Başka bir şarkı söyleyin



Tanrı dedi ki:

Düşüncelerinizi içinde bulunduğunuz sıkıntılı duruma odakladıkça, habire bunun üzerinde düşündükçe iyice sıkıntının içine batarsınız. İçinizi daraltan, üzerinizde ağırlık yapan meselelerin yanı sıra düşünecek başka şeyler de vardır. Siz başka türlü düşünürseniz o sıkıntı ya da sorun da hafifler. Zihniniz dahilinde sakinleşip azalır. Sorunun kendisi kalmış olsa bile şiddeti azalır.
Size hayat dahilinde zor bazı durumlar, koşullar verilir; hatta bunlar ailevi problemlerden de ciddidir. Hayatta ki bazı haller tabii ki diğerlerinden daha zordur - bilhassa dünyevi bakış açısıyla. Lakin hepsinden de zor denebilecek durumlarda, koşullarda olup da yine de mutluluğu yakalayabilenler, mutlu olanlar da vardır. Bu kişiler mutluluk verirler. Mutsuzluğa, bedbahtlığa kanaat getirmez, teslim olmaz onlar.
Sizi çevreleyen koşullar, içinde bulunduğunuz zorluklar da kendilerine düşen rolü oynarlar. Ama yine de mutluluk vardır ve onu bulmak da size düşer, zira mutluluk içinizden başka nerededir ki? A ya da B durumu dahilinde asla mutlu olamayacağınızı mutlak bir hakikat olarak kabul etmişsinizdir. Mutluluğunuzu bulun.
İşitmekten hoşlanmayacağınız bir şey söyleyeceğim burada size. Durum, koşul dediğiniz şey sizin odaklandığınız, dikkatinizi verdiğiniz bir şeydir. Dolayısıyla durumlar, şartlar masumdur. Sizse o kadar masum olmayabilirsiniz. Size sıkıntı veren, rahatsız eden şeylere yönelik yaklaşımınızı, tavrınızı değiştirmek konusunda isteksizseniz değişmiş bir durumda bile aynı kalabilir, değişmeyebilirsiniz. Problemleriniz ne olursa olsun mutsuzluğunuzun sebebi olarak bunları düşünmeyin. Sebep olarak problemlerinizi işaret ediyorsunuz ama bunlar sizin şamar oğlanınız sadece.
Bu haksızlığa bir son verin canlarım. Kendiniz çözün. Zorluklar mevcuttur ama tüm o yakınıp sızlanmaları, ağlaşmaları da onlar yapmazlar. Bunları yapan sizsiniz. Hayattaki zorluklar ve siz ayrı ayrı oluşumlarsınız; zorluklar bir şey sizse başka bir şeysiniz.
Yaşadığınız zorluklara arka çıkmayın, onları besleyip büyütmeyin. Şikayet edip hayatınızdaki zorluklara habire vurgu yaptıkça onları beslemiş olursunuz. Sevgiye gelin siz.
Hapisteyken bile harikalar yaratan insanlar vardır. Bunu kendi başlarına yaparlar. Ne denli adaletsiz, haksız bir durumda olurlarsa olsunlar kendilerini buna kaptırmaz onlar. Tüm çocukları engelli olan anneler vardır ve bu anneler o çocukların bakımıyla, gözetimiyle kutsandıklarını bilirler, çocuklarıyla mutlu olur, onlarda mutluluk bulurlar. Anneler çocuklarının başka türlü olması gerektiğini söylemez. Hasta ve acı çeken insanlar vardır, bu insanlar ölüm döşeğindeyken bile kendilerini kutsanmış hissederler, etraflarındaki insanlar için de birer kutsamadır onlar.
İtiraf edin, sizinle aynı durumda olan biri – koşullar ne denli zor olursa olsun- şikayet etmek yerine çevresine sevgi, şefkat gösterebiliyordur; bu sevgiyi bulabiliyordur o. Gelişmek, tekamül etmekten ziyade şikayet etmeye daha çok önem veriyor olabilirsiniz pek ala. Bakış açınızı, düşünce şeklinizi değiştirmekten ziyade şikayet etmeyi daha çok umursuyor olabilirsiniz. Yakınma, şikayet etme, kendinizi sefil, perişan hissetme hakkınız vardır; sızlanmaya, yakınmaya son verme, sizin ve çevrenizdeki diğer insanların hayatına farklı bir ritim, farklı bir hava kazandırma hakkınız da vardır; ama siz ilkini ikincisine yeğ tutuyor da olabilirsiniz. Yaşadığınız zorluklar, sıkıntılar ne olursa olsun hayatınızın atmosferini belirleyen sizsiniz. Kendisini o atmosfere kaptıran sizsiniz. Kendisini o zorluklara teslim edip bunların hayatınızda söz hakkı olduğunu, size hükmettiğini söyleyen sizsiniz. Mevcut durum devam ettiği sürece mutsuz olmanız gerektiğini söyleyen sizsiniz. Dolayısıyla bu şarkıyı söylemeye devam ediyor, dikenli yollara sapıyor, kendinizi prangalıyorsunuz.
Gidişatınız üzerinde söz hakkınız vardır. Dünyaya nasıl bir iyilikte, güzellikte bulunacağınız konusunda söz hakkınız vardır. Dünyaya hangi iyiliği yapıyor, ona nasıl bir güzellik katıyorsunuz? Başka bir açıdan bakmaya başlayın siz.
Beki de kendi mutsuzluğunuz için başkalarını suçluyorsunuz.
Öncelikle yakınıp sızlanmayı bırakın. Dilinizi tutun biraz. Şikayetleri sıra sıra yazıp biriktirmeye ve bu listeleri yüksek sesle okuyarak banda kaydetmeye bir son verin. Dolayısıyla listelediğiniz bu şikayetleri zihninize kaydetmeyi bırakmak da sizin için daha kolay olacaktır.
Benden yana şikayet edip yakınmayı da bırakın. Beni sorumlu tutmayı bırakın. Sizin kendi tavırlarınızdan, davranışlarınızdan kim sorumlu? Tavrınızı değiştirin ve neler olduğunu bir görün bakalım. Üstesinden gelinemeyen şeyler halledilebilir, alt edilebilir böylelikle.
Çeviren: Engin Zeyno Vural