|
Aşk - Şiir Dünyası kategorisinde açılmış olan Günün Şiiri.. konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
10.09.2013, 17:50 | #31 (permalink) |
Root Administrator | Cevap: Günün Şiiri.. KÜSMEK nedir bilir misin..?? Küsmek DÜRÜSTLÜKTÜR.. Çocukçadır ve ondan dolayı SAF' TIR.. YALANSIZ' DIR.. Küsmek; SENİ SEVİYORUM' dur.. Vazgeçememektir.. Beni anlatır KÜSMEK.. KIZDIM ama hala buradayımdır, gitmiyorumdur, gidemiyorumdur.. KÜSMEK; nazlanmaktır, yakın bulmaktır, benim için değerlisindir.. KÜSMEK, sevdiğini SÖYLE demektir.. Hadi ANLA demektir.. KÜSMEK; umuttur, acabaları bitirmektir, emin olmaktır.. Yani, diyeceğim o ki: BEN SANA KÜSTÜM... Konu Slim Shady tarafından (10.09.2013 Saat 17:52 ) değiştirilmiştir. |
10.09.2013, 22:17 | #32 (permalink) |
BaHaRamaZaN | Cevap: Günün Şiiri..
__________________ Aşk der ki sana: Yolumdaysan başım feda yoluna; ama bil ki senin de başını isterim yoluma. Kahır, kapris gelecekse senden amenna! Ama ayağına diken batarsa yolumda ah edip vahlanma!... Aşk bilek gücü değil “YÜREKTİR”! Yüreğin yetmiyorsa düşme yollara!… |
12.09.2013, 18:02 | #33 (permalink) |
| Cevap: Günün Şiiri.. Ben KÜFÜR bilmiyorum, öğretiyorlar; Kızmıyorum, KIZDIRIYORLAR, Ben küsmüyorum, KÜSTÜRÜYORLAR, Kırılmıyorum, KIRIYORLAR, SEVMEYEN ben değilim, DEĞER VERMEYEN onlar, ... Usanmıyorum, USANIYORLAR, USANDIRIYORLAR, Yemin ederim bazen DARALIYORUM... HATASIZIM demiyorum ama YALAN' da söylemiyorum, YANLIŞLARIM yok değil ama SIRTIMI dönmüyorum, Birilerini tabi ki KIRIYORUM ama, Kimseye de YOKMUŞ GİBİ DAVRANMIYORUm.. Tabi ki GELGİTLER yaşıyorum, Ama KIVIRMIYORUM... Anlatabiliyor muyum..? Anlatamıyorum... Susuyorum !
__________________ |
14.09.2013, 12:03 | #34 (permalink) |
| Cevap: Günün Şiiri.. Her zaman bir kitabın sonuna yaklaşır gibi yaşa... Lunaparkta kaybolmuş gibi yaşa... Oyuncak dükkanında kaybolmuş çocuğun iştahıyla yaşa... Kaybolmuşluğu unut, etrafına bak! Yüzmek gibi yaşa, boğulmak gibi değil... Uçmak gibi yaşa, düşmek gibi değil.. Kuş sesleriyle bir ağacın gölgesinde uzanır gibi yaşa... Kaşık kaşık çikolata yeyip Ellerini beyaz tişörtüne silen çocuk gibi yaşa... Saatlere bakmadan yaşa... Beklemeden yaşa... Yorulmadan yaşa... Bir tırtılın kelebek olma hayali vardır, Senin de bir hayalin olsun... Öyle yaşa işte! Boynu bükük soru işaretlerini boşver... Dik ünlemlerin var. Noktaları at çöpe Kucak dolusu virgül getirdim sana... Yaratıcının sana uzattığı beyaz kağıdı geri çevirme... Yani diyorum ki; Yaşa da, Nasıl yaşarsan yaşa Mornie Menel |
14.09.2013, 16:49 | #35 (permalink) |
| Cevap: Günün Şiiri.. Susmak ten’den ve sen’den ölü hikâyelerini toplamaktı ve ne zaman nerde sussan, ben orda biz mezar kazıyordum ceset sayıp bedenimi, gömüyordum kendimi bedeninin toprağına… Bakışların yaşam kıyısında tarihsiz… Zaaf adı altında ezilen gözlerim ve sensizlikten gayri yere bırakamadığım kendimle, ağzıma geleni saydım sana…Adından başka bildiğim yokmuş…Bir an var ki, yokluğuna teselli ikramiyelerinde, birileri anlar ki az süsü verilmiş bir çokluğun yokluktan ve gırtlağına kadar tokluğundan…Damıtıldığında ve tortusunda saçlarının bana hep kalan rüzgârlar…-‘kalın giy üzerini’ diyen bir kadın sesinin inceliğinde soğuk…En ince ayrıntısına kadar ayrışmış bir sukut…Normal şartlarda adı ayrılık olan kopuş bizim lisanımızda edebiyat inkârı…Her yeni istifasında bir aşkın biz iki yorgun çalışan, aşk mesaisi asgarisinde…Taleplerin yerini alan küskünlüklerle, belki boğulmanın eş anlamıydı gözlerine bakmak… Çatlatılmış bir kalemin nefsi müdafaasında, iki ayrı yöne gönderilmiş tek bir terk edişin hikâyesinde… Yorumsuzluğa beş kala… Ağzım dilim ıslak… Dudaklarım sana çatladı…İçim sana ve ne yazsam az geliyor varlığına…Bir ayna olabilseydim elbet…Bakacak kadar duracaktın bana karşım olup… Sen?* Üzerine kahve dökülmüş bir A4’ten daha uzaksın yanı başıma şimdi… Ayakucumdan atladım başucundaki haklılıklara… Senin açtığın bütün kapılar benim anahtarlarımı kilitlerin içinde kırdıkça ve anahtarlar kırılıp başka kapılar seçtikçe…Ben senden başkalarına beri’yim sanaysa öte… Oysa içimdeki yara yar dediğimden hatıradır bana… Hatıralarsa yar dediğim kadar gaddar yüreğimdeki sana… Gözlerimde deşifre edilmiş bu ayrılık sen olanca aşk’ı şifreli yaşatmışken…Ceylanı yavrusundan eden illetin derdindeyim… Yani İlk baştan olmasaydın sonunda sensizde kalmayacaktım ben… Terimden silinmene damlıyor şimdi merdivenlerden dökülen boncukların peşinden koştuğumuz anlar.. Ben ‘’Yar’’ desem?* Senden başka yine kim anlar?* Gözüne uyku dökülmüş bir gece ve uğruna yazılmış binlerce hece arasında… Ne SEN ayrılabildin ben’den nede BEN sen’den ayrıldım hecelere… |
15.09.2013, 12:45 | #36 (permalink) |
Guest
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Ramazan ATEŞ\MÜPTELA Şiir Kitabından... “Bulutsuz Âminler” Yine ağlamaklı gözyaşlarıma Bir gece daha sindi Bulutsuzdu âminler Yağmurlar duasız yağardı gözlerime Açmıştım avuçlarımı Bir damla hicran düştü sadece Gece titrer gece üşür Ağıtlarım yanar ki çok şükür Sönmedi ateşin demine Bir sızı en derine Yandıkça yanar Yandıkça yaşar… Ramazan ATEŞ\MÜPTELA Şiir Kitabından... facebook\Ramazanatesfecr |
15.09.2013, 14:27 | #37 (permalink) |
| Cevap: Günün Şiiri.. Gelmedin ya, eksildik! Oysa fazlalaşacaktık bir ömür boyu ve hiç durmadan sevebilecektik birbirimizi. Şimdi sen gelmediğinde, ben eksildim, görmedin. Hepsi bir düş olabilirdi, hepsi sadece koyu bir sevdaya giden yolda, tesadüf gibi gösterilmiş bir yol candaşlığının hayalinden ibaretti. Gelmedin, onu bile beceremedik. Başka bir yalnızlığa dönecek gücün, başka bir çift göze bakacaksın yine. Benim de dilimde kırılacak belki birkaç küfür, sonra esip geçeceğim yine hayatın içinde. O yüzden değerli olacaktı gelişin, hiç bitmemiş gibi başlayabilecekti aşkın hikayesi ve yeniden yazılacaktı belki kitabı sevdanın. Gelmedin, eksildi kelimeler…. Samyeli tadında bir sohbet düşecekti belki soframıza, ben sana hikayeler okuyacaktım. Sarılıp uzanacaktım başım göğsünde, kalp atışlarını dinleyecektim. Bütün cümlelerimi yüreğime gömerek susmak geldi içimden, sussaydım en çok kalbime ayıp olacaktı. Gelmedin, harfleri kustum... Gelseydin, benim başka hikayeleri düşünecek zamanım olmayacaktı mesela. ve hiçbir telefonu çevirmeyecekti elim. Gelmedin, karıştık…. Dönüp gideceğim bir vakitte, sen sebebini hiç bilemeyeceksin belki. Aklına gelirse sormak neden diye, hatırla olur mu? Sen dün gelmedin ya, işte biz tam o anda bittik!
__________________ |
17.09.2013, 13:02 | #38 (permalink) |
| Cevap: Günün Şiiri.. “biz de bilirdik! bilirdik el ele tutmayı, göz göze bakmayı bilirdik, yürüyüp sahil boyu şiir okumayı çiçek almayı, üzerine bir dipnot sevgi düşmeyi bilirdik, doluydu ellerimiz kalplerimiz dolu, köşe başları siyaset tartışmalarından fırsat düşmezdi, biz de bilirdik yağmurda yürümeyi, ama parkamız taşımazdı incecik yağmuru, sızardı tenimize rüyalar görmeyi de bilirdik, gecemiz işgal edilmişti karabasanlarca, dünde sallanır günde sallanır, bilirdik hisli şarkıları armağanı birbirimize bir borç ondan olacak ki, türküler çağırdık geceler boyu, bilirdik şarap rengi denizin kokusunda, ay ışığı yakmayı, lakin yasaktı, bilirdik güneş altında sıhhate haiz olmayı, küf kokulu karanlıklar öğretti gençlikte solmayı, bilirdik tatmayı dünya mutfağında nice eşsiz lezzeti lakin güneşi yoğurup koyduk aşımıza, biz de bilirdik sevgiliye karanfil almasını, lakin aç idik yedik karanfil parasını…” Yılmaz Güney..
__________________ |
19.09.2013, 18:37 | #39 (permalink) |
| Cevap: Günün Şiiri.. Bir masal anlat hadi hep iyilerin kazanmadığı Uyuyan güzel uyanmasın prens öptüğünde mesela Ya da külkedisinin cam ayakkabısı kırılsın Hiçbir hikaye mutlu sonla bitmesin bu defa Bizim gibi başlamadan sona ersin her şey Hadi bizi anlat bana… Unutulmuş bir ayet gibi hesap sorarken gözlerin Suskunluğum çaresizliğimden sanma Tuana! Ağır bir sensizliğe çarptırıldı hislerim Vakitsiz bir ayrılığın vebalini taşıyorum boynumda Ondandır, Bu sezeryan yalnızlıkları doğuruşum sana… Alışamadığım bir alışkanlık doğuştan uzaklığın Hangi mevsimin son baharından bu son tebessümün Yüzün öylesine gayri meşru ayrılıklarla dolu ki Ve bir ressam çizmiş sanki resmini yüzüne hüznün Söylesene! Cennette bir damla olup düşmen için toprağıma Böyle Ne kadar dirilip ölmeliyim daha… Nükseden ağır sancılı gözyaşlarım var benim Bir yetimhanenin soğuk zeminlerinde uyuklayan Henüz tükenmemiş umutlarım var daha. Bu kaçıncı çentik gidişini etime attığım Bilmiyorum Tuana Vedalarını sayamadım… Ağlıyorum bu gece yine dünyanın bütün dillerinde Yırtıp atıyorum sana dair ne varsa silinmezimden Çoğalıyorum sana birikmişliklerim var Yokluğundan yeni bir intihar daha peydahlarken. Bir aşktı işte öylesine Çok fotojenik bir acı çekiyorum Gülümse… Ezgin Kılıç
__________________ Yaşamı bir film gibi düşünmek lazım çeşitli içerisinde çeşitli rolleri barındıran bir film. Bu rollerin içerisinde ne artist , ne aktrist nede figuran olmalı insan. Senarist yönetmen olmalı kendi yazıp kendisi yönetmeli kendi yazdığımız bir film olmalı hayat. . |
26.09.2013, 14:51 | #40 (permalink) |
Isınan Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: Günün Şiiri.. Kan yasası bu insanın: Üzümden şarap yapacaksın Çakmak taşından ateş Ve öpücüklerden insan! Can yasası bu insanın: Savaşlara yoksulluklara Ve binbir belaya karşın İlle de yaşayacaksın! Us yasası bu insanın: Suyu şavka döndürüp Düşü gerçeğe çevirip Düşmanı dost kılacaksın! Anayasası bu insanın: Emekleyen çocuktan Uzayda koşana dek Yürürlükte her zaman.. Can Yücel |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |