Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Hayat ve Eğlence > Serbest Kürsü

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Diğeri ölene kadar kimseyle konuşmayan ikizler

Serbest Kürsü kategorisinde açılmış olan Diğeri ölene kadar kimseyle konuşmayan ikizler konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 31.03.2017, 01:55   #1 (permalink)
Ne mutlu eğri zamanda,
Doğru yerde durabilene.

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Diğeri ölene kadar kimseyle konuşmayan ikizler

Diğeri ölene kadar kimseyle konuşmayan ikizler

İnsanlık tarihi boyunca gizemi bir türlü çözülemeyen,insan aklının algılamakta dahi zorlandığı pek çok vaka vardır.

Tarihe 'The Silent Twins' olarak geçen June ve Jennifer Gibbons adlı ikiz kız kardeşler de tarihin gördüğü en ilginç ve sıra dışı olanları olarak kabul edilebilir,çünkü oldukça ilginç bir hikayeye sahipler.


June ve Jennifer Gibbons adlı kız kardeşler 1963 senesinde,Barbados Adası’nda dünyaya gelmişler.İkizlerin doğumundan kısa bir süre sonra ise ikizlerin ailesi Galler’e taşınmaya karar vermiş.1960’lı yıllarda halen ırkçılık denilen hastalıklı salgın varlığını sürdürüyormuş ve bu salgından ikizler de nasiplerine düşeni almışlar elbette.

Önceleri sokakta oyun arkadaşları tarafından aşağılanmış ikizler,sonrasında okula başlamışlar ve ırkçı tepkilerle burada da karşılaşmışlar.
Bu travmalardan sonra,kendilerini tüm dünyaya ‘The Silent Twins’ olarak tanıtmalarını sağlayacak davranış şeklini belirlemişler.Sadece birbirlerinin anlayacağı dille,kendi aralarında konuşmak.

İkizler hiç kimseyle iletişim kurmamaya,kimseyle konuşmamaya başlamış.Sadece kendi aralarında konuşuyorlarmış.
İzole bir hayat yaşayan bu ikili,sadece birbirlerinin anlayabildiği kriptofazik bir dilde konuşup,başka kimsenin anlamadığı bir şekilde anlaşmışlar senelerce.

Kriptofazi: En basit haliyle,ikiz bebeklerin kendi aralarında şifreli bir dil oluşturup konuşması.

Çevrelerindeki tek siyahi çocuklar olan ikizler,kendi aralarında İngilizceyi andırsa da bür türlü anlaşılmayan bir dilde,çok hızlı bir biçimde konuşuyormuş.Irkçılık nedeniyle bu tutumları her geçen zaman daha da yoğunlaşan ikizlerin arasında ne konuştuğunu,nasıl anlaştıklarını hiçkimse anlayamamış.Ve bu durum yıllarca sürmüş,ikizler konuşmuş ve anlaşmışlar fakat kimse onları anlayamamış.

İkizler 14 yaşına geldiğinde,bu insanlarla iletişmeme sorununu sonlandırmak için aileleri kendilerince bir çözüm geliştirmişler.İkizler ayrı okullara yatılı olarak gönderilmişler,ayrıca her ikisi de dönemin ünlü terapistlerince muayene edilmiş.Fakat bu önlem bırakın onları toplumla barıştırmayı,iyice kendi içlerine kapanmalarına sebebiyet vermiş.

Bu değişimin ikizler üzerindeki olumsuz etkilerini gören doktorlar,ikizlerin ailesinden onları tekrar bir araya getirmelerini istemişler.

Tekrar bir araya gelen ikizler,yaklaşık 2 seneyi odalarında geçirmişler ve neredeyse odadan dışarıya hiç çıkmamışlar.Bu 2 sene boyunca kendilerince oyunlar geliştirmişler ve halen kimsenin anlamadığı bir dilde aralarında konuşmuşlar,eğlenmişler.

Bir süre sonra günlük tutmaya başlayan ikiz kardeşler,günde yaklaşık 2000 kelimeden oluşan kısa hikayeler kaleme almaya başlamışlar.Hatta bu kısa hikayelerden esinlenerek roman türünde kitaplar yazmışlar.June, “Pepsi-Cola Addict” romanını,Jennifer ise “The Pugilist, Discomania ve The Taxi-Driver’s Son” romanlarını yazmış.Kitapların konuları kadın-erkek ilişkileri,sonuçları ve genellikle cinayet üzerine olmuş nedense.

Yazdıkları kitaplar başarılı olmayınca,ikizler suça eğilim göstermeye başlamışlar.Öncelikle aralarındaki sürtüşmelerin sayısı artmış,sonralarda ufak hırsızlıklara bulaşmışlar ve son olarak bir kulübeyi yakma girişiminde bulunmuşlar.Kundaklamaya yönelik girişimlerinden sonra mahkemeye çıkarılan ikizler, hakim tarafından toplum düzenini bozmaktan dolayı akıl hastanesine gönderilmiş.


Tam 14 yıl boyunca akıl hastanesinde yatan ikizler burada da oldukça ilginç davranışlar sergilemiş. Örneğin bir gün hiçbir şey yemeyen ikizlerden birisi ertesi gün tıka basa yemek yemiş.Bir gün tüm günü hareketsiz geçiren ikizlerden birisi ertesi gün yerinde durmuyormuş.

Bu durumla alakalı en şaşırtıcı olan şey ise hastanenin tamamen zıt taraflarında ayrı ayrı odalarda kalmalarına rağmen,ikisi de aynı günlerde aynı davranışları sergilemiş olmaları olmuş.Sırlar içerisinde geçen 14 yıllık bir akıl hastanesi serüveni yine ardından bambaşka bir gizem ve ölüm bırakarak sonlanmış.

İkizler bir gün bir araya geldikleri esnada,içlerinden birinin normal bir hayat sürmesi gerektiğini ve bunun yolunun da birinin ölerek,diğerini rahat bırakması olduğunda karar kılmışlar.Uzun süren tartışmalar sonunda ikizlerden Jennifer Gibson’un ölmesi kararına varmışlar.Başka bir kliniğe transferleri öncesinde bir gazeteciyle röportaj esnasında Jennifer gazeteciye,‘’Yakın zaman sonra ölmek zorunda kalacağım çünkü bu karara vardık’’ demiş.

Caswell Kliniğine transferleri sırasında Jennifer Gibson,araçtan indirildiğinde ölü olarak bulunmuş. Başta kalp krizi ya da zehirlenmeden şüphelenilse de otopsi sonrasında ölüm sebebi bulunamamış ve Jennifer’in ölümüne sebep olan şey geldiğimiz şu günde dahi bilinmiyor.

Jennifer’in ölümünden sonra sorguya alınan June,kardeşinin ölmesi gerektiğini ve onun ölümüyle birlikte artık hayatının sadece kendisine ait olduğunu söylemiş.

June kardeşinin ölümünden sonra toplumsal iletişim anlamında olumlu bir gelişim göstererek,topluma kabul edilmiş ve halen ailesiyle Batı Galler’de yaşamını sürdürüyor.İkiz kardeşlerin gizemi,Jennifer’in ölüm sebebi ve geçen onlarca yıllar boyunca aralarında ne konuştukları halen büyük bir sır olarak varlığını sürdürüyor.

Jennifer’in günlüğünden alınan ufak bir alıntı ise aralarındaki ilişkiyi anlatan en net şey olabilir;

“Birbirimiz için ölümcül birer düşman haline gelmiştik.Birbirimize bakarken attığımız düşmanca bakışlar sanki üzerimize yapışıyor gibiydi.Kendime sürekli üzerimdeki bu ağırlıktan,bu amansız gölgeden kurtulup kurtulamayacağımı soruyorum.Gölgem olmadan yaşayabilir miyim? Gölgem olmadan hayatımı devam ettirebilir miyim yoksa yavaş yavaş ölür müyüm?
Tüm bunların cevabını yakında öğreneceğim.”

__________________
semragül isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.

Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 14:40