|
Kadınca Genel kategorisinde açılmış olan Yalnızlığa Çok Fazla Alışmak konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
20.02.2014, 16:41 | #1 (permalink) |
| Yalnızlığa Çok Fazla Alışmak Yalnızlığa Çok Fazla Alışmak En sevdiğiniz kişiye bile aynı evin içinde üç günden fazla dayanamıyorsanız siz de yalnızlığa çok fazla alışmışsınız demektir. Çevremizde yaptığımız gözlemlerden yola çıkarak bu duyguyu hissedenin sadece siz olmadığınızı garanti edebiliriz. Bakın yaşayanlar ve uzmanlar konuya nasıl yaklaşıyor… “KENDİMLE HİÇ DERDİM YOK” “Yalnız kalmak çoğu kişinin korkulu rüyasıyken benim için adeta bir bağımlılık ve rahatlık. Oldum olası biraz içine kapanık bir çocuktum ama arkadaşlarımla ailemle ilişkilerim hep iyi oldu. Sanmayın ki hiç sevenim ilgilenenim yok. Elbette var. Üniversite yıllarına kadar ailemle yaşadığım için içimdeki bu “kendi kendine kalma” isteğini göz ardı edebildim. En fazla akşam yemeğinden sonra odama kapanıp uyku saatine kadar tek başıma vakit geçiriyordum. Ne zaman üniversiteyi kazandım ve şehir dışında okumaya başladım o zaman hayatımda yepyeni bir sayfa açıldı. Kendi evimde tek başıma istediğim gibi yaşamak! ‘Eve kaçta döneceksin’ ‘tabağını neden kaldırmadın’ gibi sorular soran kimse yok. ‘Üstüme başıma dikkat edeyim kendime çeki düzen vereyim’ derdi yok. Zamanla bu rahata o kadar alıştım ki! Bir yıldır birlikte olduğum ve gerçekten çok sevdiğim bir erkek arkadaşım var. Onunla çok mutluyum; harika vakit geçiriyoruz. Yalnız bir sorun var; böylesine sevdiğim tutkuyla bağlı olduğum erkeğe bile aynı evde en fazla üç gün tahammül edebiliyorum. Bir süre sonra ‘keşke evine gitse biraz yalnız kalsam’ düşünceleri kafamda dolanmaya başlıyor. İlk başlarda bunu garipsememiştim ama şu an tedirginlik duyuyorum. Kişi yalnızlığı en sevdiğiyle olmaya tercih ediyorsa burada bir problem var demektir bence. GÜÇLÜ KADINLAR YALNIZLIĞI SEVİYOR Yalnızlığı birileriyle olmaya tercih eden kadınların sayısının gün geçtikçe arttığını fark ettikten sonra durumu biraz irdelemek ve bir uzmana danışmak istedik. Bu kadınlar neden çevrelerine karşı bu kadar tahammülsüz? Uzman Psikolog Ayben Ertem’e göre iş dünyasında kariyer sahibi ayakları üstünde duran erkeklerle omuz omuza çalışan hatta onlarla rekabet eden yahut da onları yöneten kadınlar yalnızlığı seviyor. Kendine güvenen başarılı ve sosyal hayatı da hareketli kişiler uzun süre yalnız olabiliyorlar ve bu güçlü kadınların mükemmeliyetçilik ve kontrolde olma gibi takıntılı davranışları gözlemleniyor. Çok fazla kontrolcü ve mükemmeliyetçi oldukları zaman da bir süre sonra karşılıklı kızgınlıklar tahammülsüzlükler agresiflikler ortaya çıkabiliyor ve bunun sonucunda çevresiyle ilişkileri sonlanabiliyor. Yapılan çalışmalarda yalnız yaşayan kişilerde (kadın ve erkek) bir süre sonra alkol ya da uyuşturucu bağımlılıkları ortaya çıkabildiği gözlenmiş. Buna bağlı olarak da bir süre sonra kişilerde kimseye sabredememe çabuk öfkelenme durumu yaşanabiliyor. Evlilik olmasa bile düzenli ilişki yaşayan kadınların bir bütünleşme içinde olduğunda kendi davranışlarını daha fazla kontrol altına aldıkları ve buna bağlı olarak da mental sağlıklarının da daha iyi olduğu bir gerçek. Yalnızlığa olan bağlılık zamanla ciddi problemlere yol açabiliyor. HANGİ NOKTADA TEHLİKELİ? Yalnızlığa olan bu düşkünlüğün tehlikeli bir noktaya ulaştığını düşünmeye başladıysanız ve gerek birlikte olduğunuz erkekle gerekse sosyal çevrenizle ilişkileriniz kopma noktasına geldiyse mutlaka bir uzmandan yardım almalısınız. Ertem yalnızlığa alışmanın dezavantajlarını şu şekilde özetliyor: “Yalnızlığa alışmak o kadar da kolay değil aslında. Çok başarılı kadınların bile bir aile kurma çocuk sahibi olma istekleri olabilir ama bunun için zaman ve fırsat yaratamayabilirler. Özellikle insanlar yaşlandıklarında hayatı paylaşmak istedikleri birisinin özlemini daha fazla çekebilirler. Yaşlandıklarında sağlık sorunları çıktığı zaman onlara kimin bakacağıyla ilgili endişeleri olabilir. Yalnız kadınların depresyona girme immun sistemini etkileyen hastalıklara yakalanma riski artabiliyor; düzenli yemek yemeyebiliyorlar sigara tüketimi artabiliyor çünkü bir destek sistemleri olmuyor. Yapılan çalışmalara göre yalnız kadınların kalp krizi geçirme riski de daha yüksek oluyor. Yalnız olan ve bundan sıkıntı duyan kadınlar öncelikle kendilerini tanımalı ne istediklerini beklentilerini özlemlerini anlamalı. Nerede sıkıntı olduğunu hangi alanda zorluk yaşadıklarını keşfederlerse girdikleri sosyal ortamlarda davetlerde hatta bir seminerde birileriyle tanıştıklarında onu bir ilişkiye çevirme ve bunu sürdürme ihtimalleri daha fazla olur. Bir ortama girdiklerinde insanlar kendilerine yaklaşılmasını bekler yaklaşılmadığında hayal kırıklığına uğrar ya da bazı insanlar çok hassas davranır karşı tarafın söylediği bir cümleye takılır ve konuşmayı sürdürmez. Bunun yerine kişi kendisi de yaklaşabilir sosyal bir ortam yaratabilir. Bunu yapmakla ilgili de sıkıntıları varsa yine kendi özüne dönüp nerede problem olduğuna bakmalı hatta gerekirse profesyonel bir yardım almaktan çekinmemeli.” Siz de içinde bulunduğunuz durumdan şikayetçiyseniz buna bir “dur” demenin zamanı gelmiştir. Öncelikli olarak çevrenizle barışmayı deneyin ve mutlaka bir uzmandan yardım alın. Bir ömür yalnızlık gerçekten çekilmez olabilir…
__________________ Taklitler aslını yaşatır. KIPSS. Ben soğuk değilim, siz cıvıksınız. . |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
Seçenekler | Arama |
Stil | |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |