Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Din Ve Maneviyat > Tasavvuf > Mevlana
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Mevlana'nın İnsan AnLayışı

Mevlana kategorisinde açılmış olan Mevlana'nın İnsan AnLayışı konusu , ...


Like Tree1Beğeni
  • 1 Post By Ela

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 27.09.2013, 13:41   #1 (permalink)
Ela
Boşver gitsin...

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Mevlana'nın İnsan AnLayışı

Mevlana'nın İnsan Anlayışı


Geçmişten günümüze kadar filozoflar insan hakkında çeşitli sözler ve görüşler belirtmişlerdir. Hatta bütün filozoflar insanı felsefelerinde konu etmiştir. Neden etmesin ki? Felsefenin konusu da zaten insan değil midir? Bu yoldan çıkarak bazı filozofların insan hakkındaki görüşlerine kısaca bir göz atmak gerekir.
İnsanı ilk defa konu alan sofistlerdir. Ondan önceki filozoflar insanla ilgilenmişse de fazla üzerinde durmayıp doğaya yönelmişlerdir. Fakat sofistler söz sanatını kullandıkları için insanlarla daha çok iç içe olmuşlardır. Konuşmalarıyla insanları etkilemek istedikleri için insanların psikolojik yönlerine eğilip, onların duygularını, düşüncelerini bakış açılarını öğrenmeye çalışmışlardır. Daha sonra filozoflar insan hakkında değişik tanımlar yapar.

Örneğin:
Platon “İnsan iki ayaklı tüysüz bir hayvandır.”
Sokrates: “İnsanın kendini bilme ilkesi” olarak tanımlamıştır.
Aristo: “Düşünen hayvan” ve “Toplum kuran canlı” diye tanımlamıştır.
Nietzsche "Hayaları olmasaydı Tanrı derdim"demiştir.
Batı dünyasında ki insan tanımları hep hayvanlarla bağlanarak yapılmıştır. Onlar insanın hayvanlarla benzer yanı olduğunu ve farkın sadece akla sahip olup, düşünmesi olduğunu belirtmişlerdir. Yani onlarda insanın değeri çok önemli olmamıştır. Tabi bu filozoflarımız insanın fiziki olarak tanımını vermiştir. Türk İslam dünyasında ise filozoflarımız şöyle tanımlamıştır:
İbn Haldun: “İnsan geleneklerin ve alışkanlıklarının çoğudur, tabiatının ve mizacının değil”
İbn Sina: İnsanın tanımına düalist bir yaklaşımla bakar.
İslam filozoflarımızın tanımlarına baktığımızda Batı dünyasının tanımlarından farklıdır.Burada ise insana daha çok önem verilmiştir. Bu önemde yaratıcının yarattığı en mükemmel varlık olduğu içindir. Batı dünyası fiziki olarak ele alırken, İslam dünyası insanı akıl, ruh ve nefis olarak tanımlar.Görüldüğü gibi tanımlar farklı farklıdır.
Mevlana ise insanı İslam filozofları gibi tanımlar. Onun felsefesinde merkezde birey vardır. ”Ona göre, Tanrı ses ve söz olarak insanda belirmiştir.İnsan kendisindeki Tanrı sırrına aşkla erişir ve bilgi sahibi olur.”

[1] Ve insanı hem aşık hem de maşuk olarak görür.Yani hem seven hem de sevilendir. Onu diğer canlılardan üstün tutar. Çünkü insanı Allah yaratırken ona kendi ruhundan üflemiştir ve insan Allah’tan bir eser taşır.Bu yüzden o kesinlikle insanlar arasında ayrım yapmaz, ister dinsiz, ister ahmak, isterse fakir veya zengin olsun… Onun yanında herkes birdir. Allah herkesi ayrım yapmadan yaratmıştır. İnsanlardan da asla şikayet etmemiştir. Kim ki şikayet ederse ona göre Allah’ isyan etmiş ve yarattığı en yüce varlığı inkar etmiş oluyordu. Çünkü onun gayesi insandı, insanları hidayete ulaştırmak ve ebedi mutluluğuna vesile olmaktı. İşte bunu da Kuran, sünnet ve peygamberimizin izinden giderek gerçekleştirmişti.
O çok alçakgönüllü bir insandı.Çevresinde sultanlar, birçok alim, zengin, soylu kişiler olmasına rağmen o hep fakirlerle, kimsesizlerle, yardıma muhtaç insanlarla vakit geçirirdi. Uygunsuz konuşmalara katılmaz, çok zorlandığı durumlarda da yumuşak bir şekilde konuşmak istemediğini belirtirdi. Mevlana, cariyelere, hizmetkarlara karşı tavırlarında ve anlayışında da güzel ahlaklıdır. Suçluları hor görmez, hep affederdi.Çünkü insanların kötülük yapmasını onların bilgisiz olmasına bağlardı. Mesnevi’de bu konuda şunları söylemiştir: ”Kişiler kendi ayıplarını önceden görseydi, kendini düzeltmekten nasıl uzak olurdu?” “Kendi ayıbını gören cana ne mutlu!Ayıp söyleyen, ayıbı kendine satın alır.”

[2]
Çocuklara karşı merhametli ve şevkatliydi. Onlara kızmaz ve onları incitmezdi. Barışcıl ve birleştirici yönü vardı. İnsanlara helal lokmayı tavsiye ederdi. Peygamberimizin “Gücün varsa istemekten sakın” sözü doğrultusunda çevresindeki insanlara dilenmeyi yasaklamıştır. Ellerinden geldiğince alın teri ile kazançlarını sağlamalarını tavsiye eder.
İnsanları iyi ve kötü ayrımı yapmamıştır ama insanın kötü yanından da bahsetmiştir. “Deri ilaçla bela çeker; Taif derisi gibi hoş olur. Yoksa ona acı ve keskin ilaç sürülmeseydi, kokardı; nahoş ve pis kokulu olurdu. İnsanı tabaklanma-
mış, rutubetlerden çirkinleşmiş ve ağırlaşmış deri bil.”

[3] Görüldüğü gibi Mevlana burada insanın kendisinin belaya yatkın olduğunu belirtmiş ve eğer insanlar acı ve kötülükten kurtulmayı yani iyiyi istemeseydi insanın çok çirkin bir varlık olacağı-
nı Mesnevi’sinde belirtmiştir.
Ona göre “İnsanı sevmek Tanrı’yı sevmektir sözleriyle varlığın özünü, mutlak güzellik ve iyiliği tüm yaratılmışlar içinde sade insanın sezebileceğini
belirtir. Madem ki evren Tanrı’nın kudretinin ortaya çıktığı alandır, hayattaki her şey Tanrı adına sevilir ve korunur. Evrendeki düzen ve yasa bize, kendimizde bulmamız gereken uyum ve ölçü için de bir örnek oluşturur. Madem ki insan varlıkların en şereflisidir, insanlar arasındaki sevgi dostluk bağı ve yardımlaşma ahlakın özüdür ve ibadet özelliği taşır.

”[4] Buradan da anlaşıldığı gibi Mevlana tam bir güzel ahlak abide-
sidir. Onun gibi düşünen diğer filozofumuz olan Yunus Emre’de insanların Tanrı sevgisi ile bir birlik oluşturulabileceğini düşünmüştür. Ve der ki “Yardanı sevdik yaradandan ötürü.” Yaradanına duyduğu aşkı da şöyle dile getirir:
“ Ben yürürem yane yane
Aşk boyadı beni kane
Ne akılem ne divane
Gel gör beni aşk neyledi…”

İnsanların kardeşlik hoşgörü ve sevgi içinde olmaları konusunda Yunus Emre şöyle der:
“ Adımız miskindir bizim
Düşmanımız kindir bizim
Biz kimseye kin tutmayız
Kamu alem birdir bize…”

Sonuç olarak Mevlana tasavvuf yolunu seçip onu en güzel şekilde yaşayıp, insanlara da yaşatmaya çalışmıştır. İlahi aşka önem verip onu yüceltmiştir. Varlığın bilgisini elde etmek için akıla başvurmamıştır. Ancak ve ancak aşkla elde edileceğini savunmuştur. Ve bu dünyada insanın gayesi Allah’a ulaşmak olması gerektiğini düşünür.Bu konuda Plotınos’aynı fikirdedir.Onun felsefesinde de insanın gayesi Bir’e ulaşmaktır.
“Mevlana düşünce biçimi, dini, bilimi, Allah sevgisini harmanlamış, sevgiyi her bir düşünce ve eyleminde insanı, sevgiyi ve dini merkeze almış, tüm bu unsurları yüzyıllardır eskimeyen bir biçime sokmuş, kitlelerin hala ona hayran olmasını ve onun yolundan gitmesini sağlamıştır.Tüm eserlerinde bu harmanı, tüm insanlığın anlayabileceği biçimde anlatmış, örneklerle güçlendirmiş, böylece tüm dünyada da benimsenmesini sağlamıştır. Yaşadığı coğrafyanın etnik çeşitliliğiyle bir kaynaşma ortamı yaratan Mevlana, böylece birkaç kültürü de bir araya getirmiştir.

[5]
Mevlana’nın felsefesini; az yemek, az konuşmak, az uyumak, şehvete önem vermemek, nefse hakim olmak, insandan gelen her türlü eziyete katlanmak, kötü insanlardan uzak durup, iyilerle birlikte olmak ve asla Allah’ın yasaklarına karşı gelmemek, Kuran ve peygamberin izinde gitmek şeklinde özetlenebilir.






Flora beğendi.
__________________
Ela isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 20:56