Sevdiklerimizin Aziz Hatıraları



Tanrı dedi ki:

Canım, senin ölüm dediğin an her daim huzur doludur. Bir mücadele yoktur. Her zaman mevcut olana –ki bu Ebediyettir- bir teslimiyet vardır. Dünyada deneyimlendiği kadarıyla hayat, hayatın hakikatine karşı bir mücadeledir genellikle. Dudaklarınız bunun aksini söylese, böyle olmadığını ifade etse de Yeryüzündeki hayatın sonsuza dek sürmesi gerektiğini düşünürsünüz. Lakin hakikat, hayatın kendisinin daim olduğu, sonsuz olduğudur. Sadece Var Oluş vardır, Varlık vardır. Ölüm yoktur. Sonrasında da bir hayat söz konusu değildir; çünkü hayat zaten hep devam eder, asla nihayet bulmaz. Bedenler geri plana çekilir, bedenler ayrılır. Ruh Varlığı Benimle kalır ve her daim sizinle kalır o. Ölümün beraberinde değişen sadece fiziksel olandır. Ama fizikselliğe nasıl da düşkün, nasıl da bağımlısınızdır sizler. Onu sıkı sıkı tutan parmaklarınızı ise er ya da geç gevşetirsiniz.

Fiziksel olanın da kendi kendine bir hayatı yoktur tabii ki; burası çok bariz. Siz asıl, itici güç olarak bedeni görürsünüz. Ancak bunun olamayacağını da bilirsiniz. Ruh varlığı bedeni takip etmez. Beden bağımsız bir öğe değildir. Beden size refakat eder, siz ona değil.

Beden, sizi orada burada takip eden bir tasma gibidir adeta. Sizi dünyaya bağlar; böyle olmakla birlikte bir bağınız, zinciriniz de yoktur sizin.

Uzak ya da yakın bir sevdiğinizin bedeni öldüğünde yüreğinizde muazzam bir kayıp duygusu hissedersiniz. Ölümün gölgesi dahilinde tüm ruhların biri birleriyle bağlantıda, biri birleriyle temas halinde olduklarına yönelik bir ipucu yakalarsınız. Kayıp duygusu, zihnin bir numarasıdır canlarım.

Sevdiğiniz bir başka kapıdan geçmiştir. Bu kapı ise yeryüzünde bildiğiniz diğer tüm kapılardan, eşiklerden çok daha engindir. Fakat sevgi bağı da, dostluk da asla sona ermemiştir. Sevdiğiniz şimdi sizinledir. Şimdi sizinle daha çok beraberdir çünkü fiziksel yaşamın dikkat dağıtan, oyalayan, akıl çelen unsurlarından bağımsızdır artık. Sadece sevginin yakınlığı yönünde çekilmektedir, başka hiçbir yöne değil. Sevgiye yakın oldukça da ruhunun nefesi dahilinde herkesi sevgiye yakınlaştırmaktadır.

Sevdiğinizin dünyevi ölüm koridorlarından geçmesi sadece semboliktir. Bir geçiş yoktur. Hiçbir şey değişmemiştir. Gidecek de ayrılacak da bir yer yoktur. Tek fark sizin düşünceleriniz dahilindedir. Fiziksel varlığın ve tüm o duyuların mevcudiyeti tarafından ele geçirilmiş durumdasınızdır. Duyular fizikseldir. Fiziksel görüntüyü ve sesi özlersiniz. Bedenin kaplamakta olduğu o hayali alanı özlersiniz. Dünyevi yanıtları, etkileşimleri özlersiniz. Lakin bağlantı her daim masundur, hiç bozulmamıştır, hiç bozulmaz ve Birlik algınız, Birliğe yönelik duyularınız da daha rafine, daha mütekamil olma şansına sahiptir artık.

Parti yeryüzünde yapılmaktadır ve şimdi de konuklardan birisi eve dönmeye tenezzül etmiş, bu tevazuyu göstermiştir; sizse hala partidesinizdir. Sizin de bir parçanız eve dönmeyi istemektedir. Ama sevdiğiniz kişi partiden ayrıldığı için yas tutarsınız. Sevdiğinizin partiden ayrılmış olması onun gittiği anlamına gelmez. Sadece sizin görüş alanınızın dışındadır artık. Düşünceleriniz dahilinde kalır o; lakin düşünceleriniz yanlış yönlendirilmiş, yanlış bilgilendirilmiştir. Sevdiğiniz kişi eve dönmek üzere bir taksiye bindiği için sevinç duyabilecekken düşünceleriniz size üzülmenizi söylemektedir, halbuki o taksiye teker teker siz de binersiniz zamanla.

Partiden ayrılmaya korkarken bir yandan da sevdiğinize eşlik etmek, ona katılmak istersiniz.

Sevgi, bağlılık, dostluk zihinde değil yürektedir. Zihninizin size hayatın sona erdiğini ve sevginin, dostluğun bittiğini söylemesine izin vermeyin. Aslında kalbiniz, sevdiğinizin hala burada olduğunu söylemesi, buradayım demesi için yanıp tutuşmaktadır. Göremediğiniz fakat yüreğinizde hala hissettiğiniz bu ruh – işte sevdiğinizin hakikati, aslı budur. Her daim de buydu.

Fiziksel olan, pek çok dekor ve sahneyle doludur. Makyaj vardır. Lakin makyajın altı, perdelerin ve dekorun arkası gerçek hayatın tecelli ettiği yerdir. Perde açık ya da kapalı olsun, ne değişir ki? Sadece bir perdedir bu, hayali bir perde. Geçirgen bir tül veya kalın bir kadife de olsa hala hayalidir, yanılsamadır.

Ayrılmak yoktur. Ayrılık yoktur. Kayıp yoktur. Kalbinizin neden bu kadar çok sızlaması gereksin? Bu kalp sızısını serbest bırakın; bırakın onu. Sevdiğiniz sizinle, ona sahipsiniz. Hiçbir yere gitmedi ki. Burada, sizinle birlikte o.

Çeviren: Engin Zeyno Vural