında Herkesin İşine Yarayacak Bilgiler (Çok Geniş Bir İçerik)

FSI: Doğrudan enjeksiyon gerçekleştiren, fakat yüksek oktanlı benzinlerle çalışan motor (WV Grubu'nda sıkça kullanılmaktadır).

F TİPİ MOTOR: Bazı supapları silindir kapağında, bazıları silindir bloğunda bulunan bir tip motor.

GAZ BASINÇLI ISI GÖSTERGELERİ: Gaz basınçlı ısı göstergesi bir ısı tüpü, gösterge kadranı ve bunları birbirine bağlayan ince borulardan oluşur.

GAZ KELEBEĞİ: Karbüratör karışım boğazının alt kısmında bulunan yuvarlak bir disk. Ekseni etrafında dönerek silindirlere giden karışım miktarını arttırır veya azaltır.

GAZ PEDALI: Motorun ve dolayısıyla otomobilin hızını denetleyen pedal.

GAZ TÜRBÜNÜ: Bir tür içten yanmalı motor. Yanma sonucu meydana gelen basınç, türbün kanatlarına etki ederek türbün milini döndürür.

GDI (Gasoline Direkt Injektion): Mitsubishi Motors tarafından geliştirilen sistem direkt olarak benzini yanma odasına püskürtür. Bu sistem düşük yakıt tüketimi ve yüksek performans sağlar.

GEÇ ENJEKSİYON: Egzozdan kara duman çıkmasına neden olan, yakıtın geç gelmesi durumudur. Üst ölü noktanın 12 derece sonrasında gerçekleşen enjeksiyon, geç enjeksiyon olarak kabul edilir.

GENLEŞME TAPASI: Genleştikten sonra istenilen ölçüde yerine oturan bir tapadır.

GERİ TEPME: Karışımın erken tutuşması durumunda yanmanın karbüratörden geri çıkmasına, geri tepme denir.

GERİ VİTES DİŞLİSİ: Geri viteste giriş mili ile çıkış milinin arasına geri vites dişlisi olarak adlandırılan ek bir dişli çark girer. Çıkış mili ve tekerlekler ters yöne döner.

GERİLİM REGÜLATÖRÜ: Alternatör ile elde edilen doğru akımın ayarlanması işleminde kullanılan bir parçadır.

GRES YAĞI: Akışkan bir yağ ile kalınlaştırıcı bir maddenin, katı ile yarı akışkan arasında yapı değişikliği gösterdiği bir yağdır. Gres yağlarında akışkan kısım genellikle petrol esaslı mineral bir yağ veya sentetik bir akışkan olup, kalınlaştırıcı kısım ise =)=)=)=)lik bir sabundur.

GRIP: Yol tutuş. Kaymama.

GRUP DİŞLİSİ: Vites kutusu içinde bütün vites dişlilerinin bağlantılı olduğu dişli grubu.

GÜÇ: Yapılan işin birim zamana olan oranına denir.

GÜÇ STROKU: Güç strokunda hava-yakıt karışımı yanarak pistonu aşağıya doğru iter ve motor güç üretir.HACİMSEL (VOLÜMETRİK) VERİM: Emme zamanında silindirlere normal sıcaklık ve normal basınç altında girmiş olan karışım hacminin, silindire olan oranına hacimsel verim denir. Bu verimin artması, motor gücünün artmasını sağlar.

HACİMSEL (VOLÜMETRİK) VERİM: Emme zamanında silindirlere normal sıcaklık ve normal basınç altında girmiş olan karışım hacminin, silindire olan oranına hacimsel verim denir. Bu verimin artması, motor gücünün artmasını sağlar.

HAREKET NAKİL SİSTEMİ: Hareket nakil sistemi şaft, kardan mafsalı ve kayıcı mafsal gibi parçalardan oluşur. Bu sistemler, motor gücünün şanzımandan (vites kutusu) diferansiyele nakledilmesinde kullanılır.

HAVA BASINCI: Havanın bir cisim üzerine uyguladığı kuvvet. Basınç havanın küçük bir hacme sıkıştırılmasıyla artar.

HAVA BOĞAZI: Karbüratörde motora giren havanın geçtiği boru şeklindeki kısım.

HAVA FİLTRESİ: Motora giren havayı süzmek için karbüratör hava boğazının başlangıcına takılan bir çeşit süzgeç.

HAVA SOĞUTMALI MOTOR: Silindirlerin ve silindir kapağının hava ile soğutulduğu motor tipi. Silindirlerin ve silindir kapağının dışına, daha iyi soğutma sağlamak için ince hava kanatçıkları yapılmıştır.

HAVALI SÜSPANSİYON: Range Rover'ın süspansiyonunda güçlü amortisörler ve yalpa çubukları vardır. Ancak yaylar yerine basınçlı havayla dolu pnömatik silindirler kullanılır. Bu silindirler bozuk yolların neden olduğu titreşimlerin çoğunu yutar.

HAVASINI ALMA: Kapalı bir hidrolik ya da soğutma sistemindeki havanın çıkartılması işlemi.

HB (HatchBack): Bagaj çıkıntısı olmayan arkası yere dik inen 3 veya 5 kapılı otomobil.

HDI: Çok yüksek basınçla enjeksiyon gerçekleştiren dizel motor teknolojisi (Peugeot ve Citroen marka dizel otomobillerde kullanılan kısaltmadır)

HEAD-UP-DISPLAY: Gösterge tablosundaki hız ve devir datasını ön cama rakamlar ile yansıtma sistemi.

HELEZON YAY: Çelik telden yapılmış olan, yaylanabilen bir yaydır.

HESSELMAN MOTORU: Dizel esasına göre çalışır. Fakat sıkıştırma oranı düşüktür. Ateşleme, benzin motorlarında olduğu gibidir.

HIBRID MOTOR: İki farklı enerji sisteminin birbirini desteklediği, genellikle yakıt ile çalışanın asıl çekişteki elektrikli motorun bataryalarını şarj ettiği çift motor sistemi.

HİDROLİK: Güç aktarımında sıvı kullanan sistemlere verilen genel ad. Otomobillerin fren sistemlerinde kullanılır. İlk hidrolik sistemlerde su kullanılıyordu. Bugün ise su kadar çabuk donmayan sıvılar ve yağ kullanılmaktadır.

HİDROLİK BASINÇ: Fren balatalarını çalıştırmak için tekerlek silindirleri içinde oluşan basınca, hidrolik basınç denir.

HİDROLİK FREN: Fren pedalına basıldığı zaman, fren pabuçlarının hidrolik basınçla fren kampanasına sürtmesini sağlar.

HİDROLİK SUPAP İTİCİSİ: Supap boşluğunu sıfıra indirerek supap sesini azaltan, yağ basıncıyla çalışan bir supap iticisi.

ISI GÖSTERGELERİ: Otomobillerde bulunan ısı göstergeleri, gaz basınçlı ve elektrikli ısı göstergeleri olmak üzere ikiye ayrılır. Isı göstergeleri, motor ve radyatör içindeki sıcaklık derecelerini veren göstergelerdir.

ISI KONTROL SUPABI: Isı kontrol supabı, motor soğuk iken açılarak sıcak egzoz gazlarını emme manifoldu etrafındaki ısıtma odasına gönderir. Bu supaplar, emme manifoldlarında bulunur.

ISI TRANSFERİ: İçten yanmalı motorlarda meydana gelen ısının motor parçaları üzerinde toplanmasıdır. Bu istenmeyen ısının bir kısmı, su kanallarında bulunan su tarafından havaya iletilir.

İÇTEN YANMALI MOTOR: Dıştan yanmalı motorların aksine, yakıtı doğrudan doğruya silindirler içinde yakan ve üretilen ısı enerjisini piston biyel mekanizması ile krank miline ileten motorlara, içten yanmalı motorlar denir. İçten yanmalı motorlar yakıt cinsine göre dört çeşittir. Bunlar ise benzin, dizel, gaz-türbin ve L.P.G. gaz motorlarıdır.

İÇTEN KISA DEVRE: Termostatın kapalı olduğu zamanlarda, suyun silindir kapağı ve silindir bloğu arasında dolaşımını sağlayan bir sistemdir.

İKİ DEVRELİ FREN: İki devreli fren sisteminde ön ve arka tekerlekler birbirinden ayrı iki fren devresine bağlıdır. Bu sistemde fren merkez silindiri tek olmasına rağmen, içinde ön ve arka tekerleklere etki eden iki ayrı fren silindiri vardır. Frene basıldığında merkez fren silindir pistonu tek hareket yapmasına rağmen, ön ve arka tekerleklere birbirinden ayrı iki piston ile etki eder. Ön ya da arka tekerleklerden birinin devresinde arıza olması durumunda, sağlam fren devresi aracın frenlemesini sağlar. Bu sistem tek devreli fren sistemine göre daha güvenlidir.

İKİ SİLİNDİRLİ MOTORLAR: Silindirleri karşılıklı yatay bir düzlem üzerinde bulunan motorlardır. Bu motorlar otomobillerde çok az kullanılır.

İKİ ZAMANLI ÇEVRİM: İşin, iki piston strokunda meydana geldiği motor çevrimidir.

İKİ ZAMANLI MOTORLAR: Bu motorlara aynı zamanda karterden doldurmalı motorlar denir. İki zamanlı motorlarda esas olan iki zaman, sıkıştırma ve iş zamanıdır. Bu sistemde piston her üst ölü noktaya çıkışında sıkıştırma, her alt ölü noktaya doğru hareketinde ise iş (genişleme) yapar.

IMMOBILISER: Hırsızlığa karşı motorun elektronik işletim sistemini kilitleyerek aracın çalışmasını engelleyen bir şifreli koruma sistemi.

İNTEGRAL (MONOKOK) GÖVDE: Otomobilin ana parçalarını bir arada tutmaya yarayan çerçeveye şasi denir. Modern otomobillerde genellikle şasi araç gövdesiyle birliktedir. Buna integral ya da monokok gövde denir.

INTERCOOLER: Turbonun kullanıldığı motorlarda, emme manifolduna pompalanan havanın sıcaklığı, hem turbonun egzoz sistemi ile iç içe olmasından hem de basınç uygulanan gazların ısınmasından dolayı artar. Isınarak yoğunluğu azalan ve verimi düşen bu sıcak havayı soğutarak motora veren sisteme intercooler adı verilir. Intercooler çalışma prensibi aslında bir çeşit radyatördür. Aralarındaki fark; radyatörde suyun, intercoolerda ise havanın soğutulmasıdır.

İRTİFA ETKİSİ: İrtifa, deniz seviyesinden daha yukarı yüksekliklerde suyun kaynama noktasının değişmesidir. Bulunulan yüksekliğe göre radyatör suyunun kaynama sıcaklığının değişmesine, irtifa etkisi denir.

İSTİKAMET ÇUBUĞU: İstikamet çubukları tekerlek sarsıntılarının direksiyon kutusuna intikalini önleyen araçlar olup, boru veya çubuk şeklinde yapılmışlardır.

İŞ ZAMANI: Motorda yanma sonunda meydana gelen basınç ile pistonun üst ölü noktadan alt ölü noktaya doğru itilmesine iş zamanı denir.

İVMELENME: İvmelenme bir otomobilin hızını ne kadar çabuk artırabildiğini gösterir. İvmelenme, duran bir otomobilin saatte 0'dan 100 km hıza kaç saniyede çıktığı ile ölçülür.

JET MEMESİ: Düzgün yakıt akımı sağlayan ve karbüratörde yer alan parça.

JIKLE: Karbüratörde, motor soğukken hava boğazına giren havayı kısıtlayan ve bu yüzden oluşan kısmi bir vakumla karbüratör fıskiyesinden yakıtın akışını arttıran, dolayısıyla hava-yakıt karışımını zenginleştiren bir düzenek.

JIS (Japanese Industrial Standart): DIN ile aynı seviyedeki Japon endüstri normu.

KAM MİLİ: Bir dişli ya da zincir yardımıyla hareketini krank milinden alan, her silindirin emme ve egzoz supaplarını çalıştıran mil.

KAPALI TİP HAVALANDIRMA SİSTEMİ: Genellikle ağır hizmet tipi araçlarda kullanılan bir havalandırma sistemidir.

KAPI EMNİYET KİLİDİ: Çarpışma sırasında kapının açılmasını önleyen mekanizma.

KAPI EMNİYET MANDALI: Kapının içerden ve dışardan açılmasını önleyen tertibat.

KAPI İÇİ GÜVENLİK ÇUBUKLARI: Yan çarpmalarda yolcuları korumak için kapıların içine yerleştirilen sağlam çelik çubuklar.

KAPIŞ POMPASI: Karbüratörde kapış devresinin gaz kelebeğine bağlanmış parça. Gaz kelebeğine ani olarak basıldığı zaman karışımı zenginleştirir.

KARBÜRATÖR: Hava-yakıt karışımını motorun ihtiyacına göre muhtelif oranlarda ayarlayan ve yakıtı atomize eden bir düzenektir.

KARDAN MAFSALLARI: Bu parçalar, şanzıman ile diferansiyelin aynı eksende bulunmamasından dolayı değişik açı altında devir nakletmekte kullanılırlar.

KARDAN MİLİ: Güç aktarma organlarında hareketi, vites kutusundan diferansiyele ileten mil.

KARE MOTOR: Piston stroğu ve silindir çapı eşit motor.

KAROSER: Şasiye monte edilen, aracın saçtan yapılmış kısmı. Bu kısımda pencereler, kapılar, koltuklar, yolcu ve motoru koruyan kısımlar bulunur.

KARTER: Genellikle çelik saçtan yapılan, motorun alt tarafında bulunan, krank muhafazasının altını kapatan ve yağa depoluk eden parça.

KATALİTİK ÇEVİRİCİ: Egzozdan çıkan zararlı gazları azaltır. Örneğin nitrik oksitleri azot ve suya çevirerek zararsız hale getirir.

KATALİTİK KONVERTÖR: Motordan çıkan zararlı maddeleri zararsız maddelere dönüştürmek için araçlara takılır. Seramikten yapılan ve gözenekleri katalitik etki sağlayan maddelerle (katalizör) kaplı katalitik dönüştürücünün içinden geçen egzoz gazları reaksiyona girerek zararsız maddelere dönüşür. Dönüştürücüye NOx (Azot Oksit), CO (Karbon monoksit) ve HC (Hidrokarbonlar) olarak giren maddeler reaksiyon sonucunda canlılara zararsız N2 (Azot), CO2 (Karbon dioksit) ve H2O (su) olarak egzozdan dışarı verilir. Bazen performans artırmak için katalitik dönüştürücünün iptali gündeme gelmektedir. Bu işlem araca ek güç sağlasa da çevreyi kirletmesine neden olduğu için kaçınılması gerekir.

KATALİZÖR: Kimyasal reaksiyonları hızlandıran ya da oluş biçimlerini değiştiren madde. Otomobillerin egzoz sistemlerinde kirliliği azaltmak için kullanılır.

KATALİZÖR VE KATALİZATÖR ARASINDAKİ FARK: Katalizör, katalitik etki sağlayan maddeye, katalizatör ise katalitik etki sağlayan cihaza verilen addır. Katalitik konvertör yerine katalitik dönüştürücü kelimesi kullanıldığında aralarındaki fark daha kolay anlaşılır.

KATIK: Katıklar genelde benzin ve yağ katıkları olarak ikiye ayrılırlar. Benzine katılan katıklar, genelde benzinin oktan sayısını yükseltmek ve yakıt deposundaki pas, tortu ve korozyonu önlemek amacıyla kullanılır. Madeni yağlara katılan katıklar ise, yağın dayanıklılık özelliğini ve performansını arttırmaya yöneliktir.

KAVRAMA: Krank mili ve güç aktarma organlarını birleştiren ve ayıran düzenek.

KAVRAMA MİLİ: Üzerinde kavrama balatalı diskinin geçmesi için açılmış kama olukları ve uç tarafında vites kutusu grup dişlilerini çeviren bir mil.

KİTLESEL GÜÇ (GÜÇ AĞIRLIĞI): Motorun bir beygir gücü başına düşen ağırlığına, o motorun kitlesel gücü veya güç ağırlığı denir. Motorun ürettiği gücün bir kısmı, kendi ağırlığını taşımak için harcanır.

KOKPİT: Otomobillerde sürücünün oturduğu kısma kokpit denir.

KOMPRESÖR (TURBO): Turbo sistemlerine bazı üreticiler tarafından verilen ad. Bu sistemde doğrudan krank miline bağlı olarak çalışan basınçlı hava sistemi sayesinde motorda rölantiden itibaren daha yüksek güç ve tork elde edilir.

KOMPRESYON KAÇAĞI: Yanma odasında sıkışan hava-yakıt karışımının veya yanmış gazların, segmanların arasından kartere sızması.

KOMPRESYON FRENİ: Motorun kompresyon gücünden yararlanılarak yapılan frendir. Bu fren çeşidi özellikle ağır taşıtlarda kullanılmaktadır. Bu sistemde egzoz manifoldu içinde bulunan bir valf mekanik bir kol aracılığı ile kapatılarak, egzoz gazlarının silindir ateşleme odasından basınçla atmosfere çıkmasına engel olunur. Silindir içinde kalan bu yanmış gazlar, kompresyon freni yaparak aracın yavaşlamasını sağlar.

KOMPRESYON SEGMANLARI: Pistonun üst tarafında bulunan segmanlar. Silindirdeki kompresyonu tutacak ve kaçakları önleyecek şekilde yapılmıştır.

KONTAK ANAHTARI: Kontak anahtarı, çevrildiği zaman ateşleme ve marş devresine elektrik akımı göndererek aracın çalışmasını sağlar. Aynı şekilde araç çalışır durumda iken kontak anahtarı çevrildiğinde, ateşleme ve marş sistemine giden akım kesilerek, araç durdurulur.

KONTROL PANELİ: Sürücünün önünde bulunan ve üzerinde otomobille ilgili çeşitli bilgiler içeren göstergeler olan panele verilen ad.

KONTROL RÖLESİ: Alternatör ile elde edilen doğru akımın ayarlanması görevini gören regülatörün bir parçasıdır.

KORUYUCU KILAVUZ: Krank muylusunun çizilmesini önlemek için biyel civatalarına takılan bir parçadır.

KÖPÜK FİLTRE: Köpük filtre, sünger tipinde delikli köpükten yapılmıştır. Yağlı yapısı sayesinde hava içindeki tozları tutar.

KRANK MİLİ: Pistonların ileri geri hareketini dönme hareketine çeviren mil.

KRANK MUHAFAZASI: Üst kartel de denir. Krank milinin içinde döndüğü motorun alt kısmı. Üstünde silindir bloğunun alt tarafı, altında kartel bulunur.

KURS (PİSTON YOLU): Pistonun alt ölü nokta ile üst ölü nokta arasında aldığı yola denir.

KURS HACMİ: Pistonun alt ölü noktadan üst ölü noktaya kadar silindir içinde yaladığı hacme, kurs hacmi denir.

KURŞUN TETRA-ETİL: Yanmanın verimini arttırmak ve benzinin oktan sayısını yükseltmek için benzine katılan bir maddedir.

KURU GÖMLEK: Silindir bloğunda bulunan silindirik yuvalarına sıkı bir şekilde geçirilen, ince çeperli çelik veya dökme demir gömleklerdir.

KUTUP BAŞLARI: Akümülatörün dış tarafında üzerinde ( + ) ve ( - ) işaretleri bulunan, akümülatörden pozitif ve negatif elektrik akımlarının verildiği güç noktalarıdır.

KUŞAK: Lastiğin değişik katmanlarına kuşak ya da kat adı verilir.

KÜLBÜTÖR MANİVELASI: Kam hareketinin yönünü değiştirerek, supaba ileten maniveladır.

KÜLBÜTÖR MİLİ: Külbütör mili çelik alaşımdan yapılmış, içi boşaltılmış ve iki başına özel tapalar takılmış düz bir mildir.

KW: Kilowatt, motorun güç değerini elektrik gücü olarak gösterir. 1 kW= 1.34 ECE= 1.35 PS (DIN)

LAMİNE CAM: Ön cam saydam bir plastik tabakasının iki yüzüne cam kaplanmasıyla yapılmıştır. Bu tip camlara lamine cam adı verilir. Lamine cam bir darbe aldığında küçük parçalar halinde kırılıp dağılmaz.

LAYER: Bakır ve çelik gibi =)=)=)=)llerden yapılmış, ince madeni levhalardır. Yatak keplerinde yatak boşluklarını artırmak için kullanılır.

LASTİK: Otomobil lastikleri, otomobilin yol üzerinde gidişini sağlayan temel parçalardır.

LASTİK YANAĞI: Otomobil lastiğinin yan yüzüne, lastik yanağı denir.

LENZ KANUNU (TRANSFORMATÖR): Şiddeti değişen bir manyetik alan içinde hareket ettirilen iletkende elektrik akımı meydana gelir.

LIFTBACK: Arkasındaki belli belirsiz bagaj çıkıntısına doğru eğilen arka cama sahip olan ve bagaj kapağı arka cam ile birlikte yukarı açılan otomobil tipi.

LPG: Sıvılaştırılmış halde bulunan petrol gazına LPG denir.

L TİPİ SUPAP MEKANİZMASI: L tipi supap mekanizması olan motorlarda supaplar yanma odası ve silindirlere ters dönmüş şekildedir. Bu tip supap mekanizması, bütün supapların bir tek kam mili ile çalıştırılmasını mümkün kılar. Supap iticileri, kam milinden aldığı hareketi doğrudan doğruya supap saplarına ileteceği için supapların daha sessiz çalışmaları sağlanır.

L TİPİ MOTOR: Motor supaplarının silindir bloğunda olduğu bir motor çeşididir.

MALAFA: Bir eksen üzerinde bulunan parçaları, aynı eksende tutan bir mildir.

MANİFOLD: Üzerinde çeşitli açıklıklar bulunan kapalı bir boru ya da kanal sistemi.

MANTAR TİPİ SUPAP: Mantar tipi supap, otomobil motorlarında kullanılan mantar şeklinde bir supaptır.

MAYİ KAVRAMA: Mayi debriyaj veya mayi volan olarak da adlandırılabilen mayi kavrama, hidrolikle çalışan bir mekanizmadır ve mekanik debriyajın gördüğü görevi görür.

MARŞ MOTORU: Motora ilk hareketi verebilmek için gereken enerjiyi sağlayan elektrik motoru.

MEKANİK AVANS SİSTEMİ: Mekanik olarak işleyen avans sistemidir. Bu sistemde görev yapan iki ağırlık vardır. Bu ağırlıklar, motor dönme hızı çoğaldıkça santrifüj kuvveti yardımıyla açılırlar.

MEKANİK VERİM: Motorda esas güç olan faydalı gücün, iç güce oranıdır.

MERKEZ POMPASI: Hidrolik fren sisteminde fren pedalına basıldığı zaman hidrolik basıncının geliştiği hidrolik yağı ile dolu silindir.

MEKSEFE: Platinlerin yanmasını önleyen distribütör içindeki bobin.

=)=)=)=)L YORULMASI: Bir =)=)=)=)lin çatlaması ya da karıncalanması durumudur. Bu şekildeki bir arıza, birçok kereler tekrarlanan etki sonucunda meydana gelir.

MİKROMETRE: Hassas ölçüm yapabilen bir ölçü aletidir. Genellikle parçaların iç ve dış çaplarını ölçme işleminde kullanılır.

MİNİVAN: Minibüslerin en küçük ve lüks şekli, van tipi iri otomobil.

MONOKOK (İNTEGRAL) GÖVDE: Otomobilin ana parçalarını bir arada tutmaya yarayan çerçeveye şasi denir. Modern otomobillerde genellikle şasi araç gövdesiyle birliktedir. Buna monokok ya da integral gövde denir.

MOTOR: Aracın hareketi için gerekli gücü sağlayan makinadır. Hareket için gerekli güç, motorda yakıtın yanması sonucunda ortaya çıkar. Motorlar bu şekilde, ısı enerjisini mekanik enerjiye çevirirler.

MOTOR AYARI: Bir araç üzerindeki motora, belli aralıklar dahilinde yaptırılması gerekli olan ayarlamalardır.

MOTOR ÇEŞİTLERİ: İçten yanmalı motorlarda sekiz adet motor çeşidi vardır. Bu motorlar; sıra silindir, v-silindir, karşılıklı silindir, baş aşağı silindir, baş aşağı v-silindir, x-silindir, çift v-silindir ve yıldız motor olarak adlandırılmaktadır.

MOTOR DURDURULDUTAN SONRA ATEŞLEME: Kontak anahtarının kapatılmasından sonra, motorun çalışmaya devam etmesi durumudur. Bu şekilde buji ile ateşleme olmadığı halde, araç çalışmaya devam eder. Bunun başlıca nedeni ise, yanma odasında fazla karbon birikintisinin olmasıdır. Bunun dışında soğutma sisteminin arızalı oluşu, sıcaklığın yüksek olması, yakıt kalitesinin düşük olması (oktan sayısının az olması) gibi nedenler, kontak kapatıldığı halde motorun çalışmaya devam etmesine neden olur.

MOTOR YAĞI: Motor içine konan, gerek petrol hammaddesinden gerekse de sentetik olarak üretilen yağdır. Motorun işlev görüp, tam bir performans göstermesi ancak teknik ve rasyonel bir yağlama ile mümkündür.

MOTOR YAĞININ GÖREVLERİ: Motor yağının başlıca görevleri motoru yağlamak, kompresyonu tutmak, motoru soğutmak ve motoru temizlemektir.

MOTOR YATAĞI: Motor yatağı, dönerek hareket eden motor parçalarını gerekli durumda tutar. Motor yatağı ayrıca, motorda meydana gelen mekanik kuvvetler oranında yüzeyine binen yükleri bozulmadan taşır.

MOTOR GÜÇLERİ: Motorlarda iç güç (indike güç) ve faydalı güç olmak üzere iki çeşit güç bulunmaktadır.

MOTOR İÇ GÜCÜ: Silindirlere girmiş olan karışımın yanması ile meydana gelen ısı enerjisinin mekanik enerjiye dönüşmesi, motorun silindirleri içinde olmaktadır. Motorun silindirleri içinden veya piston üzerinden alınan güce iç (indike güç) denir.

MOTOR FAYDALI GÜCÜ: Faydalı güce aynı zamanda efektif güç ve fren gücü de denir. Bu güç, motorun gerçek gücüdür. Silindirler içinde elde edilen iç güçten, motorun çalışması için harcanan gücün çıkarılmasından sonra, motorun volanından veya kasnağından ölçülen bir güçtür.

MOTOR SUPAPLARI: Motordaki çalışma zamanının sırasını ve devam süresini ayarlayan parçalardır.

MOTOR YAĞI SAE SINIFLANDIRMASI: SAE rumuzu "Society of Automotive Engineers", (Otomotiv Mühendisleri Derneği) kelimelerinin baş harflerinden meydana gelmiştir. SAE sınıflandırmasında yağlar, kalınlıklarına göre en çok yedi sınıfta toplanır. Bu sınıflandırmanın yağların kalitesi ile ilgisi yoktur.

MOTOR VURUNTUSU: Motorda, ana ve biyel yatakları vuruntusu olmak üzere iki çeşit yatak vuruntusu görülür. Yatak vuruntusu ana yataklarda, rölanti ve rölantinin üzerindeki devirlerde derinden gelen boğuk bir vuruntu şeklinde gerçekleşir.

MOTORİN: Motorin, dizel motoru yakıtıdır. Ham petrolün birinci kuledeki damıtılması sırasında, 200 - 380 derece arasında kaynama aralığından alınan üçüncü ana ürün, motorindir.

MPV (Multi Purpose Vehicle): Ticari kullanıma da dönüştürülebilen çok amaçlı binek araç. Van sınıfı araçların tümüne MPV denilebilir. Micro MPV'den macro MPV'ye kadar bir çok çeşidi vardı.

NAVİGASYON: Uydulardan gelen konumlandırma sinyallerini, içindeki bölge ve yol haritası ile birlikte değerlendirerek sürücüye yön bulma konusunda yardım eden sistem.

NIGHTVISION: Ön cama yansıtılan infrarot kamera görüntüsü ile farlarınız kapalıyken bile karanlıkta gidebildiğiniz GM'in yeni enfraruj gece görüş sistemi.

OHC: Silindir sırasına dik yer alan eksantrik mili.

OKTAN: Motor yakıtının vuruntuya dayanma yeteneğinin ölçüsü.

OTOMATİK VİTES (TRANSMİSYON): Vites değiştirme işlemine gerek olmayan otomatik sistemdir. Otomatik vitesin sadece ileri, geri, boş ve park gibi seçenekleri vardır. Araç hareket ettirilmek istendiğinde, sadece sürüş (drive) vitesine almak yeterlidir. Bu aşamadan sonra otomatik vites, gidilen hıza göre vites değiştirme işlemlerini otomatik olarak ayarlar. P araç park edildiğinde tekerlekleri kilitlemek içindir. R geri vitestir. D normal sürüş vitesidir.

OTO TERMİK PİSTON: Oto termik piston, motor soğuk iken piston vuruntusu olmasını engeller. Motor ısındığı zaman piston pim yuvasında bulunan çelik parçalar, pistonun pime dik yönde genleşmesini sınırlandırır. Piston bu yönde ancak çeliğin genleşme katsayısına uygun biçimde genleşir. Bu şekilde motor soğuk iken, piston vuruntusu önlenmiş olur.

OVAL PİSTON: Genellikle alüminyum alaşımından yapılan bu pistonlarda piston başı silindirik olup, piston eteğinden 0,50 - 0,70 mm küçüktürler. Oval pistonlar, motorun rejim sıcaklığında yüksek performans sağlar.

OVAL TAŞLANMIŞ PİSTON: Isı ile etkileşiminde tam bir dairesel şekil alan, oval bir pistondur.

OVERDRİVE (EKONOMİ VİTESİ): Düşük yakıt tüketimi sağlayan vites. Bazı araçların beşinci vitesi (ya da varsa altıncı vitesi) aracın hızını artırmak için değil yakıt tüketimini düşürmek için tasarlanmıştır. Örneğin, 4. viteste 100 km/s hızda giderken araç 4000 d/devirde ise, 5. viteste 300 devire iner. Normal beşinci vitesten farkı, son hıza dördüncü viteste ulaşılmasıdır. Örneğin, 94 model Şahin'de kullanım kitapçığındaki bilgilere göre 4. viteste son hız 160 km/s. Ama beşinci viteste araç ancak 155 km/s son hıza ulaşabiliyor. Bu beşinci vitese "overdrive" denir.

PANELVAN: Mal taşımacılığında kullanılan ticari araçlara verilen ad.

PANHARD KOLU: Arka dingilin sağı sola hareket etmesini önler.

PASİF GÜVENLİK: Bir kaza gerçekleştiği anda ve sonrasında, yaşam kabini içindeki yolcuların en az yara ve darbe ile kurtulmalarını amaçlayan araç güvenlik sistemlerine verilen ad. Sürücü ve yolcuların el ve kafalarını çarpabileceği bölgelerde yumuşak malzeme, aktif kafalıklar, omur koruma sistemi WHIPS, aktif gergili emniyet kemerleri, airbag, sidebag'ler, yan cam hava yastıkları IC, kapı içi çelik barlar, gövdenin darbe emici katlanma bölgeleri...

PATİNAJ: Tekerlekler yolu iyi tutamadığı zaman, özellikle kaygan ve buzlu yollarda oluşan kayma.

PATS: Amerikan otomobillerindeki immobilizer içeren alarm sistemi.

PDC (Parktronic; Park Distance Control): Otomobilin tampon hizasında ses dalgaları ile boşluk kontrolü yaparak çalışan park yardım sistemi.

PİNYON: Çoğu otomobilde düz dişli - pinyon sistemi kullanılır. Direksiyon milinin ucundaki küçük dişli çarka pinyon denir. Pinyon, ileri geri hareket edebilen düş dişliyi hareket ettirir. Düz dişli tekerlekleri sağa, sola çeviren rotlara bağlıdır.

PİSTON KOLU YATAĞI: Piston kolunun krank miline bağlanan ucundaki yatak.

PİSTON PİMİ: Piston ile biyel kolunu birleştirir.

PİSTON SEGMANI: Piston üstündeki yuvalara oturan ve silindir gömleği ile piston arasında geçirmez bir tabaka oluşturan bir ucu açık yaylı halka.

PİSTON VURUNTUSU: Silindire göre fazla aşınmış pistonun, silindir yuvalarına çarpmasıyla meydana gelen boğuk vuruntu.

PİTMAN KOLU: Sektör dişli mili ile tekerleklere hareket ileten yön çubuğunu birleştiren koldur. Direksiyon hareketini tekerleklere iletirken ileri-geri hareket eder.

PLATİNLER: Distribütör içinde yer alan, krank milinin dönüşü ile açılıp kapanan ve bujilere kıvılcım veren ateşleme devresini açıp kapayan kontak plakaları.

PNÖMATİK: Basınçlı gazla çalışan sistemlere verilen genel ad. Örneğin günümüzde kullanılan lastikler basınçlı hava ile dolu olduklarından pnömatik lastik olarak anılır.

PORT: Supaplarda, hava-yakıt karışımının ve yanmış gazların geçtiği delik.

PREM-AIR: Radyatörden gelen hava içindeki zararlı ozon gazlarını filtre eden ve oksijen oranını arttıran sistem.

PSM (Porsche Stability Management): Porsche patentindeki bir tür ESP.

QUATTRO: Audi patentli otomobillerdeki elektronik destekli 4 tekerlekten çekişi sistemi.

RADYATÖR: Motordaki sıcak suyu soğutarak motora geri gönderir.

RADYAL LASTİK: Katlarındaki iplikler bir yanaktan diğerine janta dik olarak giden lastik.

REAL-TIME ÇEKİŞ SİSTEMİ: Normalde ön tekerleklerde olan çekiş, bir patinaj durumunda çekiş gücünü otomatik olarak arka tekerleklere de ileten sistem.

REGÜLATÖR: Elektrik sisteminde dinamonun çıkış voltajını ve akımını kontrol ederek dış devreyi aşırı voltajdan ve dinamoyu aşırı akımdan koruyan düzen.

ROADSTER: Küçük üstü açık (fakat tente ile kapatılabilir) iki veya 2+2 kişilik otomobil.

ROLL-OVER-BAR: Cabrio, Roadster ve Speedster otomobillerde olası bir "takla" kazası anında arka taraftan yükselen koruma barları.

ROLANTİ DEVRİ: Gaz kelebeği serbest durumda iken motorun yüksüz ve boş viteste çalışma devri.

ROT: Direksiyon sisteminde pitman kolunu tekerlere birleştirir.

RPM: Motorun 1 dakikadaki devri.

RULMAN: İçinde çelik bilyeler bulunan ve şaftın sarsılmadan dönmesini sağlayan yuvarlak parça.

RÜZGAR TÜNELİ: Aerodinamik çalışmalarında yararlanılan bir tünel. Bu sayede bilim adamları değişik hızlardaki havanın otomobilin çevresinde nasıl yol aldığını izleyebilir. Modern rüzgar tünellerinde değişik hava koşulları da yaratılabilir. Örneğin tünele basınçlı su verilerek otomobilin sağanak yağmurda su alıp almadığına bakılır. Tüneldeki rüzgarın hızı saatte 150 km'ye çıkabilir.

SAE: Society of Automotive Engineers (Amerikan normu)

SAV (Sports Activity Vehicle): Sportif özellikleri çok öne çıkarılmış, iri, arazi tipli binek araç.

SDI (Saugdiesel Direct Injection): VW'nin turbo olmayan direkt enjeksiyonlu dizel motorlarında kullanılan bir sistemin ismi.

SEDAN: Dört kapılı, bagaj uzantısı çok belirgin, binek otomobil tipi.

SEGMAN: Piston üzerindeki yuvalara oturan ve silindir gömleği ile piston arasında geçirmez bir tabaka oluşturan bir ucu açık yaylı halka. İki çeşidi vardır. Kompresyon segmanları yanma odasındaki kompresyonun kaçmasını önler, yağ segmanları silindir duvarındaki fazla yağı sıyırarak yanma odasına çıkıp yanmasını önler.

SEGMAN AĞIZ ARALIĞI: Segman silindire takıldığı zaman ağızları arasında kalan kısım.

SELESPEED: Manuel şanzımanı elektro-hidrolik bir düzen ile yarı otomatiğe çeviren ve direksiyon üstünden kumanda da sağlayan sistem.

SENKROMEÇ: Vites değiştirilmesini kolaylaştıran, iki dişlinin hareketini ayarlayan vites kutusundaki parça.

SERVO: Emme manifoldunun emme gücünden yararlanarak ayak freninin çalışması sırasında fren pedalının gücünü kontrol eden aygıt.

SETAN SAYISI: Benzinlerdeki oktan sayısının dizel karşılığı.

SIA HACMİ: Santimetreküp (cc) olarak belirtilen, yanma odasının tavanına doğru, pistonun silindir içinde hareket ettiği hacim.

SIDEBAG: Yan kapıların içinden veya koltuk omuzlarından açılan havayastıkları.

SIPS: Yandan gelecek darbelere karşı koruma sistemi (Volvo patentli). Ön koltukların altında enlemesine ve B direklerinde diklemesine bulunan yüksek dayanıklığı olan çelik barlar ile yan havayastıklarının oluşturduğu sistem.

SIKIŞTIRMA ORANI: Pistonun silindir içinde en aşağıdayken üstünde kalan hacmin, en üst konumdayken üstünde kalan hacme oranı.

SIKIŞTIRMA ZAMANI: Pistonun silindir içindeki en alt konumundan en üst konumuna ulaşıncaya kadar geçen zaman. Bu sırada supaplar kapalı ve hava-yakıt karışımı sıkışmaktadır.

SİLİNDİR: Motorda pistonun içinde aşağı yukarı hareket ettiği boru şeklindeki yapı.

SİLİNDİR BLOĞU: Motorun esas gövdesi. İçine ve dışına diğer motor parçaları takılır. Motorun silindirleri ve krank muhafazasının üst kısmı burada bulunur.

SİLİNDİR ÇAPI: Bir silindirin standart çapı.

SİLİNDİR HACMİ (CC): Silindirin hacmi cc yani, santilitre (santimetreküp) olarak belirtilir. Bir motorun silindir hacmi 1.6 litre denildiğinde aslında bu yuvarlak bir rakamdır. Gerçek rakam 1598 cc ya da 1580 cc olabilir. Örneğin 4 silindirli bir motorda dört silindirin hacimleri toplamını gösterir. Silindirin taban alanı ile strokunun, yani bir silindirin taban alanı ile yüksekliğinin çarpılmasıyla bulunur. Daha fazla tork elde etmek ya da daha yüksek devirli yapmak gibi amaçlarla hacim aynı kalarak, motordaki silindirin çapı ve stroku daha büyük ya da daha küçük yapılmaktadır.

SİLİNDİR KAPAĞI: Silindirlerin üstünü örten parça. Su gömlekleri ve l tipi motorlarda supaplar burada bulunur.

SİLİNDİR GÖMLEKLERİ: Silindir duvarlarını oluşturacak şekilde silindir bloğuna takılan silindirik parçalar.

SİLKELEME: Zayıf yakıt karışımı nedeniyle motorun yaptığı silkeleme hareketi.

SİNYAL LAMBASI: Diğer sürücülere otomobilin ne tarafa döneceğini bildirir.

SİS LAMBASI: Sisli ve yağışlı havalarda aracın diğer sürücüler tarafından görülmesini sağlar.

SLS: Lüks otomobillerde ve Off-road araçlarında kullanılan, aracın yüksekliğini otomatik olarak ayarlayan sistem.

SOHC: Silindir sırası başına üstte tek egzantrik milinin kullanıldığı düzen.

SOLENOID: Marş motorunu çalıştıran bir elektrik anahtarıdır. Kontak anahtarının çevrilmesiyle akümülatördeki elektrik solenoid üzerinden marş motoruna gider.

SPACEFRAME: Uzay modüllerinin inşasında kullanılmış, hafif alüminyum alaşım gövde ve şasi yapısı.

SPEEDSTER: Bütünüyle sportif kullanım için tasarlanmış, A-sütunları ve ön camı tam olarak bulunmayan, iki kişilik küçük üstü açık otomobil.

SPORTSWAGON: Tavan çizgisi arkaya doğru biraz alçalarak devam eden, uzun Hatchback tarzı, sportif vagon otomobil tipi.

SRS: Olası bir kazada havayastığı ve aktif gergili emniyet kemerlerinin birlikte çalışmasını, gaz pedallarının ileriye doğru katlanmasını sağlayan tüm ek güvenlik sisteminin ismi.

STATIONWAGON: (SW; Break; Avant, Kombi) Tavan çizgisi en arka noktaya kadar yatay devam eden, çok geniş bagaj imkanı sunan vagonet tarzı araç tipi.

STEPTRONIC: Otomatik şanzımandaki ileri viteslerin kademelerinin manuel olarak belirlenmesini sağlayan sportif otomatik sistem.

STOP LAMBASI: Arkadaki sürücüye fren yaptığını bildirir. Bazı otomobillerde arka camın içinde ek bir stop lambası bulunur.

STROK: Pistonun silindir içindeki en alt konumundan en üst konumuna kadar aldığı yol.

SU DAĞITIM BORUSU: Motor soğutma sisteminde egzoz supapları ve fazla ısınan kısımların etrafında sürekli su akışını sağlayan boru.

SU GÖMLEĞİ: Silindirin aşırı ısınmasını önler.

SU POMPASI: Motor soğutma sisteminde radyatörle su ceketleri arasında su devir-daimini sağlar.

SU YASTIĞI: Lastikle yol arasında kalan su, ince ve kaygan bir tabaka oluturur. Bu olaya su yastığı (kaması) denir. Bu durumda otomobil yolu tutamaz ve denetimden çıkar. Modern lastikler su yastığı oluşumunu önleyecek biçimde tasarlanmıştır.

SUPAP: Motora hava yakıt karışımının girişini ve yanmış gazların motordan çıkışını denetleyen parça.

SUPAP İTİCİLERİ: Motor bloğunun üst kısmında yer alan, motor supaplarını açıp kapayan, hareketini krank milinden alan kam miline bağlı silindirik kol. Kam mili dönerken, kam çıkıntısı supap iticisinin altına geldiği zaman supaplar açılır.

SUPAP KILAVUZU: Supapın takıldığı ve içinde aşağı-yukarı hareket ettiği, silindir kapağına veya silindir bloğuna takılan silindirik parça.

SUNROOF: Otomobilin tavanındaki genelde cam veya şeffaf materyallerden üretilen açılabilir parça, açılır tavan.

SUPERSELECT: Japon ve Amerikan "truck"larında kullanılan en gelişmiş 4x4 kontrol sistemi. Çekiş gücünü değişik kombinasyonlarda dağıtan sistemde sadece; arka tekerleklere veya ön ile arka tekerlekler arasında belli oranda veya ön ile arka tekerlekler arasında eşit veya arazi vitesiyle birlikte ideal dört çekişli orana güç dağılımı gerçekleşiyor.

SUSTURUCU: Egzoz sisteminde, içinden egzoz gazları geçen ve gazların sesini azaltan sistem.

SUV (Sport Utulity Vehicle): Sportif hobi amaçlı araçlar için kullanılan genel tanımlama, hafif arazi aracı. Örneğin, Honda HR-V veya Toyota RAV4.

SÜPERŞARJÖR: Motora daha çok hava yakıt karışımı pompala¤¤¤¤¤ otmoobilin daha hızlı gitmesini sağlar. Sürücü tarafından çalıştırılıp durdurulabilir.

SÜSPANSİYON: Otomobil süspansiyonları yolculuğu daha konforlu hale getirir. Tekerlekler yollardaki çukur ve tümseklerden geçerken yukarı aşağı hareket eder. Süspansiyon sistemi, tekerleklerdeki titreşimlerin otomobilin gövdesine ulaşmasına ve gövdenin kontrolsüz olarak hareket etmesine engel olur. Ayrıca tekerleklerin yolla temasını sağlamaya da yardımcı olur. Modern süspansiyonlarda yay ve amortisör yerine hidrolik silindirler kullanılır. Bütün tekerleklerin yüksekliği otomobildeki merkezi bir bilgisiyara bağlı olarak silindirler tarafından denetlenir. Aktif süspansiyon otomobilin doğrultu kontrolünü önemli ölçüde iyileştirir.

ŞAMANDIRA KABI: Karbüratörde benzine depoluk eden kap.

ŞASİ: Otomobilin motor, gövde panelleri gibi ana parçalarını taşıyan, genellikle çelikten yapılmış iskelet.

ŞARJ: Dinamo ya da alternatör tarafından üretilen ve aküde depolanan akım verimi.

TABAN DİŞ DESENİ: Yolla lastik arasındaki su, toz, kir ve karı dışarı atar ve yolu daha iyi tutmaya yardımcı olur.

TAKOMETRE (Motor devir göstergesi): Krank milinin dakikada yaptığı devir sayısını sürücüye bildiren gösterge.

TAMBURLU FRENLER: Tamburlu frenlerde disk yerine =)=)=)=)l bir tambur bulunur. Fren balataları tamburun içindeki eğimli fren pabuçları üzerine oturur. Tamburla pabuç arasında bir boşluk vardır. Sürücü fren yapınca pabuçlar hidrolik sistem tarafından dışarı itilir ve tambura değer. Böylece tekerlekler yavaşlar.

TARGA: A- ve B-direkleri arasındaki tavanı çıkarılabilen ve yarı üstü açık olabilen otomobil tipi.

TAS (Travel Assist System): Bu sistem bağlı olduğu GSM hattı sayesinde kaza ve arıza hallerinde markanın merkezine GPS'te belirlediği koordinatlarla birlikte yardım mesajı gönderiyor.

TEKLEME: Motorun bir veya birkaç silindirindeki ateşlemenin kusurlu olması ya da hiç olmamasından kaynaklanır.

TERMOSTAT: Körüklü bir aygıttır. Soğuk havalarda ve motorun ilk çalışması sırasında soğutma suyuna kısa devre yaptırarak motorun erken ısınmasını sağlar.

TOZLUKLAR (ÇAMUR PERDELERİ): Oynak parçalara toz ve pislik girmesini önleyen, kauçuktan yapılmış koruyucular.

TC (Traction Control): ASR ile aynı görevi yapan bir sistem. ABS yardımı ile yeri geldiğinde fren uygula¤¤¤¤¤ çekişin başarısını artırırı.

TCS: Çekişin veya itişin olduğu herhangi bir tekerleğin boşa dönmesini engelleyen kontrol sistemi.

TDI: Turbo beslemeli dizel enjeksiyon sistemi.

TIPTRONIC: Vites geçişlerine manuel olarak da kumanda edilmesini sağlayan elektronik kontrollü şanzıman sistemi.

TİTREŞİM DAMPERİ: Krank milinin burulma titreşimlerini önlemek için krank miline takılan parça.

TORK: Döndürme kuvveti, kuvvet ile döndürme kolu uzunluğunun çarpımına eşittir.

TPC: Jant içlerindeki gelişmiş sensörler ile çalışan elektronik lastik basınç kontrol sistemi.

TRANSİSTÖR: Elektrik anahtarı gibi kullanılan elektrik düzeni. Bazı ateşleme sistemlerinde platinlerin ömrünü artırmak için kullanılır.

TS (Twin Spark): Alfa Romeo'nun silindir başına 2 buji kullanılan modellerine verilen ad.

TURBO: Motora atmosferik basıncın üzerinde hava vererek küçük hacimlerden büyük güçler alınmasını sağlayan, gücünü egzoz gazının fiziksel etkilerinden alan bir çeşit pompa.

TÜRBÜLANS: Hava-yakıt karışımının silindirdeki hızlı dönüş hareketi.

TWIN SPARK: Daha etkili patlama için ateşleme odasının tepesinde iki bujinin bulunma prensibi.

V MOTOR: Silindirleri V şeklinde iki eğik düzlem üzerinde bulunan motorlar.

V-8 MOTOR: Silindirleri V şeklinde, iki eğik düzlem üzerinde dörder dörder sıralanmış motorlar.

VALF: Silindir başındaki gaz geçiş supaplarına verilen isim. Diğer adı supaptır. 8V ve 16V gibi işaretler otomobilin kaç supaplı (valf) olduğunu gösterir. 8V dört silindirli bir motorda 8 supap bulunduğunu yani her silindire iki supap düştüğünü (1 emme, 1 egzoz supabı) gösterir. Dört silindirli motor için kullanılan 16V (ya da 16 supap) ifadesi ise o motorda silindir başına 4 supap (2 emme, 2 egzoz) bulunduğunu gösterir. 24V ise altı silindirli bir motorda silindir başına 4 supap bulunduğunu gösterir.

VANOS (Variable Nockenwellen Steuerung): BMW tarafından gerçekleştirilmiş değişken zamanlı supap, supap iticileri ve eksantrik kontrol sistemi. Bu sistem, emme ve egzoz manifoldlarındaki gaz akışını da kontrol ediyor.

VARIO-DACH: Tavanın A-sütunları arkasındaki parçaları değiştirilerek, bir Cabrio, bir Coupe, bir Sedan ve hatta bir StationWagon olarak kullanım amacı ve tipi değiştirilen araç konsepti.

VENTURİ: Karbüratör hava boğazındaki daraltılmış kısım. Havanın hızını artırarak vakum meydana getirir ve havanın içine benzin karışmasını sağlar.

VİTES KUTUSU: Sürücüye değişik hız seçenekleri sunar. Vites kutusunda birçok dişli çark bulunur. Bunların birbirleriyle değişik şekillerde çalışmaları sonucu, beş hatta bazen altı değişik hız elde edilir. Değişik yol koşullarında değişik kuvvet ve hızlar kullanıldığından bir otomobilde farklı viteslerin olması gerekir.

VİSKOZİTE: Sıvıların akmaya karşı gösterdikleri direnci anlatan terim. Örneğin kalın bir yağın viskozitesi ince bir yağın viskozitesinden daha fazladır.

VOLAN: Hareketini krank milinden alan düzenek

VTEC: Honda'nın Formula 1 teknolojisinden normal motorlara yansıttığı değişken zamanlı eksantrik mili kontrol sistemi, ki bu sistem motor hacmi başına güç oranlamasında rekora sahip.

VVT-I (Varible Valve Timing-Intelligent): Değişken zamanlı supap kontrol sisteminin Toyota patentli şekli. Motorun performansını artırır ve gereksiz yere yakıt tüketimini engeller.

WANKEL (ROTARY): Yaklaştığı duvarlarda patlama yaparak dev silindir bloğu içinde dönen yuvarlak kenarlı tek bir üçgen piston sisteminden oluşur.

WANKEL MOTOR: Rotorlu bir motor çeşidi. Üç kanatlı rotoru oval bir gövdede merkezden kaçık (eksantrik) olarak döner.

WHIPS: Arkadan gelecek kaza darbelerinde ön koltukları alttan ön yukarıya doğru kaydırarak, sürücü ve yanındakinin boynundan omuruna zedelenme ortaya çıkarmayan, salıncak hareketi içeren bir sistem.

XENON: Yüksek basinçli ksenon gaziyla ve küçük lensler ile çok güçlü isik veren far teknolojisi



Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 18:50