Bir Erkek ve Bir Kadın Gittiğinde‏

[VERA]

Bir Erkek ve Bir Kadın Gittiğinde‏

Bir erkek gidince;
Kentin tüm yolları çökmüş, dağları yan yatmış gibi olur.
Bir erkek gidince;
Raflarda kalır dizi dizi kitaplar, çekmecede dosyalanmış evraklar,ödenmiş senet koçanları, su, elektrik faturaları, banka dekontları,maaş ekstreleri, taksit tarihleri, kalın bir defter içinde doğum günleri, baş başa çekilmiş gülen resimler, telefonlar, görüşme günleri, araba anahtarı, cep telefonu, dizüstü bilgisayar boynunu büker kalır.

Bir erkek gidince;
Susar dış kapının gürültüsü. Kahvaltı için ekmek almaya, gazete getirmeye giden olmaz.Gelirken "bir şey lazım mı?' diye telefon eden, 'hazırlan, akşam gidiyoruz' diyen,'Boyunbağım nerede?' 'çoraplarımı yıkadın mı?', 'Hani beyaz gömleğim?', 'Anahtarımı unuttum!','Sahi, saatim evde mi kalmış!''Evlenme yıldönümümüz dün müydü?' Sesleri eksilir..

Bir erkek gidince;
Ev kapanmaz ama ışıkları söner, karanlığa gömülür.Bir erkek gidince bir evden; bir dede, bir baba, bir oğul, bir ağabey, bir dayı, bir amca, bir yeğen, bir torun, bir delikanlı, bir sevgili,bir yiğit, bir savaşçı, bir barışsever, göklerden bir kartal, ormandan bir aslan, bir günün aydınlık kısmı, beynin yarısı, mevsimlerden yaz olanı, kolun iş göreni, ayağın adım atanı kesilir.

Kısacası;bir erkek gidince yatağın yarısı buz kesilir.

Bir kadın gidince;arkasında daha büyük boşluklar bırakır..Bir kadın gidince arkalarındakileri öksüz bırakır. Ev üşür, odalar üşür, sofralar üşür, kâlpler üşür.Mutfaktaki dolaplar, perdeler, bir eski kavanozun içindeki eski düğmeler, özenle saklanmış küçülmüş giysiler, dolap diplerindeki kurdeleler...Sabah karanlıklarında mutfaktan gelen tıkırtıların melodisi susar,öksüz kalmıştır tabaklar; sessizce beklerler neş'e kaynaklarını.
Bir kadın gittiğinde hep suyu unutulur saksıların. Bir müddet sonra boyunlarını büküşleri kaderlerine, sadece susuzluktan değil,sevgisizliktendir, ilgisizliktendir.O teki kalmış eski bardağın anlamını bilen yoktur artık. Değerini kimse anlayamaz krom hac tasının.Balkon artık sessizdir, koridor kimsesiz.

Bir kadın gittiğinde...
Bir kadın gittiğinde yuvanın ruhu gider aslında;Ve bir ağır işçi, bir temizlik kaynağı, bir bakıcı, bir bahçıvan, bir muhasebeci... Her işi sessiz-şikayetsiz tıkır tıkır yürüten bir saat...Bir kadın gittiğinde; bir anne, ay parçası bir kız evladı, bir teyze,bir hala, bir kız yeğen, bir can dostu, bir arkadaş, bir sevgili, bir gizem, bir kucak, şefkatli bir dokunuş, buğulu bir göz, şikayetsiz bir dudak gider.Ruhumuzun sobası sönmüştür artık.
Bir kadın gittiğinde; övgüler, uyarılar, yakınmalar, dualar yetim kalır.
Kapı eşiklerinde "dikkat et"ler duyulmaz artık. Annesi gitmiştir "geç kalma!"ların. Kadınlar, arkalarında büyük boşluklar bırakarak giderler.
Bir kadın gittiğinde; geride bıraktığı herkesin sıcak yarısını da alıp gitmiştir yanında Ve bir kadın gittiğinde saatlerle birlikte zaman da durmuştur artık: ondan sonra yaşanan her şey değersizdir, anlamsızdır, şekilsizdir, eksiktir, hatalıdır.

[Wallace]

kadın ve erkek bir elmanın iki yarısı gibidir biri giderse diğeri her zaman eksik kalır yarım kalır.

[Juliette]

Bir kadın giderse sadece onu değil, kendini de terketmiş olur ve arkasında kapanmayacak büyük bir boşluk bırakarak gider. Bir adam giderse, gidişinin yanlışlığını yolun sonuna vardığında anlayacaktır...

[The]

sakin olun gitmiyom burdayım

[Papatya]

Bir kadın ve bir erkek puzzle gibi birbirini tamamladığı için birisi giderse bir parçası hep eksik kalır.

[Buğu]

Gitmesin be kimse. Tam tamamlandım derken eksik kalıyorsun acısı fena oluyor.

[Esinti]

Gözlerim doldu ama ya kimse gitmek zorunda kalmasın