Hayat bir çoban gibi hareket eder



Tanrı dedi ki:

Gevşeyip lastik gibi esniyorsunuz. Buna hiç şüphe yok. Hayat sizi esnetiyor. Öyle ya da böyle hayat sizi esnek bir hale getiriyor. Sizi sağlam ve güçlü de kılıyor o. Şu an itibariyle hayatın önünde eğilmeyi, belinizi büküp esnemeyi ve onunla bu kadar da inatla savaşmamayı öğreniyorsunuz. Direnç göstermek savaşmaktır, hayata direndiğinizde onu geri itmeye, püskürtmeye çabalamış olursunuz. Bu bir dalgayı kesmek, bir akıntıyı durdurmak için uğraşmaya benzer canlarım.

Elbette ki eyleme geçebilirsiniz. Örneğin bir çocuğa ya da bir yetişkine araba çarpacak diyelim, onu kenara çekip, tehlikeden kurtarabilirsiniz. Diyelim ki işvereninizle, öğrencinizle ya da komşunuzla ilgili nasıl değiştireceğinizi bilmediğiniz bir durum var; bu duruma yönelik bakış açınızı değiştirebilirsiniz. Böyle yapığınızda belki o durum da değişir; ya da değişmez. Evet hayata yönelik bir şeyler yapabilirsiniz. Sadece her şeyi birden yapamazsınız. Siz neticelerden daha önemlisiniz. Siz hayatınızın gücüsünüz. Hayat oluş halindedir, tecelli halindedir ve bunu siz sağlarsınız.

Ancak hayata tahammül ediyormuş, ona katlanıyormuş hissi içinde olmak da size göre değildir. Hayatın size getirdiği her şeyin bir amacı, bir gayesi olduğunu görebilseniz keşke. Sizin bir amacınız var, hayatın da bir amacı var. Hayat size hizmet eder, siz de hayata hizmet edersiniz. Hayat size müstahak bir ceza değildir. Hayat sizin hayatınızdır. Üzerinde yürüdüğünüz yoldur. Hayat yolunda yürürsünüz, hayat da sizi beraberinde götürür.

Hayatın niyeti sizi hoşça karşılamaktır. Hayat, sürüsünü eve götüren bir çoban gibidir.

Ve hayat önünüze kurulan, sizin için hazırlanan bir ziyafet sofrasıdır. Her yemek damak tadınıza hitabet etmez. Bırakın öyle olsun o zaman.

Gittiğiniz her filmi sevmezsiniz ve salondan dışarı çıkabilirsiniz. “Bu kadar yeter,” diyebilirsiniz. Ama hayatı bırakıp gidemezsiniz. Size bağlı olan, size tabi olan o kadar çok şey vardır ki. Ve hayat yaşamak içindir, ondan kaçıp gitmek için değil. Siz hayata ve dünyada sizinle birilikte olan diğer başkalarına katkı sağlayansınız.

Hayat bir hazinedir. Paha biçilemez bir armağandır. Ama siz gece gündüz hayatı şununla bununla ölçüp değerlemeye tabi tutarsınız. Muazzam bir armağan olduğu içindir ki hürmet edin hayata, büyük değer verin ona. Dünya hayatı geçicidir. Dünya’daki hayatınız geçicidir. Yaşamak istemeyebilirsiniz ama ölmek de istemezsiniz.

Hayatla barışmanızı ve iyi arkadaşlar olmanızı tavsiye ediyorum Ben. İyi bir dost olun. Ne olursa olsun hayat size hizmet edecektir. Hayat sizi sevgiyle sarıp sarmalayacaktır. Hayat tekamül etmenize yardım edecektir. Aydınlanma istiyorsunuz, değil mi? Öyleyse hayatı sürdürün, devam edin. Hayatı ortağınız kılın. Söz hakkı verin ona. Bazen ortağınız taşır sizi bazen de siz onu taşırsınız. Hayat tarafsız, eşitlikçi olmak niyetindedir.

Hayatı yanlış anlamış olabilirsiniz, size yönelik niyetini, maksadını yanlış anlamış olabilirsiniz ama yine de bir maden gibi dövülerek hayatın ateşi içinde şekilleniyorsunuz. Yapılmış olduğunuz, özünüzü teşkil eden madeni keşfediyorsunuz. Daha da güçlü bir hale geliyorsunuz. Hayat bir öcü değildir. Sizi ileriye taşımak için vardır o.

İşbirliğiniz olsun ya da olmasın hayat size zaten göz kulak oluyor, bakıp gözetiyor. Hayat büyük resmi bilir çünkü. Tüm panoramayı henüz görmediniz siz. Miyopluğa mahkummuş gibi bir eğilim içindesiniz. Fakat gözleriniz kör bile olsa, göremiyor bile olsanız çok sürmeyecek; göreceksiniz. Hayatınızı tamamen yeni bir perspektiften görecek ve mutlu olacaksınız. Çok mutlu olacaksınız. Çok mutlu olacak, öyle bir sevinç yaşayacaksınız ki bir zamanlar nasıl da görememiş olduğunuza güleceksiniz.

Kördünüz ve şimdi görebiliyorsunuz.

Çeviren: Engin Zeyno Vural