Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Eğitim - Öğretim > Dersler > Felsefe - Sosyoloji
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Felsefenin Bilim Sanat Ve Dinle Olan İlişkisi

Felsefe - Sosyoloji kategorisinde açılmış olan Felsefenin Bilim Sanat Ve Dinle Olan İlişkisi konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 20.11.2013, 02:50   #1 (permalink)
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Felsefenin Bilim Sanat Ve Dinle Olan İlişkisi

Felsefenin Bilim Sanat Ve Dinle Olan İlişkisi

FELSEFE - BİLİM İLİŞKİSİ
Her ikisinin de amacı doğruya yönelmektir. Akıl ve mantık doğrultusunda evrendeki olaylara ait konuları içerir. Başlangıçta bilimle felsefe iç içedir. Evrendeki olay ve varlıkların dinden bağımsız ilk açıklamaları felsefe içinde olmuştur. Felsefe bütün bilimlerin anasıdır. İlk filozoflar aynı zamanda bir bilim adamıydılar. Örneğin Thales matematikçi, Arşimet fizikçi, Aristoteles doğa bilgini idi. Başlangıçta felsefe içinde yer alan bilimler zamanla kendilerine özgü konu ve yöntemlerini belirleyerek felsefeden ayrılmışlardır. Bilimler bağımsızlıklarını kazansa da felsefe ile olan bağları tamamen kopmamıştır.
Felsefe bilimle bazı özellikleri paylaşır. Bunlar;
A -) Her ikisi de genel olarak akıl adına konuşurlar ve kendilerini akla dayanan gerekçelerle haklı kılmaya çalışırlar.
B - ) Her ikisi de bilinçli, yöntemli ve sistemli birer araştirma faaliyetidirler.
C - ) Her ikisi de kavram ve soyutlamalar kullanarak ilke ve yasalara varmak isterler.
Öte yandan onlar arasındaki farklılıkları şu ana başlıklar altında toplamak mümkündür.
1 -) Bilimin kavram ve soyutlamaları felsefeninkilere göre daha az geneldir ve daha özel alanları konu alır.
2 - ) Felsefenin hem olguları hem de değerleri ele almasına karşılık bilim ancak olgularla veya ancak bir olgu olarak değerlerle ilgilenir ( örneğin insan bilimleri veya sosyal bilimler ); değerler, alamlar, idealler, erekler, böyle olmaları bakımından bilimin konusu olamazlar. Daha basit bir deyişle bilim ele aldığı olgular üzerinde iyi, kötü, doğru, yanlış, haklı, haksız vb. türünden değer hükümleri veremez, onlara erekler, idealler, anlamlar yükleyemez;
3 - ) Bilimin önermelerinin doğrulanabilmelerine ( tahkik edilme, verification ) karşılık felsefesinin önermeleri dar anlamda doğrulanamazlar. Bilime dayanarak hesaplamalar yapıp ön deyilerde (prediction ) bulunma imkanına sahip olmamıza karşılık felsefede böyle bir şey söz konusu değildir.
4 - ) Bilimsel araştirma ve buluşlar yapma yöntem ve usullerinin belli ve ögretilebilir olmalarina karşilik felsefenin filozoflar tarafindan bile üzerinde uzlaşilan belli ve standart bir araştirma, düşünme yöntemi mevcut degildir. Deyim yerindeyse her filozofun kendisine özgü bir felsefe yapma biçimi vardir.
5 - ) bilime dayanarak bilimin uygulaması olan teknolojiler yaratabilmesine karşılık felsefede yine böyle bir imkan mevcut değildir. Felsefe bir düşünme (nazar, theoria ) ve eylemedir (amel, praksis ), bir yapma, meydana getirme (sanat,tekhne ) değildir. Dolayısıyla ondan, bilimden olduğu gibi bir tekniğin, teknolojinin, sanatın, sanayiinin çıkması mümkün değildir.
Bununla birlikte felsefenin tarih içinde kendisiyle en fazla işbirligi içinde bulundugu kendisinden daha fazla etkilendigi önemli kültürel - insani faaliyet bilim olmuştur. Felsefe her şeyden önce insanin kendisini çevreleyen evreni, toplumu, insanin bizzat kendisini tanimak ve bilmek amacina yönelik oldugundan çeşitli bilimlerin bütün bu konulardaki çalişmalarinin sonuçlarindan haberdar olmama lüksüne sahip degildir. Öte yandan bilimin amaci da dogru bilgi olduguna göre o, dogru bilginin imkani, koşullari, kaynaklari, sinirlari konusunda kendisine yol gösterebilecek, kendisini eleştirecek ve bilinçli kilacak felsefi araştirmalarin sonuçlarina kayitsiz kalmaz. Bununla birlikte felsefe bilim degildir ve felsefede bilimde oldugundan daha büyük ölçüde “ yaratici zeka”ya, bilgi birikimine, seziş ve duyuşlara ihtiyaç oldugundan söz edilebilir.
Bilim bilgi edinmek için araştirmalar yapar; ama bilginin ne oldugunu incelemez. “Bilgi nedir ? “,”Bilgiler ayni nitelikte midir?” diye sormaz. Bilim, inceledigi olay ve olgular hakkinda “iyi”, “kötü”,”hakli”,”haksiz” türünde deger yargilarinda da bulunmaz. Bunlari felsefe üstlenir.
Felsefe konu bakımından olduğu gibi yöntem bakımından da bilimden ayrılır. Bilim tüme varım ve tümden gelimi kullanırken felsefe daha çok kuramsal düşünüş, sezgi ve birleştirici yöntemden yararlanır.
Bilimler bağımsızlıklarını kazansa da felsefe ile olan baglari tamamen kopmamıştır. Felsefe bilimleri ulaştığı sonuçları sorgulayıp değerlendirmek suretiyle bilime yol göstermiştir. Böylece sürekli bir etkileşim içinde olmuşlardır. felsefe ve bilim arasında bazı benzerlikler ve farklar vardır.



FELSEFE DİN İLİŞKİSİ
Dinsel denebilecek bilgi ile bilimsel veya felsefi bilgi arasında gerek kaynakları, gerek erekleri, gerekse yapıları bakımından büyük farklılıklar vardır. Aslına bakılırsa dinde, bilim ve felsefede anlaşıldığı anlamda bir bilgiden söz edilemeyeceği bile söylenebilir. Din “insan hayatını, insanın içinde bulunduğu evrenle belli ölçüde doyurucu ve anlamlı bir ilişkiye sokma çabası ve insani işlerin yürütülmesinde bilgelik sağlama girişimi”dir. Ama din bunu entelektüel bir plandan çok pratik ve duygusal bir planda gerçekleştirmeye çalışır. Daha basit bir deyişle din, insanın dünyayı bilme ihtiyacından çok, dünyaya ve onu idare eden ilkeye, Tanrı’ya, insan hayatının bir anlamı olduğuna inanma ihtiyacına karşılık verir. İnanma ve bilme arasında ise apaçık bir farklılık vardır: Bilinen bir şeye inanılmaz, o şey yalnızca bilinir. İnanılan bir şey ise bilinmez, daha doğrusu bilinme ihtiyacında değildir veya her hangi bir bilgi ile doğrulanmaya veya yanlışlanmaya ihtiyaç göstermez. Dinler kendilerine yönelen insanlardan “bilgi” istemezler çünkü, o “bilgi”yi zaten kendileri onlara verme iddiasındadırlar. İnsanlardan istedikleri verdikleri bu bilgiye, getirdikleri mesaja inanılması , iman edilmesidir. Zaten imanın değeri de son tahlilde burada yatar. Eğer bilmek iman etmenin veya inanmanın yerini tutabilseydi veya iman edilen şey aynı zamanda bilinmesi yapısal olarak mümkün bir şey olsaydı, o zaman dine gerek kalmaz, bir süre sonra inancın yerini bilgi alırdı. İman, insanın bir şey, bir varlık, bir değer hakkındaki bilgi eksikliğinden ötürü geçici bir süre için benimsenen ve bu konuda kesin, güvenilir bilgilere ulaşma imkanı doğduktan sonra yerini bu bilgiye terk eden bir zihin etkinliği veya bir ruh tasdiki değildir. Tersine bir şey, bir varlık, bir değer hakkında, bilgiden bağımsız olarak benimsenen ve her hangi bir karşı bilgi ile ortadan kaldırılması söz konusu olmayan çünkü insan ruhunun ayrı bir planına ait olan orijinal bir zihin etkinliği veya ruhsal - iradi bir tasdiktir. Bundan çıkacak en önemli sonuç bir şeye inanma veya imin etme ile bir şeyi bilme arasında, her zaman, asla dolmayacak olan bir aralığın bulunacağıdır. Buna rağmen dinlerin temel kavramları veya değerleri ile ilgili olarak bir bilgi değeri taşıyor gibi görünen ifadelerde bulundukları ve bizden zaman zaman onları “bilme”mizi istiyorlarmış gibi taleplerde bulundukları da bir olgudur.
Felsefenin konusu içersine giren bazı sorunlar dinin da konuları içersinde yer alır. Felsefe evreni ve inanı tanımak ister: “ Evren nasıl oluşmuştur? İnsan nereden ve nasıl türemiştir? , İnsanın varlık amacı nedir?” gibi sorular sorar ve bunlara yanıt arar. Aynı sorular dinlerde, özellikle gelişmiş dinlerde de sorulur. Nitekim tevrat’ta , İncil’de, Kur’an’da bu soruların yanıtlarını buluruz.
Ancak felsefe ile dinin bu sorulara yaklaşimi çok farklidir. Felsefe bu ve bunlara benzer sorulara akla, mantığa ve gerçeğe dayanarak çözmek ister. Verilen yanıtları irdeler, eleştirir ve bu yanıtlardan en uygun olanları seçer. Bilimler yeni doğrular elde edince yanıtlarını ve bu verilere göre yeniden gözden geçirir. Kısaca felsefe yanıtlarını akla ve bilimin verilerine dayandırmaya çalışır.
Felsefenin temeli insan düşüncesidir.Felsefi bilgiler akla , mantiga ve ve özgür düşünceye dayanılarak elde edilir. Din ise ilahi temellere dayanır. Dini bilgiler vahiy yoluyla ve peygamberler aracılığı ile insanlara duyurulur.
dinsel bilgilerde dogmatiklik ön plandadır. Otoritelere kayıtsız şartsız inanmak söz konusudur. Felsefi bilgide ise tartismalar , eleştiri ve araştırma söz konusudur.
ikisi de hakikatı tanımak ve tanıtmak ister.
din daha çok pratik amaçlı olup inanca dayanır, fakat felsefe teoriktir. Din, kuralları ile insanın yaşamını düzenler . felsefenin ise böyle bir amacı yoktur.



FELSEFE SANAT İLİŞKİSİ

Felsefe gibi sanatta insana özgü bir etkinliktir. Ancak, felsefe yapabilmek için toplumun belli bir kültür düzeyine erişmiş, ayrica özgürlükçü bir düzeye kavuşmuş olmasi gerekmektedir. Nitekim felsefenin ne zaman dogup geliştigi ve ilk filozoflarin kimler oldugu bilinmesine karşilik, sanatin nasil dogdugu ve ilk sanatçilarin kimler oldugu bilinmemektedir. Kimi düşünürlere göre sanat büyüden doğmuştur. İlk sanat etkinlikleri tarih öncesi dönemlerde yaşamış olan insanların mağara duvarlarına yaptıkları resimlerle başlamıştır.
Felsefe ili sanat işlevleri bakimindan birbirlerine çok yakindir. Filozof evren, bilgi, eylem vb. ile ilgili “doğruları”arar. Sanatçı ise “güzel”i, “hoşa giden”i bulmaya çalışır; hatta daha da ileri gider.
Acaba sanat veya sanatçı herkesin anlayabileceği bir biçimde duygu veya düşüncelerini dile getirdiğinde bize bir şey bildirir mi ? Başka deyişle sanatçının verdiği bilgi ne tür bir bilgidir, daha doğrusu o bir bilgi midir? Bilimden ve hatta felsefeden farklı olarak sanat yapıtı, normal algılanan dünya ile, nesneler dünyası ile ilgili olarak bize bir şey bildirmez. Onda yine felsefe ve bilimden farklı olarak hiçbir olay veya yasa ileri sürülmez ve yine bilim ve felsefeden farklı olarak onda hiç bir şey doğru veya yanlış değildir. Sanat, sanatçının dünyasını onun gerçeğini bize anlatır. Bu gerçek şüphesiz bilim ve felsefede alışılagelen anlamda nesnel veya evrensel bir gerçek değildir, öznel ve kişisel bir gerçektir. Öte yandan ama amacıda zaten bize bir şey söylemek değil , bir şey telkin etmek veya bizde bir şey, özellikle bir duygu, bir heyecan uyandırmaktır. Bundan dolayı onun dili bilim veya felsefenin diline en fazla yaklaştığı durumda bile alışılagelen anlamda normal bir dil değildir, özel bir dildir. Bununla birlikte iyi kurulmuş bir felsefi sistem bizde, iyi düzenlenmiş bir roman veya iyi yazılmış bir şiir kadar estetik bir duygu veya heyecan uyandırdığı da bir gerçektir.
Her ikiside varlığı, hayat ve insanı yaratıcı bir zeka ile kavrar ve yorumlar.Ancak filozofun amacı yalnızca doğru olanı aramak ve kavramak iken sanatçının amacı güzeli bulmak, duymak ve yasamaktır.
sanatçı sezgi ve çoskuyu kullanırken felsefe ise akıl ve mantık ilkeleri ile hareket eder.
her ikisi de dış olayların objektif gerçekliğini ferdi duyuş ve görüslerle aşmak ister.
her ikisi de evrenin temelindeki ahenk ve bütünlüğü bulmaya, varlığın sırlarını açmaya çalışırlar.
sanat ruh ve duygu dünyamızı kendi bilincimizde derinlestirir. felsefe ise zihin ve düşünce dünyamizi derinleştirir.


Alıntıdır..

Perii isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 20.11.2013, 04:16   #2 (permalink)
Aktif Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Felsefenin Bilim Sanat Ve Dinle Olan İlişkisi

Paylaşım için tşkler

cananyakut isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 11:02