|
Türkçe - Edebiyat kategorisinde açılmış olan Türkçe İsimler konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
01.12.2013, 21:24 | #1 (permalink) |
Root Administrator | Türkçe İsimler Türkçe İsimler Tükçe İsimler (A) HARFİ İLE BAŞLAYAN TÜRKÇE İSİMLER ABA: Saygıdeğer, saygıya layık kişi. Bazı Türk boylarında “ana’’,’’abla’’ , bazılarında ise baba anlamında da kullanılmaktadır. ABADAN: 1- Cömert, verici 2- Bağışlayıcı, gönül yapıcı ABAK: Temiz, iffetli, namuslu kişi ABAKA: Yakın akraba, amca çocuğu ABAKAN: Alicenap ABAKAY: 1- Yakın akraba, yeğen, amca çocuğu 2- Sibirya’da saygın ve sözü geçen hanımlara verilen bir unvan ABALA: Abla ABAR: (Avar): 1- Gösteriş, heybetlilik 2- Baş eğmez, dirençli ABAŞ: Hanım yürüyüşü (Küçük narin adım) ABAY: 1- Aydınlık, aydınlık verici 2- Hayret uyandıran, hayret verici ABAKIYMIŞ: Gönül kırıcı, can yakıcı ABÇAR-(Avşar): 1- İşin ehli kişi, iş bitirici 2- Uyumlu, itaatkar ABI: 1- Can, ruh 2- Soyluluk ABIÇ: Gönüllü ABIDAN: İçli, gönül insanı ABIK: İçli, gönüllü ABIKAN: Mec.Soylu ABIL: Gönüllü, İstekli ABINAK: Sakinleşmiş gönül rahatlığı içinde olan ABINÇ(Avunç): Avunç, teselli ABIŞ(Apış): Bacağın diz kapağından yukarısı ABIŞKA : İçten, içtenlikle çalışan ABIZ: Ruhsal, ruhlarla ilgili ABİKE: Alicenap, yüksek gönüllü ABİN: Mutlu, memnun, hoşnut ACAR: 1-Gayretli,Hareketli 2- Gözü pek, yırtıcı ACLAN: Açık,Açılan ACU-(Acı,Açığ): 1- Açık 2-Keskin, sert 3- Açı,aralık ACUN: Dünya, yeryüzü ACUNAL: birl. Acun/Al (Almak’tan) ACUNAY: birl. Acun/Ay/Mec.”Dünya güzeli” ACUNLUK: Dünya malı,dünyalık ACUNSUZ: Dünya malında gözü olmayan AÇA: 1- Toplum içinde saygınlığı olan kişi 2-Analık derecesinde saygıya layık hanım AÇAN: Açma eylemi içinde olan (Çiçek gibi) AÇIĞ: 1-Açık,dürüst 2- Bahşiş bey yada hanların verdiği bahşiş AÇIK: (Açığ) Büyük kardeş AÇIL: Açık, açılmış AÇUK: (Açık) İyi huylu,mülayim ADAK: 1-Söz,nişan 2-Bağış,sungu ADAL: Sadık, güvenilir ADALAN: Ünlü, şöhretli ADALDI: Ünlü ADALIR: Ünlü ADALMIŞ: Ünlü ADAN: Uygunluk, liyakat ADANIR: Ünlü ADANMIŞ: Adaklı,adak olmuş ADAR: Adama eyleminde bulunan ADAY: Memnunluk,hoşnutluk ABDAN: Ünlü ADBERİLGEN: Adına layık ve ününü hak etmiş kişi ADIKTI: Ünlü ADIN: Ünlü,adı anılan ADINÇIĞ: 1-Seçkin,mümtaz 2- Olağanüstü, fevkalade, bambaşka ADIÖTE: birl. Adı/Öte Mec. Temiz bir üne sahip ADIVAR: Ünlü,tanınmış ADIYAKŞI: birl. Adı/Yakşı(Adı güzel) ADIYAMAN: birl. Adı/Yaman Mec. Ürkütücü bir üne sahip kişi ADIYEKE: birl. Adı/Yeke(yeğ) Mec. Saygıyla anılan kişi, adı yeğlenen kişi ADKIR: Aygır,erkek at ADMIŞ: Ün almış, tanınmış ADSAY: birl. Ad/Say Mec. Adına saygı duyulan kişi ADSIZ: 1- Fakir,kimsesiz AFŞAR (Abçar) AFŞIN: Apçın,(Opçın) Zırh,demir örgülü savaş giysisi AFTABA: Su ibriği AGA (Ağa,Aka): 1-Saygıdeğer, ulu kişi 2- Cömert,koruyucu 3-Büyük erkek kardeş,ağabey AGOLA: Yönetici,amir AGUN: Tatmin,avuntu AGUNMUŞ: Avunmuş,sakin AĞAÇA: Akça, beyazca, alımlı AĞALAK: Oğlak AĞALBAY: Muhterem,saygıdeğer AĞAN: 1-Yüksek,yukarıda,yukarılara çıkan 2- Geceleri gökten hızla geçen, ışıklı nokta AĞAR: 1- Ağı ağırbaşlı, oturaklı 2- Gönül ferahlığı 3- Göğe yükseliş AĞARTMIŞ: 1- Namuslu,dürüst 2- Alçak gönüllü, mütevazı AĞAT (Akat): Namuslu, gönüllü, iffetli AĞAYA: Makul,geçerli,uygun AĞDUK: Kutsal,muhterem AĞICI: Ağcı, Akçı, Akıcı, Hazinedar, Hazine sorumlusu AĞIÇ: Varlık, hazine,servet AĞILGAT: 1-Saygıdeğer 2- Yıldız,gezegen AĞIM: Yükseliş AĞIR: 1- Ağırbaşlı,olgun 2- Ünlü,saygın AĞIRBAŞ: birl. Ağır/baş, olgun, alçak gönüllü AĞIŞ: (Ağıç) Hazine, servet AĞIT: Mersiye,ölüm Türküsü,göğe yükselen feryat AĞLAMIŞ: Çileli,çile çeken AĞMIK: 1- Ünlü,tanınmış 2- Yüksek rütbeli AĞRAK: Yükselen,ilerleyen AĞRITMIŞ: Mec. Acı kuvvete sahip kişi AĞUL: 1- Ay’ın halesi 2- Oba, köy AĞUTUR: Yükselten,yukarı çıkaran AĞZUKARA: birl. Ağzı/Kara. Mec. Sert konuşan, acımasız ve hükmedici konuşan kişi AK: 1- Beyaz 2- Doğuş, doğum 3- Yükseliş 4-Parlaklık 5-Devinim,hareketlilik 6-Mec.Namusluluk,iffet ve güvenirliğin sembolü AKA: Büyük,ulu kişi,saygıdeğer kişi AKABA: Yokuş,meyil AKAÇ: Akıcı AKALIN: bir. Ak/Alın mec. Dürüst,namuslu AKAN: 1- Akıcı 2- Yükselen AKARCA: Dere,ırmak AKAR: Dere,akarsu AKARSU: Dere,ırmak AKAŞ: birl. Ak/Aş mec.Helal rızk AKAY: birl. Ak/Ay 1- Ayın en güzel anı 2- Yenisey Türklerinde “hanımefendi” anlamında kullanılır. AKBAŞ: birl. Ak/Baş mec. Dürüst,namuslu AKBEL: Dürüst,sözüne güvenilir kişi AKBERGÜ: birl. Ak/Vergi fıtrat,huy mec.iyi huylu AKÇA: 1-Beyaza kaçan 2-İpekli dokuma 3-Para,maliye,hazine AKÇALAR: birl.Ak/çalar mec.Ak tenli hanım AKÇALI: Zengin,mal sahibi AKÇALMAZ: birl. Ak/Çalmaz mec.Yanık tenli hanım AKÇIL: 1-Ak tenli, akça yüzlü 2- Ağarmış, aklaşmış AKÇIN: Sözüne güvenilen,sağlam kişilikli AKÇORA: birl. Ak/Çura 1- Şamanist gelenekte iyi ruh ve iyilik perisi AKEL: birl. Ak/El mec.Dürüst,namuslu AKGÜN: birl. Ak/Gün mec. Gelecek,istikbal AKHAN: birl. Ak/Han Şamanist gelenekte “İyilik Tanrısı” AKI: Eli açık,cömert,zengin gönüllü AKIM: 1-Yönelim,yükseliş 2- Akmaktan, akıcı,yayılıcı AKIN: 1-Saldırı,hücum 2-Kazak ve Kırgızlarda, ozan ve müzisyenlere verilen ad AKINAY: birl. Akın/Ay Türkistan’da hanım ozanlara verilen ad AKINCI: 1- Akın eden,saldıran 2- Osmanlılar dönemindeki, öncü birliklere ve bu birliklere dahil olan kişilere verilen unvan AKIŞ: 1-Yükseliş 2-Akmaktan akış 3-Servet,hazine AKKARA: birl. Ak/Kara mec.Zıtların bütünlüğü AKMAN: birl. 1-Temiz,iffetli 2-Apak,bembeyaz AKOBA: birl. Ak/Oba mec.soylu AKSAK: 1-Aksayan,seken 2-Yükselen,çıkan AKSOY: birl. Ak/Soy mec.Soylu AKŞAMAN: birl. Ak/Şaman Şamanist gelenekte,iyi ruhlarla ilgilenen ve ilişkiye giren kam AKŞİT: Yürekli,gözükara AKTAN: birl. Ak/Tan seher vakti,şafak AKUZ: birl. Ak/Uz (Uzman,usta) AKÜN: birl. Ak/Ün mec.Temiz,şöhretli AKYOL: birl. Ak/Yol mec.Dürüst,namuslu AKYÖN: birl. Ak/Yön mec.Dürüst,namuslu AKYÜZ: birl. Ak/yüz mec.Dürüst AL: 1-Bayrak kumaşı 2-Kızarmış,kızarık 3-El,kolun bilekten aşağı kısmı 4- Ala,alaca 5-Almaktan al ALA: Karışık renkli,benekli ALABAN (Alban)Timsah ALACA: Karışık renkli ALAÇUK: Kulübe,baraka,Altay Türklerinde,oda,(Çadırın iç bölmesi) ALAGAN: (Algan)Fatih ALAGAŞ: Ender rastlanan,nadir ALAGÜN: birl. Ala/Gün Gün ortası ALAK: Yok edici,öldürücü,alıcı,avlayıcı ALAN: 1-Işık,nur 2-Orman içindeki açık ve düzlük bölge 3- algan ALANÇA: Bahçelerdeki ağaç aralarında bulunan çimenlik bölge ALANGUVA: birl. Ala/Geyik Cengiz Kaan’ın onuncu göbekten büyük anası 2- Ergenekon destanında adı geçen Uldız Han’ın kızı 3-Türk mitolojisinde yer alan ünlü kadın ki, efsaneye göre, bir nevi Türklerin ’’Meryem Ana” sı gibidir. ALAR: Yalancı karanlık(Gündüz vaktinde) ALAS (Alaz) Şamanist gelenekte “Ateş Tanrısı’’ ALASAYVAN: Şafak vakti,Güneşin doğuşu ALASI: Erek,amaç,sahip olunması istenen nesne ALATAŞ: birl. Ala/Taş Köz,ateş parçası ALAYUNT: birl. Ala/Yunt Altay Türklerinde “kısrak” anlamında kullanılmaktadır. ALBA: Yükümlülük,hizmet yükümlülüğü ALBAGA: Hasılat,savaş yada av ganimeti ALBAN: Haraç,ganimet ALBATU: Bürokrat, hizmetle yükümlü kişi ALBENİ: Çekim,cazibe,sempati ALCU (Alçu)Alıcı,avcı ALÇİÇEK: birl. Al/Çiçek (Gül’ün Türkçe karşılığı) ALÇİN: Kızıl renkli bir çalı kuşu ALÇU (Alcu)1-Algan,Fatih,2-Alcı,Avcı ALDI: 1-Öncü,öndeki,selef 2-Algan,Fatih ALDUR: Ok atışı,oklayış ALEV (Yalav...Yal kökünden)Ateşten çıkan ışık ALGAN: Fatih,Fetheden ALGAZIN: Yabani vahşi hayvan ALGI: 1-Fetih,Almaktan... alım 2- Fehim,algılama ALGIN: 1- Serap 2-Yüksek yer 3- Bitiricilik,bitiriş ALGIŞ (Alkış): Dua,yakarış,niyaz ALGU: 1-Tüm,hepsi 2-Toplum,topluluk 3-Silah 4-Alıcı,avcı ALGUR: Sakin,kendi halinde,kendinden emin ALGÜN: birl. Al/Gün”...Kazak ve Kırgızlarda,doğum sırasında yaşanan dikkat çekici,unutulmaz günleri mecz eder. ALICI: Alcu,Avcı ALIK: Alıngan,Kırgın ALIM: 1-Çekim,Cazibe 2-Vergi,Haraç ALIMGA: Yazıcı,(Han ve Kaanların buyruk ve fermanlarını yazan görevli kişi) ALIMLI: Çekici,Cazibeli ALINAK: birl. Alın/Ak mec.dürüst,namuslu ALINCAHAN (Alınçak Han) Oğuzname’ye göre,Türk’ün oğullarından ALINÇAK: 1-Çekici,cazip 2- Alıngan,nazik ALINGAN: Alınan,incinen,gücenen ALK: Bitirmek,yok etmek,sona erdirmek,bitiricilik ALKA: 1-Bitirici,yok edici 2-İleri,ilerici ALKABÖLÜK: birl. Alka/Bölük..Vurucu Tim ALKAN: Alkan,Fatih ALKAR: Bitirici,yok edici ALKAŞ: Bitirici,yok edici ALKI: Pervasız,vurdumduymaz ALKIM: 1-Gökkuşağı 2-Gerdan ALKIR: Tamamlayıcı,bitirici ALKIŞ: Algış,dua,övme,yüceltme ALMA: Elma ALMAKAY: Elma yanaklı ALMALUK: 1-Alınması gerekli olan 2-Elma bahçesi ALMAS: Almaz,nazlı ALMILA: Elma ALMIŞ: Algan,Fatih ALP: Bu sözcük birçok erdemi içinde barındırır. Bilgelik, yiğitlik, fedakarlık, kahramanlık, gözükaralık, toplumculuk, vb. ile birlikte tüm bunlar arasındaki uyumu da içerir. ALPAGU: Düşmanına tek başına saldıran kişi ALPAGUT: 1-Alplik gösteren kişi 2-Kurt soyundan 3- Seçkin ve saygın kişi ALPEREN: birl.Alp/Eren (Gazi, Derviş) Toplumun sayıp sevdiği, örnek aldığı savaşçı kişilerin genel adı ALPMAN: Alp gibi Alpçe yaşayan ALTAÇU (Altaç): Aldatıcı taktik sahibi ALTAMIŞ: Aldatıcı,hileci ALTAN: 1-Altın 2-Güneşin doğuş anı,Şafak ALTANURUG: (Altın Uruk) Cengiz Kagan ve oğullarının soyuna verilen unvanlardan ALTAY: 1-Al/Ala/Tay 2-Altın 3-Ormanlarla kaplı yüksek dağ ALTINDAĞ: birl. Altın/Dağ/Altay dağlarının,diğer adı. ALTU (Aldu): 1-İlk,Birinci 2-Algan,Fatih ALTUN: Altın ALTUNSABAK: birl. Altun/Sabak(sopa,değnek) ALUÇ: 1-Alıcı(Alçu) 2-Kayın cinsi bir ağaç ALUNGAN: Alıngan,nazlı ALUNUR: Nazlı ALYU: (Algu) T..Çağatay Han’ın torunu AMAÇ: (Umaç)Gaye, hedef, beklenti AMAN: (YAMAN) Sertlik AMGAK: Emek/Zahmet ANAÇ: 1-Anacık 2-Analık duygusu çok gelişmiş 3-Anaya çeken 4-Doğurgan, üretken ANAGAY: Anaya çekmiş, anaya benzer ANASIOĞLU: birl. Anası(nın)Oğlu (Babası erken ölmüş ve özellikle anası tarafından bin bir güçlüklerle yetiştirilip büyütülmüş, yetim çocuklar için kullanılmış olduğu anlaşılan Türk adlarından) ANAT: 1-Anı,Anılan 2- Yakın,hısım ANAZ: Yeğrek, evla, eftal AND (ANT) 1-Yemin,söz 2- Yakın akraba ANDA: Birlikte ant içmiş(kan kardeşi) (Anda’lık Türklerin en eski geleneklerinden biridir. Andalar birbirlerini kardeşlerinden daha ileride korur, sayar ve kayırmaya çalışırlar.) ANDAÇ: Hatıra, anı olsun diye verilip,alınan hediye ANDARIMAN: Anılara değer veren ve saygı gösteren kişi ANDIR: Anısı ola hatıra ANGAY: Anılarına bağlı olan kişi ANGI: 1-Anı,hatıra,2-Yetki, yeterlilik ANGIM: Mamur, hakim ANGIN: Ünlü, anılan, adı duyulan ANGIŞ: Ünlü, meşhur ANGIT: Yaban ördeği ANIK: 1-Anlayış, yetenek, fehim 2- Hafıza, bellek 3- Hazır, mevcutlu ANLI: 1-Sakin, ağırbaşlı 2- Bellek, hafıza ANIT: Anı olsun diye yapılan yapı ANITGAN: Anıt yapan ANLI: Ünlü, tanınan ANNAK: Yadigar, hatıra ANT: And, Yemin ANTLIĞ: And içmiş, Yeminli ANUÇUR: Övülmüş, övülmeye layık ANUK: Yadigar, hatıra ANUŞ: Anış, anma eylemi, anı APA: Ulu, büyük, saygıyı ve hürmeti hak etmiş kişi (Bazı Türk bölgelerinde “baba” anlamına da kullanılmaktadır. APAĞ: Apak, temiz APAK: Temiz, namuslu,iffetli APATEG: (Apatek)birl. Apa/Tegtek(gibi,benzer) ARA: Orta yer, ortalık, boşluk, orta ARAL: 1-Ada 2- Aralık,orta, ortalık ARAS: 1- At kılı 2- Kalın yün 3- Talih,baht ARASLAN: Arslan (Çuvaşlarca söylenişi) ARAT: Cesaret, yüreklilik ARBIŞ: Büyü,efsun ARBUZ: Büyü, sihir ARCA: 1-Arıca, saf, temiz 2- Çam ağacı, çamdan yapılmış kutu ARDA: 1-Uzun değnek 2- Artçı, halife, ardı sıra giden ARDALI: (Ardalu) Yönetici, amir ARDIÇ: 1- Halife, artçı 2- Bir ağaç türü ARGA: Zeki, akıllı ARGAN : (Arkan) Kement, kement bağı ARGATU: Yaban koyunu ARGIÇ: 1- Kır, mera 2- Gurur ARGIN: 1-Yavaş, sakin 2- Gelecek yıl ARGUN: Pars cinsinden avcı bir hayvan ARGUŞ: (Arkuş)1- Edepli, terbiyeli 2- Haberci, haber veren ARGÜDEN: birl. Ar/Güden, Arlı, edepli ARI: (Arık) 1- Saf, arı, arınmış 2- Irmak, dere ARICA: Soylu, temiz, iyi huylu ARIÇ: Barış, sulh ARIĞ (Arı, Arık) ARIK: 1- Arı, arınmış, temiz 2- Narin, ince yapılı ARIL: Arınmış, temiz, pak ARIN: Saf, arınmış ARINÇ: 1-Barış, kurtuluş 2- Temizlik, saflık, günahsızlık ARINIK: Saf, şeffaf, billur ARINMIŞ: Temiz, gönüllü ARKIN: 1-Argın, yavaş, sakin 2- Halef, ardıç ARKIŞ: 1-Ulak, haberci 2- Kervan, kafile ARKUN: Halef, geriden gelen, takipçi ARKUY: Siper, mevzi ARKUZ: (Arguz) Edepli, iyi huylu ARLAĞ: Arlı, edepli ARLAT: Biricik oğul, anaların en çok üstüne düştükleri oğul ARMAGUN: Armağan, hediye ARMAĞAN (Yarmagun-Yarmagan)- Hediye ARMAN: 1- Onurlu, arlı, edepli 2- Dilek, istek 3- Hayal, fantezi ARPA: 1- Büyü, tılsım, Şamanist gelenekte, Kamların okuduğu dua 2- Tahıl ARPAD (Arpa) ARSİN: (Ersin) Kurtuluş, istiklal ARSALAN: Arslan ARSLAN: Yırtıcı hayvan Mec. Cesaret, atılganlık ve gözü pekliği sembolize eder. ARSLANBALA: birl. Arslan/Bala..Arslan yavrusu ARSLANCIK: Küçük arslan..Arslan yavrusu ARSLANÇA: Arslan gibi, arslan özelliklerine sahip ARSU: birl. Ar/Su mec. Namuslu, dürüst ARSUN: 1- Efendi, ağırbaşlı 2- Rahata ermiş, huzurlu ARTAGAN: Bereket, artuk, fazlalık, bolluk ARTAM (Erdem) ARTIM: Bereket, bolluk ARTUÇ: Mızrak, mızrak ucu ARTUK: Fazlalık, üstünlük, bereket mec. Varlık, zenginlik ARTUKDOĞAN: birl. Artuk/Doğan Kırgızlarda, olağanüstü vasıflara sahip kişilere verilen bir unvan ARTUN: Vakarlı, ölçülü ARTUR: Cazibeli, çekici, işveli, fettan ARTURU: 1- Ekstrem, uç noktalarda 2- Bereket, bolluk ARTUT: Armağan, hediye ARVIŞ: Sihir, büyü, tılsım ARZIK: Fanatik, bağnaz, sofu ASAN: 1- Sağlıklı, zinde 2- Asma eyleminde olan ASENA: Efsanevi dişi kurtun adı. Yakın, Yakınlık duyulan ASIGLI: Faydalı,Gerekli ASIĞ (Ası,Asık) 1- Fayda, Çıkar 2-Kar,temettü ASPAR (Asbar) Faydalı, işe yarayan ASRAK: Himaye, Koruma AŞAN: Aşmak’dan ...mec. Azimli, engel tanımaz AŞIT: 1- Aşılacak, aşılması gerekli olan 2- İşitmekten...İşit, kulak ver AŞKAR: 1- Savaş atı 2- Kuyruk ve yelesi kara, vücudu kula renginde olan at AŞKIN: 1- Aşmış, üstün, faik,akranlarından ileride olan 2- Melodi,nağme AŞUK: 1-Aşık,aşmış, geçmiş 2- Tolga AŞULA: Yılmaz irade sahibi AŞUR: Aşırmaktan... mec. Yılmaz, gayretli ATA: 1- Ulu, saygıdeğer kişi 2- Baba, dede, ced 3- Adın ve soyun bağlı olduğu kök ATABAY: birl. Ata/Bay lala, beybaba. Han, Kağan ve padişah çocuklarını eğitip yetiştiren kişilere verilen bir unvan ATAÇ: 1- Atasına bağlı, Atasının yolunda 2- Atadan intikal eden 3- Büyüklük gösteren çocuk ATADAN: Miras, manevi miras ATAERİ: birl. Ata/Eri mec.Atalarına ve geçmişine saygılı ATAGÜÇ: birl. Ata/Güç mec. Gücünü atalarından almış ATAĞ: (Atak) 1- Ün, nam, şöhret 2- Atılgan 3- Dağ yolu 4- Çağlayan 5- Bir şahin türü ATAHAN: birl. Ata/Han mec. Devletin ilk kurucu büyüğü, devlete ad veren kişi ATALA: Tanınmış, ünlü ve zengin ATALAN: Ünlü, Meşhur ATALAY: Ad almış, ün almış, meşhur kişi (Atila’nın asıl adının bu ve bundan bozulup çevrilmiş hali olduğunu söyleyen bazı tarihçilerimiz de var.) ATALIK: Miras ATALMIŞ: Ünlü, meşhur ATAMAN: Ulu, Saygıdeğer kişi Bir kısım tarihçilere göre, Osmanlının, kurucusu olan Osman bey’in asıl adı budur. Bir kısmı Atman, bir kısmı Otman der. ATASAGUN: birl. Ata/Sagun Hekimlerin en ulusu başhekim Şamanist gelenekte de aynı ad, en iyi kamlar için kullanılmaktadır. ATAY: 1- Ünlü, tanınmış 2- Akın, hücum ATIGAY: Ünlü, tanınmış ATIĞ: Adı sanı belli, ününü arttırmış kişi ATIL: Ünlü, meşhur ATILGAN: Atak, gözüpek,cesur ATILMIŞ: Atılgan, gözüpek ATIŞ: Ünlü, meşhur ATİLAY: Türk tarihinin en önemli kişilerinden,Batı Hun imparatoru, Bu kişinin adı üzerinde tarihçi ve dilciler pek de anlaşamamışlardır. Benim görüşüm de göç sırasında İtil ırmağı kıyısında doğmuş olmasından dolayı “İtil/Ay”dır. Ancak bununla birlikte bu kişi için bazı adlar söylenmekte (Atila,Atilla,Atılay,Atilay,Atalay,Atlıhan vb.) Anlamlar:1- Atacık,babacık 2- İtil ırmağı kenarında doğduğundan ve Türklerdeki eski bir gelenekten dolayı “İtil” çocuğu anlamında verilen İtilay’ın zamanla Atilay’a dönüşümü 3- Atlı/Ay 4- Atlı/Han 5- Macar dilinde çelik anlamına gelen “Atzel” den ATLIĞ: Ünlü,zengin ATMACA: Yırtıcı bir avcı kuş ATMAN: Ünlü, saygın ATMIŞ: Atma eyleminde bulunmuş (ok,kargı vb.) ATSAK: Ünlü, adı duyulan ATUK: Bolluk, bereket AVAR (Abar) 1- Heybet, büyüklük(Abartı) 2- Dirençlilik, dayanıklılık AVAZ: Nara, yüksek perdeli ses, çığlık AVCI: Av yapan, avlayan AVCIL: Avlayıcı, av işinin uzmanı AVGAN: Avuntu AVINÇ: Avuntu, teselli AVINÇA: Avunç AVINGU: Avunç,teselli AVLAK: Av yeri, av olanı AVKAR: Bozkır bıldırcını AVUNÇ: Teselli, avuntu AVUÇU: Avunç AVUNDUK: Avuntu, teselli AVUTMUŞ: Teselli eden AY: Dünyamızın uydusu olan gezegen. Ancak Türk kültüründe bu ad güzellik, temizlik, ahlaklılık vb. değerleri de içeren birçok öğeyi içinde barındıran bir sembol ve mecaz olarak kullanılmıştır. Çok önceleri erkeklerde kullanılmasına karşın, zamanla kız çocuklarına ad olarak verilmiş, gerek başta, gerekse de son da, birleşik ad olarak değerlendirilmiştir. Bununla birlikte bazen geçmiş örneklerde de görüleceği gibi hem erkeklerde hem de kızlarda kullanılmıştır. Ancak yine de ağırlık kız adlarındadır.Ve kız adlarında önemli bir konumdadır. AYAĞ (Ayak) 1-Uğur, şeref, şan 2- Devinim, hareket (ayaklanma sözü) buradan gelir. AYANA: birl. Ay/Ana Altay Türklerinin eski tanrıçalarından AYAS: Ay ışığı, mehtap, gece aydınlığı Altay, Tuva, Çuvaş Türklerinde Tanrı sıfatı olarak kullanılan bir ad AYATA: birl. Ay/Ata Şamanist gelenekte, göğün altıncı katına bakan Tanrı AYAZ: 1- Ay ışığı 2- saf, berrak hava 3- Kuru soğuk AYBAKIM: birl. Ay/Bakım, bakmaktan, bakış AYBAN: birl. Ay/Ban mec. Debdebe, şaşa AYBANDI: birl. Ay/Bandı (Banmak) AYBAR: 1-Ay gibi parlak 2- Heybet,heybetlilik AYBI: İmdat, medet AYBIN: Onur,şeref AYÇIL: Ay ışığı, ay pırıltısı AYDA: 1- Ay’a eş değer güzellikte 2- Dere kenarlarında yetişen hoş kokulu bir çiçek AYDABOLDI: birl. Ayda/Oldu mec. Ay parçası AYDAN: Ay parçası AYDAR: (Aydar Han) saç perçemi, kakül AYDIN: 1- Aydınlık, ışık yoğunluğu 2- Açık, aşikar 3- Entelektüel , münevver AYGAN: İçten, samimi, yaren AYGAY: Nara, bağırtı AYGIN: Sınırsız, uçsuz, geniş AYGIR: Erkek at AYGIRAG : 1-Dağ keçisi 2- Bir geyik türü AYGUÇI: Yönetici, devlet görevlisi, danışman, yarıcı AYIM: Çekicilik, sempati AYIMÇA: Ay parçası AYINTAP: Mehtap, ay ışığı AYIR: Değişik, farklı, başka, fark AYIRBAŞ: birl. Ayır/Baş..Değişim, mübadele AYIRT: Fark, farklılık, ayırım AYITGU: Temyiz AYISIG: birl. Ay/Isıg..Ay ısısı, sıcaklığı AYIT: Söylemek, anlatmak AYITMIŞ: Söyleyen, bildiren, uyaran AYKAÇ: Konuşkan, Konuşmacı, Hatip AYKIN: Geniş, ferah, aydınlık AYKOYUN: birl. Ay/Koyun Yakut destanlarında adı geçen, eski dönem güç tanrısı AYLA: 1-Ayın çevresindeki ışık halesi 2- Devir, dönüşüm AYLU (Aylı): Aydan AYMA: Duyarsız, başıboş vurdum duymaz AYMAN: Aya eş değerde AYMAZ: Vurdumduymaz, başına buyruk AYRAL: Kuraldışı, istisna AYRI: Başka, değişik, farklı AYRIÇ: Bölüşüm, taksimat AYRIKÇA (Ayıkşa): Derviş, mecnun AYRUK: 1- Farklı, değişik 2- Varlıklı, zengin AYSELİG (Aysiliğ) birl. Ay/Silig, dürüst, namuslu AYTAK: Konuşmacı, hatip AYTAR: Haberci, muhbir AYTEK: Konuşmacı, hatip AYTIN: Aydın, aydınlık AYTIŞ: Nutuk, anlatım, hitabet AYTIŞAN: Hatip, konuşmacı AYTUK: Hatip, konuşmacı AYUK: Söz söylenebilen ve sözün değer gördüğü yer AYUR: Konu, bahis, bahse konu olan AYÜN: birl. Ay/Ün Karahanlılar ve Uygurlar döneminde, han ve kağanların analarına verilen bir unvan AYZIT: Şamanist gelenekte “ Ay Tanrıçası” AZBOY: Heyecan AZGIN: Zapt edilmesi zor, sınırı aşmış, tahrik olmuş AZLAĞ. Nadir, az rastlanır. AZRAK: Nadir, az rastlanır. AZUK: (Azuka, Azık): Geçimlik, yiyecek |
01.12.2013, 21:24 | #2 (permalink) |
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. | Cevap: Türkçe İsimler (B) HARFİYLE BAŞLAYAN TÜRKÇE İSİMLER BEĞDÜZ EMEN: birl. Beğdüz/Emen (ruh,can) BEĞEÇ:1- Beğliğe layık 2- Beğ çocuğu, küçük bey BEĞENDİK: Beğenilen BEĞENİ: Hoşa giden, beğenilen BEĞENMİŞ: Hoşuna gitmiş BEĞER: Beyoğlu, prens, şehzade BEĞLEN: Bey soyundan olan BEĞLİK: Beylik, beyliğe uygun olan BEĞREK: Beyrek, bey çocuğu, küçük bey BEK: 1- Bey, beğ 2- Pek, sıkı BEKEM: Bey, beyim BEKEN: Dayanıklı, metin BEKET: Kuvvet, dayanıklılık BEKİ: 1- Yiğit,güçlü 2- Eş, koca 3- Şaman, baş şaman BEKİK: Güvenli, iyi korunan BEKİM: Azimli, kararlılık BEL: 1- Bilgi, bilim 2- Belirti,iz, damga 3- Tarlanın orta yeri 4- İki dağın arasındaki geçit BELÇİN: Belirti, iz, damga BELDEK: İz, işaret, emare BELEK:1- Kılavuz, rehber 2- hediye, 3-Kundak bezi BELEN:1- Bilen, alim 2- Geçit 3- Sırt, tepe, dağ yolu BELET: Belge, delil BELGE: Belge, doküman, delil BELGİ:1- Belge 2- Bilgi 3- Fark, farklılık, ayırt, alamet BELGİN: Belirgin, net, açık BELGÜ:1- Belge 2- Sınır taşı, sınır toprağı 3- Yüzük taşı, nişane BELİK:1- Doruk, zirve, şahika 2- Saç örgüsü BELLEK: Hafıza BENEK: 1- Armağan, hediye 2- Bakır para 3- İşlemeli kumaş BENGİ: Bengü, mengü sonsuz, sonsuzluk, ebediyet, ebedi BENGİLİK: Sonsuzluk BENGÜ: Bengi, mengü BENİCE: Sonsuzluk, sonsuzluğa giden BENK: Muhkem, iyi korunan BENLİ: Yüzünde ben olan BERDİ: Verdi,Kutsal güçler tarafından yollanan BEREGEN: Eli açık, cömert, verici BERGE: 1- Vergi 2- Berke, kamçı, değnek BERGİ: 1- Vergi 2- Eli açık, cömert BERGİLİK: Doğal, tabi BERİK: 1-Berk, sağlam, gürbüz, dayanıklı 2- Cömert, eli açık BERİL: Verici, cömert, eli açık, fedakar BERİN: Veren, cömert BERİŞ: Veriş, hibe BERK: 1- Katı, sıkı, sağlam, dayanıklı 2- Şiddet, şiddetlilik 3- Korunan, muhkem 4- Yıldırım BERKANT: birl. Berk/Ant Altay dağları cıvarında bir başka dağın adı BERKE:1- Kamçı, değnek 2- Dövme 3- Naz, işve BERKEM: Düşmana karşı iyi korunan yer, müstahkem mevki BERKİN: Güçlü, güçlendirilmiş BERKİT: Güçlü, güçlendirilmiş, muhkem BERKLİĞ: Berkli, güçlü, dayanıklı BERKUK: Sert,cesur, dayanıklı BERMEK: Vermek, veriş BERŞE: Odun kömürü, kül BESEN: Bezen,süs, makyaj, gösteriş BETİK: (Bitiğ, bitik) Yazılı kağıt, mektup BEYBUT: Barış, sulh BEYGE: Bike, küçük hanım BEYGU: Bir şahin türü BEYLEM: Buket, demet, çiçek demeti BEYLEN: Beyli, beye bağlı BEYNEN: Beğenen BEYREK: 1- Tim, müfreze 2- Merkez ordu, ordugah BEYRU (Bayrı) 1- Ezeli, başlangıçsız 2- Emektar, tecrübeli BEZEK: Süs, takı, piraye BEZEN: Süs, makyaj BEZENMİŞ: Süslü BEZGİN: Bez...mekden. Sarsılmış, bıkmış BIÇAK: Biçme aracı BIÇGIN: Kesen, biçen BIÇKAS: Kağan ve Hanlara yapılan bağlılık andı BIÇKI: Bıçak bileme aracı BİBİ: Kibar, eğitimli, sayıdeğer hanım (Anadolu’da birçok bölgemizde “hala” anlamında da kullanılır) BİÇEK: Bıçak, biçici BİÇİK: Biçilmiş, biçimlenmiş BİÇİM: Şekil, format, örnek, biçilmiş gibi BİÇİN: 1- Biçilmiş,biçime girmiş 2- Ekin, tahıl 3- Biçen, doğrayan BİGE: 1- ******, temiz kız 2- Bey kız saygıdeğer kız BİGEM: Sevilen, el üstünde tutulan kız BİGEN: Beğenilen BİGENDİK: Beğenilen, ilgi duyulan BİKE: Bige BİKET: Beylik, beyliğe uygun BİL: Bilgi, bilim BİLDİK: Bilinen, tanınan, ünlü BİLECEN: Bilgiç,çok bilmiş BİLEDA: Balta BİLGE: Bilgili, filozof, alim, bilgin, ulu kişi BİLGEKAĞAN: Bilge/Kağan (Aslı, Türk Bilge Kağan’dır) T...Türk tarihinin, bir çok nedenlerle en önde gelen kişilerinden. Türk Milliyetçiliğini devlet siyasetine sokan, ona sosyal, ve siyasal bir kimlik vererek, devlet-millet bütünleşmesini sağlayan, milliyetçiliğe “zaman boyutu”nu kazandırıp, onu çağlar ötesine götürebilmeyi amaçlayan ve ilk defa “ Birleşik Türk Devletleri” fikrini ortaya çıkarıp bunu milli politika biçimine getiren,yönetimi döneminde sık sık kurultaylar toplayarak milletine “hesap veren” ve tüm bunları kardeşi Kül Tigin’in ölümünden sonra yazdırttığı “mengütaş’larda(Orkun anıtları) da bizzat anlatan ve son olarak da gerek Türk dili, gerek de edebiyatı ve içeriği açısından, dünyada bir eşi daha bulunmayan yazıları yazdırtan ulu kişi...İlteriş Kutluk Kağan’ın büyük oğlu, Kül Tigin’in ağabeyi. BİLGE TAMGAÇU: birl. Bilge/Tamgacı T...Göktürkler ve Uygurlar döneminde yüksek dereceli memurlara verilen bir unvan BİLGE TONYUKUK: birl. Bilge/Tonyukuk T...Göktürkler dönemi, ünlü, devlet adamı, siyaset bilimci ve tarihçisi...II Göktürk kağanlığının kuruluşunda önemli rolü olan, hem İlteriş Kutluğ Kağan’ın yakın yoldaşı ve başkanlığını, hem de Bilge Kağan’ın başbakanlığını yapan ve kendi adına da yazıtlara yazı yazdıran ulu kişi BİLGEN: Bilen, bilgin, alim BİLGİN: Bilim adamı BİLGÜ: Bilgi BİLİG: Bilgiler, bilim, bilim dalı (orj) BİLİK: Bilen, bilgili BİLUN: Esir, tutsak, (gönül ve akıl esiri, aşık) BİNİT: Binilecek nitelikteki, soylu at BİRBEN: birl. Bir/Ben Ben mec. Kendini beğenmiş BİRÇE: Biricik, yegane BİRÇEK: 1- Biricik 2- Saçın ortadan ayrılıp yana dökülmüş hali BİREBİN: Yegane, tek, biricik BİRGE: 1- Beraber, birlikte 2- Biricik 3-Berke BİRGEN: İçine kapanık, münzevi BİRİCİK: Tek, yegane, bir tane BİRİÇİM: birl. Bir/İçim mec. İmrenilecek güzellik ve çekicilik BİRİDİN: Güneyli, güney bölgesinden BİRKİT: Birleşik, birleşmiş BİŞÜK: Nesil,soy-sop, kavim, kardeş BİTERGE: Gerek, hacet, ihtiyaç BİTEV: (Bidev) 1- Soylu, soylu at 2- El değmemiş bakir BİTİG: Yazı, yazıt BİTİGÇİ: Katip, yazıcı BİTİGEN: Anıt, yazıt, yazılı taş BİTİM: Gaye, hedef, ülkü BİTKİ (Bütkü) yerden biten BİYAN: (Bayan) (Buyan) Varlıklı, cömert ,Eski Tanrı sıfatlarından BİYUM: Cömert, eli açık BOD: Boy,uruk BOGA: Boğa BOĞ: Hediye, armağan BOĞA: Boğa BOĞACA: Boğa gibi güçlü BOĞACI: Boğa deviren BOĞAÇUK: Küçük boğa, genç boğa BOĞAR: Boğucu, güçlü, kuvvetli BOĞARCIK: Güçlü, boğucu BOĞTAG: Şapka, başlık, hanım başlığı BOLCAL: Vade, müddet BOLÇAK: Gürz, topuz BOLDUÇAĞ: Uygun zaman, olan çağ BOLGAN: 1- Soylu at 2-Keşşaf, mucit 3- Olgun, olmuş, ermiş BOLGU (Bolgi): Orijinal, özgün BONCUK: Mücevher, takı BOR: Bora, fırtına BORA: Fırtına BORDAK: Semiz, şişman, balık etli BORDU: Üzüm, asma BORKA: Baraka,ev BORLA: Burla, üzüm, üzüm salkımı BOSUM: Endam, zerafet BOSUT (Basat) anlayış, izan, hidayet BOŞGUR: Eğitmen, öğretmen, talimci BOŞGUT: Öğrenci, şakirt BOY: 1- Uruk, uyruk, oymaklar birliği 2- Eda, endam BOYDA(Ğ): Soyut, mücerred BOYDAŞ: Aynı boyun mensubu BOYLA: Unvan veren kişi BOYLA BAĞA TARKAN: birl. Boyla/Bağa/Tarkan Bilge Tonyukuk’un öteki adı BOYLAN: Adına ve soyuna layık BOYLUĞ: 1- Soylu 2- Yakışıklı BOYSAN: Yakışıklı, heybetli BOZ:1- Sert, şiddetli2- Alaca renk,füme rengi3- Toprak rengi BOZAN: Bozmak...dan düşmanı yenip dağıtan BOZCA:1- Cesur, gözükara 2- Boz rengine kaçan BOZCAK: Cesur BOZÇİN: Dürüst, güvenilir BOZDOĞAN: birl. Boz/Doğan Bir doğan türü BOZKIR: Step, çöl, vaha BOZKURT: birl. Boz/Kurt T...Oğuz Kağan destanında, Oğuz’a yol gösteren efsane kurt. Genel olarak Türk boylarının hemen tamamında, Türklerin karakteristik özelliklerini üzerinde taşıdığına inanılan “Milli sembol” pozisyonundaki hayvan (Önceleri “Gökbörü” olarak kullanılan bu ad, Selçuklular döneminden sonra, daha yaygın olarak “Bozkurt” olmuştur.) BOZLAK: 1- Boz ve kül renginde olan 2- Otlak, mera BÖBÜLÜK: Koca, gül BÖÇKE:1- Canavar 2- Böcek BÖDGE: Çağ, zaman BÖG(Bök): Kısmet, nasip BÖGÜ:1- Filozof, hikmet sahibi kişi 2- Büyü, sihir 3- Ejderha, canavar 4- Zehirli bir böcek BÖGÜR: 1- Ordunun kanatlarından her biri, cenah 2-Kaburga ile kalça arasındaki bölge BÖĞDÜN: Bürokrat, yüksek dereceli memur BÖĞREK: Ordugah, merkez ordu, merkez ordunun savaş pozisyonu BÖĞÜRMÜŞ: Şamatacı, gürültücü BÖĞÜŞ: Zeka BÖKEN: Ahu, ceylan BÖKEVUL: Aşçı, iyi yemek yapan BÖKLİ: Yakışıklı,Şık, iyi giyimli BÖKLİCE: Şık giyimli BÖLE: Pay, nasip, kısmet BÖLEN: Bölüm, pay BÖLEK: Hediye, armağan BÖLÜK: 1- Kısım, ekip, bölüm 2- Pay, nasip BÖLÜN: Yönetici, şef BÖNGE: Tekme BÖNGER: Tekmeleyici, iyi tekme atan BÖRÇE: Zülüf BÖRÇEK: Zülüf BÖRİ: Kurt Göktürkler ve Uygurlar dönemlerinde Kağan muhafızlarına verilen genel bir ad. BÖRİTEÇİNE (Börteçine) Benekli bozkurt Ergenekon destanlarının çeşitli versiyonlarından birinde, Ergenekon’dan çıkışı gösteren dişi kurt,bir diğerinde ise bu addaki demirci ustası olarak geçer. BÖRK: Başlık, tüylü hayvan derilerinden yapılan başlık BÖRKLÜ(Ğ) Saygıdeğer BÖRKLÜCE: Saygıdeğer, saygı gösterilen BÖRTE: Benek BÖRÜ: (Böri) Kurt BUBİK: Konca,gül BUCAK: 1-Gizli bölge 2- Uzak yer BUCUGA: (Buğucu, ceylan avcısı) BUDAK: Sert dal parçası mec. Güç, sertlik, dayanıklılığı sembolize eder. BUDAN: (budun) BUDAY: Buğday BUDRAÇ: Gözü pek, cesur BUDULGAN: Yürekli,cesur BUDUN: Bütün, Ulu, millet “ Siyasi ve dini yapıları ne olursa olsun soy,dil, töre, kültür, tarihsel yapıları bir olup, psikolojik olarak birbirine bağlı insan topluluğu.Türkçe’de kullanılan millet ve ulus sözcükleri tam olarak bu anlamı içermektedir. Millet, din ortaklıklarını daha ön planda tutan bir anlam içerirken Ulus ise, daha çok boy ve uruk anlamlarını içerir.Buna rağmen yakın zamana kadar millet, son zamanlarda ise ulus sözcükleri dilimize yer etmiştir. Oysa gerek günlük dilimizde gerek yazı dilimizde bu sözcüğün bir an önce kullanıma girmesi gerekmektedir.” BUDUNÇAR (Budunçu-Yir) Sözcüğünün tam anlamıyla” Ulusçu”, “milletçi” “Oğuz Töresi”’ni yeniden gündeme getirip, yürürlüğe koyan kişi BUDUNÇİ: Buduncu, Ulusçu BUDUNÇİYİR: birl. Buduncu/Yir,yer toprak BUGA: Boğa BUGAN: 1- Boğan 2- Alamet, işaret, iz BUGATEG: Boğa gibi güçlü BUGAY: 1-Afacan, ele avuca sığmayan 2- Buğu, ceylan BUGU: 1- Buğu, ceylan 2- Böcek, örümcek 3- Canavar BUGUR: Sürekli,devamlı, devamlılığı olan BUGA: Boğa BUĞRA: 1- Genç aygır 2- Genç erkek deve BUĞU:1- Ceylan, 2- Yavru geyik 3- Buhar BUĞUÇAN: Boğucu, boğaç BUKA: Boğa BUKAĞI: Kelepçe, atların ayağına takılan bir çeşit köstek BURAK: Güçlü, yenilmez BUKAN: (Mokan, Büken) Güçlü, yenilmez BUKUK: Tomurcuk, filiz BULAÇ: Bulucu, keşşaf, mucit BULAGAN: 1- Olgun, kamil 2- Bulan, bulucu BULAK: Göze, kaynak, pınar BULAR: Bulur, mucit BULASI: Ülkü, bulunması istenen BULÇA: 1- Bolluk, ganimet, bereket 2- Bulucu, mucit BULÇU: Bulucu, mucit BULÇUM: Keşif, buluş BULDAN: Bolluk, refah BULDU: Önemli, değerli, az rastlanan BULDUR: 1-İri su damlası 2- Gözyaşı BULDAK: 1- Bulanık, karışık, karma 2- Kıyı, sahil BULGAN: 1- Olgun,kamil 2- Bulucu, mucit BULGANÇ: Karma, kırma, karışık BULGAR: Karışık, bulanık, karışmış, içiçe girmiş BULGAŞ: Karışıklık, karmaşa BULMAZ: 1- olgunlaşmamış 2- Sakin, tembel BULMUŞ: 1- Olgun, erdemli, oturaklı 2- Keşşaf, mucit BULU: Anlayış, idrak, izan BULUÇ: 1-Bulucu 2- anlayış, fehim BULUG: 1- Keşif bölgesi, keşfedilen yer, bölge 2- Fidye, haraç BULUGAN: Bulan, bulucu BULUM: İrfan BULUNG: Bulunulan yer, yön, taraf BULUŞ: 1-Feraset, buluculuk 2- Manevi destek BULUŞGAN: Maharetli, becerikli BUMİN: 1- Merkez ordu, çekirdek ordu 2- Puhu kuşu BUN: Üzüntü, keder, bunalım, kendinden geçiş BUNAK: Bunlu, üzüntülü, kendinden geçmiş BUNALMIŞ: Üzgün, mahzun BUNG: Bun, keder BUNLUĞ: Bunlu, kederli BUNSUZ: Mutlu, huzurlu BURAN: Burmaktan...Burucu BURCU: 1- Buruk, burucu 2- Güzel ve keskin koku 3- Biber BURÇAK: 1- Nohutgillerden bir tahıl 2- İrmiklik buğday BURÇİGEN: Böü/Tigin Moğol ağzındaki söylenişi (Türk ağızlarında Kuzey’e çıkıldıkça T ”ler Ç’ ye dönüşür. Çigin, Tigin, Çengiz Tengiz vb.) Çengiz Kagan’ın aile adı. Uygur kökenli olup, sonraları kuzeye göç ederek,Moğol oymaklarının arasına karışmış bir oymak BURÇİN: Dişi geyik BURÇUGİN: Özü sözü bir, güvenilir BURÇUK: 1- Tahta veya keçeden yapılmış küçük heykel 2- Varlık, servet 3- Çiçek, gül BURKA: Yüz örtüsü, fular (Tozdan ve fırtınadan korunmak için yüze takılan örtü) BURKAN: 1- Totem, heykelcilik 2- Hüzün, iç burkuntusu BURKE: 1-Burka 2- Berke, kamçı BURLA(Hatun): Üzüm, üzüm salkımı BURTA: 1- Benek, ben 2- Altın tozu BURTAG: Burtak çakıllı, taşlı toprak BURUK: Kırgın, alıngan, mahzun BURUL: İçli, içten, samimi BURUNÇUK: Burulmuş, buruşuk BURUNDU: Atların terbiyesi için burunlarına takılan kıskaç BURUNGU: Geçmiş, mazi, hatıra BUŞKU:Telaş, heyecan BUYAN: (Bayan, Muyan) 1- Kut, baht, mutluluk 2- Sevap,hayır 3- Dayanıklılık, mukavemet BUYANDI: Kutlu, bahtı açık BUYRA: Kıvırcık, kıvrılmış, bürülmüş BUYRAÇ: Amir, buyuran BUYRAT: Engebe, engel BUYRUK: 1- Emir, buyruk, buyurma 2- Göktürkler döneminde vezir, (bakan) anlamına da kullanılmıştır. BUYURUK: Buyruk, emir BUZAÇ: Bozucu, bozguna uğratan BUZAN: Bozan, düşman birliğini dağıtan BÜBÜLÜK: Gül, konca BÜDENE: Bir bıldırcın türü BÜGÜ : 1- Büyü, sihir 2- Felsefe 3- ejderha BÜK: Kıyı, sahil BÜKE: 1- Genç kız, küçük hanım (Bike) 2- Bükü, ejderha BÜKE BADRAÇ: birl. Büke/Badraç Mitolojideki, yedi başlı ejderha BÜKEÇ: Güçlü, bükücü BÜKEY: Büken, bükücü, güçlü BÜKİN: Hanımcık, küçük hanım BÜKLÜM: Kıvrım, büküntü, saçak BÜKÜ: Ejderha BÜKÜŞ: Bükme eylemi, bükmek BÜLEK: Bilek T...Kırgızların, Mürti oymağı beylerinden BÜLTE: Demet, deste, top BÜNGÜ: Tos atmak, kafa vurmak BÜR: Gonca; gonca gül BÜRÇE: Kurt yavrusu BÜRÇEK: 1- Kurt yavrusu 2- Saç kıvrımı BÜRGE: 1- Kellik 2- Bahşiş, hediye BÜRKEV: Himaye,vesayet BÜRKÜT: 1- Bahşiş, hediye 2-Bir kartal türü BÜRÜM: Bürülmüş, katlanmış BÜRÜNCÜK: İpekten yapılmış, şal, fular BÜTE: 1- Fidan 2- Bütünlük BÜVET: Baraj, set, su seti BÜYÜ: Sihir, gizliyi bilme işi, bilgelik BÜYÜK: 1- Olgun, saygıdeğer 2- Bilge 3- Büyü, büyücü
__________________ #Somalı |
01.12.2013, 21:26 | #3 (permalink) |
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. | Cevap: Türkçe İsimler (B) HARFİYLE BAŞLAYAN TÜRKÇE İSİMLER BABAT:Cins, Tür BABRAK: Hızlı, çevik, atletik BABÜR: Kaplan cinsi, yırtıcı bir hayvan BACI: Kız kardeş BAÇAK: Bir çeşit zırh (Dize geçirilen bir zırh) BAÇMAN: Başlık, Tolga BADAN: Batan (Batmaktan...Güneşin batışı) BADUR: Batur, bagatur, kahraman BADURUK: (Badruk) 1- Sadık, güvenilir 2- Batur, kahraman BAGA: 1- Alt, küçük, küçük rütbeli yönetici 2- Boğa BAGATUR: Kahraman, Batur, Bahadır BAGAY: Afacan, yaramaz, ele avuca sığmaz BAGRI: Kararlılık, azim BAĞAM: Destek,arka, kuvvet BAĞAN: Anıt, abide BAĞATUR: Bagatur, batur, bahadır, kahraman BAĞDAŞUK: Uyumlu, ahenkli, uzlaşmacı BAĞDU: Işık, şua, ışın BAĞI: Büyü, efsun, bağlılık BAĞIM: Bağlı, bağlılık BAĞIMSIZ: Bağlı olmayan, özgür BAĞIR: 1- Sine, göğüs, kucak 2- Kalp, gönül BAĞIRLAK: İri bir kırlangıç türü BAĞIŞ: 1- Veriş, ikram 2- Af, af ediş,3- Nezaret BAĞLAN: 1- Demet, deste 2- Bağlılık 3- Kızıl renkli bir su kuşu BAĞRI: Kararlı, azimli BAĞŞI: (Baksı) Kam, doktor BAHADIR: Bagatur, Batur, kahraman BAHŞİ: Baksı, doktor, bilgin, büyücü, hoca BAKAÇ: Bakıcı, bakan, nazır BAKAN (Bağan): 1- Anıt, abide 2- Bağlayıcı, birleştirici 3- Haşarı, afacan BAKAY: Haşarı, ele avuca sığmayan BAKIM: Bakma eylemi, nazar, bakış BAKIR: Bakır madeni BAKIRSOKUM:birl. Bakır/Sokum (Kuzey Türklerinde, Merih yıldızı anlamına kullanılmaktadır.) BAKIŞ:1- Bakış, nazar 2- İkram 3- af BAKSI (Bakşı): Bahşı,doktor, bilgin, büyücü BAKTI: Bakan, nazır BAKUY: Ulu, saygıdeğer kişi, tecrübeli, bilge kişi BAL: 1- Yapışkan sıvı 2- Arı balı 3- Çamur, balçık BALA: Yavru, çocuk BALABAN (Balıban): 1-Bala bandırılmış 2- İri başlı bir doğan türü Ayrıca mecaz olarak “ mahzun ve baygın bakış” anlamını içerir. BALACA: Yavrucak, ufaklık BALAK (Balak): manda yavrusu BALAMAN: Cüsseli, iri kıyım BALAMİR: (Balabir) Biricik yavru BALANDI: İri yarı, gösterişli BALASAGUN: birl. Bala/Sagun Özlenen, beklenen yavru (çocuk) BALBAL: 1- Heykel, anıt 2- Mezar taşı (Eskiden mezarlara dikilen ve üzerlerine öldürülen düşman sayılarının ve kimliklerinin yazıldığı mezar taşı) BALÇAK: Kabza, kılıç kabzasındaki siperlik BALDU: Balta BALDUK: Balta BALGAY: Ünlü, meşhur BALI: Değerli, yüksek, ulu kişi BALKAN: Ormanlarla kaplı, dağlık bölge BALKIN: Parlak, gözalıcı BALKIR: 1- Yağmur arasında çıkan güneş 2- Yağmurun hemen ardından çıkan güneş BALTA: Ağaç ve odun kesmek için kullanılan alet BALTEG: Çamur, çamurlu BALUG (Balık) 1- Balçık çamur 2- Ev, köy 3- Suda yaşayan balık BAMSI: 1- Yüksek, ulu, ulaşılmaz 2- Baksı, kam BANAR: Demet, tutam, deste BANGU: (Mengü, Bengü) Sonsuz, sonsuzluk, ebedi BANIÇİÇEK: birl. Banı/Çiçek...çiçeğe bandırılmış BANLAK: Çağrı, davet, ezan BARADAN: 1- Boradan, bora parçası 2- Nara, yüksek ses, bağırtı BARAK: Türk mitolojisinde adı geçen çok tüylü, iri başlı köpek BARBOL: Varol BARÇA: 1- Parça 2- Tüm, tamam, eksiksiz BARÇIN: İpekli kumaş, kadife BARÇUK (Barçık) Tahta ve keçeden yapılan küçük heykel BARÇUK ART TİGİN: birl. Barçuk/Art/Tigin (Art,ardçı,halef) BARDAM: Varlık, ganimet, bolluk BARGAN: Varan BARDI: Vardı (Varmak...dan) BARGAN: Varan, ulaşan BARGI: Kadife BARGIT: Kadife BARGU: Nimet, ganimet BARGUŞ: Ganimet BARIK(Barı) : Esas, esas olan, mahfuz BARIM: Varım, servet, varlık BARIN: 1- Güç, kuvvet 2- Barınak BARUNDUK: Sığınılacak yer, barınak BARIŞ: 1-Varış, gidiş, gidişat 2- Sukunet, sulh 3- Servet, hazine BARK: (Barka) baraka, ev çok önceleri saray anlamına kullanılan bu sözcük, Uygurların kentleşmeye ağırlık vermesinden sonra, “taştan yapılan ev” anlamında kullanılmıştır. BARKAN:Oynak toprak, bataklık BARKAT: Heykel, büst BARKIN: 1- Gezgin, seyyah 2- Kararlı, azimli BARKUK: Servet, varlık BARLA: Parlak, göz alıcı BARLAK: Parlak BARLAS: 1- Çekici, cazip 2- Varlık, servet 3- Temiz, temizlik BARLI: Varlıklı, zengin BARLIK: Varlık BARMAK : (Varmak) BARMAKLAK: 1- Varıcı, ulaşıcı 2- Eldiven 3- Varlık BARMAN: Varlıklılık, mevcudiyet BARS: Pars, leopar BARSUK: Porsuk BARTIK: Heykel, büst BARTU:1- Varlık, servet 2- Menzil, varılacak yer BARUG: Mesned, dayanak BASAGAR: Ağırbaşlı, mütevazi BASAK(Basa)1- Cesur, gözükara 2- Baskın 3- Farklılık, ayırım BASAN: 1- Baskın yapan 2- Ölünün ardından verilen yemek 3- Yayan, yayıcı BASAR: Baskın, baskıncı BASAT:1- Mühür, 2- Yardım, muavenet 3- Busat, pusat,silah 4- başat BASGAN: Basan, baskıncı BASIK: 1- Gece baskını 2- Basınç, tazyik, baskı BASILGAN: Baskıncı BASIM: Enerji, güç BASIR: Basar BASKAK: Basak, cesur, farklı, Çengiz Kaan döneminde askeri valiler için kullanılan ünvanlardan BASKIN:1- Galp, muzaffer 2- Ani yapılan saldırı 3- Basık, yaygın genişlemiş BASMIL:1- Baskıncı 2- yardımcı, muavin BASRUK: Baskı, tazyik BASSIZ: Başsız, başına buyruk BASTI: Bastıran, baskın yapan BASTIK: Basdı, Baskıncı BASU (Basut) Tokmak BASUÇ: Baskı, tazyik BASUT: 1-Yardım, yardımcı 2- Demir tokmak 3- Baskın yapan BAŞ: Oluş, doğuş, ortaya çıkış, uç nokta, doruk, birinci sıra gibi anlamların hepsini içeren bir söz BAŞACI: Reis, lider, öncü BAŞAD(Başat) BAŞAGUT:Önde gelen, önde bulunan, sevilen BAŞAK:1- Buğday başı 2- Ok ucu...okun ucuna takılan sivri demir 3- Sümbül çiçeği BAŞALMIŞ:1- Öncü,önder 2- Düşmanını yenip, yoketmiş BAŞAR: Başarı, kazanç BAŞARAN: Başarılı, muvaffak BAŞARI: Muvaffakıyet BAŞAT:1- Emsalleri arasında en üstün ve en önde gelen 2- Hanlık yapan bir soya mensup kişi BAŞA: (Paşa) Bazı tarihçilerimize göre ..Baş-ağa, bazılarına göre ise Baş-şad sözcüklerinin değişime uğramasıyla bu biçime gelmiş ve sözcük, bugünkü anlamıyla General ordu komutanı BAŞBAĞ:1- Başı bağlı, özgürlüğü kısıtlı 2- Gözde, sevgili, en değerli BAŞBUĞ: Ordu komutanı, orgeneral BAŞÇIL: Şef, lider, önde gelen BAŞDAŞ: Denk, akran BAŞDU: Başta olan, önde giden BAŞEL: birl. Baş/İl..yol gösterici,mihmandar BAŞGAK: 1- Başkan,şef 2- Bir tatlı su balığı BAŞGÖZ: birl. Baş/Göz 1-Birleşik, ayrılmaz 2- Mec. Evlilik BAŞGU: Alnında beyaz lekesi olan at BAŞIL: Önde giden, şef BAŞKAL: Emir, ferman BAŞKAN: Yönetici, şef, başta giden BAŞKARA: birl. Baş/Kara...mec. Sert, acımasız,bir kişiliğe sahip olan kişi BAŞKIR: Başarı, muvaffakıyet BAŞLADAÇU: Başlatıcı, yönetici, hakem BAŞLAG: Başlangıç, ilk BAŞLAK:1- Başıboş, salınmış 2- Başlangıç BAŞLAMIŞ: 1- Kararlı, çalışkan 2-Lider, lider olmuş BAŞLIĞ: Başı dik gururlu BAŞLIK: Yönetici, şef BAŞNAK: Başlıksız, tulgasız BAŞŞAD: (Paşa) Ordu komutanı, general BAŞTIN: Selef, önceki BAŞTINKİ: Baştaki, öndeki, önder BAŞVEREN: Fedai BAŞVERMİŞ: Kurban, fedai BATAK:1- Çamur, bataklık 2- Gizli, gömülü BATIŞAD: birl. Batı/Şad T...Göktürk ve Uygur ordularında, batı kanadının komutanlarına verilen unvan BATIM:1- Batma boyu, boy, derinlik 2- Sivri bir aletin saplanması BATIR: Batur’un şive farkıyla söylenmiş biçimi BATMAZ: 1-Diri, mücadeleci 2- Vücuduna sivri ve kesici aletler işlemez BATRAK: (Batırak) Mızrak, kargı BATSIK: 1- Bastıran, yanaştıran 2- Gün batısı, batı BATU: 1-Güçlü, yenilmez, gücüne dayanılmaz 2- Dayanıklı, metin 3- Gün batısı BATUGA: 1- Batu, kahraman 2- Gizli, gizlenmiş BATUR: Bagatur, Kahraman BATURGAN: 1- Saklayan, gizleyen, gizli 2- Batıran,saplayan BATUT: Gizli, saklı BAVIRGAN: 1- Şefkatli, koruyucu 2- Bağıran, nara atan BAY: Varlık, zenginlik, egemenlik, erklik, üstünlük, bolluk sözcüklerinin tümünü içeren önemli bir ad. Türk adlarının önemli birleşiklerinden başka sözcüklerle kullanılabilen, kullanılan sözcüğü bütünleyip, güçlendiren, hem başa gelerek hem de sona gelerek kullanılabilen bir ad. BAYA: Bay,baylanmış, zenginleşmiş BAYAK: Selef, daha önceki BAYAN: (Muyan, buyan) 1- Kalıcılık,sonsuzluk 2- Baht, mutluluk 3- Zenginlik, güçlülük,erklik 4- eski dönem Tanrı sıfatlarından 5- Uygur kağanlarının unvanlarından BAYAR: Ulu, yüce, kudretli, celil...Tanrı sıfatlarından Bulgar hanlığı dönemi,soyluluk ve üstün vasıflı yöneticiler için verilen bir unvan BAYAT: Tanrı sıfatlarından ,..1- Devletli, kısmetli 2- Kadim, ezeli BAYATLI: Devletli, bahtı açık, muktedir BAYATLUĞ: (Bayatlı) BAYAVUT (Bayagut) Varlıklı, muktedir BAYÇA: Varlıklı, muktedir BAYÇU (Baycu): Varlıklı, devletli BAYDAK: 1- Bağımsız, hür 2- Bekar BAYDAN: 1- Cömert, eli açık 2- Şık, yakışıklı BAYDAR: Varlıklı, muktedir, egemen BAYGIN: Kendinden geçmiş BAYIK: 1- Varlıklı, egemen 2- Usta, eli yatkın 3- Doğru sözlü, saygılı, güvenilir BAYIN: Çekici, güzel, yakışıklı BAYINDIR: Güçlü,varlıklı, egemen BAYIR: Yamaç BAYITMIŞ: Zengin, kudret sahibi BAYLA: Varlıklı, refah içinde olan BAYLAK: Rahat, refah içinde BAYLAM: 1- Azim, kararlılık 2- Demet, bağ BAYLAMIŞ: Varlıklı, güçlü olmuş BAYLAN: Nazlı, şımarık BAYLANIŞ: İlişki, münasebet BAYLIK: 1- Varlık, Varlıklılık, güçlülük 2- Ganimet BAYMAZ: Mala mülke ilgi duymayan kişi BAYRAÇ: Varlıklı, zengin BAYRAK: Varlık, varoluş, erklik, güç, ve bağımsızlık BAYRAM: Güzellik, mutluluk, sevinç, bolluk BAYRI: 1- Ezeli, kadim 2- Emektar, tecrübe sahibi 3- Sonradan zapt edilip, yurda dahil edilen toprak BAYRIN: Kadim, ezeli, eskiye dayalı BAYSA: Madalya BAYSAL:1- birl.Bay/Sal 2- Bolluk, rahatlık 3- Asayiş, sükunet BAYSAN: Yakışıklı, levent, gösterişli BAYSİN: Zengillik, kudret BAYTAG: Bolluk, çokluk, kalabalık BAYUK: Hazır, amade BAYUR: Cesur, gözükara BAYUTMUŞ: birl. Bay/Utmuş (yenmiş, muzaffer) BAYÜLGEN: birl. Bay/Ülgen Şamanist gelenekte insanlar arası ilişkilerle ilgilenen “mükafat tanrısı” BAYÜLKEN: (Bayülgen) BAZ: 1- Emin, güvenilir 2- Merkeze bağlanmış, sonradan katılmış BAZDA: Hoş, latif, çekici BAZIR: Basar, baskıncı BAZMAN: Tabi, bağlı, muti BECERİ: (Beceriklik) Hüner, marifet, yeterlilik BECET: Süs, makyaj, tezniyat BEÇİRİK: Becerik, beceri, marifet BEÇKAN: İpekten yapılmış sancak BEDER: Ziynet, mücevher BEDİZ: 1- Resim, heykel, nakış, bezek 2- Taşlara yontularak yapılan süsleme BEDİZCİ: Ressam , heykeltıraş, nakışçı BEDÜK: Büyük, iri, cesim, ulu BEGEÇ: Beyliğe uygun olan BEGEN: 1- Beğeni, hoşluk 2- Şehzade, prens BEGENÇE: Şehzade, prens BEGESİN: Doğruluk, sevap, hayr BEGİ: 1- Yiğit, güçlü, 2- Eş- koca BEGİSİ:1- Doğru, sevap 2- Beğenilen, imrenilen BEGÜM: Hanımefendi, bayan, saygı duyulan hanım, eski Türkçe’de “beğ”’in tam olarak dişi karşılığı BEĞ: Bey, varlık, erklik, güç, yöneticili toparlayıcılık, liderlik, soyluluk vb. anlamları içerir BEĞCEĞİZ: Beycik, Küçük bey BEĞÇE: Küçük bey BEĞÇEK: Küçük bey BEĞDAŞ: Akran,eş,denk BEĞDE:1- Aziz, saygıdeğer 2- Adil, adaletli BEĞDEŞ: Nazir,benzer BEĞDİ: Aziz,muterem, saygıdeğer BEĞDÜZ EMEN: birl. Beğdüz/Emen (ruh,can) BEĞEÇ:1- Beğliğe layık 2- Beğ çocuğu, küçük bey BEĞENDİK: Beğenilen BEĞENİ: Hoşa giden, beğenilen BEĞENMİŞ: Hoşuna gitmiş BEĞER: Beyoğlu, prens, şehzade BEĞLEN: Bey soyundan olan BEĞLİK: Beylik, beyliğe uygun olan BEĞREK: Beyrek, bey çocuğu, küçük bey BEK: 1- Bey, beğ 2- Pek, sıkı BEKEM: Bey, beyim BEKEN: Dayanıklı, metin BEKET: Kuvvet, dayanıklılık BEKİ: 1- Yiğit,güçlü 2- Eş, koca 3- Şaman, baş şaman BEKİK: Güvenli, iyi korunan BEKİM: Azimli, kararlılık BEL: 1- Bilgi, bilim 2- Belirti,iz, damga 3- Tarlanın orta yeri 4- İki dağın arasındaki geçit BELÇİN: Belirti, iz, damga BELDEK: İz, işaret, emare BELEK:1- Kılavuz, rehber 2- hediye, 3-Kundak bezi BELEN:1- Bilen, alim 2- Geçit 3- Sırt, tepe, dağ yolu BELET: Belge, delil BELGE: Belge, doküman, delil BELGİ:1- Belge 2- Bilgi 3- Fark, farklılık, ayırt, alamet BELGİN: Belirgin, net, açık BELGÜ:1- Belge 2- Sınır taşı, sınır toprağı 3- Yüzük taşı, nişane BELİK:1- Doruk, zirve, şahika 2- Saç örgüsü BELLEK: Hafıza BENEK: 1- Armağan, hediye 2- Bakır para 3- İşlemeli kumaş BENGİ: Bengü, mengü sonsuz, sonsuzluk, ebediyet, ebedi BENGİLİK: Sonsuzluk BENGÜ: Bengi, mengü BENİCE: Sonsuzluk, sonsuzluğa giden BENK: Muhkem, iyi korunan BENLİ: Yüzünde ben olan BERDİ: Verdi,Kutsal güçler tarafından yollanan BEREGEN: Eli açık, cömert, verici BERGE: 1- Vergi 2- Berke, kamçı, değnek BERGİ: 1- Vergi 2- Eli açık, cömert BERGİLİK: Doğal, tabi BERİK: 1-Berk, sağlam, gürbüz, dayanıklı 2- Cömert, eli açık BERİL: Verici, cömert, eli açık, fedakar BERİN: Veren, cömert BERİŞ: Veriş, hibe BERK: 1- Katı, sıkı, sağlam, dayanıklı 2- Şiddet, şiddetlilik 3- Korunan, muhkem 4- Yıldırım BERKANT: birl. Berk/Ant Altay dağları cıvarında bir başka dağın adı BERKE:1- Kamçı, değnek 2- Dövme 3- Naz, işve BERKEM: Düşmana karşı iyi korunan yer, müstahkem mevki BERKİN: Güçlü, güçlendirilmiş BERKİT: Güçlü, güçlendirilmiş, muhkem BERKLİĞ: Berkli, güçlü, dayanıklı BERKUK: Sert,cesur, dayanıklı BERMEK: Vermek, veriş BERŞE: Odun kömürü, kül BESEN: Bezen,süs, makyaj, gösteriş BETİK: (Bitiğ, bitik) Yazılı kağıt, mektup BEYBUT: Barış, sulh BEYGE: Bike, küçük hanım BEYGU: Bir şahin türü BEYLEM: Buket, demet, çiçek demeti BEYLEN: Beyli, beye bağlı BEYNEN: Beğenen BEYREK: 1- Tim, müfreze 2- Merkez ordu, ordugah BEYRU (Bayrı) 1- Ezeli, başlangıçsız 2- Emektar, tecrübeli BEZEK: Süs, takı, piraye BEZEN: Süs, makyaj BEZENMİŞ: Süslü BEZGİN: Bez...mekden. Sarsılmış, bıkmış BIÇAK: Biçme aracı BIÇGIN: Kesen, biçen BIÇKAS: Kağan ve Hanlara yapılan bağlılık andı BIÇKI: Bıçak bileme aracı BİBİ: Kibar, eğitimli, sayıdeğer hanım (Anadolu’da birçok bölgemizde “hala” anlamında da kullanılır) BİÇEK: Bıçak, biçici BİÇİK: Biçilmiş, biçimlenmiş BİÇİM: Şekil, format, örnek, biçilmiş gibi BİÇİN: 1- Biçilmiş,biçime girmiş 2- Ekin, tahıl 3- Biçen, doğrayan BİGE: 1- ******, temiz kız 2- Bey kız saygıdeğer kız BİGEM: Sevilen, el üstünde tutulan kız BİGEN: Beğenilen BİGENDİK: Beğenilen, ilgi duyulan BİKE: Bige BİKET: Beylik, beyliğe uygun BİL: Bilgi, bilim BİLDİK: Bilinen, tanınan, ünlü BİLECEN: Bilgiç,çok bilmiş BİLEDA: Balta BİLGE: Bilgili, filozof, alim, bilgin, ulu kişi BİLGEKAĞAN: Bilge/Kağan (Aslı, Türk Bilge Kağan’dır) T...Türk tarihinin, bir çok nedenlerle en önde gelen kişilerinden. Türk Milliyetçiliğini devlet siyasetine sokan, ona sosyal, ve siyasal bir kimlik vererek, devlet-millet bütünleşmesini sağlayan, milliyetçiliğe “zaman boyutu”nu kazandırıp, onu çağlar ötesine götürebilmeyi amaçlayan ve ilk defa “ Birleşik Türk Devletleri” fikrini ortaya çıkarıp bunu milli politika biçimine getiren,yönetimi döneminde sık sık kurultaylar toplayarak milletine “hesap veren” ve tüm bunları kardeşi Kül Tigin’in ölümünden sonra yazdırttığı “mengütaş’larda(Orkun anıtları) da bizzat anlatan ve son olarak da gerek Türk dili, gerek de edebiyatı ve içeriği açısından, dünyada bir eşi daha bulunmayan yazıları yazdırtan ulu kişi...İlteriş Kutluk Kağan’ın büyük oğlu, Kül Tigin’in ağabeyi. BİLGE TAMGAÇU: birl. Bilge/Tamgacı T...Göktürkler ve Uygurlar döneminde yüksek dereceli memurlara verilen bir unvan BİLGE TONYUKUK: birl. Bilge/Tonyukuk T...Göktürkler dönemi, ünlü, devlet adamı, siyaset bilimci ve tarihçisi...II Göktürk kağanlığının kuruluşunda önemli rolü olan, hem İlteriş Kutluğ Kağan’ın yakın yoldaşı ve başkanlığını, hem de Bilge Kağan’ın başbakanlığını yapan ve kendi adına da yazıtlara yazı yazdıran ulu kişi BİLGEN: Bilen, bilgin, alim BİLGİN: Bilim adamı BİLGÜ: Bilgi BİLİG: Bilgiler, bilim, bilim dalı (orj) BİLİK: Bilen, bilgili BİLUN: Esir, tutsak, (gönül ve akıl esiri, aşık) BİNİT: Binilecek nitelikteki, soylu at BİRBEN: birl. Bir/Ben Ben mec. Kendini beğenmiş BİRÇE: Biricik, yegane BİRÇEK: 1- Biricik 2- Saçın ortadan ayrılıp yana dökülmüş hali BİREBİN: Yegane, tek, biricik BİRGE: 1- Beraber, birlikte 2- Biricik 3-Berke BİRGEN: İçine kapanık, münzevi BİRİCİK: Tek, yegane, bir tane BİRİÇİM: birl. Bir/İçim mec. İmrenilecek güzellik ve çekicilik BİRİDİN: Güneyli, güney bölgesinden BİRKİT: Birleşik, birleşmiş BİŞÜK: Nesil,soy-sop, kavim, kardeş BİTERGE: Gerek, hacet, ihtiyaç BİTEV: (Bidev) 1- Soylu, soylu at 2- El değmemiş bakir BİTİG: Yazı, yazıt BİTİGÇİ: Katip, yazıcı BİTİGEN: Anıt, yazıt, yazılı taş BİTİM: Gaye, hedef, ülkü BİTKİ (Bütkü) yerden biten BİYAN: (Bayan) (Buyan) Varlıklı, cömert ,Eski Tanrı sıfatlarından BİYUM: Cömert, eli açık BOD: Boy,uruk BOGA: Boğa BOĞ: Hediye, armağan BOĞA: Boğa BOĞACA: Boğa gibi güçlü BOĞACI: Boğa deviren BOĞAÇUK: Küçük boğa, genç boğa BOĞAR: Boğucu, güçlü, kuvvetli BOĞARCIK: Güçlü, boğucu BOĞTAG: Şapka, başlık, hanım başlığı BOLCAL: Vade, müddet BOLÇAK: Gürz, topuz BOLDUÇAĞ: Uygun zaman, olan çağ BOLGAN: 1- Soylu at 2-Keşşaf, mucit 3- Olgun, olmuş, ermiş BOLGU (Bolgi): Orijinal, özgün BONCUK: Mücevher, takı BOR: Bora, fırtına BORA: Fırtına BORDAK: Semiz, şişman, balık etli BORDU: Üzüm, asma BORKA: Baraka,ev BORLA: Burla, üzüm, üzüm salkımı BOSUM: Endam, zerafet BOSUT (Basat) anlayış, izan, hidayet BOŞGUR: Eğitmen, öğretmen, talimci BOŞGUT: Öğrenci, şakirt BOY: 1- Uruk, uyruk, oymaklar birliği 2- Eda, endam BOYDA(Ğ): Soyut, mücerred BOYDAŞ: Aynı boyun mensubu BOYLA: Unvan veren kişi BOYLA BAĞA TARKAN: birl. Boyla/Bağa/Tarkan Bilge Tonyukuk’un öteki adı BOYLAN: Adına ve soyuna layık BOYLUĞ: 1- Soylu 2- Yakışıklı BOYSAN: Yakışıklı, heybetli BOZ:1- Sert, şiddetli2- Alaca renk,füme rengi3- Toprak rengi BOZAN: Bozmak...dan düşmanı yenip dağıtan BOZCA:1- Cesur, gözükara 2- Boz rengine kaçan BOZCAK: Cesur BOZÇİN: Dürüst, güvenilir BOZDOĞAN: birl. Boz/Doğan Bir doğan türü BOZKIR: Step, çöl, vaha BOZKURT: birl. Boz/Kurt T...Oğuz Kağan destanında, Oğuz’a yol gösteren efsane kurt. Genel olarak Türk boylarının hemen tamamında, Türklerin karakteristik özelliklerini üzerinde taşıdığına inanılan “Milli sembol” pozisyonundaki hayvan (Önceleri “Gökbörü” olarak kullanılan bu ad, Selçuklular döneminden sonra, daha yaygın olarak “Bozkurt” olmuştur.) BOZLAK: 1- Boz ve kül renginde olan 2- Otlak, mera BÖBÜLÜK: Koca, gül BÖÇKE:1- Canavar 2- Böcek BÖDGE: Çağ, zaman BÖG(Bök): Kısmet, nasip BÖGÜ:1- Filozof, hikmet sahibi kişi 2- Büyü, sihir 3- Ejderha, canavar 4- Zehirli bir böcek BÖGÜR: 1- Ordunun kanatlarından her biri, cenah 2-Kaburga ile kalça arasındaki bölge BÖĞDÜN: Bürokrat, yüksek dereceli memur BÖĞREK: Ordugah, merkez ordu, merkez ordunun savaş pozisyonu BÖĞÜRMÜŞ: Şamatacı, gürültücü BÖĞÜŞ: Zeka BÖKEN: Ahu, ceylan BÖKEVUL: Aşçı, iyi yemek yapan BÖKLİ: Yakışıklı,Şık, iyi giyimli BÖKLİCE: Şık giyimli BÖLE: Pay, nasip, kısmet BÖLEN: Bölüm, pay BÖLEK: Hediye, armağan BÖLÜK: 1- Kısım, ekip, bölüm 2- Pay, nasip BÖLÜN: Yönetici, şef BÖNGE: Tekme BÖNGER: Tekmeleyici, iyi tekme atan BÖRÇE: Zülüf BÖRÇEK: Zülüf BÖRİ: Kurt Göktürkler ve Uygurlar dönemlerinde Kağan muhafızlarına verilen genel bir ad. BÖRİTEÇİNE (Börteçine) Benekli bozkurt Ergenekon destanlarının çeşitli versiyonlarından birinde, Ergenekon’dan çıkışı gösteren dişi kurt,bir diğerinde ise bu addaki demirci ustası olarak geçer. BÖRK: Başlık, tüylü hayvan derilerinden yapılan başlık BÖRKLÜ(Ğ) Saygıdeğer BÖRKLÜCE: Saygıdeğer, saygı gösterilen BÖRTE: Benek BÖRÜ: (Böri) Kurt BUBİK: Konca,gül BUCAK: 1-Gizli bölge 2- Uzak yer BUCUGA: (Buğucu, ceylan avcısı) BUDAK: Sert dal parçası mec. Güç, sertlik, dayanıklılığı sembolize eder. BUDAN: (budun) BUDAY: Buğday BUDRAÇ: Gözü pek, cesur BUDULGAN: Yürekli,cesur BUDUN: Bütün, Ulu, millet “ Siyasi ve dini yapıları ne olursa olsun soy,dil, töre, kültür, tarihsel yapıları bir olup, psikolojik olarak birbirine bağlı insan topluluğu.Türkçe’de kullanılan millet ve ulus sözcükleri tam olarak bu anlamı içermektedir. Millet, din ortaklıklarını daha ön planda tutan bir anlam içerirken Ulus ise, daha çok boy ve uruk anlamlarını içerir.Buna rağmen yakın zamana kadar millet, son zamanlarda ise ulus sözcükleri dilimize yer etmiştir. Oysa gerek günlük dilimizde gerek yazı dilimizde bu sözcüğün bir an önce kullanıma girmesi gerekmektedir.” BUDUNÇAR (Budunçu-Yir) Sözcüğünün tam anlamıyla” Ulusçu”, “milletçi” “Oğuz Töresi”’ni yeniden gündeme getirip, yürürlüğe koyan kişi BUDUNÇİ: Buduncu, Ulusçu BUDUNÇİYİR: birl. Buduncu/Yir,yer toprak BUGA: Boğa BUGAN: 1- Boğan 2- Alamet, işaret, iz BUGATEG: Boğa gibi güçlü BUGAY: 1-Afacan, ele avuca sığmayan 2- Buğu, ceylan BUGU: 1- Buğu, ceylan 2- Böcek, örümcek 3- Canavar BUGUR: Sürekli,devamlı, devamlılığı olan BUGA: Boğa BUĞRA: 1- Genç aygır 2- Genç erkek deve BUĞU:1- Ceylan, 2- Yavru geyik 3- Buhar BUĞUÇAN: Boğucu, boğaç BUKA: Boğa BUKAĞI: Kelepçe, atların ayağına takılan bir çeşit köstek BURAK: Güçlü, yenilmez BUKAN: (Mokan, Büken) Güçlü, yenilmez BUKUK: Tomurcuk, filiz BULAÇ: Bulucu, keşşaf, mucit BULAGAN: 1- Olgun, kamil 2- Bulan, bulucu BULAK: Göze, kaynak, pınar BULAR: Bulur, mucit BULASI: Ülkü, bulunması istenen BULÇA: 1- Bolluk, ganimet, bereket 2- Bulucu, mucit BULÇU: Bulucu, mucit BULÇUM: Keşif, buluş BULDAN: Bolluk, refah BULDU: Önemli, değerli, az rastlanan BULDUR: 1-İri su damlası 2- Gözyaşı BULDAK: 1- Bulanık, karışık, karma 2- Kıyı, sahil BULGAN: 1- Olgun,kamil 2- Bulucu, mucit BULGANÇ: Karma, kırma, karışık BULGAR: Karışık, bulanık, karışmış, içiçe girmiş BULGAŞ: Karışıklık, karmaşa BULMAZ: 1- olgunlaşmamış 2- Sakin, tembel BULMUŞ: 1- Olgun, erdemli, oturaklı 2- Keşşaf, mucit BULU: Anlayış, idrak, izan BULUÇ: 1-Bulucu 2- anlayış, fehim BULUG: 1- Keşif bölgesi, keşfedilen yer, bölge 2- Fidye, haraç BULUGAN: Bulan, bulucu BULUM: İrfan BULUNG: Bulunulan yer, yön, taraf BULUŞ: 1-Feraset, buluculuk 2- Manevi destek BULUŞGAN: Maharetli, becerikli BUMİN: 1- Merkez ordu, çekirdek ordu 2- Puhu kuşu BUN: Üzüntü, keder, bunalım, kendinden geçiş BUNAK: Bunlu, üzüntülü, kendinden geçmiş BUNALMIŞ: Üzgün, mahzun BUNG: Bun, keder BUNLUĞ: Bunlu, kederli BUNSUZ: Mutlu, huzurlu BURAN: Burmaktan...Burucu BURCU: 1- Buruk, burucu 2- Güzel ve keskin koku 3- Biber BURÇAK: 1- Nohutgillerden bir tahıl 2- İrmiklik buğday BURÇİGEN: Böü/Tigin Moğol ağzındaki söylenişi (Türk ağızlarında Kuzey’e çıkıldıkça T ”ler Ç’ ye dönüşür. Çigin, Tigin, Çengiz Tengiz vb.) Çengiz Kagan’ın aile adı. Uygur kökenli olup, sonraları kuzeye göç ederek,Moğol oymaklarının arasına karışmış bir oymak BURÇİN: Dişi geyik BURÇUGİN: Özü sözü bir, güvenilir BURÇUK: 1- Tahta veya keçeden yapılmış küçük heykel 2- Varlık, servet 3- Çiçek, gül BURKA: Yüz örtüsü, fular (Tozdan ve fırtınadan korunmak için yüze takılan örtü) BURKAN: 1- Totem, heykelcilik 2- Hüzün, iç burkuntusu BURKE: 1-Burka 2- Berke, kamçı BURLA(Hatun): Üzüm, üzüm salkımı BURTA: 1- Benek, ben 2- Altın tozu BURTAG: Burtak çakıllı, taşlı toprak BURUK: Kırgın, alıngan, mahzun BURUL: İçli, içten, samimi BURUNÇUK: Burulmuş, buruşuk BURUNDU: Atların terbiyesi için burunlarına takılan kıskaç BURUNGU: Geçmiş, mazi, hatıra BUŞKU:Telaş, heyecan BUYAN: (Bayan, Muyan) 1- Kut, baht, mutluluk 2- Sevap,hayır 3- Dayanıklılık, mukavemet BUYANDI: Kutlu, bahtı açık BUYRA: Kıvırcık, kıvrılmış, bürülmüş BUYRAÇ: Amir, buyuran BUYRAT: Engebe, engel BUYRUK: 1- Emir, buyruk, buyurma 2- Göktürkler döneminde vezir, (bakan) anlamına da kullanılmıştır. BUYURUK: Buyruk, emir BUZAÇ: Bozucu, bozguna uğratan BUZAN: Bozan, düşman birliğini dağıtan BÜBÜLÜK: Gül, konca BÜDENE: Bir bıldırcın türü BÜGÜ : 1- Büyü, sihir 2- Felsefe 3- ejderha BÜK: Kıyı, sahil BÜKE: 1- Genç kız, küçük hanım (Bike) 2- Bükü, ejderha BÜKE BADRAÇ: birl. Büke/Badraç Mitolojideki, yedi başlı ejderha BÜKEÇ: Güçlü, bükücü BÜKEY: Büken, bükücü, güçlü BÜKİN: Hanımcık, küçük hanım BÜKLÜM: Kıvrım, büküntü, saçak BÜKÜ: Ejderha BÜKÜŞ: Bükme eylemi, bükmek BÜLEK: Bilek T...Kırgızların, Mürti oymağı beylerinden BÜLTE: Demet, deste, top BÜNGÜ: Tos atmak, kafa vurmak BÜR: Gonca; gonca gül BÜRÇE: Kurt yavrusu BÜRÇEK: 1- Kurt yavrusu 2- Saç kıvrımı BÜRGE: 1- Kellik 2- Bahşiş, hediye BÜRKEV: Himaye,vesayet BÜRKÜT: 1- Bahşiş, hediye 2-Bir kartal türü BÜRÜM: Bürülmüş, katlanmış BÜRÜNCÜK: İpekten yapılmış, şal, fular BÜTE: 1- Fidan 2- Bütünlük BÜVET: Baraj, set, su seti BÜYÜ: Sihir, gizliyi bilme işi, bilgelik BÜYÜK: 1- Olgun, saygıdeğer 2- Bilge 3- Büyü, büyücü
__________________ #Somalı |
01.12.2013, 21:28 | #4 (permalink) |
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. | Cevap: Türkçe İsimler (Ç) HARFİYLE BAŞLAYAN TÜRKÇE İSİMLER ÇABA: Gayret, enerji ÇABACI: Gayretli, enerjik ÇABAK (Çaba)1-Çabuk,çevik 2- Küçük bir göl balığı türü ÇABAR: 1- Çapar, davranır 2- Ulak, kurye, elçi ÇABUK: (Çapuk) Çapan, çaba gösteren, çabalayan ÇAÇA: 1- Savaş baltası 2- Gemici 3- Çiçi, çiçik ÇAGAVUN: Bal arısı ÇAĞ: 1- Zaman, vakit 2- devir, devran 3- su sesi, şırıltı ÇAĞA: Yavru çocuk ÇAĞAN: 1- Bayram, eğlence 2- Şimşek 3- gürz, çakan 4- Beyaza kaçan beyazımsı ÇAĞANAK: Çalgı, enstrüman ÇAĞAŞ: Kırlangıç ÇAĞATAY: birl. Çağ/Atay 1-Çağının en ünlüsü 2- çağdaş, çağının ilerisinde ÇAĞDAŞ: Çağın insanı, aynı çağda yaşayan kişiler ÇAĞIL: 1- Su sesi 2- Çakıl taşı ÇAĞILDAK: Çağlayan, şelale ÇAĞILTI: 1- Su sesi, suyun taş ve kayalara çarparken çıkarttığı ses ÇAĞIN: 1- Şimşek , çakın 2- Gürz, topuz ÇAĞIR: Çağırı, çağrı ÇAĞIRGAN: Çağıran, davetkar ÇAĞLA: 1- Namuslu, dürüst 2- Erik türlerinden bir yemiş ÇAĞLAK: 1- Namuslu, dürüst 2- Çağlayan, şelale ÇAĞLAR: Şelale, çağlayan ÇAĞLASUN: Dürüst ÇAĞLAV: Dürüst ÇAĞLAYAN: Şelale ÇAĞLAYIK: Şelale ÇAĞLI: 1- Dürüst 2- Yakışıklı, güzel ÇAĞLIN: Meşhur ve liyakat sahibi ÇAĞRI:1- Mesaj, davet 2- Doğan kuşu, doğanın bir çeşidi ÇAĞRUK: Katı, sert ÇAKA: 1- Savaş baltası 2- Çakı 3- Fiyaka, çalım, gösteriş ÇAKALOZ: 1- Fener 2- İlkel bir top silahı (Top mermisi yerine çakıl taşı atan) ÇAKAN: 1- Gürz,topuz 2- Şimşek ÇAKAR: 1-Deniz feneri 2- gürz ÇAKI: Kesici, yontucu küçük bıçak ÇAKICI: 1- Çakma eyleminde bulunan 2- Çakı ustası ÇAKIL: Çakıl taşı ÇAKIN: 1- Şimşek 2- Kıvılcım ÇAKIR:1- Doğan türü bir avcı kuş 2- Gürz 3- Şarap, içki ÇAKIRCA: Doğan türü bir avcı kuş ÇAKIRCI: Eskiden saraylarda, özel olarak doğan terbiyeciliği yapanlara verilen bir sıfat ÇAKMAK:..Çak kökünden türeyen, vurmak, kesmek, bölmek eylemi için kullanılan bir sözcük ÇAKMUR: Tutumlu, eli sıkı ÇAKTU: İri yapılı, gösterişli ÇAL: Kılıç darbesi, darbe, vuruş ÇALAP: Ulu ruh, Kadiri mutlak (Eski dönem Tanrı sıfatlarından) ÇALGAR: Çalıcı, vurucu ÇALGIÇAY: Taştan yapılmış el değirmeni ÇALIK:1- Silahşör, iyi kılıç kullanan 2- Çelik 3- Mesaj, haber 4- Haşarı, yaramaz ÇALIM: 1- Gösteriş, fiyaka, kurum 2- Kılıcın keskin tarafı ÇALIMLU: Gösterişli, çekici ÇALIN: Çiğ, jale ÇALIŞ: Azim, ceht ÇALIŞGAN: Çalışkan, işgüzar ÇALKARA: Doğan türü bir avcı kuş ÇALKIN: Darbeci, hamleci, vurucu ÇALMA: Maden üzerine yapılmış oyma, işleme ÇALMAN: Çalıcı, vurucu ÇALUK: Çalık ÇAM: Bir ağaç türü ÇAMUR: Sazlık, bataklık ÇANAYAZ: Berrak, billur ÇANDAR: Karışık, karma ÇANDIR: Karışık ÇANGA: 1- Soylu 2- Pençe ÇANGAL: 1- Çok sık ağaçlı bölge 2- Budaklı ağaç ÇAPAN: 1- Ulak, haberci 2- Enerjik,- çalışkan 3- iş elbisesi, eski giysi ÇAPAR: 1- Enerjik, çalışkan 2- Giysi 3- Saldırgan 4- ulak, haberci ÇAPGIN: Enerjik, koşan, ardından giden ÇAPGUR: Tufan, afet, deprem ÇAPIN: Atak, hücum, savlet ÇAPITGAN: Saldıran, saldırgan ÇAPLAN: Bir şahin türü ÇAPLI: Şahin türü bir avcı kuş ÇAPTI: Koşan, seğirten ÇAPTUĞ: Ünlü, çok tanınan ÇAPUL: Çap...mak kökünden, vuran, saldıran, alıp götüren vb. eylemlerin tümü ÇARDU: Cinli, perili ÇARMAGUN: Görevli, görevlendirilmiş , emir almış ÇAŞKA: Sabi,bebek, yavru ÇAŞUT: Haberci, muhbir, ajan ÇAT: Yansıma, yayılma, ün ÇATAK: Çatal, çatallı, iki kollu değnek ÇATAL: İki kollu, iki kola ayrılmış nesne ÇATGAL: 1-Yüksek dağlık bölge 2- Çatal ÇATIK: Çatılmış, tersleşmiş ÇATLI(ğ): 1-Ünlü, tanınmış 2- Gözü kara, cesur ÇATUK: Bıçak sapı yapılan bir ağaç türü ÇAV: Ün, şöhret, yansıma, duyuru, bildiri ÇAVA: Ünlü, tanınmış ÇAVAŞ: Ünlü, tanınmış ÇAVLAK: Çağlayan, şelale ÇAVLAN: Çağlayan ÇAVLI: 1- Ünlü,meşhur 2- Doğan yavrusu ÇAVUDUR: İyi üne ve şöhrete sahip olan ÇAVUNT: Ün, şöhret ÇAVUŞ: Bilgi veren, bilgi götüren, bilgi dağıtan (Çav...kökünden) ÇAVUT: Duvar, sütun ÇAY: Dere, ırmak ÇAYAN: 1- Dövülmemiş, dökme demir 2- İşlenmemiş ham demir ÇAYLAK: Kuyruğu uzun ve çatallı bir avcı kuş ÇAYLAN: 1-Dere kenarı 2- Çağlayan ÇEBER: 1- Usta, mahir 2- Hoş, latif ÇEBİ : (Çepi,çepni) 1- Sert bakışlı 2- Usta eli yatkın, yetenekli 3- Cebe, çebe, silah ÇEKEN: Cazip, cazibe, çekicilik ÇEKİM: Cazibe, çekicilik ÇEKİMLÜ: Çekimli, cazibeli ÇEKLİ: Armağan, hediye, düğün hediyesi ÇEKMERGEN: Nişancı, iyi vuruş yapan, silahşör ÇELEK: Bülbül, güzel öten bir kuş ÇELEN: 1- Becerikli, çalışkan 2- Fettan, yanıltıcı ÇELİK: (Çelük,çuluk) Gücü arttırılmış sert demir ÇELİKTEN: Çelik parçası ÇELİM: Beden, endam, gösteriş ÇELME: 1- Çalma 2- Başa örtülen bez (Bandana) ÇENGİN: Gösterişli, dikkat çekici ÇENGİZ: Deniz ÇENGŞİ: Mucize, olağanüstülük ÇEPEN: Hatip, iyi konuşan, güzel söz söyleyen ÇERÇİ: Ulak, haber, bildiri ulaştıran kişi ÇERİ(Ğ): Asker, savaşçı, toplanarak bir araya gelmiş erat ÇEVEN: Çevre, muhit ÇEVGEN: Cirit, değnek ÇEVRİ: Çeviri,girdap, anafor ÇEVRİM: 1- Girdap, anafor 2- Çevre, muhit ÇIDAM: Dayanıklılık, metanet ÇIDAMLI: Metin, dayanıklı ÇIDIK: Güç, dayanıklılık ÇIGAY (Çığay): 1- Fakir, varlıksız 2- Kurt yüzlü, kurt bakışlı ÇIĞ:1- su damlası, kırağı 2- kar yığını, kar topu ÇIĞAL: Omuz, omuz başı ÇIĞIN: Çıkın, bohça ÇIĞIR: 1- Çağ, devir 2- çığın açtığı yol 3- Dar yol, patika ÇIĞLA: Saf, halis ÇIĞLAN: Saf, halis ÇIĞRI: 1- felek 2- melodi ÇIKAN: 1- kaynak, kaynarca 2- yeğen, hala çocuğu ÇIKMAK: 1- çıkma eylemi 2- Kaynak 3- çakmak ÇILDIM: Seri- hızlı, enerjik ÇIMRIN: Aktif, faal ÇIN: (çin, çine) sağlam, dayanıklı, güvenilir ÇINAK: 1- sevap, hayr 2- güvenilir,sadık ÇINDAN: sandal ağacı ÇINGAY: Özü, sözü bir, sözüne güvenilir ÇINGILIÇ: birl. Çın(sağlam, dayanıklı) Kılıç ÇINGIR:1- Kopuza benzeyen bir saz 2- Çıngırak ÇINTAY: Soylu, güvenilir ÇIRAY: Yüz, eda, çehre ÇIRGANIŞ: Zevk, haz, tat ÇITIRKI: Işık, nur, ziya ÇİBEK: Atmaca türü bir avcı kuş ÇİÇEK: 1- Gül, gül çiçeği 2- Cici, cicik ÇİÇİKAĞAN: birl. Çiçi/Kağan Hun Kaganı (Ulusçuluğu, devlet siyasetine sokan ve bunun savaşını veren kişi) ÇİGAN: Yoksul, fakir ÇİGEN: Gayretli ÇİGENDİK: Gayretli, çalışkan ÇİGER: 1- Gayret,azim 2- Çökertiş,çökertme ÇİGERMİŞ: Çökertmiş, düşmanı bozguna uğratmış ÇİGİL: Olgun,gelişmiş, olmuş ÇİGİLVAR: Kısa ve küçük ok, özel ok ÇİĞDEM: Yaban çiçeği, (Itır çiçeğinin Türkçesi) ÇİL: Dağ tavuğu ÇİLDE: Kış mevsiminin en soğuk dönemi ÇİLDU: Hızlı, seri, çabuk ÇİLEN: 1- Çığ 2- Jale 3- Bir dağ çiçeği ÇİLENTİ: Çığ, jale ÇİMÇİK: Saf, masum ÇİNE: (Çin) 1- Sadık, güvenilir 2- Öz, soy 3- Kurt, kurt yavrusu ÇİNKAY: Sözüne güvenilir, özü sözü bir ÇİPLİ: Narin, ince yapılı ÇİRAY: Yüz, çehre, eda ÇİT: Çizgi, sınır, limit ÇİTER: birl. Çit/Er (sınır muhafızı) ÇİZGEN: Saban izi, karasabanın tarlada açtığı yol ÇİZİM: Resim figürü ÇOBAN: 1- Elinde cop (değnek, sopa) olan 2- Muhtar, oba beyi ÇOBAR: Değnekli, değnek taşıyan ÇOBAYIKMIŞ: Gönül kırıcı, haşin ÇOGA: Vahşi hayvan ÇOGAY: Yoğun, kesif ÇOĞAŞ: 1- Debdebe, şaşa 2- Vahşi hayvan yavrusu ÇOKAN: 1- Gürz, topuz 2- Hayvan yavrusu ÇOKU: 1- Debdebe, şaşa 2- Bolluk, bereket ÇOLAK (Çalak) Silahşör, iyi kılıç çalan ÇOLBANAK: 1- Uzak görüşlü 2- Törenin dışında kalan 3- Nikahsız ilişkiden doğan çocuk (Hakas Türklerinde) ÇOLDU: 1- Bahşiş, mükafat 2- Ganimet ÇOLPAN: 1-Kuzey yıldızı 2- Uzak görüşlü 3- Tanıdık, bildik, aşina ÇOMAK: 1- İri ve yuvarlak değnek 2- Bir ucunda topuz bulunan sopa, silah 3- İnanmış, inançlı ÇONGAR: Gürültü, şamata, nara ÇOPUR: Geyik ve karaca yavrusu ÇORA: (çura, çur) 1- Yer tanrısı 2- Cin, peri 3- Ruh ÇORAMAN: Cinli, perili ÇORLU: Cinli kötü ruhların etkisinde kalan kişi. Bu ad Şamanist gelenekten gelen bir ad dır.Eskiden bunalımlı ve toplum tarafından hoş karşılanmayan kişiler için bu ad verilirdi ve bu kişiler Kam ve Baksılar tarafından tedavi edilmeye çalışılırdı) ÇOTAK: Kabza, kılıç kabzası ÇOTUR: Kabza, kılıç kabzası ÇÖKERMİŞ: Çökertmiş, düşmanı bozmuş ÇÖKLÜ: Soylu, asil ÇÖKÜL: Irmakların taşarak vadilere bıraktığı tortu ÇÖMÇE: Ağaçtan oyulmuş su kabı ÇÖZELİ: Kıpçak, merkezden uzakta olan ÇÖZELTİ: Ayrılış, kopuş, firak ÇUBAN: Çoban, muhtar, obabaşı ÇUÇU: Şair, şairane konuşan ÇUĞA: (çuka) 1- Yürekli, cesur 2- Arınmış, duru 3- narin ÇUĞAY: Narin ve alımlı kız ÇULÇU: Serçe, Turgay kuşu ÇULUK: 1-Çelik 2- çalık, kılıç çalan 3- aceleci, heyecanlı ÇURAN: Ruhlarla ilgilenen ÇUTUR: Kılıç kabzası ÇUVAŞ: 1-Sakin, rahat 2- dindar, dünyaya değer vermez ÇÜCEN: Akıllı, aklını kullanan ÇÜNÜK: Çınar ağacı
__________________ #Somalı |
01.12.2013, 21:29 | #5 (permalink) |
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. | Cevap: Türkçe İsimler (D) HARFİYLE BAŞLAYAN TÜRKÇE İSİMLER DADAK: eğme, dokunma, tatma DADAL: Tat alan, sezen, farkına varan DAĞ: (Tağ,tağ,tak,tav) Dağ...mec. genişlik, büyüklük, ululuk,heybet DAĞAÇA: Dağ gibi heybetli DAKAK: Ucu ataşli ok DAL: 1-Ayrı, bölünmüş 2- saldırı, büyüme, yayılma 3- batma, çıkma 4- yalınlık, çıplaklık DALAN: koridor, dehliz DALAŞ: Döğüş, karşılıklı saldırı DALAY: (Talay) Genişlik, ululuk, sonsuzluk mecaz eden, asıl anlamı , büyük deniz, okyanus DALBAY: 1- Vasi, ardına sığınılan kişi 2- Çuhadan yapılmış şapka Kırgızlarda- 3- avcı kuşları yakalamak için, tuzaklara bağlanarak bırakılan küçük kuş DALBOY: Vasi, ardına sığınılan kişi DALKILIÇ: birl. Dal/Kılıç mec. Zırhsız ve korunmasız DALKIRAN: Kırıcı, ayırıcı DAMLA: Su damlası , tane DANA: İnek yavrusu, iki yaşındaki genç inek DANİŞMAN: Müşavir, bilgi ve tecrübesine danışılan kişi DANSIK: (Tansık) Olağanüstü, fevkalade DARGA: Vali, üst düzey, bürokrat DARGUN: Alıngan, kırılan, narin DARI : 1- Bir tahıl türü 2- sıkı, sıkıntı, zorluk DARICA: 1- Darı gibi, darı niteliğinde mec. Bereketli 2- sıkı, sıkıcı, zorlu DARSIK: Öfkeli, hiddetli DARUKA : (Darga) Vali, yönetici, bürokrat DARULGAN: alıngan, nazlı DAŞKI: Taşkı, taşmış, dışarı çıkmış, dışarıda olan DAYAK: Değnek, baston, dayanılan nesne DAYANÇ: 1- Dayanak, destek, güven 2- Dayanma gücü tahammül DAYANGAN: Dayanıklı, metin DAYANGI: Köşe minderi DAYAR: Hazır, hazırlıklı DEBRET: Kımıldayış, devinim DAĞER: Kıymet, para, nafız DEĞERBİLİR: birl. Değer/Bilir Kadirşinas, vefalı DEĞERLÜ: Değerli, kıymetli DEĞİRMİ: Çevreli, yuvarlak, toparlak DEĞNEK: Dayanak, dayanılacak nesne DELİ: Usu gitmiş, azmış, dellenen, mec.gözü kara, yiğit DEMİR: Demir madeni DEMİRAĞ: Zırh, örgülü göğüslük birl. Demir/Ağ DEMİRDEN: Demir parçası DEMİRDÖĞEN: birl. Demir/Döğen mec. Acı kuvvet sahibi DEMİRGEN: 1- Demir, ham demir 2- temren, okun ucundaki demir parçası DEMİRHAN: birl. Demir/Han Şamanist gelenekte “ Maden Tanrısı” DENERİ. Dikkat, itina DENGİZİK: Denizcik, küçük deniz, göl DENİZ: Deniz, büyük göl DENLİ: Edepli, terbiyeli DEPEGEN: Tekmeleyen, iyi tekme atan DEPREM: Zelzele, sarsılma, kımıldama (Kişisel görüşüme göre bu ad çocuklara deprem sırasında yada deprem felaketi sonrası yaşanan, çileli günler sırasında doğan ve o günlerin anısına verilen bir addır.) DERİN: Derinlik...den mec. Olgunluk, bilgelik DERMEK: Dirilik, canlılık, bir arada tutmak DERNEK: Eğlence, toy, birliktelik DEVİN: Hareket, kımıldanış, davranış DEVRİM: Devirme, yıkma, devirip yerine geçme,..ihtilal DEYİM: Söyleniş, darbımesel DEYİŞ: Söyleyiş, şiirsel anlatım, ozan dili DIVRAK: Yakışıklı, alımlı, civan DİBEK: 1- Ağaçtan oyulmuş büyük havan 2- Yayık ağaç DİK: 1-Yükseklik, yükseliş 2- kararlılık, yıkılmazlık, caymazlık 3- inat DİKEÇ: Sütun, dikil, dikilmiş DİKMEN: İnatçı, kararlı DİLEK: Dil ile istenen, dile getirilen istek, arzu, murat, dilek DİLER: Dileyen, dileyici DİLİM: kesik, bölüm, bölünmüş, biçimlenmiş DİNÇ: Zinde, sağlam, dirençli DİNLER: Terbiyeli, munis, muti DİP. Baht, talih DİPÇİN: 1- Bahtı açık 2- Sağlam, dayanıklı DİREK: 1- Dirilik, sağlamlık, ayakta kalmak 2- Temel, dayanak 3- Vezir,bakan DİREN: Direnç, karşı koyuş, dirilik DİRENÇ: Direnme gücü DİRENGEÇ: Destek, dayanak DİRGEN: 1-Dirilik,2- harmanda kullanılan demir çatal DİRİ: (diri, dirik, Tiri, tirik) Can, ruh, canlılık, canlı DİRİL: Can, ruh, tin DİRİM: Yaşam, sağlık, canlılık DİRLİG: Yaşam, hayat DİRSE: Derse, söylerse, konuşkan DİZİK: (dizi) Kolye, takı DİZLEK: Hazır cevap, konuşkan DODURGA: 1- Dolgun, doyumlu 2- doyuran, doyurucu 3- açık, net, berrak DOĞA: 1- Tabiat,doğallık, ortaya çıkış 2- Huy, yaradılış, fıtrat DOĞAN: 1- Soylu bir av kuşu 2- Doğmuş, olmuş, ortaya çıkan DOĞRU: Dürüst, yalansız, sözüne güvenilen DOĞRUL: 1-Doğruluk, dürüstlük 2- Ayakta duran, dirençli DOĞU: Güneşin doğuş yönü DOĞUÇ: Doğuş,doğma, ortaya çıkış DOĞUDAN: Doğulu, doğu yönünden gelen DOĞUŞ: Doğma, ortaya çıkış DOKUNAK: Dokunuş, değiş, mec. Ağır, mahsun,yürek sızlatan, yüreğe dokunan DOKUNÇ: Dokunak, hüzün DOKUZ: Dokuz sayısı, Türklerin en çok eskilerden beri uğurlu sayılarındandır DOKUZ ARKA: Dokuz/Arka (...Eski dönemlerde soyluluk gösterme ve belli etmesi açısından, bir kişinin babasından itibaren geriye doğru dokuz atasının sayılıp açıklanması..) DOLANDI: Dolanan, gezgin DOLU: 1-Bilgin, tecrübeli, öğretmen 2- Bütün, tam, eksiksiz 3, Şamanist gelenekte ve Alevi_Bektaşi gelenekte, içki, şarap 4- kısa süren, iri taneli yağmur DOLUN: Tam, bütün, eksiksiz Yakut Türklerinin eski bereket Tanrılarından DOLUNAY: Ayın on dördü, ayın en güzel hali DOMANİÇ: 1-Dumanlı bölge 2- Tümsek, engebeli arazi DONAT: Giyim, kuşam, zenginlik, cömertlik DOMURCUK: Gül, tomurcuk DONATMIŞ: Giydirip, kuşatmış, sevindirmiş, cömertlik göstermiş DONATUR: Cömert, eli açık, bağışlayıcı DONSUZ: Çıplak, fakir, varlıksız DORA: Doruk, zirve, şahika DORAN: (Duran) Diri, canlı, yaşayan DORU: 1- Doruk, zirve 2- Kara ile kızıl arası renk (At rengi) DORUK: Zirve, uç, şahika DOYMADUK: Doyumsuz, sevilmeye doymayan, doyulmayan DOYUM: 1- Doymak, tatmin 2- Ganimet, bereket DOYURAN: mec. Cömert, hayr sahibi, iyilik sever DÖĞEN: 1- Dövüşçü,döven 2- Ekin saplarını ezmeye yarayan, altında çakmaktaşı bulunan geniş tahta DÖĞER: 1- Döver 2- değer, kıymet 3- Kalın, enli bir ağaç DÖĞERLİ: Değerli DÖĞÜŞ: Dövüş, savaş, kavga DÖĞÜŞGEN: Kavgacı, savaşçı DÖKÜMHAN: birl. Böküm/Han 1- Dökmekten döküm 2- Düğüm, bağ DÖLEK: 1- Çok döl veren 2- Koyunun kuzuladığı yer 3- İtibarlı, saygıdeğer, maharetli DÖLEN: Muti, sevgi gösteren DÖNDER: (Döne, döndü gibi “dönmek” fiilinden türetilmiş, çocukları ölen ailelerin, yeni çocukları olduğunda kullandıkları adlardan) DÖNDÜ: Dönüş yapan (Reenkarnasyon) çocukları ölen ailelerin verdiği adlardan DÖNGEL: Saat DÖNGÜ: Dönüşüm, başa dönüş DÖNGÜN: Dargın, gönlü kırık DÖNMEZ: Kararlı, cesur, azimli DULAK: Dolu, olgun, tecrübeli DUMAN: 1- Sis, kırağı 2- ateşten çıkan gaz DUMLU: 1- dumanlı, sisli bölge 2- Soğuk ve ayaz alan yer DUMRUL : 1- Okun sivri ucu 2- Başı dumanlı, efkarlı DURA: (Durak) 1- yaşam, hayat 2- Sağlamlık, dayanıklılık, kalıcılık 3- ev, yaşanılan yer, barınak (Bu ad, çocukları ölmüş ailelerin yeni çocukları olduğunda yaşamda kalıp uzun yaşaması ve sağlıklı olması dileğini içeren adlardandır ve çok eskilere dayanan bir gelenekle bu gün de sürdürülmektedir.Durak, Dursun, Durmuş, Durdu, Yaşar, Tokta, Tok, Toka, Toktamış, Turan vb. adlar da hep aynı psikoloji ve geleneğin ürünüdür. DURAK: (Dura) Yaşam, hayat DURAN: (Turan) Durucu, kalıcı, yaşayan, canlı DURCU: Durucu, kalıcı canlı DURDU: 1- Duran, kalıcı, canlı, yaşayan 2- Yaşam, hayat DURGAÇ: Durak, durulan, yaşanılan yer DURGUN: 1- Durulmuş, süzülmüş, arınmış 2- Sakin, sükuna ermiş, kendi halinde DURMUŞ: 1- Duran, yaşayan, canlı 2- Yaşam, hayat DURSUN: Durması, yaşaması istenen DURU: 1- saf, sade, berrak 2- Duran, durgun DURUK: Duru, durucu DURUL: 1- Sükun bulmak, huzura kavuşmak 2- Günahsızlık, arınmışlık DURULCA: Masum, günahsız DURULMAZ: Afacan, yaramaz DURULMUŞ: Tatminkar, sakin DURUM: Yaşam, hayat, süreğenlik, duruş DUVA: (Düve) DUVAK: Örtül kapanmış, gelin başı DUVAN: (Doğan) DUYAN: Duyucu, hissedici DUYAR: Duyarlı, hisli, duygulu DUYARI: Duyarlılık, hislilik DUYGU: His, duyum DUYUŞ: Duyum, hissediş, duyarlılık DUYUŞAN: Duyan, hisseden DÜĞÜN: (Töğün, Toygün) Toy günü, yemekli eğlence DÜŞ: Rüya, aniden ortaya çıkış DÜŞELGE: Pay, hisse DÜŞERGE: Miras, pay DÜŞÜNGÜ: Düşünerek üzülme, kafaya takma, üzülme, teessür DÜVE:1- Genç inek, dananın büyüğü 2- Döven, dövüşçü DÜVECİ: Dövücü, dövüşçü DÜVEHAN: birl. Düve/Han DÜVEN: (Döven) DÜYECİ: Dövüşçü, döğüşçü DÜZ: (Tüz) 1- Doğru, doğruluk, gerçek 2- Soy, kök, döl 3- Kural,kaide DÜZE: Düzen, uslup, tarz DÜZEN: Kural, kurallar bütünü DÜZGE: Süs, makyaj DÜZGÜN: 1- Düzülü, düzenli, muntazam 2- Gidişat, teamül
__________________ #Somalı |
01.12.2013, 21:30 | #6 (permalink) |
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. | Cevap: Türkçe İsimler (E) HARFİYLE BAŞLAYAN TÜRKÇE İSİMLER EBİN: Evin) Tane, öz EBİNÇ: Refah, huzur EBİRİ: Erim, erdem, fazilet EBREK: Dayanıklı, sebatkar EBREN: 1- Evren, kainat 2- Felek, talih EBRET: Ayrılım, ihtilaf EBRÜK: Dayanıklı, sebatkar ECE: (Eçe) ECEVİT: 1- Çalışkan ,, aktif 2- haşarı, yaramaz EÇE: 1- Dahi, çok akıllı, çok zeki 2- Saygıdeğer, görgülü hanım EÇİNE: Doğru sözlü, sözüne güvenilir EDE: (Edi, Ata) Atalık, hatırı sayılan, sözü dinlenen kişi EDERKON: birl. Ede/Kon (Konmaktan can, ruh) EDGÜ: 1- İyi, güzel, hoş 2- Adil, adaletli 3- Eğitmen, öğretmen EDGÜDİ: 1- Eğitici, öğretici 2- İyi, ala EDİ: Eda, ata, saygıdeğer ulu kişi EDİGE: 1- İyi, iyi kalpli 2- öğretmen EDİK: Kısa konçlu çizme EDİL: (İdil,etil, atil) iyilik, güzellik EDİZ: 1- Kıymet, kıymetli 2- Yüksek, Yükselmiş EGE: (Eke,Öke)1- Dahi, çok akıllı 2- Egemen, sahip 3- Bakıcı, eğitici EGEMEN: 1- Hakim, sahip, kendinden başkasını dinlemeyen, buyrukçu 2- bilge kişi, dahi 3- ağa, ağabey EGİT: Göz değmesi ve nazara karşı göz kenarlarına sürülen bir ot EĞBER: Eğri, eğrilmiş EĞİLMEZ: Gururlu, mağrur, dik başlı EĞİN: Eğirilmiş EĞİR: 1- Sarış, çeviriş, kuşatma 2- bükme, kıvırma EĞNEZ: Narin, zayıf, ince EĞREK: Sık, bol EĞRİ: Eğik, bükük mec. Saygılı, alçak gönüllü EĞRİM: Pınar, göze, küçük çağlayan EKE:1- Dahi, çok akıllı 2- Sahip, egemen 3- bakıcı, eğitici EKEÇ: Cana yakın ve çekici kız EKELİK: Deha, kıymet EKİM: 1- Ekin ekme eylemi 2- Yarım, ziraat EKİN: 1- Mahsul, tarla ürünü 2- tarlaya ekilip olması beklenen her türlü bitki EKİNCİ: 1-İkinci (erkek, ya da kız) 2- Rençber, çiftçi EKSÜK: Azlık, yokluk, yoksulluk EKŞİ: Eksi,eksik, azlık, yokluk EL: 1- İl, Ülke, Memleket 2- İlgi, bağlantı 3- Barış, Sukunet 4- Kolun, bilekten aşağısı ELA: (Ala) Renkli alacalı ELBAN: (İlban) Devletçi, devletine bağlı, sadık ELBİR: birl. El/Bir mec. Elbirliği, işbirliği, imece ELCEK: 1- Ekin biçme aracı 2- Munis, sessiz ELÇİK: Eldiven ELÇİ: 1- Devletine bağlı, devletçi 2- Devleti adına aracılık eden, haberci, temsilci ELÇİM: Demet, tutam ELÇİN: 1- Demet, bağ, buket 2- Ekin biçerken kullanılan bir alet 3- Devlet görevlisi, devletine bağlı ELDEK: 1- basiret, kabiliyet, eylem gücü 2- Yedek, elde bulunan ELDEM: 1-Alışkın, yetişkin 2- Sevimli, cana yakın 3- evcil koyun ELDÜZ: birl. El/Düz Yurtsever ELEZ: (Eliz)Arı,duru, temiz, munis, uyumlu Yakut destanlarında bekaret tanrıçası (Ulu Tuyun’un kızı) ELGAY: Yurtsever ELGİN: 1- Konuk, öncelik verilen kişi 2- Gurbetçi, yurdundan uzak ELGÖRMÜŞ: Gezgin, seyyah ELGÜN: Halk, avam, halktan kişi ELİBOL: Cömert, eli açık, sahi ELİK: Usta, eli yatkın ELİŞ: Usta, maharetli ELİTAŞ: Cimri, eli sıkı ELİTEZ: Becerikli ELKATMIŞ: birl. El/Katmış Ülke fethetmiş, algan ELKİN: 1- konuk 2- Yolcu ELÖVER: Yurtsever ELTUTAR: birl. 1- El/Tutar mec. Yardımsever, hayırşinas 2- Fatih, Algan ELVEREN: Olgunlaşan, yeterlilik kazanan EMÇİ: Doktor,eczacı EMEÇ: Amaç, gaye EMEK: 1- Gayret, cehd, zahmet 2- Güç, enerji EMEN: 1-Can, ruh, hayat 2- Ağaç dikmek için açılan çukur 3- meşe ağacı EMET: Sınır, mesafe EMGEK: Emek, zahmet, güçlük EMLEK: Duygulu, merhametli EMRE: (İmre) Düşkün, aşık, hayallerle yaşayan EN: (Yen)1- Derinlik, genişlik 2- Av 3-Kıyı 4- Arka ENÇU: Sükun,huzur,ruh derinliği ENDEŞ: Eşit, müsavi ENEÇ: Meyil, meyilli ENİK: (enük, enek)Genişçe, yayık ENGİN: 1- Genişlik, derinlik, yayıklık 2- ufuk, ufuk çizgisi ENİCUK: Hısım, kavim- kardeş ENİŞ: (Enuş) 1- İniş, yokuşun karşılığı mec. Rahata ve huzura erme 2- Uçlarda, ekstrem ENKİŞ: Tecrübeli, deneyimli, olgun ER: 1- Olgun,olmuş, ergin, yetişkin erkek 2- Asker, çeri ERÇE: birl. Er/Çe...Erkeğe yakışır biçimde ERÇİN: Ülkenin idari bölümlerinden her biri (İl, ilçe, kasaba vb.) ERDEM: ( Ertem) Fazilet, bilgelik, yücelik, hünerlilik ERDEMÇİ: Erdem sahibi ERDEMLÜ: Erdem sahibi ERDEN: Er parçası, erden olma ERDİN: Ermiş, olgun EREK: Erişilmek istenen, ülkü, hedef EREKLİ: (Ereğli) Ereği olan EREM: Müjde, iyi haber EREN: 1- Olgun, 2- Hür, bağımsız 3- Din ile bütünleşmiş ERENTÜZ: birl. Eren/Düz T...Tuva ve Çuvaş Türklerinde, “Terazi Yıldızı” EREZ: 1- Erişilen, mutlu olunan 2- Cesur, gözü kara, dayanıklı ERGEN: Olgun, deneyimli ERGENE: 1- Güçlülük, egemenlik 2- Maden dağı 3- Dağlar arasındaki geçit ERGENEKON: 1- Maden dağı 2- Dağlar arasındaki yurt ERGİ: Eriş, olgunluk, deneyim ERGİL: 1- Bilgili, deneyimli, yetişkin 2- Savaşçı, cengaver ERGİN: 1- Ermiş, olgun, irfan sahibi 2- Savaşçı, cengaver ERGUN: 1- Yumuşak huylu kişi 2- Hızlı koşan at 3- Argun ERİK: Ermiş, olgun, bilge, filozof, becerikli ERİKEN: Ermiş, olgun, bilge ERİM: 1- Müjde, iyi haber 2- Felsefe, derin bilgi 3- Vade, zaman ERİNCİK: Mahçup, utangaç ERİNÇ: 1- Olacak, olması gereken, kaçınılmaz sonuç 2- Nimet, bolluk ERİŞ: Gaye, erişilmesi istenen ERİŞEK: Ülkü, gaye ERİŞEN: Ulaşan, vasıl olan ERİŞKİN: Olgun, kamil, ermiş ERK: 1- Güç, kudret 2- İktidar, erklik, hükümranlık 3- Bağımsızlık,egemenlik ERKE: 1- Egemen, güç 2- İşve, naz, cilve 3- Çekicilik, çekiciliği kullanma istek ve yeteneği Türk mitolojisinde, Ülgen’in dokuz kızından biri ve namus tanrıçası ERKELİ: Egemen ERKEM: Nazlım, işvelim, edalım ERKİ: 1- Güçlü, egemen, erke 2- Atik, çevik ERKİN: 1- Bağımsız, otorite tanımaz 2- Başına bıuruk, kendi bildiğini okuyan 3- Sürekli, süreklilik ERKİNDİK: Erkinlik, bağımsızlık, hürriyet ERKLİG: Egemen, kuvvetli, şevkatli ERKMEN: 1- Bağımsız, başına buyruk 2- Bekar, evlenmemiş ERLİK HAN: birl. Erlik/Han Şamanist gelenekte “Cezalandırma Tanrısı” ERMAN: 1- Erdemli, güç, mert 2- Kutsal, mukaddes ERMİŞ: Olgun, müdrik ERNEK: Küçük parmak, serçe parmağı ERSE: Ermesi, olgunlaşması istenen ERSİN: 1- Uzun ömürlülük dileği 2- Olgunluk, bilgelik dileği ERSÜ: Fazla, çok fazlalık ERTE: 1- Seher, şafak 2- Yarın, gelecek, sonraki, halef ERTEGİ: Destan, lejant ERTEN: Tan, şafak ERTİK: Meslek, sanat ERTİM: Olgun, erişkin, bilge ERTİN: 1- Mahsun, hüzünlü 2- Kendine yeten ERTİNGÜ: 1- Olağanüstü, fevkalade 2- Efsane, mit ERZENE: Doruk, zirve, en üst ERZİ: Veli, vasi, yönetici ERZİK: 1- Asıl, ana, temel 2- Soylu ve yiğit ESBOL: birl. Es/Bol ...Çok zeki, çok akıllı (Usu-bol) ESE: 1- Mutluluk, sağlık 2- Yel, esinti ESELİK: Selam, selamet ESEN: 1- Sağlık, selamet 2- Yel, yumuşak yel ESENLÜ: Esenli, sağlıklı ESER: Esinti, yel ESİ: Yel, esinti ESİM: Esinti ESİN: 1- Esinti, yel 2- soluk, sağlık, nefes 3- İlham ESİNTİ: Yel, hafif yel ESİRGEN: 1- Arkadaş, dost, yaren 2- korunan, yakınlık duyulan ESİRGENÇ: Nazlı, nazenin ESİRKİŞ: Merhamet, acıma duygusu ESKİN: Yel, yel alan ESLEK: 1- Yumuşak başlı, uysal 2- Selam, selamet ESNEK: Uzayan, genişleyen, esen ESRİGÜN: birl. Esri/Gün...fırtına ESRİK: Mecnun, kendinden geçmiş ESRİMİŞ: Kendinden geçmiş ESTELİK: Yadigar, hatıra ESTİ: Yel, esinti EŞİM: Çalışkan, becerikli EŞİNGEN: 1- Çalışkan 2- Eşit, müsavi EŞİTGEN: İşitken, işiten, dikkatli EŞKİN: 1- Hızlı, atik 2- Dayanıklı, metin 3- Rüzgarlı bölge, rüzgar alan bölge EŞLİK: Dost, yaren, refik ETGÜ: 1- İyi, iyilik 2- Etki, şiddet ETİGE: Öğretmen, mürebbiye ETİL: İtil- idil ETİNGÜ: Olağanüstü, fevkalade ETİZ: Yüksek, ulu EVCİL: Evine bağlı, evcimen EVCİM: 1- Evcimen, evcil 2- İşgüzar, hamarat EVCİMEN: Evine bağlı EVCİMİK: Ekonomist, muktesit EVDEŞ: Hanım, erkeğin eşi EVGİ: İvedi, acele EVGİN: 1- Aceleci, telaşlı 2- Evcil, evine bağlı EVİN: Cevher, öz, nüve EVİRGEN: 1- Tedbir, tedbirli 2- Dönüşüm, çevirim EVREN: 1- Kainat 2- Ejderha, canavar 3- Baht, talih EVRENSEL: Evreni kaplayan, evreni içine alan EYGİ: İyi, salih, temiz EYGİŞ: İyi kişi, iyi insan EYGÜ: İyi, iyice EYİN: Vücut EYİNÇ: Refah, mutluluk EYLEM: 1- İş, iş görme, çalışma 2- Etkileyici davranış 3- Durdurma, önünü kesme EYLETMEZ: Amansız, aman vermez EYLETÜR: İyilik sahibi, cömert EYLİK: İyilik, yardım, iane EYMEN : 1- Alçak gönüllü, mütevazı 2- Yardımsever, hayırşinas EYMÜR: (Eymir) İyilik sahibi, hayırşinas EYTEMİŞ: Güzel konuşan, tatlı dilli, hatip EYÜGE: İyi,iyice EZDİ: Ezen, ezici, baskıcı EZGİ: 1- İyi, iyilik, 2- Uyum, ahenk 3- Acı, üzüntü 4- Name, hoş sada EZGİN: Ezik, ezilmiş, acı çekmiş, mahzun EZİLGEN: Mazlum, zulüm görmüş EZİM: 1- Belirti, iz 2- Zorunluluk, mecburiyet EZİNÇ: 1- Belirti, iz 2- Ezginlik, mahzunluk
__________________ #Somalı |
01.12.2013, 21:31 | #7 (permalink) |
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. | Cevap: Türkçe İsimler (H) HARFİYLE BAŞLAYAN TÜRKÇE İSİMLER Türkçe'de h harfi yoktur. Ancak zamanla "K" harfi ile başlıyan bazı kelimeler H harfi ile başlamıştır. HAN:1- Devlet başkanı 2- Kağana bağlı, özerk devlet başkanı 3- beylik başkanı, yönetici HANIM: 1- Han’ın dişisi 2- Soylu kadın 3- Han’ın evdeşi (Hatun) 4- Türk töresinde, kadınlara olan saygıyı ifade eden genel bir sıfat HANLI: Yurttaş, Bir Han’a bağlı kişi, Bağımsız bir devletin mensubu HATUN: (Katun) 1- Kağan’ın evdeşi, kraliçe 2- Saygı duyulan, görgülü hanım Türkçe’deki, kadın sözcüğü buradan gelir. HOMAR: (Humar) Yakışıklı, çekici, güzel, süslü, fiyakalı HUN: (Kul) Koyun, koyunlu HUŞ: Bir çam ağacı türü
__________________ #Somalı |
01.12.2013, 21:32 | #8 (permalink) |
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. | Cevap: Türkçe İsimler (I) HARFİYLE BAŞLAYAN TÜRKÇE İSİMLER IDAÇU: Muhafız, koruma IDUĞ: (Iduk) Kutsal, tanrısal IĞAÇ: 1- Ağaç, ağaçlıklı bölge 2- Fersah IĞAR: Kıymetli, ağır IĞDIR: 1- İyi, hoş, hoşluk 2- Yetkin, ehil IĞIRCIK: Fecir ILAÇIN: Laçin, şahin kuşu ILANKU: 1- Kıvrak, atletik 2- Ulu, Ululanmış, yüce ILDIR: 1- Ürküt, ürkütücü 2- Berk, sert ILDIRIM: Yıldırım, berk ILDUZ: Yıldız, necm ILGAR: 1- Gayret, cehd 2- Atın, dört nala gitmesi hali ILGAT: Kapalı, müphem, belirsiz ILGIM: Serap ILGIN: Hoş kokulu bir bitki ILGIT: Ilık, tatlı, sakince, yumuşakça ILICA: 1- Ilımlı, ılık, ılıkça 2- Yunak, hamam ILIK: Soğukla sıcak arası ILIMAN: 1- Ilık, ılık hava 2- Uyumlu, sakin, mutedil ILKI: 1- At yavrusu 2- At sürüsü ILKICI: At çobanı IMIRGI: Taze, körpe IMRAĞ: (Imrak, İmre, Emre) Aşık, şayeste, geçkin INAÇ: Yar, canan INAK: 1- Han ve Kağanlara yakın olan kişi “Hasbey” 2- Gamsız 3- Canan, yar IRAZ: (Irıs, uraz) 1- Baht, talih, mutluluk 2- Cesaret, gözü pek olma IRGA: Talihli, şans, şanslı IRIM: 1- Büyü, efsun 2- İçinden su akan toprak, arazi IRLAYU: Irlayan, yırlayan, akarak uzaklaşan, ırmak IRMAK: Akarsu ISIK: (Issıg-Issık) Isı, sıcaklık, hararet ISIYEL: birl. Isı/Yel...meltem ISRIK: Okşayıcı, sarıcı, ısıtıcı ISSIK: Isık, ısı ISSIZ: Soğuk, tenha, cansız, kimsesiz ISTIK: Sıcak, ılıman IŞBARA: 1- Çalışkan, hamarat 2- birl. Isı/Bora IŞIK: Aydınlık, nur IŞIL: Yarul, nur, ziya, ışık parıltısı IŞILTI: Işık parçası IŞIN: Güneş parıltısı, ışık parıltısı, yansısı IYIŞ: Armağan, hediye, ihsan
__________________ #Somalı |
01.12.2013, 21:32 | #9 (permalink) |
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. | Cevap: Türkçe İsimler (İ) HARFİYLE BAŞLAYAN TÜRKÇE İSİMLER İBAR: Parfüm, koku, misk İÇ: 1- Öz, görünmeyen yan, bir nesnenin öz yapısı 2- İçerde kalan kısım, iç kısım İÇBUYRUK: birl. İç/Buyruk Saraylardaki iç hizmetle görevli kişi İÇEN: (İçin) İçli, duygusal İÇER: İçeride, kapalı, mahfuz İÇERGE: (İçergu) İçten, samimi İÇGE: İçeri, içerde, dahili İÇGELİK: birl. İç/Gelik ..İçten gelen, doğal davranış, samimiyet İÇGER: İçe alan, içe bağlayan, tabi kılan İÇGİN: İçli, içten, samimi İÇİGEN: 1- İç geçiren, içli 2- Sabırsız, aceleci İÇİK: 1- İçli, duygulu 2- İçerde, dahilde, devlete tabi İÇİM: 1- Duygu, hassasiyet 2- Yudum, yudumluk İÇİNGİR: İçli, hassas İÇİT: İçilecek nitelikte, içimi güzel İÇKUR: Savaş meydanı İÇLEK: İçli, narin, hassas İÇLİ(K): Duygulu, hassas İÇTEN: Samimi,açık, dürüst İÇTENLÜK: Samimiyet İDE: (Ede, İdi) Ululuk, nüfuz, kudret İDEGE: Ulu, nüfuz sahibi, edici, yapıcı İDEGER: Eder, yapar İDEKLİ: Yapıcı, edici, güçlü İDER: 1- İzci, takipçi 2- Yapan, yapıcı, edici İDGÜ: 1- İyi, güzel 2- Tanrısal, mübarek İDİ: (İdik) 1- Tanrı, rab, sahip, efendi 2- Tanrısal, Tanrıdan gelen, mübarek, kutlu İDİKUT: birl. İdi/Kut...Kut sahibi, Tanrıdan gelen, Tanrıya yakın, Tanrıya benzer, Tanrı tarafından görevlendirilmiş vb. anlamları içeren ve Uygur kağanlarının büyük çoğunluğunun kullandığı bir unvan İDUK: İdi, Tanrısal, mübarek İGAN: Yıkan, yıkıcı, deviren İGİT: 1- Yiğit 2- Bakıcı, eğitici İĞDİ: (İğdir) Yetkin, ehil, iyice İĞREK: Saf, temiz, duru, arı İĞSEN: Kayıtsız, ilgisiz İĞSİZ: Salim, selametli İKİNÇ: İkinci İKİZER: İkizlerden her biri, benzer İKŞİT: Yürekli, bagatur İL: 1- Doğuş, oluş, oluşum 2- Bitişme, bütünleşme, doku 3- Devlet 4- Yurt, yer, konak, memleket,diyar 5- Halk, ahali, insan topluluğu 6- Barış, sulh İLAÇAN: birl. İl/Açan ..İl almış, fatih, algan İLAÇİN: Laçin, şahin İLBAY: birl. İl/Bay .. Vali, bakan, beylerbeyi İLBEY: birl. İl/Bey Otmanlılar döneminde asker toplayıp, onların eğitim ve lojistiğini sağlayan kişilere verilen bir unvan İLBİ: Büyü, sihir İLBİLGE: birl. İl/Bilge ( Devlet yönetiminde bulunmuş ve devlet tecrübesi olan) İLBİLİG: 1- Devlet bilgisi ve deneyimi 2- Devlet arşivi İLBİLMİŞ: birl. İl/Bilmiş Yurtsever, yurduna bağlı İLÇİ: Devlete hizmet eden, devletin hizmetinde olan İLÇİN: Devlet görevlisi, devlete iş gören İLDAŞ: Yurttaş, hemşehri İLDEM: Pişman, nadim İLER: Oluşum, bitişim İLEY: Civar, etraf İLGEN: Kanıt, delil, ispat İLGERÜ: 1- İleri, ileride 2- Doğu, doğudan 3- Bolluk, refah İLGEZDİ: birl. İl/Gezdi, Gezgin, seyyah İLGEZER: birl. İl/Gezer, Gezgin İLGİ: Bağlantı, bitişim, alaka, özen İLGİK: Barışsever, barışçı İLGİNÇ: İlgi çeken, ilgi duyulan,enteresan, sıra dışı İLGİR: Barışçı, barışsever İLGÖRMÜŞ: birl. İl/Görmüş, Gezgin İLGÜ: Amaç, hedef İLGÜY: Nazlı, nazenin İLHAN: birl. İl/Han...Bölge Hanı, Kağanlığa bağlı özerk han İLİDİ: Yarar, fayda İLİG(ğ): 1- Ünlü, tanınmış, meşhur 2- İlk, birinci, başlangıç, ortaya çıkış İLİK: İlk, birinci, önce İLİNGİ: Devletine bağlı, devletinin hizmetçisi İLİŞ: Bitişik, yakın İLK: Başlangıç, doğuş, çıkış, öncelik İLKE: (Ülke) Kurucu, yapıştırıcı, oluşturucu..(Günümüz Türkçe’sinde,”prensip, düstur” anlamında) İLKİ: ilk, ilkin, birinci İLKİN: Birinci, öncelikli İLKUŞ: birl. İl/Kuş Kartal türü bir avcı kuş İLLİ: Bağımsız, özgür, devleti olan İLMEN: Devletç devletine sadık İLSİRET: birl. İl/Siret ..Düşmanın devletini yıkıp, esir eden, devletsiz bırakan İLTEMİŞ: birl. İl/Demiş ..Yurtsever İLTER: Yurt koruyucusu, yurduna sahip çıkan, yurtsever, yurdunu toparlayan İLTERİM: birl. İl/Terim İLTERİŞ: birl. İl/Teriş, Yurdunu ve budunu derleyip, toparlayan, bir aya getiren ve yücelten İLTÖRE: birl. İl/Töre, ..Devlet geleneği İLTUTMUŞ: birl. İl/Tutmuş, Algan, fatih İLUN: 1- Ulu,yüce 2- Soylu 3- Genç, cıvan İLYIĞDI: birl. İl/Yığdı, Algan, fatih İME: Em, çare, derman İMEÇE: Birliktelik, emek ortaklığı İMEN: 1- Emen, can, ruh 2- Kayın ağacı İMER: Hayırsever, iyilik sahibi İMGE: 1- İyi, yararlı 2- İz, belirti 3- Tasavvur, zihinsel sembol İMİŞÇİ TUNGATAR: birl. İmişçi/Tunga/Tar..Kaplanlarla dövüşen cesur kişi İMRAG (imrağ-İmrak): Aşık, derviş, dost İMRE (Emre-İmrağ): 1- Ağabey,ağa 2- Beylerbeyi 3- Aşık, derviş, dost İMREN: İmrenmekten...imrenilen, iç geçirten İNAK: 1- Kardeş, kardeş çocuğu 2- Han ve beylerin en güvenilir adamı ve yardımcısı İNAL: 1- Soylu, Kağan yada Hanların ana tarafından akraba 2- Anası Kağan yada Han soyundan olup babası kara budundan, halktan olan kişi 3- Avrupa’daki, kont, baron vb. unvanların Türkçe’deki karşılığı 4- Emin ve güvenilir kişi İNALÇIK: Küçük İnal T...1- Uygur kağanlığı dönemi bey ve komutanlarından 2- Haverezmler devleti bey ve İNAN: İman, inanç 2- Kural, akide 3- Emniyet, güvenlik İNANGU: İnanılan, güvenilen, mutemet İNANIR: İmanlı, inançlı İNCE: Hafif, yeğni, nazik İNCESEN: Huzur ve güvenlik, sükunet İNCİ: (Yinçi, yinçgü) 1- işve, naz,eda 2- Sessizlik, ıssızlık 3- İstiridye türü deniz kabuklusundan çıkan tane, takı İNÇGÜ: İnce, narin İNER: İnmek...den mec. Alçak gönüllü, mütevazı İNERBAŞ: birl. İner/Baş mec. Alçak gönüllü İNİ: Kardeş, karındaş,kayın birader İNİSİ: Küçük erkek kardeşi İPAR: Parfüm, misk İPEK: (Yipek) İpek böceğinin ipeği (İp...kökünden) İRÇİ: 1- Yırcı, halk ozanı 2- İr.ik, iricik 3- Yirçi, yerci, toprak sahibi İRÇİK: 1- İricik 2- Er, küçük er İREN: 1- Sert, katı2- Araç, vasıta 3- Ürek, yürek İRENÇİN: 1- Bağımsız, başına buyruk 2- Güçlü, dayanıklı İRGE: 1- Yırlama, söyleme, okuma 2- Ergin, olgun İRGİN: (İrge) Uygurlar ve Karluklar dönemi memuriyet unvanlarından İRİK: Sert, katı, iri İRİM: Müjde, iyi haber İRİS: 1- Kurtuluş, hürriyet 2- Iras, ıraz Türk mitolojisindeki tanrıça adlarından “kötü ruhları kovup, tamuya gönderen tanrıça” İRKİL: 1- Ululuk, heybet, cesaret 2- Aksakal,kam, baksı İRKİN: Olgun, bilge, ulu İRKİT: Ürküt, ürkütücü, heybetli İRKLİ: 1- Güçlü, muktedir 2- Yüksek dereceli memur İRNEK: (Emek) Serçe parmak İRŞİ: Peri, peri kızı İRTEGÜN: birl. Erte/Gün Sabah İRTEM: 1- Erdem, fazilet 2- Marifet, hüner İRTİŞ: Hüner, hünerlilik İRTÜK: Değer, kıymet İSEN: 1- Esen, yel, rüzgar 2- Doğa, tabiat 3- Açık, net, sahih İSTEK: İsteyiş, arzu İSTEM: İrade, dileme erki İSTEMİ: İstem, irade, dileme ve buyurma erki İŞBARA: (iş, devinme, davranma) Bara /Var, varlık) birl. İş/Bara İŞÇEN: İşgüzar, hamarat İŞGÜN: (İçgün) Kızıl yapraklı bir yayla çiçeği İŞİM: (İçim) İçtenlik, samimiyet İŞİTGEN: İşitici, dinleyici,öğüt dinleyen İŞLEK: 1- İdmanlı, eğitimli 2- İşgüzar, çalışkan İTBARAK: birl. İt/Barak (Barık, baraka) Türk mitolojisinde adı geçen köpek İTGÜÇİ: İteleyen, itici, yapıcı, destekçi İTİK: Yetik, yetkin, uzman İTİMGEN: İteleyen, itici, destekçi İTMAÇ: Alet, edevat, takım İTMİŞ: (Etmiş) Yapıcı, uzman, uzmanlaşmış İVECEN: Aceleci, telaşlı İVGİN: (Evgin) Ateşli, sabırsız, telaşlı İYBA: Utangaç İYE: Güç, kudret, erklik, sahip olma İYEUZA: birl. İye/Uza, Güçlü, egemen ve uzman İYİ: İyi, yararlı ve uğurlu İYİK: 1- İyi, uğurlu 2- Heves İYİM: 1- Güzellik,hüsn-i niyet 2- Dost, canan, yaren İYİMSER: Olayları iyi gözle gören ve yorumlayan İYNEM: Dost, ahbap, yaren, canan İZ: Basma, ezme, sıkıştırma, kesmek, yarmak...bildiren kökten; yarık, yara, kalıntı, belirti
__________________ #Somalı |
01.12.2013, 21:34 | #10 (permalink) |
Kullanıcıların profil bilgileri misafirlere kapatılmıştır. | Cevap: Türkçe İsimler K) HARFİYLE BAŞLAYAN TÜRKÇE İSİMLER KAAN : (Kagan) Kagan sözcüğünün Moğol ağzındaki söylenişi KABA: Büyük, iri, şişkin KABAK: 1- Kapalı, kabuklu 2- Kabarık KABAL: Kapalı, zindan, mahpus KABAMIŞ: Kapalı, güçlü, mahfuz KABAN: 1- Kapan, kapıcı 2- Kabarık, asi, isyankar 3- Dik yokuş KABAR: 1- Kabarık, asi, kabadayı 2- Kapan KABARTU: Şişik, kabarık, kabarcık KABIŞ: Kavuş, kavuşma, birleşme, toplanma KACIR: Kaçır, kaçırıcı, korkutucu, ürkütücü KAÇ: (Kaçı, kaş) Kaçan, koşan KAÇAĞLI: Kaçaklı, kaçıcı, koşucu KAÇAN: 1- koşan, kaçan 2- Vakit, saat, vade KAÇGAR: (Koçgar,kaşgar) 1- Koç gibi, koç yiğit 2- koç başı KAÇIR: Kaçıran, kaçırtıcı KAÇIRA: (Kaçır) 1- Kaçıran, ürküten 2- Çalışkan, aktif KAÇMAS: 1- Kaçmaz, ürkmez, korkmaz 2- Evcil, munis KAÇUT: 1- Savaş, dövüş 2- Kısa mızrak, kargı KADAGAN: Buyruk, ser, emir, komut KADAK: (Katak,Katık) 1- Katı, sert 2- Mıh, çivi 3- Armağan, hediye KADAŞ: Arkadaş, yaren, yakın KADIR: (Katır) mec. Güçlü, dayanıklı, metin, inatçı KADIRCA: Katır gibi KAGI : (KAKI) Öfke, şiddet KAĞAN: İmparator, hanların hanı KAĞANLI(G) : İmparatorluk, imparatorluğa mensup olma KAĞBA: Koruyucu, muhafız KAKIĞAN: Öfkeli, gözü kara KAKINÇ: 1- Kılıç ve kargı hamlesi 2- İhtar, ikaz 3- Hiddet, öfke KAKIZ: Gözü pek, hiddetli KAKŞA: Seri, aceleci, hızlı KAKUMAKLU: Gazaplı,şiddetli KAL: Ulu, saygıdeğer, hatırı sayılır KALABA: 1- Ulu, saygıdeğer 2- Sayıca çok, kalabalık, bolluk KALAKLI: Ulu, yüksekte KALANÇA: Bakiye, arta kalan, artık KALÇAV: Şakacı, nüktedan KALDUN: Kalan, artan, bakiye KALGAN: (Kalkan) Ok, kargı, kılıç gibi savaş aletlerine karşı koruma sağlayan siperlik KALGAY: Veliaht, şehzade KALIN: 1- Sert, dayanıklı 2- Mal, servet, varlık 3- Çeyiz 4- Yararlılık, fayda KALINGU: (Kalın) Kalıng, güçlü, dayanıklı KALISIZ: Şüphesiz, kararlı KALMUK: Güç gösterisi, güçlülük, kabadayılık KAM: Şamanist gelenekte, ulu kişi (Hekimlik, filozofluk, büyücülük, duacılık dahil olmak üzere, oba ya da oymakların, her türlü sorunuyla ilgilenen kişi) KAMALAG: Sedir ağacı KAMAN: 1- Kuman, kumanlı 2- Gözü kara, cesur, aman vermeyen KAMAŞIG: Melez, karışmış KAMAZ: Sarsıcı, sallayıcı,ürkütücü KAMÇI: Kırbaç KAMDU: Para yerine geçen eşya, emanet KAMŞAT: Şaşırtıcı, ürkütücü KAMU(Ğ): 1- Bütün, tam, hep 2- Halk, ahali 3- Destek, dayanışma KAN: 1- Soy, sop, kaynak, can, canlılık, soyluluk 2- Damarlardaki sıvı 3- Kağan, han KANAT: 1- Tüy, telek 2- Taraf, yön, cenah KANCI: 1- Kan güden soylu 2- Kanıcı, kanmış, inanıcı KANDI: İnançlı, kanık KANDUK: (Kanduk) Kandı, kanık KANDUKYURT: birl. Kanduk/Yurt Gurbet KANG: (Kang, kan) Kan, soy, ata KANGSIK: 1- Kardeş gibi..kardeş yakınlığında 2- Üvey kardeş KAYNAK: (Kanak) mec. Soylu KANIĞ: 1- Kanmış, kanık 2- Sevinç, neşe KANIK: 1- Kanma, inanma, kabul, ermek 2- Sevinç, neşe KANIŞ: Kandırış, cilve, işve KANITGAN: Şevk veren, kan kaynatan KANK: 1- Kan, soy 2- Ata, baba KANKLI: Soylu, soyu sopu belli, kanlı KANLI: Soylu KANTIK: 1- Kandırıcı, işveli 2- Uzakta, gurbette olan KANYUMAZ: birl. Kan/Yumaz (Yumak, yıkamak...dan) KAPALAN: Kaplan KAPAR: 1- Akıl, can, ruh 2- Kalkan, zırh 3- Kapan, tuzak KAPGAN: 1- Kanlı, soylu 2- Kalkan, zırh 3- Algan, fatih 4- Kaplan 5- Kapan, tuzak KAPGIŞAY: Saf, sade, halis KAPKIR: Hassas, imtizaçlı KAPLAN: Kapan, kedigillerden bir yırtıcı hayvan KAPURTU: Kabartı, kabarık, kabadayı KAR: Kar tanesi KARA: Siyah renk, ak’ın karşıtı Ancak...Bu sözcükte de Türkçe ad ve sıfatlar arasında özel bir yere sahiptir. Çünkü birçok mecaz anlamı içinde barındırması ilgi çekicidir. Birçok birleşik adın, başında ya da sonunda kullanılabildiğinden, çeşitli anlam değişiklikleri de ortaya çıkabilmektedir. Bu yüzden, içerdiği tüm anlamları açıklamakta yarar vardır. Bu durum,ayrıca Türklerin, sosyal yaşamlarında, renklere ne derece önem verip, ne derece zengin anlamlarla bezediğinin de önemli ipuçlarını verecektir. Örneğin: Ak:Temizlik, güzellik, soyluluk, merkez. Gök(mavi): Kutsallık, özgürlük, Kızıl(kırmızı): Dikkat, özen,tedbir, değişiklik, devrim, şiddet. Yeşil: Doğum, tazelik, huzur, sükun anlamlarını içinde barındırmaktadır. Renklerle yönler de anlatılabilir. Ak: güney, Kızıl: Doğu, Sarı: Batı, Kara: Kuzey yönlerini anlatır. Kara’nın öteki anlamlarına gelince: 1- Güç, şiddet 2- Olağanüstülük, harikuladelik 3- Ululuk, büyüklük, ulaşılmazlık 4- Cesaret, atılganlık, yiğitlik 5- Yas, keder, üzüntü, ölüm 6- Fakirlik, sıradanlık, (soylu olmamak) 7- Kötülük, bela, uğursuzluk 8- Esmer ten, yanık ten 9- Aşırı soğuk, kış KARAALMAZ: birl. Kara/Almaz..Namuslu KARABAŞ: birl. Kara/Baş 1- Evlatlık 2- Kul, köle KARABATAK: birl. Kara/Batak...Bir deniz kuşu KARACA: 1- Karaya çalan, esmer 2- Gözü kara, cesur, şiddetli 3- Bir ceylan türü 4- Halktan soylu olmayan KARACIK: 1- Esmer, kar tenli 2- Gözbebeği KARAÇIL: Kumral, karaya çalan KARAGA: Karga, kuzgun KARAĞLI: 1- Yaslı, matemli 2- Bakışları etkileyici KARAHAN: birl. Kara/Han 1- Türk mitolojisinde “Tanrılar Tanrısı” 2-Devletlerinde, soylu olmayıp, kara budundan (halktan) biri olarak devlet kuran kişilerin takındığı unvanlardan KARAK: 1- Kara/Ak 2- Gözbebeği 3- Bakış, nazar KARAKÇI: 1- Gözlemci, bakıcı 2- Karakeçi KARAKIRK: birl. Kara/Kırk (..Kırk sayısı da, üç ve dokuz gibi, Türklerin uğurlu sayılarındandır.) KARAKITAY: birl. Kara/Kıtay (Çinliye benzeyen, Çinlilerle kanı karışıp, melez olmuş) KARAKOL: birl. 1- Kara el 2- Gözetleme yeri, gözetim alanı KARAKUŞ: birl. Kara/Kuş (Mizan Yıldızı) KARAKÜNE: Kara gün KARAL: Vade, müddet KARAMIŞ: Bakmış, görmüş, açık göz KARAMAN: 1- Kara tenli 2- Yiğit, gözü kara KARANÇI: Bakıcı, gözlemci KARAOTAĞ: birl. Kara/Otağ Eski dönem, toy ve şölenlerde, çocuğu olmayan beylerin oturduğu kısım, tribün (...oğlu olanlar,Ak otağa, kızı olanlar kızıl otağa, konuk edilirlerdi.) KARAOZAN: birl. Kara/ozan (halk ozanı) KARASAGU: ağıt, mersiye KARASÜYÜK: birl. Kara/Süyük (kemik) (avam, halktan) KARAŞAMAN: birl. Kara/Şaman T...Şamanist gelenekte, kötü ruhlarla uğraşan şamanlar KARAŞIN: Esmer, karaya çalan KARAUL: Bakış, gözlem yeri (Karakol sözcüğü buradan gelir) KARAÜREK: birl. Kara/Yürek Cesur, korkusuz KARAV: Bakış, nazar, bakan KARAVUL: (Karaul) 1- Gözcü, keşif kolu 2- Muhafız KARAY: yardımcı, yararlı, yardımsever KARAYIŞ: bakış, bakan KARAYİR: birl. Kara/Yer (kara toprak) KARÇAK: 1- Pençe 2- Büst, yarım heykel KARÇIGA: Bir şahin türü KARDAŞ: Kardeş, kardeş yakınlığı KARGI: Mızrak KARGIN: Meşbu KARGUY: 1- Bir atmaca türü 2- Gözetleme kulesi, dağ başlarına yapılan yüksek yapı KARIK: Karışık, melez KARIKSIZ: Saf, temiz, karışık olmayan KARIMIŞ: karışık, karışmış KARINÇIK: Bakış, nazar, göz kaçamağı KARINDAŞ: 1- Kardeş, kardeşlik 2- Kız kardeş, bacı (Kazak ve Kırgızlarda) KARLIGAN: karlar eriyince açan bir dağ çiçeği KARLIK: Karlı arazi, karlı dağ KARLU: Karlı, kar almış KARLUGAÇ: Kar çiçeği KARMAS: Karıştırmaz (Soyunu, neslini) KARŞI: Karşıt, zıt KARŞIT: Karşı Türk mitolojisinde, Ülgen’in yedi oğlundan biri ve Temizlik Tanrısı KARTAL: İri kanatlı avcı kuş (Karatal) KARUÇ: 1- Karış, karışık 2- Kara uç KARYAĞDI: birl. Kar/Yağdı (...Doğumu, kar yağdığı sırada olan) KASAR: 1- Keser 2- kasıntı, afili 3- Fırtına KASMIŞ: Afili, fiyakalı, kasıntı KAŞ: Kaş, korkusuzluk, cesaret KAŞGAR: Cesur, üstün vasıflı KAŞKA: 1- Yiğitlik, mertlik 2- Üstün vasıflılık 3- Dayanıklılık, metanet KAŞUK: Dayanıklı, metin KATAK: Katı, sert KATAN: 1- Sert, katı 2- Saplayan, (Kargı, ok) 3- Ekleyen, artıran KATGI (katkı): 1- Katı, sert, haşin 2- Yarar, yararlılık 3- Neşe, şenlik KATGIÇ: Katı, sert, dayanıklı, haşin KATI: sert, dayanıklı, haşin, güvenli, adamakıllı, etraf KATLICAK: Katıca,sertçe,şiddetli KATIGU: Çalışkan, gayretli, azimli KATIĞDI: Çok katı, şiddetli, kuvvetli KATIK: 1- Katı, sert, güçlük, şiddet 2- Katılan, katılım 3- Ekmek, yemek KATILGAN: Dayanıklı, metin, sert KATILIK: Güçlük, sertlik, dayanıklılık, haşinlik KATIRAK: Katıca, haşince KATIYEL: birl. Katı/Yel (Kuru rüzgar) KATIZ: 1- Ağaç kabuğu 2- Tarçın KATLAV: Zırh, siper KATLIG: Katılık, sertlik KATMIŞ: 1- Saplamış 2- Katılaşmış 3- Eklemiş KATUN: (Hatun) İmparatoriçe, Kağan eşlerine verilen bir unvan. (Kadın sözcüğü buradan gelir) KAVAN: Kovucu, defedici KAVÇIN: Konuk, kısa süreli misafir KAVŞIT: 1- Kavuşma, vuslat, kavuşulan yer KAVURT: 1- Kurt 2- Haşmet, ihtişam 3- Dayanıklılık, kalıcılık KAVUŞ: 1- Menzil, kavuşulacak yer 2- Buluşma, buluşma yeri KAY: 1- Tipi, kar fırtınası 2- Masal, hikaye KAYA: Taş bloğu mec. 1- Sertlik, sağlamlık, yıkılmazlık, dayanıklılık 2- İhsan, inayet KAYAK: Kayık, sandal KAYALAK: 1- Kayık, sandal 2- kaya, kayalık KAYAN: 1- Çığ, çığ kümesi 2- Sel, sel suyu KAYAR: 1- Sel, sel suyu 2- Gurur, onur KAYAŞ: Hısım, akraba, kavim kardeş KAYÇI: Masalcı, destancı KAYDU: 1- Katı, sert, şiddetli 2- Kaygı, hüzün 3- Sel, sel suyu KAYGAÇ: Kayık, sandal KAYGAŞ: Mucize, olağanüstülük KAYGIN: 1- Üzgün, kaygılı 2- İsyankar, isyan halinde KAYGU: Kaygı, endişe, titizlik KAYGULU: Kaygılı, mahzun KAYGUN: Mahzun, üzgün, müteessir KAYGUSUZ: Vurdumduymaz, gailesiz, umursamaz KAYI: 1- Sel 2- Kar fırtınası 3- Muhkem, iyi korunan KAYIR: 1- Kayırma, hamilik, destek 2- Heybet, gösteriş 3- Azim, kararlılık KAYIRGAŞ: 1- Deste, demet 2- Kayırıcı, koruyucu KAYIRMIŞ: Kayıran, kayırıcı, destekçi KAYIRŞI: 1- İçli, merhametli 2- Karşı, muhalif, hizip KAYITGAN: Dik başlı, boyun eğmeyen KAYITMAS: Adil, adaletli KAYMAS: Adaletli, düzenli KAYNAK: Pınar, göze KAYNAR: 1- Pınar, göze 2- Ateşli, kızgın KAYNARCA: 1- Kaynak, pınar, menbaa 2- Ilıca, banyo KAYRA: Yardım, inayet KAYRAL: Yardım, destek KAYRALDIĞ: 1- Destekli, torpilli 2- Eli açık, cömert KAYRIM: Arka, destek, inayet KAYRU: Geri, arka, destek KAYTAG: Aldatıcı, adaletsiz, hilebaz KAYTBAY: Adil, adaletli, hakkaniyetli KAYTMAZ: Adil KAYTUN: Yardımsever KAYURTAR: Kurtarıcı, yardımsever KAZAK: 1- merkezden uzak kalan 2- Otoriteye bağlı olmayan,başına buyruk 3- Gezgin KAZAN: 1- Kazanç, kazanım, birikim, artı değer, bolluk 2- Kızan, kızgın KAZANCUK: 1- Kazanç, kar, getiri 2- Yemek kazanı, tencere KAZANÇ: Gelir, kar, artı değer, getiri KAZGAN: Kazan, kazanç KAZILIK: 1- Kazık 2- Kazma aleti 3- Kızgın, celalli KAZIRGAN: Şamanist gelenekte, kötü ruhların, doğruluğa gelmesi için,geçici bir süre için kaldığı ateş çukuru. Bir nevi cehennem KAZU: Nimet, kazanç KAZUK: (Kozu, Kazık) 1- Kazma 2- Kazık, sırık KEBEK: Kabuk, ağaç kabuğu KEBENÇ: İtimat, güven, hoşnutluk KEBENÇÜ: Hoşnut, bahtiyar KEÇİG: 1- Geçit, köprü 2- Mutlu, sevinçli KEÇİKLİĞ: Mutlu, sevinçli KEÇİR: Bağışlayıcı, affedici KEÇÜRGEN: Bağışlayıcı, affedici KEDİMLİG: 1- Zırh, demir ağ 2- Giyimlik, giysi KEKMEN: Olgun, ergin, ermiş KELEŞ: Alımlı, yakışıklı, cıvan KELEZTİ: Hayal, serap KELGİN: Gelgin, suyu kabaran ırmak KELİŞTÜ: Olgunluk, gelişim, suhulet KELTEÇİ: Gelici, gelecek olan, halef KEMEÇ: Asker, askeri görevli KENÇEK: (Gençık, Genç) KENÇLİYÜ: Oğuz beylerinin, özellikle güz kurultayların dan sonraki toy ve şölenlerde, kendi mallarını yağmalatıp, halka dağıtılması için kurdukları büyük sofra. Yağma sofrası KENDÜZ: Nefs, can, ruh KENEŞ: İstişare, müşavere LENGEŞ: Keneş KENGEŞLÜ: Danışık, anlaşık, dayanışmalı KENDİL: Gönül, gönüllü, temiz yürekli KENİ: (Kuni) Adaletli, adil, dengeli KEPKE: Örnek, numune KEPTİK: 1- Latif, şakacı 2- Eşit, müsavi KERAMUN: Karaman, esmer tenli KERAYET: Sahil, kıyı, plaj KEREGÜ: Ev, çadır, barınak KEREKLİ: Gerekli, elzem, ihtiyaç KEREKTÜ: İhtiyaç, lüzum, zaruret KEREKÜLÜG: Çadırlı, göçebe KERELTİ: Tanıklık, şehadet KEREN: Ulu, kebir, kadir KEREŞ: Kiriş, yay kirişi KERİ: 1- Eski, kadim, geride kalan 2- Germekten, gerilmiş, gergin KERİNÇSİZ: Eşsiz,emsalsiz KERKİ: Balta, nacak KERKİT: Nacak KERTÜK: (Kertik) 1- Ağaca bıçakla çizilen çizgi 2- yapay, suni KESEN: 1- keskin, kesici 2- Bölüm, ara KESİ: Keskin, kesen, kesici, sert KESİK: Kesi, keskin KESKİN: 1- Sert mizaçlı, asabi 2- Uç, ekstrem 3- Kesici KEŞİKÇE: 1- Muhafız, koruyucu 2- Defa, sıra, adet KEŞİKÇİ: 1- Israrlı 2- Nöbetçi KET: 1- Darbe 2- Yılmaz, azimli, kararlı KETÇİK: Darbecik KETE: Ulu, büyük KEYİK: Baht, mutluluk KEZEGEN: Gezgin, çapkın KEZGEN: Gezgin, çapkın KEZGİÇ: Gezgin KEZİK: Cesaret, atılganlık, cüret KEZİR: (Kizir, keser) Cesur, cüretkar KIBI: Keşif, buluş KICIR: Öç duygusu, intikam KICURGAN: Gösterişli, mağrur KIDIK: Gedik, güdük KIĞILCIM: Kıvılcım, şerare KIĞITDUK: Davet, ikram KILAĞI: Kılıç ve bıçakların bilendikten sonra ağız kısmında meydana gelen çizgi KILAĞUZ: Kılavuz, rehber KILAVUN: Düğün hediyesi KILDI: 1- Yaratıcı, yapıcı 2- Etken, amil KILGI: 1- İstem, irade 2- Yaratılmış, kılınmış KILICI:Yaratıcı, yapıcı, halik, kadim KILIÇ: (Kıl-Uç) Silah KILIG: 1- yaradılış, huy, karakter 2- Beceri, iş, yapıcılık KILIGLI: 1- İyi huylu, ahlaklı, görgülü 2- Becerikli, çalışkan, işgüzar KILIN: 1- Huy, yaradılış 2- Naz, işve KILINÇ:Kılınış, huy, karakter KILIVAN: Hediye, bahşiş, ödül KILUÇ: Kılıç KIMAÇA: Engel, mania KIMAR: Komar, homar, yakışıklı, cezb edici KIMIRTU: Kıpırdanış, devinim, jest KIMIZ: Ekşi, mayhoş anlamına gelen ve kısrak sütünden yapılan bir içki KIMNA: Sürekli, daima, her zaman KIN: 1- Silah muhafazası 2- Gayret, çalışma 3- Suç, cürüm, ayıp KINAGU: 1- Ceza, cezalandırma 2- Çalışma, aktivite KINAY: Aktif, çalışkan KINCAL: İnce, narin, zayıf KINÇAK: Bıçak kılıfı KINGAL: İnce, narin KINGIR: Metin, dayanıklı, sebatkar KINIK: 1- Gayret, gayretli, çalışkan 2- Muhterem, şerefli, hakim KIP: Baht, talih KIPÇAK: 1- Merkezde kaçmış, uzaklaşmış ve bir otoriteye bağlı bulunmayan 2- Çayırlık, geniş toprak,sahipsiz boş ve geniş arazi 3- Ağaç kovuğu 4- Bahtı açık, talihli KIR: 1- Kırmak...dan Kırış, kesiş, kırma, yarma eylemleri 2- Ak’a yakın kirli beyaz renk 3- mec. Olgunluk, tecrübe KIRAÇ: 1- Kırlaşmış, kıra çalan, kır gibi 2- Kırıcı, kırık, yarık 3- Verimsiz toprak, yaşlı toprak KIRAN: 1- Bozgun yapan, düşmanı yok eden 2- Dağ yamacı 3- Yön, kenar, kıyı KIRAY: 1- Genç, delikanlı 2- Kıran, kan dökücü, vurguncu KIRCA: Kıra çalan, ,kırlaşmış mec. Olgun, bilge KIRCI: 1- Kırıcı, sert mizaçlı 2- Kenar, uç, sahil KIRGI: 1- Kırım 2- Bir atmaca türü KIRGIL: Kırık, üzgün, kırgın KIRGIN: 1- Gönül kırgınlığı 2- Bozgun KIRGIZ: 1- Kırgıncı, bozguncu, geçimsiz 2- Kırk/Uz 3- Numune, örnek KIRICI: 1- Kıran, bölen, yaran mec. Sert mizaçlı, gönül kırıcı 2- Kenar, sahil KIRIK: Kırılmış, bölünmüş KIRIM: 1- Kırış, bozgun, katliam 2- Kırgınlık, küskünlük 3- Uç nokta, kenar KIRIY: Sahil, kenar KIRKIN: Bahşiş, hediye KIRKLI: Eski, Şamanist gelenekten, bazı değişiklikler yada dinsel motiflerin de eklenmesiyle, bugünlere kadar gelen bir inanca göre; gerçek anlamı “kırk ünlü ata ruhunun koruması altındaki kişi” KIRMAN: Kırma yeri, Kırman, harman KISIG: 1- Hapis, dar yer 2- Kısıtlı, bağımlı KISIGLU: Hapis, mahpus, kıstırılmış KISRIK: Utangaç, mahçup KISTAVUL: Acele, aceleci, telaşlı KIŞIL: Kışlık, kış için ayrılmış KIŞLAK: Kışın kalınan yer, ez, kışlık ev KITAY: 1- Çinliye benzeyen , Çinliye karışmış 2- Kutay KIVANÇ: Gurur, kıvanma, sevinme, öğünme, mutlu olma, kendine güvenerek ve öğünerek sevinme hali KIVAM: Olgunluk,yeterlilik KIVANDUK: Kıvançlı, mutlu KIVIK: Ara, fasıla KIVILCIM: Ateş parçası, şerare KIVLIK: Kıvanç ve mutluluk nedeni KIVRAK: 1- Kıvançlı 2- Hareketli, dayanıklı KIVRIM: Hare, iltiva KIYAK: 1- gaddar, acımasız 2- Kayak, kaydıraç 3- Çekicilik, cazibe KIYAL: İmge KIYAN: 1- Dağdan hızla akan sel suyu 2- Gaddar, acımasız, kıyıcı KIYAT: Çekici, cazibeli KIYGA: Zeki, çok akıllı KIYGI: Zeka, deha KIYIK: 1- Zeka, dahi 2- Çekici 3- Kaçak, kapçak KIYIKSIZ: Kaçmaz, sözünden dönmez, düz KIYIN: 1- Akit, sözleşme, anlaşma 2- Güç, kudret, otorite KIYIŞKAN: 1- Sözünün eri, sözünde duran 2- Cesur, gözü pek KIYMAÇ: Gamze KIYNAK: 1- Ünlü, meşhur 2- pençe, kartal pençesi KIYUK: 1- Mutluluk 2- Geyik KIZARIK: 1- Kızıl, kızıllaşmış 2- kızgın KIZGAN: Kızgın, kızışmış KIZGIN: Kızıllaşmış, asabi KIZI: Şiddet, asabiyet, kızama, kızgınlık KIZIK: 1- Kızgın, asabi 2- Kısık, hapis KIZIL: 1- Kırmızı, al 2- Altın 3- Kızmış, kızarmış, kızgın KIZILALMA: birl. Kızıl/Elma Olgun, kızarık elma anlamı, bir sembol ve imgedir. Ülkü’yü motivasyonu içerir. Bazen, fethedilmesi gereken illeri ifade eder, çoğu kez ise bütün Türklerin, tek bayrak altında toplandığı devletin, “Birleşik Türk devletleri”nin imgesi KIZILGU: Kızarmış, kızgın T... Kırgızların, Mürdi oymağı, dip dedelerinden. KIZILHAN: birl. Kızıl/Han Şamanist gelenekte Tanrı sıfatlarından KIZILOTAĞ: birl. Kızıl/Otağ Kağan ya da Han’ların verdikleri, toy ve şölenlerde, kız çocuk sahiplerinin oturduğu, şeref tribünü KIZIMTAY: birl. Kızım/Tay (Kızmaktan kızgınlık) Tay KIZIRAK: (kızarık, kızrak) Nadir, ender rastlanan KİÇİ: 1- Kişi, adam, insan 2- Küçük, minyon 3- Geçmiş, geçik, eski 4- Keçi KİÇİCİK: 1- Kişicik, insancık 2- Küçük, minyon KİÇİK: 1- Küçük, minyon, Geçik, geçmiş KİÇİN: Zincir KİÇKİ: 1- Eski, kadim 2- Kişi, insan KİÇKİNE: (Giçgine) Geçkin, geçmiş kadim KİDGÜ: Giyim, giysi, elbise KİLÜKEN: Gülen, güleç, güleryüzlü, mütebessim KİNDİK: Orta, odak, merkez KİNEŞ: Şura, meşveret, kongre KİRİŞ: Sinirden ve bağırsaktan yapılan sicim. Ok yayı olarak da kullanılır. KİRTİ: Doğruluk, gerçekçilik KİŞİLİK: Karakter, şahsiyet, insan olma özelliği KİŞKEN: (Kiçgen) 1- Küçük, minyon 2- Geçen, geçmiş KİÇKENTAY: birl. Kiçken/Tay ...minyon, minik KİYE: Kut, talih, ululuk KİYELİ: Mübarek, saygıdeğer, ulu KİZEK: 1- Kesik 2- Nöbet 3- Seyran, gezinti
__________________ #Somalı Konu Devturk tarafından (01.12.2013 Saat 21:47 ) değiştirilmiştir. |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |