Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Din Ve Maneviyat > İslamiyet > Sahabeler - Evliyalar
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri deneme bonusu veren siteler
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Peygamber Efendimizin Annesi Hz.Amine'nin Hayatı

Sahabeler - Evliyalar kategorisinde açılmış olan Peygamber Efendimizin Annesi Hz.Amine'nin Hayatı konusu , ...


Like Tree1Beğeni
  • 1 Post By JuLia

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 19.01.2013, 20:03   #1 (permalink)
´αşк'α мєƒтûη`
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Peygamber Efendimizin Annesi Hz.Amine'nin Hayatı

Hz.Muhammed (as) Efedimizin annesi Hz.Amine validemizin anne babasının ismleri Hz.Berre Hz.Veheb'in dir. Bu iki mümtaz şahsiyetin uzun zaman çocukları olmamıştır. Sabır ve isyan etmeden dua ile bekleyen bu iki şahsa Cenabı Allah Hz.Amine'yi bağışta bulunmuştur.

O zamana kadar doğunca üzüntü duyulan hatta diri diri gömülen kız çocukları, Hz. Amine'nin babası tarafından bozulmuştur. O andaki Arap kavminin ve Asr-ı Saadet çağında doğacak pek çok hanımefendinin babaları tarafından itibar görmesini sağladı. İşte böyle çok zarif ve ince bir zat'ın kerimeleri annelerin annesi, kainatın maddede doğurucusu ama manadaki büyük sırrın, Ruh-u Muhammed'in (as) yeryüzüne intikaline vesile olan büyük doğum Hz. Amine'den olmuştur.

Hz. Amine küçük yaştan itibaren hem maddi, hem manevi güzelliğiyle herkesin dikkatini çekiyordu. Dört yaşından itibaren şiirler yazmaya başladı. Gelmiş geçmiş en büyük şair Hz. Amine'dir. Her konuşmasını şiir şeklinde naklederdi. Başkalarıyla kıyas etmemek için isim vermiyorum ama Hz. Amine'nin bütün konuşmalarını toplasanız 10 ciltlik muazzam bir edebiyat hazinesi hasıl olurdu. Bu kendisinin elinde olan bir şey değildi. Gönlündeki zerafetten diline dökülen kelimeleri zarif çizgilere bürümek sırrına sahipti.

Hz.Amine Mekkede Hz.Abdullah ile evlenmiş ve bu evlilikten Peygamber efendimiz dünyaya gelmişitir. Peygamber Efendimizin doğmadan babası vefat etmiş, annesi Hz.Amine Peygamberimiz 6 yaşlarında iken Medineye Hz.Abdullah'ın mezarını ziyarete gittiğinde dönerken Ebva köyü yakınlarında hastalanarak vefat etmiştir.

Asrevya beğendi.
__________________
JuLia isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 22.08.2013, 12:08   #2 (permalink)
Son/suz Söz,Öz/söz Olmalı!

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Peygamber Efendimizin Annesi Hz.Amine'nin Hayatı



Hz. Peygamber’in annesi Amine Kureyş kizları arasında iyi bir yere sahipti. Babası Vehb de Zühre oğullarının ileri gelenlerinden biriydi. Abdülmuttalib, oğlu Abdullah’ı yanına alarak Amine’yi babasından veya diğer bir rivayete göre amcası Vüheyb’den istemiş, olumlu cevap verilmesi üzerine evlilikleri gerçekleşmiştir.

Zamanın adetleri doğrultusunda evliliğin ilk üç günü Amine’nin evinde geçmiştir. Bu evlilikten sonra Abdullah’ın alnındaki peygamberlik nurunun Amine’ye intikal ettiği kabul edilir.

İslam kaynaklarında Hz. Muhammed (sav)’in ana rahmine intikalinden doğumuna kadar geçen zaman içinde bazı olağanüstü olayların meydana geldiğine dair rivayetler yer almaktadır. Rivayete göre Amine Hz. Peygamber’e hamile olduğu sırada bir rüya görmüş, rüyada kendisine önemli bir kişiye hamile olduğuna işaret edilerek doğacak çocuğa Muhammed veya Ahmet adını vermesi söylenmiştir.

Amine’nin doğum sancısı çekmediği de bu rivayetler arasındadır. Yine meşhur rivayete göre Hz. Peygamber sünnetli olarak doğmuştu. Ayrica melekler tarafından yıkanmış ve sırtına peygamberlik mührü vurulmuştu. Dede Abdülmuttalib torununun dünyaya geldiği müjdesini alınca onun şerefine bir ziyafet vermiş, ziyafette ona Muhammed adını koymuş, Allah’ın ve insanların onu hayırla anması için bu ismi verdiğini söylemiştir.

Alıntı

__________________

Yalnız açığa çıkan ışığı görebiliyorsan,
Yalnız söylenen sesi duyabiliyorsan,
Ne görebiliyorsun,Ne duyabiliyorsun.

"Hayret et! Çünkü hayrettir göğe açılan pencere.
Hayret ettim ve gördüm, bin ayet güldü yüzüme."
Asrevya isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 22.08.2013, 12:09   #3 (permalink)
Son/suz Söz,Öz/söz Olmalı!

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Peygamber Efendimizin Annesi Hz.Amine'nin Hayatı


Hz. Amine’nin Medine Ziyareti ve Vefatı




Nebiyy-i Muhterem Efendimiz, süt annesi Halime tarafından annesi Hz. Amine'ye teslim edildiğinde dört yaşını bitirmiş, beş yaşına ayak basmıştı.

Takvim yaprakları, Miladi 575 yılını gösteriyordu!

Aziz annenin kalbine, henüz evliliklerinin ilk aylarında ebedi aleme göç eden kocası Abdullah'ın ayrılık acısı, ızdıraptan bir yumak gibi oturmuştu.. Bu ızdırabı az da olsa hafifleten tek teselli kaynağı vardı: Biricik oğlu Muhammed (s.a.v.).

Hz. Amine, olanca şefkat ve muhabbetiyle nur yavrusunu sarmaya çalışıyor, ona babadan yetim kalışın da acısını bu şekilde hatırlatmamaya gayret ediyordu!

Peygamber Efendimiz, Mekke'deki mütevazi evin ışığıydı, bereketiydi, gülüydü, huzur ve sevinci idi. Bu küçük yaşta bile annesine yardım etmekten asla geri durmuyordu. Hele, temizliğe dikkat edişine aziz annesi hayrandı!

O, sadece annesine karşı değil, tanıdıklarının hepsine karşı yardımsever ve hürmetkar idi. Arkadaşlarının yardımına koşmaktan zevk alirdi. Bu sebeple, arkadaşları da onu sever, sayar ve kendisiyle gezip dolaşmaya adeta can atarlardı.

Evet, Cenab-ı Hakk, peygamberlik yüksek ve kutsi vazifesiyle memur edeceği resulünü, böylece en güzel şekilde büyütüyor ve en mükemmel surette terbiye ediyordu!

Baba Kabrini Ziyaret

Kainatın Efendisi, altı yaşında.

Bu sırada Hz. Amine'nin içine Medine'yi ziyaret arzusu doğdu. Maksadı; Abdulmuttalib'in annesi tarafından kendilerine dayı gelen Adiyy b. Neccar Oğullarını görmek, hem de orada medfun bulunan bahtiyar kocasının kabrini ziyaret etmekti.

Bu maksatla hazırlıklar yapıldı. Günü gelince Mekke'den biricik oğlu ve dadisi Ümmü Eymen'le birlikte hareket etti. A-mine'nin alemi şen ve neşeli olması lazım gelirken, bilakis hüzünle kaplı idi. Sanki bir daha bu mukaddes beldeye ve bu Saadet Güneşinin doğuşuna sahne olan mübarek eve kavuşma-yacakmış gibi, tekrar tekrar dönüp Mekke'ye bakıyordu!

Mevsimin en sıcak günlerinde yaptıkları yorucu bir yolculuktan sonra Medine'ye vardılar. Efendimizin dayısı oğullarından Nabiga'nın evine indiler.

Hz. Amine, bu evin avlusunda bulunan aziz kocasının kabrinin başına gözyaşları içinde yikilıverdi. Gözyaşları, Abdullah'ın kabrinin toprağını bol bol suladı.

Peygamber Efendimiz de, ilk defa ruhunda yetimliğin acısını bu manzara karşısında duydu. O da, muhterem pederinin kabrine damla damla gözyaşı serpti.

Yahudi kavmı peygamberimızı orada görünce onu devamlı kontrol edip hal ve hareketlerine dıkkat ediyorlardı. Hz. Amine Yahudilerin Peygamberimiz hakkında takindikları tavırlardan korkmaya basladı Ve acilen Mekke ye dönmek için yola koyuldular.

Hz. Amine, Mekke'ye gelirken, yolda hastalanıp Evba köyünde durakladı.Basucunda duran Peygamberimizın yüzene baktı.Sonra da söyle hıtap etti:

"Ey çekilen dehsetlı ölüm okundan, Allah ın lutfu ve yardımı ile yüz deve karsılığında kurtulan zatın oglu!Allah, Seni,mübarek ve devamlı kilsın!

Eger rüyada gördüklerim doğru çıkarsa,Sen Celal ve bol ıkram Sahıbı tarafından,Adem oğullarına helal ve haramı bildirmek üzere gönderileceksın! Allah, Seni mılletlerle birlikte devam edip gelen putlardan, putperestlıkten de, esirgeyecek,alıkoyacaktır.

Her canlı varlık ölecektir. Bende öleceğim.Fakat temelli anılacağım Çünkü, temız bır oğul doğurmus,arkamda hayırlı bır anı bırakmıs bulunuyorum demiştır.

Ve Hz. Amine Ebva da vefat etti.Hazret-ı Amine vefat ettiğinde 30 yaslarında ıdı.

Hz. Amine 'nin Defni

Sevgili Peygamberimiz ile Ümmü Eymen donakalmışlardı. Adeta dilleri tutulmuştu. Konuşan, sadece Kainatın Efendisinin gözyaşlarıydı.

Ümmü Eymen, bir ara kendisini toparladı ve aziz yavrunun gözyaşlarını sildi. Sonra da bağrına basarak teselliye çalıştı. "Üzülme, ağlama, canım Muhammed'im!.." dedi, "İlahi Ka-der'e karşı boynumuz kildan incedir. Can da Onun, mal da; hepsi bize emanet. Emaneti nasıl vermişse öyle de alır."

Sevgili Peygamberimiz, derin bir iç çektikten sonra, "Ben de biliyorum. Onun hükmüne her zaman boyun eğerim. Fakat, anne yüzü, unutulmayacak bir yüzdür. O yüzü tekrar göremem diye üzülüyorum." dedi; sonra da derhal kendini toparladı ve gözyaşlarını silerek Ümmü Eymen'e, "Haydi, o, emaneti Sahibine teslim etti. Biz de onun na'şını toprağa teslim edelim, rahat etsin." dedi.

Dünyanın en bahtiyar annesi Hz. Amine'nin cesedini orada toprağın bağrına tevdi ettiler. Ruhu ise, Kainatın Efendisini bağrından çıkardığı için kim bilir ne kadar yükseklerde meleklerle bayram ediyordu!

Definden Sonra

Annesiz kalan Dürr-i Yetim'i Mekke'ye götürmek vazifesi, dadisi Ümmü Eymen'e düştü.

Ümmü Eymen, yol boyunca ona annesiz kaldığını hissettirmemek için elinden gelen gayreti esirgemedi. Onu öz evladıy-mış gibi bağrına bastı ve teselliye çalıştı. Efendimiz de, adeta onu bir anne kabul ederek, "Anne, anne!.." diye çağırirdi. Daha sonraları da her gördüğünde ise, "Annemden sonra annem!.." diyerek iltifatta bulunuyordu.

Dünyada, böylece Babasız ve Annesiz kalan Peygamberimizı,yüce Allah,hamısız bırakmadı: Önce dedesi Abdulmuttalıbın yanında, sonra da amcası Ebu Talıb-ın yanında kaldı. Peygamberimiz, sekiz yasına kadar, Dedesi Abdulmuttalıbın yanında,sekiz yasından sonra da Amcası Ebu Talıb-ın yanında kaldı.

Abdülmuttalib, çok sevdiği ve genç yaşta kaybettiği oğlu Abdullah’ın değerli hatırası olan Muhammed (sav)’e büyük özen gösteriyordu.

Sofraya onunla birlikte oturup yemek yiyor; onu zaman zaman Kabe duvarının gölgesindeki minderine oturtuyor; Darünnedve’deki toplantılara başkanlık ederken yanına alıyor; bütün davranışlarıyla ona baba şefkatı ve sevgisinin eksikliğini hissettirmemeye çalışıyordu.

Yaşı ****enin üzerinde olan Abdülmuttalib o sırada sekiz yaşındaki torunu Muhammed (sav)’in bakım ve himayesini amcası Ebu Talib’e verdikten kisa bir süre sonra vefat etti.

Alıntı

__________________

Yalnız açığa çıkan ışığı görebiliyorsan,
Yalnız söylenen sesi duyabiliyorsan,
Ne görebiliyorsun,Ne duyabiliyorsun.

"Hayret et! Çünkü hayrettir göğe açılan pencere.
Hayret ettim ve gördüm, bin ayet güldü yüzüme."
Asrevya isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz. kaynarca haber ferizli haber program indir

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.

Saat: 21:12


bonusschool6.com