Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu
 

Go Back   Forum Aski - Türkiye'nin En Eğlenceli Forumu > Hayat ve Eğlence > Forum Oyunları
Kayıt ol Yardım Kimler Online Bugünki Mesajlar Arama

canlı casino siteleri canlı casino siteleri sagedatasecurity.com casino siteleri takipçi satın al
porno diyarbakır escort bayan antalya escort malatya escort

Senaryo yazma

Forum Oyunları kategorisinde açılmış olan Senaryo yazma konusu , ...


Like Tree87Beğeni

Yeni Konu aç  Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Arama Stil
Alt 15.11.2013, 20:21   #51 (permalink)
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Senaryo yazma

"Affedesiniz "
O yumuşacık pürürsüz sesi tekrar duyduğumda ne kadar zaman ona bakmamak için mücadele ettiğimi hatırlamıyorum bile.. Sanki bir asır gibi geldi bana ..
Ondan tarafa başımı çevirdim.. O ışıl ışıl mavi gözlerle bana bakıyor ve gülümsüyordu..
" çantamdan bir şey almam lazım.. Fakat kapak sıkışmış her halde açamıyorum.. Rica etsem yardım edebilirmisiniz "
Yerimden kalktım.. Kapağı açtım...
"Size zahmet oldu .. Çok teşekkür ederim.. "
"Rica ederim.. " dedim ve yerime oturdum...başımı arkaya yaslarım ve gözlerimi kapadım...
Yanıma yerleşti.. Kemerini bağladı... Dirseği dirseğime değiyordu.. Parfümü resmen başımı döndürüyordu.. Gözlerimi aralayıp yan gözle çaktırmadan ona baktım.. Kitap okuyordu...kendini okuduğu romana o kadar kaptırmıştı ki benim onu seyrettiğimi farketmemiştim bile.. Okuduğu her neyse mimikleri şekilden şekile giriyor sanki bir hüzünleniyor bir gülüyordu..
Bu arada onu iyice inceleme fırsatım oldu... Yüzünün her ayrıntısını hafızama kazıdım..
Mantığım bunu yapma bakma diye çırpınırken.. Kalbim bir kereden bir şey olmaz diyordu..
Koyu kumral uzun saçlarını at kuyruğu şeklinde toplamıştı.. Oval vir yüze sahipti.. Iri mavi gözleri , uzun kirpikler taçlandırmıştı.. Burnu kalkık ve küçüktü...pembe rujlu dudakları etli ve dolgundu..
Gözlerim o dudaklara takılı kaldı bir süre...
Aniden uçak öyle hızlı sallandıki bütün düşüncelerim bir anda uçup gitti ve ben bulunduğumuz ortama pat diye dönü verdim....

FeCr beğendi.
Viky isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 15.11.2013, 20:39   #52 (permalink)
Cesareti ile yaşamayan esareti ile ölür

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Senaryo yazma

..sarsıntıyla bayan elindeki kitabı düşürdü,kitap ayaklarının birleştiği yere düşmüştü..Sanki kader işaretini göndermiş gibiydi.Eğilip alsa yanlış anlaşır mıydı acaba?,ya tepki verirse..?zihninde yüzlerce soru peş peşe belirmişti.Ne var güzel gözlü kadın da almak için bir hamle yapmıyordu,belli ki onun almasını istiyordu.Bu arada kadın da kitabın,onun tarafından alınmasını istiyor,bu küçücük sayfaların ileride büyük aşklarının ateşleyicisi olduğuna inanmak istiyordu..yeşil gözlü adam kitabı almak için eğilmemişti,yoksa kendisinden hoşlanmamış mıydı..?ya az önceki bakış,o neydi halde,göz göze geldiğinde yüreğini sevgiyle dolduran bu bakışların sahibi bu kadar gamsız mıydı..birden kadınca bir ümitsizliğe düştü,kendi kendine boş hayallere kapıldığını düşünerek umursamazca eğilip kitabı almak için narin belini büktü.
Yaprak yeşili gözlere sahip erkek ise kendisiyle yaptığı mücadeleyi başarmış ve kararlığını gösterme fırsatının geldiğini düşünmüştü..ve o da bir hamle yaparak,ayakları dibinde ki kitabı almak için eğildi..Aman Allah'ım..mavi ile yeşilin birleştiği an..sadece uçsuz bucaksız gökler ile sonu gelmeyen yeşilliklerin birleştiği ufuk gibi,bu iki alev topunun dudakları birbirlerine temas etti..

Viky beğendi.
__________________
''Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek''
FeCr isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 15.11.2013, 21:50   #53 (permalink)
Cesareti ile yaşamayan esareti ile ölür

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Senaryo yazma

..bir an,kısacık bir an hayat durdu sanki..ruhlar bedenlerinden çekildi.Sanki daha önce hiç yaşamamış gibi oldu ikisi de,ölüm böyle birşey miydi..?kimdi kendileri,neydi,buraya niçin gelmişlerdi,burası nereydi..küçücük bir zaman diliminde sessizce kıyamet kopabilir miydi,üstelik bütün hayatları ortadan kaldırarak,bütün canları alarak ve bütün alevleri söndürerek..olmuştu bir kere.
İkisi de,karanlığın ortasında korkunç bir yaratık görmüşcesine kendilerini geri çekti.Yüzleri gül kırmızısına dönmüştü,başlarını farklı yönlere çevirip utançlarını hem birbirlerinden hem kendilerinden gizlemeye çalıştılar.Artık kader,ikisini de çelik pençelerinin arasına almıştı..ikisi de,tatlı bir tebessümle bu bir anın içinde neleri yaşadıklarını düşünmeye başdı..ve neleri yaşattıklarını.İkisi de üzerlerine sinen bu duyguların,aslında karşı taraftan kendilerine sunulan bir ikram olduğunu anlamışlardı.
Bulutları içinde barındıran maviliğle gözlerini koridora dikmişti kadın..zamanın geçmesini istemiyordu,bakışları ile kendi derinliğinde ki koridoru seyrediyor gibiydi.
Yeşil gözleriyle pencereden bakan adam,elini ceketinin cebine attı,bir takım kağıtlar çıkardı ve sanki dikkati o kağıtlardıymış gibi,boş parçacıklara bakmaya başladı.Duygularını ifşa etmek istemiyordu..baktığı kağıtlarda az önce yaşadıklarını görüyordu,amacı buydu zaten.Kimseye sezdirmeden kendini yaşamak..dakikalarca gözlerini kağıtlardan ayırmadan baktı ve bir ses onu kendine getirdi..

-içecek bişey alır mıydınız beyefendi?

Dönüp bakmamıştı bile..hostes tekrarladı,bu sefer biraz daha yüksek bir sesle

-Beyefendi içecek birşey alır mıydınız?

Adam bir an irkildi ve hostese baktı..puslu bakışları hostesin de dikkatini çekmişti..

-Siz iyi misiniz,yüzünüz sapsarı kesilmiş

..dedi hostes.Kadın olanları harfiyen duyuyor ama bakışlarını diğer tarafa çeviremiyordu.İçinde çocuksu bir sevinç doğdu..evet o da hissetti,ben ne kadar yandı isem o da aynı şekilde yandı diye geçiriverdi..

Viky beğendi.
__________________
''Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek''
FeCr isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 15.11.2013, 22:38   #54 (permalink)
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Senaryo yazma

Yerimden kalkmak alev gibi yanan yanaklarıma soğuk su çarpmak istememe rağmen yerimden kımıldayamadım....
"Iyiyim teşekkür ederim.. Soğuk su alabilirmiyim...bir sert bir içki verin bana... Neyiniz var? "
" viski var efendim en serti bu "
" tamam o olur..
Yanımdaki muhteşem yaratığa bakmadan aldım.... Viskinin kapağını açtım bir dikişte bitirdim... O yakıcı tat boğazımdan aşağı süzülürken rahatladığımı biraz gevşediğimi hissettim.. Keşke bir tane daha olsaydı..
Yok yok bir şişe olsaydı.. Hepsini içerdim...neler oluyordu bana ben viski sevmezdimki hatta içki içmezdim..
Aç karnına içilen viski hızla etkisini gösterdi...gözlerimi kapadım..
Uçsuz bucaksız bir kumsaldayım...masmavi bir deniz .. Pırılpırıl bir güneş ...koca kumsalda tek başımayım.. Kuma oturdum.. Dizlerimi kırıp kendime doğru çektim.. Güneş o kadar parlak ki iki elimi gözlerime siper ederek uçsuz bucaksız denizi seyretmeye başladım.. Tam o sırada kıymaya yakın bir yerde bir hareket olduğunu fark ettim.. Hareketin olduğu yere daha dikkatli bakmaya başladım.. Büyük bir şeydi bu ...ayağa kalktım ve kıyıya yaklaştım.. Bir türlü tam olarak ne olduğunu anlayamadım.. Kıymaya vurmuş bir yunus veya köpek balığımı diye düşünürken .. Gördüğüm manzara karşısında ağzım bir karış açık bakakaldım..
Denizden başını çıkarmış ürkek bakışlarla bana bakıyordu.. Upuzun kestane rengi ıslak saçlar yüzüne yapıştığı için sadece bir çift iri mavi gözleri seçebiliyorum.. Hemen koşarak suya girdim.. Balıklama suya daldım .. Hızlıca boğulmakta olan kıza doğru yüzmeye başladım..suyun yüzeyini aradım taradım kız yoktu.. Suya daldım.. Nefesimin yettiği kadar etrafa bakındım.. Yok hiç bir yerde yoktu ..ne suyun üstünde neden suyun altında.. Hayır şimdi burada bir kız vardı..diye düşünürken.. Bir el omuzuma dokundu ve hızla suda döndüm.. Demin ki kız.. " boğuldun sandım"
Kız gülümsedi ve duya daldı.. " heyyyy!!! "Diye bağıdım ve ardından bende suya daldım..
Kız etrafımda yüzüyordu.. Belden aşağısında gümüş pullarla kaplı kocaman bir kuyruğu vardı.. Suyun altındaki her bir hareketinde upuzun saçları yüzün etrafında dalgalanıyordu.. Bana doğru geldi.. Iri iri açılmış mavi gözlerle " Peşimi bırak.. Gördüğün üzere insan değilim.. Seninle birlikte olmam imkansız.. Beni gördüğünü unut ve hayatına kaldığın yerden devam et..Hoşçakal.. " dedi ve gözden kayboldu..
"Beyefendi... Beyefendi.. Uyanın lütfen.."

Viky isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 19.11.2013, 14:42   #55 (permalink)
Ne sana yar,
Ne sensiz bahtiyar oldum.

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Senaryo yazma

Dedim. Zira o kadar uzun yazmıştı ki, gerçek bir roman okuyor sandım kendimi. Hani gerçek romanın bundan artısı neydi diye de sormadan edemedim ama yine de nedense çok uzun gelmişti işte. Tam bunları düşünüyordum ki uyandım beni rüyaların kucağına atan o derin uykudan. Keşke uyanmasaydım ve keşke hala gerçek mi hayal mi olduğunu düşündüğüm ve taaa derinde etkilendiğim o muhteşem varlıkla yani deniz kızı ile baş başa kalsaydım. Ben bunları düşünürken...

Viky beğendi.
__________________
"SEN, AKLIM VE KALBİM ARASINDA KALAN, EN GÜZEL ÇARESİZLİĞİMSİN"

Sevmek, bazen vazgeçmeyi bilmektir.

Canımı canan dilerse, bil ki minnet canıma,
Can nedir ki, onu vermeyem cananıma

Bir destan yazar gibi durmadan gündüz gece,
Ben hep seni yazmışım yüreğime gizlice.

Muratt isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 20.11.2013, 02:51   #56 (permalink)
Süper Üye

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Senaryo yazma

" Kimse yerinden kıpırdatmasın. Hey sen!! Gel benimle.. Sana diyorum.. Kaldır o koca poponu ve yanıma gel..."
Uyku sersemiydim. Ne olup bittiğini anlamam bir kaç dakikamı aldı ve elinde silah tutan adam yanımdaki güzel bayanı işaret ederek yanına çağırıyordu..
Yok artık bir bu eksikti. Şimdi de uçağım bir hava korsanı tarafında ele geçirilmiş ve yanım oturan dünyanın en güzel gözlerine sahip olan bayanı tutsağı yapacak onu şantaj aracı olarak kullanacaktı..
Hiç düşünmeden ayağa kalktım.. yanımdaki bayanı işaret ederek..
Bayan hasta senin işine yaramaz beni al" dedim..
"Kes sesini ve yerine otur... Hemen .."
"Bak beni dinle.... Ha... "
" otur yerine.. Burada kuralları ben koyarım..."
Güzel gözlü bayan elimden tuttu .. Onun elini hissedince ona baktım.. Gözlerimiz buluştu.. Sadece dudak hareketleriyle " otur lütfen...ben federal ajanım ... " dedi.. Gözlerim kocaman açılmış bir sekilde duyduklarımı hazmetmeye çalışırken, hava korsanı yanımıza gelip elindeki silahı alnıma dayadı..
"Kes sesini ve yerine otur.. Senden bir tek kelime dahi duyarsam.. O kelime bu dünyadaki son kelimen olur.. Anladın mı beni ? "
Ağzımı açmaya cesaret edemedim.. Anladığımı göstermek için sadece başımı salladım..
Gözleri yanımdaki bayana çevrildi.. " gel benimle "
Kız yerinden kalktı .. Kız önde korsan arkasında kokpite doğru ilerlediler ....,

Ekvator beğendi.
Viky isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 23.11.2013, 13:05   #57 (permalink)
Cesareti ile yaşamayan esareti ile ölür

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Senaryo yazma

Ceplerimde her zaman iki gezegen saklardım..Venüs ve Plüton..çıkardım ve korsana atmak için hazırlandım..o arada arkarkan bir ses geldi,dönüp baktığımda küçücük bir karında altı ayağında altı büyük fil taşıyordu ve hepsini korsana fırlattı.Korsan,boynuna isabet eden fillerin ağırlığından yere düştü,sol gözü çıkmıştı..tuttu ve yerine taktı...elini pencereden uzatıp uçağın sağ kanadını kopardı ve bize doğru fırlattı..kanat yanımda ki boş koltuğa isabet etti,bana birşey olmamıştı ama uçak irtifa kaybederek düşüşe geçti.
Hemen arkadaşım martıyı aradım..uçağın düşmek üzere olduğunu ve kendisinden yardım istediğimi söyledim,kısa zamanda imdada yetişti..düşmekte olan uçağı bir kanat hareketiyle bu sefer uzay boşluğuna gönderdi.
Ay'ın üstüne üstüne doğru gidiyordu uçak..biraz bekledim ve aya indiğimizde kapılar açıldı ve indik..oradan bir sıçrayışta Neptün gezegenine gittim..bir sincap ve iki tilki oturmuş menemen yapıyorlardı,aralarına katılmak istediğimi söyledim ve hemen beni de sofraya buyur ettiler..birazdan ocak söndü,benden çakmak istediler ama üzerimde yoktu..bir kağıt parçasını güneşe tuttum ve ateşiyle ocağı tekrar alevlendirdik.
Yanımıza küçük bir uzay mekiği indi..galaksiler arası alışverişe çıkacaklarını ve bir ihtiyacımız olup olmadığını sordu bizlere..dört ekmek ve bir paket sigara istedik,tamam deyip giderken mekiğin kokpitine baktım..güzel gözlü kız oradaydı..yüzünü çıkardı ve o güzelliğin aslında bir maskeden ibaret olduğunu gösterdi bizlere.
Sincap çantasından iki dağ,bir ova ve büyükçe bir kar fırtınası çıkardı..ne yapacaksın dedim,güzel bir manzarada yemek yemek için çıkardığını söyledi..güldüm.Tilkilerden biri cep telefonundan dünyayı aradı,buzdolabında pul biberi var onu fırlatın dedi,kavanoz içerisinde gelen biberi de yemeğe ekledik.
Susuz gitmez diyerek Niagara şelalesini tutarak bardaklarımıza dolduran diğer tilki eski sevdiğinden dert yanıyordu..dolaşırken bir pirinç tanesini görmüş ve kendisine vurulmuştu.Pirinç tanesi ona yüz vermemiş ve bir bankacıyla evlenmeyi uygun bulmuşmuş gibi anılarını anlatmaya başladı..susun ve yemeğe başlayalım dedi sincap..arka tarafımızda iki zürafa duruyordu,oynamak için birşeyler aradıkları belliydi..dokuz gezegeni üst üste koyup güneşi ellerine aldılar ve dokuz taş oynamaya başladılar..kaybeden diğeri tarafından yiyilecekti..

Viky ve Ekvator beğendi
__________________
''Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek''
FeCr isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 23.11.2013, 13:20   #58 (permalink)
Bağımlı Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Senaryo yazma

2008'de kaleme aldığım Islak Aşk hikâyesinin 2. bölümüdür.


Beyaz duvarlar, gri sütunlar ve üsteleri, açık mavi üniformalı bir sürü kişi. Frankfurt’un meteoroloji binasında adımlarım, sanki bir mağaranın içinde yürüyormuşçasına yankılanıyor. Herwez amca bir adım önümden ilerliyor ve ben arkasından bir aynasız gibi takip ediyorum onu, Güzeller güzeli Linda’yı da yanımızda olmasa da aklımda taşıyarak. Bir sürü kapılar geçiyor, odadan odaya giriyorduk.

Sonra, sanki yakutlarla çevrilmiş, duvarları bir müzenin ahengini andıran bir odaya girdik. Herwez amca elindeki anahtarı üzerinde Laptop bulunan masanın üstüne koyarak:

- İşte evlat, benim çalışma odam. Buraya sabahın 8’inde gelir, akşam 6’lara, 7’lere kadar gözlemde bulunurum.Tabi yalnız da değilim. Bu konuda bana yardımcı olan arkadaşlarım da var. Rüzgar, sonucu pek kestirilemeyen hava akımlarıdır. Buradaki cihazlarla ve gökyüzünde gözlem yapan uçaklarımızdan gelen bilgileri birleştirir, çözümlemesini yapar sonra haber şekline dönüştürürüz.

- Peki, rüzgârın sonunda yağmur mu olacak, yoksa kar mı nasıl anlıyorsunuz?
- Rüzgarın sertlik, hız gibi dereceleri vardır Rallen.Bunun yanı sıra taşıdığı bulutlarda etken.Malumun bir çok bulut çeşidimiz var okulda öğrenmişsindir.Ne mezunuydun sen?
- Ortaokul
- Hımm.Terk mi ettin?
- Evet.
- Anladım.Sanırım maddi problemler veyahut okumak istemedin(Sanki zeki bir çocuğa benziyorum havası verir gibi konuşuyordu.)

Konuyu değiştirme maksadıyla elimi sağ tarafta yanıp sönen ışıkların üzerinde gezdirdim.

- Aman Rallen.O ışık olarak gördüklerin aynı zamanda tuş takımıdır.Basmamaya özen göstermelisin.

Aklımda zaten Linda’nın yüzü dolaşırken, Herwez amcanın bu tavsiyesini hiç tereddüt etmeden kabul ettim ve ellerimi ışıkların üzerinden çektim.Ardından o odadan çıktık.Herwez amca daha bana bir şeyler mırıldanıyordu homurtular eşliğinde.Ben çoğu kısmına kulak vermiyordum, daha doğrusu veremiyordum.Oysa ki büyük bir merakla ve istekle gelmiştim buraya.Yıllardır merak ettiğim rüzgarın içeriğini ve gücünü keşfedecektim ama ne var ki aklımda Linda tur atıyordu.Gördüğümden bu yana bir kez olsun çıkmamıştı zihnimden.

***


Rallen ilk kez aşık oluyordu; ki zaten aşık olduğunun da pek farkında değildi.Linda’nın gözleri, bakışları hep hayal orduları ile gezmekteydi, Rallen’in beyin kıvrımlarında. Üstelik henüz açılamamıştı da kıza. Sadece Günaydından ibaretti bütün konuşması. Meteoroloji merkezinden bir müddet sonra, altta ek bir binada bulunan kafeteryaya indirler.Burası aynı binanın hizmetinde olan, bir nevi dinlenme alanıydı.İşçiler genellikle öğle molalarını burada geçirmekteydiler.

- Ne içersin Rallen?
- Bir kola alabilirim.
- Peki.

Herwez elindeki meteliği kola makinesinin içine, gazoz kapağı oynayan çocukların heyecanını taşırcasına attı. Makineden birkaç gürültü kaosundan sonra bir kutu kola düştü hazneye. Adam kolanın kapağını da açma zahmeti göstererek bir bakıma kibarlık yapıp kolayı Rallen’e uzattı.

- Anlatır mısın Rallen, hayatın nasıl geçmektedir.Günün büyük bir çoğunluğunda neler yapmaktasın?.


-Ben babamla yalnız yaşıyorum.Babam emekli.Biliyorsunuz ki, tek kolunu iş kazasında kaybetmişti.
-Evet
- Ortaokulu bitirdikten sonra bir kursa yazdırdı beni babam. Daha doğrusu bir yurt. Burada; resim, vs.. dersleri verilmekteydi.Mezun olabilen Ressam statüsüne kavuşuyordu.
- Peki ne oldu bıraktın mı orayı?
- Bir zaman sonra sıkılmaya başladım.Zaten içimde pek ressam havası-hevesi de yoktu. Ayrılmaya kadar verdim.

Rallen ile Herwez uzun bir süre kafeterya’nın cılız ışıklarla bezenmiş ünitesinde sohbet ettiler.Saat 11 olmuştu.’’Hadi kalkalım’’ dedi Herwez; ‘’Yapacak işlerimiz var’’

Ben, kafamın ağrıdığını bahane ederek müsaade istedim:

- Başım ağrıyor Herwez amca, Sonra devam etsek.
- Peki sen bilirsin Rallen. Sen burada istirahat et bak sağ köşede, meteoroloji ile ilgili kitaplar var okur, bilgi edinirsin.Bende bu arada işlerimle uğraşırım.

Sözünü tamamlar tamamlamaz, kabul eder işareti manasında kafamı aşağı yukarı salladım.Bir kahkaha patlattı:

- Ah siz gençler yok mu, hemen de gönül kaptırır, aşık olursunuz.

Rallen, Herwez’in bu konuşmasına bir anlam verememekle beraber, Kafasında Linda’nın dolaştığını, hissettiğini sezer gibi oldu.Biraz yüzü kızardı, yanakları pembeleşti bir o kadarda şaşkınlık içindeydi.

***


Herwez çapkınca gülüşlerine bir yenisi ekleyip, sırtını dönüp odasına yöneldi.Rallen hala şaşkınlıklarla boğuşuyordu.

Herwez’in, onun içinde yankılanan duygulardan nasıl haberi olabilirdi. Linda hemen hemen hiçbir şey bilmiyordu.Rallen’in içinde yankılanan hayal ordusundan haberi yoktu Linda’nın.Öğlen olmuştu.Herwez öğlen molası için kafeterya ya indi.

- Rallen, buranın güzel yemekleri vardır.Karnım da çok acıktı, bulutlarla, rüzgarlarla uğraşmaktan.Hadi gel karnımızı bir güzel doyuralım.Ha bu arada senin rüzgar hevesin-merakın ne oldu.İçinde hiç kıvılcım kalmamış gibi.
Susuyordum..

- Sanırım sebebini de biliyor gibiyim hani.Kızım, Linda dan etkilendin dimi? Tabi cevap vermekte zor senin için.Bende senin yaşında iken nice aşklar yaşamıştım.

Herwez amca ‘’nice aşklar yaşamıştım’’ derken, onunla aynı durumda olmadığım için hemfikir olamıyordum kendisi ile.Çünkü ilk kez böyle bir duygu yeşermişti içimde.İlk kez aşık oluyordum.Herwez sözlerine devam ediyordu, otobanda hız kesmeyen bir Ferrari gibi:

- Bazıların da mutlu oldum, bazıların da acı çektim, yaşadığım aşklar içinde.Aşk gibisi yoktur Rallen.Senin ne durumda olduğunu gayet iyi anlıyorum.

Herwez’in, bu konuya bile babacan yaklaşımı Rallen’in dikkatini de çekiyordu. Kendisini ürkütmemiş olması da avantajdı tabi Rallen için.

- Neyse Rallen. Ben karnımı doyurmak için birkaç seçim yapacağım.
- Ben tokum Bayım.Size afiyet olsun.

Herwez iştahlı bir şekilde mönülere yönelir.Rallen hala deri kaplamalı siyah koltukların üzerinde sanki bulutlarda gezercesine oturmaktadır.Vakit öğleni de geçmiştir.Bir müddet sonra, karnı doymuş bir şekilde Herwez belirir yanında ve ukalaca bir tebessüm ile:

- Uyan artık Rallen! Hayal kurmak bir yere kadardır.Onun erkek arkadaşı var, daha doğrusu bir sevdiği!

Rallen’in başında şimşekler çakmaktadır. Gök gürültüleri gala vermektedir beyninin koridorlarında. Sanki meteoroloji merkezi kafasının içine kurulmuştur.

- Hey Rallen sana diyorum.! Boşa hayaller kurma, hüsnü kuruntularla, Linda 4 Aydır biriyle çıkmakta.

Zaten doğru dürüst kulak vermediğim Herwez’in sözlerini bu sefer bir kere de kesmeye kararlıydım.

- Bakınız bayım.Benim hakkımda, sanırım dış görünüşümdeki matlıktan faydalanarak yargılarda bulunuyorsunuz. Tamam kızınız güzel lakin henüz bir girişimde bulunmuş sayılmam. İçimde fırtınalar kopmuyor değil ama hiçbir şey de sonsuz değildir.

Rallen daha önce hiç aşık olmadığı için, bu kadar cesurca ve kendine güvenir bir şekilde konuşmaktaydı. Bilmiyordu ki, kalbini ilk kez ziyarete gelmiş, ve misafir değil yatılı kalmaya niyetli o aşk duygusu çok güçlü ve zalim bir duyguydu. Linda, Rallen’i ne kadar tanıyorsa, Rallen de aşkı o kadar tanımaktaydı.Yani hiç!.

Herwez, hemen savunma modu ile saldırı moduna giren Rallen’i sakinleştirme babında sözlerini biraz yumuşatma niyetine bürünür.

- Kötü bir şey demedim ki Rallen. Sadece senin üzülmeni istemiyorum.

***


Rallen, Lindayı gördüğü andan itibaren, içinde Rüzgar merakı felan kalmamıştır.Üstüne üstlük birde Linda’nın sevdiği birinin olduğunu duyduktan sonra canı da sıkılmıştır epeyce.Herwez son söylediklerini yinelemek ister gibi, biraz sesini yükselterek:

- Duyuyor musun dediklerimi Rallen?

Sustum. Sessizliğin içinde yüzmek iyi geliyordu bana. Pekala dedi Herwez ‘’Sen bilirsin’’.

Artık bir an evvel eve dönmek istiyordum. Bir gün bile olsun bu şehirde kalmak iyi gelmeyecekti bana.

- Herwez amca ben dönüyorum.
- Nereye Rallen?
- Eve.
- Neden?, daha bir çok öğreneceğin şeyler var burada.
- Çok kötü başım ağrıyor.Belki başka zaman.
- Hasta isen doktora gidelim.Sağlık ihmale gelmez.
- Yok yok, gerek yok. Rutin baş ağrılarımdan.Bir aspirinlik işi var.
- Rutin baş ağrısı deyip geçme.Migren de böyle belirtiler vermektedir.

Herwez’in babammış gibi benimle ilgilenmesinden sıkılmıştım. Tabi Linda olayının da bunalma konusunda etkisi vardı. Herwez hiçbir şeyden habersiz sözlerini sürdürmekteydi:

- Gel bizim eve gidelim.Otel havasından sıyrıl biraz.Hava değişikliği de etkili olmuştur baş ağrına.Hem sana evimde, rüzgarlarla ilgili topladığım dip notları, bilgileri de gösteririm.

Sanki Linda’ya bir şeyler beslediğimi çabuk unutmuş gibi evine konuk eden Herwez’e artık kızmaya başlamıştım.Üstelik rüzgarlar ile alakalı hiçbir şey öğrenmekte istemiyordum.Müthiş bir saldırı fikri canlanmıştı aklımda.Taze iken hemen önüme sürdüm:

- Çok aşklar yaşamışsınız bayım, fakat size hiçbir tesiri olmamış gibi.

Herwez, biraz da Amca sıfatından, bay sıfatına konulduğunun da tesiri ile bir an suskun kalmayı tercih etti. No smoking (sigara içilmez) yazısına rağmen, elini cebine atıp meşhur yaldızlı sigaralarından biri çıkardı, artık unuttu mu bilmiyorum ama yasağa rağmen ateşlemişti bir füze gibi sigarasını. Derin bir nefesi içine okyanus gibi çektikten sonra döktürmeye başladı:

- Aşk, damarlarda izinsizce gezen bir duygudur evlat.(Artık oda bana ismimle hitap etmiyordu, misilleme yaparcasına.) Ne zaman enjekte olacağı belli değildir. Konukların içinde ne yüzsüzüdür. Sen bana diyorsun hiçbir tesiri olmamış diye ama sanırım sen ilk kez yaşıyorsun bu duyguyu.(Herwez hislerime tercüman oluyordu bir nevi.) Bak evlat, Çok dikkatli ve güçlü olmalısın diyeceğim ama aşka da karşı koyulmuyor ki.Aynı senin merakını uyandıran rüzgara konulamadığı gibi, ki aşk ondan kat kat daha manevi, kutsal, bir o kadarda güçlü duygudur. Kızımda, sevdiği erkek gibi bu duygunun deryasına kapılanlardan.Sen ne yapsan ne etsen de emeklerini fark etmeyecektir.Şunu da geç olmadan belirteyim ki, aşkın gözü kördür.Sevdiğinin haricinde değil dostlarını, annesini babasını dahi görmez.Sen sen ol kızımdan uzak durmaya bak.Bunu bir tehdit olarak değil bir amca tavsiyesi olarak algıla.Her ne kadar bana bayım deme yoluna dönmüşsen bile.(Herwez, bayım dememe alınmış gibiydi.Aramızdaki samimiyet kopuklukları biraz üzmüştü sanki onu.) Devam etti: Uzak dur diyorum çünkü; O hiçbir şekilde aldırış etmeyecektir sana.Gözleri kördür şuan.Ben babası olarak en iyi şekilde fark ediyorum bunu ve istiyorum ki hep mutlu olsun.Hiçbir şeyin onu üzmesine, yaralamasına izin vermem.Sevdiği çocuğu da gayet iyi tanıyorum.Bu zamana kadar büyük bir sorun yaşatmadı kızıma.Aksi olursa zaten karşısında beni bulur.Dediğim gibi Rallen, (Artık alınması gitmiş gibiydi) Tamam rüzgarlar ile ilgilenmekten vazgeçmiş olabilirsin bu senin kararın fakat, en azından şimdi gerçekleşmesi imkansız durumlar üzerinde hayaller kurma.Bu senin içinde, kızım içinde, benim içinde iyi olur.Bilmem anlatabildim mi?

Susuyorum, en kolayı bu geliyordu bana..

Bir Pazar sabahı. Kuşlar dünün yorgunluğunu üzerinden atmış, yeni bir senfoniye hazırlanmaktalar. Yerde kıştan kalmış yapraklar sanki cenaze merasimine kımıldanmaktalar. Havanın soğukluğu kırılmış, güneş tepeye doğru adımlarına başlamış usul usul. Yollar, kıyılarında Frankfurt Belediyesinin itfaiye aracı ile suya tuttuğu kaldırımlar sebebiyle nem kırıntıları ile kokmakta. Rallen dönüş için hazırlanmakta. Herwez karmaşıklar içinde ve Rallen’in babası her şeyden habersiz evde beklemektedir..Saat 9 sularına gelmiş..Hiçbir şeyin tadı yoktur Rallen’in gözünde. Sokaklar acı acı siren sesleriyle inlemektedir. Fren gıcırtıları cabası. Geri dönüş yolculuğu için, Rallen minibüsün en arka koltuğa oturmuştur.Başını buz gibi cama dayamış ve yüzü, Frankfurt Caddelerine dalmış gözleri ile bir heykeli andırmaktadır.

Artık Frankfurt’tan uzaklaşma zamanı gelmiştir.Minibüs hareket eder..



By Ekvator

__________________
© Copyright 2013 All Rights Reserved Ekvator ™

Konu Ekvator tarafından (23.11.2013 Saat 13:28 ) değiştirilmiştir.
Ekvator isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 23.11.2013, 13:42   #59 (permalink)
Cesareti ile yaşamayan esareti ile ölür

Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Senaryo yazma

Güzelce bir parça..özellikle romanda ki isimleri çok beğendim.An'lık ortam atmosferini,duyguların beden üzerindeki etkilerini güzelce işlemişsiniz,gerisini de bekleriz.
Bunu olduğu gibi devam ettirdiniz mi yoksa konu içeriğinde değişiklikler yaptınız mı merak ettim..dahası,bu hazır bir roman mı yoksa hala üzerinde düşünüyor musunuz?

Elinize sağlık @[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]..roman ya da başka bir edebi tür kaleme almış değilim..yalnız değerlendirmesini yapabilirim.Roman yazmak çok ciddi bir hayal gücünden önce bu hayallerin sürekliliğini kaldırabilecek bir iç dinamizm de gerektirir.Roman da başkaları sadece bir duygu akışı ararlar ama ben içerik ilmine de çok önem veririm.Eşyayı anlatmak için bilgisine sahip olmak lazımdır.Tekrar elinize sağlık,kısacık bir pasajı bile bana güzel geldi.

Yanlış anlamamışsınızdır umarım,eserinize çap biçemem lakin iki söz söyleme cesareti buldum..malum yazar olmasak da okuyanız

Tebrikler ve devamlılıklar dilerim

Ekvator beğendi.
__________________
''Şîrler pençe-i kahrımdan olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek''
FeCr isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Alt 23.11.2013, 13:49   #60 (permalink)
Bağımlı Üye
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır.
Standart Cevap: Senaryo yazma

Alıntı:
FeCr Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Güzelce bir parça..özellikle romanda ki isimleri çok beğendim.An'lık ortam atmosferini,duyguların beden üzerindeki etkilerini güzelce işlemişsiniz,gerisini de bekleriz.
Bunu olduğu gibi devam ettirdiniz mi yoksa konu içeriğinde değişiklikler yaptınız mı merak ettim..dahası,bu hazır bir roman mı yoksa hala üzerinde düşünüyor musunuz?

Elinize sağlık @[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]..roman ya da başka bir edebi tür kaleme almış değilim..yalnız değerlendirmesini yapabilirim.Roman yazmak çok ciddi bir hayal gücünden önce bu hayallerin sürekliliğini kaldırabilecek bir iç dinamizm de gerektirir.Roman da başkaları sadece bir duygu akışı ararlar ama ben içerik ilmine de çok önem veririm.Eşyayı anlatmak için bilgisine sahip olmak lazımdır.Tekrar elinize sağlık,kısacık bir pasajı bile bana güzel geldi.

Yanlış anlamamışsınızdır umarım,eserinize çap biçemem lakin iki söz söyleme cesareti buldum..malum yazar olmasak da okuyanız

Tebrikler ve devamlılıklar dilerim
Öncelikle güzide yorumun ve beğenilerin için sağ olasın güzel kardeşim. Bu benim yazarlık konusundaki ilk deneyimimdi. Eser bir roman değil hikâyedir. 10. Bölüme kadar yazmıştım. Sonra beğenmediğim için devam etmedim. Ardından onlarca yazı dizisi ve hikâye yazdım. Şu aralar roman yazma hevesim ve projem var ama ne olur bilemem. Önceliği şiir kitabıma vermekteyim.

Bu başlığı görünce içimde bir şeyler çırpındı. Zira okumayı çok seven biriyim. Yazılarınlara şöyle bir göz atınca ve başarılı çalışmalar görünce hoşuma gitti. Sende de cevher yok değil hani. Sadece yorumlarınla değil, bence hayâl dünyan ile de bize çok şeyler katabilirsin @[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL]. Biraz betimlemeler ve ünlem işaretileri üzerinde durabilirsin. Bak mesela benim bu paylaştığım eser ilk olduğu için bir çok düzeltilmesi gereken yerler var. Ama ben bunun üzerinde pek durmadığım için pek revize yapmadım.

Neyse, sözü uzattım kusura bakma. Netice olarak senin yorum olarak bile olsa kalemin kuvvetli. Bunu eser çalışmalarına gayet rahat yansıtabilirsin. Belki ilerleyen zamanlarda diğer eserlerimden parçalar sunmaya devam edebilirim. Senin ki leri de bekliyor olacağım

Saygılarımla...

FeCr beğendi.
__________________
© Copyright 2013 All Rights Reserved Ekvator ™
Ekvator isimli Üye şimdilik offline konumundadır Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz.


Yetkileriniz
Konu Açma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Kapalı
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Forum hakkında Kullanılan sistem hakkında
Forumaski paylaşım sitesidir.Bu nedenle yazılı, görsel ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenmektedir.Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir.Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazılı, görsel ve diğer materyalleri 48 saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır. Bildirimlerinizi bu linkten bize yapabilirsiniz.

Telif Hakları vBulletin® Copyright ©2000 - 2016, ve Jelsoft Enterprises Ltd.'e Aittir.
SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc.
yetişkin sohbet chatkamerali.net

Saat: 03:13