Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Resim - Galeri > Avatar, İmza ve Gif Dünyası > Anlamlı Sözler Ve Nickler

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Oğuz Bal Sözleri - Oğuz Bal Şiirleri - Oğuz Bal Cümleleri - Oğuz Bal Şiirleri Sözleri

Anlamlı Sözler Ve Nickler kategorisinde açılmış olan Oğuz Bal Sözleri - Oğuz Bal Şiirleri - Oğuz Bal Cümleleri - Oğuz Bal Şiirleri Sözleri konusu , ...


Like Tree34Beğeni

 
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Prev önceki Mesaj   sonraki Mesaj Next
Alt 24.07.2014, 15:56   #1 (permalink)

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Oğuz Bal Sözleri - Oğuz Bal Şiirleri - Oğuz Bal Cümleleri - Oğuz Bal Şiirleri Sözleri

Oğuz Bal Sözleri - Oğuz Bal Şiirleri - Oğuz Bal Cümleleri - Oğuz Bal Şiirleri Sözleri


Temmuz 1983 Antalya doğumlu. Erciyes Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu. 8 yaşından bu yana oyunculuk yapıyor(du), şu an sahneyi çok özlüyor.2001-2005 yılları arasında zamanda Kayseri Büyükşehir Belediye Konservatuarı’nda oyunculuk eğitimi aldı. 2005 yılından beri de Akdeniz Üniversitesi’nde İngilizce Okutmanı olarak çalışıyor.


Yukarıdaki klasik ve sıkıcı özgeçmişin ardından sıra geldi “Aslında kimdir bu adam?” sorusunun cevabına.


“Herkes kendine sormuştur hayatının bir kaç saniyesinde bile olsa. “Kimim ben?” ya da İbrahim Tatlıses’in isyankar zamanlarına dair şarkısından esinlenerek “Allah’ım bu dünyaya ben niye geldim?” diye. Laf aramızda ben o şarkıyı Tanju Okan’dan dinlemeyi daha çok severim, neyse. Kendinizi, “Dünya’nın kendi yükü kendine yetmezmiş gibi bir de bana katlanmak zorunda kalıyor garibim” dediğiniz anlarda yakaladığınız oluyordur zaman zaman. Yaşınız kaç olursa olsun “ben hiç isyan etmedim arkadaş!” diyemezsiniz çünkü kaderinden mutlak memnun kimse yoktur. Kaderinden mutlak memnun insanlar varsa eğer, etrafında oldukça mutsuz insanlar vardır farkında olmadığı. Mutlu ve mutsuz arasında ince bir çizgi vardır aslında, tıpkı şiirler gibi. Ki sanırım insanlar da şiirler gibidir; mutlu şiirler vardır “seni seviyorum’lu, iyi ki varsın’lı” ve mutsuz şiirler vardır “lanet olsun’lu,s.ktir git’li”… Diyeceğim o ki ben yapıtaşı mutlu ve mutsuz şiirlerden oluşan bir garip insan yavrusuyum.
Temmuz’un 27’sinde, Antalya sıcağının bağrında Dünya’dan önce anneme eziyet olarak gelmişim hayata… Hoş şimdi anneme sorsanız “iyi ki doğurmuşum,aman da kuzuma” vb. laflar duyarsınız. Anadır işte yaşınız kaç olursa olsun içgüdüsel olarak sever, ne de olsa kuzguna yavrusu şahin görünür. Bu arada üşenmedim araştırdım şahinin Latincesi, “buteo buteo”ymuş. Japonca alo demek gibi iki kelime;moshi moshi. Sen güzelim kuşa buteo buteo adını koy, biz Türkler arabaya şahin diyelim, yanlayalım lastik yakalım falan. İnsanoğlu çeşit, çeşit işte. Neyse ne diyordum?
Hah kendimden bahsediyordum. İnsanın kendisinden bahsetmeye çalışırken anlatacak çok şeyi olmasına rağmen tıkanıklık yaşaması ne ilginçtir. Trak yemek gibi yani, koskoca hayatınızı ezbere bilirsiniz ama bir yerde “çinnnng” bir ses,bir uğultu “ben nerdeyim,burası neresi? “. “Aslan gibi adamdı inme indi garibe” derler. Ek bir bilgi daha son Anadolu aslanı 1890 yılında vurulmuş. Konu yine dağıldı, farkındayım hemen toparlıyorum…
Akıl baliğ olmaya başladığımdan beri, 8 yaş, tiyatro yapıyorum. Tiyatro’m;ekmeğim,suyum,ömürlük sevdam… Hey gidinin gidisi, insan işe güce, ekmek parası kazanma derdine girince çok sevdiklerinden de ayrılabiliyormuş. İnceden gönderme yaptım yalnız. Onca yıl tiyatronun içinde olunca “gözlem yapmak” gibi bir alışkanlığınız oluyor ve ister istemez empati sizin evin arka kapısı oluveriyor. Hal böyleyken –mış gibi yapıyorsunuz, seviyormuş gibi de bunların içine dahil oluyor. Ama gel zaman git zaman birini seviyorsunuz, sonra seve seve aşık oluyorsunuz. O zaman bulutların üzerinde olduğunuzu hissediyorsunuz. Bu durum mutluluktan değil, ayaklarınızın yere basmadığının, mantıklı kararlar alamadığınızın farkında olmakla ilgili bir halet-i ruhiyedir. Gözleri ne güzel diyorsunuz, sonra saçları, elleri, dudakları, kokusu derken bir bakmışsınız sizdeki bunca maddesel olgu hayale dönüşüveriyor çünkü sizin o sayıkladığınız insan yavrusu sizin kollarınızdan uçup gidiyor. Ya sonra? Şiir yazıyorsunuz elbette. Küfrediyorsunuz ya da. Şiir yazmak acizliktir çünkü keşkeler üzerine kurulu bir ütopyanın baş kahramanı olursunuz dize dize. Yalnız kalınca ailenize sarılıyorsunuz, hala aile denilecek bir yapıya sahipseniz eğer. Şükür ki ben böyle anlarda önce onlara sarılabiliyorum, sarılabilecek bir ailem var yani hala.
Aile demişken, beni bir film olarak düşünün,düşünün ve size yayında ve yapımda emeği geçen iki kişiden bahsedeyim biraz da…
Uzun yol şoförüydü babam. Aklımın flu olduğu zamanlarda hikayeler anlatırdı bana.Yol hikayeleri...İnsanlar anlatırdı irili ufaklı, şerefli şerefsiz. "Silah çıkınca değil para çıkınca bozuldu mertlik" der ve parayı icat edenleri hayırla anmazdı hiç. Her defasında "Lidya'lılar" baba diyerek hatırlatmaya çalıştıysam da de "Onlar kim?" derdi,"neyse s.ktir et şerefsizleri" deyip kapatırdım konuyu. Dilin kemiği yoktu işte. Ve "memleket" derdi babam, "memleket ana kucağıdır, gurbetse el ocağı. İnsanoğlu doğduğundan beri yolcudur.Kaderse alengirli bir yol gitmekle yükümlü olduğumuz. Yollar gitmeyle tükenmez ama insan sevilmeyince tükenir" derdi babam. Küçüktüm henüz anlamazdım çünkü ben o zamanlar sadece anneme aşıktım.


Ve annem... Öğretmen okulunun son senesinde babamın o bilindik Türk filmi repliğini, "evinin kadını, çocuklarının anası olacaksın", zikretmesi yüzünden okulu bırakıp evlenmiş babamla. İçinde hep ukdedir bu yüzden her 24 Kasım... Aslında Freud'un ne düşündüğü umurumda bile değil, hatta babamı kıskanmak yerine "aferin" bile diyorum ona gururla. Osmanlı kadındır çünkü annem, tokadını değil de terliğini çok yemişliğim oldu vakti zamanında. Hani askere gitseydi eminim keskin nişancı olurdu, neyse... Türk filmlerini sever valide sultan ve oturup ağlamayı aynı zamanda. Bize anlatmazdı ama bilirdim içinin dolu olduğunu. Ne hikmetse ben de oturup dizlerinin dibinde onunla ağlardım, analar ağlamamalıydı çünkü öyle söylemişti bir amca, televizyonda bir şehit haberini duyururken…


Şu an belki de bunca şeyi neden yazdı yahu bu adam diyeceksiniz? Okuduğunuz yazıların sahibi olan, kiminin sövdüğü kiminin sevdiği adamı az buçuk tanıyın isteyim çok detaya girmeden. İyi mi ettim, kötü mü ettim bilmiyorum ama yaptım oldu işte. Saygı ve sevgiyle…”

Arafta beğendi.
__________________
all the best.



YeşiL6 isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
 

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.

Seçenekler Arama
Stil

Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz. kaynarca haber ferizli haber program indir

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.

Saat: 20:38


bonusschool6.com