|
Aşka Dair Herşey kategorisinde açılmış olan Kaybolmak isteyenlere.. konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
25.10.2014, 18:11 | #201 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. Yolun çıkmazı burası değilse de kimbilir niyet önemlidir kaybolursun.. |
25.10.2014, 18:12 | #202 (permalink) |
I Love You Kola Kapağım
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Kimseler Ulaşamasın Diye Seni Kimselerin Bilmediği Yerde Saklıyorum [ Kola Kapağım ] | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. Gözlerinde KayboLmak Varken FotoğrafLara Bakmak Cok Can Sıkıcı Ona ...
__________________ Saclarinin Teline zarar gelmesin Icim acir anlatamam, cokmu Günah isledim Sensizlik bi Travma anlatamam... |
25.10.2014, 18:24 | #203 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. Tanıdığımı sandığım bir sen vardın içimde… Senden önce tanıdıklarımı unutturacak bir samimiyet vardı yüzünde, belki de cümle tanışıklıklar sende aslına düğümleniyordu. Zihnimdeki alacakaranlığı dağıtan, kalbimin yara almış kısımlarını mahir bir hekim edasıyla onaran, sızısı ruhumu acıtan yaralarıma esaslı çareler sunan… Hakikat adına duyduklarımı hakikaten yaşayan, her haliyle nümune-i imtisal olan. Sen değil hakikatti sende konuşan.. ve sen anlatmıyordun, bilakis yaşantındı anlatan.. |
25.10.2014, 23:10 | #204 (permalink) |
| Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. UYAN SUNAM, DERİN UYKUDAN… Suna, Fahri Kayhan’ın eşidir. Çok sevmektedir Fahri Bey Suna’yı… Devir, o zamanın Malatya’sı… Ancak sevdiğine sevdiğini söylemenin bile ayıp karşılandığı o dönemde Fahri Bey her daim söyler Suna’ya, ona olan sadakatini ve bağlılığını… Ve bilir karısının gözlerinin başka kimselere bakmadığını… O dönemin kadınlarının en büyük eğlencesidir, haftada bir yapılan hamam sefaları… Kendilerine ayrılan günde toplanıp hamama gider mahallenin tüm kadınları… İşte o hamam sefalarından birinde Suna’nın sırtında bulunan ve normal şartlarda kıyafetinden asla görünme ihtimali olmayan bir ben dikkatini çeker hamamda bulunan ve sunanın yakın arkadaşı olan Neriman Hanım’ın… Neriman Hanım, akşam eve geldiğinde laf arasında eşi Mustafa Bey’e, Suna’nın sırtında ben olduğunu anlatır… Aradan zaman geçer… Fahri Kayhan bir gün evlerinin yakınında bulunan kahvede Mustafa Bey ile karşılaşır… Aralarındaki sohbet belli bir süre sonra tartışmaya dönüşür ve olay karşılıklı hakarete kadar gider… Fahri Kayhan hiddetle cevap verir Mustafa Bey’e: “Bir daha karşıma çıkma, seni el aleme rezil ederim.” Bu söylem karşısında sinirlerine hakim olamayan ve sırf Fahri Kayhan’ı yaralamak gayesiyle hareket eden Mustafa Bey’in dudaklarından şu sözler dökülüverir: “Sen benimle uğraşacağına kendi karına sahip çık, ben senin karının sırtındaki beni bile bilirim.” Fahri Kayhan beyninden vurulmuşa döner… Evet inanamaz biricik Suna’sının kendisine ihanet ettiğine, ama bu başına gelen neyin nesidir? Elin adamı, Suna’nın sırtındaki beni nerden bilecektir? Bu sorular kafasında iken eve varır, dayanamaz ve karşısına alıp Suna’yı durumu anlatır… Suna iki gözü iki çeşme yeminler eder Fahri Kayhan’a: “Aman beyim etme” der, “Bakar mıyım senden bir başkasına?” O gece konuşurlar, konuşurlar… Fahri Kayhan eşine sarılır, ve ikna olduğunu söyleyip bir daha hiç açmamacasına konuyu kapatır… Lakin durum hiç de öyle olmamıştır… O günden sonra istemeden de olsa aklında hep o şüphe, Fahri Bey karısına kötü davranır… Yine bir akşam yemekte sudan bir sebeple çıkan tartışma sonrasında Fahri Kayhan ceketini alır ve başlar Malatya sokaklarında dolaşmaya… Eve geldiğinde neredeyse güneş doğmak üzeredir… Eve girer ve gördüğü manzara karşısında dona kalır… Biricik karısı Suna, kendini asmıştır… Sallanan ayağının dibinde elinden düşmüş bir mektup durmaktadır. O mektupta Suna son sözlerinde şunları yazmıştır: “Kusura bakma beyim, ama günlerdir kafandaki soru işaretlerinin sebebini bilmekteyim… Kendimi temize çıkarmak için başka yol göremedim. Şunu bil ki, ben sana hiç ihanet etmedim… “ Fahri Kayhan gözyaşları içinde eşinin cansız bedenini yağlı urgandan ayırır, yere yatırır… Islak gözlerini silerken bir bakar ki hava aydınlanmıştır… İçindeki yangın öyle büyüktür ki, sözün bittiği yerde, kelimelerin küllerinden o meşhur türküyü yakmıştır: “Şafak söktü, Suna’m yine uyanmaz Hasret çeken gönül derde dayanmaz Çağırırım Suna’m sesim duyulmaz Uyan Suna’m uyan, derin uykudan Nice diyar gezdim gözlerin için Niye kızdın bana el sözü için Dilerim Allah’tan sızlasın için Uyan Suna’m uyan derin uykudan Çektiğim gönül elinden Usandım gurbet elinden Hiç kimse bilmez halimden Uyan Suna’m, derin uykudan…”
__________________ |
03.11.2014, 17:12 | #205 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip… Nerede olursan ol, Dayan kitap ile Dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, Umut ile, sevda ile, düş ile ... |
03.11.2014, 17:24 | #206 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. ..Göster, Allah’ım, bu millet kurtulur, tek mu’cize: Bir “utanmak hissi” ver gâib hazînenden bize! .. . |
06.11.2014, 07:45 | #207 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. Besmelesiz başlanan her iş hayırsız iştir. |
10.11.2014, 14:24 | #208 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. Sen ister.. |
10.11.2014, 14:26 | #209 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. |
10.11.2014, 14:29 | #210 (permalink) |
Süper Üye | Cevap: Kaybolmak isteyenlere.. |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |