|
Aşka Dair Herşey kategorisinde açılmış olan İki düğüm arası bir yalnızlık konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
08.01.2014, 01:02 | #41 (permalink) |
Bağımlı Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: İki düğüm arası bir yalnızlık “Abi bana başka gülüyor be. ‘Ben de seni sevecek gibiyim ama daha değil’ der gibi gülüyor.. Bekle diyor sanki bana, ben de bekliyorum..” - Ali Lidar- |
10.01.2014, 22:27 | #42 (permalink) |
Bağımlı Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: İki düğüm arası bir yalnızlık “Bitince, çekip gitmeli. Uzatmalarda gol atma hayaline kapılmadan, sessizce, efendice terk etmeli sahayı. İster bir iklim, bir şehir, ister bir aşk, bir insan, ister bir savaş, bir inanç olsun; yenilince, tüketince direnmemeli. Bırakıp gitmeyi, yaşanmış olanın güzelliğini korumayı bilmeli.” Oya Baydar |
27.01.2014, 20:35 | #43 (permalink) |
Bağımlı Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: İki düğüm arası bir yalnızlık “Kaybetmek korkusu öyle bir sarıyor ki bizi, kaybetmemek için çırpınıyoruz. Bundandır konuşmak isterken susmamız, kendimizi eksilte eksilte fazlasını vermemiz. İyi çocuk olmak olur derdimiz; kimse bırakmasın, terk etmesin bizi. Sanırız ki biz değer verdikçe, daha çok sevecek, daha çok anlayacaklar bizi. Bazen gördüğümüz halde görmemezlikten geliriz birçok şeyi. Sanırlar ki, kandırıldık, uyuduk, fark etmedik. Oysa sen yüreğine taş basarak gözlerini başka yana çevirmişsindir. Bil ki, gerçekten senin olan hiçbir şey seni bırakmaz. Yeter ki sen kendini terk etme..” Aret Vartanyan |
18.02.2014, 14:54 | #44 (permalink) |
Bağımlı Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: İki düğüm arası bir yalnızlık ... sevmesini bunlar biliyor. Susarak sevmesini. Erkek susar, kadın da. "Beni seviyor musun?"lar yok. "Daha mı az, daha mı çok?"lar yok. Maziden ve istikbalden şüpheler yok. Emniyet yüzde yüz. Fedakârlık bitirmiş. "Ben seninim, sen de benim." O kadar. "Sözlüyüm" diyorlar. Bitti. İki taraf da ölünceye kadar öteki için parçalanmayı göze alıyor. Sessiz. Aşk mektupları, sitemler, tehditler yok. Mutfakta bir tıkırtı İclal, Mustafa'nın çorbasını pişiriyor. Hep onu düşünüyor. Yirmi sene, elli senen hep onu düşünecek. Mustafa eşikte görünüyor. Sessiz. Dil dökmüyor. Dil olmayan yerde yalan olur mu? Onun bir İclali var. Dünya o. Mağrur, susuyor. Vazife saati. İclal daha çorbayı pişiriyor. Ne ciddiyet! Sevmesini bunlar biliyor. Bunlar olmasa dünya ne kadar tenha ve hazin olur. ... Bizim aşklarımız tam sevgi olmadığı için, manilere rastladığı için, taşlara çarpan su gibi kabarıyor, sıçrıyor, dağılıyor, gideceği yere rahat gidemiyor. Bütün tereddütlerimiz, şüphelerimiz, korkularımız, itimatsızlıklarımız, küçük görüşlerimiz, kendimize güvenmeyişlerimiz, iç çekişlerimiz, öfkelerimiz, isyanlarımız, hepsi, hepsi, aşkımızın tam olmamasından, yolunu bulamamasından. Bizimkisi aşk değil, aşk hastalığı; onlarınkisi aşk hastalığı değil, aşk. Peyami Safa, Biz İnsanlar(Sf.251 |
20.02.2014, 21:35 | #45 (permalink) |
Bağımlı Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: İki düğüm arası bir yalnızlık aşka ve yaşamaya tanıklık edenler biliyor sadece toprak nasıl karışır insanın etine insan nerede başlar şaşarak inanmaya topraktan yapılmış ellerin çiçekliğine bir sır var söyleyeyim onu hemen hayretimi hasretim artıyor bir gelincik olmak elbette yaşamaktandır deniz nasıl kabartırsa insanın yüreğini öyle düştüm annemin gizli rüyalarına ve yaşamak döşümü deniyor bu çağda ancak bir şehir gelişiyor içimde durmadan uzakları hangi yalnızlık öptüyse alnından onunla çarpışmayan bir şehir et benim, yara benim, o müstesna kabuk benimken dağdan inen ırmağı katıverdim göğsüme uysal değildim bütün bunlar olurken itiraz edebilecek yaştaydı parmaklarım daha sonra barutla anılacak ismimi ölümün kara günlerinde büyüttüm gençken edinilen güce çiçeklerde rastladım, ben hayran dünyaya iliştim kısa cümleler kurarak yanağımı kanırtan bir gözyaşım olsundu bir yakarış çıkartabilirdim kendimden saçlarım çok sonra bir güzele kalsın istiyorum saçların yağmurda ne de güzel sınanıyor demeli rüzgâr gidip kendimi şu göğe hatırlatayım bir aşk alsın yürüsün beni buğdayı tam, başağı tam nereye doğru debelensem orada dünya ağrısı karşılamakta durdurulmakta her şey, sabahı kim tutuyor gömleğinden evet aldandım gelinciğin uykusuna şimdi Allah'ın kıyısında nar tanesiyim Cengizhan Konuş |
17.03.2014, 23:51 | #46 (permalink) |
Bağımlı Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: İki düğüm arası bir yalnızlık Kendini tutamaz insan bir yabancıda. Hiçbir sabah, aynısı olmadı senden sonra. Aynısı kadar özlediğim olmadı hiç... Aynısı kadar olmadı yokluğun, hep daha fazlasıydı. Tane tane parçalandım her seferinde. Yoktun... Her seferinde, biraz daha azaldım. "Besbelli geçmeyecek" dedim kendime. Bunları bile bile uyandırıldım rüyamdan, ben istemedim... Sensiz her şehre veda ettim. Bir kap çorba içecek kadar konaklamadım hiç kimsede. Bir gece dahi başkasıyla yummadım gözlerimi. arılmadım, yürümedim ve ellerini tutmadım başka hiç kimsenin. Halis Karabenli |
02.04.2014, 19:45 | #47 (permalink) |
Bağımlı Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
| Cevap: İki düğüm arası bir yalnızlık |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |