Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21.11.2012, 21:53   #75 (permalink)
Jaqen
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Felsefi Terimler

ESTETİK YAŞANTI

Estetik yaşantı birbirini tamamlayan iki önermeyle tanımlanabilir:1) estetik nesne duyusaldır; görülür işitilir ya da duyusal biçimiyle zihinde canlandırılır; insana bu duyusal özellikleri nedeniyle haz verir. 2) estetik nesne aynı zamanda düşünülen seyrine dalınan bir nesnedir; yalnızca duyulara hoş geldiği için değil bir anlam içerdiği bir değer taşıdığı için de ilgilendirir.

Bu önermelerden ilki estetik sözcüğünün kaynağına (duyum) işaret eder. İkinci önerme ise beğeni yargılarının temelini oluşturur. Seyretmeye değer bulunan nesnelerin değersiz bulunanlardan ussal olarak ayırt edildiğini gösterir.
Kant’a göre estetik yaşantının ayırt edici özelliği “çıkarsız” oluşudur.çağdaş estetiğin çıkış noktası olan bu önerme estetiği ahlaktan da bilimden de ayırır. Ahlaki davranışlarda bir “çıkar” öğesi vardır; evrensel sayılan bir davranış ölçüsü bütün insanlara benimsetilmek istenir. Bilimde nesnelerin iç yapılarını işleyişlerini ve neden-sonuç ilişkilerini araştırır; nesneleri denetim altına almak insanın hizmetine koşmak ister. Oysa estetik yaşantının öznesi estetik nesneyle bir merakını gidermek için ilgilenmez; estetik nesneyi başka bir amaca hizmet eden bir araç olarak da görmez. Estetik yaşantı da insan karşısındaki nesneyi hep belli bir uzaklıktan seyreder: estetik yaşantı kullanma sahip olma tüketme ve ahlaki açıdan yargılama gibi davranışları dışarıda bırakır.

Kant’a göre estetik us kuramsal us’la uygulayıcı us arasında bir köprüdür ve kuramın uygu alanındaki denetçisidir. Estetik us bir yargı gücüdür ve doğru düşüncenin iyi uygulandığını güzel yargısıyla yargılar. Kant’a göre güzel olan doğrunun iyilikte gerçekleştirilmesidir. Kant’ın bu düşüncesinde Yunan felsefesinde olduğu gibi güzel’i iyi ile birleşik kılan bir ereklilik belirse de Kant bunu biçimsel bir ereklilik “ereği olmayan ereklilik” olarak tanımlar. Daha açık bir deyiş ile güzel’in ereği kendisidir; güzel güzel olduğu için istenilir. Güzel’in ereği başkaca hiçbir erek gözetilmeksizin gene kendisinden doğan estetik hazdır. Güzel burada bir ereğe koşulmuş olduğundan değil sadece bir ereğin biçimi olduğundan güzeldir. Buysa hiçbir karşılığı gerektirmeksizin salt bir hazdır. Kant’a göre estetik yargı bir beğeni yargısıdır. Güzel bir yargının nesnesidir. Kant bu yargıyı genellikle geçerli kılmak ister ve ortak estetik bir duygunun varlığını ileri sürer. Ona göre bu yargı herkeste ortak olan ideal bir ölçüyü yansıtır. Bu yüzdendir ki Kant “ beğeniler tartışılamaz” anlayışına karşı çıkmakta ve beğenilerin tümel geçerli olmasını savunmaktadır.



Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla