Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu - Fark etmez demeyin,fark eder

Fark etmez demeyin,fark eder

Genç adam arkadaşını ziyarete gider.Muhabbetin muhabbeti açtığı koyu bir sohbet ortamında arkadaşı ona,

"Ne içersin?" diye sorar. O da,

"Fark etmez" der. Arkadaşı,

"Peki o zaman.Çay mı kahve mi desem?" diye teklifini yeniler.Genç adam tekrar,

"Bana hepsi uyar. Sen bir şeyler getir de beraber içeriz." der.

Arkadaşı mutfağa geçtiğinde ona ders verecek bir içecek hazırlamayı düşünür. Yaptığı kısa beyin fırtınasının ardından aklına mükemmel bir fikir gelir.Elinde bulunan sert bitki çaylarından kekik ve anasonu alıp kaynatmaya başlar.İki bitki çayı da hazır olunca ikisini de karıştırarak genç adamın yanına gider.Sarımtırak rengiyle garip duran bardağı gören genç adam,

"Bunlar da ne çayı?" demekten kendini alamaz.Bu soru üstüne arkadaşı,

''Madem senin için hiçbir şey fark etmiyor,iç o zaman" diye karşılık verir.

Genç adam bardaklardan birini çekine çekine alır ve bir kaşık şeker koyduktan sonra bir yudum tadar.Çayı dudaklarına götürmesiyle geri çekmesi bir olur.Yüzünde acının tarif edilmez tadını yaşayan bir kişinin ifadesi vardır.

"Bu da ne?" diye sorar.

Arkadaşının yüzünde bir tebessüm vardır.Genç adamın elindeki çayı göstererek der ki:

"Ben buna ''fark etmez'' içeceği diyorum.Örneğin,ne içersiniz diye sorduğumda aldığım cevap ''fark etmez’'' olursa değerli misafirlerime bu muhteşem ’''Fark Etmez Karışımını'' veriyorum.Sana bu karışım neyi anımsattı bilmiyorum.Fakat bildiğim bir şey varsa,fark etmez karışımı,yüzünde fark edilir bir değişime sebep oldu.Hayatımızda birçok yerde bu diyalog yaşanır ve o diyalogların içinde geçen ''Fark etmez'' denilen sihirli kelime,çoğu kişinin başına iş açar.Ama herkes sonradan farkına varır bunun."

Arkadaşının söylediği son cümleler genç adamın bayağı ilgisini çeker.Elindeki içecekten aldırmaksızın bir yudum daha alarak,

"Lütfen bu konuyu biraz daha açar mısın?" der.

Arkadaşı devam eder:Yaşamımızda birçok dönem geçiriyoruz.Doğumla başlayan hayatı çocukluk,gençlik,olgunluk ve yaşlılık takip ediyor.Bu hızlı zaman zarfında,zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz.Gel gelelim hayatın bize seçme şansı verdiği dönemlerde bu şansımızı tutarsızca harcamayı çok iyi biliyoruz.En basitinden,ne içersiniz gibi bir soruya bile ''Fark etmez'' cevabını verebiliyoruz.Bu alışkanlık ne yazık ki hayatımızın ilerleyen dönemlerinde büyük bir kapsama alanına sahip oluyor.Gün geliyor,adama ne iş yaparsın diye sorduğunda aldığın cevap ne iş olsa yaparım tarzında oluyor.Özgeçmişe bile gerek yok.

Bazen insanlara kiminle evlenmeyi düşünüyorsun diye sormaya da korkuyorum artık.Fark etmez,ha Ayşe olmuş ha Fatma olmuş,gibi bir cevap alabilirim diye.

Bütün bu saydıklarımız,kendimize verilen seçme hakkını kullanmayışımızın sebebidir.Dikkatini çekerim ki ''Fark etmez’''şıkkını seçtiğin anda hayatın sana sunduğu seçeneği kabullenmek zorundasın.Çünkü sen,seçme hakkını kullanmadın ve bunu başkasına teslim etmiş oldun.Bu yüzden istediğin şeylere kavuşamadığında veya hedefine ulaşamadığında suçlu arama.Burada suçlu sensin.

''Ya seçme hakkını kullanırsın ya da başkalarının senin için seçtiklerine razı olursun."

Genç adam bir acı çayın açtığı,bu tatlı muhabbetten çok memnundur.Kendi hayatına dönüp bir an için geriye baktığında geçmişinin "fark etmez" seçenekleri ile dolu olduğunu anlar.Yapması gereken her şeyi gerektiği gibi yapmamış ve hayatı akışına bıraktım diyerek bunun arkasına sığınmıştır.

Ne gariptir ki kişiler ''fark etmez'' denilen kelimenin arkasına sığındıklarında ortaya çıkan sonuçların ne kadar fark edilir olduklarını kavrayamıyorlar.Suçu başka yerde arayıp kendilerini işin içinden sıyırıyorlar.Bu da vicdan muhasebesini bir kenara itmek oluyor.

Eğer hayatımızda fark edilir değişmeler yapmak istiyorsak başarı gemisinin dümenini elinize almamızın zamanı çoktan geldi ve geçiyor.

Farkı fark edin ve seçiminizi ona göre yapın.