Hiç yoğun bakımda yatan hastanız olmuş muydu? şeklinde sorulacak bir soruya bu seneye kadar cevabım Hayır! olurdu. Açılışı kim yaptı derseniz tabii ki babam.
Ciddi bir beyin ameliyatının ardından kendisinin duruma göre en az bir gece yoğun bakımda misafir edileceğini henüz yeni öğrenmiştik. Adı üstünde yoğun bakım bir kere... Hastalar ameliyatlarından çıkmışlar, kendi aralarında kah pişti oynuyorlar, kah gülüşmeler kahkahalar. Hemşire ve hastabakıcılar deseniz dört dönüyor etraflarında... İçlerinden birisi de soruyor:-Biraz daha meyve suyu? Tabii bunlar bizim kafamızda canlanan sahneler. Normalde hastane özel de olsa normal bir odadaki bakım olsa olsa 'normal bakım' olurdu. Suit odada olsa 'iyi bakım' fakat iş yoğun bakım olunca 'ultra özenli bakım' şeklinde öz Türkçeye çevirivermiştik.
Ameliyatımız çok şükür iyi geçmiş, önceden söyledikleri gibi babamı yoğun bakıma almışlardı. Üstelik sadece bir gece kalacaktı. Hatta daha uzun kalmayacağı içinde sadece Türklere özgü bir şekilde üzülmüştük. Ha ODTÜ'yü kazanamamışsın ha yoğun bakımda bir gecenin üzerini hak edememişsin. İlk gece görüşmemize izin verilmedi. Eee tabii yoğun bakımda serum kokteyli, birbirinden güzel ağrı kesiciler, enfes tatlı ve uyku getiren türden ilaçlar... Derken babamı güvenilir ellere emanet etmenin rahatlığı içerisinde ertesi sabahı beklemeye başladık.
Ertesi sabah babamı almak için yoğun bakım ünitesine tam altı ayrı kapıdan güvenlik kartlarıyla geçtikten sonra babamın olduğu bölüme ulaştığımda öyle bir haykırdı ki: -Çıkarın beni burdan! Acaba parti iyi geçmemiş miydi? diye düşündüm hemen...
-Çıkarın beni burdan. Burası çok soğuk, dün gecedeb beri üşüdüm diyorum hiç oralı olmuyorlar. Hastabakıcılara isimlerini soruyorum söylemiyorlar. Bir tanesinin ismini aldım ama Ahmet'miş.
Hemen yanımızdaki hemşire müdahale ediyor:
-Hayır efendim, Ahmet isminde yoğun bakım ünitesinde çalışan personelimiz yok.
Babam bu işte durur mu sinirden deliye dönmüş zaten:
-Ha bi de yanlış isim verdi bana demek! Neden bize insan gibi cevap verilmiyor. Nerelisin diye sormuştum bir tanesine Dünyalıyım dedi bana...
Babam ancak normal odasına geri getirildiğinde sakinleşebilmişti. O günden sonra yoğun bakım denildiğinde hep tüylerim diken diken olur. TDK'y başvurdum bile bu ünitenin adının değiştirilmesi için... Hatta geçen gün gittiğim kuaför de isterseniz saçlarınıa yoğun bakım yapalım dedi. İstemez dedim eksik olsun!
Babama gelirsek ya neden diğer hastalar gibi uslu uslu yatağında oturup etliye sütlüye karışmaz anlamıyorum ki. Peki ya o dünyalı hastabakıcıyı ben şimdi nereden bulurum?

__________________
Teşekkür Etmek için Beğen Butonuna Tıklayınız.