Balon Patlayınca 5 Aylık Bebek Öldü

Oynaması için verilen balon patlayınca 5 aylık bebek hayatını kaybetti.

Karaman’ın Başyayla İlçesi’nde elindeki şişirilmiş balonun patlaması sonucu 5 aylık Eylül Duru Kırpınar öldü.

Olay, 10 Ocak Cumartesi günü ilçeye bağlı Başköy Mahallesi’nde meydana geldi. Ev kadını 25 yaşındaki Didar Kırpınar, oynaması için şişirdiği balonu 5 aylık kızı Eylül Duru’ya vererek yemek yapmak üzere mutfağa gitti. Minik kızın oynadığı elindeki balon patladı. Kızının bulunduğu oturma odasına dönen anne minik Eylül Duru'yu hareketsiz gördü. Acil olarak Başyayla Sağlık Ocağı’na götürülen bebeğin öldüğü belirlendi.

Anne Didar Kırpınar, küçük kızının elindeki balonun patlaması üzerine oturma odasına gittiği ve onu haraketsiz görünce hemen sağlık ocağına götürdüğü yönünde polise ifade verdi.

Yapılan ilk tesbitlerde bebek Eylül Duru Kırkpınar'ın, balon patlamasıyla ağzında oluşan ani hava basıncının akciğerlerine zarar vermesi veya kopan bir balon parçasının nefes borusunu tıkaması sonucu hayatını kaybetmiş olabileceği belirtildi. Kesin ölüm nedenini belirlemek için bebeğin cesedi Adana Adli Tıp Kurumu’na gönderildi.

Özel bir yaşlı bakım merkezinde hasta bakıcılık yapan 27 yaşındaki Devrim Kırkpınar ile Didar Kırkpınar çiftinin tek çocukları olan Eylül Duru, Adli Tıp'taki inceleme ardından Başköy Mahallesi’nde toprağa verildi. Yetkililer olayla ilgili başlatılan soruşturmanın sürdürülüyor.

Ben inanmıyorum bu olaya kesin annenin bir olayı var.

Alıntı:

Asi Ruh Nickli Üyeden Alıntı Ben inanmıyorum bu olaya kesin annenin bir olayı var.

Daha öncede böyle bir olay olmuştu
Balon parçası çocuğun nefes borusunu tıkamıştı ve ölmüştü
Olabilitesi yüksek bir konu yani.
Tabi bilemeyiz işin aslını ama şü adli tıp raporu çıksın da belli olur.

__________________

Cidden ölümün nerden geleceği kestirilemiyor sebebe bakarmısın "balon patlaması" Allah Sabır versin.

__________________

Taşıması zor bir acı
Allah sabır versin .

__________________

Olmaycak bir şey değil ..bunun gibi bir çok olay sonucu bebekler hayatını kaybediyor..
Yakın bir zamanda haberle izledim adam çocuğunu havaya fırlatıyor bebeğin başı tavandaki vantilatörö çarpıyor ve ölüyor..bozuk para yutan bebek vakaları uzerine sıcak su dökülen bebek vakaları vs vs..bunlar hep bilinçsizlikten meydana geliyor..hani şu bir şey olmaz lafımız var ya bizim ışte ne geliyorsa başımıza bir şey olmazlardan geliyor..
Bir arkadasımın bebeğinin ciğerlerini iltihap kapmış sebebi oynasın diye eline verilen soğuk meyvalar..düşünün altı aylık bir bebek virgul kadar ciğeri var ..
Geçenlerde yine haberlerde izliyorum bebek banyoda içi şu dolu kovanın içinde boğulmuş..
Yazık yaw yazık ne olurdu sanki şu aileler biraz daha bilinçli olsaydı..teşekkürler @[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Oy 5 aylık bebek çok üzüldüm bu habere.. Allah sabır versin aileye..

Beden Ruh içindir ..Şu koca kainat sarayı ruh için bir oda gibi beden ise kafes..ruh kafesten uçtuğu gibi saraydan da çıkar gider..daha geniş alemlere kavuşmak üzere..

Bu kıssa yı okumanızı rica ediyorum bayan..: )



Hz. Süleyman'ın sarayına kuşluk vakti saf bir adam telaşla girer. Nöbetçilere, hayati bir mesele için Hz. Süleyman'la görüşeceğini söyler ve hemen huzura alınır. Hz. Süleyman (a.s) benzi sararmış, korkudan titreyen adama sorar:
- Hayrola ne var? Neden böyle korku içindesin? Derdin nedir? Söyle bana...
Adam telaş içinde:
- Bu sabah karşıma Azrail (a.s) çıktı. Bana hışımla baktı ve hemen uzaklaştı. Anladım ki, benim canımı almaya kararlı..
- Peki ne yapmamı istiyorsun?"
Adam yalvarır:
- Ey canlar koruyucusu, mazlumlar sığınağı Süleyman! Sen her şeye muktedirsin. Kurt, kuş, dağ, taş senin emrinde. Rüzgarına emret de beni buradan ta Hindistan'a iletsin. O zaman Azrail (a.s) belki beni bulamaz. Böylece canımı kurtarmış olurum. Medet senden!
Hz. Süleyman, adamın haline acır. Rüzgarı çağırır ve:
- Bu adamı hemen al. Hindistan'a bırak!" emrini verir. Rüzgar bu... Bir eser, bir kükrer. Adamı alır ve bir anda Hindistan'da uzak bir adaya götürür.
Öğleye doğru Hz. Süleyman, divanı toplayarak gelenlerle görüşmeye başlar. Bir de ne görsün, Azrail (a.s.) da topluluğun içine karışmış, divanda oturmaktadır. Hemen yanına çağırır:
- Ey Azrail! Bugün kuşluk vakti o adama neden hışımla baktın? Neden o zavallıyı korkuttun?" der.
Azrail (a.s) cevap verir:
- Ey dünyanın ulu sultanı! Ben, o adama öfkeyle,hışımla bakmadım. Hayretle baktım. O yanlış anladı. Vehme kapıldı. Onu, burada görünce şaşırdım. Çünkü Allah (cc) bana emretmişti ki:
- "Haydi git, bu akşam o adamın canını Hindistan'da al!" Ben de bu adamın yüz kanadı olsa, bu akşam Hindistan'da olamaz. Bu nasıl iştir, diye hayretlere düştüm. İşte ona bakışımın sebebi bu idi.