Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Bayanların Dünyası > Güzellik - Moda > Gelinlerin Dünyası
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Kırşehir Yöresi Düğün Geleneği

Gelinlerin Dünyası kategorisinde açılmış olan Kırşehir Yöresi Düğün Geleneği konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 24.02.2014, 20:39   #1 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
kalp Kırşehir Yöresi Düğün Geleneği

Kırşehir Yöresi Düğün Geleneği



ANADOLU toprakları üzerindeki eski uygarlıklarının çok olması nedeniyle inanılmaz derecede büyük kültür varlığına sahip bir toplum olma unvanı elde edilmiştir. İşte bu yüzdendir ki Türkiye'deki evlilik gelenekleri illere hatta ilçelere göre değişmektedir. Kırşehir ilimizde diğer illerden farklı bir evlilik geleneği vardır. İl merkezlerinde seven gençler bazen durumlarını ailelerine bildirmesiyle veya erkeğin ailesine duyurmasıyla birlikte kız isteme olur. Ama şehrin köylerin doğru gidildikçe evlenmelerin görücülük başlık gelinlik etme çok eşlilik gibi geleneksel yaşam tarzı geçerli olduğu görülmektedir. Yörede okul okumayan erkek evlatlar önce bir işe verilir. Daha sonra evlenme yaşı gelene kadar bu askerden bir yıl önce veya askerden hemen sonrada olur. Şayet erkek evlatlar okul okuyorsa ve üniversiteye gidiyorsa zaten o zaman okul bitip askere gidene kadar dokunulmaz. Aileler çocuklarına ya yemek sofrasında veya anne bir başka yere ziyarete giderek baba ile oğlu evde yalnız bırakır. Her ikisinde de çocuklarına "artık evlenme yaşın geldi senin için kız bakmaya karar verdik. Sevdiğin varsa bilelim bize uygun ise hemen istemeye düşelim" derler...


Damat adayı fikrini beyan eder. Evlatları eğer sevdiği bir kız olduğunu söylerse"Anne kızın ailesini araştırır ailesinin yaşam tarzı kendilerine uyuyorsa kızı bir de hamamda görür daha sonrada görüşmeler açılır". Şayet oğullarının sevdiği veya istediği kız yoksa o zaman oğlu olanlar için nişan düğün törenleri hamamlar kız beğenilecek yer arasındadır. Mucur’da ise bu amaçla ilkbahar yaz aylarında “köme” denilen kır gezisine çıkılır. Buralarda beğenilen kızlar bir bahaneyle oğlana da gösterilip görüşü alınır. Oğlanın görüşü olumlu olursa "gösterilen kız beğenilirse" o zaman araya kız tarafını tanıyanlarla irtibata geçirilir. Kızın da oğlanı beğenmesi sorulur ve erkek tarafı hakkında bilgi verilir. Ortamda sıcak hava eserse ilk görüşmeden sonra erkeğin ailesi yada çevrenin saygınlarından birkaç dünür gider. Kız ailesinin kapısı çalınır. Misafir gelindiklerini söylerler. Kız istemede tekerlemeye dönüşmüş şu sözler kullanılır. “Yedik içtik ölçüp biçtik gelene niye geldin denilmez Allah’ın emrine hiç karşı gelinmez bizim buraya gelişimizin bir maksadı vardı kerimenizi Allah’ın emri peygamberin kavliyle bizim mahduma istemeye geldik. Sen bu işe ne dersin?” Kız babası yada evin büyüklerinden biri de danışıp görüşmek için zaman ister. Bu zaman zarfında kız babası ve yakınları kız istemeye gelen aile ile evlenecek damat adayı hakkında araştırma yapar. Kimi yörelerde erkek ailesine verilen yanıt olumsuz olursa kızın evde kalması için evin bir yerine çivi çakılarak büyü yoluna baş vurulduğu da görülür. Bu olay bazen kavga ve olaylara da neden olmuştur. Bu tür davranışlar günümüzde kaybolmaya yüz tutmuştur. Kız istenmeye gidildiğinde olur cevabı alındığında “küçük şerbet” denen söz kesiminde şerbetler içildikten sonra kolye yada altın takılır. Buna “bellilik etme” denir. Başlık kesilir. Ailenin durumu uygunsa “iki başın görülmesi” yoluna gidilir. Başlık alınmaz kız evinin tüm harcamaları nişan ve düğünde alacağı eşya ve takı erkek tarafınca karşılanır. Kırsal kesimde iki başın görülmesi (nişan ve düğün masrafları ile eşyaların alınması) yanında başlık alındığı da görülmektedir. Başlık kararlaştırıldıktan sonra kız evince konuklara ağız denilen şeker lokum yada şerbet sunulur. Nişan kimi zaman 2 aile arasında yapılır. Evlerdeki takı ve yüzük takma işlemine “küçük nişan” denir. Ailelerin varlıkları düşük ise bu nişanın ardından düğün yapılır. Şayet ekonomik durumlar beklentinin üzerindeyse o zaman ev dışında “okuntu yeri” denen konuklarında çağrıldığı nişanlar merkezlerde salonlarda yapılır. Nişanlılık döneminde bayramlarda geline armağanlar götürülür. Bu genellikle boyalı koçtur. Gelinin anasından yada kendisinden armağan alınmadan koç verilmez. Daha öncede belirttiğimiz gibi her şeyi damat tarafı karşıladığı gibi kiralanan okuyucu kadının da masrafını damat tarafı karşılamaktadır. Kiralanan bir okuyucu kadın konu komşuyu düğüne çağırır. Düğünler genellikle Cuma günü başlar Pazar günü biter. Ama kentlerde düğünler artık bir gün sürmektedir. Düğün evinin belli olması için çatıya bayrak dikilir. Köylerde bayrak direğinin ucuna soğan ve elma takılmaktadır. Kırşehir düğünlerinde davul zurna yanında genellikle köçekte olur. Kadın kılığına girerek keman saz ve def eşliğinde oynayan erkeğe köçek denirdi.


Kentin Bağbaşı mahallesinden tutulan köçeklerle çalgılar bir ekip oluşturur. (Köçek oynatılması bugünlerde Valilikçe yasaklatılmış durumda bazen de bu yasak hiç görülmemektedir. AB normlarına uygun hale gelinmesi durumunda bu yasağın kalkacağı da belirtilmektedir. ) Cuma günü öğleden önce gelin öğleden sonrada güvey hamamı yapılır. Cumartesi öğle üzeri de kız evi komşularıyla birlikte düğün evine “hayırlı olsuna” gider yemek yenir. Düğün evinin erkek konukları da onları izler davul zurna eşliğinde kız evine gidilir 2-3 saat kalınır. Dönüşte gündüz kınası yapılır. Bu törende kına yakılmaz gelinin yeni giysileri konuklara gösterilir. Köçekler kadınların önünde oynar gelin bahşiş verir orada bulunanlarda alınlarına para yapıştırır. Gelin kınacı kızlara akşam yemeği verdikten sonra akşam kınasına geçilir. Konuklar toplanır. Gece köçeklerin oyunu ile başlar. Gelin yeniden giyinir. Kına bir tepsi içinde yapılırken “kına özenmiyor” diye bir söz atılır. Gelin bahşiş verdikten sonra kına sulandırılır. Önde tefçi kadın arkada gelin onun ardından da mumlar kına tepsisini taşıyan kızlar kına türküleri söyleyerek konukların bulunduğu odaya girer. Gelin kaynanası armağan verdikten (genelde cumhuriyet altını olur) sonra avcunu açar ve kınası yakılır. Eli sarılmadan önce evin bir duvarına basarak iz bırakılır. Sonra konuklara çerez dağıtılır. Tef eşliğinde türküler söylenir oyunlar oynanır. Kimi yörelerde kına gecesi dağıldıktan sonra ana-kız ağıtı yakılır. Yüzü tülbentle örtülen gelin ortaya oturtulur. Bu sırada söylenen kına türküleriyle ana kızın ağlanması sağlanır. Aynı gece kız evinin delikanlıları oğlan evine baskın yapar. Buna “kayın gitme” denir. Masalar kurulur. “dokuz butlu tavuk” istenir içkiler içilir. Sabaha doğru “dan pilavı” denilen tavuklu pilav yenildikten sonra herkes dağılır. Sabah gelin adayı hazırlanırken gelin bir odaya kapatılır. Yakınlarına “gardaş-emmidayı yolu” gibi armağanlar alındıktan sonra dışarı çıkılır. Babası gelini kayınbabasına teslim eder. O da “yan yengesi” denen gelinin arkadaş yada akrabalarından biriyle gelin arabasına bindirilir. Gelin alayı mezarlık ziyareti yeri gibi kutsal yerlerden geçerek Fatiha okurlar ve tüm çevreyi dolaşarak düğün evine gelinir. Arabanın sürücüsü güveyden bahşiş almadan gelinin indirilmesine izin vermez. Güvey gelini koltuğunun altına alarak eve girer. Ev girişinde gelin Kuran-ı Kerim altından ve de sözü dinlensin diye Kaynananın kolunun altından kapıdan geçirilir. Eşikte cebindeki bozuk paraları ve çerezleri gelinin başına saçar. O akşam komşulardan 5-10 genç “güvey başı” yemeğine çağrılır. Hoca dua okuyarak gelin ve güveyi odalarına götüreceği sırada gençler güveyi bir odaya kapatır. Tavuk baklava gibi armağanlar almadan bırakmazlar. Ertesi gün artık çiftler kendi evlerinde bırakılmışlardır. Damat veya gelin haber vermedikleri sürece bir hafta yanlarına kimse gelmez. Eğer yeni çift damadın veya gelinin ailesinin yanında kalıyorsa “gelinlik etmede” yeni gelinler belirli bir süre büyüklerinin yanında konuşmaz kaş göz işaretleriyle yada fısıldayarak anlaşırlar sofraya oturmazlar. Şehir merkezlerinde bırakılan bu gelenek kırsal kesimlerde geçerliliğini korumaktadır...


Alıntı.

__________________



Jade isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 00:23