|
Bunları Biliyor musunuz ? kategorisinde açılmış olan Kalpazan Nedir? konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
28.04.2014, 22:35 | #1 (permalink) |
Özel Üye | Kalpazan Nedir? Kalpazan Nedir? Atalarımız uzun Osmanlı asırları boyunca enflasyon diye bir canavar ile ne dağ başlarında, ne ıssız vadilerde ne de karanlık şehir sokaklarında asla karşılaşmadılar. Paranın toplumla cilveleşmesi, daha ziyade kişilerin ihtirasları ile kamçılandıkça azdı ve eski zaman insanlarına enflasyon türünden canavarlık temrinlerini, zaman zaman piyasaları allak bullak eden kalpazanlar taallüm ettirdiler. Enflasyon bir anlamda paranın değer kaybetmesi ise de diğer anlamında piyasadaki paranın miktar olarak çoğalması demektir. Yani kalpazan'ın yaptığı gibi. Kalpazan (kalb-zen) kelimesi "düzmece, sahte, yalancı" anlamına gelen Arapça "kalb (Kalp adamın biri)" ile "vuran, döven" anlamına gelen Farsça "-zen (davul-zen= davulcu; semazen= sema yapan derviş)" ekinin birleşmesiyle oluşmuştur. Istılah olarak "Sahte para basan" demektir. Tarihimizde, piyasadaki sikkelerin, akçelerin, mangırların sahtelerini yapmak veya eksik ayarla kullanmak, genellikle devletin zayıf düştüğü zamanlarda görülmüştür. Ancak piyasanın şirazeden çıktığı ve hangi paranın sağlam, hangisinin sahte veya eksik ayarlı olduğunun şaşırıldığı dönem Sultan III. Mehmed zamanına rastlar. Rivayete göre zamanın bütün kalpazanlık tezgahlarını III. Mehmed'in annesi Safiye Sultan'ın itibar ettiği Kira adında bir Yahudi kadını çevirmekte imiş. Sipahiler bunu öğrenince önce Şeyhülislam Sun'ullah Efendi'ye, sonra da sadaret kaymakamı Halil Paşa'ya giderler. Paranın değer kaybetmesine göz yummanın, insanların rızkıyla oynamak olduğunu defalarca anlatırlar; ama hiçbir sonuç alamazlar. Tesadüf bu ya, onlar geri dönerken Kira da oğullarından biriyle divanhane merdivenlerini tırmanmaktadır. Hemen "Koman bre!" nidalarıyla hançer üşürüp cezalarını oracıkta verirler ve cesetlerini ayaklarından iple bağlayıp sürükleye sürükleye Atmeydanı'na götürürler. Ertesi gün, kalpazan kadını himaye edenler, onun ellerini, parmaklarını, kulaklarını, burnunu ve sair azalarını kapılarına mıhlanmış olarak gördüler. Kira kadının ölümünden sonra mücevherat ve şahsi takıları hariç altınları ve ticari malları hesap edildiğinde 500 yük akçe tuttuğu görüldü. 1 yük, 10 bin akçe tuttuğuna göre toplam 5 milyon akçe eder ki o devirlerde bir akçenin değeri bugünkü Cumhuriyet altınının değerine yakın idi. Gerisini siz hesap ediniz. |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |