Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Din Ve Maneviyat > İslamiyet
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

İslamda Mezheplerin Hükmü

İslamiyet kategorisinde açılmış olan İslamda Mezheplerin Hükmü konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 22.09.2014, 10:36   #1 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart İslamda Mezheplerin Hükmü

İslamda Mezheplerin Hükmü

Usul-i dinde (akaidde) ihtilaf zararlıdır. Akaidde ihtilaf, bid'at ve sapıklığa götürür. Sapıklık da büyüdüğü zaman küfre kadar iletir. Akaidde ihtilaf, İslam ümmetinin birliğini bozar, dinde tefrika doğurur. Bu sebeple, sahabe ve bunlara güzellikle tabi olan selef alimleri Usul-i dinde (akaidde) ihtilafı haram saymlş1ar ve buna asla cevaz vermemiş1erdir. Çünkü ümmetin birlik ve dayanışmasını aynı iman esasları etrafında ittifak etmek sağlar. Kamil imanın mü'minleri birbirleriyle birleştirdiği kadar başka hiç bir şey birleştiremez: "Ve (Allah) onların gönüllerini (iman ve Allah sevgisiyle birleştirendir. Sen yeryüzünde bulunan her şeyi harcamaz olsaydın yine onların (müslümanların) gönüllerini bu derece kaynaştıramazdın Çünkü Allah onların aralarını (iman ile) birleştirip kaynaştırdı. Çünkü O mutlak galibtir, yegane hüküm ve hikmet sahibidir" (el-Enfal, 8/63).

İslam birliğini parçalayıcı nitelikteki akide ayrılıklarının haram olduğuna delalet eden ayetler çoktur: "Hepiniz toptan Allah'ın ipine sarılınız. Ayrılıp parçalanmayınız." "Siz kendilerine apaçık deliller geldikten sonra ihtilaf ederek dağılıp parçalananlar gibi olmayın"(Alu İmran, 3/103,105). Hz. Peygamber'in Allah tarafından' getirmiş olduğu kesin delillerle sabit olan bir hükmün kendisi ihtilaf konusu yapılamaz. Dinden olduğu kesin delillerle bilinen esaslardan (zarurâtı diniyyeden) birini veya birkaçını inkâr eden bir mezhebin İslâm ile alakası kesilir.

Fıkıhtaki ihtilaflar, itikattaki ihtilaflar gibi bid'at ve delâlete götürmez. Usul-i din ile füru-ı dindeki (amelî hükümdeki) ihtilaf arasında büyük fark vardır. İslâm dininin akaidinde kesin delilsiz ihtilaf haram, bid'at ve dalalet sayılırken fıkhi meselelerde içtihadların farklılığı rahmet sayılmıştır. Böylece zaman ve mekânlara göre Muhammed ümmetine geniş imkânlar sağlanmış olur. Hz. Peygamber (s.a.s.) Muaz İbn Cebel'i (v.19/640) Yemen'e vali olarak gönderirken ona sordu. "Ne ile hükmedeceksin?" O da "Allah'ın kitabıyla" "-Onda bulamazsan." Muaz: "Rasulullah'ın sünnetiyle hükmederim" dedi- "Bunların herikisinde de bulamazsan ne yaparsın." diye sorunca, Muaz: "O zaman re'yimle içtihad ederim." dedi. Rasulullah bu cevaptan memnun kalarak

"Rasulünün elçisini, rasulünün razı olacağı bir şeye muvaffak kılan Allah'a hamdolsun " dedi (Ebû Dâvûd, el-Akdiye, 11; Ahmed b. Hanbel,Müsned, V, 230, 236). Böylece Rasulullah Kitab ve Sünnet'te hükmü bulunmayan meseleler hakkında ictihad etmesine izin verdi. Fakih sahabiler de Muaz b. Cebel'in yolunu takip ettiler.

Yalnız "mevrid-i nas'da içtihada mesağ yoktur" yani Kitab ve Sünnet'te hükmü bulunan bir mesele içtihad konusu olamaz. Nasslardaki hükmü ne ise onunla hüküm verilir. Hadisler mütevatir, meşhur, ahad, muttasıl, munkatı, mürsel gibi kısımlara ayrılır. Mütevatir (bunun sayısı çok azdır) ve meşhur hadisi her müctehid delil olarak alır. Hanefiler hadis hususunda titiz davrandıkları için çoğu zaman ahad haberi delil olarak kabul etmezlerdi. Şâfiî, ahad haberi kıyasa tercih ederdi.

Tabiin ve Tebe-i Tabiin devrinde Hicaz'da hadis bilenler çok olduğu için Hicaz fukahasına "Ehlül-Hadis" denmiştir. Irak'ta daha çok rey, kıyas ve içtihad yoluyla hüküm verildiği için, Irak fakihlerine de "Ehl-i Rey" denilmiştir.

Hicri I. asrın sonlarından itibaren mezheblerin kurucuları, akaid ve fıkıhtaki görüşlerini beyan ederler, meselelerin hükümlerini açıklarlardı. Bunlardan okuyanlar ve yazanlar, sözlerini ve içtihadlarını duyan insanlar, bunların görüş ve açıklamalarına uyarlardı. Böylece bu zatların görüş ve içtihadları halkın anlayışlarında bir mezheb olarak yerleşir kalır. Mezheb sahibi olan bu büyük âlim ve imamlar hiç bir zaman, biz bir mezheb kuruyoruz, bize uyunuz, diye halkı görüşlerine uymaya çağırmazlardı. Hükümdar, emir gibi kimselerin davet ve emriyle de bir mezheb kurmaya yeltenmemişlerdi.

Fıkhi ihtilafın cevazıyla beraber mezhebi içtihadın Kur'ân'ın ruhuna uygun olması gereklidir. Yani içtihat tevhid, mahlukata şefkat, başkalarının can, namus ve mal haklarına hürmet, iffet, adalet, eşitlik, istikamet, emanet ve vazifelere riayet, iyilik ve bunda yardımlaşma esaslarına aykırı olmamalıdır. Peygamberimiz, müctehidin içtihadında isabet ederse, iki sevab, iyi niyetle Allah rızası için yaptığı içtihadında hata ederse, bir sevab alacağını söylemiştir (Buhari, el-İ'tisam, 21; Müslim, el-Akdıye, 6).

Bid'at Mezheplerinin Özellikleri

Bid'at; bazı kimselerin dinde olmayan bir şeyi sonradan ortaya atıp bunu şer'î imiş gibi göstermeleri ve bununla Allah'a ibadeti kasdetmeleridir. Bid'atlar, küfre götüren ve küfre iletmeyen olarak iki kısımdır. Mesela; Bahaîlerin Hz. Muhammed'in son peygamber olmayıp ondan sonra rasullerin geleceğini iddia etmeleri. Nusayrîlerin Hz. Ali'ye ulûhiyyet isnad etmeleri küfürdür. Mu'tezile'nin Kelâmullah'ın mahlûk olduğu görüşünde olmaları ise, küfre götürmeyen bir bid'attir.

Acaba akaidde hangi ihtilaf sünnet dairesinde, yani Rasulullah ile ashabının takib ettiği yola uygun, hangisi Rasulullah'ın akide sünnetinin dışındadır. Küfre giren bir mezhebi tesbit etmek kolaydır. Fakat akaid sahasında ortaya atılan bütün bid'atları tesbit etmek, imkânsız değilse de çok zordur. Bid'at mezheblerinin bütün alâmetlerini tam olarak vermek zor ise de bunların açık ve genel özellikleri şöyle sıralanabilir.

1- Müslümanların büyük kalabalığından, ehl-i İslâmın büyük çoğunluğundan ayrılmak. Sahabiler ve büyük müçtehid imamların yolundan gidenler, müslümanların büyük kalabalığını teşkil ederler. Bunlara da sünnîler denilir.

2- Kendi heva ve heveslerine tabi olmak. Delilsiz takib edilen yollar eğridir ve bid'at yoludur.

3-Mütevatir hadisten başkasını kabul etmemek küfre götürmezse de sahih hadisleri kabul etmemek eğrilik ve sapıklığa götürür.

4-Kitab ve Sünnet'te bulunmayan bir kavli veya bir fiili şer'î ve dini olarak ortaya attıklarında, halkı bunu kabul etmeye zorlamak, halkı buna uyması için baskı yapmak.

5- Kur'an'ın muhkemini bırakıp müteşabihlerine tabi 6lmak ve muhkem âyetleri de delilsiz keyfi olarak te'vil etmek.

6- Hüküm çıkarırken Kur'anın bütünlüğüne riayet etmemek. Halbuki Kur'an'ın birbirleriyle çelişen hiç bir âyeti yoktur. "Eğer o (Kur'an) Allah'tan başkası tarafından olsaydı, elbette içinde birbirini tutmayan pek çok şeyler bulurlardı" (en-Nisa, 4/82).

7- Zarurat-ı diniyyeden birini veya bir kaçını inkâr etmek, iman esaslarının zıddı olan bir takım inançlar taşımaları sebebiyle bazı mezhebler küfre düşmüşlerdir.

__________________
Kadının gücünü
Hafife Alma.








Her Yol Sana Çıkar
Galatasaray !


EbruLi isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 22:41