Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Bayanların Dünyası > Anne ve Çocuk
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri

Anne ve Çocuk kategorisinde açılmış olan 2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 26.12.2014, 21:15   #1 (permalink)
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart 2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri

2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri


2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri,Yeni Bebek İsimleri,Farklı dilde isimler
A (351 İsim)

Abja: Dere, çay. (Lazca)
Abril: Vadi. (Çeçence)
Açanay: Ay gibi aydınlık saçan. (Türkçe)
Açangül: Gül gibi açılmış olan.
Açelya: Fundagillerden kokusuz ve güzel renkli çiçekler açan bir bitki.
Açıkalın: Dürüst, çekinecek bir durumu olmayan. (Türkçe)
Açılay: Ay gibi parlayan, ay gibi güzel olan. (Türkçe)
Açkıngül: Açılmış gül gibi güzel olan. (Türkçe)
Adacan: Adada doğan ve adada yaşayan, sevilen kişi. (Türkçe)
Adagül: Adada yetişen gül.
Adalet: Hak ve hukuka uygun, dürüstlük, doğruluk. (Arapça)
Adani: Doğurgan, üretken. (Kürtçe)
Adanır: Ünlü, adı anılır. (Türkçe)
Adıcan: Adıyla sevilen, adı sevgili olan. (Türkçe)
Adıgül: Adını gülden alan. (Türkçe)
Adıgüzel: Adı sevilen, beğenilen, iyi olan. (Türkçe)
Adıışık: Adını ışıktan alan. (Türkçe)
Adınur: Adını ışıktan olan, adı ışık saçan. (Türkçe)
Adışah: Adını şah ailesinden alan. (Türkçe)
Adışık: Adı güzel olan, adı aydınlık olan. (Türkçe)
Adıüstün: Adını üstünlüğünden alan. (Türkçe)
Adıvar: İyi bir ünü olan. (Türkçe)
Adile: Adaletli olan, doğruluktan ayrılmayan. (Arapça)
Adran: Kuvvetli (Ermenice)
Adviye: Yardımsever. (Arapça)
Afet: Yıkım, büyük kötülük, kıran, olağanüstü güzel olan kadın. (Kürtçe)
Afife: Temiz, namuslu kadın. (Arapça)
Afşar: Atak, uyumlu, Oğuz boylarından birinin adı. (Türkçe)
Agner: Kıymetli taşlar. (Ermenice)
Agur: Tempo tutmak, el çırpan. (Çerkesçe)
Ağan: Kilisedeki en üst seviyedeki ruhani. (Ermenice)
Ağavni: Güvercin. (Ermenice)
Ağca: Beyaz, beyaz tenli, temiz, beyaza çalan. (Türkçe)
Ağgül: Akgül: Beyaz gül, gül gibi. (Türkçe)
Ağgüllü: Akgüllü: Beyaz güllü. (Türkçe)
Ağgün: Akgün: Aydınlık gün. (Türkçe)
Ağış: Göğe doğru yükselme, yükseliş.
Ağtamar: Van'daki Aktamar adası. (Türkçe)
Ahenk: Uyum, düzen, melodi (Kürtçe)
Ahoron: Harun (Ermenice)
Ahsen: Çok güzel, en güzel. (Arapça)
Ahu: Ceylan, maral, karaca, parlak ve güzel bakışlı göz, güzel, zarif kadın.
Ajda: Diş diş olan, çentik, sürgün, filiz. (Türkçe)
Ajik: Badem, küçük dal (Ermenice). Sürgün, filiz. (Kürtçe)
Akabi: Sevgi (Rumca)
Akal: Beyaz ve kırmızı. (Türkçe)
Akalın: Alnı açık olan, dürüst. (Türkçe)
Akaltan: Hem beyaz hem kırmızı olan şafak. (Türkçe)
Akaltın: Akaltun: Beyaz altın, altın gibi parlak. (Türkçe)
Akanay: Gökyüzünde ayın hareketi. (Türkçe)
Akancan: Sevgiyle akıp giden. (Türkçe)
Akangün: Hızlıca giden gün.
Akansu: Su gibi akan. (Türkçe)
Akant: İyi dilekleri olan yemin. (Türkçe)
Akanyıldız: Kayan yıldız. (Türkçe)
Akarsu: Belirli bir yatak üzerinde, yerüstünde ve yeraltında akan suların adı, tek sıra elmas ya da inciden yapılan gerdanlık. (Türkçe)
Akasiye: Akasya ağacı ve çiçeği. (Kürtçe)
Akasya: Küçük sıra yapraklı, baklagillerden bir ağaç, salkım ağacı. (Türkçe)
Akata: İyi, güzel. (Rumca)
Akay: Ayın en parlak hali. (Türkçe)
Akbal: Bal gibi temiz. (Türkçe)
Akbaşak: Beyaz bir buğday cinsi. (Türkçe)
Akçan: Çok temiz, çok beyaz. Temiz, dürüst kimse. (Türkçe)
Akça: Bkz. Ağca. (Türkçe)
Akçasu: Beyaz, tertemiz su. (Türkçe)
Akçay: Temiz, duru çay. (Türkçe)
Akçıl: Beyazımsı, solgun. (Türkçe)
Akçiçek: Beyaz renkli çiçek. (Türkçe)
Akgül: Beyaz, gül gibi. (Türkçe)
Akgün: İyi, güzel gün. (Türkçe)
Akgüneş: Apaçık güneşli. (Türkçe)
Akgüngör: İyi günler yaşa. (Türkçe)
Akhanım: Beyaz tenli kadın. (Türkçe)
Akışık: Beyaz, parlak ışık. (Türkçe)
Akibe: İzleyen, arkadan gelen. (Türkçe)
Akide: Bir şeye bağlanma, inanma, tutku. (Arapça)
Akife: Bir şey üzerinde inatla duran, kararlı, inatçı. (Arapça)
Akile: Akıllı, akıl sahibi, kavrayışlı. (Arapça)
Akipek: Beyaz ve ipek gibi. İpek gibi yumuşak insan. (Türkçe)
Akkar: Kar gibi beyaz. (Türkçe)
Akkız: Beyaz kadın. (Türkçe)
Akkor: Nerdeyse beyazlaş-mış ateş. (Türkçe)
Akkutlu: Şansı açık. (Türkçe)
Akmeriç: Meriç ırmağı gibi beyaz akan. (Türkçe)
Akmut: Uğurlu, şanslı, mutlu.
Akmutlu: Çok mutlu. (Türkçe)
Aknes: Temiz, dürüst. (Rumca)
Aknur: Beyaz ışık. (Türkçe)
Akol: Temiz ol. (Türkçe)
Akören: Temiz kent kalıntısı. (Türkçe)
Akpak: Tertemiz, çok dürüst. (Türkçe)
Akpınar: Temiz su kaynağı, suyu berrak pınar. (Türkçe)
Aksel: Beyaz renkte taşkın su. (Türkçe)
Aksen: Sen beyaz ve aydınlıksın. Temiz, doğru, namuslusun. (Türkçe)
Akses: Sesi aydınlık saçan. (Türkçe)
Aksev: Aydınlığı sev.(Türkçe)
Akseven: Aksever: Ak-se-ven: Aydınlığı seven. Temiz, doğru, dürüstlüğü seven. (Türkçe)
Aksevil: Temizliği, dürüstlüğü sevilen kişi. (Türkçe)
Aksevinç: Bayram gibi, çok sevinç. (Türkçe)
Aksın: Temizsin, aydınlıksın, dürüstsün. (Türkçe)
Aksu: Temiz, pırıl pırıl su, nehir. (Türkçe)
Aksun: Aydınlık sun. (Türkçe)
Aksuna: Beyaz yaban ördeği. Beyaz suna gibi güzel. (Türkçe)
Aktaç: Beyaz taçlı. (Türkçe)
Aktolun: Beyaz dolunay. (Türkçe)
Aktuna: Tuna nehri gibi beyaz. (Türkçe)
Akün: Adı temiz, iyi tanınan. (Türkçe)
Aküs: Nazik, zarif, çekicilik, cazibe. (Kürtçe)
Akyıldız: Beyaz yıldız. (Türkçe)
Alagöz: Renkli gözlü olan kimse. (Türkçe)
Alagün: Yarı aydınlık gün. (Türkçe)
Alakuş: Karışık renkleri olan kuş. (Türkçe)
Alam: Dünya. (Ermenice)
Alanay: Ayın ışık saçtığı yer. (Türkçe)
Alanur: Çok renkli ışık. (Türkçe)
Alapınar: Alaca pınar. (Türkçe)
Alasu: İyi su, temiz su. (Türkçe)
Alaşa: Aşifte, alımlı kız. (Lazca)
Alaşan: İyi kaliteli isim. (Türkçe)
Alaz: Yanan bir şeyin yayılan alevi, yalım. (Türkçe)
Albeni: Çekicilik, güzellik. (Türkçe)
Alcan: Can alıcı güzel, cesur, yürekli. (Türkçe)
Alçiçek: Kırmızı çiçek. (Türkçe)
Alçin: Kırmızı renkli küçük bir kuş. (Türkçe)
Aldoğan: Kırmızı bir doğan cinsi. (Türkçe)
Alev: Yanan şeylerin yayılan dili, alaz, yalım, aşk ateşi, sevda, alımlı, cazibeli. (Türkçe)
Algım: Sevdalı, vurgun. (Türkçe)
Algın: İyi, güzel, sıcakkanlı, sevimli. (Türkçe)
Algül: Kırmızı gül. (Türkçe)
Algün: Kırmızı güneş. (Türkçe)
Alım: Cazibe, gönlü çelen güzellik. (Türkçe)
Alışık: Kırmızı ışık. (Türkçe)
Alime: Çok okumuş, bilgin, aydın kadın. (Arapça)
Aliye: Yüce, yüksek, bir şeyin en üst katı.
Aliz: Kibar, sevinçli. (Ermenice)
Alkım: Gökkuşağı. (Türkçe)
Alkış: İyi dilek, kutlamak için el çırpma. (Türkçe)
Alkız: Yanakları al al, beyaz tenli kız. (Türkçe)
Alsan: Ün al, adın duyulsun. (Türkçe)
Alsevin: Sevinçli ol. (Türkçe)
Alsevinç: Sevinçli ol. (Türkçe)
Alsuda: Suya yansıyan ay ışığı. (Türkçe)
Altaç: Kırmızı taç. (Türkçe)
Altan: Kızıl şafak. (Türkçe)
Altın: Çok değerli insan anlamında kullanılır. (Türkçe)
Altınay: Altunay: Altın renkli ay. (Türkçe)
Altınbaşak: Altunbaşak: Altın gibi başak. (Türkçe)
Altında!: Altundal: Altın gibi dal. (Türkçe)
Altınışık: Altunışık: Altın gibi ışık. (Türkçe)
Altınız: Altuniz: Altın izi gibi parlak. (Türkçe)
Altıntaç: Altuntaç: Altın gibi taç. (Türkçe)
Alnına: Kırmızı akan Tuna ırmağı. (Türkçe)
Aluçe: Alıç, yeşil erik. (Kürtçe)
Alüze: Gamlı, kederli, hüzünlü. (Kürtçe)
Amaç: Erek, istenilen hedefe varma. (Türkçe)
Amade: Hazır, hazır olma. (Türkçe)
Amahırko: Böğürtlen. (Çerkesçe)
Amarca: Gayret. (Abhazca)
Amber: Güzel kokulu, mis. (Kürtçe)
Amire: Yönetici. (Arapça)
Anahin: Temiz, lekesiz. (Ermenice)
Anar: Anımsar, hatırlar.
Anarad: Az bulunan. (Ermenice)
Anber: Güzel kokulu, kül rengi madde. (Türkçe)
Andaç: Armağan, hediye, ün, evlat, nesil, şöhret. (Türkçe)
Andelip: Bülbül. (Arapça)
Angın: Tanınmış, ünlü, bilinen kişi. (Türkçe)
Anı: Yaşanmış olaylardan bellekte kalmış olan. (Türkçe)
Anıl: Sakin, bellek, adın hep anılsın.
Anka: Efsanevi bir kuş. (Türkçe)
Ankine: Çok değerli, kıymetli. (Ermenice)
Anjel: Melek. (Ermenice)
Anmeğ: Masum. (Ermenice)
Anna: İyilik etmek. (Ermenice)
Antaram: Eşsiz, tek. (Ermenice)
Antreas: Yağmur. (Rumca)
Anuş: Ölümsüz. (Ermenice)
Anuşavan: Ölümsüz ruh (Ermenice)
Aram: Dinlenme, rahat, huzur, ferahlık. (Farsça)
Arasti: Süslü, hazırlanmış. (Kürtçe)
Arda: İşaret çubuğu, asa, Meriç ırmağının bir kolu.
Arefe: Herhangi bir zamandan bir önceki zaman, önceki gün. (Arapça)
Arek: Güneş. (Ermenice)
Areknazan: Güneşin pırıltıları. (Ermenice)
Arevaluyu: Güneş ışığı. (Ermenice)
Arıcan: Temiz ve sevilen kişi. (Türkçe)
Arıç: Arınç: Barış, erinç, düzen, dinginlik, huzur. (Türkçe)
Arıçel: Barış elçisi. (Türkçe)
Arıel: Eli temiz, dürüst. (Türkçe)
Arın: Alın, temiz, saf. (Türkçe)
Arınç: Bkz. Arıç. (Türkçe)
Arıpınar: Suyu temiz pınar. (Türkçe)
Arısu: Temiz, berrak akan su. (Türkçe)
Ariana: Cesur. (Ermenice)
Arie: Vadi. (Çeçence)
Armağan: Hediye, bağış, ödül. (Türkçe)
Armine: Emine, korkusuz, yürekli. (İbranice)
Artemis: Tapınak. (Rumca)
Arus: Temiz. (Ermenice)
Arze: Yavru. (Urartuca)
Arzıvig: Kartal. (Ermenice)
Arzu: istek, dilek, beklenti. (Farsça)
Arzucan: Candan, gönülden isteyen. (Türkçe)
Arzugül: Gül gibi olmak isteyen. (Türkçe)
Arzugün: istenen gün. (Türkçe)
Arzuhan: İstenen egemen. (Türkçe).
Arzum: İsteğim. (Türkçe)
Asdiğik: Yıldız. (Ermenice)
Asena: Güzel, alımlı kadın. (Türkçe)
Asher: Kraliçe. (Ermenice)
Asiyater: Sevgi. (Abhazca)
Asiye: İsyan eden, acılı, direk. (Türkçe)
Aslı: Temeli, esası, özü. En eski Türk kadın isimlerinden, Arapça "asıl" sözcüğünden türetilmiştir. (Arapça)
Aslıcan: Özü can gibi sevgili. (Türkçe)
Aslıgül: Kökü gül çiçeğinden gelen, özünde gül olan. (Türkçe)
Aslıhan: Egemen soydan gelen, han soyundan gelen. (Türkçe)
Aslım: Özüm. (Türkçe)
Aslınur: Özü ışık olan. (Türkçe)
Asli: Öz, asıl. (Ermenice)
Asti: Dişi. (Çerkesçe)
Asu: İsyan eden, yaramaz, yerinde duramayan. (Türkçe)
Asude: Rahat, dingin, huzurlu, sessiz, sakin, uçarı olmayan. (Farsça)
Asuman: Gökyüzü. (Farsça)
Asya: Yerküre'nin doğu bölümünün yaklaşık yarısını kaplayan kıtanın adı.
Aşina: Bilinen, görülen. (Arapça)
Aşkım: Sevdiğim, sevgilim. (Türkçe)
Aşkın: Sevdiğin, sevgilin, fazla. (Türkçe)
Aşkınay: Dolunay. (Türkçe)
Atanur: Soyu aydınlık olan. (Türkçe)
Ateş: Yanan şeylerden çıkan ısı ve ışık.
Atıfe: İyilik, barış, lütuf, sevgi. (Arapça)
Atılay: Ay gibi atılan, akan. (Türkçe)
Atike: Özgür, soylu, güzel kız. (Arapça)
Atine: Alçakgönüllü (Rumca)
Atiye: Başkaldıran, isyan eden. (Arapça)
Atlas: Parlak ve sık dokunmuş kumaş. (Türkçe)
Avedaran: Müjde (Ermenice)
Avgan: Mavi, gökmavisi, deniz mavisi. (Kürtçe)
Avi: Su rengi, sulak, suya ait. (Kürtçe)
Aviye: Temiz, pak. (Kürtçe)
Avsır: Şelale (Kürtçe)
Avsün: Efsun, kutsama (Türkçe)
Avşar: Atak, uyumlu, Oğuz boylarından birinin adı. (Türkçe)
Avunç: Acının hafifletilmesi, teselli bulma, avunma. (Türkçe)
Avüba: İklim. (Kürtçe)
Avzer: Yaldız, parlak, süs. (Kürtçe)
Awaz: Beste, bestekâr, ses, nida. (Kürtçe)
Axış: Mesut, mutlu, huzurlu. (Kürtçe)
Ayal: Eş, hanım, zevce. (Arapça)
Ayaltın: Altın gibi parlak ay. (Türkçe)
Ayande: Çağdaş, şimdiki, güncel. (Kürtçe)
Ayasun: Aydınlığa sun. (Türkçe)
Ayaşan: Güçlü, aydan da öteye giden. (Türkçe)
Ayataç: Aya taç olma. (Türkçe)
Ayben: Ay gibiyim, ay kadar güzelim. (Türkçe)
Aybeniz: Aydınlık yüzlü. (Türkçe)
Aybüke: Aybike: Ay gibi hanım, ay gibi güzel. (Türkçe)
Ayca: Ayın ilk dördünde aldığı yay biçimi, hilâl. (Türkçe)
Ayçan: Ay gibi aydınlık kişi. (Türkçe)
Ayça: Beyaz tenli kadın. (Türkçe)
Ayçağ: Ay gibi yaşayan. (Türkçe)
Ayçıl: Ayçil: Ay gibi güzel. (Azerice)
Ayçiçek: İri sarı çiçekleri olan bir bitki. (Türkçe)
Ayda: Dere kıyılarında yetişen bir bitki. (Türkçe)
Aydacan: Ay gibi sevilen. (Türkçe)
Aydagül: Ay gibi güzel gül. (Türkçe)
Aydagün: Ay gibi ışıklı ve aydınlık. (Türkçe)
Aydan: Güzelliğini aydan alan, aya ilişkin, aydan bir parça, aydan olan.
Aydanur: Ay gibi ışıklı. (Türkçe)
Aydeniz: Ay gibi parlayan deniz. (Türkçe)
Aydın: İleri düşünceli, açık, anlaşılır, ışıklı, parlayan. (Türkçe)
Aydınay: Aydınlık, ay gibi. (Türkçe)
Aydıncan: Aydınlık yürekli. (Türkçe)
Aydil: Ay gibi aydınlık gönüllü. (Türkçe)
Aydilek: Aydınlık dileyen. (Türkçe)
Aydinç: Ay gibi dinç olan. (Türkçe)
Aydoğan: Aydınlık doğan. (Türkçe)
Aydüz: Ay gibi düzgün. (Türkçe)
Ayfer: Ay gibi ışık saçan. (Türkçe)
Aygen: Dost, arkadaş, sevgili. (Türkçe)
Aygönül: Güzel gönüllü. (Türkçe)
Aygül: Ay gibi ışıklı, gül gibi güzel. (Türkçe)
Ayhan: Aydınlık düşünceli han. (Türkçe)
Ayhanım: Beyaz tenli. (Türkçe)
Ayışığı: Ayın saçtığı ışık. (Türkçe)
Aykan: Dürüst, doğru kişi. (Türkçe)
Aykaş: Kaşları ay gibi hilal olan. (Türkçe)
Aykız: Dürüst kız. (Azerice)
Ayla: Ay ve ya güneşin etrafındaki halka, beyaz ışık (Türkçe). Söyleyen.
Aylan: Açıklık, alan.
Aylin: Aydan gelen ışık. (Türkçe)
Aynur: Ay ışığı, Ay gibi ışık saçan. (Türkçe)
Ayperi: Ay gibi, peri kızı gibi. (Türkçe)
Ayral: Değişik, özgün, farklı. (Türkçe)
Aysal: Ay gibi, aya benzeyen. (Türkçe)
Aysan: Ay gibi parlak, ay yüzlü. (Türkçe)
Aysel: Bol ışıklı, ayın en çok ışığı olduğu an. (Türkçe)
Aysema: Ay gibi parıldayan
yüzlü. (Arapça-Türkçe)
Aysen: Ay gibi güzel. (Türkçe)
Ayser: Ay gibi aydınlık kafalı olan. (Türkçe)
Aysev: Ay gibi güzel sevgili. (Türkçe)
Aysever: Ay gibi güzel ve
aydınlık sever. (Türkçe)
Aysevil: Ay gibi sevilen. (Türkçe)
Aysevim: Ay gibi sevimlisin. (Türkçe)
Aysıl: Aya benzeyen. (Türkçe)
Aysın: Aysun: Ay kadar güzelsin. (Türkçe)
Aysoy: Soyu ay gibi temiz. (Türkçe)
Aysu: Ay gibi parıltılı, su gibi berrak. (Türkçe)
Aysuda: Suda yansıyan ayışığı. (Türkçe)
Aysun: Ay gibi ışıltılı ve güzel. (Türkçe)
Aysuna: Ay gibi erdemli ve güzel. (Türkçe)
Aysunar: Ay gibi ışık saçar. (Türkçe)
Aysunay: Ay gibi ışık saçar. (Türkçe)
Aysan: Ay gibi şanlı, görkemli. (Türkçe)
Ayşe: Huzurlu ve mutlu yaşayan. (Arapça)
Ayşecan: Sevgiyle yaşayan. (Türkçe)
Ayşegül: Güller içinde mutlu yaşayan. (Arapça-Türkçe)
Ayşehan: Egemen olarak yaşayan. (Türkçe)
Ayşen: Neşeli, gülen, aydınlık. (Türkçe)
Ayşıl: Ay gibi ışıklı. (Türkçe)
Aysın: Ay gibi. (Türkçe)
Ayşil: Ay gibi ışıl ışıl. (Türkçe)
Ayşim: Ay gibi. (Azerice)
Ayşin: Parlak, ışıldak ay. (Türkçe)
Ayşirin: Ay gibi şirin. (Türkçe)
Aytaç: Ay şeklindeki taç. (Türkçe)
Aytan: Ayın battığı, günün açtığı an. (Türkçe)
Aytek: Bir tek ay. (Türkçe)
Aytemiz: Ay gibi temiz. (Türkçe)
Ayten: Teni ay gibi beyaz ve parlak. (Türkçe)
Aytolun: Dolunay. (Türkçe)
Aytop: Top gibi ay. (Türkçe)
Aytuğ: Aya benzeyen tuğlu. (Türkçe)
Aytuna: Ay gibi parlak akan Tuna. (Türkçe)
Aytül: Ay gibi parlak, temiz tül. (Türkçe)
Ayverdi: Aydan gelmiş gibi parlayan. (Türkçe)
Ayyıldız: Ay ve yıldız. (Türkçe)
Ayzemnig: Ceylan (Asurca)
Azadi: Özgürlük, hürriyet. (Kürtçe)
Azaduhi: Özgür (Ermenice)
Azer: Ateş gibi olan. (Türkçe)
Azet: Saygı, hizmet, ikram. (Kürtçe)
Azın: Abhazlarda bir soy. (Abhazca)
Azime: Büyük, yüce, kararlı. (Türkçe)
Azize: Saygın, sevgili, kutsal. (Farsça)
Azmidil: Gönül yüceliği. (Azerice)
Azmi: Dürüst. (Ermenice)
Azra: El değmemiş kız, üstünde yürünmemiş kum, delinmemiş inci. (Türkçe)
Azwer: Gözü yükseklerde, hırslı. (Kürtçe) (Yunanca) (Türkçe) (Türkçe) (Urartuca) (Türkçe)

__________________

Ben olmuşum defterde boş bırakılan ilk sayfa

Konu Kraliçe tarafından (26.12.2014 Saat 21:31 ) değiştirilmiştir.
Kraliçe isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 26.12.2014, 21:15   #2 (permalink)
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri

Bacı: Kızkardeş, abla. (Türkçe)
Bacım: Kızkardeşim, ablam. (Türkçe)
Bade: İçki, şarap. (Farsça)
Badegül: Gül renkli şarap. (Farsça)
Bağlan: Sevdiğine bağlı kalan, sev, demet. (Türkçe)
Bahar: İlk yaz, ilkbahar, ilk yaz çiçekleri. (Farsça)
Bahriye: Denizle ilgili. (Arapça)
Bahtıaçık: Şanslı. (Türkçe)
Bahtıgür: Şansı çok olan. (Türkçe)
Bahtışen: Şansı sevinçlerle dolu. (Türkçe)
Bakanay: Apaçık görünen ay. (Türkçe)
Bakinaz: Sürekli nazlanan, çok nazlı. (Farsça)
Bakur: Yırtıcı kuş, kuzey. (Kürtçe)
Balca: Bal gibi tatlı kız. (Türkçe)
Balcan: Bal gibi tatlı. (Türkçe)
Baldan: Tatlıdan, bal gibi tatlı, şirin, hayırlı. (Türkçe)
Balım: Tatlım, güzelim. (Türkçe)
Balın: Tatlın, sevgili, sevilen. (Türkçe)
Balkı: Parıltı, ışık, süslü, güzel, şimşek. (Azerice)
Balkın: Parlak, parıldayan, parıltı, ışıklı, güzel. (Türkçe)
Balkır: Parlar, parıldar. (Azerice)
Balkız: Tatlı, şirin, güzel, hoş kız. (Türkçe)
Balsarı: Balsarısı renginde. (Türkçe)
Balşeker: Bal ve şeker gibi tatlı. (Türkçe)
Banu: Kadın, hatun, prenses, gelin. (Farsça)
Barçın: Bir çeşit ipekli kumaş.
Barın: Güç, güçlü, yaşayan, erk. (Türkçe)
Barış: Uzlaşma, savaşın bitmesi, özgür yaşam. (Türkçe)
Baria: Güzel, mükemmel, üstün. (Arapça)
Barika: Işıklı, pırıltılı. (Arapça)
Barkın: Gezgin, turist, yolcu. (Türkçe)
Basire: Ekin, kültür. (Farsça)
Basiret: Sezgili, uzak görüşlü, kavrayışlı. (Arapça)
Başak: Ekinlerin tanelerini taşıyan baş kısmı. (Türkçe)
Başar: İstenilen biçimde sonuçlandır, kazan. (Türkçe)
Basan: Başarma işi. (Türkçe)
Başaran: İstenildiği gibi bitiren. (Türkçe)
Başay: Ayın yuvarlak hâli. (Türkçe)
Batı: Güneşin battığı yön. (Türkçe)
Baweri: İnanç, inanmak, inan. (Kürtçe)
Baylan: Bayın: Sevilen, saygın, ağır başlı, kibar. (Ermenice)
Baysal: Sakin, huzurlu ortamda olmak. (Arapça)
Bedali: Peştemalin etrafına işlenen süs. (Lazca)
Bedel: Değer, kıymet. (Kürtçe)
Beder: Nakış, süs, bezek. (Türkçe)
Bedew: Güzel, muhteşem, şahane. (Türkçe)
Bedi: Şans, baht. (Lazca)
Bedia: Çok değerli eser. (Arapça)
Bedihe: Güzel söz, başlama. (Arapça)
Bedis: Bediz: Görünen, açık, belli, süs, resim, heykel. (Türkçe)
Bedreka: Yol gösteren, klavuz. (Farsça)
Bedriye: Ayın on dördü, dolunay. (Arapça)
Bedzeghur: Haziran (Çerkesçe)
Befa: Fatma isminin Lazca söylenişi. (Lazca)
Begim: Begüm: Hanım, hanımefendi, kadın hükümdar, Hint prensesleri.
Begmen: Zerdüşt dininde bir melek. (Kürtçe)
Behewri: Eşsiz, benzersiz, saf, katışıksız. (Kürtçe)
Behice: Güleryüzlü, şen, şirin. (Arapça)
Behir: Badem, çağla. (Kürtçe)
Behiye: Güzel. (Türkçe)
Behra: Onun için, dolayı. (Farsça)
Bejmer: Değerli, lâyık. (Kürtçe)
Beken: Güçlü, dayanıklı. (Türkçe)
Belcim: Yaprak. (Kürtçe)
Belek: Armağan, hediye. (Kürtçe)
Belen: Dağın aşılması gereken yeri, dağlık. (Türkçe)
Belge: Olaylara ışık tutan kanıtlar. (Türkçe)
Belgi: Açık, anlaşılır, belli gün, net. (Türkçe)
Belgin: Yapraklı, yaprak gibi ince. (Türkçe)
Belgün: Açık, aydınlık gün. (Türkçe)
Belik: Saç örgüsü. (Türkçe)
Belin: Şaşkınlık, hayret etme, ürkme (Türkçe)
Beliz: İz, im, işaret. (Türkçe)
Belkıs: Efsaneye göre Saba ülkesinin kraliçesi. (Türkçe)
Belma: Sakin, yumuşak. (Farsça)
Beliz: Belirli olan iz, işaret. (Türkçe)
Belûr: Billur, billurdan olan. (Kürtçe)
Benal: Beni-al: Beni sev anlamında. (Türkçe)
Benan: Benian: Beni unutma. (Türkçe)
Benay: Ay gibiyim. (Türkçe)
Bender: Harman. (Kürtçe)
Bendewar: Gönülden bağlı, yakın, sıcak insan. (Kürtçe)
Benefş: Menekşe. (Kürtçe)
Benefşi: Menekşe rengi (Kürtçe)
Benek: Vücudun çeşitli yerlerinde olan küçük güzel nokta, leke. (Türkçe)
Bengi: Bengü: Bengin: Ölümsüz, edebi, sonsuz. (Türkçe)
Bengisan: Adı ölümsüz olan. (Türkçe)
Bengisu: Sonsuza dek yaşamayı sağladığına inanılan efsanevi su, ölümsüzlük suyu. (Türkçe)
Bengül: Gül gibi beni olan. (Türkçe)
Benian: Her zaman anılan, aranılan. (Türkçe)
Benli: Küçük, güzel, sevimli, beni olan. (Türkçe)
Benligül: Beni olan gül.
Berat: Rütbe, nişan, ayrıcalık belgesi. (Türkçe)
Berca: Uygun, yerinde, tam. (Farsça)
Berceste: Seçkin, beğenilen. (Farsça)
Berdar: Verimli, faydalı, yetişkin. (Kürtçe)
Berdel: Aile arasında kızları birbirlerinin oğullarına vermek, kızları takas etmek. (Kürtçe)
Berdest: Hazır, amade, esir olmuş. (Kürtçe)
Berdil: Aziz, sevgili, yar. (Kürtçe)
Bereket: Bolluk, verim, mutluluk. (Arapça)
Beren: Kuzu, koyun yavrusu, ünlü, güçlü, akıllı.
Berfi: Zambak (Kürtçe)
Berfin: Kar toplayan güneşli hava. (Kürtçe)
Berfü: Kar tanesi. (Farsça)
Bergiran: Yas tutan, ağlayan, hüzünlü. (Kürtçe)
Beril: Mücevher olarak kullanılan bir maden.
Berin: Yüce, yüksek soylu. (Farsça)
Berka: Kuzey Afrika'da bir şehir. (Arapça)
Berke: Kamçı, değnek, sopa, kayısı, zerdali. (Türkçe)
Bermal: Dağ tepesi, doruk, zirve. (Farsça)
Berrak: Duru, temiz, aydınlık. (Türkçe)
Berran: Keskin. (Farsça)
Berrin: Yüce, yüksek soylu. (Farsça)
Bersun: İlk yağan kar. (Türkçe)
Berşe: Bütün. (Ermenice)
Besen: Kırağı, çiy, çisenti, sis, ince ince yağan kar. (Türkçe)
Beste: Bağlı, bitişik, müziğin oluşumu. (Farsça)
Bestegül: Gül destesi. (Türkçe)
Bestewin: Kır yaşamını anlatan, şarkı, şiir. (Kürtçe)
Besti: Irmak kıyılarındaki taşlık yerler, bağlanmış, gönül bağı. (Kürtçe)
Betigül: Gül gibi kokan mektup. (Arapça)
Betil: Betül: Temiz, namuslu, nehirdeki akıntı, kök salan fidan, ******, taze.
Betim: Tasvir, birşeyi tam olarak anlatma. (Türkçe)
Betülay: ****** fidan, aya benzeyen. (Arapça)
Beyaz: Kar rengi, temiz, lekesiz, ak. (Arapça)
Beyhan: Açık yürekli, sinsi olmayan. (Arapça)
Beylem: Çiçek kozası, açılmamış pamuk kozası. (Arapça)
Beyza: Çok temiz, lekesiz. (Arapça)
Bezek: Süs, motif, ziynet. (Türkçe)
Bezen: Ziynet, süs, motif. (Türkçe)
Bıhar: Bahar mevsimi. (Kürtçe)
Bındar: Olgun meyveler. (Kürtçe)
Bidar: Uyanık, uyumayan. (Farsça)
Bilgay: Bilgisi aydınlık olan. (Azerice)
Bilge: Bilgili, çok bilgili, bilgisi derin, iyi ahlaklı, olgun kişi. (Türkçe)
Bilgehan: Bilgili devlet yöneticisi. (Türkçe)
Bilgen: Bilgili, görgülü. (Türkçe)
Bilger: Bilgili kişi. (Azerice)
Bilgi: Bilim, gözlem, deneme, araştırma sonucu öğrenilen gerçek. (Türkçe)
Bilginur: Bilginin, bilimin ışığı. (Türkçe)
Bilgisu: Su gibi çok bilgisi olan. (Türkçe)
Bilgün: Bilgili kişi. (Türkçe)
Bilhan: Bilinen yönetici. (Türkçe)
Bilin: Tanın, ünlen. (Türkçe)
Billur: Kristal, duru, berrak, kesme cam, temiz, pırıl pırıl insan. (Arapça)
Busen: Bilgili olan, bilimle uğraşan. (Türkçe)
Bilsev: Bilimi, bilgiyi seven, araştıran. (Türkçe)
Binay: Bin tane ay gibi parlak. (Türkçe)
Bingül: Bin tane gül kadar güzel. (Türkçe)
Bingün: Bin tane gün. (Türkçe)
Binışık: Bin tane ışık gibi aydınlık. (Türkçe)
Binidar: Temsilci, yönetici, elçi. (Kürtçe)
Biniz: Çok yakın ve gideceği yeri olan. (Türkçe)
Binnaz: Çok nazlı, cilveli, kaprisli. (Türkçe)
Binnur: Çok aydınlık. (Türkçe)
Binzet: Güzel, zarif. (Rumca)
Biray: Ay gibi tek ve eşsiz. (Türkçe)
Bircan: Tek ve eşsiz kişi. (Türkçe)
Birce: Biricik, eşsiz. (Türkçe)
Birçek: Saç, kahkül, zülüf. (Türkçe)
Birdal: Tek bir dal, çok değerli. (Türkçe)
Birdar: Anıt. (Kürtçe)
Birewş: Göz kamaştırıcı, şahane, parlak. (Kürtçe)
Birge: Birlikte, kuma, ortak, kamçı. (Azerice)
Birgen: Yalnız, yalnızlığa alışkın. (Türkçe)
Birgi: Ödemiş'te bir belde, Bozdağ eteklerinde. (Türkçe)
Birgül: Gül gibi değerli.
Birhan: Değerli yönetici.
Biricik: Bir tek, eşsiz, benzersiz. (Türkçe)
Birik: Sinirli. (Kürtçe)
Birikim: Bir yerde toplanma, bilgilenmiş kişi, deney. (Türkçe)
Birim: Bir tane, seçilen örnek, biricik. (Türkçe)
Biriz: Birlikteyiz, bir tekiz, bir tane iz. (Türkçe)
Birjiyan: Unutulmaz, önemli, şanlı. (Kürtçe)
Birkan: Aynı kandan gelen. (Türkçe)
Birnaz: Tek naz eden, az nazlı. (Türkçe)
Birsel: Tek sel, eşsiz sel. (Türkçe)
Birsen: Sadece ve tek sen. (Türkçe)
Birsev: Tek sevgili. (Türkçe)
Birsin: Yonca. (Arapça)
Birsen: Sevinci eşsiz.
Birtane: Tek, eşsiz, biricik. (Türkçe)
Bja: Güneş. (Megrelce)
Bjihape: Güz. (Çerkesçe)
Blanem: Geyik. (Çerkesçe)
Boncuk: Çeşitli maddelerden yapılan yuvarlak renkli, süs taşı. (Türkçe)
Boşahi: Bolluk, verim. (Kürtçe)
Bozçin: Dişi geyik. (Türkçe)
Börülce: Koyu benekli bir bitki, yenilir, mor renklidir. (Türkçe)
Bugün: Yaşanan gün. (Türkçe)
Buğday: Ekmek yapılan bitki ve onun tanesi. (Türkçe)
Buğu: Yoğunlaşmış su buharı. (Türkçe)
Buket: Çiçek demeti. (Fransızca)
Bukle: Saç lülesi. (Türkçe)
Buli: Kiraz. (Megrelce)
Buluş: Yeni bir şeyi bulma, yaratıcılık. (Türkçe)
Bulut: Su buharının gökyüzünde oluşturduğu kütle. (Türkçe)
Burcu: Güzel koku, ıtır. (Türkçe)
Burcucan: Güzel kokan.
Burcum: Burcu, güzel kokulum. (Türkçe)
Burçak: Baklagillerden, taneleri yem olarak da kullanılan bir bitki. (Türkçe)
Burçin: Burçin: Dişi geyik. (Türkçe)
Burla: Üzüm. (Kıpçakça)
Büğe: Su bendi. (Türkçe)
Büklüm: Bükülmüş, halka olmuş. (Türkçe)
Bülent: Yüce, uzun, yüksek. (Türkçe)
Bürge: Canlı, yerinde otura-mayan, taşkın. (Türkçe)
Bürümcük: Ham ipekten dokunmuş ince bez. (Türkçe)
Büşra: Müjde, sevinçli haber. (Arapça)
Büyüm: Büyüleyici, büyülü, güzel. (Türkçe) (Farsça) (Arapça)

__________________

Ben olmuşum defterde boş bırakılan ilk sayfa
Kraliçe isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 26.12.2014, 21:15   #3 (permalink)
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri

Canide: Çok çalışkan, çaba gösteren. (Arapça)
Cameri: Eli açık, cömert, cesaret. (Kürtçe)
Can: Ruh, insanın özü, varlığı, gönül, içten, sevimli. (Türkçe)
Cana: Ey can, ey sevgili. (Farsça)
Canal: Gönül al, kendini sevdir. (Türkçe)
Canan: Sevgili, sevilen, gönül verilen, âşık olunan, beğenilen. (Türkçe)
Canaş: Sevgili, arkadaş, dost. (Türkçe)
Canay: Ay gibi sevilen.
Candan: İçten, yürekten. (Türkçe)
Candaş: Candan arkadaş, yakın, sıcak, içten. (Türkçe)
Candeğer: Can verecek kadar değerli. (Türkçe)
Canel: Can gibi değerli kişi. (Türkçe)
Canesin: Esin veren sevgili. (Türkçe)
Canfer: Aydınlık sunan. (Türkçe)
Cangül: Gül gibi sevgili. (Türkçe)
Cangün: İnsanı canlandıran gün. (Türkçe)
Cangür: Güçlü dost. (Türkçe)
Canik: Atik, çevik, gözüpek, becerikli. (Türkçe)
Canipek: Yumuşak huylu. (Türkçe)
Cankat: Hayata mutluluk saçan. (Türkçe)
Cankız: Cana yakın kız. (Türkçe)
Cankut: Uğurlu dost. (Türkçe)
Cannur: Işıklı, sıcak, aydınlık kişi. (Türkçe)
Canöz: Canın içi, özü, candan kişi. (Türkçe)
Canözlem: Candan özleyen. (Türkçe)
Cansel: Hayat veren su. (Türkçe)
Cansen: Sen can gibi dostsun. (Türkçe)
Canses: Sesi can veren. (Türkçe)
Cansev: Sevgi dolu. (Türkçe)
Cansever: Canseven: Candan seven. (Türkçe)
Cansevin: Yürekten sevin. (Türkçe)
Cansın: Sevilmeye değer, sevgili. (Türkçe)
Cansoy: Sevgili bir soydan gelen. (Türkçe)
Cansu: Can suyu, yaşam veren su. (Türkçe)
Cansun: Sevgi sun. (Türkçe)
Cavidan: Sürekli, kalıcı, sonsuz. (Farsça)
Cawıdan: Ebedi, sonsuz. (Kürtçe)
Cazibe: Çekici, alımlı, sevimli. (Arapça)
Cebriye: Yazgı. (Arapça)
Cecunu: Üzerine yatmak. (Lazca)
Cefa: Eziyet, sıkıntı çekme. (Arapça)
Ceğanu: Günün doğması. (Lazca)
Celile: Ulu, büyük. (Arapça)
Cemile: Güzel, hoşa giden davranış, jest. (Arapça)
Cemre: Ateş halinde kömür, ilkyaz arefesinde havada, suda, toprakta oluştuğu varsayılan ısı yükselişi. (Türkçe)
Cemskvaneri: Güzelleşmiş (Lazca)
Cenah: Kuş kanadı, taraf. (Arapça)
Cenan: Kalp, yürek, gönül. (Arapça)
Cenet: Cennet (Çerkesçe)
Cenin: Ana rahmindeki çocuk. (Arapça)
Cennet: Çok güzel, ferah yer. (Arapça)
Centosu: Tohumu serpmek. (Lazca)
Ceren: Ceylan, ahu. (Türkçe)
Ceride: Gazete, kayıt, bilgi. (Arapça)
Cerime: Zarar görmek, bedel ödemek. (Arapça)
Cesaret: Korkusuzluk, yüreklilik. (Arapça)
Cesime: Büyük, iri, kocaman. (Arapça)
Cetafrineri: Nazlı. (Lazca)
Cetanu: Gün ışığı. (Lazca)
Cevahir: Özler, maya, özü güçlü. (Arapça)
Cevher: Öz, maya, değerli taş. (Arapça)
Çevriye: Eziyet, sıkıntılı. (Arapça)
Cevza: İkizler burcu, yıldız. (Arapça)
Cexveri: Çoğalmış, üremiş. (Lazca)
Ceyda: Uzun boylu ve güzel. (Arapça)
Ceyhan: Su gibi akan, Akdeniz bölgesinde bir nehir. (Türkçe)
Ceylan: Gözlerinin güzelliğiyle ünlü, zarif, ince bacaklı hayvan, ceren.
Cezire: Denizlerdeki ada. (Arapça)
Cıvıl: Hareketli, sesli, kaynaşan. (Türkçe)
Cıvıltı: Kuşların ötüş sesi. (Türkçe)
Cıwan: Genç, güzel, hoş. (Kürtçe)
Cidal: Hararetli konuşma. (Lazca)
Ciğil: Parlak. (Türkçe)
Cihanbanu: Dünyaca tanınan kadın. (Türkçe)
Cihannur: Dünyayı aydınlatan. (Türkçe)
Cihanşah: Dünya hükümdarı. (Türkçe)
Cilve: Hoşa gitmek için nazlanmak. (Arapça)
Cinan: Cennetler. (Arapça)
Cinas: Çok anlamı olan bir kelimeye farklı konuda, farklı anlam yükleme işi.
Cirim: Hacim, oylum. (Arapça)
Civelek: Neşeli, canlı, sokulgan.
Comerd: Eli açık, iyiliksever. (Kürtçe)
Coşan: Duyarlılık hali, heyecanlanma. (Türkçe)
Coşku: Fazla duyarlık, heyecan. (Türkçe)
Coşkunay: Coşmuş ay gibi. (Türkçe)
Cömert: Eli açık, verimli, üretken. (Farsça)
Cudi: Eli açık. (Kürtçe)
Cumhuriyet: Halkın egemenliği demek olan devlet yönetimi. (Türkçe)
Cuma: Haftanın altıncı günü. Müslümanlarda kutsal gün. (Arapça) (Türkçe) (Arapça)

__________________

Ben olmuşum defterde boş bırakılan ilk sayfa
Kraliçe isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 26.12.2014, 21:20   #4 (permalink)
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri

Çaba: Bir işi gerçekleştirmek için harcanan güç. (Türkçe)
Çağcıl: Çağa uygun, çağa yakışan. (Türkçe)
Çağdaş: Yaşanılan çağın koşul ve gereklerine uygun olan, yaşıt. (Türkçe)
Çağıl: Çakıl, çağla ilgili, akan su sesi. (Türkçe)
Çağıltı: Akan su sesi.
Çağın: Yıldırım, şimşek. (Türkçe)
Çağla: Badem, erik, kayısı gibi meyvelerin taze yemişi. (Türkçe)
Çağlak: Çağlayan, şelale. (Türkçe)
Çağlar: Coşkulu, canlı, çağlama sesi çıkaran, çağlayan. (Türkçe)
Çağlasın: Çağıltılarla aksın. (Türkçe)
Çağlayan: Akarsuyun yüksekten döküldüğü yer, şelale. (Türkçe)
Çağrı: Birini bir yere davet etme, san, unvan, çakır-kuşu. (Türkçe)
Çakır: Mavi göz rengi, mavi benekli, gönül, can. (Türkçe)
Çala: Dere. (Lazca)
Çalıkuşu: Serçegillerden ötücü bir kuş. (Türkçe)
Çançu: Salkım. (Lazca)
Çarambulya: Alaca. (Lazca)
Çaylan: Çağlayan, şelale.
Çelen: Düşüncesini değiştiren, bir kuş, kuytu tepe. (Türkçe)
Çeleng: Zarif, ince, göz kamaştırıcı. (Kürtçe)
Çelenk: Çiçek, dal ve yapraktan oluşan halka, uzun kuş tüyü. (Türkçe)
Çelgin: Yaralı av hayvanı, güzel, masum. (Türkçe)
Çeltik: Kabuğu ayıklanmış pirinç. (Farsça)
Çeman: Nazlı, sevgili, salınan. (Farsça)
Çemen: Maydanozgillerden bir bitki. Bu bitkinin tohumu ve bitkinin kendisiyle yapılan macun. (Türkçe)
Çere: Renk. (Lazca)
Çeşman: Gözler. (Türkçe)
Çeşminaz: Ceylan gözlü, nazlı nazlı bakan, güzel bakan. (Farsça)
Çetme: Ham karpuz, kesmek. (Türkçe)
Çevren: Gökyüzünün yerler birleştiği yer, ufuk. (Türkçe)
Çevrim: Sınır, girdap, değişme. (Türkçe)
Çeyiz: Gelin için hazırlanan eşyalar. (Türkçe)
Çıdam: Sabır, direniş. (Türkçe)
Çığ: Dağlarda yuvarlanarak büyüyen kar. (Türkçe)
Çığıl: Başa takılan altın. (Türkçe)
Çığır: Çığın açtığı yol, keçiyolu, yeni yol. (Türkçe)
Çıldam: Çabuk, acele. (Türkçe)
Çınar: Uzun boylu, kalın dallı, uzun ömürlü bir ağaç, dayanak. (Türkçe)
Çınay: Ayın en parlak zamanı, saklı ay. (Farsça)
Çınla: Çın çın diye ses ver. Çıra: Macar halk müziği, çingene müziği.
Çırnaz: Zayıf ince yapılı, naif. (Türkçe)
Çırok: Masal, öykü. (Kürtçe)
Çıvgın: Rüzgarlı havada yağan karla karışık yağmur. (Türkçe)
Çiçek: Bir bitkinin üreme bölümünü taşıyan, renkli, kokulu, güzel yeri.
Çiçku: Taze, körpe. (Lazca)
Çiğdem: Zambakgillerden, çeşitli renklerde çiçekler açan bir kır bitkisi.
Çile: Eziyet, sıkıntı, ibrişim, yün demeti. (Farsça)
Çilek: Pembe-kırmızı renkte bir meyvesi olan bir bitki. (Türkçe)
Çilem: Sıkıntılarım. (Türkçe)
Çilen: İnceden yağan yağmur, çisenti, suyun derin olmayan yeri. (Türkçe)
Çilenti: Çiğ, jale. (Türkçe)
Çiler: Şarkı söyleyen, şakıyan, öten. (Türkçe)
Çilhanım: Çilli ve hanımefendi. (Türkçe)
Çilli: Yüzünde çil olan. (Türkçe)
Çimen: Kendiliğinden yetişen, küçük yeril bitki. (Türkçe)
Çinka: Peri. (Lazca)
Çisen: İnce ince yağan yağmur, çiy.
Çisil: İnce ince yağan yağmur. (Türkçe)
Çitlembik: Kayına benzeyen bir ağaç. (Türkçe)
Çoğul: Çok hale gel, üre, kalabalık ailen olsun. (Türkçe)
Çolpan: Çulpan: Güneş batınca doğan bir yıldız, Zühre, Venüs, çoban yıldızı.
Çona: Işık. (Lazca)
Çumanişe: Sabah. (Lazca)
Çurina: Topraktan yapılmış şarap bardağı. (Çerkesçe)
Çxatura: Parlak ışık, parıldayan. (Lazca) (Macarca) (Türkçe) (Türkçe) (Türkçe)

__________________

Ben olmuşum defterde boş bırakılan ilk sayfa
Kraliçe isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 26.12.2014, 21:20   #5 (permalink)
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri

Dadali: Gül. (Lazca)
Dalfidan: Yeni yetişen dal gibi. (Türkçe)
Dalga: Denizin rüzgarlı havada kabarıp kıyıya sürüklenmesi, hareketli su kütlesi. (Türkçe)
Dalım: Tutunacak güç, dayanacak yer anlamında, ağacın dalı. (Türkçe)
Dalince: Dal gibi zarif ve ince. (Türkçe)
Dalya: Yıldız çiçeği. (Türkçe)
Damla: Çok küçük miktarda su. (Türkçe)
Damlam: Damla kadar küçük, güzel, bereketli olan. (Türkçe)
Daner: İpek. (Çerkesçe)
Darçin: Tarçın, güzel kokulu bir baharat. (Kürtçe)
Darin: Hüküm sürmek. (Kürtçe)
Danstan: Orman. (Kürtçe)
Daxe: Güzel. (Çerkesçe)
Daye: Sütanne, çocuğa bakan büyük, sütnine. (Farsça)
Define: Gömülü duran değerli şey. (Arapça)
Defne: Yaprakları güzel kokulu, kış ve yaz yeşil kalan bir ağaç. (Yunanca)
Değer: Yüksek nitelik, üstün yetenek. (Türkçe)
Deha: Dahi, yüksek zekası olan. (Arapça)
Dehan: Ağız (Farsça)
Dehri: Materyalist, dünyanın sonsuzluğuna inanan. (Arapça)
Delâl: Aziz, sevgili, dostça. (Kürtçe)
Delâli: Şefkat, dürüstlük, sevgi. (Türkçe)
Delfin: Yunus balığı. (Yunanca)
Delistan: İçinde çeşitli çiçek bulunan bahçe. (Türkçe)
Demar: Damar, hırs, duygu, sinir. (Türkçe)
Demet: Saplarından bağlanmış çiçek ya da ekin, bağlanarak oluşturulmuş deste, aynı yöne giden ışık kümesi. (Türkçe)
Deng: Ses, seda, gürültü. (Kürtçe)
Demi: Kadife. (Kürtçe)
Demiray: Ay gibi güzel. (Türkçe)
Deniz: Büyük, tuzlu su kütlesi. (Türkçe)
Denizay: Ay gibi parlak deniz. (Türkçe)
Denizcan: Deniz kadar çok sevilen. (Türkçe)
Denizgün: Güneş gibi aydınlık deniz. (Türkçe)
Denizhan: Deniz gibi engin yönetici. (Türkçe)
Deran: Çaresiz, biçare. (Kürtçe)
Derem: Para, akçe. (Farsça)
Deren: Toplayan, hasat zamanı. (Türkçe)
Derim: Çadır. (Türkçe)
Derin: Gelişmiş, bilgili, ilerlemiş, içtenliği gelişmiş, yükselmişlik. (Türkçe)
Derince: Merdiven. (Kürtçe)
Derman: Güç, kuvvet, ilaç, umar. (Farsça)
Dersim: Tunceli, Alevi mezhebinin çoğunlukta olduğu ve Zazaca konuşulan memleket. (Kürtçe)
Derya: Deniz, bolluk, çok fazla olan. (Farsça)
Deryanur: Çok bolluk ve aydınlık. (Farsça)
Deste: Demet, bağlam, tutam, biriktirilmiş. (Türkçe)
Destgir: Nazik, kibar, yardıma hazır. (Kürtçe)
Destegül: Bağlanmış gül demeti. (Türkçe)
Destgür: Yardımsever, iyiliksever. (Kürtçe)
Destmal: Mendil. (Kürtçe)
Deseni: Zulme uğramış, zalimlerin elinde kalmış. (Kürtçe)
Devin: Hareket, gayret, çaba, efor. (Türkçe)
Devinsu: Suyun ritmik hareketleri, akarsu. (Türkçe)
Devlet: Toprak bütünlüğüne dayalı siyasal egemenliği sürdüren hukuksal varlık, kut, mutluluk, orun. (Türkçe)
Devran: Çağ, zaman, bu zaman. (Kürtçe).
Devran: Dünya, zaman, yazgı: (Arapça)
Devrim: Toplumsal düzeni altüst ederek, daha ileri bir düzen kurmak işi.
Devrin: Bir kişi veya olayın gündemde olduğu tarih dönemi. (Türkçe)
Dewran: Devir, çağ, zaman. (Kürtçe)
Dışer: Altın. (Çerkesçe)
Diba: Alacalı ipek kumaş, atlas. (Farsça)
Dicle: Ulu ırmak, Anadolu'dan doğup Basra Körfezine dökülen bir ırmak.
Diclehan: Dicle'nin egemeni, Dicle gibi coşkun yönetici. (Türkçe)
Diçkibi: Isırgan otu. (Lazca)
Didar: Yüz, çehre, sima. (Farsça)
Dide: Göz, gözbebeği. (Farsça)
Didem: Gözüm gibi baktığım, sevdiğim, gözüm, sevgilim. (Farsça)
Dielan: Yağmur suyu. (Çeçence)
Dinar: Doruk, yükseklik. (Kürtçe)
Dika: Buğday. (Lazca)
Dikmen: Dağların tepesi, yayla, sivri tepe. (Türkçe)
Dilan: Gönüllerce olan, yürekler dolusu, dans, şarkı. (Kürtçe)
Dilara: Yürek ferahlatan, gönül alan. (Farsça)
Dilasu: Gönlü rahat. (Türkçe)
Dilay: Gönlü ay gibi aydınlık olan. (Türkçe)
Dilbaz: Güzel söz söyleyen. (Farsça)
Dilber: Güzel hoş kız, gönülleri fetheden. (Farsça)
Dilber: Güzel, güzellik (Kürtçe).
Dilbeşte: Gönül bağlamış, aşık olmuş. (Farsça)
Dildan: Sevmek. (Kürtçe)
Dildar: Gönül almış, sevilen. (Farsça)
Dilderen: Gönül alıcı.
Dileğe: Güzel ve düzgün konuşma yeteneği olan kişi. (Türkçe)
Dilek: İstenen, arzulanan, beklenen. (Türkçe)
Dilem: Gönüllere deva olan şey. (Farsça)
Dilem: İkilem, iki seçenekli durum, iki tane. (Türkçe)
Diler: İsteyen, dilekte bulunan. (Türkçe)
Dilge: Güzel konuşan kişi. (Türkçe)
Dilhan: İçten ve yürekten konuşan. (Farsça)
Dilmen: Güzel konuşan, dil bilen, güzel sözler söyleyen. (Türkçe)
Dilnaz: Nazlı ve işveli bir edayla konuşan. (Farsça)
Dilovan: Şefkatli, sevecen, merhametli. (Kürtçe)
Dilşah: Neşeli, mutlu, memnun. (Farsça)
Dilşat: Sevinçli, neşeli, gönlü hoş. (Farsça)
Düşen: Gönlü sevinçle dolu olan. (Farsça)
Dinçay: Ayın en parlak, en net görülebilen hali, aydınlık, ilerici kişi, güçlü, sağlam, Ay gibi güçlü. (Türkçe)
Dinçel: Eli sağlam, güçlü, kuvvetli, diri, akıllı kişi. (Türkçe)
Diniz: Dingin, sakin. (Türkçe)
Diren: Yaşamın tüm zorluklarına rağmen, yaşamasını ve başarıya ulaşmasını bilen. (Türkçe)
Dirik: Diri, canlı, acar. (Türkçe)
Dirim: Sağlık, yaşam, hayati varlık. (Türkçe)
Dirin: Yaşamsal. (Türkçe)
Dirisu: Temiz, faydalı, duru, su gibi olan. (Türkçe)
Dirlik: Düzenlilik, temizlik, erinçli yaşayan. (Türkçe)
Dirok: Tarih, hikaye, öykü. (Kürtçe)
Dirvana: Güvercin. (Lazca)
Diyarı: Diyari: Hediye, armağan. (Kürtçe)
Doğa: Yaşanılan organik çevre, tabiat, güzellik. (Türkçe)
Doğacan: Sevilen doğa. (Türkçe)
Doğagün: Aydınlık doğa. (Türkçe)
Doğanay: Yeni doğan ay. (Türkçe)
Doğancan: Yeni doğan. (Türkçe)
Doğangün: Yeni başlayan gün. (Türkçe)
Doğay: Ayın yeni doğmuş hali. (Türkçe)
Doğu: Bir yön, güneşin doğduğu yön. (Türkçe)
Dolotanu: Işıklandırmak, dibine ışık tutmak. (Lazca)
Dolunay: Ayın bütün ve parlak göründüğü an. (Türkçe)
Domurcuk: Tomurcuk, yeni çıkmaya başlayan gonca. (Türkçe)
Dor: En yüksek nokta. (Türkçe)
Doruk: En yüksek nokta, yer, zirve. (Türkçe)
Dotiku: Damla. (Lazca)
Döndü: Henüz evlememiş kız. (Türkçe)
Döne: Karşı ziyaret, geri gelen. (Türkçe)
Dönem: Belirli bir tarihsel niteliği olan zaman birimi. (Türkçe)
Dudu: Hanım, abla, yaşlı, Ermeni kadını. (Farsça)
Duman: Yanan bir şeyden oluşan kimyasal maddelerle yoğunlaşmış hava, bulut, sis. (Türkçe)
Durcan: Ömrün uzun olsun, canlı kal. (Türkçe)
Durgun: Sessiz, sakin, hareket etmeyen. (Türkçe)
Duru: Temiz, berrak, arınmış. (Türkçe)
Durugün: Aydınlık gün. (Türkçe)
Durusel: Temiz akan su, akarsu. (Türkçe)
Durusoy: Soyu temiz olan. (Türkçe)
Durusu: Arı, temiz, berrak sular gibi olan. (Türkçe)
Duyal: Hassas, sisli, çabuk duygulanan. (Türkçe)
Duygu: İnsanın iç dünyasındaki hisler. (Türkçe)
Duygucan: Candan duygulanan. (Türkçe)
Duygun: Duygulu, hassas, hisli kişi. (Türkçe)
Duygusal: Hissetmekle, duyarlılıkla ilgili. (Türkçe)
Duygusel: Sel gibi coşkun olan. (Türkçe)
Duygusoy: Soydan duygulu olan. (Türkçe)
Duysun: İşitsin, bilsin, şöhretli olsun. (Türkçe)
Duyu: Hissetme, algılama. (Türkçe)
Duyuş: İşitme, hissetme, bilme. (Türkçe)
Duman: Sis. (Kürtçe)
Dürrişahver: Sultanlara layık inci. (Azerice)
Düş: Hayal, rüya, güzel rüya. (Türkçe)

__________________

Ben olmuşum defterde boş bırakılan ilk sayfa
Kraliçe isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 26.12.2014, 21:21   #6 (permalink)
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri

Ebru: Kaş, kâğıt ve kumaş boyama sanatı, bulut renginde. (Farsça)
Ece: Kraliçe, güzel kız, ana. (Türkçe)
Eceay: Ay gibi parlayan kadın. (Türkçe)
Eceaypar: Ayın parçası gibi parlayan. (Türkçe)
Ececan: Kraliçelik eden. Ana gibi cana yakın. Sevilen kadın. (Türkçe)
Ecegül: Gül gibi güzel, gül gibi kraliçe. (Türkçe)
Ecehan: Kraliçe hükümdarlığı. (Türkçe)
Ecem: Kraliçem, kadınım. (Türkçe)
Ecemiş: Çok bilen, bilmiş.
Ecer: İyi, güzel, taze, yeni.
Ecmel: Çok güzel olan. (Arapça)
Eça: Harcanan yıllar. (Lazca)
Eda: Naz, işve, tavır, davranış. (Farsça)
Edagül: Gül gibi güzel ve nazlı. (Türkçe)
Edeb: Terbiye, utanma, haya. (Arapça)
Edep: Terbiye, nezaket, düzenli. (Kürtçe)
Eder: Kıymet, değer. (Türkçe)
Edibe: Edepli, terbiyeli, nazik, edebiyatla ilgili. (Arapça)
Ediş: Ediz: Yüksek, yüce, ulu değerli. (Türkçe)
Efil: Rüzgar, dalgalanma. (Türkçe)
Efruz: Parıltı, aydınlık, yakan, gösterişli. (Farsça)
Efser: Haç, başlık. (Farsça)
Efsun: Büyü, sihir. (Farsça)
Eftal: Üstün, erdemli. (Rumca)
Efza: Artıran. (Farsça)
Ege: Bir çocuğun koruyucusu, sahip, Türkiye'nin batısındaki deniz. (Türkçe)
Egemen: Hakim, hüküm süren. (Türkçe)
Egenur: Ege'nin aydınlığı. (Türkçe)
Eğin: Sırt, arka, güvenilen.
Ekim: Toprağı ekme işi, yılın onuncu ayı. (Türkçe)
Ekin: Kültür, tarlada ekilmiş olan tahıl, toprağı ekerek verim alma. (Türkçe)
Ela: Gözde sarıya çalan kestane rengi (Türkçe). Zaman ve kişilere göre çekimi yoktur. (Lazca)
Elacık: Küçük ela gözleri olan. (Türkçe)
Elacuni: Yana yatmak. (Lazca)
Elakrita: Kuzey. (Lazca)
Elaşina: Anı, hatırlama. (Lazca)
Elbin: Bin tane el, birlik. (Türkçe)
Elbir: Elbirliği, güçbirliği. (Türkçe)
Elbiz: Bizim yer, yöremiz. (Türkçe)
Elçim: Elçi olarak gönderilen. (Türkçe)
Elçin: Elçi. (Türkçe)
Eldem: Cana yakın. (Türkçe)
Elgin: Elkin: Yabancı, yurtdışında yaşayan, garip. (Türkçe)
Elif: İnce, uzun boylu kız, alışmış, alışılan, Arap alfabesinin ilk harfi. (Arapça)
Elik: Ceylan. (Türkçe)
Eliz: Sıçrama, tekme, elin parmaklarının izi. (Farsça)
Elmas: Mücevher olarak da kullanılan değerli bir taş, değerli, sevilen.
Elvan: Rengârenk, çeşitli renkleri olan. (Arapça)
Elver: El veren, güç birliği, birlik. (Türkçe)
Emeç: Amaç, yosunların tutunma yeri. (Türkçe)
Emek: Bir şeyin gerçekleşmesi için harcanan çaba, beden ve kafa gücü, efor. (Türkçe)
Emel: İstek, umut, ulaşılmak istenilen. (Türkçe)
Emet: Sonuç, netice. (Arapça)
Emine: İnanılır, güvenilir, tehlikesiz, korkusuz. (Arapça)
Emir: Buyruk, amir, yöneten. (Türkçe)
Emire: Büyük bir ülkeden, soydan olan. (Arapça)
Emma: Becerikli. (Ermenice)
Emsal: Eşit olan, bir tutulan.(Arapça). Yaşıt, aynı boy, misil. (Kürtçe)
Endam: Vücut, beden, ten, boypos. (Arapça)
Ender: Çok az bulunan, nadir. (Türkçe)
Enfes: Çok güzel, en güzel. (Arapça)
Engin: Geniş, açık deniz.
Enginay: Dolunay, kocaman ay. (Türkçe)
Engincan: Çok sevilen. (Türkçe)
Enginiz: Çok geniş ve büyük, açık denizde yol almak. (Türkçe)
Enginsu: Uçsuz bucaksız su.
Enginsoy: Geniş bir soydan gelen. (Türkçe)
Enise: Dost, arkadaş, yar, sevgili. (Türkçe)
Epto: Oldukça güzel. (Lazca)
Erçil: Güvenilir, doğru, inanılır kişi. (Türkçe)
Ercin: Güvenilir, dürüst. (Türkçe)
Erda: Beyaz karınca. (Arapça)
Erdem: Fazilet, kişilik yetkinliği, iradeli olma. (Türkçe)
Erdemay: Ay gibi erdemli. (Türkçe)
Erdemcan: Erdemli ve sevilen. (Türkçe)
Erden: El değmemiş kız, ******. (Türkçe)
Erdenay: Ay gibi temiz. (Türkçe)
Erdi: Amacına ulaşan, olgun, başaklan olgunlaşmış ekin. (Türkçe)
Erem: Gönüllü, istekli. (Türkçe)
Eren: Akıllı, deneyimli, ermiş, dürüst, dost. (Türkçe)
Erenay: Aydınlık isteyen. (Türkçe)
Erencan: İsteğine kavuşmuş olan. (Türkçe)
Erendiz: Jüpiter ve Müşteri de denilen bir gezegen. (Türkçe)
Erengül: Gül gibi güzel.
Erengün: Aydınlık yaşamayı isteyen. (Türkçe)
Erensu: Sakin akan, durgun su, ermiş, akıllı dost insanın suyundan içmiş kişi.
Erensoy: Akıllı bir soydan gelen. (Türkçe)
Erenel: Aklını kullanmayı bilen. (Türkçe)
Erenöz: Özü akıllı. (Türkçe)
Erge: Şımarık, nazlı. (Türkçe)
Ergem: Nazlım, canım. (Türkçe)
Ergil: Mertlik soyundan gelen, mertçe. (Türkçe)
Ergim: Ulaştığım, eriştiğim. (Türkçe)
Ergin: Yetişkin, olgun. (Türkçe)
Ergiz: Sır saklamasını bilen. (Türkçe)
Erginay: Dolunay. (Türkçe)
Ergincan: Yetişkin delikanlı. (Türkçe)
Ergingül: Açmış gül, gül gibi açmış. (Türkçe)
Erginsoy: Olgun bir soydan gelen. (Türkçe)
Erguvan: Eflatun rengi çiçekleri olan bir süs bitkisi. (Türkçe)
Ergül: Erken açan gül. (Türkçe)
Ergülen: Erkek gibi gülen, çabuk gülen. (Türkçe)
Ergüler: Çabuk güler. (Türkçe)
Ergün: Erken başlayan gün.
Eribe: Akıllı, olgun. (Arapça)
Erik: Çiçekleri beyaz, meyveli bir ağaç ve bu ağacın sulu, ekşi, tatlı meyvesi.
Erika: Taht. (Türkçe)
Erim: Sevgi, müjde, bir şeye ulaşma, iyiye işaret olan. (Türkçe)
Erinç: Huzur, rahatlık, düzenlilik. (Türkçe)
Eriş: İstediğin, amaçladığın gerçekleşsin. (Türkçe)
Eriz: Cömert, mertlik yolu. (Türkçe)
Erke: Nazlı.
Erkin: Özgür, istediği gibi yaşayan. (Türkçe)
Erkinay: Özgürce ışıldayan ay. (Türkçe)
Erkincan: Özgürce seven ve sevilen. (Türkçe)
Erma: Çok güzel ve cilveli olan. (Arapça)
Ermiş: Olgunluğa erişmiş olan, olgun. (Arapça)
Ermiye: Dolu yağdıran kasırga. (Arapça)
Erna: Çok güzel. (Arapça)
Ersin: Sözünde duran kimse, mert. (Türkçe)
Ersen: Neşeli ve mert kişi.
Ertem: Erten: Gün, sabahın ilk dakikaları. (Türkçe)
Ervin: Şeref, saygınlık, barış, rüzgar. (Farsça)
Erzan: Bol, uygun, layık. (Farsça)
Esalet: Asalet (Kürtçe)
Esel: Rüzgârlı diyar, rüzgâr alan ülkeler. (Türkçe)
Esen: Rüzgâr gibi, hafif rüzgârlı, sağlıklı, güzel.
Esenay: Güzel ay. (Türkçe)
Esencan: Sağlıklı ve güzel gönüllü. (Türkçe)
Esendal: Hafifçe sallanan dal. (Türkçe)
Esengü: Esintili olan. (Türkçe)
Esengül: Rüzgâr gibi esen, gül gibi güzel kokan. (Türkçe)
Esengün: Rüzgârlı günde doğan. (Türkçe)
Esenkal: Hoşça kal, sağlıklı ve iyi ol. (Türkçe)
Esensoy: Soyu sağlıklı olan.
Esensu: Güzel, su gibi berrak olan. (Türkçe)
Esenyel: Güzel esen rüzgâr gibi olan. (Türkçe)
Eser: Yapıt, sanat yapıtı, rüzgâr gibi, belirti, iz. (Arapça)
Esergül: Rüzgâr gibi sert gül.
Esgin: Rüzgârlı. (Türkçe)
Eshar: Seher, sabahın oluşu. (Arapça)
Esim: Rüzgârın esişi. (Türkçe)
Esin: Rüzgâr esişi, etkileme, ilham, çağrışım. (Türkçe)
Esma: Adlar, isimler. (Arapça)
Esme: Esmek fiili, esmer. (Türkçe)
Esmen: Esici, esen. (Türkçe)
Esmer: Teni ve saçları karaya çalan, yağız. (Arapça)
Esmeray: Esmer gibi güzel, ay gibi aydınlık. (Türkçe)
Esna: Yüksek, yüce, bülent. (Arapça)
Esra: Çok çabuk, en çabuk. (Arapça)
Eşay: Ay kadar güzel. (Türkçe)
Eşe: Teyze, elmas, altın gibi ziynet. (Türkçe)
Eşim: Dostum, arkadaşım. (Türkçe)
Eşmen: Eş, arkadaş, yaşıt. (Türkçe)
Eti: Tarihte bir Anadolu devleti. (Türkçe)
Etik: Ahlak, süs, bezek. (Türkçe)
Etike: Öğretmen, eğitimci. (Türkçe)
Eva: Havva, yaratılan ilk kadın. (İti)
Evcan: Evin sevilen kişisi. Evini seven, evcil. (Türkçe)
Evcil: Evine düşkün. (Türkçe)
Evcimen: Evde oturmayı, evini seven. (Türkçe)
Evdecan: Evdeki sevilen. (Türkçe)
Evdegül: Evdeki güzel kız. (Türkçe)
Evin: Bir şeyin içindeki öz, cevher, tohum, tanesi çok olan başak. (Türkçe)
Evinç: Evini seven, evine bağlı. (Türkçe)
Evingül: Evimin gülü, güzeli. (Türkçe)
Evıa: Hisar (Farsça). Kutsal (Kürtçe)
Evran: Talih, alın yazısı. (Arapça)
Evre: Dönem, çağ. (Türkçe)
Evren: Feza, kainat. (Türkçe)
Evrim: Gelişim sonucu nicel değişim. (Türkçe)
Evsar: Haç. (Kürtçe)
Evser: Taç, çelenk. (Kürtçe)
Evsen: Evine şenlik veren, şenlendiren. (Türkçe)
Eygül: İyi, gül gibi. (Türkçe)
Eylem: Harekete geçme, bir edim gerçekleştirme. (Türkçe)
Eylül: Yılın dokuzuncu, sonbaharın ilk ayı. (Farsça)
Ezel: Başlangıcı, öncesi olmayan geçmiş zaman. (Arapça)
Ezgi: Nağme, şarkı, seslerin melodisi. (Türkçe)
Ezgin: Sesi düzenli gelen, ezilmiş, bezmiş. (Türkçe)
Ezman: Gök, sema. (Kürtçe)
Ezo: Ezik, dirençli. (Farsça)
Ezrak: Gökrengi, saf, temiz su, mavi gözlü. (Arapça)

__________________

Ben olmuşum defterde boş bırakılan ilk sayfa
Kraliçe isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 26.12.2014, 21:21   #7 (permalink)
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri

Fadik: Fatma adının halk arasında edalı bir şekilde söylenişi. (Arapça-Türkçe)
Fafu: Fatma'nın Lazca'ya adapte edilmiş biçimi. (Lazca)
Fahriye: Onursal, övünçlü, karşılıksız destek veren. (Arapça)
Fanusa: Gelincik. (Lazca)
Fatine: Zeki, akıllı, uyanık. (Arapça)
Fatma: Çocuğunu sütten kesen kadın. (Arapça)
Fatmagül: Gül gibi güzel, yeni anne olmuş kadın. (Arapça)
Fatoş: Fato: "Fatma" adının halk arasında latifeli bir şekilde söylenişi.
Fazilet: Erdem, insanın iyi huyları. (Arapça)
Fecriye: Tanyerinin ağarması. (Arapça)
Feda: Bir amaç uğruna, değerli bir şeyi gözden çıkarma, kurban. (Arapça)
Fehiman: Onurlu, saygın, değerli. (Arapça)
Fehime: Zeki, anlayışlı, kavrayışlı. (Arapça)
Felat: Kurtuluş, Fırat'ın iki büyük kolundan biri. (Türkçe)
Felin: Mantar. (Arapça)
Fer: Işık, aydınlık. (Türkçe)
Ferahnuma: Rahat gönüllü, şen.
Feraset: Çabuk anlama, sezme. (Arapça)
Feray: Ayışığı, ayın parlaklığı. (Türkçe)
Ferda: Gelecek, yarın. (Farsça)
Ferdağ: Dağ gibi güçlü. (Farsça)
Ferdane: Tek yalnız. (Arapça)
Ferdiye: Bireysel, tek olan. (Arapça)
Fergül: Işıklı ve gül gibi güzel olan. (Türkçe)
Fergün: Aydınlık gün. (Türkçe)
Ferhan: Neşeli, sevinçli, memnun, şen. (Arapça)
Ferheng: Bilgi, hüner. (Kürtçe)
Feri: Ayrıntı, ikinci derecede. (Farsça)
Ferican: Can ışığı, ruh aydınlığı. (Farsça)
Feride: Eşi benzeri olmayan, tek. (Arapça)
Feriha: Ferah, rahat, sevinçli. (Arapça)
Feris: Şık, zarif. (Kürtçe)
Feriser: Çok ışıklı, güçlü. (Farsça)
Fermude: Ferman. (Farsça)
Fernur: Aydınlık, ışık. (Farsça)
Ferzan: Bilim ve hikmet sahibi. (Farsça)
Ferzi: Kraliçe. (Kürtçe)
Fesleğen: Güzel kokulu bir süs bitkisi, reyhan.
Fevziye: Kurtuluş, zafere dair. Üstün. (Arapça)
Feyman: Ahlakta olgunluğu amaçlama, iyi ahlaka yönelme. (Farsça)
Feyza: Bolluk, çokluk, coşma, taşma, gürlük, verimlilik. (Arapça)
Feyzan: Suyun taşması, coşması. (Arapça)
Fındık: Küçük ağaçlarda yetişen kabuklu, besleyici yemiş. (Yunanca)
Fırat: Tatlı su, ülkemizin en uzun nehri. (Arapça)
Fırişte: Melek. (Kürtçe)
Fidan: Yeni büyüyen ağaç, ince uzun zarif. (Yunanca)
Fidangül: Yeni yetişen gül, ince, uzun, güzel ve hoş kokulu. (Yunanca)
Fide: Körpe çiçek, başka yere dikilmek için hazırlanmış çiçek. (Türkçe)
Figan: İnleme, acı içinde bağırma. (Farsça)
Figen: Fügen: Atıcı, yıkıcı, indirici, düşüren. (Farsça)
Fikir: Düşünce, anlayış, zihin. (Arapça)
Fikriye: Fikirle ilgili, düşünülen şey. (Arapça)
Filiz: Ağacın yeni sürgünü, ham maden yatağı, ince ve uzun, narin. (Arapça)
Firaz: Yüksek, yukarı, yokuş. (Farsça)
Firdevs: Cennet bahçesi, cennet. (Kürtçe)
Firkat: Ayrılık, dostlardan veya sevgiliden ayrılma. (Arapça)
Firuz: Mutlu, sevinçli. (Rumca)
Firuze: Firuze taşı, yeşille mavi arasında bir renk. (Kürtçe)
Fitnat: Zihin açıklığı, kavrayış, zeka. (Arapça)
Fuçin: Kadın.
Ful: Uzun bir ağaççık ve bunun beyaz, kokulu çiçeği.
Fulden: Beyaz çiçekli, güzel kokulu ağaç. (Arapça)
Fulya: Nergisgillerden sarı, beyaz çiçekleri olan, güzel kokulu bir çiçek. (İti)
Funda: Çalı görünüşünde bir bitki, süpürge otu. (Türkçe)
Fügen: Bkz. Figen.
Funda: Kurak yerlerde yetişen, çalı türünden bir ağaççık. (Türkçe)
Füruzan: Parlak, parlayan, ışıltılı, parlayıcı. (Farsça)
Füruze: Yeşil, mavi arasında değerli bir taş, ziynet taşı. (Arapça)
Füsun: Büyü, sihir, şaşırtıcı güzellik. (Arapça)

__________________

Ben olmuşum defterde boş bırakılan ilk sayfa
Kraliçe isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 26.12.2014, 21:21   #8 (permalink)
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri

Gadar: Tepe. (Ermenice)
Galenişi: Deri. (Lazca)
Gamze: Süzgün bakış, yan bakış, çene veya yanaktaki çukurluk. (Arapça)
Gaye: Amaç, erek, hedef. (Arapça)
Gayret: Çalışma, çabalama. (Arapça)
Gazal: Ceylan, güzel göz. (Arapça)
Gazel: Divan Edebiyatı'nda bir nazım biçimi (Arapça). Türkü, sonbahar vaktinde düşen yapraklar. (Kürtçe)
Gazele: Dişi geyik. (Arapça)
Gazire: Tatlı, nazik, uysal, yumuşak. (Arapça)
Gediz: Su birikmiş çukur, Ege'de bir akarsuyun adı. (Arapça)
Gegel: Güzellik kraliçesi. (Ermenice)
Gelengül: Gül gibi güzel. (Türkçe)
Gelin: Yeni evlenmiş kadın, evlenme çağı gelmiş genç kız. (Türkçe)
Gelincik: Kırlarda yetişen büyük ve kırmızı çiçek. (Türkçe)
Gemskvaneri: Güzel olan. (Lazca)
Gencay: Gençay: Yeni doğmuş ay, ayça, hilal. (Türkçe)
Germa: Sıcak yaz. (Farsça)
Getanu: Günışığı. (Lazca)
Gevher: Değerli taş, bir şeyin aslı, esas. (Farsça)
Gewez: Ateş, kırmızı, kızıl gül. (Kürtçe)
Gezen: Dolaşan, gezici, gezgin. (Türkçe)
Gezenay: Yer değiştiren ay. (Türkçe)
Gezencan: Gezgin kişi. (Türkçe)
Gezençay: Çok dolanan akarsu. (Türkçe)
Gezensoy: Gezginlerin soyundan gelen. (Türkçe)
Gezensu: Dolaşarak gelen su. (Türkçe)
Gezer: Gezen, dolaşan, gezici. (Türkçe)
Gezeray: Yer değiştiren ay. (Türkçe)
Gezersu: Dolaşarak gelen su.
Ghaşe: Hayat. (Çerkesçe)
Ghatxer: Bahar. (Çerkesçe)
Ghemater: Yaz. (Çerkesçe)
Gihev: Pay, kısmet, baht. (Kürtçe)
Gilyas: Kiraz. (Kürtçe)
Giram: Saygı. (Kürtçe)
Girani: Ağırlık. (Kürtçe)
Girik: Depo. (Kürtçe)
Girin: Gözyaşı. (Kürtçe)
Gizahi: Tanınmış, ünlü, bilinen. (Kürtçe)
Gizem: Çözülemeyen sır. (Türkçe)
Gonca: Tam açılmamış çiçek, gül tomurcuğu. (Farsça)
Goncagül: Açılmamış gül. (Türkçe)
Goran: Çayır, mera. (Kürtçe)
Göğem: Yeşile çalan mor renk, ekşi erik. (Türkçe)
Göğünç: Özlem. (Türkçe)
Gökay: Gökteki ay. (Türkçe)
Gökben: Duru, aydınlık. (Türkçe)
Gökcan: Gökyüzü gibi aydınlık ve duru olan. (Türkçe)
Gökçe: Gökçe: Güzel, mavi gözlü, göğe benzeyen, melek. (Türkçe)
Gökçek: Güzel, körpe, genç. (Türkçe)
Gökçel: Mavimsi, gök rengi. (Türkçe)
Gökçen: Gökçen: Mavi gözlü, güzel. (Türkçe)
Gökçen Mavi gözlü. (Türkçe)
Gökçil: Gök renginde, mavimsi. (Türkçe)
Gökçin: Mavimsi, kül rengi. (Türkçe)
Gökmen: Güzel, mavi gözlü, sarışın, yiğit. (Türkçe)
Göknil: Nü'in gök rengi hali. (Türkçe)
Göknur: Gökten gelen aydınlık, güneş ya da ayışığı, aydınlık gök. (Türkçe)
Göksal: Geniş, engin. (Türkçe)
Göksel: Gökle ilgili olan. (Türkçe)
Gökselen: Gökgürültüsü. (Türkçe)
Göksen: Gök gibi mavi ve güzel. (Türkçe)
Göksenin: Gökyüzü senin. (Türkçe)
Göksu: Mavi renkli akan su. (Türkçe)
Göksün: Yeni yapıt. (Türkçe)
Göksen: Çok sevinçli. (Türkçe)
Gökşin: Gökkuşağı, alkım, mavi.
Gökyüzü: Sema, göğün yüzeyi. (Arapça)
Gölge: Güneş almayan yer. (Türkçe)
Gönen: Mutluluk, sevinç. (Türkçe)
Gönenç: Mutlu, sevinçli. (Türkçe)
Gönlüay: Aydınlık yürekli.
Gönlügül: Gül gibi güzel.
Gönlüsel: Coşkun.
Gönlüşen: Sevinçli.
Gönül: Sevgi, istek, bağlılık gibi duyguların kaynağı. (Türkçe)
Gönülden: Candan, yürekten.
Görez: Rüzgâr, görünüşü güzel, şık. (Türkçe)
Görgünay: Görülen ay.
Görkem: Gözalıcılık, gösteriş. (Türkçe)
Görsel: Görüşle ilgili.
Görsen: Görmelisin.
Görsev: Gör ve sev.
Gövem: Yeşillik, yabani erik, siyah zeytin. (Türkçe)
Gözal: Gösterişli olan, ilgi çeken, güzelliği, niteliği öne çıkan. (Türkçe)
Gözalan: İlgi çekici, gösterişli. (Türkçe)
Gözde: Üstün nitelikli, çok sevilen, çok beğenilen. (Türkçe)
Gözdem: Beğendiğim, sevdiğim, saydığım. (Türkçe)
Göze: Güze: Kaynak, hücre, örgü, ilkbaharda çıkan su, küçük çayırlık.
Gözem: İlgimi çeken, sevdiğim (Türkçe)
Gözen: İlgi çekici, sevimli, hoş, pınar. (Türkçe)
Gözenç: Hoşluk, sevimlilik. (Türkçe)
Gu: Gönül. (Çerkesçe)
Gulbıhar: Düğün çiçeği. (Kürtçe)
Gulan: Yılın beşinci ayı, Mayıs. (Kürtçe)
Gulbejn: İnce, uzun, narin. (Kürtçe).
Gulçin: Gülseven. (Kürtçe)
Gulemin: Çiğdem, güz çiğdemi. (Kürtçe)
Gulemsan: Yıldızlı numan çiçeği. (Kürtçe)
Gulenar: Nar çiçeği. (Kürtçe)
Gulendam: Gül boylu. (Kürtçe)
Gulepayiz: Zinya çiçeği. (Kürtçe)
Gulexızem: Lâle. (Kürtçe)
Gulezengul: Çan çiçeği. (Kürtçe)
Gulezerik: Kanarya çiçeği. (Kürtçe)
Gulgenim: Buğday başağı. (Kürtçe)
Gulgeşt: Bahçe. (Kürtçe)
Gulgın: Gül yüzlü. (Kürtçe)
Gulnar: Nar çiçeği (Kürtçe)
Gulnesrim: Yabani gül. (Kürtçe)
Gulperi: Denizkızı. (Kürtçe)
Gulpık: Tomurcuk. (Kürtçe)
Guma: Ekin. (Lazca)
Guridran: Yırtıcı, vahşi. (Kürtçe)
Gusine: Ermeni bayan adı.
Guşıdar: Salkım ağacı, akasya. (Kürtçe)
Guşuagho: Sevinç. (Çerkesçe)
Güfte: Müzik bestesi için yazılmış sözler. (Farsça)
Güftem: Şarkı için hazırladığım sözler. (Arapça)
Güher: Cevher. (Farsça)
Gül: Katmerli, kokulu, güzel çiçekleri olan, dikenli küçük ağaç ve çiçeği.
Gülaçtı: Gül gibi güzellik saçan.
Gülal: Gülün kırmızısı gibi güzel. (Türkçe)
Gülaslı: Gül soyundan gelmiş gibi güzel.
Gülasya: Asya'nın gülü.
Gülay: Gül gibi güzel, ay gibi aydınlık. (Türkçe)
Gülaydın: Aydınlık saçan gül.
Gülayşe: Gül gibi güzel Ayşe.
Gülbahar: İlkyaz gülü gibi taze ve güzel. (Türkçe)
Gülbanu: Gül hanım, gül gibi güzel kadın. (Farsça)
Gülbeden: İnce bedenli, nazlı bedenli.
Gülben: Gül gibi, güle benzer.
Gülbeniz: Gül yüzlü.
Gülbeyaz: Beyaz gül gibi.
Gülbin: Gül yetişen yer, gül fidanı.
Gülcan: Gülen ve sevilen, gül gibi sevilen.
Gülce: Güle benzeyen, gül gibi.
Gülcemal: Yüzü gül gibi güzel olan.
Gülce: Küçük gül. (Farsça)
Gülçehre: Gül gibi yüzlü. (Türkçe)
Gülçiçek: Gül gibi çiçek.
Gülçimen: Gül gibi çimen.
Gulçin: Gül toplayan. (Farsça)
Güldal: Gül gibi güzel, gül dalı gibi dikenli. (Farsça)
Güldane: Bir tane gül gibi, çiçeklik, vazo, gül konulan kap.
Güldem: Gül mevsimi, gül zamanı.
Güldemet: Bir demet gül gibi güzel. (Farsça)
Gülden: Gül soluklu, nefesi gül gibi kokan. (Farsça)
Güldeniz: Gül gibi güzel deniz.
Gülden Gül topla. (Farsça)
Gülderen: Gül toplayan. (Türkçe)
Güldermiş: Gül toplamış. (Türkçe)
Güldeste: Gül demeti, şiir seçkisi. (Farsça)
Güldilek: Gül gibi güzellikler isteyen.
Güldoğan: Gül gibi güzel doğan.
Güldüren: Sevindiren.
Güleç: Güleryüzlü.
Güleda: Gül gibi güzel ve nazlı. (Türkçe)
Gülefşan: Gül saçan. (Farsça)
Gülen: Gülümseyen, yüzü hep güleç olan. (Türkçe)
Gülenay: Aydınlık ve güleç yüzlü. (Türkçe)
Güîendarn: İnce, güzel, endamlı.
Gülender: Az bulunan gül.
Gülengül: Gül gibi güleryüzlü olan.
Gülennur: Gül gibi ışık saçan.
Güler: Gülen, gülümseyen. (Türkçe)
Güleray: Gülümseyen, ay gibi. (Türkçe)
Gülercan: Sevinç dolu, sevinçli.
Güleren: Güle sahip olan.
Gülergin: Yetişmiş, olgun gül, açmış gül.
Gülergül: Olgun ve gül gibi. (Türkçe)
Gülergün: Her gün gülümseyen. (Türkçe)
Gülesen: Gül gibi sağlıklı.
Güleser: Gül gibi güzel. .
Gülesin: Sevinçli olasın. (Türkçe)
Gülev: Alev.
Güley: Gülü andıran, güle benzeyen, gül gibi.
Gülezen: Gülü ezen.
Gülfeda: Gül gibi özverili.
Gülfem: Ağzı gül gibi olan.
Gülfer: Gül parlaklığında. (Farsça)
Gülfidan: Gül gibi ince.
Gülgen: Güleç, gülümseyen.
Gülgezer: Gül gibi dolaşan, seyahat eden. (Türkçe)
Gülgonca: Yeni açılmış gül.
Gülgönül: Gül gibi seven, sevilen.
Gülgün: Gül renginde, pembe. (Türkçe)
Gülhan: Gül gibi güzel insan. (Farsça)
Gülhanım: Gül gibi güzel kadın, kız. (Türkçe)
Gülhatun: Gül gibi kadın. (Farsça)
Gülipek: İpek ve gül gibi yumuşak.
Gülistan: Gül yetişen yer, gül bahçesi. (Farsça)
Güliz: Gül yetiştiren. (Türkçe)
Gülizar: Gül yanaklı. (Farsça)
Gülkız: Gül gibi güzel kız.
Güllü: Güle benzeyen.
Güllüşah: Güle benzeyen şah.
Gülmüş: Gülümseyen, güleryüzlü. (Türkçe)
Gülnar: Nar gibi kırmızı gül.
Gülnaz: Gül gibi nazlı.
Gülnazik: Menekşe. (Türkçe)
Gülneşe: Gül gibi sevinç saçan.
Gülnur: Gül gibi ışık saçan.
Güloba: Güllük mekan. (Türkçe)
Gülören: Gül yeri. (Türkçe)
Gülöz: Özü gül gibi temiz olan. (Türkçe)
Gülpembe: Pembe renkli gül gibi.
Gülperi: Gizemli gül, saklı
gül (Farsça). Peri gibi güzel.
Gülrenk: Gül renginde.
Gülriz: Gül serpen, bir çeşit lale. (Farsça)
Gülrü: Güleryüzlü. (Farsça)
Gülsalın: Gülerek gez. Gülsan: Adın gül gibi temiz olsun.
Gülsel: Gülle ilgili, serpilmiş gül. (Türkçe)
Gülseli: Saçılan güller.
Gülsemin: Değerli gül.
Gülsen: Gül gibisin. (Türkçe)
Gülser: Gül yüzlü (Türkçe)
Gülseren: Gül sunan, dağıtan, serpiştiren. (Türkçe)
Gülsev: Gül seven. (Türkçe)
Gülsever: Gül gibi güzellikleri sever. (Türkçe)
Gülsevil: Gül gibi sevilen.
Gülsevin:Gül gibi sevimli olan.
Gülsoy: Gül gibi temiz soydan gelen.
Gülsu: Gül gibi temiz su.
Gülsuna: Suna gibi uzun ince kadın.
Gülsunam: Uzun ince güzelim, sana gül vereyim.
Gülsunan: Gül veren.
Gülsunar: Gül veren.
Gülsüm: Dolgun yüzlü, güleç.
Gülsün: Sevinçli, mutlu olsun. (Türkçe)
Gülşah: Gül gibi güzel şah, gül dalı. (Farsça)
Gülsan: Adı gül gibi temiz olan.
Gülşehir: Gül gibi güzel kent.
Gülşeker: Gül tatlısı. (Türkçe)
Gülsen: Gül bahçesi, güzel, neşeli. (Farsça)
Gültan: Tan yerinin gül rengi hali. (Farsça)
Gültane: Gül tanesi.
Gültaze: Yeni açılmış gül.
Gülten: Gül gibi güzel tenli.
Gülter: Teri gül gibi güzel kokan.
Gültop: Bir top gül gibi.
Gülüm: Gül gibi güzel, bana ait gül.
Gülümser: Güler, sevincini gösterir.
Gülümşen: Sevinçli gülüm.
Gülüş: Gülme, sevinç belirtme.
Gülver: Gül topla, gül sun.
Gülveren: Gül sunan.
Gülyüz: Sevinçli, güler yüzlü.
Gülzeren: Gül gibi güzel ve çok akıllı.
Gümüş: Parlak beyaz renkte, kolay işlenir değerli bir maden. (Türkçe)
Gün: Gündüz, güneşin olduğu zaman, dünyanın kendi etrafında bir tam dönüşü kadar zaman. (Türkçe)
Günaç: Parlak gün.
Günak: Temiz gün, iyi gün.
Günal: Yaşa.
Günan: Yaşadığını unutma.
Günay: Aydınlık gün, ışıklı. (Türkçe)
Günaydın: Günün güzel vee aydın olsun. (Türkçe)
Günce: Günü gününe yazılan anı ve bunun yazıldığı defter, günlük, her gün iyi yaşamak. (Türkçe)
Güncel: Gelecek gün. (Türkçe)
Günçiçek: Gündüz açan çiçek, ay çiçeği.
Günden: Güneş gibi aydınlık ve güzel, uysal.
Gündeniz: Aydınlık deniz, gün ve deniz.
Gündeş: Aynı günde doğmuş olan.
Gündüz: Güneşin doğusuyla, batışı arasındaki zaman, sabahla akşam arası.
Günebakan: Ay çekirdeğinin çiçeği, beyazz sarı büyük bir çiçek, ayçiçek, güneşe bakan. (Türkçe)
Günel: Temiz elli, dürüst olan.
Güner: Tan vakti. (Türkçe)
Güneray: Şafakta görünen ay.
Günerdi: Güneşin batışı, akşama doğru. (Türkçe)
Güneş: Yeryüzünün bulunduğu galaksinin ışık ve enerji yıldızı. Aydınlık ve energi dolu kişi. (Türkçe)
Güneşcan: Güneş gibi sıcak, cana yakın olan.
Güneşi: Güneşe benzeyen, güneş gibi aydınlık olan.
Güney: Kuzey'in karşı yönü, her zaman güneş gören yer.
Günfer: Günışığı, aydınlık.
Güngör: Mutlu, sevinçli yaşa.
Güngören: Mutlu yaşayan.
Günhan: Aydınlık yönetici.
Günışığı: Güneş ışığı, aydınlık.
Günışık: Aydınlık.
Günistan: Beyaz, parlak renkli. (Türkçe)
Güniz: Güneşin izi.
Günkut: Uğurlu ve mutlu aydınlık.
Günnar: Kırmızı aydınlık.
Günnaz: Naz ile geçen gün.
Günnur: Gün ışığı, aydınlık.
Günsel: Işık akışı. (Türkçe)
Günseli: Işık seli, güneşle ilgili. (Türkçe)
Günser: Aydınlığa ulaşmak. (Türkçe)
Günsu: Gün ggibi aydınlık, su gibi berrak. (Türkçe)
Günşah: Aydınlıktan yana şah.
Günşen: Sevinçle geçen gün.
Günşiray: Aydınlık yüzü.
Güntan: Aydınlık şafak.
Günten: Aydınlık tenli.
Günver: Aydınlık saç.
Günyüz: Aydınlık yüzlü.
Güral: Gücünle hakkını almasını bil. Güçlü ve kırmızı olan. (Türkçe)
Güray: Güçlü ay. (Türkçe)
Gürcan: Güçlü kişi. (Türkçe)
Gürdal: Kuvvetli sağlam, güçlü. (Türkçe)
Gürdilek: Güçlü istek.
Gürel: Bileği güçlü.
Gürizan: Kaçan, kaçmak. (Farsça)
Gürsel: Coşkun sel.
Gürsev: Güçlü sevgi.
Gürsevü: Çok sevil.
Gürsu: Güçlü akan su. (Türkçe)
Gürşen: Sevinci bol olan.
Güvem: Göğem, yeşil çayırlık, yabani erik. (Türkçe)
Güven: İnanmak, inanarak bağlanmak. (Türkçe)
Güvenay: Aydınlık ve kendine güvenen.
Güvenç: Dayanak, güvenilen şey.
Güvercin: Barışın simgesi evcil bir kuş. (Türkçe)
Güz: Sonbahar mevsimi, son yaz. (Türkçe)
Güzay: Aydınlık sonbahar.
Güzden: Sonbahar mevsiminin güzelliği. (Türkçe)
Güzel: Hoşa giden, hayranlık veren, beğenilen. (Türkçe)
Güzelay: Hayranlık uyandıran ay, ay gibi güzel olan.
Güzelcan: Hayran kalınan kişi, hoşa giden kişi. (Türkçe)
Güzelim: Çok güzel olan.
Güzey: Kuzey: Gölgede kalan yer.
Güzide: Seçkin, beğenilen. (Farsça)
Güzin: Saçilmiş, seçkin, beğenilen. (Farsça)
Güzinay: Güzel ay. (Türkçe)
Güzincan: Seçkin ve sevilen kişi. (Türkçe)
Güzingül: Seçkin gül. (Türkçe)
Güzinsu: Ender bulunan su, çok güzel su. (Türkçe)
Güzinel: Yetenekli, usta olan. (Türkçe)
Güzinsoy: Seçkin soydan gelen. (Türkçe)
Güzir: Çare, derman. (Farsça)

__________________

Ben olmuşum defterde boş bırakılan ilk sayfa
Kraliçe isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 26.12.2014, 21:22   #9 (permalink)
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri

Habike: Samanyolu. (Arapça)
Habinar: Nar tanesi. (Arapça-Farsça)
Hacer: Taş, kaya, taş gibi sert ve sağlam. (Arapça)
Hadiye: Yardım eden, klavuz önder. (Arapça)
Hadra: Çok yeşil. (Arapça)
Hafize: Muhafaza eden, koruyan. (Arapça)
Hakikat: Gerçek, doğru, içerik, sadakat. (Arapça)
Hakoni: Buralı, buraya ait. (Lazca)
Halay: Omuz omuza tutunarak oynanan, müzikal folklor oyunu. (Türkçe)
Hale: Ayla. Güneşin ve ayın çevresinde bazen görünen ışıklı daire. (Arapça)
Halet: Hal, durum. (Arapça)
Halide: Sonsuz, daima, ebediyen. (Arapça)
Halime: Yumuşak huylu, sert olmayan. (Arapça)
Halise: Karışık olmayan, saf, içten, samimi. (Arapça)
Hamevd: Alçakgönüllü. (Ermenice)
Hamide: Övülmeye değer, iyi çalışan. (Farsça)
Hamiye: Koruyan, kayırıcı. (Arapça)
Hamiyet: İnsanlık, fazilet, ulusal onur. (Arapça)
Hamuspür: Çiçek kokulu. (Ermenice)
Hancan: İyi huylu, sevilen.
Handan: Gülen, güleç. (Arapça)
Hande: Gülme, gülüş, eğlence. (Farsça)
Handegül: Gülün açması. (Farsça)
Handğa: Bu gün. (Lazca)
Hanım: Kadınlara saygı için kullanılan nezaket nidası, eş, kadın. (Türkçe)
Hare: Sert taş, bir çeşit kumaş. (Farsça)
Harika: Çok güzel, muhteşem, çok iyi. (Türkçe)
Harran: Ülkemizde bereketli bir ova. (Türkçe)
Hasene: İyilik, iyi hal, hayırlı iş. Eski altın paralardan birinin adı. (Arapça)
Hasgül: Değerli, eşsiz gül. (Arapça)
Haslet: Huy, tabiat, mizaç. (Arapça)
Hasna: İyi, güzel. (Azerice)
Hasret: Özleme, özleyiş, bekleme. (Arapça)
Hatıra: Anı, yadigâr, bir şeyi anımsatan, birinden kalan. (Arapça)
Hatice: Erken doğan kız çocuğu, Hz. Muhammed'in ilk eşi. (Arapça)
Hava: Gökyüzü. (Arapça)
Havva: Kutsal kitaplara göre yaratılan ilk kadın, esmer.
Haver: Güneşin doğduğu yer, yön, doğru. (Farsça)
Hawer: Çevre, yöre, ortam. (Kürtçe)
Hayal: Zihinde tasarlanan, gerçekleşmesi umulan şey, hülya. (Arapça)
Hayat: Yaşam, yaşayış, canlılık, dirim. (Arapça)
Hayran: Tutkun, aşırı derecede sevgi duyan. (Arapça)
Hayret: Şaşkınlık içinde kalmak. (Arapça)
Hazal: Kuruyup dökülen ağaç yaprakları. (Arapça)
Hazan: Sonbahar, güz, son yaz, yaprak dökümü. (Arapça)
Hazin: Hüzünlü, kederli. (Arapça)
Hazine: Saklıyken bulunan değerli şeyler. (Arapça)
Haziran: Yılın altıncı ve en güzel ayı. (Arapça)
Hejan: Değerli. (Kürtçe)
Hejar: Yoksul, fakir. (Kürtçe)
Heji: Sevme, sevgi. (Kürtçe)
Hejir: İncir. (Kürtçe)
Hejmar: Adalet, sayı, miktar. (Kürtçe)
Helat: Güneş, doğmak. (Kürtçe)
Helbest: Şiir, güzel söz. (Kürtçe)
Hemden: Çağdaş. (Kürtçe)
Hemgel: Evren, kainat. (Kürtçe)
Hena: Hey. (Lazca)
Henna: Kına ağacı. (Arapça)
Heper: Cesur, yiğit kimse. (Türkçe)
Hepgül: Sürekli mutlu yaşa ve gül. (Türkçe)
Hepgülen: Her zaman gülen, güleç.
Hepgüler: Her zaman güler, güleç.
Hepöz: Özünü devamlı koruyan, bozulmayan, özü sözü bir. (Türkçe)
Hepşen: Neşeli ve güzel ol. (Türkçe)
Hera: Mitolojide analığın yüceliğini temsil eden tanrıcı. (Yunanca)
Herik: Tohum, nüve, öz. (Kürtçe)
Heriknaz: Çok nazlı. (Ermenice)
Hesin: Demir, güçlü. (Türkçe)
Hesiyan: Hissetmek, duygulanmak. (Kürtçe)
Hesna: Güzel hanım, efendi, kadın. (Arapça)
Heşin: Mavi renk. (Kürtçe)
Hetan: Eski Kürtçe'de güneş. (Kürtçe)
Hevdar: Ortak arkadaş. (Kürtçe)
Heveron: Ay ışığı. (Kürtçe)
Heves: Arzu, istek, geçici istek. (Arapça)
Hevgel: Yardım, destek. (Kürtçe)
Hevi: Dua, umut, beklenti. (Kürtçe)
Hevin: Aşk, sevda. (Kürtçe)
Hevjale: Şarkı, türkü. (Kürtçe)
Hewa: Göksema. (Kürtçe)
Heydedan: Çok parlak, göz kamaştırıcı. (Kürtçe)
Heyin: Varolmak, varlık. (Kürtçe)
Heyran: İyi dost, aziz dost. (Kürtçe)
Hezar: Bülbül, bin sayısı, pek çok. (Farsça)
Hıravart: Ateşli gül. (Ermenice)
Hicran: Ayrılık, ayrılık acısı. (Arapça)
Hildan: Yükselmek, çıkmak. (Kürtçe)
Hilde: Kurtulmak, yükselmek. (Kürtçe)
Hinar: Nar meyvesi gibi bereketli. (Türkçe)
Hiçsönmez: Hiç sönmeyen, hep aydınlık olan.
Hitay: Ay ışığında söyleşi. (Türkçe)
Hoki: Ruh. (Ermenice)
Honarh: Alçak gönüllü. (Ermenice)
Hoşcan: İyi, sevilen, güzel insan. (Türkçe)
Hozorvart: Bin gülü olan. (Ermenice)
Hulya: Hülya: Tatlı düşler, kuruntu.
Huri: Cennet kızı. (Arapça)
Huriser: Cennet kızlarının başındaki yönetici. (Arapça)
Huriye: Hurilere benzeyen güzel kız. (Arapça)
Hurmız: Jüpiter yıldızı. (Kürtçe)
Hurrem: Hürrem: Sevinçli, şen, güleç, güleryüzlü. (Türkçe)
Hüma: Saadet, mutluluk, talih. (Arapça)
Hümeyra: Beyaz tenli kadın. (Arapça)
Hüner: Marifet, beceri, yetenek. (Farsça)
Hür: Özgür, bağımsız. (Arapça)
Hüray: Ay gibi özgür. (Türkçe)
Hürcan: Özgür insan, özgürlüğüne düşkün. (Türkçe)
Hürgül: Gül gibi özgür ve güzel. (Türkçe)
Hürkal: Özgür kal.
Hürkan: Özgürlüğe düşkün olan gelenekten gelen. (Türkçe)
Hürmüz: Eski İran takviminde Güney Yılı'nın ilk günü. Jüpiter gezegeni, müşteri (Farsça). Zerdüştlerin bir tanrısı.
Hürüşan: Yeşil, taze, şen şakrak, gönül açan, çağlayan. (Farsça)
Hürriyet: Özgürlük, bağımsızlık. (Arapça)
Hürsel: Sel gibi özgür.
Hürsen: Özgürsün.
Hürsoy: Soyu özgür olan.
Hürsen: Şen ve özgür.
Hüsne: Çok güzel, fazla, pek çok. (Arapça)
Hüsniye: Hüsnüye: Güzellik, güzel. (Arapça)
Hüsnügüzel: Yüzü güzel. (Arapça)
Hüsran: Düşkırıklığı, büyük acı, yoksulluk acısı, kayıp. (Türkçe)
Hüveyda: Belirgin, apaçık, ortada, belli. (Farsça)
Hüzzam: Türk müziğinde en eski makamlardan biri. (Farsça)

__________________

Ben olmuşum defterde boş bırakılan ilk sayfa
Kraliçe isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 26.12.2014, 21:22   #10 (permalink)
Tecrübeli Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: 2015 Modern Kız Bebek İsimleri Ve Anlamları - Çeşitli Dillerde Modern Bebek İsimleri

Iğıl: Yumuşak akan su. (Türkçe)
Ihlamur: Güzel kokulu çiçeği, şifa niyetine çay olarak içilen bir ağaç.
Ilur: Parıltı, alacakaranlık, Ege'de arkeolojik bir köy. (Türkçe)
Ildız: Yıldız. (Türkçe)
Ilgaz: Atın dörtnala koşması. Batı Karadeniz'de bir sıradağ ve bir ilçenin adı, akın, hücum. (Türkçe)
Ilgı: Soy sop, sürü, çoban. (Türkçe)
Ilgım: Işık yanılsaması, serap, belli belirsiz görünme, ufuk. (Türkçe)
Ilgın: Hafif esinti, hafif, ince, serap, hayal. Akdeniz bölgesinde yetişen bir ağaç. (Türkçe)
Ilgıt: Hafif esinti. (Türkçe)
Ilıcak: Ilıkla soğuk arası, az ılık. (Türkçe)
Ilıcan: Yumuşak huylu kişi. (Türkçe)
Ilım: Uzlaşmacı, yumuşaklık. (Türkçe)
Ira: Görünüş, öz yapı. Irak: Uzak, uzaklık. (Türkçe)
Iraz: Hakkına rıza gösteren. (Türkçe)
Irıs: Mutluluk, saadet. (Türkçe)
Irısgül: Mutluluk gülü. (Türkçe)
Irız: Cesur, yiğit. (Türkçe)
Irmak: Denize veya göle dökülen büyük akarsu, nehir. (Türkçe)
Isla: Sulu, verimli. (Türkçe)
Işık: Aydınlık, ısıtma aracı, yol gösteren, aydınlatan. (Türkçe)
Işıkcan: Aydınlık veren, ısıtan sevgili kişi. (Türkçe)
Işıl: Parlayan, ışıldayan, parlaklık. (Türkçe)
Işılar: Parlayan, ışıldayan, neşeli, canlı. (Türkçe)
Işılay: Parlayan ay, ay gibi (Türkçe)
Işıldar: Aydınlık veren. (Türkçe)
Işıldar: Gözalıcı, ışık saçan. (Türkçe)
Işıltan: Aydınlık, pırıl pırıl sabah.
Işıltı: Parıltı, aydınlık. (Türkçe)
Işın: Bir kaynaktan çıkarak çeşitli yönlere dağılan ışık demeti. (Türkçe)
Işınay: Aydınlık saçan ay, ay gibi ışıldayan.
Işıngün: Işıklı, aydınlatıcı gün. (Türkçe)
Işınsal: Işıkla ilgili. ışık gibi parlayan su.
Işırgün: Aydınlanan gün.
Işıt: Aydınlat, ışık saç.
Işıtan: Aydınlık sabah, aydınlatan, ışık saçan.
Işkın: Filiz, ince ve taze dal. (Türkçe)
Itır: Güzel koku, bir çiçek adı. (Türkçe)
Itri: Güzel kokulu çiçek. (Arapça)
Izgın: Tohumlarından yağ çıkarılan bir bitki. (Türkçe)
Izrar: Zarar, ziyan. (Arapça)

__________________

Ben olmuşum defterde boş bırakılan ilk sayfa
Kraliçe isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz. kaynarca haber ferizli haber program indir

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.

Saat: 11:41


bonusschool6.com