Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Eğitim - Öğretim > Dersler > Felsefe - Sosyoloji
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Felsefi Terimler

Felsefe - Sosyoloji kategorisinde açılmış olan Felsefi Terimler konusu , ...


Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 21.11.2012, 21:33   #41 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Felsefi Terimler

ÇEVRECİLİK

İng. environmentalizm; Fr. environementale; Alm. Environmentalismus

Günümüz felsefesi bağlamında daha çok "Yeşil" siyaset felsefesiyle örtüşen çevrecilik ilkin çevrenin insan üzerindeki etkisini ya da çevrenin insan davranışını belirlemedeki önemini vurgulayan bir öğreti olarak boy göstermiştir. Bu anlamıyla çevrecilik insan dış koşulların ürünü; doğal toplumsal ve kültürel koşulların toplamı olarak gören anlayışa karşılık gelir.

Buna karşılık . yüzyılın son çeyreğinde iyiden iyiye kendini hissettiren çevrecilik ya da çevre felsefesi doğayı iliklerine kadar sömüren ya da onu istediği gibi yoğurabileceğini sanan insanoğluna yöneltilen bir "uyarı felsefesi"dir.
1950lerde uç veren Leopold'un "Toprak Etiği"nden tutun da Naess'in 1970'lerde geliştirdiği köktenci çevre etiği "Derin Ekoloji" ya da "ekosofı"ye kadar tüm çevreci öğretiler bilimsel ve teknolojik gelişmelerin arkasına sığınıp doğayı hiçe sayan doğanın da hakları olduğunu unutan insanlığa bu "yoksayış"ın onarılamaz sonuçlarını durmaksızın hatırlatır.
Her ne kadar bugün varılan noktada insanın kendi çıkarları uğruna kökünü kurutamayacağı canlı türü hemen hemen yok gibi olsa da insanın kendisinin de bir canlı türü olduğu unutulmamalıdır.

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 21.11.2012, 21:34   #42 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Felsefi Terimler

ÇOKÇULUK

Gerçekliğin açıklanmasında birden çok ilkenin temelde bulunduğunu kabul eden öğreti.



ÇÖZÜMLEME

Bileşik olanı ayırarak çözmek. Bir bütünü parçalara ayırmak.


ÇÖZÜMLEYİCİ (Analitik) FELSEFE

Alm: Analytische Philosophic Fr: Philosophie Analytique İng. Analytical Philosophy

20. yy. başından beri özellikle Anglosakson dünyasında yaygınlaşan dil çözümlemelerine dayalı felsefe yöntemini geliştiren ve felsefenin görevini mantıksal dil çözümlemesiyle sınırlayan felsefe akımının tümüne verilen ad.

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 21.11.2012, 21:34   #43 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart

DEĞER

Kişinin isteyen ihtiyaç duyan bir varlık olarak nesne ile bağlantısında beliren şey. İnsanların ihtiyaç ve istemeleri farklı olduğundan sayısız değer türleri vardır.




DOĞRULANABİLİRLİK

Bilimde önermelerin olgularla doğrulanabilme niteliği.


Konu Asi Ruh tarafından (01.02.2014 Saat 20:36 ) değiştirilmiştir.
Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 21.11.2012, 21:35   #44 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Felsefi Terimler

DEİZM

Vahiy ya da bir kilise öğretisi aracılığıyla edinilmiş her türlü dinsel bilgiye karşı çıkan buna karşılık belirli bir dinsel bilgi bütününü herkesin doğuştan taşıdığını ya da us yoluyla elde edebileceğini savunan görüşe denir. Deizm tanrılık gücünün sadece yaratma işlemiyle sınırlandığını ve bir kez yaratıldıktan sonra dünyanın hiçbir işine karışmadığını eş deyişle dünyayı yönetmediğini belirtir.

Deizmin dayandığı “doğal” din kavramı başlıca iç kaynaktan beslenir. İnsan usuna duyulan inanç dogmacılığa ve hoşgörüsüzlüğe yönelen vahiy öğretisinin reddedilmesi ve tanrının düzenli bir dünyanın ussal mimarı biçiminde kavranması. Deizmciler Hıristiyanlıkta ve dünya dinlerinde görülen ibadet inanç ve öğreti farklılıklarının temelinde evrensel olarak benimsenmiş din ve ahlak ilkelerinin ussal bir özün bulunduğunu öne sürerler.

Deizimcilere göre kendi başına doğal din her türlü kuşku ve yozlaşmadan uzaktır. Bu yüzden us yoluyla doğrulanmış yalın ahlakı doğrular dışında Hıristiyanlığın sonradan eklediği tüm öğelere karşı çıkarlar.


Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 21.11.2012, 21:35   #45 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Felsefi Terimler

DEKARTÇILIK (Cartezyanizm)

Descartes’in felsefesi.
Descartes düşünsel felsefenin büyük çapta aşamacılarından biridir. Antikçağ Yunan şüpheciliğinden yüzyıllarca sonra şüpheciliği temel bir yöntem olarak kullanmış ve bunu analitik geometri adı verilen matematiksel bir kesinlikle uygulamaya çalışarak yepyeni doğrulara varmayı denemiştir. Temel yöntem şöyle özetlenebilir: önce bir ilke olarak edinilmiş bütün bilgilerinden şüphe etmeliyim ve onları bir yana bırakarak ilk ve sağlam yeni bir düşünceden yola çıkmalıyım. İnsanların bütün düşünceleri birbirine bağlıdır birbirinden çıkar. Bir düşünmeyi doğuran ondan önce gerçekleşmiş başka bir düşüncedir. Düşünceler bir neden sonuç zinciri içerisinde sürüp gider(mekanizm) öyleyse sırayı titizlikle kovalarsam doğru olmayan bir düşünceyi doğru sanmaktan sakınarak düşünce zincirinin arasına yanlış bir düşünce karıştırmazsam doğru olana ulaşabilirim. Bu durumda benim için kesin olan tek şey şüphe etmektir. Bütün bilgilerden şüphe etmek düşünmektir. Düşünmekse var olmaktır. Öyleyse var olduğumda şüphesizdir. Düşünüyorum öyleyse varım.şüphe edemeyeceğim ilk ve sağlam bilgim budur. Şimdi neden sonuç zincirini titizlikle kovala***** bütün öteki bilgileri bu temelden çıkarabilirim.

Descartes’in başlıca öğretileri şunlardır.

1)Gerçeklik özü düşünme olan zihin ile özü üç boyutlu uzam olan madde biçiminde ikiye ayırabilir.

2)Tanrı zihin ve madde kavramları doğuştan gelir ve deneyimden kaynaklanmaz.

3)Felsefede doğruya erişmenin yanılmaz yöntemi şüphe edilemez açık ve seçik bir önerme ya da kavramlara ulaşıncaya değin her şeyden şüphe etmektir.

Descartesçi düşünürlerin çoğu Descartes’in “ Düşünüyorum öyleyse varım” deyişinde anlatımını bulan düşünen öznenin düşündüğünden dolayısıyla var olduğundan şüphe edemeyeceği yöntemindeki önermenin ilk ve açık seçik doğru olduğu görüşünde birleşir. Gene Descartesçilerin büyük bir bölümü bu ilk doğru temelinde yalnızca usa dayalı bir felsefede ve bilim sisteminin kurulabileceği görüşündedir. Buna bağlı olarak Dekartçılık bütünüyle usa bir metafizik geliştirilebileceğini savunur.


Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 21.11.2012, 21:36   #46 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Felsefi Terimler


DEMİOURGOS

Düzenleyici Tanrı. Antik Yunan düşünürü Platon’a göre ‘iyi’ ideası düzenleyici bir Tanrı’dır. Yaratmış değil biçim vermiştir. Antikçağ Yunanlılarında yaratma düşüncesi yoktur; bir sanatçı bir mimar gibi yapma düzenleme biçimlendirme çabası vardır. Bu anlayışa göre dünya yoktan var edilmemiş idealar gibi ilksiz ve sonsuz olan biçimsiz özdekten düzenlenip biçimlendirilerek meydana getirilmiştir. Platon’a göre bu biçimlendirmede örneklik eden idealardır evrendeki bütün varlıklar bu ideal ilk örneklerine uygun olarak özdeği biçimlendirme yoluyla yapılmışlardır. Bu terim Platon’ca evren ruhu gnostiklerce ikinci Tanrı ve Hegel’ce düşünce süreci anlamında kullanılmıştır.


Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 21.11.2012, 21:37   #47 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Felsefi Terimler

DENEYCİLİK

Alm. Empirismus
Fr. empirisme
İng. empiricism

Bilgimizin biricik kaynağının deney olduğunu savunan bilgi öğretisi. Bu öğretiye göre bütün bilgilerimiz deneyden gelir; anlıkta deneyden gelmeyen hiç bir şey yoktur. Yeniçağ felsefesinde deneyci bilgi öğretisinin (empirizmin) kurucusu Locke'dur. Başlıca temsilcileri F. Bacon Hume J. 5. Mill.
Karşıtı bkz usçuluk.



Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 21.11.2012, 21:37   #48 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Felsefi Terimler

DETERMİNİZM

Ahlaki seçimler dahil bütün olayları özgür iradeyi ve insanın başka türlü davranabilmesi olanağını dışlayan önceden varolan nedenlerce belirlendiğini savunan kuram. Bu kurama göre evrenin tümüyle ussal bir yapısı vardır; belirli bir durumun eksiksiz bilgisine sahip olmak o durumun geleceğine ilişkin yanılmaz bilgiyi de olanaklı kılar. Laplace’e göre evrenin bugünkü durumu önceki durumunun sonucu sonraki durumunun ise nedenidir. Bir zihin belirli bir anda doğada işleyen bütün güçleri ve doğanın bütün bileşenlerinin karşılıklı konumunu bilebilse küçük ya da büyük her birimin hem geleceğini hem geçmişini kesin olarak bilebilir.

Determinizm yandaşlarına göre kuramları ahlaki sorumluluğun kabulüne aykırı değildir. Örneğin belirli bir davranışın kötü sonuçları önceden görülebilir; bu da insana ahlaki sorumluluk yükler ve insan eylemlerini etkileyebilecek engelleyici bir dış neden oluşturur


Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 21.11.2012, 21:38   #49 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Felsefi Terimler


DİALEKTİK

Kavramlar arasındaki karşıtlık ilişkisinden yola çıkarak bunu doğruya varan süreçlerin açığa çıkarılmasında bir ilke olarak kullanan düşünme ve araştırma yolu.

Diyalektik düşüncenin başlangıcı doğayı ve evreni oluşturduğu düşünülen ateş hava su toprak gibi ilk öğelerin (arkhe) aralarındaki karşılıklı çatışma-dönüşme ilişkileri biçiminde Sokrates öncesi fizikçilerde görülür. Daha sonra şeylerin karşıtlarından yola çıkarak var olmaları ve gene karşıtları içinde yok olmalarını ele alan Herakleitos diyalektiği evrenin etkin bir ilkesi olarak düşünmenin öncüsü oldu. Aristoteles’e göre bazı kabullerden yola çıkarak usavurma yoluyla bunları saçmaya indirgeyerek karşıtlarını kanıtlama tekniği anlamında diyalektiğin kurucusu Elealı Zenon’du.

Diyalektiği bir yöntem olarak ilk kullanan ise Sokrates’tir. Sokrates için diyalektik karşılıklı karşılıklı soru-yanıt yoluyla kavramlara açıklık getirme yöntemidir. Karşı tarafın yanıtından yola çıkarak bunun gene onun düşünceleri açısından tutarsız ve çelişik olduğunu göstermek yöntemin ilk aşamasıdır. Bundan sonra karşılıklı soru- yanıtlarla tartışma konusu kavram çeşitli açılardan ele alınır açımlanır.

Sokrates’in açıklama yöntemini belirli bir varlık görüşüne bağlayan Platon diyalektiği bilgi görüşüne dayalı bir eğitim yöntemi olarak geliştirdi. Ona göre diyalektik bir varlık sıralaması içinde en alt düzeyden gittikçe yükselerek sonunda idea’lara varmak için izlenen bir öğretme ve öğrenme sürecidir.

Yeniçağ felsefesinde diyalektik terimini ilk kullanan Kant’tır. Kant’a göre diyalektik yanılgını mantığıdır;; kendi halindeki us bazı usavurma işlemlerini mantıksal sınırlarına kadar ***ürüp sonunda kendisiyle çatışma içine düşer. Ortaya çıkan antinomileri (çatışkıları) gidermek içinse Kant’ın “transandantal diyalektik” adını verdiği yöntem uygulanır; iki karşıt sav arasındaki çatışma hem tezin hem de antitezin karşıtının olanaksızlığı kanıtlanarak giderilir. Böylece Kant için diyalektik hem usun içine düştüğü doğal bir yanılgı biçimi hem de bunu düzeltmek için kullanılacak bir eleştiri ve yanlış gösterme yöntemi haline gelir.

Diyalektik anlayışının temelinde yatan üçlü düşüncesini Kant’tan alan Hegel buna bambaşka bir anlam yükledi. Hegel’e göre gerçekleri oluşturan kavramların her biri karşıtını kendi içinde taşır. Düşünce bir kavramdan (tez) onun içindeki karşıtına(antitez) bundan da yeniden karşıtına (yani ilk kavrama) dönmekle diyalektik hareket içinde iki kavramın birliğini oluşturan üçüncü kavrama (sentez) ulaşır. Bu süreç düşüncenin kendisini kavramasını sağlayan bilinç içeriğini artırır. Hegel’e göre diyalektik varlığı belirleyen düşüncenin kendi süreci olduğu gibi dünya tarihinin de oluşum ilkesidir.

Diyalektik usavurmayı Hegel’den ve Sokrates öncesi filozoflardan alan Karl Marx’a göre diyalektik tarihsel bir süreçtir;;; ekonomik temelli bazı toplumsal oluşumların zaman içinde karşıtlarını üretmeleri karşıtların giderek çatışmaya dönüşmesiyle de yeni oluşumun etkisini ortadan kaldırması biçiminde yürür.

Diyalektik kavramı günümüzde metafizik teriminin tam karşıtı olarak yeni ve bilimsel bir dünya görüşünü dile getirir.




Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 21.11.2012, 21:38   #50 (permalink)
Root Administrator

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Felsefi Terimler

DİALEKTİK İDEALİZM

Hegel’in idealizmine diyalektik idealizm denir.

Hegel tarihin ve düşüncenin diyalektik bir süreç içinde geliştiğini savunmuş dinden siyasete mantıktan estetiğe kadar bütün alanlar için geçerli gördüğü bu sürecin Mutlak Tin’e ya da zihne (geist) varılmasıyla son bulacağını ileri sürmüştür. Düşüncenin özünde gerçeğin ancak bir bütün olarak kavranabileceği yatar. Diyalektik görünürdeki bütün farklılıkların birliğe kavuştuğu metafizik bir süreç “mutlak” ise var olan her şeyi kendinde toplayandır.

Varlığın diyalektik gelişim süreci Hegel’in tin ya da zihin bazen de idea dediği Geist’ın kendini belli bir amaca doğru geliştirmesi özgürleşmesi sürecidir.Bu süreç içinde “idea” diyalektiğin üçlü aşamasından geçer.İlk aşamada “idea” kendi içindedir ve henüz bir olanaktır. Kendini gerçekleştirmesi için ikinci bir alan gerekir bu da doğadır. Ama “idea” doğada kendi özüne aykırı bir duruma düşer kendine yabancılaşır. Bu aykırılıktan üçüncü aşama olan kültür dünyasında kurtulabilir. Doğada “idea”yı yönlendiren yasa olan zorunluluğun yerini üçüncü aşamada özgürlük alır; özgürlük tinin devlet sanat felsefe ve din gibi bireylerin üstündeki bazı kurumlarda ve o kurumlarla kendini gerçekleştirmesidir. Bu son aşamada da tin üç basamak içinde kendini geliştirir. İlk basamak “öznel tin” dir ve tek tek insanların yaşamındaki henüz tamamlanmamış idedir. İkinci basamak “nesnel tin”dir ve burada kendini toplum tarih devlet olarak gerçekleştirir. Üçüncü basamak ise “mutlak tin” dir ve burada tam bilincine ulaşarak kendini sanat din ve felsefe ile ölümsüz kılar.

Diyalektik idealizm yani Hegelci diyalektik nesneleri soyutla***** her birini kendi başına ve değişmez özellikleri olan birimler olarak gören “metafizik” düşünce biçiminin tersine nesneleri hareket ve değişimleri karşılıklı ilişkileri ve etkileşimleri içinde ele alır. Her şey sürekli bir oluş ve yok oluş süreci içindedir. Bu süreç içinde hiçbir şey sürekli değildir; her şey değişir ve yerini başka bir şeye bırakır. Bütün şeyler çelişkili yanlar ya da yönler içerir. Bu yönler arasındaki çatışma değişimin itici gücüdür ve sonunda şeylerin değişime uğramasına ya da ortadan kalkmasına yol açar. Hegel değişme ve gelişmeyi doğada ve toplumda somutlaşan “mutlak tin”in ya da ideanın bir dışavurumu olarak görür.

Jaqen isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 00:23