Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Spor Dünyası > Galatasaray
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Galatasaray Unutulmayanlar

Galatasaray kategorisinde açılmış olan Galatasaray Unutulmayanlar konusu , ...


Like Tree27Beğeni

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 04.11.2012, 11:24   #1 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Galatasaray Unutulmayanlar

Galatasaray Unutulmayanlar





ALİ SAMİ YEN (1886-1951)

Sonradan Yen soyadını alan Ali Sami Bey, 20 Mayıs 1886'da İstanbul`un Kandilli semtinde doğdu.Babası, ünlü edebiyatçılarımızdan Şemsettin Sami'ydi.

Galatasaray Lisesi'nde okudu ve futbol oynadı. 1905 yılında Galatasaray Lisesi'nden arkadaşlarıyla birlikte Galatasaray Kulübü'nü kurma kararını aldı ve Kulübün bir numaralı kurucu üyesi oldu. Ali Sami Yen ayrıca Türk futbolunun önde gelen örgütleyicilerinden de biri oldu. Yen 1923 yılında kurulan Türkiye idman cemiyetleri İttifakı'nın kurucuları arasında yer aldı ve başkanlığını yaptı.

1924 Paris Olimpiyatları'na katılan Türk kafilesinin başkanlığını yaptı. 1926-1931 yılları arasında Türkiye Milli Olimpiyat komitesinin başkanlığı görevini yürüttü. Galatasaray'da 1905-1918 arasında 13 yıl, 1925'te 1 yıl olmak üzere iki dönemde 14 yıl başkan olarak hizmet verdi.Ali Sami Yen' in Sarı Kırmızılı kulübe önemli bir katkısı da Galatasaray Müzesi'nin kurulması oldu. 1905 yılında yönettiği Moda-Kadıköy karşılaşması nedeniyle, Ali Sami Yen' in ilk Türk hakem olabileceği de çeşitli kaynaklarda yazılıdır.

Mili Takımın Romanya ile yaptığı ilk maçta, teknik adam olarak takımın başında o vardı. Bu görevi de bir süre yürütmüş, yani Türk Milli Takımın ilk teknik direktörü olmuştur. Galatasaray Spor Kulübü'nün kurucusu Ali Sami Yen'nin adı bugün takımın her maçını oynadığı stada verilerek ölümsüzleştirildi. Ali Sami Yen 1951 yılında vefat etti ve Feriköy mezarlığında toprağa verildi.

Ali Sami Yen, sadece Galatasaray' ın değil Türk sporunun en seçkin kişiliklerinden biriydi. Onun açtığı yoldan pek çok sporcu, teknik adam ve yönetici yetişti. Bunlar sadece Galatasaray' a değil Türk sporuna da büyük hizmetler verdiler. Atletizm, basketbol, voleybol gibi öteki spor dallarında da Galatasaray' lılar sadece öncü olmakla kalmadılar, sporcu, teknik adam ve yönetici olarak da bu sporların ülkemizdeki gelişiminde çok önemli roller oynadılar.

Kısacası, Ali Sami Yen sadece Galatasaray kurucusu olarak kalmadı, Türk sporunun da pek çok kuruluşunun temelinin atılmasını ve yükselmesini sağladı. Böylece Galatasaray' lıların çok önemli bir özelliklerini de en çarpıcı biçimde ortaya koymuş oldu. Bu gelenek hep devam etti. Galatasaraylılar her zaman ülke sporuna çok önemli hizmetlerde ve katkılarda bulundular.

YeşiL6 beğendi.

Konu YeşiL6 tarafından (06.01.2016 Saat 13:19 ) değiştirilmiştir.
Narsinha isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 04.11.2012, 11:26   #2 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Galatasaray Unutulmayanlar


NİHAT BEKDİK (1902-1972)



1902 yılında İstanbul'da doğan Bekdik, Galatasaray Lisesi'nde okuduğu yıllarda futbola başladı.. Kısa zamanda A Takıma yükselen ve olağanüstü bir performans sergileyen Bekdik'i taraftar "Aslan Nihat" olarak benimsedi. Bekdik'e Arslan unvanı, takımı için çok iyi mücadele etmesinden dolayı seyirciler tarafından verilmiştir.

Arslan Nihat, Galatasaray'da tam 18 yıl futbol oynayan ve bunun yanında daha pek çok özelliği ile adını Sarı Kırmızılı takımın tarihine altın harflerle yazdıran bir sporcudur. Bekdik, 1923 yılında 11 metre 92 santimetrelik derecesiyle, üç adım atlama' da, 1.58 metre ile de yüksek atlamada Türkiye rekorlarının sahibi olmuştu. 1936 yılında futbolu bırakana dek sarı kırmızılı formayı giydi ve son 8 yıl Galatasaray'ın kaptanlığını yaptı. Ayrıca 1931 yılında Milli Takımı bırakana kadar da 18 kez milli formayı giydi. Savunmada görev yapan Bekdik 5 kez İstanbul Ligi Şampiyonluğu yaşadı. Bekdik, 10 kez de Milli Takım kaptanlığı yaparak bu konuda da adını futbol tarihimize yazdırmıştır.

Aktif futbolculuk yaşantısından sonra da sporu sürdüren Arslan Nihat, binicilik, yelken ve yüzme sporlarını yaptı. Katıldığı yarışlarda dereceler ve madalyalar kazandı. Yaşıtlarının artık kendilerini emekli ederek köşelerine çekildiği dönemde bile Arslan isimli teknesiyle yarışlara katılıp şampiyonluklar kazanan, Boğazı yüzerek geçme yarışlarına katılan Nihat Bekdik neredeyse bütün ömrünü sporcu olarak geçirdi.

1957 yılında milletvekili olan Bekdik, 21 Haziran 1972 'de İstanbul'da vefat etmiştir.


YeşiL6 beğendi.

Konu YeşiL6 tarafından (06.01.2016 Saat 13:25 ) değiştirilmiştir.
Narsinha isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 04.11.2012, 11:27   #3 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Galatasaray Unutulmayanlar

ULVİ ZİYA YENAL (1908-1993)

1908'de İstanbul'da doğan Yenal futbol hayatına Galatasaray Lisesi'nde okurken başladı. 12 yaşındayken genç takıma ve 16 yaşında da Milli Takım'a seçildi. Galatasaray'da 4 kere İstanbul Ligi Şampiyonluğu gördü ve Milli Takım'ın formasını 6 kez giydi. Futbolu bıraktıktan sonra Hakem Kurulu, Futbol ve Tenis Federasyonlarında başkanlık yaptı. 1953-54 ve 1962-65 yılları arasında Galatasaray Spor Kulübü'nün başkanlığını üstlendi.

YeşiL6 beğendi.

Konu YeşiL6 tarafından (06.01.2016 Saat 13:27 ) değiştirilmiştir.
Narsinha isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 04.11.2012, 11:28   #4 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Galatasaray Unutulmayanlar

MEHMET LEBLEBİ (1908-1972)




1908 yılında doğan Mehmet Leblebi, Galatasaray Lisesi'nde okuduğu yıllarda futbol oynamaya başladı ve kısa sürede yıldızlaştı. Leblebi lakabını Galatsaray'ın Vefa Takımı'na karşı 20-0 kazandığı maçta tam 14 gol attıktan sonra kazandı. Bu skor ile Mehmet, Türk futbol tarihine bir maçta en fazla gol atan futbolcu olarak geçti. 16 kez A Milli Takım'a çağrılan Mehmet Leblebi 5 kez de İstanbul Ligi Şampiyonluğu yaşadı. Soyadı kanunu çıkınca lakabını soyadı olarak kabul eden leblebi, 1935 yılında futbolu bıraktı. Uzun yıllar sarı kırmızılı camiada yöneticilik yapan Leblebi 1972 yılında vefat etti.

YeşiL6 beğendi.

Konu YeşiL6 tarafından (06.01.2016 Saat 13:30 ) değiştirilmiştir.
Narsinha isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 04.11.2012, 11:29   #5 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Galatasaray Unutulmayanlar

BODURİ (1921-1942)



Asıl adı Nikola Büyükvafiadis' tir.


Boyunun kısalığı nedeniyle kendisine takılan "Boduri" lakabı ile bilinir.

Futbola Beyoğluspor'da başlamıştı. İnanılmaz derecede yetenekli ele avuca sığmaz bir oyuncuydu. O kadar iyi bir ayak hakimiyetine sahipti ki, yağmur yüzünden salonda yapılan çalışmalarda topu eliyle atar gibi basket yapardı.
Galatasaray'a 1938-39 sezonunda gelmişti ve ne yazık ki üçüncü sezonunu bile tamamlayamadan, vefat etmiştir.

Boduri'nin ölümü tam bir trajedidir. O sırada asker olan Boduri, birliğinden izinli olarak gelip oynadığı Beyoğluspor maçından sonra kışlasına dönerken, kar altında yürüdüğü uzun yol nedeniyle zatürreeden ölmüştü! Boduri henüz 21 yaşındaydı. O yıllarda henüz pek çok ilaç bilinmediğinden, zatürree öldürücü bir hastalıktı ve Boduri çift taraflı olanına yakalanınca kurtulamamıştı. Son maçını, yetiştiği takım olan Beyoğluspor'a karşı oynamış olması da, ilginç bir rastlantıydı.
Onu izlemiş olanlar, daha sonraki yılların büyük yıldızı Lefter ile kıyaslamışlardır. Bu kıyaslamada oyunu Boduri lehinde kullananlar da çok olmuştur.

Boduri İstanbul Karması'nın Taksim Stadı'nda Budapeşte karması ile yaptığı karşılaşmada oynadığı futbolla Macarların bile hayranlığını kazanmıştı. Büyük Fikret gibi bir yıldızla yan yana oynayan Boduri, rakip takımı adeta sürklase etmiş ve İstanbul karması maçı 5-0 kazanmıştı. Macar takımının kaptanı ve dönemin büyük yıldızı olan Dr. Saroşi, "Hayatımda ilk kez bir maçta aciz kaldığımı hissettim. Bu kadar büyük iki yıldızın karşısında oynamaktan daha büyük bir şanssızlık olamaz" demişti.

Galatasaray Dergisi`ne bize sağladıkları içerik için teşekkür ederiz.

YeşiL6 beğendi.

Konu YeşiL6 tarafından (06.01.2016 Saat 13:31 ) değiştirilmiştir.
Narsinha isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 04.11.2012, 11:30   #6 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Galatasaray Unutulmayanlar

NACİ ÖZKAYA (1923-2007)

Galatasaray’a Adanmış Bir Ömür!

Sarı Naci

Bu cümle kimilerine klişe gelebilir. Ama Naci Özkaya ya da diğer adıyla “Sarı Naci” gerçekten de hayatını, birçoğunu bir daha asla yaşayamayacağı özel anlarını Galatasaray uğruna hiçe saymış bir futbol adamı. 1948’de adım attığı Galatasaray camiasında futbolculuktan Divan üyeliğine, menajerlikten Florya Tesisleri müdürlüğüne kadar sayısız görev yapan Naci Özkaya ve kızı Betül Doğan’la, Özkaya’nın rahatsızlığı sonrası kalmaya başladığı Nezih Yaşlı Bakımevi’nde biraraya geldik...

1923 yılında, Trabzon’da dünyaya gelen Naci Özkaya, futbola 22 yaşında Ankara Demirspor’da başlar. 1945-46 sezonunda o takımda Gündüz Kılıç’la birlikte forma giyen Özkaya, önce Ankaragücü’ne oradan da “Sarı Naci” olarak nam salacağı Galatasaray’a transfer olur. Geldiğinde Galatasaray şampiyonluğa hasrettir. Bülent-Reha Eken, Gündüz Kılıç ve Koçi Kandidis’li kadronun sağ beki Naci Özkaya’nın geldiği sezon 1931’den beri beklenen olur; Galatasaray İstanbul Ligi’nde şampiyonluğunu ilan eder. Gerçek hayatında nazik ve kibar bir beyefendi, yani tam bir centilmendir. Ama sağ kanatta, hırçın, rakibine adeta geçit vermeyen bir aslan kesilmesiyle tanınır Özkaya. İlk kez, 23 Nisan 1948’de Yunanistan’ı 3-1 mağlup ettiğimiz maçta Milli formayla tanışan futbolcu, aktif sporu bırakana dek 16 kez daha giyer ay-yıldızlı formayı… Galatasaray’da geçirdiği altı yılın ardından, 1954’te yine sarı kırmızı formayla futbola veda eder. Ama bu veda bir son değil; antrenörlük ve idarecilik günlerinin başlangıcı olur…

Kıbrıs Günleri
31 yaşında, futbolu bıraktığında daha da oynayabilecek gücü ve kuvveti vardır. Ama farklı bir hayata yelken açar. Önce, o yıllarda İngiliz hükümetinin yönetimindeki Kıbrıs’a gider. Ada’da renkleri sarı kırmızı olan bir kulüp kurar. Kurucusu, ilk antrenörü hatta futbolcusu olur Çetinkaya Spor Kulübü’nün. Ailesi de onunla birliktedir Kıbrıs’ta. Özkaya’nın kızı Betül Doğan, o kulüpte halen babasının “kurucu” sıfatıyla dev bir resminin asıldığını bilmesine rağmen bir türlü gidip, göremediğini söyler… Rahatsızlığı nedeniyle bir hayli çöken babasının o yıllardan kalma halini görmeye yüreği elvermez çünkü. Kıbrıs’ta sadece futbolla da ilgilenmez Sarı Naci. En büyük keyfi yemek olan Özkaya, bir de lokanta açar orada. Akdeniz’in ortasında geçirdiği altı yılın ardından, kader yeniden birleştirir yollarını Galatasaray’la Sarı Naci’nin.

Rollerin Değiştiği Zaman
Kıbrıs dönüşü bir süre Galatasaray’da görev yaptıktan sonra, yurdun dört bir yanındaki farklı takımlarda antrenörlük yapar. Tabii Galatasaray’la olan bağını asla koparmaz… Çünkü bir tutkudur Naci Özkaya için Galatasaray ve futbol. Futbolcuları evladı gibi görür. Kimi zaman evlatlarından da üstün. Betül Hanım, sporla iç içe geçmiş aile yaşantılarını anlatırken kimi zaman mahzunlaşsa da, her zaman babasıyla gurur duyduğunu yineler: “Annem 10 ameliyat geçirdi yoktu; bizler doğum yaptık yoktu… Galatasaray her zaman birinci sıradaydı onun için. Hiçbir futbolcusunu ayırmazdı. Galatasaray Spor Kulübü’nde babamın emeğinin geçmediği birşey yok”.

Sadece Galatasaray’la sınırlı değildir onun futbolcularına olan düşkünlüğü. Giresun, İskenderun ya da Bolu’da antrenörlük yaptığı dönemlerde birlikte çalıştığı oyuncularına da aynı ilgi ve alakayı gösterir. Kimin düğünü, cenazesi ya da eşinin doğumu varsa, o her zaman yanlarındadır.

Galatasaraylı futbolcuların askerlik, sağlık ya da transferleriyle bizzat ilgilenir. Çünkü Futbol Takımı’nın idari menajeri olmuştur. Fatih Terim’in Adana’dan getirilmesinden tutun da, basında “yılan hikayesine döndü” diye başlıklar atılan Metin Yıldız’ın transfer anlaşmasının imzalanmasında da her zaman o vardı. Kimi zaman ailesini, hayatında ikinci plana atmasıyla da gazetelere konu olur Naci Özkaya. Öyle ki, bir Beşiktaş maçı öncesi doğan torununu ancak maç bittikten sonra görmeye gider. Yine de Betül Doğan, birçok özel günde yanlarında olmasa da, tüm çocuklarına dört dörtlük babalık yaptığını söyler Naci Özkaya’nın. Hem o olmasa da Özkaya Ailesi’nin koruyucuları her zaman vardır: “Bir derdimiz, hastalığımız olsa İlkyardım Hastanesi’ne gider, ‘Ali Amca ben geldim’ derdim. Bizimle çok ilgilenirlerdi ama asla kulüp başkanı olarak değil. Rüçhan Ağabeyim, Ali Uras, hepsi… Biz babamın ismi ve şahsiyetiyle, onlarla büyüdük”.

Unutulmazlar
Naci Özkaya, hayatı boyunca sayısız futbolcuyla birlikte oynayıp, birçoğunun antrenörlüğünü yapar. Ama Baba Gündüz ve Fatih Terim’in yeri onun için daima özeldir. 1980’de Gündüz Kılıç’ı zamansız kaybetmenin acısını çok çeker Özkaya. Hem takım arkadaşı, hem de idareciliği sırasında birlikte çalıştığı teknik direktörüdür o. Kılıç’ın vefatının ardından, ilk maç Ordu’yla deplasmanda olur. Sarı Naci, o gün Gündüz Kılıç’ın yıllar boyu giydiği 9 numaralı formasını hiçbir oyuncuya vermez. Santra çizgisine konulan bir sandalye üzerine asar özenle. Yanında da genç bir futbolcu vardır, elinde sarı kırmızı çiçeklerden bir buketle… Fatih Terim’dir o. Biri kadim dostunu, diğeri öğrenecek çok şeyi olan bir duayeni; ama ikisi de büyük bir Galatasaraylı’yı kaybetmenin üzüntüsünü yaşar. Yıllar sonra futbolcu Fatih, bu kez teknik direktör Fatih olarak tekrar gelir Galatasaray’a. O yıllarda çalışma hayatının son günlerini yaşayan Naci Özkaya, çok sevdiği Fatih Terim’i görmek için Florya Metin Oktay Tesisleri’ne gider defalarca. Bu ziyaretlerin birinde Terim, “Naci Ağabey, bizim oturacağımız hiçbir yer yok. İleride biraraya gelirsek nerede toplanacağız” der. Sağlığı elverse bunu da eminiz çok sevdiği Fatih Terim’in bu dileğini de yerine getirmeye çalışırdı Sarı Naci…

Sporcu Aile
Sadece kendi değil, üç evladı da sporla uğraşır Sarı Naci’nin. Kızları voleybol, isim babası Gündüz Kılıç olan oğlu Gündüz de futbol oynar. Genç Takım’da forma giyen Gündüz Özkaya için adaşı Baba Gündüz, “Ben belki gideceğim ama adaşım Gündüz kalacak. Ben görmeyeceğim ama siz göreceksiniz” satırlarını yazmış olsa da hiçbir şey ikna etmez Sarı Naci’yi. Ve genç Gündüz’ün futbol macerası fazla devam etmeden, sona erer.

Düşler Gerçekleşti
80’lere geldiğinde, Sarı Naci için hayatta iki önemli şey vardır. Biri, tuğlasından, harcına her yerinde emeği olan ve uzun süre müdürlüğünü yaptığı Florya Tesisleri; diğer ise büyük uğraşlar sonucu 1986’da kurup, “Onur Başkanı” sıfatını taşıdığı Galatasaraylı Eski Sporcular Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği… Ama bu iki önemli proje ve yaşadığı yoğun tempo onun sağlığından eder. 1988’de by-pass ameliyatı geçirir. Ama yine de yılmaz Özkaya. İyileşir iyileşmez Galatasaray için çalışmaya devam eder. Gerek futbolculuk, gerekse idari ve teknik kadroda görev yaptığı yıllarda Ulvi Yenal ve Selahattin Beyazıt gibi dönemin başkanları ile birlikte çalışan Naci Özkaya, ameliyat sonrası bu kez de Alp Yalman’a yardımcı olur. Ama her güzel şeyin bir sonu vardır. 1996 yılında Alp Bey’in başkanlığı bırakmasıyla, Naci Özkaya’nın da Galatasaray Spor Kulübü’ndeki görevi sona erer…

“Altın Sağ Bek” Sarı Naci
Belki spor hayatına son noktayı koymuştur Naci Özkaya ama bu onun geçmişte yaptıklarının unutulacağı anlamına gelmez. 1998’de, Cumhuriyet’in ilan edilişinin 75. yılında her alanda olduğu gibi futbolda da “Cumhuriyet’in Altın Karması” seçilir. Türk sporuna hizmet etmiş, yön vermiş 123 kişilik dev jürinin titiz çalışması sonucu 33 kişilik altın, gümüş ve bronz kadrolar oluşturulur. Altın 11’de o yıllarda aramızda olmayan “Taçsız Kral” Metin Oktay Cumhuriyet tarihinin en iyi santrforu seçilirken; en iyi sağ bek de Sarı Naci olur. Bu gurur tablosunda yer almak onu çok mutlu eder. Unutulmamış, yıllar geçse de değeri bilinmektedir. O günün hatırası gazete kupürlerini, son birkaç yıldır kaldığı Nezih Yaşlı Bakımevi’ndeki odasının baş köşesine asar. Bir yanda Milli Takım formasıyla fotoğrafı, diğer yanda Divan üyeliği beratı ve asla boynundan çıkarmak istemediği Galatasaray madalyası da her zaman yanındadır… Yaşadığı güzel günlerin hatıralarını misafirleriyle paylaşmak adına…

YeşiL6 beğendi.

Konu YeşiL6 tarafından (06.01.2016 Saat 13:32 ) değiştirilmiştir.
Narsinha isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 04.11.2012, 11:32   #7 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Galatasaray Unutulmayanlar

EŞFAK AYKAÇ (1918-2003)

1918'de doğan Eşfak Aykaç, Galatasaray Lisesi'nde okuduğu yıllarda futbola başladı. Henüz 18 yaşındayken sarı kırmızılı formayı giymeye başlayan Aykaç, 1945'te futbolu bırakana dek Galatasaray'da sağ bek olarak görev yaptı. 1956 yılında A Milli Takım'ın Macaristan'ı 3-1 yendiği maçta tek seçici olarak görev yapan Aykaç, futbolu bıraktıktan sonra da bir süre spor yazarlığı yaptı.


Konu YeşiL6 tarafından (06.01.2016 Saat 13:33 ) değiştirilmiştir.
Narsinha isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 04.11.2012, 11:33   #8 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Galatasaray Unutulmayanlar

GÜNDÜZ KILIÇ (1919-1980)

1919 yılında İstanbul'da doğan Gündüz Kılıç, Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra futbol hayatına sarı kırmızılı takımda santrafor olarak başladı. Güçlü, büyük, iyi eğitimli, incelikli, karizmatik, cana yakın ve başarıya aç...Sahte gösterişe asla yer vermeyen, ancak hiçbir zaman da insanı sıkmayan biri...

1938 yılında futbol hayatına ara vererek yüksek öğrenim için Almanya'ya gitti. Döndüğünde tekrar Galatasaray forması giyen Kılıç, dönüşünde 2 Türkiye Ligi Şampiyonluğu yaşadı. 11 kez A Milli Takım'da görev yapan Kılıç 1953 yılına kadar Galatasaray'da görev yaptı. Baba lakaplı futbolcu 1980 yılında vefat etti.

Galatasaray'da Gündüz Kılıç devrimi 1952 yılında, bir sabah erkenden, takım kaptanının üniformasını dolabına astıktan sonra koç üniforması giyerek arkasına bakmadan ıslık çalmasıyla başladı. Bir zamanlar Galatasaray takımının kaptanı olan Gündüz Kılıç eski takım arkadaşlarının ve takıma aldığı parlak, genç yeteneklerin koçluğunu yaparak, 1934-1952 arasında tek bir şampiyonluk olmadan geçen, dertli ve kederli ok sekiz uzun yılın ardından takımı sayısız şampiyonluğa taşıdı. Her Galatasaray oyuncusu , öğrencisi ya da taraftarı Gündüz Kılıç'ta örnek birini görmüştü; çok iyi oynayan biri, çok iyi motive eden biri, çok iyi eğitim veren biri, birlikte çalıştığı her bir kişinin en iyi yanlarını ortaya çıkaran biri...Saha içinde de dışında da gerçek bir centilmen olan Gündüz Kılıç Galatasaray`ı , yepyeni parlak hedeflere taşıdı. Gündüz'ün liderliği altında Galatasaray Türkiye kupası ve uluslararası maçlar gibi sayısız şampiyonluğa imza attı.

Vizyonu geniş koçluk biçimi ve güçlü iletişim yetenekleri Türkiye'de yıllar boyunca koçluğun belkemiği olarak kalacaktı.

YeşiL6 beğendi.

Konu YeşiL6 tarafından (06.01.2016 Saat 15:10 ) değiştirilmiştir.
Narsinha isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 04.11.2012, 11:35   #9 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Galatasaray Unutulmayanlar

BÜLENT EKEN (1923- )

1923 yılında doğan Bülent Eken 1942 yılında sarı kırmızılı formayı giymeye başladı. 8 yıl boyunca Galatasaraya'ın savunmasında görev yaptı. 1950 yılında İtalya'nın Salernitana takımına transfer oldu. Bir sonraki sezon Palermo'ya transfer olan Bülent Eken orada da 1 sezon kaldıktan sonra 1953 yılında Galatasaray'a geri döndü. 13 kez Milli Takım'da oynayan Eken futbolu bıraktıktan sonra İtalya'da teknik direktörlük görevi aldı. 1963 yılında A Milli Takımı çaılştıran Bülent Eken başta Galatasaray, Altay ve Göztepe olmak üzere birçok takımın teknik direktörlüğünü üstlendi.

YeşiL6 beğendi.

Konu YeşiL6 tarafından (06.01.2016 Saat 15:36 ) değiştirilmiştir.
Narsinha isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 04.11.2012, 11:36   #10 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Galatasaray Unutulmayanlar

REHA EKEN (1925-2013 )

1925 yılında doğan Reha Eken 12 yıl boyunca Galatasaray forması giydi ve sayısız gole imza attı. Galatasaray'ın yetiştirdiği büyük golcülerden biridir. Futbol hayatı boyunca 4 kez Milli Takım'da görev yaptı ve buna rağmen 4 maçta 5 gol atarak bir rekora imza attı.1954 yılında futbola veda etti. 1965-68 yılları arasında Suphi Batur'un başkanlık döneminde yönetim kurulunda görev yaptı.

YeşiL6 beğendi.

Konu YeşiL6 tarafından (06.01.2016 Saat 15:33 ) değiştirilmiştir.
Narsinha isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 18:40