|
Hikayeler kategorisinde açılmış olan Davul Dengi Dengine konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
22.08.2013, 08:32 | #1 (permalink) |
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. | Davul Dengi Dengine Davul Dengi Dengine Bir adamın hiç çocuğu yokmuş. Bir gün, çocuğu olmuş. Adam çok sevinmiş. Güzel bir eğlence düzenlemiş. Mutlu gününde dostlarıyla beraber olmuş. Çocuğun doğumunu kutlamışlar. Sağlıklı, gürbüz bir çocukmuş. Onun adını Osman koymuşlar. Osman, çok çabuk büyümüş, konuşmaya başlamış. Sevimli bir çocuk olmuş. Herkes onu çok seviyormuş. Babası da annesi de ona çok iyi bakıyorlarmış. Bebeklikten çıkmış, çocukluktan çıkmış genç bir adam olmuş. Bir gün babasına: - Baba, artık ben büyüdüm. Ata binebilirim, sürüyü otlatabilirim. Senin atına binip sürümüzü otatmaya gidebilir miyim? demiş, ama babası ona: - Sen daha küçüksün, diye karşılık vermiş. Ama Osman ısrar etmeye devam etmiş. O zaman babası ona: - Tamam, izin veririm; ama sürüyü toplamak istediğin zaman, kurgaya çık bağır ve olan her şeyi bana anlat! Bir gün Osman kurgana çıkıp bağırmış. Yerden bir tavşan çıkmış. Tavşan, Osman'a: - Ben senin gücünü öğrenmek istiyorum. Sen bana sopa vur. Şayet ben, sen vurduğun zaman deliğime girersem sen benden güçlüsün demektir. Eğer ben deliğime girmezsem o zaman ben güçlüyümdür senden, demiş. Güçlülük imtihanı başlamış. Osman bir defa vurmuş. Tavşan deliğine girmiş, ama arka ayakları geride kalmış. İkinci kez vurmuş. Bu defa tavşan çok az girmiş, ama üçüncü vuruşta tavşan deliğine tamamen girmiş. Tavşan deliğine girdikten sonra Osman eve dönmüş. Eve geldiği zaman her şeyi babasına anlatmış. Babası: - Aferin sana, bir gün ben de tavşanla karşılamıştım; ama ben ona yenildim. Demek ki sen benden daha güçlüsün. Aynı gün onlara misafirler gelmiş. Onlardan birisi: - Bir adamın kızını komşu ülkenin kralı kaçırmış... Osman bunu duyduğu zaman: - O kızı ben kurtarıp geriye getireceğim, demiş onu aramaya çıkmış. Sonunda kralın sarayının yakınına gelmiş. Orada kralın sarayında çalışan bir kadınla karşılaşmış, onunla tanışmış. Kadın, Osman'a: - Bizim kralımızın yanında, güzel bir kız var. Kralımız onunla evlenmek istiyor, ama o kız onunla evlenmek istemiyor. O diyor ki:"Kim kralla savaşır, gücünü ispat eder, kıralı yenerse ben onunla evleneceğim." diyor. Ben biliyorum ki sen çok güçlüsün. Kıralı sen yenebilirsin, demiş. Osman da bunları duyunca çok heyecanlanmış ve kadına: - Evet, demiş. Kadın: - Tamam öyleyse ben, ıslık çalınca onu al ve götür buradan. - Tamam, diye cevap vermiş Osman. Sonra saraya gitmiş. Bakmış ki kralın yedi yüz muhafızı var. Bu yüzden hiç kimse kızı kaçıramıyor. Osman sarayın kapısına gelmiş. Islık sesini duyunca koşmuş, muhafızların arasından geçmiş ve kızı alıp kaçmış. Kız çok güzelmiş. Saçları altın gibi sarı gözleri zümrüt gibi yeşil ve dişleri de inci gibiymiş. Kral bir anda olup bitenler karşısında şaşırıp kalmış. Adamlarına: - Yakalayın! Tutun onu! diye emretmiş. Muhafızlar, Osman'ın ardından koşmuşlar, ama onu yakalamak mümkün değilmiş. Osman o hızla, dağlar geçmiş, taşlar geçmiş, bir deniz kenarına gelmiş, denizden de yüzerek geçmiş. Sonunda babasının evine gelmiş. O kızla evlenmiş. Gelin damat birine çok yakışmış. Güzel kıza yakışıklı oğlan yaraşır, davul davul dengi dengine vurur derler ya... Şimdi onların mutlu bir hayatları varmış. Onlar ermiş muratlarına, darısı bekarların başına. Kaynak: Deniz Atı, 2. Baskı, Gonca Yayınları, İstanbul-2004
__________________ |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |