|
Aşk - Şiir Dünyası kategorisinde açılmış olan Gönderilmemiş Aşk Mektupları konusu , ...
| LinkBack | Seçenekler | Arama | Stil |
07.06.2014, 01:37 | #1 (permalink) |
| Gönderilmemiş Aşk Mektupları Gönderilmemiş Aşk Mektupları BEN SENİ SEVDİM Aşk’ın hem zor hemde ağır olduğunu seni severek anladım. Ben seni içinde zehir olduğunu bile bile su dolu bardağı içer gibi sevdim.ben seni yanıp kavrulurken bir bardak suyu uzaktan seyreder gibi sevdim.seni her gördüğümde biraz daha derine batan hayatın zehirli oklarına rağmen sevdim.aşk o kadar ağır ki taşıması o kadar zor ki özlemleri hasretleri…seni severek bir kez daha çoğaldı büyüdü kalbimdeki ağrısı… Bu kalbe girişinden belliydi yüreğimi bu kadar acıtacağın .elimi kolumu bağladın kendimle savaşır hale geldim şimdi.. Şimdi gel desen gelirmiyim bilmiyorum ki? Sığınırmıyım sevginin sakin koyuna akarmıyım kalbinin derinliklerine bilmiyorum ki? Ne sana gelmeye cesaretim var nede sırtımı dönüp gitmeye.. Gülen gözlerinin ardında ki hüzünlü bakışları aralamak isterdim.ben senin yüreğini sevdim yüreği güzel insan…ben seni kalbimle değil ruhumla sevdim kalp birgün durur ama ruhum ebedidir.senin sevdanda bende ebedidir. Bir şairimizin dediği gibi: Seni sevdim Seni birden bire değil seni usul usul sevdim `Uyandım bir sabah` gibi değil,öyle değil.Nasıl yürür özsu dal uçlarına,Ve günışığı sislerden düşsel ovalara.Seni sevdimArtık tek mümkünüm sensin!!!! işte bende seni yüreğimde hissede hissede sevdim.ellerinin her dokunuşunda yanıp tuşarak sevdim.aşkından öleceğimi bile bile sevdim,ayrılık olacağını bile bile sevdim.ben senin yüreğini sevdim yüreği güzel insan… *** elleri güzel adama . . . Dudağın dudağıma değdiğinde . . . Ama yalnızca değdiğinde . . . Öpüşmeden öylece kaldığımızda . . . Dudakların dudaklarımda . . . Anlıyorsun işte . . . Sende benim gibi . . . Anlatamıyorum ama . . . Duyumsuyorsun . . . Hissediyorsun . . . BUNU İŞTE ! ! ! Anlatılamayanı . . . Kelimelere dökülemeyeni . . . Hiçbir sözlükte karşılığı olmayanı . . . Ama kalpte pır pır çarpanı . . . O dakikda içinden gümbür gümbür geçen trenleri . . . Dünyayı dondurmak istemeyi . . . Öylece . . . Kıpırdamadan . . . Anlıyorsun işte . . . Sende hissediyorsun . . . Anlatamıyorum ama sende biliyorsun . . . Hissetmezsen hissetmem mümkün olmazdı çünkü . . . Birikmezdi bunlar içimde . . . Ve taşmazdı sana . . . Dudağın değsin hep dudağıma . . . İçimden geçsin trenler . . . Vagon dolusu biletsiz kişilikler . . . Sahipsiz bakışlar . . .İsimisiz eller . . . Hepsi aşkımızla isimlensin . . . Var mısın dudağın dudağıma hep değsin ? ? ? *** Davetsizce gelmesen mesela artık odama.. İstemeden aramasan mesela.. Hep saklansan.. Saklansanda dudaklarıma soluğunu bırakmasan . . . Bir gece yarısı gelip "kalmak istiyorum" demesen.. Ellerim kapılıp gitmese ayazına.. Günah kusmasak aynı tende durmadan bitap akşamlara . . . Bunlar olmasa işte mesela . . . Olmasa da yanmasam cayır cayır aşkına.. Başka tenler ezberlese dilim.. Başka gözlerle çarpışsa gözlerim;zamanında kıyamasa bile sana bakmaya.. Ve dudaklarım . . . Mola verse başka dudaklarda unutulmak üzere bir gecelik yataklarda.. Bunlar olsa işte mesela . . . Sana kanamasam artık ben,,kokunun yanımda olmadığı sabahlarda . . . *** Bazen bir his hayatının anlamı olabiliyor insanın.. Bir his yaşanmış bütün hislerin üstünü çizip bomboş bir sayfa sunabiliyor sana.. Uyumak sevgilinin kollarında;ilk defa uyuyormuş gibi.. Sarılmak ona;canından bir parçaymış gibi.. Ve nefesini duymak kollarında;onun yanında ilk defa nefes alıyor gibi.. Yıkmak bütün tabuları,,unutmak ondan önce yaşananları ve nefes alamamak uyanmasın diye sevgili.. Kıyamamak ona;kutsal anların en özeli.. İnanmıyorken artık aşka,,yalan diyorken özleme,,abartı sayıyorken sevenlerin anlattığı sevgilileri;işte bunlara inanmak bir anda... Varlığı karşısında.. Isınırken sevgilinin sıcak teninde soğuk odaya inat;gözyaşlarından öpmek onu; işte alınabilecek en güzel hediye bu dünyada.. Kaygısızca öpmek dudaklarından,,şevkatla sarmak onu.. Ve şevkatin sözlük anlamını ilk kez tanımak,,anlamak onun yanında.. Anaç yönünü sunmak ilkdefa..Ve ardından !şaşırmak! Şaşırdığına mutlu olmak.. İlk kez gelen aşka kollarını açabildiğin kadar açıp sonsuzca sarılmak.. 3 dakikalıık uyku molalarında =) bile onu özlediğini hissedip gözlerini açarak büyük bir açlıkla dudaklarına yapışmak.. Ve yapışık hiç öpmeden uykuya dalmak . . . İŞTE !!!AŞK!!! BU ! (ymuş) . . . *** Gözucuyla sevdim ben seni . . . Gecelerimi geleceğine adadım sadece . . . Senden başka her tene kilitledim bedenimi . . . Bir dokunuşla titremeni,,heran beni kırmaktan korkmanı en büyük tebessümüm haline getirdim . . . Her aklıma düştüğünde senin bu hallerine tekrardan aşık olup sana kocaman bir sevgi büyütüp besledim . . . Kalbini kalbime sözleyip,,gözlerin gözlerle olan evliliğinin en büyüğünü gerçekleştirdim . . . En özel anlarımı sana sakladım sevgili,, "Onun en özel anlarını bir tek ben bilirim" diyebil diye her yüze . . . Dudağının yaşam kokusunu bir tek bana sakladığını bildiğimden kaynaklandı bu büyük destan belkide.. "Bir filozofun bilgiyi sevdiği gibi seviyorum seni" demişti bir adam bir zamanlar bana,, işte şimdi bunu ben söylüyorum sana,,duygularımı anlatan en iyi kelime bu belkide . . . Bu belkide beni bağlayan yaşama . . . Dudağındaki yaşam kokusunun yanında . . . *** Elindeyim işte oyuncak gibi . . . İşte bu anlarda olmalısın yanımda,,tam da bu anlarda sokulmalısın boynuma.. Kararsızken seni hayatıma sokup sokmamam konusunda; bu zayıf anımda yakalamalısın ve girebilmelisin yatağıma.. Sevişmek değil amacım,,histerik hiç değilim.. Sadece duyguya açlığın zirvesindeyim.. Belkide taptığım varlığının bana tapmamasından tüm bu kederim. .Eksik kalmak,,ezilmek bedenin karşısında.. Sana dokunmak uçurumları tırmanmak aslında.. Tek çerçevede,,büyük bir hızla.. Oysa senin bana dokunman senin için yalnızca unutulası bir hatıra.. Bundandır ki hayatıma sokup sokmamakta seni kararsızım hala.. Ama gelsen bu saatlerde "kalmak istiyorum" desen.. Ve fısıldasan "istiyorum tenini . . . " . . . İşte sadece bu yeterli belkide bana . . . Kırmızıya boyarım geceyi.. Kırmızı şarabımla dudaklarından inerim aşağıya ve kırmızının tadıyla tadarım erkekliğini.. İşte o anda sen de akarsın bana..Akarsın bilinmeyen diyarlarıma.. Sonrası bir kaç parça iltifat ve birdahaki baharlara.. Beni terkedip gidebilmen çok kolay olur diye sokamıyorum seni hayatıma.. Geçireceğimiz geceleri unutamazda bileklerime faça atarım diye korkuyorum yokluğunda.. Canımdan vazgeçip canın olmak isiyorum ama (?) Canının canına beni almaya yüreğin var mı bilemiyorum gecenin kör karanlığında.. Tek isteğim bana bakman ve seni koklamam gözlerimi yeni güne açtığım sabahlarda.. Gelsen şimdi saat tamda seni sen geçerken . . . Gelsen . . . Olur mu olur . . . beyaza dair . . . Bembeyaz bir oda düşlesem ikimize;içinde bembeyaz bir yatağı olan.. Bembeyaz düşlerde serpiştirsem üzerimize;bir masal temizliğini andıran.. Dizginsiz aşkımıza kutsal gözleri(n)le baksa(m) yukarıdan,, çakır keyif sözlerimle seni sustursam.. Aşkımız başlasa konuşmaya biz içerken,,içipte birbirmize ağlarken.. "Seninim al tamam" desen.. Gözlerim kıyamasa dokunmaya.. Her yerim alev topu gibiyken son sürat yol versem yüreğine."Git!" desem,,gitmesen ! Kötürüm düşleri yalçın bir yürekle ittirsen.. İstemesen.. Tek istediğin bir tek ben ! Ömürboyu ben ! Tekrar gelmek üzere gitmeyen;hep kalan,,hep bekleyen.. BEN ! ! ! Ucundan tutsan şaha kalkmış duygularımın,,bedenimde oluk oluk aşk biriktirsen.. İnlerken nefesim ****** sesler işitsen.. El değmemiş.. Hiç duyulmamış.. Acıdan nasibini almamış.. Sana özel,,dünyaya ******.. Ve sadece senin mabedinde.. Ey beyaz gülüşlerin sahibi;bu beyaz hayalimde beyaz yataktan kalkarken bana beyaz bir silüet emanet etsen.. Tekrar gelmek üzere gitmeyen.. Hep kalan.. Tenime hapsedilen . . . SEN!!!! Beni hep sevsen... __________________ ALINTIDIR
__________________ Kadının gücünü Hafife Alma. Her Yol Sana Çıkar Galatasaray ! Konu EbruLi tarafından (07.06.2014 Saat 01:44 ) değiştirilmiştir. |
07.06.2014, 01:40 | #2 (permalink) |
| Cevap: Gönderilmemiş Aşk Mektupları saçmalık mıdır bilmem ? ? ? Daha olgun olduğumun kanıtı belkide bu yanındayken sadece seni düşünmek,, yanındayken asla O'nun aklıma gelmemesi.. Daha bir kadın olduğumun kanıtı sanırım sadece kendi aldığım zevki düşünmemek.. Ve sanırım artık bağlanmaktan korkmadığımın kanıtı "nasıl olsa sende bir gün gideceksin,,yaşayabildiğimiz kadarını yaşayalım,,birbirimizi hırpalamayalım.. Sevebildiğin kadar sev sonra çek git;sorgulama,,yargılama" diyebilmek.. Boşvermişlik midir,,durgunluk mudur yoksa bir olgunluk mudur beni gerçekten sevip sevmediğini düşünmemek.. Kafamda binlerce soru barındırmadan sadece sevişmek.. Sen sevsende,,sevmesende,,hiç sevmiceksende.. Aslında bunun kadar benim hisleriminde önemi yok. Seni sevsemde,,sevmesemde,,sevmeyecek olsamda,,sevecek olsamda.. Umrumda değil akıp geçen zaman,,umrumda değil mevsimler,,saatler,,kadınlar,,erkekler.. Aşk sanıp seviştiğim sarhoşluklar.. Yanındayken aklımda sadece "SEN" oluyorsun önemli olan bu.. Sana açık olabiliyorum önemli olan bu. Bana açık olmanı beklemiyorum önemli olan bu.. Önemsememek dersen buna ? Diyebilirsin.. Ben mi ne derim ? Bilmiyorum.. Bir olgunluk mudur,,bir durgunluk mudur,,boşvermişlik midir bilmiyorum. Bilmek istemiyorum.. Seninle sevişirken ağlıyor muyum önemli olan bu ? Akıttığım yaşlar O'nu düşündüğümden değil mi önemli olan bu ! Ben onu unutmuş muyum önemli olan bu ! Gerisini boşver sevgili..Yargılama,,sorgulama.. Şuan hayatımda sadece sen mi varsın önemli olan bu ! Yalnızca sen . . . Aç kollarını sadece,, "SARILABİLDİĞİN KADAR SARIL BANA" __________________ Gözlerimin ağırlığından kaynaklanıyor beni tanıyamaman.. Ve sözcüklerimin keskinliğinden kaynaklanıyor bu ağrılar.. Sol yanımda,,bedenimin en hassas noktasının 'sen kısmında' çok şiddetli bir arzu var. Dokunsan kanayacak,,dokunmasan şiddeti azalmayacak.. Üflesende üflemesende aynı kalacak.. Seninle varolup seninle hayat bulacak.. Ama ne seninle nede başka biriyle son bulacak.. Bitip tükenmez bir yolun en azimli koşucusu olarak dur durak bilmeyip hızlanacak.. Bugünkü aklıyla seni sevip,,bugünkü aklıyla sana dokunacak.. 'Herkes hazza koşar' aforizmasını haklı çıkartıp hazza değerli bir mücevher edasında el sürecek ve bedenimin 'sen kısmı' dünya döndükçe esirin kalıp senin için atacak . . . Acısada . . . Kanasada . . . __________________ elleri güzel adama 2 Bazen kıvılcımlar hissedersin derinlerinde.. Bazen "evet işte bu" dersin aradığım his.. Unuttuklarını yaşatmaya başlamıştır elleri güzel olan adam.. Ellerinden hayat vermiştir hayatına.. Hissetmeyi hissettirmiştir tekrar sana.. Öyle dikkatli bakıyordur ki,,öyle içine akıyordur ki dur diyemezsin ona.. Diyemezsin "bakma" ! Seni ilah yapıp taptığına mı sevinmelisin,,yoksa üzülmeli misin amin dediğin için olmayacak bir duaya.. Elleri güzel olan adam ne kadar dayanabilir ki senin bitip tükenmek bilmeyen çirkef tavırlarına.. Gün gelir dudaklarıyla tanışmak istersin elleri güzel adamın.. Nefesini nefesiyle düğümlemek istersin.. Merak edersin nasıl öpüşüyor diye,,merak edersin onu babamdan sonra en sevdiğim erkek yapabilir miyim diye.. Öpemezsin işte biçare.. Cesaret edemezsin hissetmeyi unuttuğun hisleri sana hissettirmeyi başaran adamı kaybederim diye.. Bir öpücükle her şeyi yok ederim diye.. Belkide bu yüzden kaybedersin elleri güzel adamı,,belkide bu yüzden kaybedersin işte.. "Değer vermiyorsun bana" der.."Sevemiyorsun" belkide.. Duymayı en son isteyeceğin kelimeleri sarfeder sana ve gider.. Gider ama kalır gözleri.. Bakar sana hala her saniye kimsenin bakmadığı gibi.. "Gel" demeni bekler senin gözlerinden,,"seviyorum" demeni.. Bekler . . . Bekler . . . Bekler . . . __________________ elleri güzel adama..3 Aşksızlığın kaburgasını kırmaktı sana attığım bakışlarım.. Yokluğun bel kemiğine saplamaktı hançerleri.."Kimsenin böyle güzel elleri yok" diye düşünürken dur duraksız sana akıştı sözlerim.. Dur duraksız sana akıştı nağmelerim.. Bir şarkı yazmak sana,,dünyanın en güzel şarkısını.. Buydu işte tek dileğim ve parmak uçlarında hayat bulmaktı en büyük temennim. Dokun ! Dünyanın en güzel elleriyle.. Bir erkeğe yakışamayacak kadar güzel olan fakat seninle bütünleşmiş olan ellerinle.. Dokun ! Kanat yüreğimi..Kanırt..Akıt kanımı.. Kanımda yalayım tüm geçmişimi.. Aşksızlığın kaburgasını kırdım ben seninle.. Şimdi sende dokun yüreğime ve yürü benimle hatırlanası geçmişlere.. __________________ ve gülümse şimdi . . . Aşka dair yakalayamadığım bir kaç kelime var benliğimde.. Ufalanmış bir kaç kalp kanaması akabinde.. Yetim çocukların anne açlığıyla kollarını açması misali geçiriyorum silüetini içimden.. Bir kaç güzel söz sarfetmek isteğim sana şuanda kelimeleri yakalayabilirsem.. Ve beni dinlersen . . . Biraz ürkek gözlerim,,biraz titrek sesim,,birazda elmacıklarımda kurumuş yaşlar. İşte karşında elimde olanlar.. Bakıyorumda sevgili takvimlerde ne çok kutsal gün var ! Seni ilk gördüğüm gün,, ilk gülümsediğin gün,, ilk elimi tuttuğun gün ve dudaklarının dudaklarımdaki ilk molası.. Yakalayabildiğim kelimelerin hepsi aşkımızın sadece ilk anları.. Terkedip gitmek kolay ya geride kalanların alıştığı anlar ? Onlar hiç mi önem taşımıyorlar ? Hunharca bir sevgide geride kalanın gözyaşları ne kadar zamanda kuruyabiliyorlar ? Peki içe atılan gözyaşları kaç ton ediyorlar ?.. Bunlar çok ağır sevgili,,bana biraz gülümser misin şimdi ? __________________ arama.... Ona buna soruyormuş beni yine.."Unuttu mu" diyormuş.. "Başka biri mi var?" Deliriyormuş işte içten içe,,aramamı bekliyormuş her saniye,"arama beni" dese bile.. Onu düşünüyordum oysa bende her salise,,onuda ortak ediyordum düşlediğim her hayalime.. Ortak bir güneş çizip ikimize,,altında ıslandığımız ortak yağmurlar yaratıyordum sessizce.. Irak diyarların unutturduklarını hatırlıyordum gözümü kapadığım her saniye.. Gözkapaklarıma mıhlayıp adının her harfini onu anlatıyordum tanıştığım her yeni yüze.. Ta ki beni sorduğunu öğrenene kadar.. Şimdi söyleyin ona dostlar;ona buna beni sorarak onu düşünmemi engelliyor o zavallıca,,onu beni sormadığı,,aramadığı zamanlarda seviyorum ben psikopatça.. Aramasını,,"özledim" demesini özlerken en çok yakın oluyorum ona. Sesini duyduğum anda kesiliveriyor her şey,,böyle pis bir benlikle aşığım ben ona.. Böyle iğrenç bir benlikle tapıyorum vücudunun her zerresinin sırrına.. Biriktirdiğim tüm hayallerimi savuruyor şaman büyücülerinin kötülükleri yok etmeye çalışması anındaki hızıyla.. *** Uykusuz bi o kadarda bitkin bir gecenin koynunda dökülüyor gözyaşlarım ellerime.. Sicim gibiler,,aynalarda kendimi göremiyorum. Rüzgarda kalmış yavru bir kedi kadar acizim.. İçimi ısıtabilecek tek şey eminimki senin yüreğin.. Zaaflarına göre yönetirmiş insanlar hayatlarını gecenin bir yarısı anlıyorum bunu.. (canım sevişmek istiyor,,isteklerimi içimde düğümlüyorum.) En zayıf noktamında "sen" olduğunu her fırsatta söylemeden edemiyorum. Hala benimle olmana rağmen gecenin bir yarısı gökyüzüne bakmaya çalışarak yokluğunu (!) düşünüyorum.. Sanırım yarımım sensiz . . . Sana okuturum ilk yazdıklarımı,,sende oku isterim okuduğum kitaplarımı.. Paylaşmak isterim seninle bildiğin,,bilmediğin her anımı.. Tekrar tekrar..Bıkmadan,,usanmadan,,bitip tükenmek bilmeyen bir heyecanla.. Sonrasında tartışalım diye beklerim;biraz kitaplardan,,biraz aşklardan(aşkımızdan),, biraz iş güçten,,birazda siyasetten.. Sen hep zıttımı savun isterim:falanca partiyi anlat bana,,dayat tüm düşüncelerini.. Ben yine filancayı 'yi savunayım aslında pek sevmesemde.. Sırf zıttın olmak için tüm ilkelerini ilke edineyim. Sonra en güzeli ortak noktayı bulmayı beklerim;en güzel anlar o anlardır benim için. İkiside bir şeyleri kullanarak bir yerlere geliyorlar diyerek önemli olan aşkımız diyebilelim Ben seni severim sevgilim,,seninle paylaşmayı severim.. Birbirimizi bıktıracak kadar konuşmayı,,birbirimizle yorulacak kadar sevişmeyi severim.. Kendimizi unutacak kadar içmeyi ama n'olursa olsun birbirimizi unutmamamızı severim.. Ben sensiz hiçbir günü sevmem sevgili.. Ben bir Erkeğimi severim... Ben hep seni severim ! ! ! __________________ Kaç "gün" daha aydınlanacak kimbilir bu ayrılığın ardından,, kaç dolunay daha şahit olacak bu yalnızlığa.. Kaç mevsim daha yapraklarını döküp,,kaç mevsim daha çiçekler açacak.. Kim bilir kaç kere daha sabah uyandığımda nefes alma sebebimin benden ırak olduğunu göreceğim.. Boş yanıma baktığımda hayalimdeki yüzüne başımı gömüp gözyaşlarımı heba edeceğim. Kim bilir ben ne zaman gidenin ardında "kalan" olmamayı öğreneceğim ? ? ? KİMBİLİR...??? __________________ Bazen camdan bakıyorum.El ele kolkola sevgililer gülüyorlar.Ben perdeleri kapatıp susuyorum .Sonra kül tablası dikkatimi çekiyor.Yine dolmuş yine paketler bitmiş.Bana kızışın aklıma geliyo yine susuyorum Sonra susmak.. susmak.. susmak.... Sende susardın ben gözlerine bakınca .Hafiften de kızarırdın sana yaklaşınca.Anlayacağın kapattım kendimi bir odaya.Orada dahi heryerde sen Susuyorum hapsettim kendimi susmalara Sen beni yine eskisi gibi hatırla Ve ben susarken sen sakın ağlama... __________________
__________________ Kadının gücünü Hafife Alma. Her Yol Sana Çıkar Galatasaray ! |
07.06.2014, 01:43 | #3 (permalink) |
| Cevap: Gönderilmemiş Aşk Mektupları Gidişin bir vedaysa,artık hazırsak o büyük ayrılığa ve bizi birbirimize bağlayan,ama yine de altında kaldığımız anılardan yorulmuş olsak da, yine de geriye bir tek şey kalacak sevgili, bir tek o garip, o tuhaf sır: Bu ülkedeki insanların çoğunluğu, ikimizi de kendilerinden saymadılar. Ne yapsak, ne etsek bizi hep yabancı ve aykırı gördüler. İşte sana bu yüzden azınlık ve aykırı bir duyguyla yeniden ve hep tekrar tekrar aşık olmak isterdim. __________________ bilmek ister misin ? ? ? Ben ağlarım sen bilmezsin.Uyuyorsundur o saatlerde..Ay ışığı vurur yüzüne.. Ben ağlarım sen bilmezsin.Yalın ayak yürürüm gecenin sessizliğinde.. Konuşmak isterim,,konuşamam sen bilmezsin.Sesim kısılır.. Gizli sularda yüzerim.. Tüm çıplaklığıyla yanımda yatarken bedenin,,ben ağlarım sen bilmezsin.. Çiğner yürürüm duygularını ama telaffuz edemem sana karşı kaybettiğim duyguları.. Barikat kurar önüme ellerin,,tutarım sımsıcak..Ürpertici.. O an dudaklarında mola veririm. Ben bir delice bedenini severim sen bilmezsin,,bu yüzdendir ki suçluluk duyarım.. Ümitlerimiz yürür bu köhne odada kol kola.. Sevdalı kelimelerle yaklaşırım hep benliğine,,kimsenin bakmadığı gibi bakarım gözlerine. Ben bunu aşka yorarım sense şehvete.. Sen bilmezsin.Masum bir çocuğun küçücük elleriyle bana dokunması gibidir gülüşlerin. Sen gülersin ben pişmanlık duyarım.Sen gülersin sancılarla kıvranırım.. Yaşanılmamış hazları yaşatır bana bedenin,,ben bir tek bunun tutkunu.. Ben sanarımki yüreğin yüreğimin vurgunu.. Sarılmaların inşa eder hep beni,,sarılırken ağlarsın.. Bıçak yarası gibidir gözyaşların,,aydınlık verir her bünyeye aslında ama ben ağlarım sen ağlamadığın zamanlarda,,sen bilmezsin. Çünkü sen uyuyorsundur.. Söyleyemediklerimi bir söyleyen olsa sana sende ağlarsın benim ağladığım zamanlarda.. Ama sen bilmezsin..Bilemezsin.. Kırıktır kalbin,,kördür gözlerin.Kanatlarımın altında can buluyordur bedenin.. __________________ Kapama gözlerini,bak.. Bitiyor işte hepsi.. Bir adım sonrası ayrılık.. Bir adım sonrası benden sonrası.. "Ben" de senden sonrası kalmadı.. Bu senin "Son"ran.. Bu senin "Son" olman.. Çünkü, gördün işte..Benim elimde silgi.. Seninse boş sayfaların yırtık..Ve kalemin bitmekte. __________________ Karanlık . . . Tam şafaktan önce . . . Kulağımda uğultular tam senden sonra.. Bedenim inşa etmeye çalışıyor hazmedemediklerini yaptıklarından sonra.. Sesini benden birkaç ev ayırıyor belki,,belkide adi bir coğrafya.. Serzenişlerim bu yüzdendir Tanrıya;bizi unutup yüzüstü bıraktığı için bu aşkta.. Küs bu gece dolunay bana..Çıkmamış . . . Küs bu geceyağmurlar bana..Yağmamış . . . Ve küs bu gece ellerim bile bana son valsimi tamamlayamıyorum diye hayatla.. Anlaşılmıyor belki cümlelerim;anlamını kaybediyor beynimden dilime döküldükleri anda ama ne çareki anlamını seninle birlikte kaybetmiş her şey; ardına bakmayıp gittiğin anda.. Şimdi bir iki beddua dökülüyor dilimden sana karşı bir iki veda.. Hoşçakal deli gönlüm bu büyük bir elveda.. Bu tamamlamak son valsimi hayatla.. Söyleyemediklerimi haykırmak bir erkeğin hazza ulaştığı anındaki edasıyla.. __________________ Sonunda masalın sonunu getirmiştin.. ßen hala yok'tum.. ßir köşede üzüntümü paylaşıyordum, kağıdımla,kalemimle.. "Mutlu Son"du seninkisi sanırım.. Gülümsüyordun .. ßense içten içe, ağlıyordum ! Masal bitti kahraman'ım.. Masal'ımız bitti .. Kollarında uyuyamam ! __________________ İsimsiz acılar peydahlandı içimde . . . Ne beraber olabildik ne de ayrı kalabildik Ben ağustostum,,sen inadına kasım Ben yazdım,,sen inadına kış Ben kuzeydim,,sen güney Ben bayan yanlıştım belki Sende bay doğru Herkesçe bilinirdki benim hayatım sana uymuyordu Birlikte son'lar tüketiyorduk sürekli Gözyaşlarımız hiç durmuyordu Farklı olsada hayatlarımız Biliyorduk ki gözyaşlarımızın tadı hep aynı kalıyordu Bi şarkıdan çaldım sanırım bu cümleyi Ya da bir şiir Çaldım,,çırptım,,,emeğe saygısızlık ettim Ama çalarken biliyordum ki bizi en iyi anlatan kelime bu oluyordu Başkasına ait olsada bu kelime en güzel beniim ağzımdan sana çıkıyordu Her yaz geldiğinde koşuyordum ben sana üşüyerek Koşuyordum bedenine ısınmak isteyerek Kollarını açabildiğin kadar açıp sarılıyordun yüreğime Isıtıyordun yüreğinle içindeki hayallerin ışıltısında Bir gelecek bekliyordun bizden anlaşamasakta Bir hayat kuruyordun gözlerimde yalnızca ikimize "BiZ"e . . . Her kış geldiğinde uzaklaşıyordum yine senden Belki korkudan Belki aşırı sevgiden Ama gidiyordum sardığın kollarından Bir gün yine geleceğimi biliyordun sen Bir gün yine sana geleceğimi biliyordum ben Can havliyle hemde Nefes alamazken Sana kanarken Ama hiçbir şey olmadı düşündüğümüz gibi Gittin ! Gitmeyi bilmeyen sen beni terkettin İlk defa terkedildim..Sen tarafından Kasımım ! Kışım ! Güneyim ! bay doğrum tarafından . . . Yine sana gelmeyi beklerken pas tuttu yüreğim.. Üşüdüm . . . Dindiremedm . . . Sustum . . . Aklımdan geçenleri dillendiremedim . . . Acıdım . . . Kanadım . . . Gösteremedim . . . Sevgili olamazdık ama ayrılamazdıkta biz . . Birbirimizle olamazdık ama başkasıylada yapamazdık biz . . . Bir gelecek düşlerdin benimle.. Bir hayat kurardın gözlerimde ikimize . . . Bize . . . Zıt kutuplar gibi çekecektik hep birbirmizi . . . Çekemedik . . . Gidicektim ben senden beni bekleyeceğini bilerek ama . . . Dönecektim yine bir yaz ayında . . . Dönemedim . . . Kolların kapalıydı sana gelemedim . . . üşüdüm . . . Sırtımı sıvazlayacaktın ellerini bulamayıp buz kesildim . . . Çok özleyecektim bir kış vakti seni arayacaktım ağlayarak teselli edecektin sen yine beni Arayamadım . . . Telefonun diğer ucunda yoktu çünkü sesin . . . Özleyecektin sen yine bir gece yarısı beni bir iki söz düşürecektin penceremden içeri Düşüremedin . . . Belki çok meşguldum seni dinlemedim Belki fazla hırslıydm "hep" aramanı bekledim . . . Belkide güvensizdim sana her kadın gibi hep benimle ol istedim . . . Ama sevgilim bir tek şey varki söylemeden olmaz "ben kimseyi SEN gibi sevmedim ! ! !" Kimsenin mabedine seninki kadar girmedim . . . Kimseye en gizli düşlerimi açıp,,kimsenin yanında küfür etmedim ! Ben kimsenin yanında kendim gibi olup istedğim gibi hareket etmedim Şöyleki ben seni çok ama çok SEVDİM.! ! ! Bunları yazarken birden seni özledim.. Sonrasında sımsıkı sarılmayı sana Yeniden gidiceğini düşünerek ağlamamk için kendimi tutmayı özledim Seninle konuşmayı özledim Dudaklarının dudaklarıma değmesini Bana bakmanı özledim.. Ayrılışlarımızı bile özledim.. Gidişini beklerken ellerimizi birbirimizin üstünden çekememizi özledim Üstümüze olan bakışlara aldırmayıp dudağına öpücükler kondurmayı özledim Sonra vedalarımızdaki uzun uzun "son" sarılışlarımızı özledim Ellerinden tutup herkese "işte bu benim sevgilim" der edasında yürümeyi özledim Biralarımızı içmeyi Ağzından ağzıma akışını özledim Yağmurumuzu özledim Birlikte eğlenmemizi özledim Denize karşı kollarının arsında erimeyi özledim Beni bir asansörün içinde duvara yaslayıp verdiğin öpücüğünü özledim Bir gece yarısı aynı yatakta yanyana yatışımızı özledim Bazen yaptığım şeylere şaşırıp yüzüme şaşkın şaşkın bakmanı özledim Ellerimle başını tutup kendime çekerek öpmeyi özledim Seni öperek susturmayı özledim Kollarını özledim sarmayı sarmalamayı kollarında gözlerimi kapatmayı Ben kokunu özledim,,içime çekmeyi,,özleyeceğimi bilmeyi özledim Günaydın aşkım deyişini özledim İyi geceler kadınım ! demeni özledim ! ! ! Sesini özledim ! ! ! BEN SENİ ÖZLEMEYİ ÖZLEDİM ! ! ! " __________________ Yokluğunda; keskin bıçak... Yağlı urgan boynumda hasret...! Yokluğunda; gamlı rutubet her üstüme çöken...! Her soluk,her nefes Yokluğunda; her eşya puslu...! Gök yağmur öncesi kapalı, ağlamaklı...! Yokluğunda; yıkık gönül kalem...! Umudum kırık, hayatım yitik...! Yokluğunda;aşkın bahtı gölgeli...! Sızılı gönlüm sevda yanığı...! Yokluğunda; çakıl, kum, taş... Geçtiğim yollar,baygın gölge dolu...! Yokluğunda; yeni yükselen ayın sönük ışığı...! Heryerde sereserpe renksiz mehtap...! Yokluğun... Kahroluş...! Yokluğun... Zulüm...! Yokluğun... Damarlarımı parçalamış kurşun ! Yokluğun... Ruhumu cebelleştiren ecel ! Yokluğun... Yokluğun yok oluş yar ! Yokluğun... Ölüm !!! __________________
__________________ Kadının gücünü Hafife Alma. Her Yol Sana Çıkar Galatasaray ! |
07.06.2014, 01:47 | #4 (permalink) |
| Cevap: Gönderilmemiş Aşk Mektupları Sensizliği daha çok hissettim bu gece Tüm zerrelerimle seni yaşarken Şakaklarımda katlanılmaz bir deprem Ve bir tek Sen ayakta kaldın bende… Ben sensizliği sen yapmışken Boyanmaya başlamışken senin rengine Hazırlanırken söz için ötelere Hatta bilinmeyende her şey Dikmişken bu sevdaya gözünü Ve ufuklardan inmişken kanatlar Açılmışken eller duaya Ey kalpleri okşayan güzel yüzlüm Bırakıp gitme… Sende sensizliğe alıştım Ne olur! Sensizlikle öldürme beni __________________ gece Yağamayan yağmurların çıkardığı uğultular gibi korkutucu bu sensizlikte yaşadığım matem Gözyaşlarımı içişime denk her şey Boş her yer Sokaklar,,trenler,,evler Ortada bir kadın yalnızca Kırmızı alabildiğine Şarkı söylüyor bilmediğim bir dilde Seni anlatıyor bence Sarfedemediğin sözlerini fışkırtıyor yüzüme En zevkli boşalmasını yaşıyor varlığım karşısında senin yerine Elinde boş bir parfüm şişesi içmiş şarap yerine Gözleri kan kırmızısı ağlamış belliki giden erkeğinin izinde Aldırmıyor yağmura arınıyor onunla adeta Kırmızı akıyor üzerinden yağmurun rahmetinin ışıltısıyla Senin yerine onu temizliyor yağmur,,onu susturuyor anlamadığım bir dildeki şarkının her notasında Sevgisini haykırıyor bence yerlere kapanmış bir şekilde Çok canı yanıyor belliki gecenin bu kör saatlerinde Çıkarıyor elbiselerini uzanıyor asfaltın soğuk nefesine Son sözünü anlıyorum bir tek "Kurtar beni bitsin artık" diyor Diyor ve adeta içimde uyuyan bir canavarı uyandırıyor "Yok" diyorm artık seni düşünmek,,"yok" diyorum gördüğüm her şeyi varlığına eş biçmek Bit(!) artık bit çünkü ; anlam bulmuyor hiçbir şey SENSİZLİĞİNDE . . . _________________ Karar verdim bu gece aşkı seninle bağdaştırıyorum.. Aşk sensen,,sende aşksın diyorum . . . Aşkım ! Senim ! Her gece bambaşka bir şehirde kapasanda gözlerini geceye Bilirim ki aynı rüyalarda sabaha varırız. Her gece farklı yataklarda yatsakta Her sabah aynı güneşin altında birbirimizin ruhuna yaklaşırız Ve her gün telefonun diğer ucundan gelsede sesin bana Bilirim ki ruhuma dokunmuşsundur bensiz uyuduğun yatağında Bilirimki yokluğumdaki varlığım hiç bir yerde meali olmayan hisler yaşatmıştır yine sana rüyalarında __________________ Tüm renkli hayallerim kayboldu Gözlerinin başka gözler işgal etmeye başladığı o ilk anlarda Sarılacak ümitlerim kalmadı,, Okşanacak rüyalarımda.. Sayılamayacak kadar çok dine tapan ben En son sana tapmaya karar vermiştim aklımın alamayacağı kadar büyük bir açlıkla Hayata olan bir açlık mı Aşka mı Sevgiye mi Tanrıya mı bilemedim ben o dakikalarda.. Ama en son sana tapmaya karar vermiştim havada asılı kalan karanlıklarımın en ücra köşelerindeki aydınlıklarda Siyahımı yağmur yüklü bulutlara vermiştim akıtması için bizden başka aşık olan her akla.. Siyahıma kanatlar takıp uğurlamıştım bizim erişemeyeceğimiz kör kuyulara.. Ama.. Uğultular arasında kayboldu hayallerim,,kaybetti tüm renklerini.. Çığlıklar arasında kayboldu ümitlerim okşanacak rüyalarımda.. Ben "sen" nerdesin bilemedim.. Benim senin hayatındaki yerini ise hiç tahmin edemedim.. Gözlerin aklımın her santimetrekaresini işgal ediyorken Dünya denilen şeyi elimin tersiyle itip sadece sana yol alıyorken Sen nereye yöneliyordun hiç göremedim.. Sana tapmaya karar verirken ben Sen hangi gözlerde hüküm sürmeye başlamıştın Kör kuyularımda gözlerimi kapamışım seçemedim.. Kadınlığımın en kirli yanlarını bana emanet ederken sen Onları bana bırakıp kaybolacağını aklımın ucundan bile geçirmedim.. Ey sevgili (!) sevmemişliğinin bedelini nasıl ödeyeceksin ? "ben bile yapabilceklerimden korkuyorum" Sen nasıl benimle baş edeceksin . . [img]http://www.***************/images/smilies/wink.gif[/img] __________________ Gecenin sabaha kavuştuğu benimde nefes almaya başladığım saatlerde yazıyorum bu şiiri sana Bir kez daha neler yaptığını göstermek için bana Kazımak amacım uykularımı bölen yaşattıklarını bu şiirin her satırına Nasıl uyuyamadığımı Uyumak için gecenin sabaha kavuştuğu bu saatleri beklediğimi kapanmak bilmeyen göz kapaklarımla Geceydi terkedip gittiğinde beni arkana bakmadan hızlıca Sessizdi tüm sokaklar Benim sesimle çınlıyordu yalnızca "Anlamıyorum seni" diyordu dilim "şaka olmalı bu yalnızca bir şaka" Ama gerçekti her şey güneşin yarında doğacağı kadar umutsuzca Bir batıp bir çıkmak ardından ne kadarda zavallıca Gecenin en mat saatlerinde aydınlanmayı beklemek sokak lambalarının ışığında Bir sokak kedisi kadar savunmasız kalmak bir sürü sokak köpeğinin ortasında İşte bu kadar çaresizce gözümden akıttığım sen'ler bu kadar savunmasızca Unuttum seni diyemiyorum O'nunda dediği gibi ben hep sen seveceğim lanet olsunki bıkmamacasına Yere uzanıp gökyüzünde sevişmelerimizi izleyeceğim umutsuzca Ve hep bana gelmeni bekleyeceğim saçımı okşayıp beni rüyalara yatırman amacıyla __________________ Ağlarken mi gitmiştin sen ? Gözyaşlarıma aldırmadan mı ? Dün canım (!) derken bugün yüzüme bile bakmadan ? Ellerin tenimdeydi seni en son hatırladığım yerde,,yüzünde herkesten kıskandığım gülüşün.. Kokun koynuma girmişti en masum düşlerimin eşliğinde.. Ellerin tenimdeydi seni en son gülerken gördüğüm yerde,,dudaklarında;duyduğumda içimi üreperten sözlerinle beraber.. Duyduğumda diyarlardan diyarlara meleklerin kanatlarını ödünç alıp uçtuğum saniyeler.. Sahi ne oldu o günden sonra ? Ne zaman döndü baharlar kışlara ? Ne zaman kalbin nasır tuttu bana karşı,,hangi hatamda ? İçimi ürperten sözlerin olmayacak mı artık ? Ya koynuma aldığım masun kokun ? Ya dudaklarından içtiğim biralar ? Sahi olmayacak mı artık bunlar ? Yeterli değil mi gitmemen için gözlerimden akıttığım yaşlar ? "Elin her tenime değişinde biraz daha senin oluyorum" diyen sözler geliyor şimdi aklıma,,"Benim ol yalnızca benim" diyen sözler.. Elindeydim işte şimdi;tam istediğin gibi,,alıp götürseydin beni buralardan ayazlara yakalanmadan duygularım,,gecem gündüzüm hala seni tanırken.. Hayatımın her milimetrekaresine hala ruhun hükmediyorken.. Alıp götürseydin beni işte saklasaydın tüm hakkımı mabedinin en derin yerinde,, Al benide götür gözyaşlarımla ardından ağlarken nereye gittiğini bilmediğim yere.. Elimin kolumun seni sarmasına izin vermezken,,ruhumla sarılmama izin ver bari ama al götür beni canının en içinin içine.. Bırakma duygusuz karanlıklarda küçük kalbimi,,bırakma beni ellerimin her milimetrekaresine dokunmak için bana yalvaran adamların yanına..derken ben,, gitmiştin sen ! Bakmadan son bir kez bana,,aldırmadan gözlerimden akan sen'lere. Aldırmadan dudaklarımdan çıkan hiçbir hatıraya . . . __________________ Umutlarım gel gitlerini yaşıyor yine zamansız.. Anlatılması güç üzüntüler birikmiş kucağımda kırılmaktan kırılacak yeri kalmayan duygularımla beraber.. Taşları bile yosunların sardığı,,çiçekleri bile arıların yalnız bırakmadığı zamanlarda kalmış ellerim öksüz..Yetim . . . Yarım . . . Yitik . . . Artık dokunma ! Ellerim nasır tuttu bitirip tükettiğin kalbimle beraber.. Dokunma onlara..Dokunma dudaklarımada..Sarılma bana ! Senin değil artık gördüğün hiçbir yerim... Sana ait değil ellerim.. Ne dudaklarına artık bal çalabilirim,,ne tenine ürpertici dokunuşlarla misafir olabilirim.. Kesildi artık muhabbeti teninle tenimin..Artık "Çok seviyorum." demiyor dilim. artık "özledim." senide demiyor kalbim. Ben "bana aitim" diyor yalnızca ben bana aitim.. İsyankar cümlelerim yine..Sana,,hayata,,aşka.. Aşk yalanmış be bebeğim.. Aşk birkaç parça bal çalıp dudaklara,,bahar kokuları bırakarak kaybolup gitmekmiş.. Aşk anlıkmış be bebeğim..Dediğin gibi yokmuş aşk ! Masallardaymış,,hikayelerde . . . Dilimden hiç düşürmediğim bir yanılgıymış,,seninse hiç diline dolamadığın.. Aşk başka gözlere bakmaya korkarken sen,,başka gözlerde hayat bulmaya çalışan sevgilinin nefesiymiş. Onunla birlikte her nefes alış verişte kaybolup gidermiş. Güvendiğin dağlarına yağan ilk kar tanesinde çekip gidebilmekmiş aşk,, aslında kendinden çok sevmekmiş,,bir çift gözü kıskanmakmış ama sevgilinin anlamamasıymış.. Sevgilinin umursamadığı hislermiş.. E o zaman aşk yokmuş be bebeğim.. Kilit vurmakmış benliğine . . . Gerçekçi olmayı öğrendi yüreğim sen gibi ! Korkmadan silebilmeyi öğrendi. Yaşadığı ilk aşktaki gibi ezilmeyi değilde sevgilinin terkidiyarını hissettiğinde çekip gidebileyi.. Yaşadığı ilk aşktaki gibi kör olmayı değilde "emrivaki" bir ayrılığı gördüğünde "Seviyorum." ama böyle yürümez diyebilmeyi.. Yine de istemezdi bu sonu kalbim,,yine de istemezdi sevgiye aç ellerim. Verdiklerimi alamamanın gururuna yenildi bu küçük yüreğim.. Şarkı der ya bağıra bağıra "Başkalarının gözleri kimin umurunda ! " Yalanmış, yalan bebeğim. . . __________________ Bazı geceler insan soluksuz kalır;nefesi nefesine düğümlenerek,,kalbinde hezeyanlarla boğulur.. Evet bazı geceler insan soluksuz kalır;karşısında sevdiği olmasa bile içindeki sevgiliye sonsuzca sarılır.. Beyin fonksiyonları gerçek ve hayale aynı tepkiyi verip,,varolan tüm düzenin bozuluşuna kanıt olur. Yalnızlığın koynunda yuvarlanırken bir yandan,,yüzünde sevgilinin yarattığı mutluluğun seyirmesiyle avunur.. Kutsal ve el değmemiş bir hayat yaratır kendine.. Onu ona hissettiren birinin sarılışına öyle açtır ki ruh,,tüm albenisine kapılıp takılır serapların peşine.. Düşlerin gelip geçici varlığına,,sahte hezeyanlarına ayak sürtmeden giden biri için var mıdır önemi kayboluşların ? Var mıdır önemi hayallerin hızla yok olmalarının ? Tek gerçek vardır o bünyeye,,beklemek hayallerinin yokluğunda yine dönmesini o bedene.. Yine sarılmak sonsuzca elleriyle hayallerindeki erkeğe.. Ve yine kokusunu çekmek "nefessiz kalırcasına sevdiğinin kokusunu" ciğerlerine.. Evet,,çok doğru;bazı geceler insan soluksuz kalır.. Sevdiğinin bedeni yanında olmasa bile,,sevgilinin hayalini onun ellerinden kim alır ? ? ? __________________ Üzerimde eğreti bir mutluluk Göğsümde tapılınacak eski aşklar Seviyesiz kere seviyesizim . . . Aynı zamanda Meşrep bir hatunum kalbindeki en derin izim İçimden çığlık atıyorum İçimden sana dönüp "yazık" diyorum Nasıl oluyorda adını bile anmamaya çalışırken En çok seni düşünüyorum Nasıl oluyorda başka tenlerin tuzuna kanmaya çalışırken Ruhumu seninle öpüşürken buluyorum İşte o an savaşlardaki zaferler kadar anlam buluyorum Nasıl oluyorda yüzünü bile görmek istemezken Anlamların en büyüğünü ruhumu seninle öpüşürken yakaladığın an buluyorum Bunu anlamıyorum. İçimden çığlıklar atıyorum Gökyüzü sana sesimi taşıyamayacak kadar bulutlu bugün Ve için içimi göremeyecek kadar kalkan barındırıyo en ücra köşelerinde Ve ben ellerim ceplerimde sana ulaşamayacak kadar umutsuzum Yürüyorum . . . Yürüyorum . . . Yürüyorum . . . Eğreti mutluluğu en güzel şekilde taşımaya çalışıyorum Yanısıra saçlarıma eğreti umutlarımıda takıyorum Dudaklarıma eğreti gülümsemeleride ekledim mi tamam Sonrasında da içimden çığlıklar atıyorum Seviyesiz kere seviyesizim . . . Neden ben gerçek mutluluklardan uzakta yaşıyorum ? ? ? __________________ "O yanıt hayatımız boyunca bizimle yaşayıp bizimle ölmeli . . ." Sevişmediğimiz yer kaldı mı seninle ? Tenini benimle eğitmediğin yer kaldı mı söyle ? Günaha bulanırken ellerim seninle,,aklının gittiği yerler var mı bunuda söyle . . . Söyle işte.. Edepsiz bir ruh büyütmüşüm ben seninle;acıtarak,,tutunarak,, sarılarak sevişmişim bedeninle.. Geçmişinin kırgın yanlarını yalayarak gezmiş ellerim teninde.. Derin derin aşkı soluyabildiğim tek yer yanıbaşın olmuş,,bir damla gözyaşımı akıtmamak için bedenine;kendimi sıktığım anlar gözbebeklerinde gördüğüm ışıltılarla son bulmuş.. Bir kıvılcamdan bir yangına dönüşür gibi sevmeyi öğrenmiş yüreğim seninle,, hep bir an öncesinden daha kararlı,,daha cesur,,daha büyük bir aşk beslemeyi amaç edinmiş kalbim bedeninle bütünleştiğim her saniye.. Kalbimi onarıp mutluluğum olurken sen,,ruhuma verebildiğim en güzel hediyenin sen oluşundan en büyük hazzı alan bir yürek varmış karşında işte.. Korkularımı dudaklarından öpüp onları uzun bir yolculuğa çıkarmış olmamı sağlamışsın sen,,korkularıma el sallayıp cesaretime yeni kanatlar takmamı sağlamışsın.. Gözlerimi kapatmışım uçurumlardan geçerken beni düşürmeyeceğini bilerek,, sana olan güvenin bu denli çok olduğunu göstererek yürümüşüm kollarının arasında.. Güvenimi boşa çıkartmamışsın. Yarattığımız küçük çaptaki yangınların müptelası olmuş bedenim,, sevginin silinmek üzere olan ayak izlerinin yanından bile geçmemişiz,, aşkın sert darbelerle yeni dökülmüş kaldırımlara bıraktığı izleriz BİZ. . . Şimdilerde hayat bize hep gülmüyor,,şimdilerde en güzel şarkılar bizim için söylenmiyor,, en güzel yazılar bizim için yazılmıyor.. Gözlerinin gözlerime değdiği her saniye gökyüzünden bir yıldız düşüp,, dudaklarım dudaklarına kenetlendiğinde bir yerlerde hiç görülmemiş ışıltılar hayat buluyor sadece.... YAŞAMIMDA SON DURAK İLAN EDİYORUM SENİ KENDİMCE. . . __________________
__________________ Kadının gücünü Hafife Alma. Her Yol Sana Çıkar Galatasaray ! |
07.06.2014, 01:51 | #5 (permalink) |
| Cevap: Gönderilmemiş Aşk Mektupları Saat 02,13 olmuş,,ayaktayım sensizlikte.. Uykularımı tuttun yine.. Ve ölümün soğuk nefesini hissediyorum ensemde.. Sen şimdi kimbilir,,hangi aşkın koynunda uyurken bahar kokulu rüyalarında,, ben sana üşüyorum biçare.. Alıp çekmek isterken seni o rüyaların rahminden herseferinde,,yine elim boş dönüyorum zorba anılarımızla dolu evime.. Çekip gitmek,,terkidiyar etmek isterken bedenim buralardan,,parmak izlerinle dolu yüreğim izin vermiyor buna.. Başka bir el değmesin"diyor ruhuma.. Ve ben ensemde ölümün soğuk nefesiyle,,o ince çizgide bekliorum sevgilimi.. Gözlerine ölümün siyahını çekmiş sevgilimi.. Kalbine ağır ağır aktığım sevgilimi.. Ne cümlelere sığdırmak,,ne noktalama işaretlerinle bölmek istiyorum sana olan aşkımı,,satır aralarında yaşamak istemiyorum dengi olmayan hislerimi.. Bağıra çağıra,,çığlık çığlığa,,feryad figan etmek istiyorum benliğimdekileri.. Yıldız olup kaymak istiyorum dudaklarına aniden,,yağmur olup yağmak istiyorum bedenine ansızın.. Sırılsıklam edip seni,,temizlemek istiyorum siyahlarını.. Bir kaostayım kurtulunması güç,,bir hücredeyim kilidi sende.. Saplantılı bir şizofren gibi sana verdim anahtarlarmı;hep bedeninde yaşamam,, hep ruhuma dokunmandı dileğim.... Dileklerin en ışıltılısıydı bu benim için.. Ben senin uğruna hayatını bana adamış tüm menekşe kokulu aşklarımdan vazgeçtim.. Bilirim seversin hüznü kederi.. Bilirim seversin acıyı melankoliyi.. Ve bilirim faydası yoktur şuanda nefesimi geçmişimizle yormama.. Ve bilirim birdaha asla gelmiyeceğini bu seninle dopdolu ruha... Ama şunuda iyi bilirim ki;takılmışsa birkere aklım deniz kokan gözlerine, ,üstüme çökmüşse teninin kokusu,,dokunmuşsan narin ellerinle bedenime,, aramışsan gece yarıları beni yorgun sesinle;geçemez bu benlik senden.. Sığınırım senli rüyalarıma,,ağlarım makyajımı akıta akıta,,saçarım eşyaları odama,,kaparım "hep sen sen bakan gözlerimi" ve yalvarırım tanrıya.. Belki duyar diye.. Belki duyarsın diye.. Belki günün birinde yine biz oluruz diye.. Yoktur başka çare çünkü;kabuk bağlamaz kanattığın hiçbir yaram sevgili.. __________________ Içimde derin sessiz ve dipsiz bir kuyu var!... Gün geceye teslim oldugunda, Sere hüzün çöktügünde , Mutluluk alip basini gittiginde Soruyorum kendime ''Hayattaki Degerin ne?'' diye Kapaninca gözlerim yürüdügüm yolun zorlugu ve Yalnizligim geliyor aklima!... Yalnizlik korkutuyor önce Sonra tenimi sonbaharin o ilik damlalari sariyor. Her damla ayri bir dost oluyor!... Yagmurla birlikte üsüyorum!... Hayat bana benim ona verdiklerimi sunuyor simdi bana ''bana deger veriyor'' Öyle olmasa yanimda olmazdi öyle olmasa bana gülümsedigini hissedemezdim!... An geliyor öyle bir firtina esiyor ki yüregimde hayat bile dindiremiyor!... Sonra o yaprak dökümü bas gösteriyor içimde Gönlüm yine Sonbaharini yasiyor Deger verdigim yapraklar savrulup gidiyor bilinmezlikler denizine dogru... Artik içimdeki agacin yapraklari yeseremez çünkü orda artik Dipsiz bir kuyu var !... ...Ben ise... Baskalarinin içlerindeki agaçlardan dökülen sari yapragim... __________________ Geceyi Sana Yaz-dı(mıştım)-m sevmiyorum artık geceleri onlarda beni hayasızca karşımda yalnızlığın gölgeleri yitip gitmekten korkuyorum kendimden uzağım sancılarım var sol yanımda tarifsiz sol yanımda acılarım şekilsiz geceye olanca nefretimi ha kustum ha kusacağım nedendir ızdırabım bilirmisin geceyi ve tüm geceleri sana yazmıştım ben şimdi gölgeni kendime alıp seni gecelere bırakacağım FiGeN... __________________Geçmiyor Zaman......... Oysa Yanımdaysan Nasıl Da Doluyor Boşlukları Anlamsızlıklarımın......... Yetiremiyoruz.........Saniyeler Dakikalar Saatler Ve Günler.........Nasıl Da Akıyor... Ama Yoksun Diye Durdu Şimdi Zaman... Şimdi Sen Girsen Odaya.........Sana Sarılsam Sarılsam Sarılsam... Ve O Anda Dursa Ya Dünya.........Neden Sen Yokken Duruyor Ya? Yalnız Kıyılarımda Sessizce Bekleyiş Gemilerimi Yüzdürüyorum......... Az Kaldı Diyorum...Sabret Diyorum İçimdeki Bekleyen Aşığa......... Acı Çekme O Da Seninle Yokluğunda Bile......... Özlemek......... İlk Defa Bu Kadar Sevdim Özlemeyi Ve İlk Defa Bu Kadar Nefret Ettim Özlemekten... Yollara Hiç Bu Kadar Sövmemişti Yüreğim Canım Acımamıştı Kimsenin Yokluğunda Bu Derece...Ve Bekletemedi Zaman Bile Beni Böyle.........Uzaklıklar Gerçekten Sevenleri Ayıramıyormuş Öğrendik Birlikte Ama Gözlerim Heryerde Seni Arıyor... Delirmeye Bu Derece Yaklamamıştım Ben "Deliyim Ben" Diye Gezdiğim Hiçbir Anımda... Gurur! Gurur Da Neyin Nesi?Hayatımda En Yakınımdakiler İçin Bile Vazgeçmemiştim Ben Gururumdan...Şimdi Aşkıma Dair İçinde Gurur Geçen Tek Duygum Aşkımla Gurur Duymamdır Herhalde......... Hayat İşte O Sensin!Hayatımsın......... VE SEVMEK!!! Öyle Birşeylerin Hoşuna Gitmesi Değil Bu...Sevmek Nankörce Olmaz Öyle Herkesin Sandığı Gibi.........Gerçek Sevgi Koşulsuz Sevdiğinde Çıkageliyor......... Neden Sevdiğini Bilmeden Seviyorsun......... Ben Seni Birşeylere Rağmen Değil Ben Seni Rağmensiz Seviyorum Demiştin Ya Bana.........Ben Seni Bana Rağmen Seviyorum! Sevmemeye Koşullanmış Hırçın Birine Sevmeyi Öğrettiğin İçin Seviyorum... İşin En Güzel Yanı Aşka İnanmama Meyilli O Hırçın Bile Seviyor Seni......... Şimdi Seni Sevdiği İçin Kendimi Daha Çok Seviyorum.........Ruhumsun Çünkü......... Seninle Sıcak Ve Canlıyım... Sensiz Bir Morga Yakışıyor Bu Beden Ve Uçmağa Varacak Gibi Her An Bu Ruh......... Özlüyorum......... Uyumak Uzak Kalıyor Artık Bana.........Hem Hiçbir Şey Yapmıyor Hem Çok Şey Yapıyorum......... Aldığım Her Nefesle Seni Yaşıyorum Ve Seni Özlüyorum......... Nasıl Oldu Da Anlamım Oldun Benim? Aşk Anlamlandırmak Mıdır Anlamsızlıkları? Hadi Gel Artık......... Sarılayım Sana Öpeyim Gözlerinin En Derininde Kaybolup Tebessümünle Kendime Döneyim......... Gel Artık Çünkü Bitmez Bu Özlem Ben Seni Seninleyken De Özlüyorum Gel Seni Seviyorum......... SENİ SEVİYORUM!......... __________________ __________________ Bu Can Sensiz Yaşayamaz Melek bile saçlarını okşamaya kıyamaz Severim de unutamam diye gözlerine bakamaz Ne olur bırakıp gitme Bu can da sensiz yapamaz Rüzgar incitirim diye yüzüne vuramaz Kararsız kalır da ellerini doyasıya saramaz Ne olur bırakıp gitme Bu can da sensiz kalamaz Güneş sen uyurken doğamaz Etrafını aydınlığa boğamaz Seni bir daha göremeyeceğini duysa Ufukta da olsa batamaz Kış geldi ama karlar niye yağamaz Uşüyen havayı ısıtamaz Onlar da bir can gibi derdini mi anlatamaz Ne olur bırakıp gitme Bu can sensiz yaşayamaz __________________ "...GOOGANA..." (Yağmur Adam) Düşlerde Sevdim Seni Söyleyemedim... Sessiz Öptüm Nefesini Söyleyemedim... Ben Seni Hep Senin Bilmediğin Zamanlarda Senin Bilmediğin Mekanlarda Sevdim... Bunu Sana Hiç Bir Zaman İstediğim Kadar Söyleyemedim... Anlatabilecek Kelime Bulacağımı Hiç Sanmadım... Düşlerimdeydin Hep... Öyle Büyüktü Ki Varlığın Beni Aştı Ama Sana İstediğim Kadar Ulaşmadı... Ben Seni Hep Uzak Sevdim Uzak Öptüm... Sessiz Sakin Sen Rahatsız Olma Ürkme Diye Benden Kaçma Diye Usulca Öptüm... Her Nefesim Senindi... Çünkü Ben Sen Nefes Alıp Verdikçe Vardım... Ama Sana Ne Sesimi Ne Nefesimi Günlerce Duyuramadım.... Çığlık Oldu Sevgim Çarptı Herkese... Bir Sana Teğet Geçti... ... Ben Söyleyemedim... Sana Ben Şiirler Sözler Büyüttüm Sana Ben Baharlar Yazlar Büyüttüm Sana Ben Hummalı Gizler Büyüttüm Söyleyemedim... Her Kalemin Ucuna Düşen Harf Sendin... Her Dilimin Ucuna Gelen Kelime Sendin... Ben Her Yazdığım Kelimede Seni Büyüttüm... Ben Her Kurduğum Cümlede Seni Büyüttüm... . Ben Söyleyemedim... Bahar Sen Varsan Gelirdi Yaz Sen Varsan Güzeldi... Her Gelişin Bahar Her Dokunuşun Yazdı Bana... Ben Her Bahar Hüzün Kaplar... Her Yaz Yaşlar Akıtırdım Yokluğunda... Ben Her Baharı Sen Diye Bekledim... Ben Her Yazı Sen Diye Geçirdim... Bütün Güzelliklerini Sana Büyütüm... Ben Söyleyemedim... En Ateşlisi Sanaydı Aşkın... En Güzeli Belkide En Büyüğü Sanaydı... Gizli Gizli Yanardı Yüreğimde... Aşkım Büyüktü... Ateşi Büyüktü... Gizi Hepsinden Büyüktü... Gösteremedim... Nekadar Çok İsterdin... Yine De Gelemedin... Nasıl Bir Yürek Büyüttüm Sana Gizli Gizli... Ben Söyleyemedim... Şarkılar Yazdım Sana Okuyamadım... Hep Yanımdaydın Oysa Dokunamadım... Sana Ben Hayaller Düşler Büyüttüm Sana Ben Gözümde Yaşlar Büyüttüm Sana Ben Hummalı Aşklar Büyüttüm Söyleyemedim... Her Şarkıya Seni Koydum... Her Şarkıyı Sana Yakışırdım... Sen Varsın Diye Söyledim Hepsini... Ama Sana Duyuramadım... Yüzüne Bakarak Söyleymedim... Hep Benimle Olduğun... Hayalinle Yatar Hayalinle Kalkardım... Dokunamazdım Sana Duvarların Öyle Kalındı Ki Yapamadım... Hayallerimdin İşte... Sen Bütün Düşlerimdin... İyiye Kötüye Akan Her Damla Yaş Sanaydı... Sensiz Olmazdı... Ateş Gibiydi İşte Aşkın... Dedim Ya Yakardı Söndüremezdim... Hep Sana Yazdım Gözlerin Derinliklerine Bakarak Okuyamadım… Hep Yanımdaydın Oysa Dokunamadım….. __________________ Sana masal okuyan oldu mu bilmem hani şu rahat uyunsun denen türden bak ben yasladım başımı omzuna bir tane anlatıyorum dinlerken kapat gözlerini ki daldığın düşler yüreğin kadar güzel görünsün bedenine hayatın içinde el yordamıyla yürüyen bir kadın varmış göremediği herşeye ..UMUT.. demiş zamanla öyle alışmış ki bu hale ..UMUT.. tek arkadaşı bir gün gözlerini temiz bir yürek dokunarak açmış o artık yerdeki papatyayı gökteki yıldızı görmeye gerek duymadan hisseder olmuş sandınsa gözleri görüyor yanıldın o kadarına gerek yokmuş kadın yalnızca ..SEVMİŞ.. bunun için bir çift göze ihtiyaç duymamış tıpkı senin yüreğimde uyumak için yanımda olmana ihtiyaç olmadığı gibi sen sarılıp uyunan düş her gece kendime okuduğum masalsın hadi sarıl gözlerim kapalıda olsa yüreğim yeniden..UMUDA.. varsın ……. yaralıyürek...NAZ... __________________ KAYBOLDU(M)… öyle böyle bir kaybolmak değil benimki. yolları şaşırmak değil, yüzleri unutmak değil. endişelenmek değil, korkmak hiç değil. ben sevda da kayboldum. birşeyler oturmuşken boğazımdan karın boşluğuma kadar, öylece durdum . her şey tanıdık, her şey bildikti. ellerim göğsümde, aynaya baktım. aksimde kayboldum. hiçbir şey yapmadım bugün. daldım durdum. düşündüm, sordum, bir cevap almadım, bir yere de varmadım. düşüncemde kayboldum. ömrümün kalanından yedim, içimden yedim, kendimden. doymadım. akşam oldu yine. akşam hep oluyor çünkü. akşamları severim. tanıdık karanlığındaydım odamın, uyku tutmadı. yastığımın kokusunda kayboldum. kalktım, şiir okudum,sessiz, nefessiz. şiirlerin içten okunması gerekir çünkü, gözlerdeki parıltıyla sade. okudum. mısralarda kayboldum. konuştular şairler benle bu akşam. hepsinin hayalini omzuma oturttum. onlar konuştu, ben dinledim. sessizliğimde kayboldum. "Yârin dudağından getirilmiş Bir katre âlevdir bu karanfil, Rûhum acısından bunu bildi!" dedi ahmet haşim gözlerime, gönlümde duydum. ben bir pembe karanfilde kayboldum. "İçmek, Gözlerinde içmek ayışığını. Varmak, Gözlerinde varmak can tılsımına. Gözlerin hani?" dedi ahmed arif. gülümsedim, ben bir çift gözün hayalinde kayboldum. "Mutlu olmak varken bu dünyada, geceler geldi dayandı kapımıza, olduk acımızla sarmaş dolaş, bekledik düşümüzle koyun koyuna." dedi a.kadir. düşündüm uzun bir zaman. başımı salladım sonra. önce sağa sola, sonra yukarı aşağı. ben o gecelerde kayboldum. "ak bir yaban güvercini gibiydin aşk vişnelere bulaştın kirlendi beyazın. takılamayan telli duvak verilemeyen mendil düşlerde kaldın. " dedi behçet aysan. ben hep düşlerde kayboldum. __________________
__________________ Kadının gücünü Hafife Alma. Her Yol Sana Çıkar Galatasaray ! |
07.06.2014, 01:54 | #6 (permalink) |
| Cevap: Gönderilmemiş Aşk Mektupları /...An Gelir... Öyle Derin Bir Çığlık Atar Ki Yokluğum ...Kederinden Benim Olursun ... / Ah Can, - Sahip Çıktın Yıldızsızlığına - Oysa Sana Ait Değildi Bu Kapkara Geceler - Diz Boyu Gece Sinerken Saçlarına - Bugünü Duydum Sessizlğinde, Yarını Ölmüştü.. Kimsesizliğe Saçıldı Umutlarım... Gördün Mü..? /..Ağlamak Ne Basit Bir Eylem Oluyor Şimdi Bacası Tütmeyen Bir Evde Emanetken Sıcaklığın../ - Gittim Mi Geldim Mi Hiç Bilmedim - İki Şarkı Arası, Bir Dudak Payı Çelimsiz Bir Sızı İçimde Bir Varmış Bir Yokmuşlar Da Ziyan Oluyorum - Mavi Mavi Susuyorum Sana - Yine De Siyaha Hasret Kalıyor Özlemin.. Bir Yara Daha Açıyorum İçimde, Sana Değmeden... /..Çok Sesli Bir Sakinlik Sardı (H)içimi.. ..Aldığım Hiçbir Nefes "Sen" Değil, "Senden" Değil../ - Yanılgılarıma Teğet Geçiyor Sensizlik - Tenime Dokunuyor, Ama Ben Hep "Sen" Kokuyorum.. Anlasana..! En Büyüğü İçimdeyken, - Senin Yalanların Beni Neylesin..? - Bilmediğim Bir Gözyaşına, Sesimi Düşürdüm Ben..! Benim Olmadığın Kadar "Senindim", Duymadın.. Firarım Cana.. Bozulan, Kırılıp Dökülmenin Mecazi Anlamı Olmuyor Zaman..! Asiliğini Soyun Üstünden..! - İnan Ki Hiç Doğru Değil Zamanlaman Üzerime Çığ Düştü - Dudağımda Bir ÇIĞLIK..! - /...An Gelir.. Öyle Derin Bir "Es" Verir Ki Yokluğun ...Kederimden Sonum Olursun.../ Sana seni anlattıkça seni buluyor, kaybediyordum kendimi. Belki iki satır arasında, belki de noktaların ardında. Bilmiyordum geleceğini yada bir gün gideceğini.Korkuyordum belirsizliğimden, ürküyordum kararsızlığından.. Bugün son günümüz bitanem.Gelişlerinide, gidişlerinide bitireceğim içimde. Belki sadece sözde kalacak, sevgin içimde yaşayacak ama, üşümeyecek bir daha dudaklarım. Üşüyen dudaklarımdan , titreyen mısralar çıkmayacak artık.. Bugüne kadar sitemlerimi, hep boş kağıtlar arasına sakladım. Sen okurcasına yazdım tüm isyanlarımı. Sense hiç bilmedin, sana yazdığımı, seni yazdığımı.. Artık benden gittiğine alışmalıyım. Kabullenmeliyim sensizliği ve bir daha dönmeyeceğini. Biliyorum ! Belki yeşiller artık yemyeşil gelmeyecek gözüme. Yada ilk elini tuttuğum parka gittiğimde, gülmeyecek yüzüm. Belki bu kalp bir daha, seni sevdiğim gibi kimseyi sevmeyecek.. Ama ne olursa olsun sonunda, yaprak kuruyup solsa da kabullenmeliyim bittiğini.. Hatta kabullenmekten de öte, sana hak vermeliyim. Sen haklıydın birtanem.. Kolay değildi, seni delice sevmemin verdiği o ağır yükü taşımak.. Bir ömrü tek kadının gözlerinde, tek kadının kollarında yaşamak.. Yüzüne bakıpta, sana şiirler yazmam hataydı. Buram buram aşkı yaşatmam, sana senden özeli olmadığını hissettirmemdi suçum. Ve suskunluğum,, Hiç olmayan suskunluğum.. Artık takvim yapraklarını saymayacağım, her yeni güne, bana seni getirmedi diye isyan etmeyeceğim. Ben seni hiç olmamış, hiç yaşanmamış gibi düşünüp, çocuklaşan bu aşkı, ve sana çocukca aşkımı sileceğim yüreğimden.. Artık yeni aşk şiirleri yazma zamanı.. Sana olmasada, ben şairsem, bir başkasına.. Yazmalıyım durmadan, sanki benim hiç, senim olmamış gibi.. *** "Boğazıma düğümlenmis Bir Kelimedir içinden beni atışın vicdan azabı olur bir ihanetin, Senli dakikaları desteleyip saklarken aklımın bir ucunda ve kaçakları oynarken kendime inat!" Geçmişin gölgesinde kalan bir yanımı çoğaltmak için gösterdiğim çabaya tanıklık edişin midir sana yakınlığımın sebebi. Ruhumu ruhuna teslim etmek isteyişim mi ya da. İncecik ışıklar salınırken gecenin tam orta yerinde, yokluğunun fotoğrafına kayıyor gözlerim. Bu saatten sonra, uykunun herhangi bir emaresi okunabilir mi gözlerimde artık bilemem. Tek bildiğim yokluğunu içselleştirmeye çalıştığım halde varlığına doğru dümenini kırmam batmaya hazır gemilerimin. Sen, belki de hiç olmadın kafamda kurguladığım dünyanın içinde. Nedensiz, şimdilerde anılarımın tam orta yerindesin. Oysa ben, hiç olmadığım kadar eminim çocukluk heyecanımla, ceplerime biriktirdiğim kola kapaklarının ya da misketlerimin arasındaydın. Çekirdek paketlerinden çıkan plastik harfler kadar eminim gözlerinin rengi aynıydı. Biliyorum mıknatısla ördüğün yolların var, ayaklarıma zorla geçirdiğin ve çıkarmamın mümkün olmayacağını bildiğin demir ayakkabılarım bir de. Oysa Bana kalan dokunuşlarına ve tenime bıraktığı izlerine namzet parmaklarının, içimdesin. Bozduğun kadınlığımdan bihaber ardına bakmadan yürü, ben takip etmeye çalışırım ayak izlerini… Yokluğunu nakşediyorum yüreğime, saklayayım diye emanet ettiğin noktalarını alıyorum yanıma ve bir de soru işaretlerini. Ne garip bana verecek hiç virgülün olmamış senin, devam edememiş; aşka dair, aşkı anlatan, aşk kokan yitik yıllarım. Bilemezsin, bekleyiş ızdırabı olurken aşkın, tüm kadınlığım sendedir artık. Yavaş yavaş kayarken parmaklarımın arasından senli dakikalarım bu kez de yalanlarımı biriktiririm zihnimde. Gözlerinin dokunduğu her yere daha bir farklı bakarım ve gece kadar soğuk, gece kadar karanlık, gece kadar isyankâr bir soluk çıkar ciğerimden, ölürüm! Yanımdasın, gözlerine takılıyor gözlerim, geçmişin derin kesiklerine karşın doyumsuz aşklar kuşanıyorum, elim kolum sen içinde kalıyor. Farkındasın, çok aldandım, ama kadın aldanmak demekti. Her defasında, acıyan yüreğimi kıskançlıklarla süsleyip bırakıverirken avuçlarının arasına ve sinir savaşına dönüştürürken yaşamı, yasak bir aşka dayanamam. Şımarık bir çocuk gibi ağlarım, sonrasında vicdan azabım olursun. Karşımdasın, yitik hareketlerle dokunmak isterken yüzünün en saklı yerine, binlerce kez özür dileyerek kendi adıma ve adını bilmediğim herkes adına... Evet, söylemiştin, dün gibi hatırlıyorum, “özürler anlamsızdır” bilirim. Gidişler acı verir, katlanılamaz olur varoluş ve kapılar ardına kadar kapanır! Boğazıma düğümlenmiş bir kelime olur gidişin ardından bakamam bile, gitme kal, diyemem… Suskunsun, kulakları sağır eden en sessiz çığlığını fısıldayıver kulaklarıma, "gidiyorum" demen belki de fermanıdır ölümün. Git, senli dakikalarımı biriktireceğimi ve yaşayamadığımız her bir anın ölümüm olacağını bile bile... Git ve unutma, gidişinin sonrasız olacağını. Biliyorsun, gözlerinin dokunduğu her noktada aradığım sen olursun. Ruhuma dokunan öpüşlerinin, ve taparcasına tekrardan duyumsamak istediğim soluğunun adına, şimdi sen aldat beni ve ardında bırakarak yosma bir kenti önce öp, sonra öldür beni! İçinde bana karşı hislerini,öldürdüğün gibi! __________________ Bir günün yitikliğinde yaşamak,anılarla boğuşmak,yok saymak, herşeyi yok saymak nasıl bir duygudur bilirmisin? Kanar göğsün ılık ılık,içinden binlerce sen geçer, her biri ayrı her biri farklı.. Gülüşler kalır maziden yankılanan,gerçek sanılan,bakışlar ruhuna akan ama yalan olan.. Koca bir hiçlik olur içini ,benliğini saran.. Kış ortasında,yersiz yurtsuz soğuk iliğine işlercesine,kanını dondururcasına nasıl, kalınırsa işte öyle bir duygu sarar benliğini,görmeğe cesaret bile edemezsin kimsesizliğini. Vur sesisini sesime, tenin değsin tenime.. Gecelere. Sensiz geçen her geceye, Bir kurşun sık, seni kaybettim diye.. Anlayamazsın bile nasıl oldu ,neden yok oldun,neden tüketildin, nefes gibi olduğun,canımsın dendiğin,herşey bildiğin, o koca yürekte nasıl eridiğini, nasıl bittiğini anlayamazsın.. Bakakalırsın söylenenlere,şaşırırsın kulaklarını tırmalayan sözlere.. Günleri,ayları,hatta yılları yaşadığın her anın bedeli olarak sadece yürekte olmak, orda barınmak,istediğin ruhu olmaktır sadece bu evet sadece bu... Ve bunu açıkladığında istediğin cevabı bulamamaktır,sevgiliyi koyduğun yerde bulamamak, nasıl bir duygudur bilirmisin..? Adına aşk deme sakın,sevda hiç değil.. sadece bedenlerin dansını yaşadık seninle, sadece tensel melodilerde birleşebildik hepsi buymuş..gerisi (TRİP) anlamsız, söz kalabalığı,baş ağrısı,ömür törpüsü, bir kadının zehir dili hepsi bu.. Ellerin değerken ellerime, Bakdığımda gözlerine.. Vazgeçişim olsun gidişin, Bilmedik tek şey sensizlikse. Ben aşkı aşk gibi yaşamayı seviyorum,heyecanını yitirmeden, kim olduğumu hissettirerek bana ucuz mal muammelesi yapılmadan,değer biçilerek, sözde değil yürekle, şevkle,aşkla,sevdiğime taparcasına.. ve benim bir kadın olduğumu anlarcasına.. SEVİLMEK... Çok şey istiyorum..FARKINDAYIM ÇOK ŞEY... cümleme son noktayı koydum artık, Ben sende hiçbirşey olabilirim ama,SEN bende herşeysin ölene dek.. Çünkü ben AŞK ı bilerek yaşayanlardanım.. BİLEREK... Geldiğinde, Bıraktığın tek şey olsun gitmelerde. Gelişinin sesi yankılansın, Dolansın odamın sessizliğinde.. Git, gidebildiğin yerlere.. _FIGEN_ *** Saatin bilmem kaçında düşerdi gözlerin aklıma. Daha önce hiç hissetmediğim gibi, hiç arzulamadığı gibi tenimin, sana sarılmak isterdim usulca.. O geceyi koynunda geçirmek yada sadece sen uyurken seni izlemek.. Beklenmiş şarkıları söyleme zamanı şimdi.Fona sıradan bir parça koyup, aşkı yazma zamanı geldi.. Çünkü bu ; bir terk edilişi yazar gibi, sadece sana seni yazmanın gereği.. Umarsızca, tutarsızca yazma zaman geldi.. Ummadığın her şeyi kenara bırakıpta, sadece gözlerini aklıma getiriyorum. Doğanın yeşilini arıyorum iki deli bedende.. Nereye gittiğini yada neye gittiğini soruyorum kendi kendime. Sorduğum sorulara cevap arıyorum, bulamadıkça bir kez daha soruyorum ardı sıra.. Gittiğin yerde hala bensizmisin ? Yoksa sende benim seni özlediğim gibi, düşlediğim gibi beklermisin bir gece gelirmiyim diye ? Yoksa ben eskimiş bir resimde mi kaldım senin için ? Sadece yaşanmış bir anı, kirletilmiş bir kağıt parçasında kalan izmiydi adım senin için ? Belki diyorum kendi kendime.. Bir umut daha ekmek için, eşeliyorum kalbimi.. Belki sen gitmiştin yüreğimden, belki izlerin kalmışdı sadece geriye.. Yada bunlar kısa bir rüyaydı, sen hep yanıbaşımda olmalıydın.. Sessizce çığlıklar atıyordum içimde. Fırtına öncesi sessizliği gibi susuyordum, susdukça, sana susuyordum denizlerin içinde.. Susuzluğumda sanaydı, isyanımda.. Derken, bir sigara daha yakıyordum, söndürdüğüm izmaritin ateşiyle. Derin bir nefes çekiyor, seni çıkarmaya çalışıyordum aklımdan kendimce.. Yaşanmış binlerce anıyı unutmak isterken, gözüm salondaki kanepeye takılıyor, sen geliyordun bir kez daha aklıma.. Nasıl unutabilirdim ki ? orada uzandığın günleri.. Yada kokunu sökebilirmiyim bu beton taş yığınlarından.. Gittiğini yazmak istedim önceleri. Nasıl gittiğini, bittiğimi dökmek istedim satırlara.. Her mısrada sana biraz daha yakınlaşır gibi düşündüm. Seni ararcasına, gökyüzündeki yıldızları sevdim. Her biri seni hatırlatsın diye, tek tek isim verdim. İçlerinden gözlerin gibi en parlağını seçtim, ay gidip güneş gelince, tıpkı senin gibi onuda yitirdim.. Ben hep aldanışları yazmak istemişdim sana. Bitişlerin şairiyken nasıl sana gelmeleri yazabilirdim ki ? Nasıl sana gitmediğimi, yada asla gitmeyeceğimi gösterebilirdim ki ? Ben bir şehirin bilmem neresinde, sen adını bile bilmediğim, hayatım boyunca görmediğim, peşinden koşup bile gelemiyeceğim bir yerdeydin.. Sen en sıcak çöllerde açan bir çiçekken, ben sadece sana su damlası olmak isteyen bir damlaydım. Aktım, karaydım.. Aktım, yıllar sonra saçlarına düşmeyi bekler, karaydım, geceleri gözlerine inerdim.. Herşeyi bilirdim de, neden gittiğinin cevabını veremedim bu kimsesiz yüreğe.. Neden gittin, Neden Bittim ?..NEDEN..???? __________________ Yaş olup dökemiyorum gözümden.. Dökülmüyor.. Hak ettim yaşananları! İçimdeki boşluğa asmak istiyorum ruhumu.. Dinlensin istiyorum ruhum da bedenim de.. Benden mahrum ettim seni, senden mahrum ettim beni.. Yasını tutuyorum şimdi.. Gelmeyecek olanın yası tutulmaz mı zaten? Ah'ımda, eyvah'ımda yok artık.. Soğudu ve öldü (!) ateş! Dar ettim kendime dünyayı.. Dar... Da.. D. Kan ağlıyorum gör, duy.. Ama bil(me).. Yeter, dinsin bu tanımlanamayan hâl.. Yüreğim feryat figân.. İşitmiyor musun? Dayanılmıyor.. Ama işit(me).. İçimin ateşiyle yanasın! Boğulasın yâr boğulasın.. Ne bana, ne benden başkasına yâr o-la-ma! Gözlerime susmayı öğrettim ama içime söz geçmiyor.. Öyle bir hâldeyim ki.. N'olur beni bir daha Sev(me).. Beni en çok anlayanıma sığınıyorum.. Gel(me)! *** sensiz biten koca bir yıl diyeceklerim vardı daha yalan, yanlış , dolu , boş, saçma ne olurdu biraz daha kalsaydın sırtımı duvara dönüyorum uyumaya yakın buz gibi sensizlik beni ısıtan her gece aklımdasın her gece uykumdasın sanki seni düşünmezsem uyumaya yakın, ayıp edecekmişim gibi bir his doluyor içime ve benhiç bir gece ayıp etmedim sana.. diyeceklerim vardı daha.. yemek yerken, yoldayken, gülerken, çok şey diyecektim çok.. koca bir sensizlik.. ve manasız geceler bana kalan bütün ihtimallerin kapısı sımsıkı kilitli kilit üstüne de sürgüler çekili.. dönmezsin ki diyeceklerim var dı daha.. gitme diyecektim misal.. evet..diyebilseydim en çok gitme diyecektim.. olmadı..önümde her geçen gün büyüyen sensizlik ardımda diyeceklerim.. diyecektim, gitmeseydin.. gittin.. bir sene daha gittin.. ***
__________________ Kadının gücünü Hafife Alma. Her Yol Sana Çıkar Galatasaray ! |
07.06.2014, 03:03 | #7 (permalink) |
| Cevap: Gönderilmemiş Aşk Mektupları DiLe KoLaydı InsanLara KoLaydı Sana KoLaydı Bir Bana KoLay DeGilDi SevGiLi... Biliyor musun, hiçbir zaman çözmeye çalışmamıştım seni. Konuşmalarının arasına sıkıştırdığın cümleleri aldım sadece senden. Her görüşmemizde “benden yana hiçbir zaman kuşkun ve korkun olmasın” diye başlayan cümlelerini aldım. Korkuyorum derdim ama sen sürekli sana inanmamı ve güvenmemi isterdin ve biz oturup saatlerce konuşurduk özlemlerimiz üzerine. Oturup saatlerce konuşur ve gülerdik. Gülerken yüreğim kayardı sana doğru ama sende beni yalnız bırakmaz, bana yüreğini açar, bu küçük sevgi oyunlarına benimle beraber katılırdın. Ve bu sevda sözlerin beni öyle çok etkilerdi ki, her telefonu kapatışımızda sana doyamadan sesinden uzaklaşırdım. Sen görmezdin, ben yanardım. Sen görmezdin, ben hep yanardım. Her konuşmamızın bitişinde, ben yüzünü çizmeye çalışır, kilometreler ötesine taşırdım. Belki de sen başından beri biliyordun sevgili, kısa bir zaman sonra çekip gideceğini. Benden sana inanmamı istiyordun ama biliyordun. Herkes biliyordu.. arkadaşlar, dostlar, hayallerim, umutlarım.. Bir ben bilmiyordum. Dile kolaydı, insanlara kolaydı, sana kolaydı, bir bana kolay değildi sevgili. Ben senin, bütün bunları bilen ama unutan satırlarından geldim. Beni her gün biraz daha geleceğimize hazırlayan ama o gelecekten sinsice uzaklaşan satırlarından. Böylesi bir bitiş yakışmamıştı bize ve sana.. İşte bu yüzden ben senin, bu bitişe yakışmayan veda satırlarından geldim sevgili. Artık o kadar çok yoksun ki, ben de ne kadar var olduğunu karıştırıyorum bazen. Yokluğun varlığını geçti. Benim varlığım ise tarihi eskimiş mektuplarda kaldı nedense. Basit birer mektup değildi onlar. Sakın öyle düşünme. Senin gördüklerinden de fazla, benim gördüğüm. İşte bu yüzdendir yaşarken öldüğüm.... __________________ reset atsanızda tüm hayatınıza olmadık bir anda hatırlamamanız gerekenler gelir aklınıza. yürek burkulur, hatırlamaya alışırsınız detaylarıyla. kaybetmişsinizdir büyük bir kısmını yaşananların. ama kırıntılarından olsun anlarsınız ki unutmak mümkün değil. sana deli bir vücuttan ne beklenirse onu yaptım, sarıldım. kendimde değilsem eğer,suçlusu yok ki günahsız aşk olmaz, yanıldım. geldim işte bu hayattan kurtul diye yardım istemiştin benden. darılmak yok sevgilim, bu senin hikayense ister istemez bir parçasıyım bende.. Bakındım.etraf zifiri karanlık, gözüm hiçbir şey görmez, nerede olduğumu bir an için unuttum. Beynimin içinde binbir soru, ardı ardına gözümün önüne geliyor. Sonra hatırladım herşeyi, yaptıgım salaklıkları, unutmak için çabaladığım hergünü tek tek, ağır ağır sanki o ızdıraplı günleri yasıyormusum gibi... Şu dünyada hiçbir şey umrumda değildi. Bir tek şey hariç, beni dünyada tutan belkide tek şey, onu asla aklımdan asla yüreğimden çıkaramazdım. Aslında unutmak için herşeyi denedim. Ben daha ne yapabilirdim ?acıları çektim, hüzünleri yaşadım. Herşeye inancımı kaybettim, tüm varlıklara... Benim peşinde olduğum neydi ? sen miydin güzelim, yoksa ben sadece acı çekmekten hoşlanan acınacak bir mazoşist miydim ? Hayır, yüreğimin çağrısına kulak vermedim, acıya devam ettim. Sefil hayatımda hiçbir sorunun cevabını aramadım belki de... Belki de çıldırmak üzereydim. Defalarca sözlerini düşündüm,mazimize bakıp -zihnimde her kareyi hatırladığımı gördüm cep telefonuma düşen her mesajını yüzlerce kez okudum, ezberledim... Bende bunlar bir tutkuya dönüştü giderek, en son çare neydi biliyor musun? Herşeyi sonlandıracak birşey.seni yok etmek ,yok saymak ?yok onu da beceremedim, defalarca o ince çizgiyi geçmeye yeltendim, herşeyi bitirmeye, herşeyin sonuna gelmeye ... Ama ben onu bile yapamadım, hala ne yapıyorum biliyor musun ? Yeni mesajlarını ezberliyorum, anılara bir daha bakıyorum, hiç bitmesin bunlar istiyorum. Sonsuz acıya ulasıyorum her adımda yavaş yavaş... Belki de BİZ den herşeyi ardımda bırakıp gitmeliyim. Yanıma hiç birşey almadan, bırakarak gitmeliyim... yıllar sonra belki acısı azalır, her deşmede kanamaya hazır yara... çok can acıtmıştır, çok üzmüş yıpratmıştır, durması gerektiğinde gitmiş, konuşması gerektiğinde susmuştur. sevmiştir, sevilmiştir...yalandır herşey. gerçek; sadece sevdiğidir. sevdiği için kaplamıştır ruhunu unutulmayan. yıllar sonra belki acısı azalır, her deşmede kanamaya hazır yaradır... deşilmedikçe artık kanamayacaktır... ve seninde dediğin gibi, BAZI ŞEYLER..ZAMANLA AZALACAKTIR.... BİZ gibi... *** Hayallerin varsa,kullanırlar... Zaman alıp başını gider,seyir edenlerle birlikte. Yanı başının boşluğunda kalırsın vakit azalır herşey durur,aklında onca düşünceyle.. Eskitemediğin şeyler vardır herzaman yeni kalır sende ve sen uzaklarda.. Düş kırıklıkları batar yüreğine sayıklarsın gecenin 3 - 5 ine ürkülerek uyanırsın yaşanmışlıkların verdiği pişmanlıklarla.. Kabullenmek ne zor şey seni ararken ben kayıp,üzüntü ufuktaki yorgunluk seni sana anlatmak kadar basit,beni yıkmak kadar kolay...yazık.. Buhulu camlara adını yazmanın,ardındanda gittiğin yollara bakmanın gafletindeydi onca zaman bu gözler. Belki hayallerim sana kırgındı ama biliyorumki yalnız değildim sadece beklemek denilen bu yol,uzun ve sisliydi... Ruhumu parçalıyor artık kayıplarım... Belki varlığının unutturduğu onca şey üstüme geliyor belkide ben öyle düşünüyorum,kulaklarımda yankılar..yankılar acılar...sana her attığım adımın izi kalıyor geride ve ben yine ıssız ben yine soğuk... Seni ararken hep kaybolan belkide bendim... Artık herkese gülen iyi bir yanım yok,hepsini sen koparıp aldın,giderken bile o kadar acımasız.. o kadar umursamazdın ben seni o an hiç tanıyamadım, belkide kendini benden aldığını sandın... Y.A.N.I.L.D.I.N *** değişir yönü rüzgarın solar ansızın yapraklar şaşırır yolunu denizde gemi,boşuna liman arar.. gülüşü bir yabancının çalmıştır senden sevdiğini içinde biriken zehir sadece kendini öldürecektir.. ölümdür tek başına yaşanan.. Aşk iki kişiliktir.. bir anı bile kalmamıştır geceler boyu sevişmlerden binlerce yıl uzaktır binlerce kez dokunduğun ten.. yazabileceğin şiirler... ölümdür yaşanan tek başına Aşk iki kişiliktir. avutmaz olur seni bildiğin şarkılar boşanır kendi zincirinden.. sular tersin tersin akar.. bir hançer gibi çeksende sevgini onu ancak öldürmeye yarar.. uçarı kuşu sevdanın alıp başını gitmiştir.. ölümdür tek başına yaşanan... Aşk iki kişiliktir.. yitik bir ezgisin sadece tüketilmiş ve düşmüş gözden... düşlerinde bir çocuk hıçkırır gece camlara sürtünürken.. çünkü hiçbir kelebek tek başına yaşayamaz sevdasını.. severken hiçbir böcek,hiçbir kuş yalnız değildir.. ölümdür yaşanan tek başına.. Aşk iki kişiliktir.. O gidecek ve sen bakacaksın. Kimse olmayacak yanında, acını yalnız yaşayacaksın. Aşkı tek kişilik yaşamanın mevsimidir şimdi. Bahar da olsa yaz da, kış hüküm sürecektir sende. Buz tutacaksın… Herkesin buram buram terlediği güneşli bir günde üşümenin ne demek olduğuınu öğreneceksin. Tüm renkler, dönüş tarihinin belli olmadığı bir yolculuğa çıkmıştır. Baktığın her şey ya gri. Ya siyahtır. Hayata dair hiçbir şey ilgi alanına girmez. Öylece bir köşede, sessizce, gözyaşlarını içine akıta akıta oturup durursun. Ne dostlarını görmek istersin, ne de söylenecek bir tek sözü bile duymayı. [ Neden ben? ] diye bin kere soracaksın kendine. [ Hak etmedim bunu ] diye hayıflanacaksın. Merak etme, her terk edilen hak etmediğini düşünmüştür. Hiçbir farkın yok onlardan; ama, sen, terk edildiğini de kabul etmiyorsundur. [ Neden gitti? ] sorusu gelecek ardından. Bulduğun yanıtları beğenmeyip gidişine bir başka bahane arayacaksın. Hiçbir bahane gerçek nedeni anlatmayacak. Çünkü aslında başından beri gördüğün;ama, bir türlü kabullenemediğin o gerçeği bir kez dile getirirsen, zaten buz tutmuş bedenin, parça parça dağılacak. Bunu bildiğin için bahanelerin arkasına saklanacaksın. Sevmemiştir seni. Sevmişse de, senin onu sevdiğin kadar sevmemiştir. Suçlayabilir misin onu? Sen sevdin diye sevmelimiydi seni? Şart mı bu? Değil elbette; ama, gel de bunu yüreğine anlat. Anlatamayacaksın. Yürek bunu kabul etmez çünkü. Sen [Seni benim kadar kimse sevemez] diye sayıklarken ya da [Benim kıymetimi bilemedin] diye suçlarken onu, o, senin ne halde olduğunu bilmeden, bilse bile umursamadan, [ Her seçim bir vazgeçiştir ve her seçim bir başlangıçtır ] sözünü kanıtlarcasına yeni bir menzile doğru yol almaya başlamıştır bile. Senin seçiminse kışı yaşamaktır, o zaman yaşayacaksın. Hiçbir kış, yaşanmadan bitmez. Kışı atlayıp bahara, ondan sonra da yaza ulaşamazsın. Birçok kez donarak öleceğini düşünerek, gözyaşların buz kristallerine dönüşerek, soğuğun verdiği acıdan nefesin kesilerek, ılık bir rüzgarı sarı sıcak güneşi düşleyerek dibine kadar, titreye titreye yaşayacaksın. Sonra bir gün pencereden güneşin girdiğini, yanaklarında donan gözyaşlarının eridiğini, içindeki titremenin hafiflediğini, renklerin gittikleri yerden döndüğünü, susturduğun tüm dostlarının yeniden konuşmaya başladığını göreceksin. Bir gülümseme yayılacak yüzüne, oturduğun o köşeden kalkacaksın ve baharın kokusunu içine çeke çeke, güneşin ve sıcağın keyfini çıkaracaksın… Bir başka kış-a kadar… *** Aşk Gibi Hüznün De Sebebi Yoktur Sevgili Ben hayata yaşamaktan kaçarken tutuldum Sevgili. Bir intihara koşar gibi kabullendim hayatı. İnadına ve isyanla yaşadım, Ölümler çağırmaktan kısıldı sesim, Beter oldum. Yaşadım. Kapanmış bir yarayı dürtüler gibi yaşadım. Tutup yine de sevmişsem seni, intiharım olan yaşamakta Aşkın panzehirinin olmayışındandır. Benim hayatım kaybedişler üzerine kurulmuştur Sevgili. Eni sonu malum bir cinayetin masum ve meçhul bir maktulüyüm ben. Ben seni yaraya tuz basar gibi, bütün vuslatları yıkarak sevdim. Ben seni sadece sevdim. Dedim sana. Aşk gibi hüznün de sebebi yoktur Sevgili, tutanağı vardır sadece. Ben şehirleri nemli bodrum katların kaldırım hizası pencerelerinden tanıdım. Yokulmuş zamanlar ve imkansız mekanlar gibidir benim sevgim. Bu yüzden büyük umutlarım olmadı, olamaz benim. Biliyorum. Senin gülüşün benim baharımdır. Ne ki bodrum katların kör odalarında aslolan hüzündür Sevgili Ben seni hüznüne sevdim, ben seni sadece sevdim Biliyorum. Senin gülüşün benim baharımdır. Oysa benim adım gurbetlere yazılmış, yüreğime hüzün düşürülmüştür. eylül yorgunu saçlarımla en güzel hüzünleri ben yaşarım. Ben seni gerekçesiz ve neticesiz sevdim. Ve nasıl sevmişsem seni böyle dolu dizgin, ulu orta Öylece hüzne belenmişim işte. Bazı acılar vardır, tütün gibi işler adamın ciğerine, aşk gibi, yaşamak gibi. Sevgili, Sevmişsem seni ve yaşıyorsam hala Tütün çekiyorsam gecenin bir vakti, Demli bir hüzne çatmışım belle. Dedim sana. Aşk gibi hüznün de sebebi yoktur Sevgili, tutanağı vardır sadece. iki taşın arasında yaşandı bu aşk iki uçurum boyu, öyle derin ve çıplak şimdi içim kanatsız bir sarıca artık hiçbir kovuğa sığmayacak *** Suskunluğun en acımasız olduğu zamanlardayım bu günlerde... Sadece susuyorum ve uzaktan izliyorum bir sevdanın hazin intiharını... Dirhem dirhem kan damlıyor açık yaralarımdan ve her damlada bir umut eksiliyor damarlarımdan... Susmak yakıştı sanırım bana artık kimse yadırgamıyor beni ve suçlamıyor bir zalimi sevdiğim için... Beni unutanı unutamadığım için ayıplamıyor kimse... Yüzümde mutluluk denen maske dilimde yalandan sevda şarkıları ve hiç gelmeyecek güzel günleri beklermiş gibi yapıyorum... Ağlamıyorum artık halka açık mekânlarda... Hiçbir çaba sarf etmiyorum sadece susuyorum... Herkes bir anlam katıyor susuşuma her kafadan bir ses çıkıyor... Kimileri “delirmiş bu” diyor kimileri “aklı başına gelmiş” kimileri “unuttu artık” diyor kimileri “ölsede unutamaz” ben ise sadece susuyorum... Ne varsa yaşamak istediğim içimde yaşıyorum... Kimi zaman geceyi bekliyorum maskemi çıkarmak için kimi zaman bir deniz kıyısına atıyorum kendimi yada adını yolunu bilmediğim caddelere... Hüzünlerimle baş başa kalıyorum kendim olabilmek için acılarımla yüzleşiyorum... İçime akıttığım gözyaşlarını denize boşaltıyorum kimseler görmeden... Yitirdiğim umutlarımın arkasında türküler yakıyorum kimsenin bilmediği... Giden sevgiliye şiirler okuyorum kafiyesiz beklide anlamsız yada benden başka kimsenin anlayamayacağı... Özlemlerimi özgür bırakıyorum salıveriyorum gökyüzüne belki özlediğime giderler kendilerini gösterirler ve tarif ederler özlenene nasıl özlendiğini ama nafile özlemlerimde dilsiz benim gibi onlarda suskun artık... Eski ve kimsenin bilmediği yerlere sakladığım resimlere bakıyorum herkesin yaktığımı sandığı hatıralarla baş başa kalıyorum hatıralar da suskun ve bendeki resmin artık bana bakmıyor... Hasretlere kafa tutuyorum cesaretim yok aslında ve güçsüzüm karşısında ama dedim ya kendim olmak için mecburum buna... Kendime bakıyorum uzaktan isyanlarım bile suspus olmuş kendi halinde... Hesap bile soramıyorum artık sevgiden... Birkaç soru var aslında dilimde neden severken onsuz oldum? Neden o onu sevmeyene gitti? Ölümüne sevilmek varken neden sevgi dilenmek istedi anlayışsız ellerden? Pardon ama aşk iki kişilik değimliydi iki kişinin derdi neden bir bana yüklendi? Peki şimdi nerde neden unuttu her şeyi? Hanilerle devam eden ve uzayıp giden ama bir türlü sorulamayan sorulsa da cevaplanmayacak sorularım... Gece güne dönmek üzereyken takıyorum yine maskemi ve suskunluğumu geçiriyorum bedenime İnsan içine karışıyorum herkes gibi görünmeye çalışıyorum... Hüzünleri özlemleri gözyaşlarımı aldanışlarımı ve düş kırıklarımı saklıyorum kimsenin bilmediği yerlere... Unutmasam da unutmuş gibi yapıyorum... Ve yine suspus oluyorum... Bilsin istemiyorum kimse içimde “keşkeler” ile başlayan isyanlar olduğunu anlasınlar istemiyorum görsünler istemiyorum acılarımı... Satır aralarına gizliyorum yaşamak isteyip te yaşayamadıklarımı konuşmak isteyip te anlatamadıklarımı... Sıradan cümleler kullanmaya dikkat ediyorum anlasın istemiyorum kimse gerçekte ne anlatmak istediğimi ne fırtınalar koptuğunu içimde ne hesaplaşmalar yaşadığımı kendimce bilsinler istemiyorum... Söylenmemiş ve yaşanmamış o kadar çok şey var ki içimde sana dair hepsini suskunluğuma hapsediyorum satır aralarına gizliyorum sana söylemek istediklerimi... Bir bilsen bir anlayabilsen neler haykırıyor suskunluğum... Anlamayacak olsan da ben yine susuyorum ve noktalıyorum cümlelerimi... Maskem yüzümde gece güne dönmek üzereyken bende kalabalık yalnızlığıma feryatlar içindeki suskunluğuma ve sahte bana geri dönüyorum... Suskunluğun en acımasız olduğu zamanlardayım sadece susuyorum… Suskunluğum yanıltmasın içimin haykırışları çehreme vurmuyorsa. Sorsanız mutlaka söyleyeceğim oysa. Ruhumun üşüyen yanları üryan biraz. Kalakaldı işte yine tam ortasında buz çağının. Kırıktı aynam, orada gördüm o çelimsiz çocuğu. Zamanı gölgesinde büyütüyordu.
__________________ Kadının gücünü Hafife Alma. Her Yol Sana Çıkar Galatasaray ! |
07.06.2014, 03:06 | #8 (permalink) |
| Cevap: Gönderilmemiş Aşk Mektupları Bi karanlık gecenin iki narin iki ince hecesiyim ben.. Bir yanım "......" bir yanım "BEYAZ".. Gündüzün çilesiyim ben .. Mavi koylarında kızıl şafağım ..Üşüdüğünde bak beyaz gölgeme .. Ben Bıraktığın beladayım...İki heceli narin bi sevdadayım.. Adı sende yarası bende saklı ince narin bi ah'ım eski yitik sevdalar üstüne... Zamanlı zamansız esen bi deli poyraz olurum Dağ yamaclarından kızıl saclarımla dolanan ... Okşarım hoyratça yüreğini .. Ben içindeki bulamadığın korkunum... Unutma bi yanım ak bi yanım katran karası.... Ben Kendi içinde kendini elleriyle hapsetmiş bi mahkumum.. Yüreğine Dokun Goreceksin..Hissedeceksin.... Varsa "YÜREĞİN" tabi..BİLMİYORUM.. *** SANA SON MEKTUP YAR!!!! Bu kaçıncı mektup sana yazdığım... Bilmiyorum... Zaman su gibi akıp geçerken, sana anlatmak istediklerimi hep yazdım ben. Kağıt sen kalem ben... Kimi zaman aşkımı anlattım sana, kimi zaman yaşadıklarımı, kimi zaman acılarımı... Ama her şeyimi seninle paylaştım mektuplarımda... Çünkü sen benim canım, sen benim diğer yanımdın... Bir sözüne bin gözyaşı döktüğüm gecelerde, yıldızlarda seni bulurdum. 'Seni Seviyorum' larla kapanan telefonlar tek mutluluğumdu. Bilemedin... Bilsen severdin belki, sevsen gelirdin. Hatırlar mısın hayallerimiz vardı seninle... Sen aynı şehirde olmayı düşlerdin. Bilsen ben seninle cehenneme bile gelirdim... İkimizde doğduğumuz şehirleri gurbet belledik. Biliyorduk halbuki sılaya varamayacağımızı. Asla kavuşamayacağımızı...Tuhaf bir aşktı bizimkisi. Sen benden uzak, ben senden uzak yaşamaya çalıştık imkansız sevdamızı. Doğduğum şehir gurbet oldu yinede bana. Sılam sendin sevdam. Yerim senin yanındı. Ruhum gittiğin her yerdeyken bedenim sensiz ve bensiz acıdan kıvranırdı. Dolunaylı geceler tesellimiz oldu . Aya bakarken yüzünü görürdüm. Bak şimdide dolunay var... Ama yüzün yok sevdam... Deli bir aşktı bizimkisi. Sen Mecnun olmak istedin ben Leyla .. Hayatın kurak çölünde kaybettik aşkımızı.. *** Harflerimin çığlık olup dolaşmasına rağmen kalbim nedense hala sessiz, bu sabah dışarı çıktığımda güneşin pırıl pırıl ışıkları altında tüm nesnelerin ne kadar berrak göründüğünü düşündüm ama nesnelerin tüm ihtişamlı renklerine rağmen kalbim yine sessizdi. Yaşama dair sevgiyi, insana dair mutlulukları görme umuduyla gözlerimi açtığım her sabah yaşamın ne kadar çok aynılarla dolu olduğunu görüyorum, her sabah aynı saatde uyanıyorum, aynı yolları katedip aynı mekanlarda yaşamı idame ediyorum, yaşamın dışına çıkamadığım bir boşlukta yaşıyor gibiyim, burada bütün ihtiyaçlarım gideriliyor gibi görünse de kalbim hala sessiz. Oysa dokunmak istiyorum, yüreğine dokunmak istiyorum, yıllar yılı aydınlıkta dahi olsa gördüğüm güzelliklere ellerimle dokunmak istemişimdir, hep gerçek olduklarından emin olmak istemişimdir. Bilirsin çocuklarda böyle yapar dokunmadıklarının varlıklarından şüphe duyarlar ve ben yüreğine dokunamadığım sürece kalbimin sessizliğini bozamayacağım. Bu sessizliklerin içerisinde, bu yaşam koşuşturmalarının içerisinde yaşamda söylenmemesi gereken hiçbir şey yok, her şey söylenmeli, sevmeye de zaman ayırmamız gerektiğini herkes bilmeli, bize anlam ifade eden her şeyi, sevdiğimiz için vermeye hazır olmalıyız, bu yüreğimizde olmalı. Hergün batan güneşler için üzülmektense yeni doğan güneşlerle gülümsemeliyiz, hep yakınımızdakilere sevgi vermekle yetinmeyip, uzakları yakın etmeliyiz, ben uzakları da sevdim seninle, uzaklar yakın oldu sevginle ama bugün bu sabah senin sessizliğinin içerisindeyim ve kalbim hala sessiz. Birisini düşündüğünde, Her yanın titreyip heyecanlanmak, Aşık olmaksa, Yazdıklarım, yaptıklarım delilikse, Bu dünyada gördüğüm herşey,senle eşse, Sana benziyorsa bil ki, Ben AŞIĞIM DELİYİM, Deliyim ben deliyim…. *** EKSİK SEVDALAR Zaten hep eksik yaşanmaz mı Sevdalar... Hep yarım kalmaz mı Boşver sevdiğim bizimkide yarım kalsın Ne gözlerin baksın gözlerime Ne ellerin tutsun ellerimi En azından yalanlarla kirletmeyiz sevgimizi Mümkün olsaydı gitmek Giderdim çok uzaklara Unutmak mümkün olsaydı unuturdum da Kapanacağını bilseydim içimdeki yaranın susardım sevdiğim Ama mümkün mü şimdi mutlu olmak Gözlerimdeki yaşları silmek Yeniden gülümsemek İçimde her geçen gün dahada büyüyecek boşluğu doldurmak Kalmak anlamsız Gitmekse zor ama gidiyorum sevdiğim Eksik yaşanmış sevdam Kırık kalbimle gidiyorum Zaten ayrılıklar pusu kurmuştu yollarımıza Zaten sen gitmiştin ya Beni sevmekten Şimdide ben gidiyorum sevdiğim Beni bırakıp gittiğin bu sevgiden.... __________________ duy sevgili o saatlerde nükseder gamlı hallerim kaybederim senden yana ne varsa kimi ağlar, kimi sızlar ve zamanı parçalayan gözlerim yorgun umutlarla geceye sızar imkanı yok tesellinin sen o kadranı bozuk saatlerde vuslatsız aşıkların dilindeki şarkı düşünce gecenin alnına hasret perdeleri, pencerelerde kat kat adını haykırsam göklere neye yarar o garip o soğuk sızı iner yüreğime bir tutam hüzün dökülür sürmelerime yaslarıma kederlerime büker boynunu saksıdaki menekşe hasret dokurum gecenin tezgahlarında düşünce hayalin gözlerimden bahar mı, hazan mı bilinmez bu yürek yaralanır hey yar dökülmez avuçlarıma ne ay ne yıldız yokluğun kadar sabah olmuş güneş doğmuş neye yarar sensizlik sürgünüm olur götürür beni sevda kıran rüzgarlar duy sevgili böyle kaç mevsim geçti kara yazgılı kaderin ellerinden mutluluk geç kaldı, ayrılık daha tez vuruldum kırk yerimden, dağıldım böyle kaç kez…seni aradım düşlerim gecenin tutsağında saatlerse hep sensizliği vurdu bir yanımda dilsiz kapım bir yanımda yorgun yatağım gözlerimdeyse o deli sevda ne gecelerde buldum seni, ne gündüzlerde an geldi sustum zemheri vurgunu dudaklarımdaki hasret kurşunuyla kendimi vurdum __________________ Mülteci Aşklar Satılık ruhların mülteci aşklarıydık ne vakit bir ses duysak tahliye vakti diye ürker, saklanırdık köşe bucak.. zaman zaman yakalanırdık suç üstü, yüzüne ışık yemiş tavşan misali.! donar kalırdık olduğumuz yerde.. Satılık ruhların mülteci aşklarıydık ya.! sahiplendiremezdik bir türlü kendimizi, işgal ettiğimiz yüreğe.! mülteciydik sonuçta... bugün olmazsa yarın gitmeliydik .. gidemesekte gönderilmeliydik.! çıkmıştı adımız mülteciye inmezdi ev sahipliğine .. Yürek arası yollarda geçti ömrümüz bazen sonbaharın çıplak dalında bazen hüzünlü yüzün iki damlasında.. mülteci aşklardık biz ne kalmayı bilirdik nede gitmeyi yürek arası yollardı geçti ömrümüz köklerimiz ellerimizde kurumamak için her yüreğe koşarken.! tükettik ömrümüzü ... Artık vakit kalma vakti, sonsuzluğu bulma vaktirdir.! son seferdir bu son yolculuk.. Mülteciliğimizden soyunup kök salma vaktidir.! topraktan gelip toprağa dönme, vakit toprak olma vaktidir.. __________________ ZamanSız ZamanLaR _______________ Yok oluşlarımdan bi tanesini duymak mı istiyor yosunlaşmış kalbin? Sevgisiz yarınsız beni tanımak mı istiyor gözlerin? Dinle... Suskun çocuk, Bana bakan gözlerin beni var etsede Dudaklarından çıkan kelimeler beni yok etmeye mahkum.. Sevgisiz asi yaşamaya mahkum olan ben... İlk defa bu denli gözlerine bakarken aşık kadın olmaktan cekinmiyorum. Sabırsızımm sen'li zamanlarıma asiliğimi katmamaya. Gözlerim kapandı.. Dudaklarıma yaklaştığın da bütün dünya durmuş gibiydi... Boynum eğildi, bu mutluluk oyunu oynayan insanlara Sabah doğmadan sen yine susacaktın, ben ise sana konuşacaktım... Yarınsız sana.. Güneş doğdu.. Bir kaç saat daha kalacaktım Alnımdan öp{me} bile diyemedim Sustuk! Susmalarımızı konuştuk Hiç konuşmadığımız susmalarımız Sessizlik şehrini almış gidiyordu Bakışlarımızın sessizliği bile acıyı taşır gibiydi... Gidiyordum! Kollarına al beni, sarıl diyebildim o susmalar içinde... Cok görmedin bana sefkatli sarılışını, Zamanım gelmiş ben gözlerimi sana dikmiş sessizleri oynarken... Acımı uykumla karıştırıp sana yollamam gerektiğini anlaman için zaman cok azdı "Aç avucunu sana benden bir yürek daha verip bir kez daha gidiyorum" diyebildim anca...
__________________ Kadının gücünü Hafife Alma. Her Yol Sana Çıkar Galatasaray ! |
07.06.2014, 03:07 | #9 (permalink) |
Root Administrator | Cevap: Gönderilmemiş Aşk Mektupları @[Link'i Görebilmeniz İçin Kayıt Olunuz.! Kayıt OL] emeğine SağLik Gönderemediysen ßen YoLLarim TombuLum Seni SöyLemen YeterLi Unutma Sakın |
07.06.2014, 03:08 | #10 (permalink) |
| Cevap: Gönderilmemiş Aşk Mektupları Bir gün bana sorarsan Beni seviyor musun diye Bir sessizlik çöker üstüme İçimdense haykırırım delicesine Seni seviyorum, seni seviyorum diye Atılıp, boynuna sarılasım gelir Beni sar, hiç bırakma diyesim gelir Ama ben susarım, söyleyemem içimdekileri İçime, benliğime gömmüşüm seni Kalbiminse en derin köşesinde sevgin Zaman geçtikçe parçalayacak beni Ölesiye mutsuz olan bu ruhum Her zaman seni arzulayacak Ama ben suskunluğumla kalacağım Başında ayrılmış yollarımız meğer Boşuna üzdük birbirimizi Boş yere hayallerle avuttuk kendimizi Artık veda etmenin zamanı geldi Git, seni bekleyen mutluluğuna git Ben son günümü bekleyeceğim İçimde sevginin bittiği gün canım Derin bir uykuya düşeceğim Ki bir ömür boyu katlanam sensizliğe... Belki son nefesimde söylerim Eğer yanımda olur da ellerimi tutarsan Sana seni ne kadar çok sevdiğimi Seni sevdiğimi söylerim... __________________ bardaktan boşalırcasına yağan bir yağmurun eşliğinde salaş salaş yürüyorum sokaklarda.. yağmur öyle bir ıslatıyor ki her yerimi, ...sana titriyorum... Ve yazgının sonunda; ..diyelim ki gidiyorsun işte o zaman.. ayaküstü olur ölümüm.. Bundan sonra, En fazla sımsıkı sardığın bir ceset olurum Kendi cesedinin yanı başında. Zaten beni içine çektiğin kabusun ortasında Anlamsız iniltiler gibiydi vadettiklerin. Oysa, hiç kimse olmak istemiştim ben aslında. Şimdi başlığı yok, yazarı bilinmiyor Tüm bu düzene sokulmuş simgelerin. Şimdi adı yasak Suskun bir karanlıktır sahibi Buza kesmiş yüreğimin... *** Bir beni sevmek mi zor geldi sana..? Sen ki kaç yangından çıkmış yaralı bir yürek ne acılar görmüş gözlerin kaç kere ağlamış sebepsiz kuytularda bir bana ağlamak mı zor geldi sana.. İsyanlar ki ; yüreğinin kişiliği asi senin bir benim için mi karşı çıkamadın hayata.. Korkmazdın hiç bir şeyden korkaklığı kendine yakıştırmazdın da bir beni sevmekten mi korktu yüreğin.. ? Neydi beni sende sevilmez yapan.. Seni koşulsuz sevişim mi utanmadan saklamadan gözlerine baka baka seni seviyorum diyebilmem mi? .. Vazgeçemediğim için mi senden bu olmayışlar hiçe sayışlar.. “Nasıl olsa” mı benli cümlelerinin başı hep.. Sensiz olamadığımı bilmen mi benden kaçışın hep yanında olduğumu bilmen mi.. Neden bu gidişin benden ben hep beklediğim için mi?.. Bir anlamı varmı beni sevmeyişinin?.. Yüreğimden gitmek isteyişin neden?.. Neden benden kaçışın bir ben mi ağır geldim sana.. ? Bir benim sevgimi taşımak mı zor geldi sana..? Ben’li çilelerin ben’li pişmanlıkların bitti artık.. Dilediğince özgürsün.. Mavi gökyüzünün altında istediğin düş ülkelerine kanatlanabilir yüreğin.. Dilediğin mevsimlerde delice ıslanabilir gözlerin.. Bana çıkan tüm yolları adres defterlerinden sil artık.. Adımın üzerini kalın harflerle işaretleyip kaldır beni hatıralarının en tozlu raflarına… Bana dair tek bir satır kalmasın tek bir cümle olmasın dudaklarında.. Madem sana acı çektiriyorum madem ben sende pişmanlığı anımsatıyorum bırak bitsin bu çile.. Ben sana acı çektirmek gelmemiştim.. Ağır yaralı yüreğine umut diye girmiştim oysa.. Şimdi sende “ kanayan pişmanlık “ olmuşken unut beni.. Hiç yaşanmamış say yaşananları.. Ben’li hatıraların üzerine karanlığı ört ve kapat tüm perdelerini.. Bana kattıklarını bana bıraktıklarını topla yüreğimden… Sözlerini yeminlerini sök dudaklarımdan… Ama bir şeye dokunma ne olur… Seni “ sen “ diye seven yüreğime dokunma… Dokunma acıtır yalnızlığım yüreğini.. Dokunma kanatır diz boyu karanlığım o öldüğüm dudaklarını… Hayatımda yenilmeye alışmışken senin yenilgine de alışırım ben… Ben nice yürekte canlı canlı gömüldüm senin zaferlerine de alışırım sevgili... Bırak dokunma kanayan yaralarıma.. Cennet kokulu tenini sıçramasın kirli yüzümden akan yalnızlıklarım… Daha fazla acıtmasın pişmanlıklarda avutulmuş hatıralarım… Topla cümlelerini dudaklarımdan… Her şey bitti artık… Ve her şey bitmişken sana git demeyeceğim… Gitsen de tek bir kelime bile etmeyeceğim.. Susmalıyım!.. Susuyorum… En derininden en acısından suskunluğumda saklı cevaplarım sevgili… Belki de tüm cevaplarım soruların da saklı… Ben en çok seni sevmiştim sevgili.. En çok seni.. Yaralı yüreğimle gelmiştim sana.. Acılarımla yarımlığımla konuk olmuştum sana.. Gözyaşlarında yıkamıştım ayrılıklarda tozlu yüzümü… Gülüşlerinde ısıtmıştım ayazda kalmış fakir gülüşümü… En çok seni sevmiştim ben.. Acılarımız yenilgilerimi ortaktı oysa.. Birbirimize en yakın halimizdi yaralı geçmişlerimiz.. İpotekli yarınlarımıza aldırmadan sevmiştik birbirimizi.. Delice ve bir o kadar duygu yüklü.. Ama olmadı… Sözcüklerin içine sakladığın vedaları aldım bir gece… Gitmemi istedin.. Git diyemediğin halde… Susmaların bakışların hüzün yüklü yarınların bana gitmemi söylüyordu… Artık tüm zaferler senindir sevgili.. Tüm mutluluklar da.. Bana kalan acıları bana bırakılan yenilgileri– sevgin için bedenimi yüreğimi semer bileceğim – sırtıma yüklenip gidiyorum… Kapıyı aralamana gerek yok sevgili.. Sana geldiğim yollardan gitmeyi de bilirim ben… Gerek yok “ en iyisine sen layıksın “ sözleriyle avutulmuş devrik cümlelere… Ben iyi bilirim tozlu yolları… Gidiyorum tüm zaferlerin başkumandanı olarak ayrılığın ganimeti olarak tüm hatıraları yakabilirsin.. Ben’li tüm yaşananları da unutabilirsin… Artık söze gerek yok… Gitmeliydim ama bu kadar erken değildi.. Gidiyorum bir bedende “ yüreksiz “ yaşamayı öğrenmeye gidiyorum.. Gidiyorum öznesi çalınmış cümlelerde sana “ susmaya “ gidiyorum… Biliyorum sen bensiz de yaşabilecek kadar güçlüsün.. Hayata kaldığın yerden devam edeceksin… Noktasız virgülsüz… Oysa ben.. Oysa ben yaşadıkça hep bir eksik vereceğim sabah ictimalarında.. Hep bir sen eksik olacak nefes almalarım.. Artık öznesiz paragrafların içinde yarım cümlelik olarak KADIN sayılacağım… Artık ben “ sensiz “ varolacağım…. *** AŞK DEME BANA,BİLMEDİĞİN BİR KAVRAMI ANLATMA.. BİLİYORMUSUN..? Belki de bir hayalin peşinden yıllarca koşabilmektir, ya da koşmayı düşünebilmektir aşk. Üstelik yitip giden, hızla geçen zamanın sonunda o hayali hiç gerçekleştirememe olasılığına rağmen... Günleri, geceleri bir odaya kapanarak geçirirken, bir telefon çığlığına, bir kapı ziline ömrün yarısını verebilmeyi düşünmektir... Ya da duyulacak bir sesle, sevgilinin yüzündeki bir gülüşle, gözlerindeki bir ışıltıyla, ömrün üzerine bir ömür daha ekleneceğini hissetmektir aşk... Her şey çok iyi giderken, mutluluk ormanına her gün yeni fidanlar ekerken, insanların sana ve ona gıpta ile baktığını düşünürken bir anda onsuz, diğer yarınsız, kalabileceğin fikrinin seni deli etmesidir... Tam da ona hayatını bağlamışken, onsuz yapamayacağını, onsuz nefes bile alamayacağını düşünürken, bir gün yapayalnız kalma korkusunun bütün vücudunu titretmesidir aşk... Terk edildiğinde hayata küseceğini, suçlayacak yüzlerce insan ya da neden bulacağını, kin tutacağını, intikam yeminleri edeceğini bilmektir... Bir özlem şarkısının içini eriten ezgilerinin veya seni bambaşka mekanlara sürükleyen mısraların kulağından girip, yüreğine doğru akmasına sonra gözlerinden damla damla dışarı taşmasına engel olamamak ve zaten engel olmaya güç bulamamaktır aşk... Aylarca görmediğin, tenine dokunmadığın, kokusunu doyasıya ciğerlerine çekemediğin ve hatta sesini bile duymadığın birisine hala tüm hücrelerinle bağlı kalabilmektir, delicesine özlemektir aşk... Tutkun yüzünden aptallıkla suçlanmayı göze almaktır... Sana aptal diyenlere söylenecek söz bulamazken, başın öne eğilip gözlerinden akan gözyaşlarına rağmen, yüreğinin onu seviyorum diye haykırmasıdır aşk... Plansız, hesapsız, ölçmeden, biçmeden kaygısızca ama her olumsuzluğu da göz önüne alarak kendini bırakmaktır... Güçtür aşk ve zordur aşkı yaşamak. Her pisliğe, vurdumduymazlığa, kalleşliğe,iki yüzlülüğe karşı kazanılmış bir zaferdir. Yarını hiç düşünmeden sadece içinde bulunduğun anın hazzını bütün benliğinde hissedebilmektir. Sayılarla harflerle belirlenmiş her şeye meydan okuyan bir belirsizliktir... O belirsizliğin içinde savrulurken bir sonraki günü dakikası dakikasına planlamanın ne kadar saçma olduğunu görebilmektir aşk. Ve aslında hiçbir benzetmenin, hiçbir tarifin aşkı tanımlayamayacağını bile bile, aşk üzerinde yazma, söz söyleme cesareti gösterebilmek, o yazılanları, söylenenleri okuyabilmek, dinleyebilmektir aşk... __________________
__________________ Kadının gücünü Hafife Alma. Her Yol Sana Çıkar Galatasaray ! |
Yukarı'daki Konuyu Aşağıdaki Sosyal Ağlarda Paylaşabilirsiniz. |
| |
Forum hakkında | Kullanılan sistem hakkında |
| SEO by vBSEO 3.6.0 PL2 ©2011, Crawlability, Inc. |