Adem(as) ve Hz Havva, “Ey Âdem, sen ve eşin cennette oturun, ikiniz de ondan dilediğiniz yerde bol bol yiyin, fakat şu ağaca yaklaşmayın…” (Bakara suresi, ayet, 35) âyetinin gereğini yapmayınca cennet yurdundan çıkarılmışlardı
Hatalarını anlayıp secdeye kapandılar ve yakardılar yıllarca:
Dediler ki: "Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik, eğer bizi bağışlamaz ve bize rahmetinle muamele etmezsen muhakkak ziyana uğrayacaklardan oluruz!"(Araf suresi, âyet, 23)

Adem(as)’ı Allah’a yaklaştıran bu tövbesi yani özür dilemesidir

Ya şeytan ne yaptı kovulunca?

“…(İblis): "Ben, dedi, ondan hayırlıyım; beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın" (Araf suresi, 12) diye Allah’ın karşısında akıl yürütünce ilahi lanet geldi:
(Allah) buyurdu: "Öyleyse oradan in, orada büyüklük taslamak senin haddin değildir Çık, çünkü sen aşağılıklardansın" (Araf suresi, 13)
Şeytanı kovulmuş ve lanetlenmiş varlık yapan da hatasını bilmemektir

Bizim önümüzde bu iki yol var:

Ya Peygamber Adem(as)’ı örnek alıp hatamızdan dönme yolunu seçeceğiz
Ya da Şeytanın yaptığını yapıp hatada ısrar edeceğiz

Hz Adem ve Hz Havva’yı örnek alırsak hata yaptığımız kişiye karşı şöyle diyeceğiz:

Özür dilerim
Hatalıyım
Hatamın telafisi için ne yapabilirim?

Böylece kaybettiklerimizi kazanmaya başlıyoruz:

Özür dileyince, hatanızın kaybettirdiği gönlü tekrar bulursunuz
Özür dileyince, bakamadığınız yüze tekrar bakabilirsiniz artık
Özür dileyince, hatamızın kapattığı kapılar tekrar açılır
Özür dileyince, barışa el uzatmış olursunuz
"Bir müminin, din kardeşine üç günden fazla dargın durması helâl değildir Birbirlerine rastladıklarında bu ondan, o da bundan yüz çevirir O ikinin en iyisi, selâmı ilk verendir"(Hadis-i Şerif)
İnsanı Allah’tan da insandan da uzaklaştıran, hatasının çokluğu değil, özrünün yokluğudur

Şeytanı örnek alırsak karşılaşacağımız tablo ise şudur:

Kibir hastalığı her tarafımıza kaplar
Bu hastalık, insanın hatasınız görmesine engel olur
Barışmak için el uzatamaz
Barışmak için uzatılan eli havada bırakır
Hata yaptığı kimselerle karşılaşmaktan korkar ve sokak değiştirir
Bir gün gelir ölür ve geride kırık kalpler bırakır da gider

Özür dilemek: Bir kişinin kusurunun hoş görülmesini istemesidir
Özür dilemek, pişman olmuşluğun göstergesidir
Özür dilemek, erdemliliktir, tıpkı Hz Adem ve Hz Havva’nın yaptığı gibi
Özür dilemek, yıkılanı tekrar yapma çalışmasıdır
Özür dilemek, karşımızdakine olduğu kadar kendimize de iyiliktir

Hadi seçin:
Ya hatadan dönüp seven ve sevilen olmak
Ya hatada ısrar edip sevmekten ve sevilmekten mahrum olmak.