Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu

Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu (https://www.forumaski.com/)
-   Türkçe - Edebiyat (https://www.forumaski.com/turkce-edebiyat/)
-   -   Edebiyatımızda Hiciv Ustaları (https://www.forumaski.com/turkce-edebiyat/61864-edebiyatimizda-hiciv-ustalari.html)

Perii 23.10.2013 19:51

Edebiyatımızda Hiciv Ustaları
 
Edebiyatımızda Hiciv Ustaları

ÂŞIK FİGANİ
Figani 1814 yılında doğan Gerede' li Halk Ozanıdır.
Figani Anadolu' nun yanısıra Arabistan ve Irak'ta diyar diyar gezmiş Ozanlık mesleğini buralarda icra etmiş sözünü esirgemeyen lafını herkese karşı çekinmeden söyleyebilen yaratılışa sahip bir şairimizdir.
Bir gün Gerede'de Kör Ağa adıyla bilinen hatırısayılır bir kişiye kızmış; çarşıda bulduğu gözleri kör bir köpeğin boynuna ip bağlayarak Ağanın önünden geçerken köpeğe elindeki ekmek parçalarını atmış ve; "Kör köpek Gerede' yi yedin doymadın Bolu' yu yedin doymadın bu ekmeği de yesen doymazsın gözünü toprak doyursun" diyerek ona hakaret etmiştir.
Figani halka zulmeden kişilere karşı sokak ortasında:

Fukara kalbine her kim dokuna
Dokuna sinesi Allah okuna

diye bağırarak beddua edebilen bir şairdir.


ZİYA PAŞA
Ziya Paşa 1829 yıllarında doğmuştur. Güçlü bir şair olmasının yanısıra başta saray katipliği olmak üzere; müfettişlik mutasarrıflık ve vekillik gibi devlet kademelerinde görev yapmış bir devlet adamıdır.
Ancak o bütün görevlerini şairliğine feda etmiş; memurluğuna son verilmesi pahasına devleti eleştirmekten ve yeni bir yönetim şekli arayışından vazgeçmemiştir.
Onun bu tutumu devleti aleyhine çevirmiş bu sebeple Ziya Paşa ülkesini bırakıp Avrupa'ya kaçmak zorunda kalmıştır.
Avrupa'da bulunduğu yıllarda Namık Kemal'in başyazarlık yaptığı Hürriyet gazetesinde yazılar yazmış bu yazılarla fikirlerini aktarma fırsatı bulmuştur.
Yazılarından birinde Osmanlı Sadrazamı Ali Paşa'ya ağır bir hakarette bulunan Ziya Paşa Osmanlı Hükümetinin müracatıyla Ingiliz Devleti tarafından tutuklanıp Ingiliz mahkemelerine sevkedilmiştir.
Sadrazam Ali Paşa'nın vefatından sonra Ziya Paşa Padişah Sultan Abdülaziz'den affını istemiş Padişah'ın onu affetmesi üzerine tekrar yurda gelerek memuriyetine devam etmiştir...
Ziya Paşa'nın toplumdaki aksaklıkları bozuklukları dile getirdiği uzunca bir şiiri vardır. Şu beyitler onun bu şiirinden alınmıştır:

Bed asla necâbet mi verir hiç üniforma
Zerduş palan ursan eşek yine eşektir.
(Aslı bozuk olan kişiye elbisesinin kıymetli olması üstünlük sağlamaz zira eşeğe altından palan yaptırsan o yine eşektir)

Erbab-ı kemâli çekemez nâkıs olanlar Rencide olur dîde-i huffaş ziyâdan. (yarasanın gözü ışıktan rahatsız oldugu gibi marifet sahibi olan bir kimseyi kendisinde eksiklik olan kişi sevmez)


NAMIK KEMAL
1840 yıllarında doğmuş olan Namık Kemal Ziya Paşa gibi bir devlet memuru olmakla beraber yönetime karşı başlattıkları mücadelede birlikte hareket etmişlerdir.
Namık Kemal yazdığı Vatan Yahut Silistre isimli eserinden dolayı yönetimin tepkisini çekmiş bu sebeple tutuklanmış ve daha sonra sürgün edilmiştir...
38 ay sürgün hayatı yaşayan Namık Kemal Sultan Abdülaziz'in yönetim karşıtları tarafından tahttan indirilip yerine Sultan 5. Murat'ın getirilmesi ve daha sonra onun da tahttan indirilip Sultan Abdülhamid'in tahta oturtulması üzerine affedilmiş ve tekrar Istanbul'a dönmüştür.
Fakat Namık Kemal Kendisini affedip sürgün hayatına son veren Sultan Abdulhamid'i adeta tahttan indirmekle tehdit etmiş; Sultan Abdülaziz'in ve Sultan 5. Murat'ın tahttan indirilmesi olayını hatırlatarak: "iki defa tekrarlanan bir şey üçüncü defa da tekrarlanır" manasına gelen "eş'şey'ü lâ yüsennâ illâ vekad yüselles" mısrasını söylemiş ve tekrar sürgün cezasına çarptırılmıştır...
Namık Kemal'in şu beyti meşhurdur:
Zalimin muîni dünyada erbab-ı delâlettir
Kö..ktir zevk alan sayyâd-ı bî insafa hizmetten
(zalimin yardımcısı olan kişi alçaktır...Çünkü insafsız bir avcıya hizmet etmekten yalnızca köpekler zevk alır)


ŞAİR EŞREF
1847 yıllarında doğan Şair Eşref çeşitli yerlerde vali yardımcılığı ve kaymakamlık görevlerinde bulunmuştur.
Kaymakamlık görevinde bulunduğu sırada siyasi suç işlediği gerekçesiyle görevinden alınıp Istanbul'a getirilmiştir.
Evinde zararlı evrak bulundurmak suçundandan tutuklanıp mahküm edilen Şair Eşref tahliye edildikten sonra Mısır'a kaçmış burada değişik dergiler ve kitaplar yayımlamıştır.
Türk Edebiyatı'nın büyük hiciv şairi olarak bilinen Şair Eşref'in en meşhur kıtaları şunlardır:
Kabrimi kimse ziyaret etmesin Allah için
Gelmesin reddeylerim billahi öz kardeşimi
Gözlerim ebnâ-yı âdemden o kadar yıldı ki
Istemem ben fatiha tek çalmasınlar taşımı...
(gözüm insanlardan o kadar yıldı ki kabrimi ziyaret etmek için öz kardeşim dahi gelse kovarım. Ben insanlardan fatiha dahi istemem yeterki mezar taşımı çalmasınlar)


Millete erbâbı mansıptan biri eşek demiş
Reddedilmez böyle bir söz amma ki pek can sıkar...
Olsa da millet eşek eşek diyen bilmez mi ki:
Sadrazamlarla vâliler de milletten çıkar...


(makam sahibi bir kişi millete eşek demiş bu söz reddedilmez ama cansıkar...Millet eşek olsa dahi eşek diyen kişi bilmez mi ki; sadrazamlarla valiler de milletin içinden çıkar...)


TEVFİK FİKRET
1867 yıllarında Istanbul'da doğan Fikret devlet memurluğu öğretmenlik gibi görevlerde bulunmuş çeşitli gazete ve dergilerde yazarlık ve başyazarlık yapmıştır...
Sultan 2. Abdülhamid'in uğradığı su-i kast olayında kendi devletine kasdeden yabancı güçleri alkışlamaktan çekinmemiş ve Sultan Abdulhamid'i öldürmek isteyenleri şu şiiriyle kutlayıp Padışah'ın bu olaydan zarar görmemesinden dolayı duyduğu üzüntüyü ifade etmiştir:
Ey şanlı avcı tuzağı beyhude kurmadın
Attın...fakat yazık ki yazıklar ki vurmadın!...


Tevfik Fikret'in en önemli şiiri Hân-ı Yağma (yağma Sofrası) isimli hiciv şiiridir. Şu bölüm bu şiirden alınmıştır:

Bu harmanın gelir sonu kapıştırın gider ayak
Yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak
Bugün ki mideler kavi bugün ki çorbalar sıcak
Atıştırın tıkıştırın kapış kapış çanak çanak...
Yiyin efendiler yiyin bu hân-ı pür-nevâ sizin
Doyunca tıksırınca çatlayıncaya kadar yiyin...


RIZA TEVFİK BÖLÜKBAŞI
1869 yılında Edirne'de doğan Rıza Tevfik Ittihat ve Terakki Cemiyeti üyeleri arasında yer alarak Edirne milletvekili olmuştur. Daha sonra bu cemiyetle (partiyle) arası açılması üzerine Hürriyet ve Itilaf Partisi'ne geçmiş ve Tevfik Paşa kabinesinde Milli Eğitim Bakanı olmuştur.
Daha önceleri Sultan 2. Abdülhamid'e karşı faaliyet yürütenlerle beraber hareket eden Rıza Tevfik onun ölümünden sonra (tabir caizse dünyanın kaç bucak olduğunu anlamış) ona karşı yaptıklarından dolayı utanç duymuş ve "Sultan Hamid'in Ruhundan Istimdat" isimli şiiriyle onun ölüsünden özür dilemiştir...(Bu şiirin bir bölümü için sayfa (19) ' e bakınız)
Şu kıta onun hicviyelerinden biridir:

Düşmanın Sitemi yürekler ezer
Insan bu kahr ile canından bezer
Gülşende yabancı kö..ler gezer
Erler meydanında insan kalmamış...


MEHMET AKİF ERSOY
1873 yılında Istanbul'da doğan Mehmet Akif Ersoy istiklal marşı şairimizdir.
Istiklal mücadelesi sırasıda Anadolu'yu baştan başa dolaşarak vaazlar veren Mehmet Akif böylece halkı işgalcilere karşı bilinçlendirmek ve onları direniş için azimlendirmek maksadıyla gayret sarfetmiştir.
Sırat-ı Mustakim ve Sebilurreşad dergilerini çıkaran Mehmet Akif 1920 yılında Burdur milletvekili olmuş ve bu görevini 1923'e kadar sürdürmüştür.
Müslümanların hurafelerden arınmaları ve içerisinde bulundukları durumdan kurtulmaları için tek çıkar yolun Islam'a sarılmak olduğuna inanan Akif hayatı boyunca Islam için çalışıp mücadele etmiş Milli Mücadeleden sonra inanç ve ideallerine aykırı gördüğü uygulamalar nedeniyle çok sevdiği vatanını terk edip yurt dışına çıkmıştır.


Şiirlerinden bazıları:


Kızımın iffeti batmakta rezilin gözüne
Acırım tükrüğe billahi tükürsem yüzüne...
***
Düşürdün milletin en kahraman evladını ye'se
Ne mel'unsun ki rahmetler okuttun rûh-i iblise...
***
Tükürün milleti alçakça vuran darbelere
Tükürün onlara alkış dağıtan kahpelere...
Tükürün ehli salibin o hayasız yüzüne
Tükürün onların asla güvenilmez sözüne...


Tükürün maskeli vicdanına asrın tükürün...
Hele îlanı zamanında şu mel'un harbın
"Bize efkâr-ı ûmumiyesi lazım garbın
O da Allah'ı bırakmakla olur" herzesini
Halka iman gibi telkin ile dinin sesini
Susturan abtalın idrakine bol bol tükürün!...
***
Eyvah!..Beş on kafirin imanına kandık
Bir uykuya daldık ki cehennemde uyandık...
***
Bir kızarmaz çehre bulmuşsun ya ey câni bürün...
Hem bütün dünyayı ifsât et hem de muslih görün...
***
Irzımızdır çiğnenen evladımızdır doğranan
Hey sıkılmaz ağlamazsan bari gülmekten utan...
***
Ötmeyin nâfile baykuş gibi karşımda susun!...
-"Mürtecîsin be imam!.." -"mürtecîyim hamdolsun..."
***

alıntıdır..


Saat: 17:35

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2024, ve
Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.


SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.