Kadın semazen olur mu?
“Haramın ibadeti olmaz!”
Maalesef günümüz dünyasında birçok işe baktığınızda işleri ehil kişiler tarafından değil de, o işte ehil olduğunu iddia eden kişiler tarafından yapılmaya çalışıldığını görürsünüz. Buna kıyamet alameti de diyebilirsiniz, şahısların meydanı boş zannediyor olmasından da kaynaklanıyor diyebilirsiniz. Fakat bu meydanlar hiç boş kalmamıştır. Ancak kör olanlar her yeri karanlık görür. Onların içlerinde bulundukları karanlık bu meydanları sahipsiz kılmaz. Mevlevi usulünde kadınlardan semazen olmaz, sema edemezler, Mevlevi olamazlar diye bir husus yoktur. Kadınlar Mevlevi de olur, semazen de olur. Ancak, kadınlar sadece kendi aralarında kurdukları meclislerde sema edebilirler. Erkek önünde bunu yapmaya kalkarlarsa bu Mevleviliğe uygun olmadığı gibi, İslam hukukuna göre de haramdır. Haramın ibadeti olmaz. Erkek önünde bir kadın dönmeye kalkarsa bunun adı sema etmek değil, çalınan musiki ne olursa olsun raks etmek olur.
“Kur’an bilmeyen Mevlevi olamaz.”
Şöyle bir etrafa baktığımızda, harama helal, helale haram diyen bir sürü çıkar düşkünü insancıklar türedi. Elinde içki bardağı, alnı secdeye gelmez, dili Kur’an bilmez şahıs diyemeyeceğimiz şahsiyetsiz bir takım hocalar, dedeler, tasavvufçular türedi. Bunun sebebi sadece kıyamet alameti değil. Nefs tutkunu insanların nefsinin kötü arzularını, azgınlıkları dizginlemek yerine kendisine azmak üzere izin verecek adam aramalarından kaynaklanıyor. Durum böyle olunca da bu ümmetin Yahudilerine gün doğuyor. Topla insanları etrafına, birkaç süslü sözle haramı helal gösterip insanlara duymak isteyecekleri sözler söyle, cennet vaat et, en büyük hoca, dede sensin. Bu kişilerden hoca değil ancak hokkabaz olur. Kur’an bilmeyen, alnı secdeye gelmeyen, İslam hukukuna riayet edemeyen kişi değil Mevlevi olmak, Mevlevi dedesi olmak; Müslüman dahi olamaz. Şeytana yoldaş olur, bize düşman.
“Mevlevilik şeriat üzere gelmiştir”
Afyon Mevlevihanesi yönetiminde görev yapmış, defterler tutup Mevlevihane’nin nizamı ile meşgul olmuş çelebi hanımlar için postnişinlik yaptı diyenler var. Gelibolu Mevlevihanesi’ nde hanımlar sema ederdi diyen var. Hepsi yalan ve düzmecedir. Asla Afyon Mevlevihanesi’nde Hanım postnişin olmamıştır. Ancak Mevlevihane mütevelli heyetinde bulunmuşlardır. Bilinmesi gereken en büyük husus, sadece Mevlevilikte değil hiçbir tarikte şeriata, sünnete uymayan bir harekette bulunmuş şeyh efendi olmamıştır. Falanca şarap içerdi, filanca hanımları sema ettirirdi, namazı üç vakit kılarlardı denilen her söz yalan ve iftiradır. Kimse sahtekârlığına evliyaların isimlerini alet etmeye kalkmasın. Meydanı da boş sanmasın. Bu meseleler oyuna gelmez. Anayasada şahsa hakaret, iftira yasaları varsa, kuruma yönelik saldırı yasaları varsa, Hak yasasında o maddelerin alası var. Mevlevilik şeriat üzere gelmiştir, aynı yol üzere gider. Kimse hakikati yoldan saptıramaz. "Kur’an’ın kölesi, Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ayağının tozuyum" diyen bir veliye, kimse başka bir elbise biçmeye kalkmasın. Kur’an’ın kölesi, Hz. Peygamberin ayağının tozu olan bir mübarek asla Kuran’ın emirleri dışına çıkmadığının ispatı olarak bu sözü asırlara not düşmüştür. Şimdi nasıl olur da erkek önünde hanım sema edebilir. Kur’an’ın hiçbir ayetine sığmaz.
“Şeytani vesveseler”
Sema yaptığı iddiası ile ortalık yerde dönen kadınlar, ‘’Gösteri değil ibadet ediyoruz, huzur bizde, mutluluk içimizde, uçuyoruz.’’diyebilirler. Şeytani vesveseler bunlar. Rahmani sarhoşluğun zevkini, hakiki ibadetin zevkini bilmeyen şeytani sarhoşluğunu tabii ki överek anlatır. Anlatır ki peşine birini daha taksın. Yaşadıklarını övmeleri hakikatten ne kadar uzak olduklarını, şeytanın fısıltılarına ne kadar çok kulak verdiklerini ispatlar. Müzik çalıp insanlar dans edince hakiki zevk budur denir mi? Öyle olsa dansözler evliya olurdu. Hakikate ulaşması için meselenin evvela şeriattan geçmesi gerekir. Bu yolun aslı şeriat, tarikat, hakikat, marifettir. Fakat görüyoruz hiçbiri olmadan marifet sunulmaya kalkılıyor. Merdivensiz bir apartmanın 20. katına nasıl çıkılır? Evvela merdiven kurmak, yere sağlam basmak gerekir. Sağlam basılacak merdiven için de ehline müracaat gerekir. Dalkavukların peşinden giderek bu iş olmaz. Bu dünyada kılavuzu karga olanın ahrette burnunun ne hale gireceği malumdur.