Fenerbahçe Dergisi’nin 119 no’lu yeni yıl sayısı; profesyonel futbol takımı oyuncularımızın birlikte yer aldığı gol sevinci ve "2012 yılında 85 şampiyonluğa ulaştık. 2013 yılınız kutlu olsun" başlıklı kapağıyla bayilerdeki yerini aldı.

Derginiz, bu sayısında da sizlere 50 x 70 cm. ebatlarında poster armağan ediyor. Bu ayki posteriniz üzerinde 2013 yılı takvimi de bulunuyor. Poster ise; Hollandalı tecrübeli oyuncumuz Dirk Kuyt’a ait.

Öte yandan, Fenerbahçe Dergisi yüksek tirajıyla Türkiye’nin en çok satan dergisi olmaya devam ediyor. Sadık birer okuyucumuz olan Büyük Fenerbahçe Taraftarı’na duyarlılıklarından dolayı teşekkür ederiz.

Fenerbahçe Dergisi’nin taklitlerinden sakının, derginizi ekleriyle birlikte tükenmeden alın.
Fenerbahçe Dergisi’ne abone olup, avantajlardan yararlanabilirsiniz. Abone olmak için FBDERGİ yazıp 3570’e mesaj atmanız yeterli!

Hepinizin müptelası olduğu Fenerbahçe Dergisi’nin son sayısından çarpıcı başlıklar:

• "2012 yılında 85 şampiyonluğa ulaştık" Dergimize istatistiki bilgi ve değerlendirmeleriyle büyük katkı sağlayan yazarımız Baki Aydın, Kulübümüzün faaliyet gösterdiği tüm branşlardaki toplam kupa ve derecelerle dolu başarıları sizler için toparladı. 2012 yılını Fenerbahçemiz yine zirvede kapatıyor. Gurur duyacağınız haber, tam 9 sayfa olarak arşivinizdeki yerini koruyacak.

• Sezer Öztürk: "Bu formanın, bu armanın büyüklüğü tartışılamaz"
Başının üstündeki kara bulutlar bir anda dağıldı gibi gözükse de, son 2 aydır bize seyrettirdiği performansın arkasında 1,5 senedir her dakikasına özen göstererek uğraştığı bir tedavi, terapi ve idman programı yatıyor. Evet, Sezer Öztürk istekli tavrının meyvelerini yavaş yavaş topluyor. İkinci yarı için hedefi ise; daha çok süre alarak takımına daha büyük maçlarda da destek verebilmek. Takımın ilk yarı performansıyla ilgili olarak açık ve net konuşuyor: "İlk yarıyı 37-38 puanla kapatabilecek güçteydik". Bu durumu seri galibiyetlerle ikinci yarıda telafi edeceklerine inandığını kaydeden futbolcumuz, Lig ve Kupa’da şampiyonluk hedeflediklerini; Avrupa’da ise final oynamayı arzu ettiklerini dile getiriyor.

Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: 11 resmi müsabakada oynadım ancak bunu maçlarda aldığım süre olarak düşünürsek 3 veya 4 maç ediyor. Netice olarak fazla süre almadım. Buna rağmen, 5 gol, 3 de asist çok da kötü değil. Yinede bunun daha da üstüne çıkabileceğimi ve takımım için daha faydalı bir oyuncu olabileceğimi biliyorum.
02: Deplasmanlarda oynamamız gereken futbolu sergileyemiyoruz. Biraz daha ofansif, biraz daha cesaretli bir oyun sergilememiz gerektiğini düşünüyorum. Hocamızın da bize her zaman söylediği gibi; 3. bölgede daha fazla ofansif yapıda olarak rakip takıma daha çok baskı kurmamız gerekiyor. Bu bize yakışmayan grafiğin ikinci yarıda düzeleceğini düşünüyorum.
03: Fenerbahçe camiasının içinden gelen o yakışıksız tepkiyi aslında konuşmak bile istemiyorum. O kişiler, bence Fenerbahçelilikleri sorgulamalı. Aykut Kocaman gibi değerli bir futbolcuya ve bu takımı 3 sezondur her koşulda sırtlamış müthiş bir teknik adama yapılmış çirkin bir sözlü saldırıdır. Hocamız için de bardağı taşıran bir damlaydı. Neticesinde hocamız da bir birikim yaşadı. Kafasındaki sahaya yansıtamamasının sorumluları bizleriz. İlk yarı ortaya çıkan tüm istatistikler çok daha iyi olabilirdi. Çünkü gerçekten kaliteli bir takımız. Hocamızın her zaman arkasındayız ve biz onun öğrencileri olarak 3 kulvardaki mücadelemize devam etmek istiyoruz.
04: İlk yarıyı 37-38 puanla bitirebilirdik. Mental ve fiziksel etkinliğimizi arttıracağız. İlk yarıdaki Fenerbahçe’nin çok üstüne çıkabilecek güçteyiz. Bir galibiyet serisi yakaladığımızda her şeyin daha iyi ve güzel olacağını söyleyebilirim. Fenerbahçe bunu çok yaptı, yine neden yapmayalım?
05: Ben ailemden de böyle bir terbiye görmedim. Taş atmak zaten ayıp; taş atıp sonra da kaçmanın ise hiçbir mertliğe sığmıyor. Neden taşlıyorlar ya da neden maç seyretmeye geliyorlar? Atılan bu taşlarla futbolcuları korkutacaklarını mı düşünüyorlar? Ben bu tarz şeylere inanmakta güçlük çekiyorum. Üstelik bunlar bizi olumsuz da etkilemiyor. Sadece bu tarz şeylere üzülüyoruz.
06: Günümüz futbolunda gol atmak sadece santraforun görevi değil. Ofansif orta saha ve kanatlarda görev alan oyuncular da gole yakın futbolcular oluyorlar. Önemli olan, golü kimin attığından ziyade ne kadar gol attığıdır. Ben bunun daha fazla önemli olduğunu düşünüyorum. Eğer geneli için konuşmak gerekirse, takıma yapılacak katkı her şeyin üzerinde.
07: Böylesine büyük bir kulüpte futbol oynamak bence bir futbolcu için zirve demektir. İsteyen camiamızı etkilediğini veya böldüğünü düşünerek istediğini söylesin, kendini kandırsın. Bu formanın, bu armanın büyüklüğü tartışılamaz. Fenerbahçe başarıya odaklanmıştır. Her türlü negatifliğe kulağımız kapalıdır. Ben ve bu formayı giyen tüm arkadaşlarım böyle bir camianın ve takımın parçası olduğumuz için onur duyuyoruz.
08: Ben dahil, bütün ailem Fenerbahçeli. İlk seyrettiğim Fenerbahçe maçını hatırlamıyorum ama çok üzüldüğüm bir Fenerbahçe maçı vardı, o da; FC Nantes maçı. Fenerbahçe o maçta elenmişti ve o gün gerçekten cenaze havası vardı. Babamın ağladığını biliyorum. O günün psikolojisiyle kendime dedim ki; "İnşallah bir gün FC Nantes ile karşılaşırız ve eleriz."
09: Öncelikle Lig’de ve Türkiye Kupası’ndaki mutlak hedefimiz şampiyonluk. Şu an için UEFA Kupası’nı da kaldırmak istiyoruz desek, erken bir tespit olabilir. Oynadığımız platform; Avrupa ve oraya ait bir öngörüde bulunmak yanlış olur. Tabii ki final oynamayı çok isteriz. Mücadele ettiğimiz 3 kulvarda da iddialıyız. Galatasaray ile bir de Kadıköy’de karşılaşacağız. O zamana kadar da rakibimizle başa baş gidip, şampiyonluğu kendi evimizde ilan etmemiz çok daha güzel olacaktır.
10: Zeynep ve İsmail’in kişisel gelişimleri adına spor yapmalarına teşvik edeceğim ve elimden gelen her türlü desteği vereceğim.

• Böyle parti görülmedi
Sarı lacivert balonlar, pamuk helvalar, Mickey ve Minney Mouse’lu dans gösterileri, animasyonlar, Çark-ı Fener ve Karaoke gibi birbirinden güzel yarışmalar, dev bir pasta, meyve suyu kokteylleri, oyun alanları, yüz boyama etkinlikleri, masa oyunları veee lacivert kostümlü bir Noel Baba! Bu masal diyarı neresiydi böyle? Tabii ki Fantorya’ydı. Fenerbahçe Çocuk Kulübü "Fantorya" stadımızda öyle bir yılbaşı partisi gerçekleştirdi ki; Fenerbahçeli miniklerin, hatta velilerin mutlulukları 2013 yılı boyunca yüzlerinden silinmeyecek cinsten oldu. Fantorya Yılbaşı Partisi birbirinden renkli fotoğraflarla derginizde…

• Recep Niyaz: "Fenerbahçe benim için büyük bir aile"
Geçtiğimiz ay içinde, kendi deyimiyle "hayallerini süsleyen gole" kavuşması, onun son 1,5 senedeki azimli çalışmasının en güzel meyvesi olsa gerek. Ve bu onun için henüz bir başlangıç. Fenerbahçe A takımında ve milli takımlarda önemli görevler üstlenmeye başlayan 17 yaşındaki Recep Niyaz’ın gelişim tablosuna bakacak olursak; yıldızının ne kadar parlayacağını görmemek mümkün değil. Röportajımız boyunca Aykut Hoca’nın hem saha içinde hem de saha dışında kendisine verdiği desteği anlatan ve kariyerindeki bu denli katkısına vurgu yapan genç oyuncu gerçekten de Fenerbahçe’nin bir evladı olarak yetişiyor ve iz bırakmak istiyor.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Benim için Göztepe Kupa maçındaki gol, unutulmazlar arasına girdi. Benim hayallerimi süsleyen bir takım için ve yine hayallerimi süsleyen bir statta golü bulmuş oldum. Her şeyden öte; her zaman, herkes tarafından örnek gösterilen bir insanın antrenörüm olması da bana çok gurur veriyor.
02: Özellikle son 1,5 sene sonunda iyi bir gelişim gösterdiğime inanıyorum. Fiziksel olarak da dışarıdan görünüyordur. Bilmediğim her şeyi burada öğrendim. Futbolda; kilonun, yağ ölçümünün ne kadar önemli faktörler olduğunu vs. her şeyi burada öğrendim. Buraya geldikten sonra her detaya daha çok dikkat etmeye başladım. Bana göre şu an için her şey çok iyi gidiyor. Tabii ki her oyuncunun mutlaka eksikleri vardır. Ben kendi açımdan profesyonel futbola hazır olduğumu düşünüyorum.
03: Herkesin söylediği gibi, fiziksel anlamda bir eksiklik söz konusu olabilir. Ancak daha 17 yaşındayım ve gelişim çağımdayım. Yaşım ilerledikçe gelişimim de ilerleyecektir. İlerleyen dönemlerde doğaçlama oyun anlayışımın da çok daha iyi yerlere getirebileceğimi düşünüyorum. Bunun dışında sol ayağımı, sağ ayağım kadar iyi kullanamıyorum. Olumlu yönlerimi de dile getirmek gerekirse, kaleye yakın yerlerde verimli olduğumu söyleyebilirim.
04: Ben kendi yaş kategorimde oynadığım zaman topla oynamayı seven bir oyuncuydum. Bunun, ilerleyen dönemde de böyle olacağını tahmin ediyordum ama buraya geldiğimde Aykut Hoca’nın hem fiziki, hem de zihinsel olarak verdiği bilgiler, öneriler beni etkiledi. Futbolun takım oyunu olduğunu, bireyselliğe yer vermediğini öğrendim. Üçüncü bölgelerde ya da kaleye yakın yerlerde daha fazla sorumluluk alınması gerektiğin öğrendim. İnşallah gelişimim daha da iyi bir seviyede olur.
05: O gün maçtan sonra da futbolcu ağabeylerimin yaptığı açıklamalara aynen katılıyorum. Biz bir takımız ve sahadaki her şeyden biz sorumluyuz. Aykut Kocaman hem Fenerbahçe camiasının hem de Türk sporunun değeri biçilemez bir sembol ismidir. Onu gücendirmemek için eskisinden de çok çalışacağız. Bu şok, bize bir ders oldu.
06: En iyiler her zaman kıskanılır ve her zaman sevilmez. Türkiye’nin de en büyük takımı Fenerbahçe. Böylesine bir camianın evladı olabilmek benim için en büyük gurur kaynağı. İnsanlar istediği kadar yerden yere vursunlar. Gerçeği gören görüyor; bilen biliyor. Tarihimiz ortada. Bu açıdan spor kariyerim açısından çok şanslı olduğumu hissediyorum.
07: Eğer olur da Fenerbahçe’den ayrılırsam, yine geri dönmek isteyeceğin yer burasıdır. Bir başka yere de gidersem, Fenerbahçe için basamak olacaktır ama ben burada kalıp, bu kulübe hizmet ederek, Fenerbahçe’nin efsane oyuncusu olmak istiyorum.
08: Sene sonunda Dünya Kupası maçlarımız var. Bence en güzel şey, insanların bizleri izlemesi. Çünkü ülkemiz adına çok büyük bir başarı elde edeceğimize inanıyorum. İnşallah da şampiyon oluruz. U20 Milli takımıyla en iyi şekilde o ay yıldızlı formayı temsil etmek istiyorum.
09: Ben öncelikle Takımımız için 2013 yılının hayırlı olmasını diliyorum. Ben şampiyon olacağımıza inanıyorum. 3 kulvarda da iyi bir sonuç alacağımıza eminim. Taraftarımızın, bu büyük camianın hak ettiği yerlere geleceğine inanıyorum. Bunun da yavaş yavaş temelini atarak, güzel bitirebileceğimizi düşünüyorum.

• Meireles 3 resmi maçta oynayamayacak; Boğaziçi Üniversitesi 2012’nin en iyilerini seçti; "Esmeral Tunçluer Spor Okulları" açıldı; Fenerbahçe, bilimsel araştırma konusu oldu; Avrupa’da, 2. Turdaki rakibimiz: Bate Borisov; Joachim Löw’den Fenerbahçe’ye tam not; % 100 Kurumsallaşmaya doğru…; Küçük Ağaç Anaokulu öğrencileri Stadımızı gezdi; Mönchengladbach yöneticilerini ağırladık; Türkmen Bakan Kulübümüzü ziyaret etti; Sarı Melekler büyük sınava hazır; Bir centilmenlik örneği de Voleybol Şubemizden; Atletizm, Masa Tenisi, Yüzme, Yelken, Yüzme, Boks, Voleybol, Futbol ve Basketbol Şubelerimizden daha birçok haber ve kamp günlükleri "Haber Turu" sayfalarımızda… Fenerbahçe gündeminden kopamayacaksınız.

• Masa tenisinin kraliçeleri
Fenerbahçe Masa Tenisi Takımımızın iki başarılı ismi Elizabeta Samara ve Victoria Pavlovic ile masa tenisi, Fenerbahçe ve İstanbul, hakkında konuştuk. Hayatlarını, masa tenisine başlama öykülerini dinlediğimiz sporcularımız, Fenerbahçemizin ETTU Cup’ta kazandığı ve kazanmayı sürdüreceği başarılarının da önemli birer parçası…
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:

Elizabeta Samara: Fenerbahçe Spor Kulübü’nün ne kadar büyük ve profesyonel bir camia olduğunu daha takıma dahil olmadan da biliyordum. Şu anda Fenerbahçe’deki 3. sezonum ve gördüğünüz gibi burada olmaktan çok mutluyum.
Victoria Pavlovic Fenerbahçe Spor Kulübü geçtiğimiz iki yılın ETTU CUP şampiyonu ve takım gerçekten de güçlü bir yapıya sahip. Liza Samara, Melek Hu gibi dünyanın en klas oyuncularını barındırıyor, onlarla aynı takımda olduğum için çok mutluyum.

• Matej Cernic: "Fenerbahçe’de olmaktan onur duyuyorum"
Sezon öncesi Fenerbahçe Grundig Erkek Voleybol Takımımıza bir yıllığına transfer edilen İtalyan smaçör Matej Cernic’i dergimizin sayfalarına konuk ettik. Voleybola başlaması ve Fenerbahçe’ye geliş öyküsünden, İstanbul’daki yaşamına kadar birçok şeyi konuştuğumuz Matej, İstanbul’un dünyadaki en güzel şehirlerden biri olduğunu da söyledi. Fotoğraf çekimleri Galata Kulesi’nde yapılan röportajımızda bizlere Amatör Şubeler Dış İlişkiler Sorumlusu Bora Serter de eşlik etti ve tercüme konusunda yardımcı oldu.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Bana göre Fenerbahçe Dünya’da hem futbol hem voleybol hem de basketbol anlamında çok başarılı bir kulüp ve burada olmaktan onur duyuyorum.
02: Voleybol benim için hayatımın genelini oluşturuyor, bugüne değin pek çok kulüpte oynadım. Her ülkede değişik voleybol stilleri olduğunu gördüm, diyebilirim ki voleybol bence en zor spor dallarından biri çünkü top her zaman havada olmalı yere düşmesi gibi bir lüksünüz yok.

• Sibel Kurt / Sibel’in Sahası’nda konuk: Sezgi Sena Akay
"İyi ki voleybol oynamışım"
Henüz 18 yaşında… Üstündeki terli forma yerine sahalardan uzaklaşarak podyumları seçti. Bunu da en başarılı şekilde 2012 Best Model Of The World yarışmasının tacını alarak gerçekleştirdi. İnsanın hayatta istediği doğrultuda severek çalışması çok güzel… Sevgili Sezgi Sena Akay da hayalini gerçekleştirdi. Fakat voleybol oynadığı dönemleri asla unutmuyor. Onunla spor hayatını ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nün kendisine neler kattığını ve bundan sonraki hedeflerini konuştuk. Eminim birkaç yıl sonra yine kazandığı başarılardan söz ediyor olacağız. Fenerbahçe ailesi olarak en içten dileklerimizle başarılar dileriz.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Fenerbahçe gibi köklü büyük bir takımın alt yapısında oynamak benim için çok önemliydi.
02: Altyapıda oynarken maça çıkmadan önce mum gibi dururdum, hiç yüz mimikleri yapmazdım. Formam üzerimde "Üstüme yakıştı mı, güzel duruyor mu?" onlara bakardım. Galiba o zamanlardan mesleğimin modellik olduğunu belirlemiştim.
03: Çiğdem olsun, Eda olsun, Oksana olsun, Naz olsun, Seda olsun onları çok seviyordum. Eda çok espriliydi. Oksana’yı da ben Galatasaray’da oynarken hayranlıkla izlerdim. Onlar bizim üstatlarımızdı.
04: İyi oyuncu olursan Fenerbahçe’de oynarsın… Fenerbahçeli olmamın artıları çok; saha mükemmelliği, antrenörler, disiplin, takım ruhu ve spor kompleksleri, malzemeleri her şey çok güzeldi. Formalarımız bir harikaydı. Kaldığımız tesisler her şey iç içe ve her şey çok güzeldi. Fenerbahçe’yi yaşamak da güzeldi…

• Yazarımız Ersin Demirel, bu ay "Hayatın İçinden Fenerbahçe"de Çetin Akdeniz’i konuk etti.
"Fenerbahçe yıkılmaz, türkülerimizin sönmeyeceği gibi!"
Türküler; milli değerlerimiz, geleneğimiz, gereğimiz, benliğimiz. Binlerce yıldır acımızla, sevincimizle, coşkunluğumuzla yoğrulan, bizi bize anlatan değerlerimiz... Bu değerlere emek veren, günümüze ulaştıran, derleme yapan, söyleyen, bağlama, cura ve pek çok halk müziği enstrümanı çalarak bu kültüre emek veren herkese selam olsun. Karacağlan’a, Dadaloğlu’na, Pir Sultan Abdal’a, Aşık Veysel’e ve pek çok isme selam olsun. Biz de bu ay Hayatın İçinden Fenerbahçe’de türkülere gönül veren, ustaların izinden giden büyük bir isme, bağlama üstadına, sevgili Çetin Akdeniz Hocamıza kapımızı açtık.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Farkındaysanız, kariyerimle ilgili hangi çınara elimi atsam Fenerbahçeli olduğunu fark ediyorum. Bu da güzel bir tesadüf… Sonuç olarak türkülere olan sevdam başladı ve devam ediyor. Fenerbahçelilik sevdamız gibi.
02: Amacım; bağlamayı uluslar arası müzik piyasasına kazandırmak. Ama bunu sırrı da önce bağlamayı kendi ülkemize tanıtmak ve sevdirmekten geçiyor.
03: Son olarak da Boliç’in golüyle 1-0 kazandığımız tarihi Manchester maçını unutamam asla. Oğlum Ata, iki günlüktü henüz ve hastanede izliyordum maçı. Gol olduğunda Ata kucağımdaydı ve ayağa fırladım fakat bağıramadım. Ata’yı bırakıp camdan dışarı "Gooooolll!" diye bağırmıştım.
04: Aziz Yıldırım öyle işler yaptı ki kendinden önceki isimlerin yaptıklarını üçe dörde katladı. Bunun için kendisine ne kadar teşekkür etsek azdır diye düşünüyorum.

• Dr. Sedat Hayran bu ayki "Akademik Vizyon" köşesinde Burak Reis Sergen’i konuk etti.
Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle:
01: Sahneye çıktığınız zaman sahnenin bir sihri vardır ve sizi yakalar, aynı şeyi Fenerbahçe için de söylüyorum.
02: 3 Temmuz’dan bu yana yaşananları konu alan bir belgesel izledim FBTV’de, çok başarılı yapılmış ve kurgulanmıştı. Neredeyse dakika, dakika işleyen bir kurgu vardı. Fenerbahçe için yapılan belgeseli yeniden seslendirmeyi de çok istiyorum.
03: Moda, sanat ve edebiyat haricinde astrofiziğe de çok düşkünümdür, bunu da ilk defa size söylüyorum.
04: Ben Ankara Şekerspor’da Aydın Örs zamanında 8 sene profesyonel basketbol oynadım, bu nedenle sporcunun ruh halini de çok iyi bilirim. Örneğin; bizim basketbolcularımızın suratlarına baktığımda çok büyük bir inanmışlık görüyorum. Taraftarı karşılarında gördüklerinde yüzlerindeki ifade özetle şöyle; önce bir şok, sonra büyük bir hayranlık, sonra bunun içinde bulunmaktan dolayı büyük bir haz ve sonrasında bu hazzı paylaşmak. Her şeyin başladığı ve bittiği yer yine Fenerbahçe.
05: Bakış açısı demeyelim de "kaçış açısı" diyelim çünkü herkes ne yaptığının çok farkında ve herkes de bundan kaçmaya çalışıyor. Ben şöyle diyorum; Fenerbahçe 100 yıllık bir anıttır, bu 100 yıllık anıta herkes çiçeğini, sevgisini, saygısını bırakır fakat bazı insanlar da buraya siyah çelenk bırakır. Neden bizi içinize almadınız, neden her şeyde ilksiniz, neden her şeyi bizden önce düşünüyorsunuz, neden her şeyi bizden önce yapıyorsunuz; "Neden, Neden, Neden"lerin sonucudur, 3 Temmuz.
06: Bir sanatçı olursunuz ve bir diğer sanatçıda Allah vergisi olan yetenekleri çok kıskanırsınız, elinizden kıskanmaktan başka bir şey gelmez çünkü onun gibi olamazsınız fakat bunu engellemek için ayağına çelme takmak, kafasına vurmak veya başka şeyler yaptığınızda, bu zarar vermek olur, olay başka bir boyuta geçer. Çelme takarak sporu engellersiniz, bana göre Fenerbahçe’ye de bu yapılıyor ve ben buna çok üzülüyorum.

• Eski başkanlarımızdan saygıdeğer yazarımız Faruk Ilgaz bu ay "Fenerbahçe’nin ilk futbol takımını kuran kişi: Galip Kulaksızoğlu" ve "Fenerbahçemizde unutulmaz bir futbolcu: Yılmaz Şen" konulu yazılarıyla sizlerle buluşuyor.

• Yazarımız Alp Bacıoğlu, bu ayki "Zaman Tüneli" adlı köşesinde; Dünya futbol tarihinde bir rekor: Hiç gol yemeden şampiyon olan tek takım Fenerbahçe (1) konusunu işliyor.

• Köşe yazarlarımız Baki Aydın, Gürdoğan Yurtsever, Paşalı Birol, Ayşesu Zorlutuna, Gözde Ergünal, Jak Benzonana, Ege Özışık ve Oktay Ünsal gözden kaçmaması gereken konuları, yazılarına taşıyarak gündemi oluşturmaya devam ediyorlar.

• Ömer Keskin’in hazırladığı "Sarı Lacivert Lens"de bu ay; Sarı lacivert kanatlar ve Fenerin ağacı adlı resimler bulunuyor.

• Profesyonel futbol takımımızın Spor Toto Süper Lig’de, UEFA Avrupa Kupası’nda ve Ziraat Türkiye Kupası’nda geçtiğimiz ay içinde yaptığı tüm resmi karşılaşmaların maç özetleri ve çok özel istatistiki bilgiler derginizde…

• Futbol Altyapı ile basketbol, voleybol, yüzme, boks, masa tenisi, atletizm, kürek ve yelken şubelerimizden çok özel haberler, fikstürler, transferler, müsabaka ve şampiyona sonuçları Fenerbahçe Dergisi’nde.

• Fenerbahçe Spor Kulübü Spor Okulları Merkezi’nden Kış Okullarıyla ilgili haberler ve kayıt bilgileri derginizde…

• Yurt içi ve yurt dışındaki tüm derneklerimizden son haberler sayfalarımızdan sizlere taşınıyor.
• Fenerium, Fenercell, FenerNET, Premium Kart, Fenerbahçe Kart, Fantorya Kart, Fenerbahçe Dergisi Abonelik etkinlikleri derginizde.

• Fenerbahçe Spor Kulübü Eğitim Kurumları’na dair tüm haber ve etkinlikler derginizde.

• Dergimizin en sevilen köşelerinden minik taraftarlarımızdan birer merhaba geliyor sizlere… "Minik Kanaryalar" adlı köşemizde siz de çocuğunuzu Fenerbahçe camiasıyla tanıştırabilirsiniz.

• Fenerbahçe Dergisi, oyun ve bulmaca köşeleriyle de, taraftarın hayatına renk katmaya devam ediyor.

• Fenerbahçe Dergisi’nin 119. sayısı, gündemi oluşturan gerçek haberler ve hiçbir yerde görmediğiniz fotoğraflarla yine dopdolu. Bayiinizden ekleriyle birlikte istemeyi unutmayın.
Keyifli okumalar

Resmi Site