Tekil Mesaj gösterimi
Alt 18.08.2015, 13:31   #171 (permalink)
Ceysu
why so serious?

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: En Son Okuduğunuz Kitap? Kitap Önerileri

Şuan John Fowles'ın Büyücü kitabını okuyorum; ama ondan önce hayatı sorgulamayı seven ilgili arkadaşlara hayatımın kitabı olarak adlandırdığım Jostein Gaarder'e ait iskambil kağıtlarının esrarı kitabını öneriyorum.

Kitaptaki tüm cümleler not edilmeye layık.. Ayrıca sihirli bir kitap. Kitabı siz seçmiyorsunuz, kitap sahibini seçiyor.


Kitaba dair tatlı alıntılar


bir kadın ne kadar güzelse, kendini bulması o denli zordur.

...anlayamadığım şey kendini bulmak için neden ille de gitmesi gerektiğiydi.
kendini bulmak isteyen herkese tavsiyem, bulundukları yerde kalmalarıdır. yoksa kendilerini hepten kaybetme tehlikesi çok büyüktür.

denizi göremezsem, hapsedilmişim gibi gelir bana.

sansasyon daima yenilikle aynı şeydir ve bir yenilik asla uzun ömürlü olmaz. önce bütün dikkatleri üstüne çeker, sonra da unutulup gider.

vicdanı rahat olmayan kişiler, bilindiği gibi, daha bir eli açık olurlar.
...öfkenin acıya karşı en iyi ilaç olduğunu düşünürüm hep.

ne yazık ki, kime aşık olacağımıza her zaman kendimiz karar veremiyoruz.
biraz garip bir şey bu. şu gezegende belki beş milyar insan yaşıyor. ama işte tutup birini seviyorsun ve onu başka hiç kimseyle değişemiyorsun.

öyle isterdim ki bir şey düşünebilmeyi; düşünemeyeceğim kadar zor bir düşünceyi düşünmek isterdim. ama olmuyor işte.
ben de isterdim ki... uyanmak isterdim... ama zaten uyanığım.

yaşam, sadece kazanan numaraların görülebildiği muazzam bir piyango.

tesadüf mü? yoksa öyle olması gerekli miydi?
doğmuş olmamın bir rastlantı olduğunu sanmıyorum.
ben bu dünyanın bir rastlantı olabileceğine inanmıyorum.
evrenin istenmiş bir şey olduğuna inanıyorum ben.
eğer dünya bir sihirbazlık eseriyse, o zaman bir sihirbazın da mutlaka olması gerekir. günün birinde onun maskesini düşürmeyi umuyorum. ama bir kez olsun sahnede kendini bize göstermeyen bir sihirbazın oyununu ortaya çıkarmak, pek kolay olmasa gerek.
eğer gerçekten bir tanrı varsa, o zaman yarattıklarıyla saklambaç oynamayı seviyor olmalı.
...gökte oturup bizim ona inanmayışımıza gülüyordur belki de.

astronotlar üzerinde yaşam olan başka bir gezegen keşfetse, herkes müthiş şaşırır, yer yerinden oynar. ama kendi gezegenlerinin varlığı hiç de şaşırtmıyor onları.

bütün dünyayı tek yudumda içivermek... bu sağlıklı bir şey değil. dünyanın tadını küçük porsiyonlar halinde çıkarmak çok daha iyi.

tarihin büyük bir masala benzediği doğruydu. aradaki tek fark, tarihin gerçek olmasıydı.
yaşam bulmacalarını çözmeyi sonraya bırakalım. zaten bir acelesi de yok. bu konuda kimse rakip değil bize*.

içimizde yarattığımız şeylerin hiçbiri, kendi kendini bilmez.

insan iyi düşünemiyorsa konuşmasının da fazla anlamı yoktur.

çok şey bilmekle övünen insanların aslında hiçbir şey bilmediklerini fark etmişti.*
ve bildiği kadarından memnun olan insanlar, asla filozof olamazlar.

insan bir şeyi anlamadığını anlamışsa bir kez, artık her şeyi anlamanın eşiğine gelmiş demektir.

kaderin ne olduğunu bilmek isteyen, ondan daha uzun ömürlü olmalıdır.

Joker, küçük bir delidir. herkesten farklıdır o. ne sinektir ne karo, ne kupa ne de maça. sekiz veya dokuz, papaz veya bacak değildir. her şeyin dışındadır, ötekilerle aynı yere ait değildir. gerçi öbür kartlarla aynı pakette bulunur, ama orası onun kendi evi değildir aslında. bu yüzden de çıkarılıp bir kenara konabilir, hiç arayanı soranı olmadan.
her zaman ve her yerde deli şapkası ve şıngırdayan çıngıraklarıyla küçük bir deli çıkabilir ortaya. ve gözlerimizin ta içine bakıp sorar: kimiz biz? nereden geliyoruz?

__________________

.
.
.
.






.
.
.


why so serious?
Ceysu isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla