Tekil Mesaj gösterimi
Alt 10.07.2013, 13:19   #29 (permalink)
Jaqen
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Çocuk Psikolojisi ve Detaylı Açıklamalar

Çocuğun Cinsel İstismarının Önlenmesi ve Sonuçları

Bu yazıda çocuk ve ergenin cinsel kötüye kullanımına işaret eden klinik belirti ve bulguları şimdiki yaşantısı ile yetişkinlik yaşamı üzerine olası etkileri ve korunma yazın çerçevesinde gözden geçirilecektir.

Çocuk ve ergenlerde cinsel istismarı işaret eden bir çok davranışsal değişiklikler gözlenmektedir. Davranışsal değişiklikler ile ilişkili belirti ve bulgular yaşlara göre farklılıklar göstermektedir. Yaşlara göre gözlenen davranışsal değişiklikler şunlardır :

Bebeklik - 4 Yaş:
· Tuvalet eğitiminde bozulmalar (idrar veya kaka kaçırma)
· Cinsel içerikli sözcüklerde artma
· Cinsel organları ile aşırı fiziksel uğraş
· Oyunlarında cinsel içeriğin fazlalığı (cinsel eylemlerin diğer çocuklarla veya bebeklerle taklit edilmesi )
· Uyku bozuklukları

4 - 6 Yaş:
· Korku (yetişkinlerden özellikle erkeklerden aşırı derecede korkma)
· Cinsel içerikli sözcük ve davranışlarda artma (cinsel organları gösterme cinsel organları ile aşırı fiziksel uğraş veya açık masturbasyon)
· Cinsel ilişkiyi ayrıntılı bilme (cinsel ilişkiye tanık olma veya katılmadan kuşkulanılmalıdır)

7 - 12 Yaş:
· Okul başarısında düşme
· Korku (özellikle yetişkinlerden)
· Depresif belirtiler
· Travma sonrası stres bozukluğu belirtileri
· Yaşa uygun olmayan davranışlarda artma (anne ya da abla davranışı gösterme)
· Cinsel konularla aşırı uğraşma
· Cinsel saldırganlık (başkalarını cinsel ilişkiye zorlama)
· Aşırı veya açıktan masturbasyon

Ergenlerde:
· Evden kaçma veya eve gitmede isteksizlik
· Duygulanımda dalgalanma
· Kendine zarar verme özkıyım girişimleri
· İlaç ve alkol kötüye kullanımı
· Uygunsuz cinsel davranışlar (flörte erken başlama kışkırtıcılık arkadaşlarını cinsel ilişkiye zorlama)
· Davranım bozuklukları (okuldan ve evden kaçma yalan söyleme çalma ve saldırgan davranışlar )

Okul öncesi çocukların bilişsel ve dil gelişiminin yeterli olmaması nedeniyle değerlendirilmeleri güçtür. Bu çocuklarda bu tür yaşantıları oyunlar veya fantazilerle açığa çıkarmak mümkün olabilir.

Cinsel kötüye kullanımın çocuk ve ergenlerin şimdiki ve yetişkinlik yaşantısı üzerine olası etkileri:
Çocuklukta veya ergenlikte yaşanan cinsel kötüye kullanımın şimdiki yaşantısına ilaveten yetişkinlik yaşantısı üzerine de olumsuz etkileri olduğuna dair bir çok yayın vardır. Yapılan bir çalışmada çocukluğunda cinsel kötüye kullanıma uğrayanların yetişkin yaşamlarında psikolojik sorun görülmesi böyle bir öyküsü olmayanlara oranla yaklaşık iki kat daha fazla bulunmuştur.

Cinsel istismarın olası sonuçları şunlardır :
1. Cinsellik üzerine etkiler
2. Emosyonel etkiler
3. Depresif duygudurum üzerine etkiler
4. Anksiyete şeklindeki etkiler
5. Davranışsal etkiler
6. Kişilik gelişimi üzerine etkiler
7. Diğer etkiler

1. Cinsellik üzerine etkiler:
Cinsel kötüye kullanıma uğramış çocuklarda büyük olasılıkla gözlenen en özgün cevap artmış cinsel davranışlardır. Yapılan çalışmalarda bu çocuklarınyetişkin veya diğer genç çocuklarla daha sık cinsel ilişkiye girdikleri arkadaşları ile cinsel içerikli oyunlar oynadıkları ve hastaneye yatırıldıklarında sağlık personeline karşı baştan çıkarıcı davranışlarda bulundukları saptanmıştır. Bu veriler "acaba cinsel davranışlardaki artış cinsellikle erken tanışma veya cinselliği erken öğrenmenin sonucu mu oluşmuştur yoksa cinsel kötüye kullanıma uğrayan çocukların baştan çıkarıcı (sedüktif) bir yönü mü vardır ? " sorusunu akla getirmektedir.

Kötüye kullananın birden fazla olması kötüye kullanımın sık olması uzun süreden beri olması ve güç kullanılması çocuklarda uygunsuz cinsel davranış gelişimini artırmaktadır. Ayrıca yapılan bir araştırmada cinsel kötüye kulanıma ne kadar erken yaşta maruz kalınmışsa uygunsuz cinsel davranış gösterme oranın daha fazla olduğu saptanmıştır. Bu araştırmada özellikle 0-3 yaşları arasında cinsel tacize uğrayanlarda aşırı cinsel davranışlar ve teşhircilik anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Cinsel kötüye kullanıma maruz kalan kızların erkeklere oranla daha fazla uygunsuz cinsel davranışlar gösterdiği belirtilmektedir. Cinsel kötüye kullanıma uğramış kız çocuklarının arkadaşları arasında cinsel ilişkiyi başlatma eğiliminin daha fazla olduğu ve davranışlarının daha çok yetişkinin cinsel davranışlarını andırdığı ileri sürülmektedir.

Ergenlik döneminde ise kişilerarası ilişkilerde çoğu davranışlarını cinselleştirerek diğer insanları kullanmaya çalıştıkları belirtilmektedir .

Cinsel kötüye kullanıma uğramış çocukların bebekleri ile oynamaları gözlemlendiğinde ve çizdikleri resimler incelendiğinde daha fazla cinsel içerikli oyundavranış ve çizimler sergiledikleri saptanmıştır. Çocuklukta cinsel kötüye kullanıma uğrama yetişkinlik yaşamında cinsellikten korkma karşı cinsle ilişkilerde sorunlar yaşama gibi cinsel yaşantı üzerinde belirgin olumsuz etkilere yol açabilmektedir. Kadınlarda frijidite vajinusmus gibi cinsel sorunlar artmaktadır . Erkekler de ise sıklıkla cinsel kimlik karmaşası gözlenmektedir.

2. Emosyonel etkiler:
Klinik çalışmalar çoğu kurbanın cinsel kötüye kullanım yaşantısından kendisini sorumlu tuttuğunu ve suçladığını göstermiştir. Bu bulgular çocukların "isteseydim arzu etseydim bu durumu durdurabilirdim" düşüncesi olduğunu desteklemektedir. Eğer kötüye kullanımda rıza ve baştan çıkarıcılık olmuşsa suçluluk duygularının arttığı belirtilmektedir . Kurbanlarda yetersizlik ve izolasyon duyguları gelişebilmektedir. Bir kısmında karşı cinse güvensizlik gelişirken bir kısmında ters etkiyle uygunsuz cinsel nesneye çabuk bağlanmanın söz konusu olduğu bildirilmiştir .

3. Depresif duygu durum üzerine etkileri:
Cinsel kötüye kullanıma uğrayanlarda depresyon gelişme riski artmaktadır (24 27). Klinik gözlemlerde depresif duygudurumunun sıklıkla kızgınlıkla birlikte olduğu görülmektedir (26 28). Bu gibi çocukların gelecek hakkında olumsuz düşüncelere ve düşük benlik saygısına sahip olduğu saptanmıştır. Çocukluk döneminde cinsel kötüye kullanıma uğramış olanların yetişkin dönemlerinde depresyon gelişme riskinin arttığı belirtilmektedir (24).

4. Anksiyete şeklindeki etkiler:
Çocukluğunda cinsel kötüye kullanıma uğramış yetişkinlerde anksiyete bozukluğu prevalansının yüksek olduğu saptanmıştır. Yapılan araştırmalarda çocukluğunda cinsel kötü kullanım öyküsü olanlarda yetişkinlikte daha sık olarak agarafobi obsesif kompulsif bozukluk ve sosyal fobi gibi anksiyete bozukluklarının ortaya çıktığı bulunmuştur . Anksiyete belirtileri; korku bedensel yakınmalar uyku örüntüsü değişiklikleri ve kabuslar tarzında kendini göstermektedir. Bu belirtiler daha çok travma sonrası stres bozukluğu ile uyumlu bir klinik tablodur. Çocuk olayı canlı bir şekilde yeniden yaşamakta gerginlik ve çabuk tepki verme gibi belirtiler göstermektedir. Yapılan bir çalışmalarda cinsel kötüye kullanıma uğramış grubun fiziksel kötüye kullanılan gruba göre daha fazla travma sonrası stres bozukluğu tanı ölçütleri gösterdikleri belirlenmiştir . Cinsel kötüye kullanıma uğrayan çocuk ve ergenlerde disosiyatif belirtilerin sık olduğu saptanmıştır. Bu çocuk ve ergenlerin yetişkinlik yaşamlarında disosiyatif belirtiler gösterme olasılıkları yüksektir .

5. Davranışsal etkiler:
Cinsel kötüye kullanıma uğramış erkek çocuklarda en sık görülen davranış tepkisi saldırgan davranışların gelişimi şeklindedir. Bu erkek çocuklarda davranım bozukluğu niteliğindeki davranışlar sıklıkla gözlenmektedir. Bazı araştırmacılar bunu erkek kimliğini yeniden oluşturma olarak yorumlamaktadır . Kızlarda gözlenen en sık davranış tepkisi ise özkıyım ve kendine zarar verme davranışlarıdır. Kendine zarar verici davranışlar genellikle vücudunda sigara söndürme ve bileğini kesme gibi davranışlar şeklinde kendini göstermektedir. Bazı araştırmacılar bunun kendini cezalandırma ve çekiciliği azaltmak amacı güttüğünü ileri sürmektedirler. Yetişkin yaşamdaki kendine zarar verme ve özkıyım davranışının çocuklarda cinsel kötüye kullanıma maruz kalışla bağlantılı olabileceği sıklıkla düşünülmüştür . Kendine zarar verme davranışı veya özkıyım düşünceleri olan yetişkin kadınları değerlendirirken çocukluğunda cinsel kötüye kullanıma uğramış olma olasılığı bir klinisyen tarafından gözardı edilmemelidir.

6. Kişilik gelişimi üzerine etkiler:
Çalışmaların çoğunda borderline kişilik bozukluğuna sahip hastalar arasında çocuklukta cinsel kötüye kullanım sıklığının yüksek olduğuna ilişkin bulgular vardır. Bir çalışmada borderline kişilik bozukluğunun gelişiminin "cinsel kötüye kullanımın süresi" ile ilişkili olduğu belirlenmiştir. Devam eden cinsel kötüye kullanımborderline kişilik bozukluğu gelişme olasılığını artırmaktadır.

7. Diğer etkiler:
Heins ve arkadaşları yaptıkları bir araştırmada çocuklukta cinsel kötüye kullanımı takiben varsanıları araştırmışlarçocukluktaki cinsel kötüye kullanım sonrası varsanıların oluşabileceğini ve bunların yıllarca sürebileceğini saptamışlardır. Burada gözlenen varsanıların şizofrenideki varsanılardan farklı yalancı varsanılar olduğu belirtilmektedir. Yapılan bir çalışmada cinsel tacize uğramış ergenlerde daha sık olarak uyuşturucu madde kullanımı ve aşırı alkol kullanımı olduğu saptanmıştır.

Çocuk ve ergenlerde cinsel kötüye kullanımı önleme
Çocukların cinsel kötüye kullanımlarının özellikle 7 yaşın altındaki çocuklarda anlamlı düzeyde saptanması bir çok girişim yöntemlerinin ve önleme programlarının geliştirilmesine neden olmuştur. Etkili ve işe yarar programların geliştirilebilmesi anne ve babaların eğitilmesi ve uzmanlarla işbirliği yapmalarını gerektirir. Bu eğitimde ailenin çocuğa öğretmesi gereken bilgileri Yalın ve arkadaşları şöyle sıralamaktadırlar:

a. Cinsel organları yaralandığı ya da hastalandığında yalnız doktorların veya ana babalarının dokunabileceği öğretilmelidir.
b. Kendilerini cinsel açıdan kötüye kullanmak isteyen kişilere "hayır" demeleri öğretilmelidir.
c. Rahatsız olacakları herhangi bir biçimde kendilerine dokundurtmama hakkına sahip oldukları öğretilmelidir.
d. Cinsel yönden kötüye kullanıma kalkışan biriyle karşılaştıklarında oradan hemen uzaklaşmaları öğretilmelidir.
e. Cinsel yönden kötüye kullanıma uğramaları halinde hiç bir zaman bunun kendi suçları olmadığı öğretilmelidir.
f. Cinsel organlarına dokunan bir büyük ile ilgili "sır" saklamamaları öğretilmelidir.
g. Cinsel yönden kötüye kullanıma kalkışan birisi ile karşılaştıklarında "yüksek sesle bağırmaları" öğretilmelidir.
h. Cinsel kötüye kullanıma kalkışan biriyle mücadele etmede "vurma tekme atma" gibi davranışlar öğretilmelidir.
ı. Cinsel yönden kötüye kullanıldıklarını kime (anne ve babaya) ve nasıl anlatacakları öğretilmelidir.
j. Cinsel organların anatomik isimleri doğru olarak öğretilmelidir.

Çocuğun kötüye kullanım sırasında yüksek sesle bağırmasının bazen de olumsuz etkileri olabileceği unutulmamalıdır. Kötüye kullanan bağırma sırasında telaşlanıp kurbana zarar verme hatta öldürme riski bulunabilmektedir .

Çocuğa cinsel ilişki tarif edilirken veya cinsel eğitim verilirken nasıl ve nereye kadar bir eğitimin verileceği dikkatle planlanmalıdır.

Eğitim sırasında yaşa uygun olmayan tarzda veya aşırı ayrıntılı bilgi verilmesi çocuğun cinselliğe merakında aşırı artışa neden olabileceği unutulmamalıdır.



Konu Laura tarafından (10.07.2013 Saat 14:53 ) değiştirilmiştir.
Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla