Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Din Ve Maneviyat > İslamiyet > Sahabeler - Evliyalar
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Evliyalar - Destîne Hâtun

Sahabeler - Evliyalar kategorisinde açılmış olan Evliyalar - Destîne Hâtun konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 08.03.2015, 16:35   #1 (permalink)
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
tick Evliyalar - Destîne Hâtun

Evliyalar - Destîne Hâtun



Konya'da yetişen evliyâ hanımlardan. Mevleviye tarîkatının büyüklerinden. On yedinci yüzyılda yaşadı. Babası, Mevleviye tarîkatının ileri gelenlerinden Şeyh Muhammed'dir. Doğmadan önce annesi rüyâsında Şeyh Dîvânî'nin kendisine süslü bir bilezik taktığını, ayrıca bir bilezik daha verip; "Bu da doğacak kızınızın." dediklerini gördü. Rüyâsını ertesi gün beyine anlatınca, doğacak çocuğun kız olacağına, ona Destîne ismi konmasına işâret vardır, diye yorumladı. Doğum târihi belli değildir.

Destîne Hâtun küçük yaştan îtibâren ibâdet etmek, Allahü teâlânın beğendiği işleri yapmak, nefsinin istediği şeyleri yapmamakta çok gayretli olup, dünyâ süsüne ve lezzetlerine kıymet vermezdi. Babasından; tefsîr, hadîs ve medreselerde okutulan bütün ilimleri öğrendi ve Mesnevî'yi incelikleri ile okudu. Zamânının büyük bir kısmını, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin türbesinde sâlihâ hanımlar için yapılan kafeste ibâdet, zikir ve murâkabe ile geçirirdi. Babasının vefâtından sonra dergâhı idâre etmek kendisine kaldı. Fakat Mesnevî okutmak ve ders vermeye babasının yetişmiş talebelerinden birisini tâyin etti. Herhangi bir müşkil ortaya çıktığında ve bir husus hakkında görüşü alınmak istendiğinde, yazılı olarak kendisine arz edilir, o da cevap gönderirdi.

Karahisar Mevlevî Dergâhına âit vakıflar vardı ve dergâha mensup kimseler tarafından işletiliyordu. Devlet, Mevlevîleri bâzı yükümlülüklerden muaf tutmuştu. O sırada Karahisar sancağı vâlisi bâzı kötü kimselerin teşviki ile devletin Mevlevîlere tanıdığı muâfiyet hakkına riâyet etmeyip, sırf onların mallarını müsâdere etmek için iftirâ ile zengin olanları yakalatıp hapsettirerek, mallarına el koydu. Bunların çoluk-çocuğu gelip durumlarını Destîne Hâtuna anlattılar. O da; "Eğer vâli onları hapisten çıkarmazsa yakalanacağı hastalıktan kurtulamaz." diyerek gelenleri teselli etti. O sırada vâli çeşitli yerlerinden rahatsızlandı. Doktorlara gidip ilaç kullandıkça hastalığı daha da arttı. Vâlinin hanımı, Destîne Hâtunu sever ve ona hürmet gösterirdi. Kocasının rahatsızlığına çâre bulunamayınca, Destîne Hâtundan duâ istemeye gitti. Destîne Hâtun; "Sevdiklerimiz hapisten ve ayakları zincirden kurtulmadıkça murâd hâsıl olmaz." dedi. Vâlinin hanımı bunları işitince kocasının hastalık sebebini ve o kadar tedâvî görmesine rağmen niçin iyileşmediğini anladı. Durumu kocasına bildirince, derhal hapsettiği o şahısları serbest bıraktı. O anda iyileşti ve yaptığına pişmân oldu. Allahü teâlânın lütfu ile hastalıktan kurtulmasının şükrânesi olarak dergâhta bulunanlara ikrâmda bulundu.

Destîne Hâtun, Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî hazretlerinin türbesi yakınlarında dar ve karanlık bir odada yaşardı. Gündüzleri oruç tutar, vakitlerini Allahü teâlâyı anmakla geçirirdi. Allah korkusu ile göz yaşları dökerdi. Onun bu hallerini görüp, gönülleri râzı olmayan sâlihâ hanımlar; "Kendinize çok eziyet ediyorsunuz. Birazcık bedeninizin rahatını düşünseniz olmaz mı?" dediklerinde, onlara; "Bunlarsız olmaz. Binicinin serkeş, dikbaşlı, itâatsız ata yumuşaklık yapması onun serkeşliğini arttırır." diye cevap verirdi.

Destîne Hâtun'un bedeni zayıf idi. Bir kerre yanına gelenler bir tek post üzerine oturduğunu ve üzerinde eski bir elbise olduğunu gördüler. "Bedeninizi rahat tutacak birkaç elbise ile birkaç yaygı alsak." dediklerinde; "Biz postu, Allahü teâlânın yolunda ayağımızın altına koyduk. Üstelik bu, Allah yolunda kurban olan koyunun postudur. O binlerce güzel elbiseden daha iyidir." buyurarak dervişlerin post üzerine oturmalarının sırrını da beyân etmişlerdir.

Küçük Muhammed Efendinin annesi vefât edince, Destîne Hâtun onu yanına alarak, bizzat terbiyesi ile meşgul oldu ve yetiştirdi. Maddî ve mânevî her şeyini ona teslim etti. Dergâh işlerini ona bırakıp, kendisi bütün dünyevî alâka ve düşüncelerden sıyrılıp, odasında ömrünün sonuna kadar uzlet ve yalnızlık hâlinde kaldı. Seksen senelik ömrünü hep Allahü teâlâ ile berâber bulunarak, âhireti düşünüp hazırlık yaparak geçirdi. Bu halde iken vefât etti.

DeRDeST isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 14:37