Şimdi hepsine Türk usulü yanıtlar vermek istedim.


Simit Sarayı
- Türkiye’nin Avrupa’da ‘kaba’ olduğuna dair bir imaj vardır. Fakat Türkiye’de henüz ilk saatlerimde konuştuğum kişilerin nezaketi ile karşılaştım. Türklerin bu tutumu gündelik dillerine de geniş bir repertuar ile yansımış. Türklere özgü, “Kolay gelsin”, “Geçmiş olsun”, “Eline sağlık” gibi gündelik dilde son derece kibar ifadeleri sık sık duyuyorsunuz.


1. Yanlış
Bu durum nezaketten değil ağız alışkanlığından diyoruz. Çoğu kişi anlamını bilmediği halde sadece iyi görünmek için bile diyebiliyor.




- Türkiye’de hayatın ciddiye alacağımız bir alanı varsa bu da kesinlikle yemek yemek. Restoranlara verilen adlar bile bu ülkede yemeğe atfedilen önemin bir kanıtı... Örneğin, Simit Sarayı.

2. Yanlış
Türk yemekleri lezzetlidir bu yüzdendir ki Türkiye de bile obeziteye karşı savaş muhabbetleri dönüyor.
Yemeği baş taçı yapmak yerine, zamanında ve yeterli miktarda yemesini öğrenmemiz gerekiyor




- Şanlıurfa’ya düzenlediğimiz bir gezide, çiğ köfte yapılıyordu. İyi bir Türkçesi olan dönemin Bulgaristan Büyükelçisi Branimir, çiğ köfte yememek için kameralara pozlar vererek hem ertesi gün medyada geniş yer buldu hem de o ilgide çiğ köfte yemek zorunda kalmadı.

3. Yanlış
Çiğ köfteyi siz mi onlar mı yaptı? Ben bu konuyu anlayamadım da.



Köprülere numara
- Türklerin hepsi birer matematikçi. Her şeyi numaralandırıyor ve böyle adlandırıyorlar. Mesela kimse Boğaz köprülerinden adları ile bahsetmez. Gündelik hayatta sadece “birinci” ve “ikinci” köprü diye bahsederler.

4. Yanlış
Efenim bu matematikçilikten gelmiyor tembellikten ve bilgisizlikten geliyor.
1. köprünün ve 2. köprünün ne olduğunu bilen sayısı da emin olun azdır.
Köprü mü evet köprü tarzı.



- Türkiye’de sıradan halkın siyasi bilgisi oldukça fazla... En ücra, küçük köylerde bile halk uluslararası siyaset konusunda dahi çok geniş bilgiye sahip. Bu bilgi ve ilginin sırrı ise bence televizyonda çok sayıda siyasi tartışma programı yayınlanmasında yatıyor.

5.Yanlış
Bak bunda haklısınız. Siyasi bilgileri çok yüksek ama neye göre.
Zorla oy isteyenlere göre mi, hediyelere göre mi?



- Türkiye’de erkekler daha mesafeli, çekingen; kadınlar ise konuşmaya daha hevesli ve açıklar. “Karı gibi gülmek” diye bir tanımları var ve Türk erkeklerini gülerken çok az görebilirsiniz. Türkiye’de erkekler genellikle ağırbaşlı, ciddi ve hiyerarşiye bağlıdırlar.

6.Yanlış
Osmanlı tokatı diye bir şey duymadınız sanırım siz.
Kadınların cenesinden daha ses çıkaran bir aktivite.


- Askeriye özellikle yabancılara güvenmez. Avrupa Birliği kapsamında düzenlenen bir program ile bir süre Türkiye’de kalan İtalyan bir asker, ilk ay boyunca tuvalete bile yanında bir askerle gönderildi.


7.Yanlış
Evet, bu güvensizlikten.
Ama karşı tarafa değil kendimize olan güvensizlikten.


- İstanbul’a gelen turistler şehrin sadece “şarklı” bölümünü geziyor ve sonra da Avrupa’dan çok farklı olduğunu söylüyorlar. Oysa İstanbul’un ciddi modern bir yüzü de var.

8.Yanlış
Modern yüz derken?
Klasiklerden bahsetmiyoruz sanırım.
Çünkü ünlü basketbol takımımız bile "Aman klasik müzik dinlemeye gideceğiz, 1 saat 45 dk çok sıkıcı gececek derken.." diye başlayan bir düşüncemiz var.



- Türkiye’ye gelen birçok yabancı arkadaşım ve diplomattan defalarca Türkiye’yi gördükten sonra şu cümleyi işittim: “Bu inanılmaz! Bu ülkenin bu kadar modern olduğuna inanamıyorum.”

9. Yanlış
Modern bir ülkenin ne demek olduğunu sizden duysaydıkta, biz de anlasaydık.


- Türkiye zayıf imajı nedeniyle Avrupa’da sıkıntı çekiyor. Hükümetin artan muhafazakar eğilimleri de bu imajı güçlendirme konusunda yardımcı olmuyor.


10.Yanlış
Türkiye ilk başından sonuna kadar muhafazakar bir ülkeydi. İnançlarımız doğrusunda bu gereklidir.
Ne zaman inançlarımızı bir kenara atarsak o zaman muhafazarkarlıktan çıkar kendi benliğimizi yok ederiz.


Bölünmüş Türkiye
- Türk dış politikasının bugün öne çıkan temelleri: Osmanlı geçmişinin gücü nostaljisi; Sevr ve Lozan anlaşmalarını aşağılama, kuşaklar boyunca Atatürk’e karşı ahlak borcu, parlak geçmişin diğer formlarının yeniden keşfi üzerine toplu istek.
- 30 Ağustos 2007’de verilen bir respsiyonda askerler eşleri ile dansa kalktı, muhafazakar siyasetçiler koltuklarında kaldı. Bu ülkedeki siyasi gündemi yansıtan bir manzaraydı: Bir kültür şoku, iyice kök salmış batılı geleneklerle bugünkü muhafazakar gerçekleri arasında bölünmüş bir Türkiye.
- Yabancı bir gözlemci için liselerde 15 yaşındakilere haftada 1 saat “ulusal güvenlik dersi” verilmesi sıradışı görülüyor.
- AKP 2011 seçimlerinde daha zayıf olduğu bölgeleri alabilmek için oralarda daha liberal adaylar çıkardı. Diğer yandan CHP aynı enerji ile zayıf olduğu bölgeleri kapsamanın yolunu aramadı.
- Anadolulu kapitalistlerin başarısı Protestan çalışma etiklerinin bir kanıtı...
- Geçmişe özlem, AKP’nin siyasi ve ekonomik başarısı ve uluslararası arenadaki çıkışı Türkiye için (yeniden) bir Ortadoğu gücü haline gelme isteğini doğurdu.
- Eğer Türkiye, Avrupa ve tüm Batı ile olan bağlarını gevşetise, Müslüman dünyasında ve Ortadoğu’da aynı prestiji göremez.
- İki eğilim arasında kutuplaşmış bir Türkiye, Avrupa’nın geri kalanı için yeni sorunlar anlamına gelir.


Türkiye ilk başlardan beri bölünmek isteniyor zaten.
Çekiştirip duruyorlar.
Ama şu var, değerliyiz. Her konuda.
Bu yüzden parçalamak yerine sömürülmeyi hakediyoruz(!)
Ve bunu uyguluyorlar.
Teşekkürler uygulamaya katılan herkese.