Tekil Mesaj gösterimi
Alt 07.02.2015, 00:24   #1 (permalink)
VERA
La Tahzen!
Kaybettiğin her şey başka bir surette geri döner.

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Exclamation Bir Tutam İyilik

Bir Tutam İyilik

Ben istesem de istemesem de her şey olacağına varıyor. Başıma gelenlere üzülmenin ya da henüz gelmemiş olanlara telaşlanmanın bir önemi yok diye hatırlatıyorum kendime. Ne kadar da olsa beşersin. Hüzün çöküveriyor gönlüne. Nedenini açıklayamadığın, sorsalar ‘Neyin var?’ diye elle tutulur bir cevap sunamadığın. Yine böyle bir haleti ruhiyenin içerisinde her zamanki gibi dostun kapısında buluyorum kendimi…

-Ya hu desene hiç bitmez mi şu dünyanın elemi, kederi?
- Bitmez Dost, bitmez. İmtihan dünyası sonuçta… Biri biter, biri başlar. Hatta bazen öyle andır ki biri bitmeden diğeri başlar. Kendini tempolu ve yorucu bir sınav içinde bulursun. Nitekim sonuçlar açıklanana kadar böyle. Sebat etmek gerek.
- Sabır diyorsun yine yani.
- Sabr-ı cemil niyaz ediyorum en Merhametli (c.c)’den dostumun güzel yüreğine…
- Zor ama sevgili dost, bazen gerçekten çok zor.
- Kolay olsaydı imtihan olmazdı. Zoru başarmak gerek ki sonundaki mükâfata mazhar olasın. Buradaki önemli nokta teslimiyet!
- Hem de tam teslimiyet. Hadi zorlu bir süreç olsa da dilini tuttun. Pekiyi ya gönül dilin?
- İşte teslim olmanın en yüksek mertebesi. Asıl onu başarmak gerek.
-İyi de nasıl?
- İste!
- İstemiyorum mu sanıyorsun?
- Dil ucunla değil gönül dilinle! Hakk’tan iste. O’na daha çok yönel. O ki: “İsteyin vereyim.” diyen değil mi? Vazgeçme! Israrla iste. Elbet kabul zamanı vardır.
- Haklısın ama dibe çöküyor insan bazen.
- Mutlu musun pekiyi olduğun yerde?
- Oradan bakınca nasıl görünüyorum sence?
- Şükürsüz.
- Nasıl yani?
- Tutunacak dalın var. Sana el uzatan Rabb’in var. Çözümü söylüyorum. Israrla inkar ediyorsun.
- Nefsimin altında eziliyorum.
- Yine manevi zelzeleler diyorsun.
- Sanki dünya üzerime çökmüş.
- Ama nefes alıyorsun. Ve en tepedeyim sana sesleniyorum. Adınla. Hem de en sevdiğin haliyle. Sonuna en çok yakışan iyelik ekiyle…
- Duyuyorum.
- Öyleyse ses ver. Yaşadığını bileyim. Ve elimi tut. Bak gökyüzü çok güzel.
- Çayın yanına bir avuç da umut ikram ediyorsun bugün de bana.
- Paylaşınca çoğalıyor ne de olsa. Aynı mutluluk gibi işte!
- O da zor. İnsanoğlu bu kadar memnuniyetsizken hele!
- Olsun Dost. Sen iyilik yap denize at. Elbet biri bulur. Hiç denedin mi birini güldürmeyi? Ya da mutluluğuna sebep olduğun insanın gözlerindeki gerçek gülümsemeyi gördün mü hiç? Dene! Kalbinin derinliklerindeki kıvılcımlar aydınlatacak içine düştüğün karanlık dünyanı. Gör bak. Gülüşüne tanık olduğun her insanla aynı anda kendi tebessümüne şahit olacaksın. Mutlu olmanın yolu mutlu etmekten geçiyor aslınd…

Daha cümlesini tamamlayamadan ani bir istekle fırladım yerimden. Öylesine kuvvetliydi ki bu içgüdü sebebini açıklama nezaketini bile göstermeden ilerlemeye başladım. Bilirim ne kadar ortada bırakmış olsam da kapısına her geldiğimde aynı tebessümle karşılar beni.
O şaşkınlığını az biraz yüzüne yansıtmış, ben de ondan bir misli uzaklaşmışken sesini işittim.
-Nereye sevgili dost! Bari çayını bitirseydin.
-Ömrüme bir tutam iyilik katmaya dost. Sen çayımı tazele, yine geleceğim.

Allah’ı hatırlatan dostları olmalı insanın. Uzaktan dualarıyla, yanındayken sözleriyle kalbinize dokunan… Dostları olmalı insanın, mutluluğu, iyiliği ve huzuru daima sizinle paylaşan… Onun gibi.
@[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

__________________
“вυdα вιr ιмтιнαɴ..” de,ɢeç…
''ηαšïp''
VERA isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla