Krallardan Birinin Saliha Kızı ve Fakir Adamın Kıssası

[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]

Ben-i İsraîl’den olan bir kadın vardı, müslüman ibadetkar ve saliha olan bir kadındı. O krallardan birinin kızıydı. Kralların oğullarından olan bir adam onu istemeye gelmişti o ise onunla evlenmeyi kabul etmemişti. Sonra bir hizmetçisine dedi ki: "Git ve benim için vera, züht ve ibadet sahibi bir fakir ara." Bunun üzerine o hizmetçi aramaya çıkıp ibadetkar ve ibadet sahibi fakir buldu ve onu efendisinin yanına getirdi. Kralın kızı o fakire şöyle dedi: "Benimle evlenmeyi dilersen, seninle nikahımı kıyacak olanın yanına seninle birlikte giderim." Ardından da bunu yaparak nikahı kıydılar. Sonra o kadın dedi ki: "Senin ailenin yanına gidelim." Fakir adam ise: "Vallâhi sırtımın üstündeki elbisemden başkasına sahip değilim, o gece benim örtüm gündüzleyin de benim elbisemdir." demiştir. Kadın dedi ki: "Ben buna rağmen ben seni kabul ettim." Kral kızı vera sahibi olan fakire diyor ki: "Ben buna rağmen ben seni kabul ettim." İşte o fakir adam, gündüzleri çalışıp akşam üstü eşine iftarını açabilecek rızkı getirirdi. Öyle ki eşi, gündüzleyin yemek yemezdi, gönüllü olarak Allâh için oruç tutardı. Bu fakir adam eşine bir şey getirdiğinde, eşi orucunu açar Allâh'a her durum için hamd eder ve şöyle derdi: "Şimdi kendimi ibadete vermek durumdayım." Günün birinde, bu fakir olan kocaya eşine getirebileceği bir şeyi kazanmak nasib olmamıştı, bu sebeple de korktu ve içinde olduğu durum kendisine zor gelerek kendi kendine şöyle dedi: "Eşim evinde oruçlu halde oturup kendisine orucunu açabileceği bir şeyi getirmemi bekliyor." Böylece kalkıp abdest aldı, namaz kıldı ve Rabbine dua ederek şöyle dedi: "Ya Rabbi! Sen biliyorsun ki, ben dünyam için istemiyorum, istediğim ancak saliha olan bir eşin rızası içindir. Yâ Allâh! Beni kendi indinden olan rızıkla rızıklandır, muhakkak ki Sen rızık verenlerin en iyisisin." Bunun üzerine adama, gökten bir inci iniverdi. O da onu alarak onu eşinin yanına götürdü. Eşi o inci tanesine baktığında korkup kocasına şöyle dedi: "Sen, benzerini ebeveynimin yanında hiç göremediğim bu inciyi nereden getirdin?" Bunun üzerine kocası cevaben şöyle dedi: "Ben bugün gıda temin etmeye çalıştım fakat bana hiç bir şekilde nasib olmadı. Bu sebeple Rabbim Subhânehû ve Tealâ’ya dua ettim, böylece bana gökten olan bu inciyi rızık olarak verdi." Kadın kocasına şöyle dedi: "Allâh Teâlâ’ya dua ettiğin yere geri dön ve ona dua ederek şöyle de: "Yâ Allâh ve Mevlâm, bu dünyada rızık olarak kıldığın bir şey ise o halde, bize bu hususta bereket ver. Eğer bizim için kalıcı olan Ahirette kılacağın bir şey ise o halde onu kaldır." Adam da eşinin dediğini yaptı ve o inci tanesi göğe kaldırıldı. Adam eşinin yanına dönüp kendisine olan durumu haber verdi. Eşi de bunun üzerine Allâh'a şükrederek şöyle dedi: "Bizler için Ahirette kıldığı şeyi bizlere gösteren Allâh'a hamd olsun." Sonra da şöyle dedi: "Artık bu fani olan dünyadan bir şeye gücümün yetmemesine aldırış etmem."