Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26.11.2018, 22:48   #1 (permalink)
semragül
Ne mutlu eğri zamanda,
Doğru yerde durabilene.

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Bir öğretmen anısı

Bir öğretmen anısı

2000 yılının aralık ayıydı.Üniversiteden yeni mezun olmuştum.Bir devlet okulunda heyecanla derslere giriyordum.Sınıflardan birinde şartlı cümleleri anlatırken tahtaya İngilizce bir cümle yazdım.

“Evet çocuklar tahtada ‘Eğer çok zengin olsaydım anneme….. alırdım.' yazıyor.Cümledeki boşluğu hayal gücünüzü de kullanarak doldurun.Anlaşıldı mı?” dedim.

Anlaşılmış olmalı ki herkes sessiz bir şekilde dağıttığım kâğıtları aldı ve gözlerini tavana dikip düşünmeye başladı.Bir süre sonra sınıfı dolaşıp kâğıtları topladım ve tek tek okumaya başladım.Uzay gemisi,Ferrari,Miami’de yazlık,Maldivler’de ada.Ben okuyorum,sınıf gülüyordu.Son kâğıdı içimden okudum. “If I were rich, I would buy flowers for my mom.”

Cümlenin sahibi o sene sınıfa yeni gelen çelimsiz,içine kapanık bir çocuktu. “Aramızda çok duygusal bir arkadaşımız var” dedim.“Selim kalk bakalım.Ne yazdığını arkadaşlarına söyleyebilir misin?”

“Çiçek alırım,yazdım öğretmenim.”

Sınıfta hafif bir kahkaha koptu.“Ben çok zengin olduğunuzu düşünün,hayal gücünüzü kullanın demiştim.Buna rağmen çiçek alırım yazdığına göre önemli bir sebebin olmalı” dedim.Bir süre sessizce bekledi sonra ayağa kalkıp “Aklıma başka bir şey gelmedi öğretmenim” dedi usulca.Yüzünde gülmekle ağlamak arası garip bir ifade vardı. “Oğlum, dalga mı geçiyorsun?” dedim sertçe.“Aklınıza bir şey gelmesi için illa not mu vermemiz gerekiyor?”

Hiç cevap vermedi.Kâğıtları geri dağıttım.Sınıf,çalan zille birlikte kovanı kurcalanmış arı sürüsü gibi bahçeye aktı.Dışarıda ince bir yağmur yağıyordu.

Ertesi sabah okula geldiğimde Selim’in babasını lobide beni beklerken buldum.Önündeki sehpada bir gün önce sınıfta dağıttığım kâğıt parçası duruyordu.Oturup biraz konuştuk.Kısa bir görüşmeden sonra ayrıldı.Zorlukla öğretmenler odasına doğru yürüdüm.Başım dönüyordu.Hıçkırığa benzer garip bir şey diyaframdan gırtlağıma kadar tırmanmış,patlamaya hazır bekliyordu.

2000 yılının aralık ayıydı ve ben kâğıttaki küçük boşluğu çiçekle dolduran Selim’in,hayatındaki en büyük boşluğu da çiçekle doldurmaya çalıştığını,

Üç ay önce bir trafik kazasında annesini kaybettiğini ve o günden beri babasıyla hiç aksatmadan her cuma günü annesinin mezarını ziyaret edip mezarlığa çiçek diktiklerini,

Önceki gece babası duymasın diye yüzünü yastığa gömerek sabaha kadar hıçkırdığını ve üniversiteden alınan diplomayla öğretmen olunamayacağını,
hepsini hayatımın o en serin aralık sabahında öğrendim.

Öğretmenlik sabah gidip öğlen geldiğin,cumartesi,pazar,sömestir ve yazın tatil yaptığın bir meslek değildir.Öğretmenlik Anne olmaktır.Baba olmaktır.Abi olmaktır.Kısacası İnsan olmaktır.

__________________
semragül isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla