|
Türkçe - Edebiyat kategorisinde açılmış olan Rus Biçimciliği konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
09.06.2013, 11:28 | #1 (permalink) |
| Rus Biçimciliği Biçimcilik 1920’li yıllara Rusya’da ortaya çıkan ve Rus Edebiyat araştırmacıları tarafından geliştirilen bir eleştiri akımıdır. Tarih, sosyoloji ve felsefe gibi diğer disiplinleri edebiyat incelemeleriyle birleştirmek suretiyle, edebiyat incelemelerine yeni bir yaklaşım getirdiler. Rus Biçimciliğinin başlangıçtaki merkezi Moskova’dır. Moskova Dilbilim Dairesi Roman Jakopson, Petr Bogatyrev ve Grigorii Vinokur tarafından 1915’te kurulmuştur. 1916’da ise, Wiktor Sklovski, Boris Eikhenbaum, lev Jakubinski, Osip Brik gibi simler de Patrograd’ta OPAJAZ (Şairâne Dil İncelemeleri Derneği)’ni kurdular. Bu iki grup araştırmalarında elde ettikleri bulgularını paylaştılar ve sürekli seyahatlerle birbirleriyle yakın ilişki kurdular ve ortak eserler yayımladılar. Moskova Dilbilim Dairesi dil incelemelerine yeni yaklaşımlar getiren ve şairâneliği geniş bir araştırma alanı olan dilbiliminin bir parçası olarak gören en önemli dilbilimcileri bünyesinde birleştirmişti. MDD üyeleri çağdaş Rus şiiri ile Rus folklörü arasına kesin çizgiler çizerek, pratik dil ile şairâne dili birbirinden ayırdılar. OPAJAZ üyeleri ise temelde edebiyat tarihçilerinden oluşan bir gruptu. Bunlar edebiyatı dilbilimi verilerine bağlı olmadan kendi disiplini içinde araştırılması mümkün olan sözlü sanatın yegâne türü olarak görüyorlardı. Edebiyatı kendisine hükmedilen genel ilkelerle ilşkilendiren OPAJAZ üyeleri dikkatlerini Rus klasiklerine ve Avrupa edebiyatlarına yönelttiler. OPAJAZ ve MDD üyelerinin anlayışları arasında önemli farklar olmasına rağmen, genel ilkeler bazında bu iki grup ortak paydalar taşıyordu. İlk olarak bilimsel temele dayalı edebiyat incelemelerinde bütün güçlerini birleştirdiler ve edebiyatı kendi nesnel gerçekliğini içinde taşıyan ve kendi metodu ve süreçleri olan bir inceleme alanı olarak gördüler. İkinci olarak teorinin altını çizdiler. Onlara göre sanatın kendi iç kanunlarıyla güçlendirilen yegane estetik birim olduğu görüşünde ısrar ederek, sanatın gerçeğin yansıtılması olduğu teorisinin altını çizdiler. 1930’lu yıllarda Sovyet sistemini baskıcı politikalarından dolayı Rus Biçimcileri dağıldılar ve çoğunluğu Çekoslavakya’ya göç etmek zorunda kaldı. Çekoslovakya’da Roman Jakopson, Jan Mukarovski ve René Wellek gibi isimler bir araya toplandı ve Prag Dilbilim Dairesi grubunu oluşturdu. Prag Dilbilim Dairesi ise edebî dil ile alelâde dil arasında temelli bir oppozisyon olduğu varsayımından hareket etti. Biçimcilik alelâde dilin ilk ve esas işlevinin bir mesaj veya bir bilgi olarak iletişimi sağmak olduğu düşüncesini ileri sürer. Buna karşılık biçimciler edebî dili ise kendine yönelen bir dil olarak görür. Edebî dilin işlevi harici referanslar oluşturmak değildir. Fakat edebî dil, dikkatimizi dilin kendi biçimsel unsurlarına çeker. Yani dilbilimsel işaretler kendi aralarında karşılıklı bir ilişki taşırlar. Edebiyat dilbilimsel bilimler yoluyla, eleştirel tahliller yapılacak bir nesnedir. Aynı zamanda Edebiyatın kanunları edebîliğin belirleyici unsurlarıyla oluştuğundan edebiyat alelâde söylemden farklıdır. Viktor Schklovski, dilin -zamanın periyodu içinde- kaygan, bilinçsiz veya şeffaf olma eğilimi taşıdığını ileri sürdü. Buna karşılık edebî eser,adımda adım alelâde dilde uzaklaşma eğilimindedir. Mikhail Bakhtin’in belirttiği gibi edebî dil teoriyle karşılıklı diyalog içerisindedir. Dostoyevski’nin yazıları gibi edebi eserleri tahlil eden Bakhtin, edebî dili farklı karakterlere ait seslerin karşılıklı meydana getirdikleri çok sesli bir oyun olarak görür. * Kaynaklar Roma Jakopson, Kapalı İfade: Dilbilim ve şairânelik. Mikhail Bakhtin. Diyalogcu Muhayyiler: Dostoyevskide Şairânelik Meseleleri. Victor Ehrlic. Rus Biçimciliği: Tarih, Doktrin E. M. Thompson. Rus Biçimciliği ve Anglo-Amerikan Yeni Eleştiriciliği. René Wellek. Edebiyat Teorisi ve Prag okulu Estetiği.
__________________ Yalnız açığa çıkan ışığı görebiliyorsan, Yalnız söylenen sesi duyabiliyorsan, Ne görebiliyorsun,Ne duyabiliyorsun. "Hayret et! Çünkü hayrettir göğe açılan pencere. Hayret ettim ve gördüm, bin ayet güldü yüzüme." |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |