Ebediyet ve Ezeliyet sizindir



Tanrı dedi ki:

Güvensizlik hissi egoyu besler. Herkes kendi dahilinde güven hissi içinde olsa egonun hiç yeri olmaz, hiç işlevi kalmaz. Ego zayıf ruhu, zayıf kalan benlik hissini desteklemek içindir. Öz-değer duygunuzu düşük hissetmeseniz ya da benlik duygunuz sönük olmasa şişirilmeye neden ihtiyaç duyasınız ki zaten?

Karnı tok, midesi dolu bir insan yiyecek çalmak zorunda kalmaz. Ego ise çalmaktan başka nedir ki? Bir çeşit destek ihtiyacı içinde olmasanız - ki bu destek sahte bile olsa, asılsız bile olsa, desteğin kendisi kırılgan, çürük bir şey bile olsa, egonun tekrar tekrar yaptığı gibi sizi çöküntüye uğratsa da - egoya meyilli olma, ondan haz alma arzusu içinde olmazsınız ki.

Ego sönük bir balondur, her şeyden öte sizi söndürür o. Sizi atıl ve verimsiz bırakır. Ama bazen de sizi tahrik eder. Ne kendinizi alçaltın, değerinizi küçümseyin ne de kendinizi büyütün siz.

Kendinizi güvensiz hissettiğinizde yanlış yerlere bakıyorsunuz demektir.

Bir kitapçıya girdiğinizde hangi bölümlere bakacağınız konusunda seçeneğiniz vardır. Eğer Ego Gelişimi diye bir bölüm varsa oraya girmek zorunda değilsiniz. Oraya neden çekilesiniz ki?

Hayat dahilinde eğer altın arayışı içindeyseniz ego için kazıp durur musunuz ortalığı? Eğer altın arıyorsanız, altın için kazın siz.

Ego emniyetsizlik hissi için zayıf bir yara bandıdır. Kendinizi güvensiz hissetmek için pek çok neden bulabilirsiniz ama bunların hiçbirinin Hakikatte temeli yoktur. Dünya emniyetsizlikle doludur. Her şey olabilir. Her şeyin olabilmesi, her şeyin meydana gelebilmesi ise sizin için bir özgürlüktür. Tevazu meydana gelebilir. Şöhrete ihtiyacınız yok. Övgüye, alkışa ihtiyacınız yok. Yaşamı bir borç gibi üstlenmek için hayatta değilsiniz. Onu yaşamak için buradasınız. Bu yönde kendisini gösterse de, öyleymiş gibi bir kisveye bürünse de ego kaçış yolu değildir. Bir düzenbazdır o. Size emniyet sağlamaz. Sadece bir süre için üstünlük yönünde bir yanılsama oluşturur. Martavaldır. Sizi yüz üstü bırakmaya mahkumdur. Sadece bunu yapmayı bilir o.

Egonuz ne kadar şişerse onu bırakmanız da o denli zaruridir. Bir çizgi roman kitabındaki karakterdir ego. Size göz kırpabilir, işaret edebilir. Ama bunun ardında başka hesaplar vardır. Sizin düşüşünüzü hesaplamaktadır o. Ego sizi ne kadar yükseğe çıkarırsa düşüşünüz de o denli şiddetlidir. Çabucak sönecek bir alev verir size. Kopardığı yaygaranın, atıp tuttuğu şeylerin yanında size verdikleri ise hiç kalır.

Dünyayı elde tutma ihtiyacından yana özgür olun sizi. Beni elde tutun, Beni yakalayın. Yanınızda Ben olayım. Hatalarınızdan, başkalarına yönelik ihlallerinizden yana kendinizi affedin ve egonun size müdahale etmesine hiç izin vermeyin.

Egonun üzerinizde hiçbir hakkı yoktur. Sizin de egoyla işiniz yoktur. Egonun o sahte üstünlüğüne ihtiyacınız yoktur. Ondan uzaklaşın. Zamanınızı boşa harcamayın.

Ego; ki hep birinci olmak, önde olmak ister, sade insanlardan oluşan o sırayı darmadağın eder. Eğer kuyruğun başında, sıranın önünde olmak istiyorsanız bir başkasının önde olmasına da izin vermeyi deneyin siz.

Canlarım güvensizlik denilen o sandalyede oturmayın. Bunun yerine Benimle oturun.

Ebediyete ve Ezeliyete sahipsiniz. Bunlar emniyet denilen mitten, garanti denilen efsaneden çok daha fazlasını sunarlar. Üzerinde durduğunuz platform Ebediyet ve Ezeliyettir. Siz dünyevi garantiler arıyorsunuz. Bunlar sahte teminatlardır. Gerçekte mevcut değillerdir. Dünyevi garantörler sahte peygamberlerdir. Satacağı malı olmayan satıcılardır onlar.

Ebediyet zemininin üzerinde sağlam durun. Ezeliyet halini kabul edin. Ezelidir o, sonsuzdur. Egonun küçük alevi ise cılızca titreyip hemen söner sadece.

Çeviren: Engin Zeyno Vural