Günün saatleri



Tanrı dedi ki:

Yapmanız gereken çok fazla şey olduğu hissini taşıdığınız zamanlarda bu hissin öğrenmiş olduğunuz bir şey olduğunu bilin. Bunalmayı, mağlubiyet duygusuna kapılıp boğulmayı öğrenmiştiniz. Bunu öğrenmiştiniz siz. Şimdi de her şeyi başarabileceğinizi, üstesinden gelebileceğinizi öğrenin. Kendinize itibar edin biraz. Kendi kendinize köstek olmak niye ki?

Her şeyin yapılmasını sağlayabilirsiniz. Kendinize itibar ettiğiniz zaman her şeyi çok daha iyi yapabilirsiniz.

Dünyadayken tabii ki lastik gibi gerilip esnetiliyorsunuz. Dünyanın yaptığı budur. Dünyevi meşguliyetler onları aşasınız diye vardır.

Kendinize “Bana yirmi dört saat yetmiyor,” ya da “Yapmam gereken her şeye yetecek kadar zaman yok bir günde,” diyor olabilirsiniz.

Kendisine “Bu gece iyi bir uyku çekmem lazım ya da hiçbir şey için yeterince iyi değilim,” diyen aynı kişi de olabilirsiniz aslında.

Yeterince uyuyamadığınızı düşünmek gibi; bu uyku saatlerini de sırf uykunuzun gelmediğini, zamanın da yavaş yavaş aktığını keşfetmek için illa ki yatarak geçirmeniz gerektiğini düşünmek gibi sırf kendi kendinize empoze ettiğiniz bazı gereklilikler de mevcut olabilir. Yirmi dört saatin yeterli olmadığını ya da bir günün yeterli saate sahip olmadığını kendinize telkin ediyor olabilirsiniz ve günün saatleri yeterli sayıda olsa bile bu zamanı yine faydalı bir şekilde kullanamazsınız çünkü gece iyi uyumamışsınızdır. Bu işleri kendiniz için biraz kolaylaştırın artık.

Bu içerikteki propagandalara son verme zamanıdır şimdi. Uyumuş olsanız da olmasanız da işleri gayet güzel idare edebilirsiniz. Gün içinde yeterli zaman olsa da olmasa da gayet güzel yapabilirsiniz. Zaman diye bir şeyin olmadığını unutmayın. Bir yanılsamadır bu. Kendinize zamanla ilgili olarak söylediğiniz her şey de birer yanılsamadır. İyi bir başlangıç yapın siz.

Yapmakla düşünmek arasında fark vardır.

Burada yapılması gereken şeylerden söz ediyoruz. Eğer bir yerden bir yere taşınıyorsanız, hoşunuza gitse de gitmese de toplanmanız gerekir.

Gerçek şu ki hoşunuza giden şeyleri yapmak istiyorsunuz. Kitap okumak ya da bir sandviç hazırlamak hoşunuza gidiyor ama hoşlanmadığınız şeyler de var. Kendinize bunları beceremediğinizi de söylemiş, bunu telkin etmiş de olabilirsiniz pek ala. Bu işlerde iyi de olabilirsiniz halbuki. Bunları bir çırpıda halledebilirsiniz de.

Şimdi hayat size bazı koşulları dayatmaktadır ve bu koşullar da onlara uymanızı, icabını yerine getirmenizi gerektirmektedir.

İşe zamanında gitmek gerekir mesela. Buna direnç göstermek niye?

Yapmak zorunda olduğunuz ve yapmak istediğiniz şeyler vardır.

Sabah kalkmak zorundasınızdır.

Bir gelir elde etmek, maaş almak istiyorsanız büyük olasılıkla onu elde etmek, almak zorundasınızdır da.

Eğer dans etmek istiyorsanız ayağa kalkmak zorundasınızdır.

Yapmak zorunda olduğunuz şeyleri başarmaktan sizi alıkoyan nedir acaba? Ne size engel oluyor? Bunlar niye çoktan yapılmış olmuyor? Direnç gösterdiğiniz, tereddüt ettiğiniz şey ne? Önünüzde duran bu işleri ya da her neyse yapılması gereken bu şeyleri büyüleyici, fevkalade, olağanüstü vb. bulmamanız gibi bir durum da söz konusu; burada hemfikir misiniz? Kendinize bazı teşvikler verin o zaman, motivasyon yaratın. Kendinizle bir oyun oynayın.

Vazgeçebileceğiniz, yapmasam da olur diyebileceğiniz şeyler vardır. Sağa sola saçılan yaprakları tırmıklamak istemiyorsunuzdur belki. Yapmanız gerektiğini kendinize söylediğiniz bazı şeyleri beki de yapmak zorunda değilsinizdir.

Ancak dünyada ilgilenmeniz gereken, hem de ertelemeden, zamanında ilgilenmeniz, uğraş vermeniz gereken meseleler de vardır. Tanrı aşkına sadece yapın bunları yahu!

Buna iradenin terbiyesi, iradenin eğitimi denir canlarım. İradenizi eğitin, böylelikle elinizdeki işe de yoğunlaşacak, sebat edecek, bağlı kalacaksınız. Bir boya ustası iradenin terbiyesini öğrenmiştir. O an için her ne hissediyor olursa olsun duvarları boyamaya devam eder o. Teferruatlardan kaçış yoktur. Belki de hoşlanmadığınız bunlardır zaten. Hoşlanmadığınız şey tekrardır belki.

İş tamamlandığı zaman bu gerçekten hoşunuza gider halbuki.

Tabii ki –mesela- ortalığı toparlamak ya da koli yapmak gibi işlerden çok daha büyük, yüce şeyler için yaratıldınız. O zaman bu işleri aradan çıkarıverin, böylelikle kendinizi yükten de kurtarmış olursunuz. Kendinizi daha hafif ve iyi hissedersiniz. İşte bu anı hevesle bekleyin. Önünüzde bir havuç tutun siz!

Çeviren: Engin Zeyno Vural