Adı Sultan

[hanzala]

Adı Sultan

yeni sahra durağından 500es geçer. 500es tuzla’dan kalkıp esenlere gider. davutpaşa kampüsü’nde ömür tüketen üniversite yavrucukları bu aracı bol bol kullanır. çünkü son durağı yıldız teknik üniv. kampüsü’nün içindedir. kampüsün içinde başka şeyler de vardır: çiçek, böcek, ağaç, orman, kantin ve patlamış balon.


ben yeni sahra durağında çok beklerim. çoğu zaman akşamları, azı zaman geceleri, birazı zaman gündüzleri. yeni sahra’nın çingeneleri vardır. mekanı oralardır. göztepe köprüsünü çok severler. ben de çingeneleri severim. çingeneler bazen minibüse binmeye kalkar. bayanlara mutlaka yer vermeyi görev bilen türk erkeği çingenelere kucağında bebek olsa dahi yer vermeyi düşünmez. bu ilgimi çeker. çok küçük yaşlarımdan beri ilgimi çeker. çingeneler de hiç bir zaman minibüste oturmayı düşünmez. çingeneler oturamaz. bu da ilgimi çeker.


yine bir gece vakti duraktayım. şirret bir kız, cazgır mı cazgır, ama bir yandan tatlı, bir yandan şıpır şıpır zeka akıyor konuşmalarından tavırlarından. 8-9 yaşlarında, asi, hırçın, deli. 500es bekleyen üniversiteli kızlara dadanıyor, ah çok güzelsiniz hanımım diyor, ne güzel saçlarınız var. etek de size çok yakışmış. ay bu beyefendi sevgiliniz mi. yakışıyor size. böylece sataşarak para toplamak derdinde, üniversiteli kızlar illallah ediyor, birini bırakıp diğerine sataşıyor. eteklerinden çekiştiriyor, gittikçe çirkinleşiyor. görev bilinciyle ileri atılıp çingene kıza bir kaç laf atıyorum. kurtulsun üniversite kızları. şu çingene kız bana sataşsın da bari biraz nefes alsınlar. muradıma eriyorum. artık bana dadanmış durumda.


muhabbet etmek niyetindeyim. çingeneler hakkında bir kaç şey soruyorum. bodoslama üstelik. sen çingene misin. evet. dilenci misin. evet. çok akıllısın. hmmm. adın ne. sultan. vay canına ne güzel isim. kaç yaşındasın. (parmaklarıyla gösteriyor, kendi de emin değil) ben de dilenmek istiyorum diyorum, ne yapmam lazım. bana işin inceliklerini anlatıyor. annesi ayakkabılarını alıyormuş sabah, çıplak ayaklarla gezince daha çok para veriyorlarmış. bazısı diyormuş ki, al kızım şu on milyonu, ayağına bir terlik al. böylece kestirmeden yüklü paralar indirmek mümkünmüş. para istiyor. sana döner alsam olmaz mı diyorum. olmazmış. parasını versem daha iyi olurmuş. parasını vermeliymişim yani. hemen. 1 lira veriyorum. bu 1 lira biraz sonra hayatımı kurtarıyor. beş altı erkek velet etrafımı sarmış durumda. sultan gibi değiller üstelik. tekme atıp kaçıyorlar. sultan giriyor araya, beni koruyor. bana para verdi diyor. kimisini kolundan yakalayıp çimdikliyor. veletlere bağırıyor.

kazancı oldukça iyiymiş. ama kendine para ayırması artık mümkün değilmiş. annesi tüm parasını alıyormuş akşam. bir zamanlar donuna saklıyormuş, bir lira iki lira. ama annesi artık donunu da arıyormuş. bu canını sıkıyor. annesinin adını soruyorum. çok değişik bir isim. herhalde çingenelere özgü diyorum. bütün kardeşlerinin ismi çok değişik. bazıları da gerçek kardeşi değil. bazen teyzesinden veya yengesinden de anne diye bahsediyor. bazen teyze çocuklarından kardeş. keşke babası yaşasaymış. eğer babası yaşasaymış okumayı öğrenebilirmiş. minibüslerdeki yazıları okuyabilirmiş. o sırada biri durağa gelip falanca minibüs geçer mi diye soruyor. sultan hemen atlıyor. geçer, kırmızı şapkalı olanlar… hemen test ediyorum. hangi otobüs minibüs geçer, hepsini biliyor. vay canına diyorum, gülüyorum. o da gülüyor. şımarıyor. başörtüsünü sıyırıp bana saçlarını gösteriyor. ne olmuş diyorum. ne var. boyalı diyor. seyrek sarı saçları hafiften kızıla dönmüş. kına mı diyorum. ne bilsin, bilmiyor. güzel diyor sadece. kafasına yapışmış çiçekli bir başörtüsü var. saçları mı dökülüyormuş neymiş. işin inceliklerini öğrenmeye devam ediyorum. yağmurlu günler önemliymiş. yağmur yağarken köprüye çıkıp çıplak ayaklarla gezince amcalar çok para veriyormuş. arabam geliyor, sonra görüşürüz deyip ayrılıyorum.

bir kaç ay sonra bir gece vakti aynı duraktayım yine. vay canına, bu sultan mı? koşarak gidiyorum yanına. boynunda boyunluk var. ne oldu lan sana, diyorum, telaşlı… korkma be, annem taktı, diyor. hass… diyorum, tırstım lan. naber diyorum, tanıdın mı beni. tanıdım tabi diyor, saçlarımı gösterip, saçlarından tanıdım. sultan zeka küpü. hiç susmadan dakikalarca konuşuyor. tonla gevezelik ediyor. paran var mı lan diyor. etraftaki oğlanlara kızlara laf atıyor. beni çırağı yapmak konusunda istekli. sen gel bizle takıl, ama sen büyüksün, senin ayakkabılarını çıkartmana gerek yok diyor. ayakkabılarıma bakıyorum. küçük veletlerden birinden yine tekme yiyorum. otobüsüm geliyor. ben gidiyorum. sultan kalıyor.

[Ada]

Biz pikniğe parka gitmiştik ben pamuk şeker yerken bitane üstü başı kirli bi çocuk bana bakıyordu elimdeki pamukşekeri uzattım aldı gülümsedi kirlerin içinden çıkartarak dişlerini o arada annesi bir poşet dolusu ekmek ile seslendi leblebi koş gel ne yapiuosun orda benim yüzümde afallma diğer çocuğuda sarı Gül vurmasana lan kardeşine diye bi ses ben inanılmaz bir şaşkınlık yaşadım

[hanzala]

Ada Nickli Üyeden Alıntı

Biz pikniğe parka gitmiştik ben pamuk şeker yerken bitane üstü başı kirli bi çocuk bana bakıyordu elimdeki pamukşekeri uzattım aldı gülümsedi kirlerin içinden çıkartarak dişlerini o arada annesi bir poşet dolusu ekmek ile seslendi leblebi koş gel ne yapiuosun orda benim yüzümde afallma diğer çocuğuda sarı Gül vurmasana lan kardeşine diye bi ses ben inanılmaz bir şaşkınlık yaşadım

Yaşım 17 civarı istanbulda ikamet edenler bilir ...meşhur karabayır mahallesi vardır..hani şu uyuşuturucun pamuk şekeri gibi satıldığı yer..narkotik şubenin mekanı olmuştu bir dönem..çok şükür şimdilerde düzeldi yeni yönetim ile birlikte esenler biraz temizlendi..eskisi gibi yok artık elde bıçak cepte satır dönemi..
yolumu şaşırdım tesadüfen girdim mahalleye gördüğüm manzara içler acısıydı..karabayır mahallesi dedin mi insan ister istemez irkilirdi o dönem..
çingene mahallesi işte çöplük bataklık gibi bir şey..
bir sokaktan çıkıp diğer bir sokağa girmeye başladım başka bir memleketti sanki ap ayrı bir ülke ..
derme çatma gecekonduların arasında çıplak ayakla dolaşan çocuklar kapı önlerinde leğende çamaşır yıkayan kadınlar vs vs en ilginç olanı kadınların açık göğüsleriydi kötü bir şey yapmıyorlardı canım bebek emziriyorlardı alt tarafı ulu orta..
çıkmalıydım artık bu mahalleden derken insanların değişik baktıklarını gördüm mahallenin gençleri kaşlarını çatmış tepeden tırnağa süzüyorlardı..iyi giyinimli olmamdan şüphelendiler sanırım..şimdi biri çıkıp kafamı gözümü patlatacak derken bir şey daha fark ettim..koca koca bıyıklı adamlar sarmışlar esrarı efkarlı efkarlı çekiyor hacı abi ..
oha lan bu ne demeye kalmadı genç çinegene bir kız gözlerini dikti gözlerime aman allahım kurtulmalıyım burdan..

çekçek diye tabir edilen kağıt karton arabaları ilişti gözüme hemen hemen her evin önünde karton yığınları vardı..o yığınların arasında hap satan gençler ..bir an önce terk etmek istiyordum orayı ama bunu yapmam zaman aldı çünkü öylesine çarpık bir mahalle ki çıkışı bulmak bilmeyen biri için imkansız denilebilir..
yaklaşık 45 dakika kadar bir saate yakın dolandım korku dolu gözlerle çünkü insanların bakışı hiç hoş değildi..

Tuhaf bir dünya değişik yaşam koşulları hijyenden uzak çocuklar hayatımın en ilginç anlarından biriydi..

[Ada]

Bizim burda hacılar harmanı diye bi mahalle var şehrin ücra yerlerinden orda bıçaklı bir kavga olmuş keşif için için savcılar katipler gitti orda bi arkadaşımın gözüne çarpan en garibi ise ayağında ayakkabı üstü başınyırtık 2-3yaşlarında bir çocuğun köpeğin sütünü emmesi arkadaşım midem okadar bulandı ki ordan çıkan bi adama çocuk ne yapıyor öyle abi dedim de adam elinin biri cebinde bi elinde sigara ile döndü bişey olmaz olmaz yağız olur dedi ve girdi içeri arkadaş anlatırken tekrar Yaşar gibiydi

[hanzala]

pufff o ne ya

tuhaf bizimkiler olsa zehirlenir elin uşağa nasıl yetiştiriliyorsa artık..çıplak ayakla cam kırıklarına basıyorlar hiç mi canın yanmaz arkadaş

[Ada]

mikroba dayanıklı onlar kız kardeşim anaokuluna gitmeye başladığında hergün ateşleniyordu doktor bu çocuk sokağa mı çıktı diyince babam annemi fırçalamış gönderdin okula hasta ettin diye doktor da babami beyfendi bırakın çıksın toprakla oynasın bağışıklığı güçlensin diyince babam bozulmuş baya sonra da saldık çayıra

[hanzala]

mevlam gayıra

toprakla oynayınca bağışıklık güçleniyormuy muş :s o zaman benim kardeşim neden hep hasta oluyor küçükken çamur yermiş annem eve alırmış evde de rahat durmaz tabi

[Ada]

Çamur mu iyyyy biz küçükken çamurdan tabak çanak çömlek yapardık eve gidincede annem bana dayak nasıl atılır niçin atılır neye atılır göstererek anlatırdı