Hong Kong, ya da resmi adıyla Çin Halk Cumhuriyeti’nin Özel İşletim Bölgesi Hong Kong, Güney Çin denizinde yer alan bir yarımada özerk devletidir. Hong Kong, dünya ticaretinin sayılı merkezleri arasında yer almaktadır. Sıra dışı gökdelenleriyle, eşsiz limanıyla aynı zamanda turistlerin yoğun ilgi gösterdiği dünya metropolleri arasında yer almaktadır. Oldukça küçük bir ülke olmasına karşın Hong Kong tam olarak Çin’den bağımsız olarak kabul edilmemektedir. Kısmi de olsa Çin bir parçası olarak adlandırabileceğimiz Hong Kong Uzakdoğu’nun en gelişmiş 5 şehri arasında yer almaktadır. Şehir ya da ülke olarak kabul edebileceğimiz Hong Kong, oldukça küçük bir yüzölçümüne sahip olsa da şehirde yaşayan insan sayısı hiçte azımsanmayacak seviyededir. Öyle ki şehirde 1,104 metrekarelik bir yüzölçümü söz konusudur ve bu alan içersinde yaklaşık olarak 7 milyon insan yaşamaktadır ki bu da Hong Kong’u yüzölçümüne nazara barındırdığı insana göre dünyanın en kalabalık ikinci şehri yapmaktadır.

Çin’den tam olarak ayrılmasa da bir kanton özelliği taşıyan Hong Kong, Çin’in en yoğun şehirlerinden biridir. Ayrıca şehirde yaşayan halkın yaklaşık olarak %93’ü Çinli ya da Çin kökenlidir. Geriye kalan kısım ise, orada yerleşik olarak yaşamını sürdüren birçok Avrupalı ve Asyalı işadamları ve tüccarlardır. Hong Kong’un resmi iki dili vardır. Bunlar İngilizce ve Çincedir. İngilizce resmi dil olsa da gündelik hayatta insanların çoğu Çince konuşmaktadır. Bu iki dilin dışında ayrıca Kantonese denilen bir yerel dil daha vardır ve bu da Hong Kong yasaları uyarınca kabul edilmiş olan bir bölgesel dil olma özelliğine sahiptir. Birçok dine de ev sahipliği yapan Hong Kong’da çoğunluğu Budistler oluşturmaktadır. Budistlerin yanı sıra şehirde Taoism ve Hıristiyanlık da sıkça görülen dinler arasında yer almaktadır. Hong Kong’da yaşayan insanlara Hong Konglu denmektedir. Ayrıca Hong Kongese olarak da adlandırılan Hong Kong yerlileri vardır.

Hong Kong bundan 70 yıl önce bir balıkçı kasabasıyken, olağanüstü bir değişim geçirerek kişi başına düşen 45.000 dolarlık gelire sahip olan dünyanın en gelişmiş ülkelerinden biri haline gelmiştir. Ülkenin para birimi dolardır. Ancak bu dolar Amerikan doları değildir. Hong Kong kendi parasını kendisi basmaktadır ve bunu da Hong Kong doları olarak adlandırmaktadırlar. Hong Kong’un para birimi dünyada en fazla işlem gören 13. para birimi olma özelliğine de sahiptir. Ülkenin trafik anlayışı tamamen Amerikan sisteminden esinlenilerek yapılmıştır. Araç trafiği soldan akmaktadır. Hong Kong’a ziyarete gelmek isteyen turistler Çin’in koyduğu vize bakımından Hong Kong’da bu vizeden muaf olarak dolaşabilirler. Başka bir ifadeyle Çin için birçok Avrupa ülkesi ve Amerika’dan vize istense de bu kişiler Hong Kong topraklarına herhangi bir vize almaksızın seyahat edebileceklerdir.

Çin’den yarı bağımsız bir ülke olarak kabul edilen Hong Kong, Sino British Joint Deklarasyonu uyarınca, ”tek ülke, iki sistem” olarak ifade edilmektedir. Dünyanın diğer metropol ve finans merkezleri olan, Londra, New York, Frankfurt, Tokyo, Paris gibi şehirleriyle yarışan Hong Kong, bu şehirler arasında kişi başına düşen milli gelir nazara alınırsa en büyük güç konumundadır. Bu da şehirde yaşayan insanların refah seviyesini açıkça ortaya koyan parametrelerin başında gelmektedir. Ticaretin oldukça gelişmiş olduğu bölgede, denizcilik sektörü oldukça ileridedir. Hong Kong Limanı dünyanın en büyük 10 limanı arasında kabul edilmektedir. İşlem hacmi bakımından ise, Rotterdam limanından hem sonra gelmektedir. Bu da bölgede konteyner taşımacılığının zirvede olduğuna işaret etmektedir. Gökdelen ve mimarisi ile de ünlü olan şehrin dünya standartlarında bir havayolu bulunmaktadır ve ayrıca oldukça işlek bir havalimanına da sahip olan ülke yaklaşık olarak yılda 20 milyon turiste ev sahipliği yapmaktadır.

__________________

all the best.

Bundan 3 sene önce gitmiştim Hong Kong'a. Binaları ve özellikle o yüksek binaların ışıklarının geceleri suyun yüzeyinde sergiledikleri şölene başka hiçbir ülkede denk gelmedim.

Shatin'de 10'000 Buddha tapınağına hayran kalmıştım bir de. Tapınak bir dağın tepesinde ve biz köylü kurnazlığı yapıp yürüyen merdivenlere binmiştik, çoğu ziyaretçi aynı hataya düşüyormuş, sonradan öğrendik. Tepeye çıktığımızda müzik seslerini duyduğumda ne kadar büyülenmiştim...seslerin mezarlıktan geldiğini öğrenene kadar. Mezarlığa giriş yasaktı maalesef. Tabanvayı almak zorunda kalmıştık. İnerken sağ tarafta bir balık restoranı vardı, lakin işin ilginç yani sipariş edilen balıkların bir akvaryumun içerisinde, yani gözlerimizin önünde yüzmeleriydi.

İlk hafta sokakta satılan yemeklerden kaçınmaya çalışmıştım, güvenemediğim için. Sonradan bize katılan bir arkadaşımızın tavsiyesi ile gittiğimiz yerlerde denediğimiz yemek ve snack tarzı yiyecekler, restoranlarda pişirilenlerin yanında kral sofrası gibiydi. Hiç tavsiye edemeyeceğim şey; sokaklarda 0.50 Euro'ya satılan tavuk kafaları. Arkadaş bizde bedeni satılırken adamlar boyundan yukarısını tek satıyorlar.

Çok enteresan pazar yerleri var mesela! Çicek pazarları, et pazarları, kuş pazarları, ot pazarları. Ben hiç denk gelmemiştim herşeyin ayrı ayrı pazar yerlerinde satıldığına. Sanki çok pazar görmüşüm de

__________________