|
Serbest Kürsü kategorisinde açılmış olan Radyo dinleyen çocuğu sakın unutma konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
05.11.2016, 05:26 | #1 (permalink) |
Ne mutlu eğri zamanda, Doğru yerde durabilene. | Radyo dinleyen çocuğu sakın unutma Radyo dinleyen çocuğu sakın unutma TUTUKLU çocuk Alican'ın isteği basitti aslında: "Ses istiyorum.Burada kendi sesimden başka hiçbir şey yok.Müzik dinlemek istiyorum.” 12 yaşındaki Alican’ın sesini Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği kurucu üyesi Zafer Kıraç sayesinde duyduk.Gelen şikâyetler üzerine gittikleri çocuk cezaevinde şahit olduğu hadiseyi Kıraç anlatsın: “İncelemelerimiz devam ederken görevliler Alican’ı yeni getiriyordu.Sivil olduğumuzu gören Alican yanımıza koşarak, ''Lütfen beni kurtarın.Burada kalmak istemiyorum'' diyerek ağlamaya başladı. Alican’ı yanımızdan alıp koğuşuna götürdüler.Yanına gittim.Koğuş camı kırılmıştı.Nasıl olduğunu sordum.''Camları kafamla ben kırdım.Burada yapacak hiçbir şey yok.Kimseyle konuşamıyorum.Beni buradan kurtarın'' dedi.Alican’a bu konuda elimizden bir şey gelmediğini anlattık ve bizden başka bir şey istemesini söyledik.Tereddüt etmeden ''Ses istiyorum,müzik dinlemek istiyorum’ dedi.'' Durum cezaevi yönetimine bildirilince ''İsterseniz radyo alabilirsiniz'' cevabı gelmiş,bunun üzerine dernek de 5 radyo alarak çocuklara yollamış. ''Buraya kadar tamam,konu hallolmuş'' demek gerekiyor ama öyle değil işte.5 gün sonra radyolar derneğe kargoyla geri yollanmış. Sebep? Cezaevi yönetimine göre “Çocuklar bu radyoların harcadığı elektrik parasını ödeyemez.” Mevzuat,yönetmelik,vesaire gereği kullandıkları ''ekstra'' elektriğin parasını ödemesi gerekiyor,yönetim bu konuda doğru olanı yaptığını söyleyebilir. Ama vicdanen doğru mudur bu uygulama? Tutuklu çocukların paraları yoksa mektup yazıp yollayamadıkları,çay içemedikleri,telefon görüşmesi yapamadıkları bir sistem var. Cezaevlerindeki çocuklar hakkında hayırlı haber gelmez pek.Taciz,şiddet haberleri birinci sıradadır.Yakın geçmişte dayak atmakta kullanılan sopaya ''Karaoğlan'' lakabı verildiğini bile okumuştuk. Suçun cezasız kalmasından söz etmiyoruz elbette.Ancak “N’apalım? Başlarına geleni çeksinler” demek te doğru değildir.Tamam cezalarını çeksinler ama insani şartlarda çeksinler. Halihazırda cezaevlerinde 2 bin 480 tutuklu çocuk var. Tesis yetersizliğinden dolayı,akıl almaz şekilde bu çocukların bir bölümü büyüklerle birlikte kalmak durumunda. Önemli bölümü küçük hatalar,küçük suçlar nedeniyle cezaevine girmiş çocukları yetişkinlerle,gerçek suçlularla birlikte yatırmak akla da,vicdana da aykırı ama işler böyle yürüyor işte. Hal böyleyken Elektrik faturasını ödeyemezler diyerek bir radyoyu esirgemenin bir mantığı olabilir mi? Umarım yetkililer bu acımasız tavrı değiştirmek için samimi bir çaba gösterir. Olmadı bir hesap numarası versinler,gönüllüler ödesin o radyoların elektrik faturasını. Ayıptır, günahtır, yazıktır. Kıraç “Çocuk içerideki baskıdan dolayı dışarı çıkınca tekrar suç işliyor.Alican bu çocuklardan sadece biri.Alican şu anda tahliye oldu ama ‘Nasıl olsa yine gireceğim’ diyor.Eğer bu çocukları topluma kazandırmak istiyorsak,artık ciddi adımlar atılması lazım” diyor. Bir radyo her şeyi değiştirmez elbette ama elektrik faturasını bahane edip radyoya yasak koymanın da savunulacak yanının olmaması lazım. Şair Ahmet Güntan, “Beyaz Peugeot”yu cezaevindeki çocuklar için yazmamıştı ama o şiirden bir alıntıyla selam yollamalı içerideki çocuklara: Herkesin herkesle sevgili olduğu bir toplumu özleyen, Ve bütün gün güneşin altında radyo dinleyen bu çocuğu unutma. Bir gün buradan gideceğim, Sen kontağı çevir vitesi ikile beni unutma. ''Ben buradayım'' de güneşin altında radyo dinleyen çocuğa ''Dünyadan korkma,'' Güneşin altında radyo dinleyen çocuğu sakın unutma.
__________________ |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |