|
Kadınca Genel kategorisinde açılmış olan Kadın Çocuk Doğurmaz Toplumu Doğurur konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
23.12.2015, 17:15 | #1 (permalink) |
| Kadın Çocuk Doğurmaz Toplumu Doğurur Kadın Çocuk Doğurmaz Toplumu Doğurur İslâm, Müslümanlar arasında toplumsal, ahlâkî kişiliği geliştirmeyi amaçlar. Bu konuya ilişkin nassların çokluğu da İslâm’ın ahlaka ve toplumsal kimliğe ne kadar önem verdiğini gösterir. Olgun ve kamil manada nasıl bir toplumun sağlanması gerekiyorsa, İslâm tüm bunların üzerinde bir bir durarak, gerekeni yapar. Dinimizin temeli arasında yer alan bu toplumsal ahlâk, o manada kapsamlı ve şümullüdür ki, başka her hangi bir toplumsal eğitimin programlarında görmek mümkün değildir. İslâm’ın üzerinde hassasiyetle durduğu bu görev de insana verilerek, kadın-erkek ayrımı yapılmaksızın “hayırlı toplum”un oluşumu sağlanmaktadır. İslâm literatüründe, kadının da erkeğin de ruhunun Allah’tan olduğu gerçeği, “Rabbiniz sizi tek bir nefisten yaratmıştır” (1) hükmüyle ispatlanmıştır. Bu da gösteriyor ki, “hayırlı toplum”un oluşturulmasında kadın ve erkek omuz omuza çalışacaktır. Çünkü İslâmiyet sosyal hayatta, kadın ve erkeğin seviyelerini eşit tutmuştur. Erkek yaşamak için ne gibi haklara sahipse, kadın da aynı haklara sahiptir. Kur’an’da yer alan “birbirinizdensiniz,” (2) prensibi kadınla erkeği bir bütünün iki parçası kabul etmiştir. “Herkesin kazandığı iyilik, kendi yararına, kazandığı kötülük de kendi zararınadır,” (3) prensibi de bu hususta esas alınmıştır. Ne var ki İslâm dininde kadın ve erkeğin durumları ayrı ayrı değerlendirilmiş ve erkekten farklı olarak kadına verilen roller olmuştur. Bunlardan biri; kadın, toplumdaki yeri itibariyle bir tarlaya benzetilmiştir. (4) Yani insan neslinin devam etmesi için tarlalık görevi kastî bir şekilde ve özel olarak Allah tarafından kadına verilmiştir. Demek oluyor ki, kadının topluma nispeti, tarlanın insana nispeti gibidir. Bu da gösteriyor ki kadın, şeytanın oklarından bir ok, toplumu ifsat eden bir silah olabileceği gibi toplumun ahlâkının emniyeti ve istikrar unsuru da olabilir. Bunu belirleyen de İslâm’dır. Bu bağlamda Müslüman kadını ele alacak olursak, hayatta taşımakta olduğu ödevleri bakımından, sosyal yönünün bulunması, sosyal faaliyetlere katılması, bulunduğu toplumda etkin rol alması gerekir. Hayat ona ne türden görev tanımış, imkanlar ne nispette ona fırsat sağlamışsa, bunun gereklerini yapmalıdır. Müslüman kadın, gücü nispetinde, toplumda, hanımlar arasında görev alarak onların arasına katılacak, onlarla ilişkisini İslâm’ın yüce ahlâki esaslarına göre sürdürecektir. O taşıdığı İslâmi ahlak ile öteki kadınlardan farklı olduğunu ispatlayacaktır. Bunun için de öncelikli olarak kendini hazırlayacak iyi bir donanıma sahip olmalıdır. Toplumun eğitiminde aktif rol alması gereken Müslüman kadın, öncelik sırasını iyi belirleyecek ve topluma kazandıracağı fertleri eğitmeyle işe başlayacaktır. Yani anneliğini, birey ve toplum açısından en ideal şekilde göstererek, anneliği, basit ve sıradan bir iş olarak görmeyecektir. Çünkü anne olma yetisi, bir rastlantı sonucu verilen bir görev değil, aksine bilinçli bir çaba gerektiren, bilgiye ve beceriye dayanan, toplumsal bakış açılı bir olgudur. Müslüman kadın için annelik, insanî sorumluluğu taşıyan bir bütün olmalıdır. Çocuklarıyla ilgilenmesi, bütün insanlığa, topluma karşı duyduğu ilgi ve sorumluluğun kendi payına düşen önemli bir parçası olduğunu bilmelidir. Çünkü o, ev kadını ve anne olarak, dünyanın dışında değildir. Diğer yandan, evde oturup çocuk yetiştirmesinin ötesinde, kendisine kimi yeteneklerinden dolayı ihtiyaç duyulan alanlarda çalışmak istemesi durumunda, eşiyle ve evdeki büyükleriyle bu konuda bir birlikteliğe varmışsa ve yapacağı çalışma, topluma fayda sağlayacak, kendinden de İslamî bir şeyler kaybettirmeyecek hatta kazandıracaksa, bu alanda da kendine ihtiyaç olduğunun bilinciyle hareket etmelidir. Buna günümüzde vereceğimiz birçok isim vardır. Bu şekilde hizmet eden ve aynı zamanda anneliklerini sürdüren bir çok kadın vardır. Mesela Mısırlı gazeteci Safinaz Kazım, Iraklı Amine Sadr da hem anne hem de yazardır, Mısırlı Zeynep Gazali hem hizmet eden, hem de evliliğini sürdüren bir hanım. Bunların sayısını çoğaltmak mümkün, ama önemli olan biz nasılız? İşte biz de, kendi yeteneklerini köreltmeksizin, toplumsal faaliyetlerde bulunurken, bir yandan da iyi bir eş ve iyi bir anne olmayı da başarabilmeliyiz. Çünkü öncelikle kadın ve anne olduğumuzu unutmamalıyız. Bizim yetiştireceğimiz o çocuk, yarın bu toplumun bir ferdi olacaktır. Ve topluma kazandırılacak hayırlı evlatlar sayesinde, toplumun refahı sağlanmış olacak. Yani kadın, çocuğunu eğitirken toplumu da eğitmiş olacak ve böylece kadın, çocuğunu değil, toplumu da doğurmuş olacaktır. Bunların yanı sıra Müslüman kadın, tüketiciliğe ağırlık veren bir yaşam tarzı yerine, tüketimi sıfıra indirmeyi hedefleyen yalın bir yaşantıyı yeğlemekle de topluma en büyük katkıyı sağlamış olacaktır. Müslüman kadın, topluma yön vermek istiyorsa, kendi gibi topluma yön veren Müslüman hanımların hayatlarını okumalı ve kendine düşen görevin bilincinde olmalıdır. Nene Hatunları, Nesibe Hatunları, şair ve yazar kadınları ve daha nicelerini tanımalıdır. İyi anne ve iyi eş olan kadınların özelliklerini bünyesinde barındırmayı bilmelidir. Kadın, her türden fazilet ve değerleri, kahramanların gönlüne nakşedendir. En yüksek değerleri o kazandırır. Hayatın yaşanırlığını, sevgiyi, saygıyı, merhameti, güzelliği hep kadın verir. Kısacası evlerdeki rahat ve huzurun, sevgi ve kararlılığın kaynağı kadındır. Ve bu kaynağı topluma aşılayacak olan da odur. İşte bütün bunları hazırlayacak olan yegâne ve tek kadın, sadece ve sadece gücünü inancından alan “Müslüman Kadın”dır. Müslüman kadın, görevinin ve sorumluluğunun yerini iyi bilecektir. Neticede o, temiz ve apaçık İslâm çerçevesinde hareket ederek, gerçekler ve doğrularla muamelede bulunacak, ayakları net olarak yere basacak ve toplumun problemlerini kolaylıkla anlayacaktır. Böyle kadınlardan olmamız duasıyla emanet edilmesi gereken en “Emin”e emanet olunuz. Mine İzgi |
23.12.2015, 17:33 | #2 (permalink) |
Özel Üye | Cevap: Kadın Çocuk Doğurmaz Toplumu Doğurur Ahlaki yozlaşmaya uğramış milletlere bakın kadınların durumu yerlerde. Bir kadın çocukken ne görmüşse öyle çocuk yetiştirir. Sürekli şiddet görmüşse piskopat yetiştirir, her seferinde para mevzusu yüzüne vurulmuşsa paragöz evlat yetiştirir, sevgi ve bilgi ile büyümüşse bilge bir çocuk yetiştirir. Onun için erkekler olarak bizler kadınlara karşı olan davranışlarımızı pek çok kez gözden geçirmemiz gerek. Ama bundan dahada önemlisi kadınların birbilerine karşı olan davranışlarının değişmesi gerek. Daha güzel olma yarışı, mutlu olanların bu konuda gereksiz yere hava atması, olmayanın gereksiz kıskançlık içinde bulunamaması gerek. Sonuçta bir insanı hemcinsi kadar ince anlayabilecek başka karşı cins yoktur ... |
02.01.2016, 22:10 | #3 (permalink) |
Siyahı da Gökkuşağından Dışlamadılar mı? | Cevap: Kadın Çocuk Doğurmaz Toplumu Doğurur Erkek insanogludur kadın insan |
02.01.2016, 22:37 | #4 (permalink) |
Özel Üye | Cevap: Kadın Çocuk Doğurmaz Toplumu Doğurur Ne güzel söylemiş Neşet baba. Mekanı cennet olsun Hatırlattığın için sanada ayrı bir teşekkürüm var Tabi konunun sahibinede
__________________ Her şey akar, su, tarih, yıldız, insan ve fikir; Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir. |
02.01.2016, 22:47 | #5 (permalink) |
Siyahı da Gökkuşağından Dışlamadılar mı? | Cevap: Kadın Çocuk Doğurmaz Toplumu Doğurur Çok değerlidir merhum Neşet ertaş her parçasını bilirim mekanı cennet olsun rica ederim |
02.01.2016, 23:22 | #6 (permalink) |
Özel Üye | Cevap: Kadın Çocuk Doğurmaz Toplumu Doğurur Insandan doganlar insan olurlar hayvandan doganlar hayvan olurlar anlayana |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |