Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21.09.2015, 17:03   #1 (permalink)
EbruLi

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart İki Farklı Şehir, İki Farklı İnsan

İki Farklı Şehir, İki Farklı İnsan
Adam

Adam kendini çok seviyordu. Yok yok ya da sevmiyordu. Hayatındaki belirsizlikler onu kendisinden soğutuyordu. Sürekli aksayan, ritmi yakalayamadığı hayatında üç beş arkadaşıyla idare ediyor ve o kadını hiç özlemiyordu. Arada hüzünlenirse biraz düşünüyor, sonra sigara ve şarabına devam ederek geceyi atlatmaya çalışıp diğer günlerin kaygısını taşıyordu. Geceleri geç yatıyor, sabahları yanlışlıkla erken kalkıp, bütün gün çıkmadığı yatağında kendi tabiriyle boktan hayatına çözümler arıyordu. Günün farklı saatlerinde istediği bir yerde olabilmek, zorunluluklardan uzaklaşmak açıkçası bir özgürlük yaşamak istiyordu. Uzun zamandır her şey değişiyor gibi gözükse de değişen hiçbir şey yoktu. Kişiler, olaylar, gelenler, gidenler değişiyor, ama olayın özü hep aynıydı. Sabah biriyle uyanıyor, onu yollayıp, çarşaflarını değiştiriyor, sonra yatağına geri yatarak yolun sonunu düşünüyordu. Geride bıraktıklarının önemi yoktu. İnsanlarla gülüp eğlenip, en sonunda yine kendi çaresizliğine dönüyordu. İhtiyacı olan neydi bilmiyor, yalnızlığından memnun olmaya çalışıyordu. Ara sıra O kadını özlüyor, ama ne yaptığını merak etmiyordu. Çünkü alışkanlık olmuştu kadın onda. Kokusunu unutmuş, zevklerini hatırlamıyordu. Arka fonda çalan şarkısında hep “Bir kız vardı, güzeldi sanki…” Düşünüyordu, sahi güzel miydi? yok yok değildi. Ne kızlar görmüştü odası, ne kadınlar koklamıştı burnu.. yok yok o kadın güzel değildi. Her zamanki gibi sıkıldı. Hani kötü bir şeyler olacak sıkıntısı gibi değil, ama yakın zamanda iyi hiçbir şey olmayacak sıkıntısı. Adam bugün sokağa çıksa, hayatına küfredecek, İstanbul’un güzelliklere bakarak, kendini köprüden atmaya niyetlenecekti.

Saate baktı ,hava aydınlanıyordu. Işık girmeyen evinde bir günü daha böyle kafasında neler geçtiğiğni tam olarak kestiremeden geçirdi. Mutlu olamıyordu, içindeki umudu ortaya çıkartacak birşey arıyordu. Hedefleri vardı, yapamıyordu. İStediklerini elde etmek istiyordu, nasıl olacağını çözemiyordu. Düşündüğü şey her seferinde aynıydı “Şu telefonu fırlatıp atsam, hep böyle yalnız olsam, bu yatakyan çıkmasam, uyusam, uyanmasam…”



Kadın

Kadın hayatını şarkılara adamıştı. Yalnızlığına alışmaya çalışıyor ama asla beceremiyordu. Gün sayıyordu. Adamın arkasından tam 35 gün olmuş dedi takvim yapraklarını koparırken. Geceleri dörtte uyanıyor, telefona bakıyor, nefes alıp gözlerinden süzülen yaşlarla tekrar uyuyakalıyordu. Kadın hayatı çok zor yaşıyordu. Yaşam damarım mı koptu kendine gel diye kendine sinyaller veriyor, aynanın karşısına geçip makyaj yapıyor, dışarı çıkacak gibi yapıp tekrardan yatağına yatıyordu. ağladığında göz yaşlarını parkeye döküp, gün ışığı vurunca parkedeki göz yaşı damlalarını sayıyor, arkandan ne ağladım be adam diyerek bir daha ağlıyordu. Makyajının bozulması umrunda değildi, zaten kendini hiç güzel bulmuyordu. Adamdan ona beni ara sor diye gelen mesajlara, onu çok merak etmesine rağmen arayp soramıyordu. O adam beni terketti, rahatsız edemem, demek istemedi diye düşünüp, adamın ona yazması için dua ediyordu. Kadın adamı kendi sağlığını önemsemeyecek kadar düşünüp, günün birinde tüm bunlar bittiğinde …? diye cümleler kuruyor,devamını getiremiyordu. Aklı hep adamdaydı, adamda ve adamın yatağını dolduran kadınlarda.

Kadın sert mizaçının altında pamuk gibi kalbini gizliyordu. kırılmalarını gün yüzüne çıkarttığında kırıldığı her parçadan biri onun vücuduna çizik atıyordu. Adamda tam olarak böyle yapmıştı. Kadın her gece hayatını sadece ona adamışçasına içiyor, gelmeyişine ağzını bozarak küfürler ediyordu. Adam çoktan vazgeçmişti, kadın kabullenemiyordu.

Ankara’nın kuraklığına içimdeki deniz havası bile yaramıyor dedi kendi kendine. Kendime bir kadeh şarap koyayım dedi, kalktığı yerde baş dönmesiyle düştü. İlk defa bu kadar şiddetli düşüşünü hep bu acıyla ölmek istdim, böyle öleceğim sanırım diye gülerek kapattı. Kadın için bu herşeyin başlangıcıydı.



Kadın gerçekten ölüyordu. Adam bunu bilmiyordu.

Kadın ortada buluşmayı bekledi. Adam hiç gelmedi.

Kadının aklını iki soru kurcalıyordu ;

- Tüö bu hayat bittiğinde gelmeyişine mi küfredeceksin?

- Yoksa yaşayamadıklarımıza mı?

...

__________________
Kadının gücünü
Hafife Alma.








Her Yol Sana Çıkar
Galatasaray !


EbruLi isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla